Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Dava Dilekçesi

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -1-


NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE

…………………………….

DAVACI                     :

ADRES                       :

VEKİLİ                       : 

ADRES                       :

DAVALI                     :

ADRES                       :     

KONU                                   : Evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması nedeniyle Boşanmaya karar verilmesi istemlidir.

AÇIKLAMALAR:

1:Vekil edenim ile davalı eş, ………………. tarihinden beri yaklaşık ….. yıl evli olup, bu evlilikten …. İsimli çocukları bulunmaktadır.

2: Taraflardan davalı …… Arge bölümünde işçi olarak çalışmakta, vekiledenim ise çalışmamaktadır. Davalının ayrıca ……’da halka arz edilen şirketlerinde hissesi ve İMKB 100 ‘de de hissesi bulunmakta olup, ekonomik durumu gayet iyidir.

Tarafların evlilikleri ilk yıllarda sorunsuz geçmiş fakat daha sonraki yıllarda davalı eşin davranışları değişmeye başlamıştır. Tarafların müşterek hanesine gelenlere davalı eş karışmaya başlamış ve vekiledenimi de dışarı kıskançlık nedeniyle çıkarmamaya başlamıştır. Davalı eş, eve de hiç para bırakmamaya başlamış ve vekiledenim kendi özel ve ev ihtiyaçlarını da el işi yapıp satarak ve sağlık sertifikası ile de iğne yaparak karşılamaya çalışmış ve oğulları ………….’da davalı okuduğu için harçlık vermemiş ve onunda elinden geldiği kadar harçlığını vermiştir.

Davalı eş, sürekli her şey de kendi söz hakkının olmasını istemiş ve vekiledenimin de sosyal bir hayatının olmasına ve çevre edinmesine izin vermemiştir. Sürekli taraflar tartışmaya başlamış ve sırf oğlu için yıllarca bu tartışmalara katlanmıştır. Davalı çalıştığı şirkette 3000-4000 TL arasında maaş almakta fakat her seferinde de vekiledenime maddi sıkıntılar yaşatmaktadır. Davalı eş, çocuğuna da aynı sıkıntıları yaşatmış ve zamanında bir tane çikolata ve gofret parasını esirgemiştir. 19 yıllık tarafların birlikteliği vekiledenimin çabaları ile bugüne kadar gelmiştir. Vekiledenimde stres nedeniyle şeker hastalığı nüksetmiş ve vekiledenim yıllarca hastanelerde kalmış ve tedaviler görmüş, halende çok üzüldüğünde şeker komasına girmektedir. Davalı ve davalı eşin ailesi de sürekli hastaneye gitmesi nedeniyle vekiledenime ‘’Ne çok gidiyorsun hastaneye bir işin bitmiyor oralarda’’ diyerek daha da üzmüşlerdir.

Davalı Pazar parası olarak da evin ihtiyaçları için sadece vekiledenime 20 TL bırakmış, ve her hafta pazara da göndermemiştir. Vekiledenim aldıkları ile iki hafta idare etmek durumunda kalmıştır. Vekiledenim yetmeyeceğini söylediğinde ise, davalı vekiledenim idareli bir insan olduğunu bildiği için ‘’başka param yok’’ demiştir. Davalının evde dahi cüzdanını cebinden çıkararak eşinden sakladığı dönemler olmuştur. Taraflar vekiledenimin ısrarları ile bir araba almışlar ve davalı değiştiricem diyerek arabayı satmış ve parasını da borsaya yatırmıştır. Vekiledenim yıllarca başkalarından araba istememek ve kimseye muhtaç olmamak için araba almasını istese de davalı karşı çıkmış ve almamıştır.

3: Vekiledenim şeker hastalığı nedeniyle yaklaşık bir ay önce Tepebaşı SSK Devlet Hastanesi’nde tedavi görmüştür. Devlet Hastanesi’ndeki doktorundan muayene için sıra alması gerekmiş ve telefonla arandığında sabah erkenden hastaneye gidip sıra alması gerektiği söylenmiştir. Vekiledenim bel ağrısı nedeniyle yerinden kalkamamış ve davalının götürmesini istemiş, davalı araç bulamadığı için bir hafta daha tedavisi gecikmiştir. Ardından vekiledenim artık kendisi gitmiş ve hastaneye yatırılmış, davalı yanında olmamıştır. Hastanenin kantinin de kendi başına otururken hastanenin kantininde çalışan Zeki adında yaşlı bir amca ile tanışmış ve vekiledenime yaşlı adam yardım etmiştir. Vekiledenim şeker sonuçlarını göstermek için doktordan randevu almak istemiş ve yaşlı adamın yardımlarıyla randevu alarak muayene olarak tahlil sonuçlarını göstermiştir. Doktor şekerinin henüz düzene girmediğini belirtmiş ve 10-15 gün sonra tekrar gelmesi gerektiğini ve düzensizlik devam ettiği takdirde ağır olan 7’li ölçüm tedavisinin uygulanacağını belirtmiştir. Vekiledenim doktor odasından çıkıp tek başına gittiği hastaneden evine dönerken davalı eş aramış ve nerde olduğunu sormuştur. Vekiledenim tekrar muayene olacağını ve 7’li ölçüm yapılacağını ve düzensizlik olursa da pompa tedavisi göreceğini söylemiştir. Davalı eş bir anda telefonda bağırmaya başlamış ve ‘’ SENİN ZATEN DERDİN O, POMPANIN PEŞİNDESİN ‘’ diyerek vekiledenimi azarlayarak telefonu yüzüne kapatmıştır. Vekiledenim zaten canının derdindeyken davalının bir de azarlamasına göz yummuştur. Vekiledenim evine geldiğinde davalı öfkeli bir şekilde bilgisayar koltuğunda oturmuş ve vekiledenime ‘’ sana tırnağımın ucu kadar güvenmiyorum, demiştir. Söylediği sözler ve telefondaki bağırışı vekiledenimin zoruna gitmiş ve hiç sesini çıkarmayarak yorgun olduğundan dolayı da yatak odasına uyumuş ve üzerini dahi örtememiştir. Davalı eş, hiçbir şekilde hastalığı ile ilgilenmemiştir.

Vekiledenimin davalının olumsuz hareketlerine katlanma sebebi de oğlunun üniversite sınavlarına hazırlık sürecinde olmasıdır. Vekiledenim ‘’sabır ‘’ diyerek elinden geleni yapmaya çalışmıştır. Davalı yaptıkları ve sarfettiği sözler nedeniyle hiç pişmanlık duymamış ve özür de dilememiştir. Vekiledenim ile davalı zaten ayrı odalarda kalmakta ve cinsel birliktelikleri de bulunmamaktadır. Fakat vekiledenim hasta olmasına karşın evin tüm çamaşır bulaşıklarını yıkamış yemeklerini yapmış ve temizliğine de her şekilde önem vermiştir.

4: Taraflar yukarıda anlatılan olaydan sonra küs kalmışlar ve vekiledenim evden gidene kadarda hiç konuşmamışlardır.  Vekiledenim birkaç aydır telefon faturalarının yüksek gelmesi nedeniyle ve davalının da bu duruma söylenmesi nedeniyle başka bir operatöre geçmiş ve davalı bir akşam eve geldiğinde ‘’sen başka operatöre mi geçtin, ne haltlar yiyorsun’’ demiştir. Vekiledenim faturanın yüksek geldiğini ve kendisine yük olmamak için geçtiğini belirtse de davalı telefonunu vekiledenimin elinden almıştır.

Vekiledenimin telefonunu kurcalamış ve işi bitince elindeki çayla birlikte telefonu sehpaya fırlatmıştır. Vekiledenimin Canan isimli arkadaşı ile dertleştiğini görmüş ve sıkıntılarını paylaşması nedeniyle de daha da öfkelenmiştir. Vekiledenim yine sesini çıkarmamıştır.

Davalı yine oğlunun üniversite sınavından bir gün önce küs olmalarına rağmen tartışma çıkarmış ve evdeki geçimsizliğe şahit olan oğulları dayanamayarak artık öfke ile kanepeye, duvara ve kapıya vurarak sinirini çıkarmaya çalışmıştır. Vekiledenim oğlunu sakinleştirmeye çalışarak ağlamaya başlamıştır. Ayrıca her şeyi oğlunun sınavı sonrasında konuşmak için de susmuştur. Vekiledenim tüm olanları annesine anlatmış ve onlarda oğlu olduğunu ve boşanmaması gerektiğini söylemiştir. Vekiledenim annesine vekiledenimin arkasında olmadıklarından dolayı ezildiğini belirtmiştir.

5:  Vekiledenim evdeki huzursuzlukla nedeniyle ayrıca psikoloji aşırı bozulmuş ve psikolojik tedaviler de görmeye başlamıştır. Vekiledenimin ailesi bir akşam yemeğe davet etmiş ve davalı gece işe gideceğini söyleyerek gitmemiş fakat, aynı akşam kendi ailesine zorla vekiledenimi de götürmüştür. Vekiledenim davalının ailesine küs olduklarını ve davalının yaptıklarını anlatınca kayınvalidesi ‘’ oğlan benimse huyu da benim değil ya ona göre yaklaş sen konuş düzelir ozaman ‘’ diyerek geçiştirmiştir.  Vekiledenim de ‘’ hep ben alttan alıyorum beni eziyo o hiç fedakârlık yapmıyor ‘’ dediğinde ise, kayınvalidesi ‘’ erkek milleri yapmaz biz neler çektik el ne der, milletin diline düşeriz ‘’ demiştir.

Vekiledenimin o dönemlerde de stres ve üzüntü nedeniyle göz çevresinde fazlaca sivilce çıkmaya başlamış ve kendi ailesi ve her gören de ne olduğunu sormuştur. Vekiledenim cebinde 1 TL si dahi olmaması nedeniyle kendi ailesini de görmeye gidememiş ve davalı da zaten yukarıda belirtildiği üzere son zamanlarda daha çok cüzdanını saklamıştır. Davalıya her seferinde vekiledenimin ailesi de, ‘’ ev parasız olmaz bir gelen olur, hasta eşin var acil bir şey olur evi parasız bırakma ‘’ demelerine rağmen kimseyi dinlememiştir. Davalı zaten vekiledenimin ailesine de hiç değer vermemiş ve sevmemiştir. Vekiledenim yaptığı el işlerini sattığında aldığı paralarla kendisine harçlık yapmaya çalışmıştır.

Vekiledenim artık ayrılmaya karar vermiş ve oğlunun da sınavının geçmesinin üzerinden kendi ailene durumu anlatmıştır. Davalı eş, o günde evine geldiğinde yine bir tartışma çıkarmış ve vekiledenimin üzerine yürümüştür. Vekiledenim artık dayanamadığını belirtmiş ve çantasını alarak evden çıkmaya çalışmış, davalı eş zorla vekiledenimi ‘’beni rezil mi edeceksin ‘’ diyerek içeriye çekmiştir. Vekiledenim o gün sabaha kadar ağlamış yaşadıklarına üzülmüş ve şekeri yükselmiş, insülin vurarak kendisine zor iyileşmiştir. Vekiledenimin hıçkırıklarını davalı eş duymasına rağmen ne özür dilemiş ne de abaşka bir şey yapmıştır. Sabah kalktığında da vekiledenim dayanamayarak ailesinin evine gitmiş ve orada yaşamaktadır.

Vekiledenimin ailesinin evine gitmesiyle davalı eş, karakola şikâyetçi olmuş ve eşinin kaybolduğunu veya kaçırıldığını söylemiştir. Vekiledenim polis karakoluna giderek polislere güvende ve ailesinin yanında olduğunu söylemiş, adresini ve telefon numarasını bırakmış, ayrıca eşi ile de boşanma sürecinde olduklarını belirtmiştir. Taraflar vekiledenimin ailesinin yanına gittiğinden beri de ayrı yaşamaktadırlar. Davalı taraf bu süreçten sonra da devamlı vekiledenimi telefon ile arayarak hakaret ve küçük düşürücü sözler sarfetmiştir.

SONUÇ OLARAK; Davalı eşin vekiledenimi küçük düşürmesi, evine bir kuruş dahi para bırakmaması, evin özel ve genel hiçbir ihtiyacını karşılamaması,  çocuğuna gereken özen ve değeri göstermemesi, vekiledenimin fikirlerine önem vermemesi, güvenmemesi, en ufak şeyden tartışma çıkarması, tüm hastalık sürecinde yanında olmaması vekiledenimin yaptığı hiçbir şeyi beğenmemesi, vekiledenimin kişilik haklarına alenen saldırı oluşturmaktadır.

Evlilik birliğinin bu şekilde sona erdirilmek zorunda kalınması da vekiledenimin geleceğe yönelik tüm beklentilerinin boşa çıkmasına neden olmuştur. Bu nedenle, müvekkilim lehine 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere, toplam 100,000,00 TL tazminat talep ediyoruz. Tekrar ……. doğumlu ……..’nın velayetinin de vekiledenime verilmesine ve çocuk için  aylık 500 TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra iş bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamına , Vekiledenim içinde aylık 1000 TL tedbir nafakasına  boşanmadan sonra iş bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.        

HUKUKSAL NEDENLER   : M.Y.

DELİLLER                             :

Davalı eşin delillerine karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile,

1: Mali ve içtimai durum araştırması,

2: Davalı eşin Çalıştığı ……..’e müzekkere yazılarak maaş bordrolarının celbi,

3: Davalı ile vekiledenim arasındaki mesajlaşma görüntüleri,

4: Davalının vekiledenime karşı küçük düşürücü söz ve hakaretlerini içerir ses kaydı,

5: Vekiledenimin hastalıklarını gösterir ve kullandığı ilaçları gösterir raporlar,

6: Tanıklar ve her tür kanıt.

SONUÇ VE İSTEK         :Yukarıda açıkladığımız nedenlerle;

Davamızın KABULÜNE,

Müşterek çocuk ….’nın velayetinin vekiledenime verilmesine,

Müşterek çocuk ….. için  aylık 500  TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra iş bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamına HÜKMEDİLMESİNE,

Vekiledenim için aylık 1000 TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra iş bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına HÜKMEDİLMESİNE,

Vekiledenim için, 50.000,00 TL MANEVİ TAZMİNATA,

Vekiledenim için, 50.000,00 TL MADDİ TAZMİNATA,

Hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.                                                                                   

DAVACI VEKİLİ

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi Örneği -2-

AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI……………:

VEKİLİ………………:

DAVALI…………….:

TALEP KONUSU…: Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni ile Boşanma talebidir.

AÇIKLAMALAR….:

Müvekkil ile davalı …. yılında evlenmiş olup, bu evlilikten tarafların  1980 Doğumlu Alp, 1988 Doğumlu Aslı adında iki çocukları bulunmaktadır.

Taraflar birbirini severek evlenmiş olmalarına rağmen evlendikten bir süre kadar sonra taraflar arasında sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Öyle ki,

Taraflar ruhi ve fikri olarak anlaşamamaktadırlar. Hayata bakış açıları birbirinden farklı olup, tarafların anlaşamamasının diğer bir nedeni de, taraflar arasındaki eğitim ve kültür farklılığıdır. Müvekkil üniversite mezunu, davalı ise ilkokul mezunu olup, eğitim durumları arasındaki bu ciddi fark evlilik müddetince taraflar arasında problemler yaşanmasına sebebiyet vermiştir. 

Belirttiğimiz bu hususlar dışında, davalı eş evlilik birliğinin getirdiği yükümlülüklerden olan sır saklama veya mahremiyetin gizliliği ilkelerine de açıkça aykırı davranışlarda bulunmuş ve devamlı olarak müvekkil ile yaşadığı evlilik birliğinden kaynaklı sorunları askeri ortamlarda dile getirmiş, müvekkilin komutanlarına dahi bizzat çıkarak müvekkili şikayet etmiştir. Davalı; evlilik birliği müddetince, müvekkilin komşularına, müvekkilin komutanlarının huzurunda ve de orduevinde müvekkilin alkolik, kumarbaz ve başka kadınlarla ilişkisi olan hayırsız biri olduğunu beyan etmiş, müvekkile hakaret etmiş ve müvekkili iş çevresinde küçük düşürücü tutum ve davranışlarda bulunmuştur.

Evliliğin belirtilen bu nedenlerden dolayı sona ermesine ve taraflarca da ayrılık kararı alınmasına ve fiilen de evliliğin son bulmasına rağmen, müvekkil o  zamanlarda çocuklarımım yaşlarının küçük olması ve de istikballerini kurmları için evlilik birliğini devam ettirmiş fakat taraflar aynı evde farklı hayatlar sürmüşlerdir. Davalı asilin müvekkille olan sorunlarının dışında kendi komşu ve arkadaşları ile de sorunları olup, davalı etrafına karşı da kötümser bir tavır sergilemekte ve sosyal davranmamaktadır. Bu belirtilen hususlar davalının komşuları tarafından da bilinmekte olup, tarafların evliliğin sona ermesinde davalının komşuları dahi, davalı asilin kusur ve kabahatinin bulunduğunu müvekkile defalarca beyan etmişlerdir.

Yukarıda kısaca belirtilen nedenlerden dolayı, fiilen sona eren bu evliliğin hukuken de sona erdirilmesi maksadı ile, işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER….: TMK, HUMK, İlgili Yasal Mevzuat…

DELİLLER………………: Nüfus Kayıtları, Mali ve İçtimai Durum Araştırması, Tanık Beyanları, her türlü takdiri ve yasal delil…

SONUÇ VE İSTEM……..: Yukarıda kısaca arz ve izah olunan nedenlerden dolayı; Tarafların Evlilik Birliğinin Sona Ermesi Nedeni İle Boşanmalarına, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa aidiyetine; karar verilmesini davacı vekili sıfatı ile saygılarımla dilerim. 07.01.2019

                                                                                               DAVACI VEKİLİ

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -3-

………………..( ) AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONUSU: Aile Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Talebidir.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil ile davalı 21.08.2014 tarihinde evlenmişlerdir. Bu evlilikten müşterek çocukları bulunmamaktadır. Evlilik birliği açıklanacak olaylar nedeniyle temelinden çökmüş ve taraflar için çekilmez bir hale gelmiştir.

OLAYLAR                  :

TARAFLAR ARASINDA NİŞANLILIK DÖNEMİNDEN BAŞLAYAN VE EVLİLİĞİN İLK HAFTASINDAN  İTİBAREN  DEVAM EDEN, DAVALININ, MÜVEKKİLE VE AİLE HAYATINA DÖNÜK SEVGİSİZLİĞİ VE İSTEKSİZLİĞİNDEN KAYNAKLI SORUNLAR EVLİLİK BİRLİĞİNİ TEMELİNDEN SARSMIŞTIR.

Taraflar görücü usulüyle evlenmişlerdir. Nişanlılık döneminden itibaren davalı müvekkile karşı ilgisiz, sevgisiz ve mesafeli olmuştur. Müvekkil, etrafındaki büyüklerin “ Bu halleri normal, kız tarafı naz tarafı, zamanla aranızdaki sevgi, muhabbet olması gerektiği gibi olacaktır” gibi telkinleriyle nişanlılık döneminden geçip evlilik hayatına başlamıştır. Müvekkilin, eşinin ilgisi ve sevgisini kazanmak adına gayretleri hep sonuçsuz kalmıştır.

Davalı, belli bir süre evli kaldıktan sonra evlilik hayatını bitirmek istediğini onur kırıcı bir şekilde defalarca müvekkile söylemiştir. Huzurlu mutlu bir aile hayatı tesisi için hiç çabası olmamış, müvekkile en ufak bir ilgi, sevgi, muhabbet göstermemiştir.

DAVALI EVLİLİK BİRLİĞİNİN KENDİSİNE YÜKLEDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEMİŞTİR.

Davalı ev hanımıdır. Müvekkil evlilik hayatında bir gün olsun eşinin güler yüzüyle, ilgisiyle evde karşılanmamıştır. Adeta ortak hanede zorla kalıyormuşçasına davranmıştır. Cinsel hayattan uzak durmuş, çocuk sahibi olmak istemediğini söylemiştir. Sonuçsuz kalan gayretler ve tüm bu haller müvekkili manen çökertmiştir. Bu davranışlara sabrının tükenmesiyle evde yaşanan tartışmalar her geçen gün artmıştır.

DAVALI SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI DAVRANMIŞTIR.

Kendisine son derece uzak ve soğuk olan eşinin telefonla fazlaca zaman geçirdiğini gören müvekkil, bu durumdan şüphelenmeye başlamış, anlamak istediğinde telefonun kendisinden kaçırıldığını ve şifrelenmiş olduğunu görmüştür. Bunun üzerine kendisine ait olan ve davalının kullandığı 05………….numaralı hattın geriye doğru altı aylık görüşme kayıtlarını ilgili GSM operatöründen istemiştir. Bu kayıtlar dava dilekçesiyle beraber sunulmuştur. Bu kayıtlar içerisinde 05……….numaralı hatla eşinin gece gündüz mesajlaştığını, görüştüğünü  görmüş ve numaranın yabancı bir erkeğe ait olduğunu öğrenmiştir. Davalıya sorduğunda evlilik hayatında sorunlar yaşayan kız arkadaşıyla mesajlaştığını ve telefonun eşi adına kayıtlı olabileceğini söylemiştir. Ancak bu açıklama müvekkili tatmin etmemiş ve araştırmaları sonucunda eşinin daha önce arkadaşlık yaptığı ve evlenmek istediği başka biri olduğu halde kendisiyle evlendirildiğini öğrenmiştir. Görüşülen şahsın bu kişi olup olmadığını, kim olduğunu daha fazlaca irdelememiştir. Eşinin sadakatinden de şüphe oluşup bunları öğrenince zaten dayanılmaz şekilde süren evlilik hayatının yürümeyeceği anlaşılmıştır.

Görüşme kayıtları delillerimiz arasındadır. Bu kayıtlarda sık görüşülen numaralarla ilgili bir kısım beyanlar şimdilik saklı tutulmuştur. İlgili GSM operatörüne talimat yazılarak görüşme kayıtlarındaki tarihler itibariyle en çok görüşülen numaralardan hat sahibinin kimlik bilgilerinin  ve gerekirse tanık olarak Mahkeme’ye çağrılmak üzere adres bilgilerinin celbini talep ediyoruz.

TARAFLAR ALTI AYDIR AYRI YAŞAMAKTADIRLAR.

Son olarak 2015 yılı Ağustos ayında evde yaşanan tartışmada davalı babasını arayarak müvekkili şikayet etmiştir. Davalının babası, kızının yanlış yönlendirmesi ve beyanlarıyla müvekkili telefona istemiş ve telefondaki hakaretlerden sonra evden ayrılmamasını, eve doğru yola çıktığını, gününü göstereceğini söylemiştir. Kendisine bir zarar verileceği endişesiyle müvekkil polisi aramıştır. Emniyet güçleri ortak haneye geldiğinde ise müvekkilden izahat bile istemeden, davalıya şikayetçi misin diye sormuşlar, davalı şikayetçi olduğunu söylediğinde ise müvekkil için bir ay uzaklaştırma kararı verilmiştir. Davalıya karşı şiddet içeren bir davranış ve sair suç unsuru olmadığı halde sadece şikayetim var beyanıyla yasal koruma devreye girmiştir. Müvekkil baba evine gitmiş, bir ay sonunda döndüğünde ise davalının kapı kilidini değiştirerek ortak haneden ayrıldığını görmüştür. O günden bu yana taraflar ayrıdırlar.

Açıklanan olaylar çerçevesinde aile birliği temelinden çökmüş ve müvekkil için çekilemez bir hal almıştır. Tarafların boşanması için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : TMK, HMK, Av. Kanunu ve ilgili mevzuat

HUKUKİ DELİLLER   :

1-Nüfus kayıtları,

2-Mali-sosyal durum araştırması,

3-Tanık Anlatımları (İsim ve adresleri bildirilecektir.)

4-Sair yasal deliller

SONUÇ ve TALEP     :

Açıklanan ve re’sen nazara alınan nedenlerle;

Davanın KABÜLÜNE, 4721 sayılı kanunun 166. maddesi uyarınca tarafların BOŞANMALARINA,

Sair taleplerin şimdilik saklı tutulmasına,

Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla.04.03.2016

EK:

Vekâletname Sureti

Telefon görüşme kayıtları

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -4-

…………………..( ) AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI                    : …

VEKİLİ                       : …

DAVALI                     : …

DAVA KONUSU      : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilmesi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR       :

1-) Ekli vekaletname uyarınca davacı … vekiliyim.

2-) Müvekkil ile davalı 07.07.2017 tarihinde evlenmiş olup tarafların söz konusu evlilikleri dolayısıyla müşterek çocukları bulunmamaktadır. Müvekkilin önceki evliliğinden olma 2 (iki), davalı tarafın da bilindiği kadarıyla önceki evliliğinden olma 3 (üç) çocuğu bulunmaktadır.

3-) Taraflar evlendikten sonra müvekkilin … Kasabası’nda bulunan evinde yaşamaya başlamış, evliliklerinden kısa bir süre sonra da davalı, çocukları ile ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek yurt dışına çıkmıştır. Davalı, yurt dışında 1-2 hafta süre kaldıktan sonra geri dönmüştür. Geri döndükten sonra da müvekkil evlilik birliği dolayısıyla üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen; müvekkile karşı davranışları değişmeye başlamış, müvekkile kötü davranmaya, müvekkili rencide etmeye başlamıştır. Davalı, söz konusu davranışlarına toplum içinde de devam etmiş müvekkilin bu yüzden daha fazla rencide olmasına sebebiyet vermiştir. Hep birlikte oturulan aile yemeklerinde durduk yere anlamsız sözler söyleyerek müvekkili küçük düşürmüş, üzmüştür. Davalı, en küçük sorunları bile büyütmüş, kavga ve tartışma ortamı yaratmaya başlamıştır.   Davalının söz konusu davranışları bununla da kalmamış; davalı, aynı konutta hep birlikte yaşadıkları müvekkilin önceki evliliğinden olma Mustafa adlı oğlunu müvekkile karşı kışkırtmış, baba ile oğul arasına girerek ilişkilerinin bozulmasına sebebiyet vermiştir.

4-) Tüm bu yaşananlardan sonra müvekkil her ne kadar sabretmiş, evliliğini düzeltmeye çalışmış ise de davalının anlamsız hareketlerine karşı tahammülü kalmamıştır. Tarafların mutlu birlikteliklerinin davalı tarafça bozulması üzerine taraflar sürekli tartışmaya başlamıştır. Davalı taraf, müvekkilin şehir dışında bulunduğu bir zamanda bütün eşyalarını toplayarak evi terk etmiştir. Davalı, evi terk ettikten kısa bir süre sonra 2017 yılının Aralık ayında müvekkilin ablası …’a telefon ile ulaşmış, müvekkil ile ikiz çocukları olduğunu söylemiştir. Söz konusu durum üzerine hem müvekkilce hem de müvekkilin ailesi tarafından davalıya ulaşılmaya çalışılmış ise de hiç bir şekilde kendisine ulaşılamamış, kendisinden haber alınamamıştır. Müvekkile baba olduğu söylenerek müvekkilin duyguları ile oynanmış, doğru olup olmadığı bilinmeyen söz konusu bu hareket ile müvekkil büyük bir üzüntü yaşamıştır. Üstüne üstlük söz konusu telefon görüşmesinden sonra davalı, ikiz çocuklarının öldüğünü, çocuklarının ölümüne müvekkilin sebep olduğu yönünde mesajlar atarak müvekkile karşı haksız, asılsız ithamlarda bulunmuş, müvekkili içinden çıkılmaz bir buhrana sürüklemiştir.

5-) Davalı ile müvekkilin ablası arasında geçen telefon konuşmasından 4-5 ay sonra; 2018 yılının Mayıs ayında davalı, müvekkili arayarak Antalya İli Alanya İlçesinde bulunduğunu, çok zor durumda olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek müvekkilden para talep etmiştir. Müvekkil davalı eşinin söz konusu bu durumuna dayanamamış, davalıya PTT aracılığı ile para göndermiştir. Müvekkil söz konusu para gönderme işlemi ile de kalmamış, davalı eşinin bulunduğu yere gidip eşini bulunduğu zor durumdan kurtararak evlerine götürmüştür.

6-) Müvekkil, davalı eşini evine getirdikten sonra da ona çok iyi davranmış, ona sürprizler yapmış, davalı eşinin doğum günü olan 30 Mayıs’ta eşinin doğum gününü kutlamış, tabiri caizse onu el üstünde tutarak bir dediğini iki etmemeye çalışmıştır. Ancak yaşanan bu güzel günler çok uzun sürmemiş, davalı yine gitmek istediğini söylemiş, müvekkil ne kadar yalvarıp yakarsa da davalı eşini kalması yönünde ikna edememiştir. Yaşanan bu durum müvekkili çok derinden yaralamıştır. Müvekkil, her ne kadar eşinin döneceği yönünde bir bekleyiş içerisine girmişse de davalı geri dönmemiştir. Şu anda da davalıdan haber alınamamakta, kendisine hiç bir şekilde ulaşılamamakta, hatta kendisinin nerede ne yaptığı dahi bilinmemektedir. İzah edilen tüm hususlara ilişkin tanıklarımız mevcut olup celse arasında hazır edilecektir.

7-) Müvekkil, davalı ile evlenirken büyük bir mutluluk duyarak evlenmiş, eşine büyük bir değer vermiş ve evliliğinin bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir biçimde süreceği inancı ve hayalini beslemiştir. Ancak davalının yapmış olduğu olumsuz ve anlamsız hareketler, müvekkilin toplum içerisinde küçük düşürülmesi, müvekkilin tüm gayretlerime karşın davalının evi terki ve davalı tarafça müvekkile karşı haksız ithamlarda bulunulması müvekkilin bu evliliğe olan inancını bitirmiştir. Davalı da bu evliliğin bitmiş olduğunun farkındadır. Evlilik ortak yaşama duygusu ve arzusuna bağlı olup, hayatın birlikte yaşanması ve paylaşılması amacını güder. Eşler fiilen ayrı yaşamaya başlamışlarsa evliliğin söz edilen amaç ve anlamının kalmadığının kabulü gerekir. Davalı da müşterek evi terk ederek ortak yaşama arzusunda olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Eşler arasındaki ruhi ve fikri anlaşmazlıklar sonucu evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, evliliğin devamında gerek eşler, gerekse toplum açısından yarar kalmamıştır. Eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün olmadığından, bu evliliğin sona erdirilmesi en uygun çözüm olacaktır. İzah edilen sebeplerle iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER         : Türk Medeni Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve sair ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER            : Nüfus kaydı, tanıklar, sair deliller.

SONUÇ VE İSTEM             : Yukarıda kısaca arz ve izah edilen nedenlerle, eşler arasındaki evlilik birliği, müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış bulunduğundan tarafların boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.

                                                                                                                             Davacı Vekili

EK : Nüfus Kaydı

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -5-

 NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI                                     :

VEKİLİ                                       :

DAVALI                                     :

KONU                                         :

AÇIKLAMALAR                      :

1.- Müvekkilim davacı …….. ile davalı …… ……tarihinde görücü usulü ile evlenmişlerdir. Bu evlilikten ……. ve ……… adında müşterek çocukları dünyaya gelmiştir.

2.-Müvekkilim ve davalı eş yaklaşık 7 yıldır Türkiye’ de ikamet etmektedirler. Taraflar evlendikleri günden bugüne kadar birbirine uyum sağlayamamış müşterek hayat çekilmez hale gelmiştir. Anlaşmazlıkların temelinde, davalının, müvekkile karşı saygısızlığı ile hakaret, darp ve cebir kullanması yatmaktadır. Bu nedenler ile bu evlilik birliği çekilmez hale gelmiştir.

3.- Davalı eş, evlilik birliğinin kurulmasından bu yana Müvekkili hep darp etmiş ve eve hapis ederek dışarı çıkmasına izin vermemesine kadar ayrıca müvekkili kız çocuğuyla birlikte aç bırakmıştır. Kaldı ki müvekkilin evin perdesine kadar açmasına müdahale etmiştir. Ayrıca davalı eş, evin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamayarak aç bıraktığı zamanlar olmuştur.

4.- Müvekkilim, davalı eşin bağnazlığı, aşırı baskısı yüzünden evden dışarı çıkamayan hakaret, tehdit ve darp etmesine rağmen müvekkilim, çekilemeyecek boyutta olan evlilik birliğinin bugüne kadar devamını sırf çocukları için katlanmıştır. Buna rağmen davalı eş, müvekkilime karşı her zaman “dışarı çıkarsan seni öldürürüm orospu”“ben biliyorum senin dostun var o yüzden evin perdesini açıyorsun orospuluk yapıyorsun” diyerek hem darp etmiş hem de hakaretle tehdit etmiştir. Kaldı ki müvekkilim, Türkçe konuşmasını bilmemektedir. Bu durumunu bilen davalı eş her zaman müvekkile karşı dostun var diyerek eve hapsederek, perdeyi açmasına kadar izin vermeyerek hep iftiralarda bulunmuştur.

5.-  Davalı en son müşterek konutta, müvekkilimin perdeyi açması nedeniyle müvekkile karşı “ orospu senin bir dostun var ben seni artık istemiyorum” diyerek,  müşterek kızları X’ yla birlikte müvekkilimi gece yarısında müşterek konuttan dışarı atmıştır. Müvekkilim, davalı eşi tarafından müşterek kızları ……’yla müşterek konuttan dışarı atıldıktan sonra Müvekkilim, kızıyla birlikte Gaziantep’ te bulunan annesinin yanına yerleşmiştir. Daha sonra davalı eş, Gaziantep’ e gelerek Müvekkilime ve müvekkilin annesine hakaret ve öldüreceğine dair tehdit etmiştir. Davalı eşin tehdit ve hakaret içerikli mesajları bulunmaktadır. Bu duruma ilişkin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’ na davalı eş hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı da bildiririz.

6.- Davalı eş tam ve yoğun kusurlu olarak sebep olduğu bu ayrılık nedeni ile yukarıda açıkladığımız nedenlerle işbu boşanma davasını açma zorunluluğu doğmuştur.

7.- Müşterek çocuk …… nin velayetinin, çocuğun manevi olarak müvekkilime verilmesi yararlı olacaktır. Bu nedenle Müşterek çocuk ……… nin velayetini müvekkile verilmesini talep ederiz. Ayrıca Müşterek X’ in için bakım, iaşe, giyim ve her türlü gideri için 1000 TL Tedbir Nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

8.-  Müvekkilim, davalı eşin kendisini darp etmesinden çalışamaz haldedir ve davalı eşinden kendisine zarar vermesinden korktuğundan ötürü saklanarak yaşamaktadır. Ayrıca Müvekkil Türkçe bilmemektedir. Bu nedenle müvekkil çalışamamaktadır.  Ayrıca müvekkil sığıntı gibi herhangi bir ailesinin yanında belli bir süre aralığında onlarla birlikte yaşamaktadır. Müvekkil hakkında 1500 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra ise yardım nafakası olarak davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

9.- Evlilik birliğinin bu duruma gelmesinde davacının hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Davacı, salt davalının kusuruyla yıkılan evliliği sonrasında boşanma durumunda yaşamsal olarak büyük bir düşüşün içerisine girecektir. Davacının yaşam standardı son derece kötü duruma düşecektir. Bu nedenle boşanmaya karar verilmesi durumunda davacının yaşamını yıkıntıya dönüştüren davalı tutum ve davranışları karşısında da,  50.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini dileriz.

Davacı, davalının davranışları nedeniyle çevresinde küçük düşürülmüş, ruhsal bunalım içerisine itilmiştir. Davalının bu davranışları kişilik haklarına ağır saldırı niteliği taşımakta olup bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini dileriz.

*Davacının verebileceği yanıtlara karşı yanıt; sunabileceği kanıtlara karşı kanıt sunma haklarımızı saklı tutarız.

HUKUKSAL NEDENLER             :  TMK ve İlgili Mevzuat

HUKUKİ DELİLLER__                :Nüfus Kaydı, Tanık, Cumhuriyet Başsavcılığı’ na yapılacak suç duyurusu, mesajlaşmalar ve Her Türlü Sair Delil

SONUÇ VE İSTEM             :

Açıklanan nedenlerle; yargılama yapılarak tarafların Türk Medeni Yasasının 166. maddesi uyarınca “Evlilik birliğinin temelden sarsılması” nedeniyle boşanmaya karar verilmesini, müşterek çocuk ……….. in velayetinin anneye bırakılmasına, çocuk için 1000 TL Tedbir Nafakasının davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, kararın kesinleşmesinden sonrası için ise her ay “iştirak nafakası” olarak devamına, müvekkilim için 1500 TL “tedbir nafakası” nın davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, boşanmaya karar verilmesi durumunda nafakanın “yoksulluk nafakası” olarak devamını ve yine boşanmaya karar verilmesi durumunda 50.000 TL “maddi”, 50.000 TL “manevi” olmak üzere toplam 100.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini vekâleten saygılarımla talep ederim. (tarih)

Davacı Vekili

EK:

1.- Nüfus Kayıt Örneği,

2.- Vekâletname

Evliliğin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi 6

………………………NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU : Evlilik birliğinin temelden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi nedeniyle tarafların boşanmalarına; müşterek çocuk ……..’nın velayetinin davacı eş ………’ya verilmesine; müşterek çocuk ……. adına, davalı tarafça verilmek üzere ….. TL iştirak nafakasına hükmedilmesine; davacı eş …… adına, davalı tarafça verilmek üzere …. TL tedbir nafakasına hükmedilmesine; ….. TL maddi ile …. TL manevi tazminata hükmedilmesine, karar verilmesi talepli dava dilekçemizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil ……. ile Davalı taraf ……, …/…/… tarihinde evlenmiş olup, bu evliliklerinden ……… adında müşterek çocukları bulunmaktadır.

Davalı eş evlilik birliği süresince müvekkile karşı her zaman ilgisiz bir tutum sergilemiş, bu konuda rahatsızlığını dile getiren müvekkil, davalı taraftan müspet bir karşılık alamamıştır. Nitekim …/…/… tarihinde hamile olduğunu öğrenen ve kısa bir süre sonra davalı taraf ve arkadaşlarıyla çıkmış olduğu tatili bir balayı olarak düşünen müvekkil, davalı tarafınca muhabbet dahi edilmeyerek hayal kırıklığına uğratılmıştır. Bunun üzerine eşiyle iletişime geçmeye çalışan müvekkil “ben tatile geldim, arkadaşlarımla eğlenmek istiyorum” şeklinde bir cevapla karşılaşmıştır.

Müvekkil …….., hamileliğinin altıncı ayına kadar aktif bir şekilde çalışma hayatına devam etmiştir. Bu süre zarfında mide bulantıları dolayısıyla ilk aylarda çok zorlanmasına rağmen çalışmaya devam eden müvekkil, böyle bir durumda bile her gün evine geldiğinde yemek yapmış, müşterek yaşam düzenini sekteye uğratmamak adına fedakârca çaba göstermiştir. Ancak davalı eş, hiçbir zaman müvekkile yardım etmemiştir. Öyle ki, haftada bir gün izni olan müvekkil, izin gününü dahi temizlik yaparak geçirmiş, davalı taraf ise evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumluluk dâhilinde, temizlik yapan hamile eşine yardım etmeyi düşünmemiştir.

Davalı tarafın ilgisiz tavırları, müvekkilin hamileliğinin ilerleyen zamanlarında da devamını sürdürmüştür. Hamileyken gribe yakalanan ve bebeğinin sağlığı için ilaç içmeyen müvekkil, davalı eşten yardım istemiş, bunun karşılığı olarak “dışarı çıkacağım, eve dönünce yardım ederim” cevabını almıştır. Gece boyu hasta halde eşinin eve dönmesini bekleyen müvekkil, sonunda çaresizce kendi kendine bakmaya çalışmıştır. Hamile ve hasta olan eşini evde yalnız bırakmaktan en ufak bir rahatsızlık duymayan ve geç saatlere kadar eve dönmeyen davalının bu tutumu, evlilik birliğine olan menfi tavrını kanıtlar niteliktedir.

Müvekkil ………, hamileliğinin sonlarına yaklaşırken, doğum çantası hazırlamak için, hastanede kullanılmak üzere bir takım ihtiyaçlarını almış ve pek hevesli bir davranışla özenerek bu alışverişinde

almış olduklarını eşiyle paylaşmak istemiştir. Ancak yine davalı eş tarafından “ne gerek vardı”, “o kadar para verilir mi” şeklinde kırıcı bir tavırla karşılaşmıştır.

Davalı eş, müvekkili, hamileliği boyunca sürekli olarak şüphe duymaksızın evde tek başına bırakarak arkadaşlarıyla alkol almaya çıkmıştır. Davalı, bu tutumunu öyle bir raddeye getirmiştir ki, doğumdan bir gece öncesinde bile arkadaşlarıyla dışarı çıkmış, sabah saatlerinde bilincini neredeyse kaybetmiş bir seviyede alkollü bir şekilde ancak dönebilmiştir.

Müvekkil, müşterek çocukları dört aylık iken işsiz kalmış, ancak yine iş arayışına girmiş ve birkaç işyerinde çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunmuştur. Sorumluluk duygusu ile geç saatlere kadar çalışan müvekkil, evine döndüğü zaman ise yemek ve temizlik yaparak ev işlerini aksatmamış, çocuğuyla ilgilenmeyi asla ihmal etmemiştir. O kadar ki, müvekkil yeri geldiğinde tüm günün yorgunluğuna aldırmadan sabaha kadar müşterek çocuklarını uyutmaya çalışmıştır. Buna karşılık davalı eş, müvekkilden daha erken bir saatte işten çıkarak ortak haneye gelmesine rağmen, ne ev işleriyle ne de çocuğuyla ilgilenmemiş, hatta eve kendisinden sonra gelen müvekkile tüm bu konularda yardım dahi etmemiştir. Davacı taraf adeta müşterek yaşamın gerektirmiş olduğu bütün sorumluluğu müvekkil üzerine yüklemiştir.

Davalı eşin, müvekkili evde tek başına bırakıp arkadaşlarıyla dışarı çıkarak alkol alması ve akabinde eve geç saatlerde dönmesi, müşterek çocuğun doğumundan sonra da devamını sürdürmüştür. Davalı, ilgisiz ve sorumsuz tavrını müvekkile sergilemekle yetinmemiş, yeni doğan çocuğuna karşı dahi aynı tutumda bulunmuştur. Kaldı ki, müşterek çocukları hastayken bile bu durumu umursamayarak eşini ve çocuğunu evde yalnız bırakmıştır. Ortak vakit geçirme talebinde bulunarak dışarıya birlikte çıkmak isteyen müvekkil, her defasında davalı taraftan “ben çocukla seni nereye götüreyim” şeklinde karşılık almıştır.

Tarafların düğününde müvekkile, kendi ailesi tarafından 3 adet bilezik (60 gram), davalının ailesi tarafından da 6 adet bilezik (132 gram) takılmış olup, taraflar ilerleyen zamanda 6 bilezik ile araba satın almışlardır.

Tarafların müşterek çocukları bir yaşına gelmesinden sonra taraflar ev satın almak amacıyla araştırmaya yapmaya başlamışlardır. Bu süreçte davalı taraf, emeklilere ev vergisi çıkmadığını ifade ederek alacakları evi kendi babasının üzerine yaptırmayı teklif etmiştir. Müvekkil ise bu durumu hiçbir art niyet aramaksızın kabul etmiştir. Davalı taraf bu doğrultuda 6 bilezikle satın almış oldukları arabayı ve düğünde takılmış olan 60 gram bileziği satarak evi tutmuş ve söz konusu evi kendi babasının üzerine yaptırmıştır.

Tarafların evi satın almaları üzerine bir düzen kuracaklarını ümit eden müvekkil, herhangi bir sohbet ya da paylaşım ortamının oluşmaması üzerine bir kez daha hayal kırıklığına uğratılmıştır. Davalı, bu süreçte de müşterek çocukla ilgilenmemeyi devam ettirmiştir. İlgili bir eş olmayan davalı, ilgili bir baba da olmamıştır. O kadar ki, müşterek çocukları hastalandığında dahi şehir dışına çıkan davalı, mesnetsiz bahaneler öne sürerek çocuğu ile ilgilenmemiş, bu nedenle müvekkil çocuğunu kendi ailesi ile doktora götürmüştür.

Davalı eş, evlilik süresince kendi doğrularının ve kendi kararlarının dışına çıkmaksızın, baskıcı ve manipüle edici bir tavırla müvekkili sürekli bastırmıştır. Müvekkil, tartışma çıkmaması adına, artık kendi fikir ve düşüncelerini söyleyemez hale gelmiştir. Öyle ki satın almış oldukları evin dekorasyonu, düzeni bakımından dahi müvekkilin söz hakkı olmamıştır.

Bu konuda karar tamamen davalı tarafa ait olmuş, müvekkil ortaya çıkabilecek tartışmaları önlemek adına davalının kararlarını kabul etmek zorunda kalmıştır.

Davalı tarafın, müvekkile ve müşterek çocuğa olan ilgi ve alakası zamanla adeta bitme noktasına gelmiştir. Davalı, müvekkil tarafından gelen sohbet teklifini geri çevirerek onu dinlemediği gibi kendisi de eşiyle hiçbir şeyini paylaşmamıştır. Binaenaleyh müvekkil, davalı eşe hiçbir şekilde ulaşamaz, onunla iletişime geçemez olmuştur.

Evlilik birliğine olan saygısı, bağlılığı ve ilgisinin azalmasıyla müvekkile karşı psikolojik şiddet uygulamaya başlayan davalı, yeni doğum yapmış olan eşinin kilolarıyla dalga geçmiş, müvekkilin ailesi hakkında sürekli olumsuz yorumlarda bulunarak tartışma çıkarmış hatta müşterek çocukları için “bu çocuk neden bana benzemiyor” şeklinde ağır ve aşağılayıcı ithamlarda bulunmuştur. Müvekkil ise her zaman çocuğunu düşünerek, evlilik birliğini ayakta tutmak adına, fedakâr ve yapıcı bir tavırla, davalı eşin uygulamış olduğu duygusal şiddeti alttan almış, bu duruma katlanmıştır.

Tüm bu süreç içerisinde defalarca kez davalı ile iletişime geçme gayretiyle duymuş olduğu rahatsızlıkları belirten, kendini ifade etmeye çalışan müvekkil, bu çabaları karşısında hiçbir müspet sonuç alamamıştır.

Sonuç olarak, taraflar evliliklerinin ilk günlerinden itibaren davalı eşin kusurlu davranışları, alkol problemi ve ilgisiz tavrı nedeni ile birçok problem yaşamışlardır. Evlilik birliği; davalı eşin olumsuz davranışlarına karşı müvekkilin yapıcı tavrı ve fedakârlıkları sayesinde devam etmiş ancak ortak hayata devam edebilmek artık müvekkil açısından katlanılamaz bir hale gelmiştir.

HUKUKİ NEDENLER : TMK., HMK. ve ilgili mevzuat hükümleri

HUKUKİ DELİLLER : Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırması

Nüfus Kayıtları

Tanık Beyanları

Yemin

Sair her türlü yasal delil

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ile Sayın Mahkemece resen göz önüne alınacak hususlar doğrultusunda;

1. Evlilik birliğinin temelden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi neticesinde, haklı davamızın kabulü ile tarafların BOŞANMALARINA,

2. Müşterek çocuk ……..’nın VELAYETİNİN davacı eş …….’ya verilmesine,

3. Müşterek çocuk ……. adına, davalı tarafça verilmek üzere … TL İŞTİRAK NAFAKASINA hükmedilmesine,

4. Davacı eş ……. adına, davalı tarafça verilmek üzere …. TL TEDBİR NAFAKASINA hükmedilmesine,

5. …….. TL MADDİ ile …… TL MANEVİ TAZMİNATA hükmedilmesine,

6. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine

karar verilmesini vekaleten ve saygıyla, arz ve talep ederiz.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -1-


NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİ’NE

…………………

DAVACI                     :

ADRES                       :

VEKİLİ                       : 

ADRES                       :

DAVALI                     :

ADRES                       :     

KONU                                   : Evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması nedeniyle Boşanmaya karar verilmesi istemlidir.

AÇIKLAMALAR:

1:Vekil edenim ile davalı eş, ………………. tarihinden beri yaklaşık ….. yıl evli olup, bu evlilikten …. İsimli çocukları bulunmaktadır.

2: Taraflardan davalı …… Arge bölümünde işçi olarak çalışmakta, vekiledenim ise çalışmamaktadır. Davalının ayrıca ……’da halka arz edilen şirketlerinde hissesi ve İMKB 100 ‘de de hissesi bulunmakta olup, ekonomik durumu gayet iyidir.

Tarafların evlilikleri ilk yıllarda sorunsuz geçmiş fakat daha sonraki yıllarda davalı eşin davranışları değişmeye başlamıştır. Tarafların müşterek hanesine gelenlere davalı eş karışmaya başlamış ve vekiledenimi de dışarı kıskançlık nedeniyle çıkarmamaya başlamıştır. Davalı eş, eve de hiç para bırakmamaya başlamış ve vekiledenim kendi özel ve ev ihtiyaçlarını da el işi yapıp satarak ve sağlık sertifikası ile de iğne yaparak karşılamaya çalışmış ve oğulları ………….’da davalı okuduğu için harçlık vermemiş ve onunda elinden geldiği kadar harçlığını vermiştir.

Davalı eş, sürekli her şey de kendi söz hakkının olmasını istemiş ve vekiledenimin de sosyal bir hayatının olmasına ve çevre edinmesine izin vermemiştir. Sürekli taraflar tartışmaya başlamış ve sırf oğlu için yıllarca bu tartışmalara katlanmıştır. Davalı çalıştığı şirkette 3000-4000 TL arasında maaş almakta fakat her seferinde de vekiledenime maddi sıkıntılar yaşatmaktadır. Davalı eş, çocuğuna da aynı sıkıntıları yaşatmış ve zamanında bir tane çikolata ve gofret parasını esirgemiştir. 19 yıllık tarafların birlikteliği vekiledenimin çabaları ile bugüne kadar gelmiştir. Vekiledenimde stres nedeniyle şeker hastalığı nüksetmiş ve vekiledenim yıllarca hastanelerde kalmış ve tedaviler görmüş, halende çok üzüldüğünde şeker komasına girmektedir. Davalı ve davalı eşin ailesi de sürekli hastaneye gitmesi nedeniyle vekiledenime ‘’Ne çok gidiyorsun hastaneye bir işin bitmiyor oralarda’’ diyerek daha da üzmüşlerdir.

Davalı Pazar parası olarak da evin ihtiyaçları için sadece vekiledenime 20 TL bırakmış, ve her hafta pazara da göndermemiştir. Vekiledenim aldıkları ile iki hafta idare etmek durumunda kalmıştır. Vekiledenim yetmeyeceğini söylediğinde ise, davalı vekiledenim idareli bir insan olduğunu bildiği için ‘’başka param yok’’ demiştir. Davalının evde dahi cüzdanını cebinden çıkararak eşinden sakladığı dönemler olmuştur. Taraflar vekiledenimin ısrarları ile bir araba almışlar ve davalı değiştiricem diyerek arabayı satmış ve parasını da borsaya yatırmıştır. Vekiledenim yıllarca başkalarından araba istememek ve kimseye muhtaç olmamak için araba almasını istese de davalı karşı çıkmış ve almamıştır.

3: Vekiledenim şeker hastalığı nedeniyle yaklaşık bir ay önce Tepebaşı SSK Devlet Hastanesi’nde tedavi görmüştür. Devlet Hastanesi’ndeki doktorundan muayene için sıra alması gerekmiş ve telefonla arandığında sabah erkenden hastaneye gidip sıra alması gerektiği söylenmiştir. Vekiledenim bel ağrısı nedeniyle yerinden kalkamamış ve davalının götürmesini istemiş, davalı araç bulamadığı için bir hafta daha tedavisi gecikmiştir. Ardından vekiledenim artık kendisi gitmiş ve hastaneye yatırılmış, davalı yanında olmamıştır. Hastanenin kantinin de kendi başına otururken hastanenin kantininde çalışan Zeki adında yaşlı bir amca ile tanışmış ve vekiledenime yaşlı adam yardım etmiştir. Vekiledenim şeker sonuçlarını göstermek için doktordan randevu almak istemiş ve yaşlı adamın yardımlarıyla randevu alarak muayene olarak tahlil sonuçlarını göstermiştir. Doktor şekerinin henüz düzene girmediğini belirtmiş ve 10-15 gün sonra tekrar gelmesi gerektiğini ve düzensizlik devam ettiği takdirde ağır olan 7’li ölçüm tedavisinin uygulanacağını belirtmiştir. Vekiledenim doktor odasından çıkıp tek başına gittiği hastaneden evine dönerken davalı eş aramış ve nerde olduğunu sormuştur. Vekiledenim tekrar muayene olacağını ve 7’li ölçüm yapılacağını ve düzensizlik olursa da pompa tedavisi göreceğini söylemiştir. Davalı eş bir anda telefonda bağırmaya başlamış ve ‘’ SENİN ZATEN DERDİN O, POMPANIN PEŞİNDESİN ‘’ diyerek vekiledenimi azarlayarak telefonu yüzüne kapatmıştır. Vekiledenim zaten canının derdindeyken davalının bir de azarlamasına göz yummuştur. Vekiledenim evine geldiğinde davalı öfkeli bir şekilde bilgisayar koltuğunda oturmuş ve vekiledenime ‘’ sana tırnağımın ucu kadar güvenmiyorum, demiştir. Söylediği sözler ve telefondaki bağırışı vekiledenimin zoruna gitmiş ve hiç sesini çıkarmayarak yorgun olduğundan dolayı da yatak odasına uyumuş ve üzerini dahi örtememiştir. Davalı eş, hiçbir şekilde hastalığı ile ilgilenmemiştir.

Vekiledenimin davalının olumsuz hareketlerine katlanma sebebi de oğlunun üniversite sınavlarına hazırlık sürecinde olmasıdır. Vekiledenim ‘’sabır ‘’ diyerek elinden geleni yapmaya çalışmıştır. Davalı yaptıkları ve sarfettiği sözler nedeniyle hiç pişmanlık duymamış ve özür de dilememiştir. Vekiledenim ile davalı zaten ayrı odalarda kalmakta ve cinsel birliktelikleri de bulunmamaktadır. Fakat vekiledenim hasta olmasına karşın evin tüm çamaşır bulaşıklarını yıkamış yemeklerini yapmış ve temizliğine de her şekilde önem vermiştir.

4: Taraflar yukarıda anlatılan olaydan sonra küs kalmışlar ve vekiledenim evden gidene kadarda hiç konuşmamışlardır.  Vekiledenim birkaç aydır telefon faturalarının yüksek gelmesi nedeniyle ve davalının da bu duruma söylenmesi nedeniyle başka bir operatöre geçmiş ve davalı bir akşam eve geldiğinde ‘’sen başka operatöre mi geçtin, ne haltlar yiyorsun’’ demiştir. Vekiledenim faturanın yüksek geldiğini ve kendisine yük olmamak için geçtiğini belirtse de davalı telefonunu vekiledenimin elinden almıştır.

Vekiledenimin telefonunu kurcalamış ve işi bitince elindeki çayla birlikte telefonu sehpaya fırlatmıştır. Vekiledenimin Canan isimli arkadaşı ile dertleştiğini görmüş ve sıkıntılarını paylaşması nedeniyle de daha da öfkelenmiştir. Vekiledenim yine sesini çıkarmamıştır.

Davalı yine oğlunun üniversite sınavından bir gün önce küs olmalarına rağmen tartışma çıkarmış ve evdeki geçimsizliğe şahit olan oğulları dayanamayarak artık öfke ile kanepeye, duvara ve kapıya vurarak sinirini çıkarmaya çalışmıştır. Vekiledenim oğlunu sakinleştirmeye çalışarak ağlamaya başlamıştır. Ayrıca her şeyi oğlunun sınavı sonrasında konuşmak için de susmuştur. Vekiledenim tüm olanları annesine anlatmış ve onlarda oğlu olduğunu ve boşanmaması gerektiğini söylemiştir. Vekiledenim annesine vekiledenimin arkasında olmadıklarından dolayı ezildiğini belirtmiştir.

5:  Vekiledenim evdeki huzursuzlukla nedeniyle ayrıca psikoloji aşırı bozulmuş ve psikolojik tedaviler de görmeye başlamıştır. Vekiledenimin ailesi bir akşam yemeğe davet etmiş ve davalı gece işe gideceğini söyleyerek gitmemiş fakat, aynı akşam kendi ailesine zorla vekiledenimi de götürmüştür. Vekiledenim davalının ailesine küs olduklarını ve davalının yaptıklarını anlatınca kayınvalidesi ‘’ oğlan benimse huyu da benim değil ya ona göre yaklaş sen konuş düzelir ozaman ‘’ diyerek geçiştirmiştir.  Vekiledenim de ‘’ hep ben alttan alıyorum beni eziyo o hiç fedakârlık yapmıyor ‘’ dediğinde ise, kayınvalidesi ‘’ erkek milleri yapmaz biz neler çektik el ne der, milletin diline düşeriz ‘’ demiştir.

Vekiledenimin o dönemlerde de stres ve üzüntü nedeniyle göz çevresinde fazlaca sivilce çıkmaya başlamış ve kendi ailesi ve her gören de ne olduğunu sormuştur. Vekiledenim cebinde 1 TL si dahi olmaması nedeniyle kendi ailesini de görmeye gidememiş ve davalı da zaten yukarıda belirtildiği üzere son zamanlarda daha çok cüzdanını saklamıştır. Davalıya her seferinde vekiledenimin ailesi de, ‘’ ev parasız olmaz bir gelen olur, hasta eşin var acil bir şey olur evi parasız bırakma ‘’ demelerine rağmen kimseyi dinlememiştir. Davalı zaten vekiledenimin ailesine de hiç değer vermemiş ve sevmemiştir. Vekiledenim yaptığı el işlerini sattığında aldığı paralarla kendisine harçlık yapmaya çalışmıştır.

Vekiledenim artık ayrılmaya karar vermiş ve oğlunun da sınavının geçmesinin üzerinden kendi ailene durumu anlatmıştır. Davalı eş, o günde evine geldiğinde yine bir tartışma çıkarmış ve vekiledenimin üzerine yürümüştür. Vekiledenim artık dayanamadığını belirtmiş ve çantasını alarak evden çıkmaya çalışmış, davalı eş zorla vekiledenimi ‘’beni rezil mi edeceksin ‘’ diyerek içeriye çekmiştir. Vekiledenim o gün sabaha kadar ağlamış yaşadıklarına üzülmüş ve şekeri yükselmiş, insülin vurarak kendisine zor iyileşmiştir. Vekiledenimin hıçkırıklarını davalı eş duymasına rağmen ne özür dilemiş ne de abaşka bir şey yapmıştır. Sabah kalktığında da vekiledenim dayanamayarak ailesinin evine gitmiş ve orada yaşamaktadır.

Vekiledenimin ailesinin evine gitmesiyle davalı eş, karakola şikâyetçi olmuş ve eşinin kaybolduğunu veya kaçırıldığını söylemiştir. Vekiledenim polis karakoluna giderek polislere güvende ve ailesinin yanında olduğunu söylemiş, adresini ve telefon numarasını bırakmış, ayrıca eşi ile de boşanma sürecinde olduklarını belirtmiştir. Taraflar vekiledenimin ailesinin yanına gittiğinden beri de ayrı yaşamaktadırlar. Davalı taraf bu süreçten sonra da devamlı vekiledenimi telefon ile arayarak hakaret ve küçük düşürücü sözler sarfetmiştir.

SONUÇ OLARAK; Davalı eşin vekiledenimi küçük düşürmesi, evine bir kuruş dahi para bırakmaması, evin özel ve genel hiçbir ihtiyacını karşılamaması,  çocuğuna gereken özen ve değeri göstermemesi, vekiledenimin fikirlerine önem vermemesi, güvenmemesi, en ufak şeyden tartışma çıkarması, tüm hastalık sürecinde yanında olmaması vekiledenimin yaptığı hiçbir şeyi beğenmemesi, vekiledenimin kişilik haklarına alenen saldırı oluşturmaktadır.

Evlilik birliğinin bu şekilde sona erdirilmek zorunda kalınması da vekiledenimin geleceğe yönelik tüm beklentilerinin boşa çıkmasına neden olmuştur. Bu nedenle, müvekkilim lehine 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere, toplam 100,000,00 TL tazminat talep ediyoruz. Tekrar ……. doğumlu ……..’nın velayetinin de vekiledenime verilmesine ve çocuk için  aylık 500 TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra iş bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamına , Vekiledenim içinde aylık 1000 TL tedbir nafakasına  boşanmadan sonra iş bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.        

HUKUKSAL NEDENLER   : M.Y.

DELİLLER                             :

Davalı eşin delillerine karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydı ile,

1: Mali ve içtimai durum araştırması,

2: Davalı eşin Çalıştığı ……..’e müzekkere yazılarak maaş bordrolarının celbi,

3: Davalı ile vekiledenim arasındaki mesajlaşma görüntüleri,

4: Davalının vekiledenime karşı küçük düşürücü söz ve hakaretlerini içerir ses kaydı,

5: Vekiledenimin hastalıklarını gösterir ve kullandığı ilaçları gösterir raporlar,

6: Tanıklar ve her tür kanıt.

SONUÇ VE İSTEK         :Yukarıda açıkladığımız nedenlerle;

Davamızın KABULÜNE,

Müşterek çocuk ….’nın velayetinin vekiledenime verilmesine,

Müşterek çocuk ….. için  aylık 500  TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra iş bu nafakanın iştirak nafakası olarak devamına HÜKMEDİLMESİNE,

Vekiledenim için aylık 1000 TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra iş bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına HÜKMEDİLMESİNE,

Vekiledenim için, 50.000,00 TL MANEVİ TAZMİNATA,

Vekiledenim için, 50.000,00 TL MADDİ TAZMİNATA,

Hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.                                                                                   

DAVACI VEKİLİ

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi Örneği -2-

AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI……………:

VEKİLİ………………:

DAVALI…………….:

TALEP KONUSU…: Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni ile Boşanma talebidir.

AÇIKLAMALAR….:

Müvekkil ile davalı …. yılında evlenmiş olup, bu evlilikten tarafların  1980 Doğumlu Alp, 1988 Doğumlu Aslı adında iki çocukları bulunmaktadır.

Taraflar birbirini severek evlenmiş olmalarına rağmen evlendikten bir süre kadar sonra taraflar arasında sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Öyle ki,

Taraflar ruhi ve fikri olarak anlaşamamaktadırlar. Hayata bakış açıları birbirinden farklı olup, tarafların anlaşamamasının diğer bir nedeni de, taraflar arasındaki eğitim ve kültür farklılığıdır. Müvekkil üniversite mezunu, davalı ise ilkokul mezunu olup, eğitim durumları arasındaki bu ciddi fark evlilik müddetince taraflar arasında problemler yaşanmasına sebebiyet vermiştir. 

Belirttiğimiz bu hususlar dışında, davalı eş evlilik birliğinin getirdiği yükümlülüklerden olan sır saklama veya mahremiyetin gizliliği ilkelerine de açıkça aykırı davranışlarda bulunmuş ve devamlı olarak müvekkil ile yaşadığı evlilik birliğinden kaynaklı sorunları askeri ortamlarda dile getirmiş, müvekkilin komutanlarına dahi bizzat çıkarak müvekkili şikayet etmiştir. Davalı; evlilik birliği müddetince, müvekkilin komşularına, müvekkilin komutanlarının huzurunda ve de orduevinde müvekkilin alkolik, kumarbaz ve başka kadınlarla ilişkisi olan hayırsız biri olduğunu beyan etmiş, müvekkile hakaret etmiş ve müvekkili iş çevresinde küçük düşürücü tutum ve davranışlarda bulunmuştur.

Evliliğin belirtilen bu nedenlerden dolayı sona ermesine ve taraflarca da ayrılık kararı alınmasına ve fiilen de evliliğin son bulmasına rağmen, müvekkil o  zamanlarda çocuklarımım yaşlarının küçük olması ve de istikballerini kurmları için evlilik birliğini devam ettirmiş fakat taraflar aynı evde farklı hayatlar sürmüşlerdir. Davalı asilin müvekkille olan sorunlarının dışında kendi komşu ve arkadaşları ile de sorunları olup, davalı etrafına karşı da kötümser bir tavır sergilemekte ve sosyal davranmamaktadır. Bu belirtilen hususlar davalının komşuları tarafından da bilinmekte olup, tarafların evliliğin sona ermesinde davalının komşuları dahi, davalı asilin kusur ve kabahatinin bulunduğunu müvekkile defalarca beyan etmişlerdir.

Yukarıda kısaca belirtilen nedenlerden dolayı, fiilen sona eren bu evliliğin hukuken de sona erdirilmesi maksadı ile, işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER….: TMK, HUMK, İlgili Yasal Mevzuat…

DELİLLER………………: Nüfus Kayıtları, Mali ve İçtimai Durum Araştırması, Tanık Beyanları, her türlü takdiri ve yasal delil…

SONUÇ VE İSTEM……..: Yukarıda kısaca arz ve izah olunan nedenlerden dolayı; Tarafların Evlilik Birliğinin Sona Ermesi Nedeni İle Boşanmalarına, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa aidiyetine; karar verilmesini davacı vekili sıfatı ile saygılarımla dilerim. 07.01.2019

                                                                                               DAVACI VEKİLİ

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -3-

………………( ) AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONUSU: Aile Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Talebidir.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil ile davalı 21.08.2014 tarihinde evlenmişlerdir. Bu evlilikten müşterek çocukları bulunmamaktadır. Evlilik birliği açıklanacak olaylar nedeniyle temelinden çökmüş ve taraflar için çekilmez bir hale gelmiştir.

OLAYLAR                  :

TARAFLAR ARASINDA NİŞANLILIK DÖNEMİNDEN BAŞLAYAN VE EVLİLİĞİN İLK HAFTASINDAN  İTİBAREN  DEVAM EDEN, DAVALININ, MÜVEKKİLE VE AİLE HAYATINA DÖNÜK SEVGİSİZLİĞİ VE İSTEKSİZLİĞİNDEN KAYNAKLI SORUNLAR EVLİLİK BİRLİĞİNİ TEMELİNDEN SARSMIŞTIR.

Taraflar görücü usulüyle evlenmişlerdir. Nişanlılık döneminden itibaren davalı müvekkile karşı ilgisiz, sevgisiz ve mesafeli olmuştur. Müvekkil, etrafındaki büyüklerin “ Bu halleri normal, kız tarafı naz tarafı, zamanla aranızdaki sevgi, muhabbet olması gerektiği gibi olacaktır” gibi telkinleriyle nişanlılık döneminden geçip evlilik hayatına başlamıştır. Müvekkilin, eşinin ilgisi ve sevgisini kazanmak adına gayretleri hep sonuçsuz kalmıştır.

Davalı, belli bir süre evli kaldıktan sonra evlilik hayatını bitirmek istediğini onur kırıcı bir şekilde defalarca müvekkile söylemiştir. Huzurlu mutlu bir aile hayatı tesisi için hiç çabası olmamış, müvekkile en ufak bir ilgi, sevgi, muhabbet göstermemiştir.

DAVALI EVLİLİK BİRLİĞİNİN KENDİSİNE YÜKLEDİĞİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEMİŞTİR.

Davalı ev hanımıdır. Müvekkil evlilik hayatında bir gün olsun eşinin güler yüzüyle, ilgisiyle evde karşılanmamıştır. Adeta ortak hanede zorla kalıyormuşçasına davranmıştır. Cinsel hayattan uzak durmuş, çocuk sahibi olmak istemediğini söylemiştir. Sonuçsuz kalan gayretler ve tüm bu haller müvekkili manen çökertmiştir. Bu davranışlara sabrının tükenmesiyle evde yaşanan tartışmalar her geçen gün artmıştır.

DAVALI SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI DAVRANMIŞTIR.

Kendisine son derece uzak ve soğuk olan eşinin telefonla fazlaca zaman geçirdiğini gören müvekkil, bu durumdan şüphelenmeye başlamış, anlamak istediğinde telefonun kendisinden kaçırıldığını ve şifrelenmiş olduğunu görmüştür. Bunun üzerine kendisine ait olan ve davalının kullandığı 05………….numaralı hattın geriye doğru altı aylık görüşme kayıtlarını ilgili GSM operatöründen istemiştir. Bu kayıtlar dava dilekçesiyle beraber sunulmuştur. Bu kayıtlar içerisinde 05……….numaralı hatla eşinin gece gündüz mesajlaştığını, görüştüğünü  görmüş ve numaranın yabancı bir erkeğe ait olduğunu öğrenmiştir. Davalıya sorduğunda evlilik hayatında sorunlar yaşayan kız arkadaşıyla mesajlaştığını ve telefonun eşi adına kayıtlı olabileceğini söylemiştir. Ancak bu açıklama müvekkili tatmin etmemiş ve araştırmaları sonucunda eşinin daha önce arkadaşlık yaptığı ve evlenmek istediği başka biri olduğu halde kendisiyle evlendirildiğini öğrenmiştir. Görüşülen şahsın bu kişi olup olmadığını, kim olduğunu daha fazlaca irdelememiştir. Eşinin sadakatinden de şüphe oluşup bunları öğrenince zaten dayanılmaz şekilde süren evlilik hayatının yürümeyeceği anlaşılmıştır.

Görüşme kayıtları delillerimiz arasındadır. Bu kayıtlarda sık görüşülen numaralarla ilgili bir kısım beyanlar şimdilik saklı tutulmuştur. İlgili GSM operatörüne talimat yazılarak görüşme kayıtlarındaki tarihler itibariyle en çok görüşülen numaralardan hat sahibinin kimlik bilgilerinin  ve gerekirse tanık olarak Mahkeme’ye çağrılmak üzere adres bilgilerinin celbini talep ediyoruz.

TARAFLAR ALTI AYDIR AYRI YAŞAMAKTADIRLAR.

Son olarak 2015 yılı Ağustos ayında evde yaşanan tartışmada davalı babasını arayarak müvekkili şikayet etmiştir. Davalının babası, kızının yanlış yönlendirmesi ve beyanlarıyla müvekkili telefona istemiş ve telefondaki hakaretlerden sonra evden ayrılmamasını, eve doğru yola çıktığını, gününü göstereceğini söylemiştir. Kendisine bir zarar verileceği endişesiyle müvekkil polisi aramıştır. Emniyet güçleri ortak haneye geldiğinde ise müvekkilden izahat bile istemeden, davalıya şikayetçi misin diye sormuşlar, davalı şikayetçi olduğunu söylediğinde ise müvekkil için bir ay uzaklaştırma kararı verilmiştir. Davalıya karşı şiddet içeren bir davranış ve sair suç unsuru olmadığı halde sadece şikayetim var beyanıyla yasal koruma devreye girmiştir. Müvekkil baba evine gitmiş, bir ay sonunda döndüğünde ise davalının kapı kilidini değiştirerek ortak haneden ayrıldığını görmüştür. O günden bu yana taraflar ayrıdırlar.

Açıklanan olaylar çerçevesinde aile birliği temelinden çökmüş ve müvekkil için çekilemez bir hal almıştır. Tarafların boşanması için iş bu davayı açmak zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER : TMK, HMK, Av. Kanunu ve ilgili mevzuat

HUKUKİ DELİLLER   :

1-Nüfus kayıtları,

2-Mali-sosyal durum araştırması,

3-Tanık Anlatımları (İsim ve adresleri bildirilecektir.)

4-Sair yasal deliller

SONUÇ ve TALEP     :

Açıklanan ve re’sen nazara alınan nedenlerle;

Davanın KABÜLÜNE, 4721 sayılı kanunun 166. maddesi uyarınca tarafların BOŞANMALARINA,

Sair taleplerin şimdilik saklı tutulmasına,

Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla.04.03.2016

EK:

Vekâletname Sureti

Telefon görüşme kayıtları

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -4-

………………………..( ) AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI                    : …

VEKİLİ                       : …

DAVALI                     : …

DAVA KONUSU      : Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilmesi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR       :

1-) Ekli vekaletname uyarınca davacı … vekiliyim.

2-) Müvekkil ile davalı 07.07.2017 tarihinde evlenmiş olup tarafların söz konusu evlilikleri dolayısıyla müşterek çocukları bulunmamaktadır. Müvekkilin önceki evliliğinden olma 2 (iki), davalı tarafın da bilindiği kadarıyla önceki evliliğinden olma 3 (üç) çocuğu bulunmaktadır.

3-) Taraflar evlendikten sonra müvekkilin … Kasabası’nda bulunan evinde yaşamaya başlamış, evliliklerinden kısa bir süre sonra da davalı, çocukları ile ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek yurt dışına çıkmıştır. Davalı, yurt dışında 1-2 hafta süre kaldıktan sonra geri dönmüştür. Geri döndükten sonra da müvekkil evlilik birliği dolayısıyla üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen; müvekkile karşı davranışları değişmeye başlamış, müvekkile kötü davranmaya, müvekkili rencide etmeye başlamıştır. Davalı, söz konusu davranışlarına toplum içinde de devam etmiş müvekkilin bu yüzden daha fazla rencide olmasına sebebiyet vermiştir. Hep birlikte oturulan aile yemeklerinde durduk yere anlamsız sözler söyleyerek müvekkili küçük düşürmüş, üzmüştür. Davalı, en küçük sorunları bile büyütmüş, kavga ve tartışma ortamı yaratmaya başlamıştır.   Davalının söz konusu davranışları bununla da kalmamış; davalı, aynı konutta hep birlikte yaşadıkları müvekkilin önceki evliliğinden olma Mustafa adlı oğlunu müvekkile karşı kışkırtmış, baba ile oğul arasına girerek ilişkilerinin bozulmasına sebebiyet vermiştir.

4-) Tüm bu yaşananlardan sonra müvekkil her ne kadar sabretmiş, evliliğini düzeltmeye çalışmış ise de davalının anlamsız hareketlerine karşı tahammülü kalmamıştır. Tarafların mutlu birlikteliklerinin davalı tarafça bozulması üzerine taraflar sürekli tartışmaya başlamıştır. Davalı taraf, müvekkilin şehir dışında bulunduğu bir zamanda bütün eşyalarını toplayarak evi terk etmiştir. Davalı, evi terk ettikten kısa bir süre sonra 2017 yılının Aralık ayında müvekkilin ablası …’a telefon ile ulaşmış, müvekkil ile ikiz çocukları olduğunu söylemiştir. Söz konusu durum üzerine hem müvekkilce hem de müvekkilin ailesi tarafından davalıya ulaşılmaya çalışılmış ise de hiç bir şekilde kendisine ulaşılamamış, kendisinden haber alınamamıştır. Müvekkile baba olduğu söylenerek müvekkilin duyguları ile oynanmış, doğru olup olmadığı bilinmeyen söz konusu bu hareket ile müvekkil büyük bir üzüntü yaşamıştır. Üstüne üstlük söz konusu telefon görüşmesinden sonra davalı, ikiz çocuklarının öldüğünü, çocuklarının ölümüne müvekkilin sebep olduğu yönünde mesajlar atarak müvekkile karşı haksız, asılsız ithamlarda bulunmuş, müvekkili içinden çıkılmaz bir buhrana sürüklemiştir.

5-) Davalı ile müvekkilin ablası arasında geçen telefon konuşmasından 4-5 ay sonra; 2018 yılının Mayıs ayında davalı, müvekkili arayarak Antalya İli Alanya İlçesinde bulunduğunu, çok zor durumda olduğunu ve paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek müvekkilden para talep etmiştir. Müvekkil davalı eşinin söz konusu bu durumuna dayanamamış, davalıya PTT aracılığı ile para göndermiştir. Müvekkil söz konusu para gönderme işlemi ile de kalmamış, davalı eşinin bulunduğu yere gidip eşini bulunduğu zor durumdan kurtararak evlerine götürmüştür.

6-) Müvekkil, davalı eşini evine getirdikten sonra da ona çok iyi davranmış, ona sürprizler yapmış, davalı eşinin doğum günü olan 30 Mayıs’ta eşinin doğum gününü kutlamış, tabiri caizse onu el üstünde tutarak bir dediğini iki etmemeye çalışmıştır. Ancak yaşanan bu güzel günler çok uzun sürmemiş, davalı yine gitmek istediğini söylemiş, müvekkil ne kadar yalvarıp yakarsa da davalı eşini kalması yönünde ikna edememiştir. Yaşanan bu durum müvekkili çok derinden yaralamıştır. Müvekkil, her ne kadar eşinin döneceği yönünde bir bekleyiş içerisine girmişse de davalı geri dönmemiştir. Şu anda da davalıdan haber alınamamakta, kendisine hiç bir şekilde ulaşılamamakta, hatta kendisinin nerede ne yaptığı dahi bilinmemektedir. İzah edilen tüm hususlara ilişkin tanıklarımız mevcut olup celse arasında hazır edilecektir.

7-) Müvekkil, davalı ile evlenirken büyük bir mutluluk duyarak evlenmiş, eşine büyük bir değer vermiş ve evliliğinin bir ömür boyu mutlu ve huzurlu bir biçimde süreceği inancı ve hayalini beslemiştir. Ancak davalının yapmış olduğu olumsuz ve anlamsız hareketler, müvekkilin toplum içerisinde küçük düşürülmesi, müvekkilin tüm gayretlerime karşın davalının evi terki ve davalı tarafça müvekkile karşı haksız ithamlarda bulunulması müvekkilin bu evliliğe olan inancını bitirmiştir. Davalı da bu evliliğin bitmiş olduğunun farkındadır. Evlilik ortak yaşama duygusu ve arzusuna bağlı olup, hayatın birlikte yaşanması ve paylaşılması amacını güder. Eşler fiilen ayrı yaşamaya başlamışlarsa evliliğin söz edilen amaç ve anlamının kalmadığının kabulü gerekir. Davalı da müşterek evi terk ederek ortak yaşama arzusunda olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Eşler arasındaki ruhi ve fikri anlaşmazlıklar sonucu evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, evliliğin devamında gerek eşler, gerekse toplum açısından yarar kalmamıştır. Eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün olmadığından, bu evliliğin sona erdirilmesi en uygun çözüm olacaktır. İzah edilen sebeplerle iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER         : Türk Medeni Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve sair ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER            : Nüfus kaydı, tanıklar, sair deliller.

SONUÇ VE İSTEM             : Yukarıda kısaca arz ve izah edilen nedenlerle, eşler arasındaki evlilik birliği, müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış bulunduğundan tarafların boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.

                                                                                                                             Davacı Vekili

EK : Nüfus Kaydı

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Dava Dilekçesi -5-

 NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE

DAVACI                                     :

VEKİLİ                                       :

DAVALI                                     :

KONU                                         :

AÇIKLAMALAR                      :

1.- Müvekkilim davacı …….. ile davalı …… ……tarihinde görücü usulü ile evlenmişlerdir. Bu evlilikten ……. ve ……… adında müşterek çocukları dünyaya gelmiştir.

2.-Müvekkilim ve davalı eş yaklaşık 7 yıldır Türkiye’ de ikamet etmektedirler. Taraflar evlendikleri günden bugüne kadar birbirine uyum sağlayamamış müşterek hayat çekilmez hale gelmiştir. Anlaşmazlıkların temelinde, davalının, müvekkile karşı saygısızlığı ile hakaret, darp ve cebir kullanması yatmaktadır. Bu nedenler ile bu evlilik birliği çekilmez hale gelmiştir.

3.- Davalı eş, evlilik birliğinin kurulmasından bu yana Müvekkili hep darp etmiş ve eve hapis ederek dışarı çıkmasına izin vermemesine kadar ayrıca müvekkili kız çocuğuyla birlikte aç bırakmıştır. Kaldı ki müvekkilin evin perdesine kadar açmasına müdahale etmiştir. Ayrıca davalı eş, evin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamayarak aç bıraktığı zamanlar olmuştur.

4.- Müvekkilim, davalı eşin bağnazlığı, aşırı baskısı yüzünden evden dışarı çıkamayan hakaret, tehdit ve darp etmesine rağmen müvekkilim, çekilemeyecek boyutta olan evlilik birliğinin bugüne kadar devamını sırf çocukları için katlanmıştır. Buna rağmen davalı eş, müvekkilime karşı her zaman “dışarı çıkarsan seni öldürürüm orospu”“ben biliyorum senin dostun var o yüzden evin perdesini açıyorsun orospuluk yapıyorsun” diyerek hem darp etmiş hem de hakaretle tehdit etmiştir. Kaldı ki müvekkilim, Türkçe konuşmasını bilmemektedir. Bu durumunu bilen davalı eş her zaman müvekkile karşı dostun var diyerek eve hapsederek, perdeyi açmasına kadar izin vermeyerek hep iftiralarda bulunmuştur.

5.-  Davalı en son müşterek konutta, müvekkilimin perdeyi açması nedeniyle müvekkile karşı “ orospu senin bir dostun var ben seni artık istemiyorum” diyerek,  müşterek kızları X’ yla birlikte müvekkilimi gece yarısında müşterek konuttan dışarı atmıştır. Müvekkilim, davalı eşi tarafından müşterek kızları ……’yla müşterek konuttan dışarı atıldıktan sonra Müvekkilim, kızıyla birlikte Gaziantep’ te bulunan annesinin yanına yerleşmiştir. Daha sonra davalı eş, Gaziantep’ e gelerek Müvekkilime ve müvekkilin annesine hakaret ve öldüreceğine dair tehdit etmiştir. Davalı eşin tehdit ve hakaret içerikli mesajları bulunmaktadır. Bu duruma ilişkin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’ na davalı eş hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı da bildiririz.

6.- Davalı eş tam ve yoğun kusurlu olarak sebep olduğu bu ayrılık nedeni ile yukarıda açıkladığımız nedenlerle işbu boşanma davasını açma zorunluluğu doğmuştur.

7.- Müşterek çocuk …… nin velayetinin, çocuğun manevi olarak müvekkilime verilmesi yararlı olacaktır. Bu nedenle Müşterek çocuk ……… nin velayetini müvekkile verilmesini talep ederiz. Ayrıca Müşterek X’ in için bakım, iaşe, giyim ve her türlü gideri için 1000 TL Tedbir Nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

8.-  Müvekkilim, davalı eşin kendisini darp etmesinden çalışamaz haldedir ve davalı eşinden kendisine zarar vermesinden korktuğundan ötürü saklanarak yaşamaktadır. Ayrıca Müvekkil Türkçe bilmemektedir. Bu nedenle müvekkil çalışamamaktadır.  Ayrıca müvekkil sığıntı gibi herhangi bir ailesinin yanında belli bir süre aralığında onlarla birlikte yaşamaktadır. Müvekkil hakkında 1500 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleşmesinden sonra ise yardım nafakası olarak davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ediyoruz.

9.- Evlilik birliğinin bu duruma gelmesinde davacının hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Davacı, salt davalının kusuruyla yıkılan evliliği sonrasında boşanma durumunda yaşamsal olarak büyük bir düşüşün içerisine girecektir. Davacının yaşam standardı son derece kötü duruma düşecektir. Bu nedenle boşanmaya karar verilmesi durumunda davacının yaşamını yıkıntıya dönüştüren davalı tutum ve davranışları karşısında da,  50.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini dileriz.

Davacı, davalının davranışları nedeniyle çevresinde küçük düşürülmüş, ruhsal bunalım içerisine itilmiştir. Davalının bu davranışları kişilik haklarına ağır saldırı niteliği taşımakta olup bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini dileriz.

*Davacının verebileceği yanıtlara karşı yanıt; sunabileceği kanıtlara karşı kanıt sunma haklarımızı saklı tutarız.

HUKUKSAL NEDENLER             :  TMK ve İlgili Mevzuat

HUKUKİ DELİLLER__                :Nüfus Kaydı, Tanık, Cumhuriyet Başsavcılığı’ na yapılacak suç duyurusu, mesajlaşmalar ve Her Türlü Sair Delil

SONUÇ VE İSTEM             :

Açıklanan nedenlerle; yargılama yapılarak tarafların Türk Medeni Yasasının 166. maddesi uyarınca “Evlilik birliğinin temelden sarsılması” nedeniyle boşanmaya karar verilmesini, müşterek çocuk ……….. in velayetinin anneye bırakılmasına, çocuk için 1000 TL Tedbir Nafakasının davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, kararın kesinleşmesinden sonrası için ise her ay “iştirak nafakası” olarak devamına, müvekkilim için 1500 TL “tedbir nafakası” nın davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, boşanmaya karar verilmesi durumunda nafakanın “yoksulluk nafakası” olarak devamını ve yine boşanmaya karar verilmesi durumunda 50.000 TL “maddi”, 50.000 TL “manevi” olmak üzere toplam 100.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini vekâleten saygılarımla talep ederim. (tarih)

Davacı Vekili

EK:

1.- Nüfus Kayıt Örneği,

2.- Vekâletname

Evliliğin Temelinden Sarsılması Boşanma Dava Dilekçesi 6

………………………………NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DAVACI:

VEKİLİ:

DAVALI:

KONU : Evlilik birliğinin temelden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi nedeniyle tarafların boşanmalarına; müşterek çocuk ……..’nın velayetinin davacı eş ………’ya verilmesine; müşterek çocuk ……. adına, davalı tarafça verilmek üzere ….. TL iştirak nafakasına hükmedilmesine; davacı eş …… adına, davalı tarafça verilmek üzere …. TL tedbir nafakasına hükmedilmesine; ….. TL maddi ile …. TL manevi tazminata hükmedilmesine, karar verilmesi talepli dava dilekçemizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil ……. ile Davalı taraf ……, …/…/… tarihinde evlenmiş olup, bu evliliklerinden ……… adında müşterek çocukları bulunmaktadır.

Davalı eş evlilik birliği süresince müvekkile karşı her zaman ilgisiz bir tutum sergilemiş, bu konuda rahatsızlığını dile getiren müvekkil, davalı taraftan müspet bir karşılık alamamıştır. Nitekim …/…/… tarihinde hamile olduğunu öğrenen ve kısa bir süre sonra davalı taraf ve arkadaşlarıyla çıkmış olduğu tatili bir balayı olarak düşünen müvekkil, davalı tarafınca muhabbet dahi edilmeyerek hayal kırıklığına uğratılmıştır. Bunun üzerine eşiyle iletişime geçmeye çalışan müvekkil “ben tatile geldim, arkadaşlarımla eğlenmek istiyorum” şeklinde bir cevapla karşılaşmıştır.

Müvekkil …….., hamileliğinin altıncı ayına kadar aktif bir şekilde çalışma hayatına devam etmiştir. Bu süre zarfında mide bulantıları dolayısıyla ilk aylarda çok zorlanmasına rağmen çalışmaya devam eden müvekkil, böyle bir durumda bile her gün evine geldiğinde yemek yapmış, müşterek yaşam düzenini sekteye uğratmamak adına fedakârca çaba göstermiştir. Ancak davalı eş, hiçbir zaman müvekkile yardım etmemiştir. Öyle ki, haftada bir gün izni olan müvekkil, izin gününü dahi temizlik yaparak geçirmiş, davalı taraf ise evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumluluk dâhilinde, temizlik yapan hamile eşine yardım etmeyi düşünmemiştir.

Davalı tarafın ilgisiz tavırları, müvekkilin hamileliğinin ilerleyen zamanlarında da devamını sürdürmüştür. Hamileyken gribe yakalanan ve bebeğinin sağlığı için ilaç içmeyen müvekkil, davalı eşten yardım istemiş, bunun karşılığı olarak “dışarı çıkacağım, eve dönünce yardım ederim” cevabını almıştır. Gece boyu hasta halde eşinin eve dönmesini bekleyen müvekkil, sonunda çaresizce kendi kendine bakmaya çalışmıştır. Hamile ve hasta olan eşini evde yalnız bırakmaktan en ufak bir rahatsızlık duymayan ve geç saatlere kadar eve dönmeyen davalının bu tutumu, evlilik birliğine olan menfi tavrını kanıtlar niteliktedir.

Müvekkil ………, hamileliğinin sonlarına yaklaşırken, doğum çantası hazırlamak için, hastanede kullanılmak üzere bir takım ihtiyaçlarını almış ve pek hevesli bir davranışla özenerek bu alışverişinde

almış olduklarını eşiyle paylaşmak istemiştir. Ancak yine davalı eş tarafından “ne gerek vardı”, “o kadar para verilir mi” şeklinde kırıcı bir tavırla karşılaşmıştır.

Davalı eş, müvekkili, hamileliği boyunca sürekli olarak şüphe duymaksızın evde tek başına bırakarak arkadaşlarıyla alkol almaya çıkmıştır. Davalı, bu tutumunu öyle bir raddeye getirmiştir ki, doğumdan bir gece öncesinde bile arkadaşlarıyla dışarı çıkmış, sabah saatlerinde bilincini neredeyse kaybetmiş bir seviyede alkollü bir şekilde ancak dönebilmiştir.

Müvekkil, müşterek çocukları dört aylık iken işsiz kalmış, ancak yine iş arayışına girmiş ve birkaç işyerinde çalışarak ev ekonomisine katkıda bulunmuştur. Sorumluluk duygusu ile geç saatlere kadar çalışan müvekkil, evine döndüğü zaman ise yemek ve temizlik yaparak ev işlerini aksatmamış, çocuğuyla ilgilenmeyi asla ihmal etmemiştir. O kadar ki, müvekkil yeri geldiğinde tüm günün yorgunluğuna aldırmadan sabaha kadar müşterek çocuklarını uyutmaya çalışmıştır. Buna karşılık davalı eş, müvekkilden daha erken bir saatte işten çıkarak ortak haneye gelmesine rağmen, ne ev işleriyle ne de çocuğuyla ilgilenmemiş, hatta eve kendisinden sonra gelen müvekkile tüm bu konularda yardım dahi etmemiştir. Davacı taraf adeta müşterek yaşamın gerektirmiş olduğu bütün sorumluluğu müvekkil üzerine yüklemiştir.

Davalı eşin, müvekkili evde tek başına bırakıp arkadaşlarıyla dışarı çıkarak alkol alması ve akabinde eve geç saatlerde dönmesi, müşterek çocuğun doğumundan sonra da devamını sürdürmüştür. Davalı, ilgisiz ve sorumsuz tavrını müvekkile sergilemekle yetinmemiş, yeni doğan çocuğuna karşı dahi aynı tutumda bulunmuştur. Kaldı ki, müşterek çocukları hastayken bile bu durumu umursamayarak eşini ve çocuğunu evde yalnız bırakmıştır. Ortak vakit geçirme talebinde bulunarak dışarıya birlikte çıkmak isteyen müvekkil, her defasında davalı taraftan “ben çocukla seni nereye götüreyim” şeklinde karşılık almıştır.

Tarafların düğününde müvekkile, kendi ailesi tarafından 3 adet bilezik (60 gram), davalının ailesi tarafından da 6 adet bilezik (132 gram) takılmış olup, taraflar ilerleyen zamanda 6 bilezik ile araba satın almışlardır.

Tarafların müşterek çocukları bir yaşına gelmesinden sonra taraflar ev satın almak amacıyla araştırmaya yapmaya başlamışlardır. Bu süreçte davalı taraf, emeklilere ev vergisi çıkmadığını ifade ederek alacakları evi kendi babasının üzerine yaptırmayı teklif etmiştir. Müvekkil ise bu durumu hiçbir art niyet aramaksızın kabul etmiştir. Davalı taraf bu doğrultuda 6 bilezikle satın almış oldukları arabayı ve düğünde takılmış olan 60 gram bileziği satarak evi tutmuş ve söz konusu evi kendi babasının üzerine yaptırmıştır.

Tarafların evi satın almaları üzerine bir düzen kuracaklarını ümit eden müvekkil, herhangi bir sohbet ya da paylaşım ortamının oluşmaması üzerine bir kez daha hayal kırıklığına uğratılmıştır. Davalı, bu süreçte de müşterek çocukla ilgilenmemeyi devam ettirmiştir. İlgili bir eş olmayan davalı, ilgili bir baba da olmamıştır. O kadar ki, müşterek çocukları hastalandığında dahi şehir dışına çıkan davalı, mesnetsiz bahaneler öne sürerek çocuğu ile ilgilenmemiş, bu nedenle müvekkil çocuğunu kendi ailesi ile doktora götürmüştür.

Davalı eş, evlilik süresince kendi doğrularının ve kendi kararlarının dışına çıkmaksızın, baskıcı ve manipüle edici bir tavırla müvekkili sürekli bastırmıştır. Müvekkil, tartışma çıkmaması adına, artık kendi fikir ve düşüncelerini söyleyemez hale gelmiştir. Öyle ki satın almış oldukları evin dekorasyonu, düzeni bakımından dahi müvekkilin söz hakkı olmamıştır.

Bu konuda karar tamamen davalı tarafa ait olmuş, müvekkil ortaya çıkabilecek tartışmaları önlemek adına davalının kararlarını kabul etmek zorunda kalmıştır.

Davalı tarafın, müvekkile ve müşterek çocuğa olan ilgi ve alakası zamanla adeta bitme noktasına gelmiştir. Davalı, müvekkil tarafından gelen sohbet teklifini geri çevirerek onu dinlemediği gibi kendisi de eşiyle hiçbir şeyini paylaşmamıştır. Binaenaleyh müvekkil, davalı eşe hiçbir şekilde ulaşamaz, onunla iletişime geçemez olmuştur.

Evlilik birliğine olan saygısı, bağlılığı ve ilgisinin azalmasıyla müvekkile karşı psikolojik şiddet uygulamaya başlayan davalı, yeni doğum yapmış olan eşinin kilolarıyla dalga geçmiş, müvekkilin ailesi hakkında sürekli olumsuz yorumlarda bulunarak tartışma çıkarmış hatta müşterek çocukları için “bu çocuk neden bana benzemiyor” şeklinde ağır ve aşağılayıcı ithamlarda bulunmuştur. Müvekkil ise her zaman çocuğunu düşünerek, evlilik birliğini ayakta tutmak adına, fedakâr ve yapıcı bir tavırla, davalı eşin uygulamış olduğu duygusal şiddeti alttan almış, bu duruma katlanmıştır.

Tüm bu süreç içerisinde defalarca kez davalı ile iletişime geçme gayretiyle duymuş olduğu rahatsızlıkları belirten, kendini ifade etmeye çalışan müvekkil, bu çabaları karşısında hiçbir müspet sonuç alamamıştır.

Sonuç olarak, taraflar evliliklerinin ilk günlerinden itibaren davalı eşin kusurlu davranışları, alkol problemi ve ilgisiz tavrı nedeni ile birçok problem yaşamışlardır. Evlilik birliği; davalı eşin olumsuz davranışlarına karşı müvekkilin yapıcı tavrı ve fedakârlıkları sayesinde devam etmiş ancak ortak hayata devam edebilmek artık müvekkil açısından katlanılamaz bir hale gelmiştir.

HUKUKİ NEDENLER : TMK., HMK. ve ilgili mevzuat hükümleri

HUKUKİ DELİLLER : Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırması

Nüfus Kayıtları

Tanık Beyanları

Yemin

Sair her türlü yasal delil

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen sebepler ile Sayın Mahkemece resen göz önüne alınacak hususlar doğrultusunda;

1. Evlilik birliğinin temelden sarsılması ve ortak hayatın çekilmez hale gelmesi neticesinde, haklı davamızın kabulü ile tarafların BOŞANMALARINA,

2. Müşterek çocuk ……..’nın VELAYETİNİN davacı eş …….’ya verilmesine,

3. Müşterek çocuk ……. adına, davalı tarafça verilmek üzere … TL İŞTİRAK NAFAKASINA hükmedilmesine,

4. Davacı eş ……. adına, davalı tarafça verilmek üzere …. TL TEDBİR NAFAKASINA hükmedilmesine,

5. …….. TL MADDİ ile …… TL MANEVİ TAZMİNATA hükmedilmesine,

6. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine

karar verilmesini vekaleten ve saygıyla, arz ve talep ederiz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top