Av. Gökhan Yağmur | Makale

Boşanma Davasında Tanık Beyanlarına Karşı Beyan Dilekçesi

Boşanma davalarında olmazsa olmazlardan birisi “tanık beyanlarına karşı beyan dilekçesidir.” Boşanma davalarında en etkili ispat vasıtası tanıklardır. Zira duygusal ve çoğu zaman dört duvar arasında gerçekleşen olayları yazılı delille kanıtlamak pek ihtimal dahilinde değildir.

Bu yazımızda boşanma davasında tanık beyanlarına karşı beyan dilekçesi örneğini bulacaksınız.

…………..6. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO:

DAVACI- KARŞI DAVALI:

VEKİLİ:

KONUSU:  Tanık beyanlarına karşı beyanlarımızın sunulması

AÇIKLAMALAR:      

1. Sayın mahkemenizin … Sayılı dosyası nezdinde görülen davada ismi geçen tüm tanıklar dinlenmiştir. Tanıkların aleyhe olan beyanlarını kabul etmemekle beraber, sayın mahkemenizde görülen davanın, … tarihli celsesinde verilen 3 no’lu ara kararı gereğince, dinlenen tüm tanık beyanlarına cevaplarımızı süresi içinde sunmak için iş bu dilekçeyi verme zaruretimiz hasıl olmuştur.

2. Tanık … şu beyanlarda bulunmuştur: ”…davacı kamyon şoförü, geliri asgari ücret…” ”… bana eşiyle anlaşamadığını, geçinemediğinden bahsediyordu. Taraflar daha önce …’de yaşıyorlarmış davalı, … Beyi kovmuş, … Bey bu nedenle …’da ikamet ediyor. … yıllık süre boyunca tarafların barışması gibi bir durum hiç olmadı…”

Dava dilekçemizde de belirttiğimiz gibi davacı ile davalı evliliğin ilk yıllarından itibaren davalının huysuzluğundan kaynaklı tartışmalar yaşamışlardır. Davacı, uzun  yol şoförlüğü yapmaktadır, işi gereği çok yorulmakta ve eşinden destek beklemekte idi. Sınırlı görüştükleri zaman diliminde eşinden destek görmek yerine kötü söz ve hakaretlere maruz kaldıkça araları açılmış, davalının davacıyı evden kovmasıyla davacı evi terk etmek zorunda kalmış. Taraflar birbirini arayıp sormamış, evlilik birliği fiilen sona ermiştir.

Evinden uzak ve yalnız kalan davacı, derdini ancak arkadaşlarına anlatabilmektedir. Davacının arkadaşı olan tanık …’nın beyanının dikkate alınması gerektiği kanaatindeyiz. Tanık …’nın ifadesiyle, dava dilekçemizde ileri sürdüğümüz ”davalının davacıyı evden kovduğu” hususu başta olmak üzere diğer hususlar kanıtlanmıştır.

3. Tanık … davacının iş arkadaşının eşidir. Beyanlarında ”davacıyı yaklaşık 20 yıldır, eşiyle aynı iş yapması dolayısıyla tanıdığını ve bu süre zarfında davacı ile davalıyı hiç bir arada görmediğini” ifade etmiştir.

4. Tanık … beyanında ”davacı ile 20 yıldan beri arkadaş olduğunu ve tarafları 20 yıldan beri bir arada hiç görmediğini”  ifade etmiştir.

5. Tanık  … beyanında ”davacının kamyon şoförü olduğunu, davacı  ile … yıldır arkadaş olmasına rağmen bu süre zarfında tarafları hiç bir arada görmediğini” ifade etmiştir.

Yukarıda belirttiğimiz tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere, tanıklar davacıyı uzun yıllardır tanımalarına rağmen davalı ve davacıyı bir arada görmemişler. Taraflar arasında evlilik birliğinin devam ettiğine yönelik hiçbir emare ortaya konmamıştır. Taraflar bu süreçte  birbirlerine derin bir şekilde yabancılaşmış, evlilik birliği temelinden sarsılmış ve sürdürülemez bir hal almıştır.

Dava dilekçemizde de belirttiğimiz; tarafların birbirini arayıp sormadığı, evlilik birliğinin tarafların bir araya  gelemedikleri için fiilen sona erdiği, hususları kanıtlanmış olup sonucu boşanma olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi gerçekleşmiştir.

6. Tanık … tarafların müşterek çocuğudur.

Beyanında: ”…annem ve babam arasındaki geçimsizlikler ben doğduktan sonra başlamış, ben doğduktan sonra babamın kumar alışkanlığı başlamış, öncesinde de olabilir bu konuda detaylı bilgiye sahip değilim…” ”… Babam … yılı başı gibi köydeki evimizi terk etti..” ifadelerini kullanmıştır.

Sanılanın aksine davacı-karşı davalı evi terk etmemiş, davalı tarafından evden kovulmuştur. Davacı, davalı eşten anlayış görmemiş; kendisine küfürler edilerek evden kovulan davacının onuru zedelenmiş ve terke mecbur kalmıştır. Bu durumda giden değil, kalan taraf terk etmiş sayılmaktadır. (Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen de terk etmiş sayılır. TMK md. 164)

Tanık davacının oğludur. Davacıya  karşı olumlu duygular beslememektedir. Taraflar arasında hukuken devam eden evlilik sürecinde, tanık; babasından ayrı kalmış ve kendisine, babasına karşı olumsuz yüklemeler yapılmıştır. Beyanları oldukça yanlıdır. Şöyle ki; tanık babasının kumar alışkanlığı olduğunu iddia etmiş. Olayın gerçekleştiği zaman diliminde tanık yeni doğmuştur, iddia ettiği olayın devam ettiği süreçte en fazla 5 yaşına kadar gelebilir. O yaşta bir çocuğun, kumarın ne olduğunu anlayabilecek anlama kabiliyeti ve görgüsü bulunmasına imkan yoktur.

Tanık …’ın iddiaları ilerleyen yaşlarda, davalıdan duyduklarıyla kafasında geliştirmiş olduğu savlardan ibarettir. İfadelerden anlaşılacağı üzere, müşterek çocuk …, davacı babasının, kötü işlerle uğraşan bir insan olarak düşüneceği şekilde yönlendirilmiştir. Tanık …, ifadesinin devamında detaylı bilgiye sahip olmadığını belirtmiştir. İfade, görgüye dayalı tanık beyanı olmaktan uzaklaşmıştır.

7. Tanık … davacının kardeşi olmaktadır. Taraflardan ayrı şehirde yaşamaktadır. Beyanında ”tarafların 20 yıldır ayrı yaşamakta” olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar taraflar arasında geçen olayları bizzat gözlemleme imkanı olmasa da, aileden olması sebebiyle beyanına itibar edilebilir. Gerçekten de taraflar 25 yıldır evlilik hayatı içinde yaşamamaktadır.

8. Tanık … beyanında: ”…Torunlarımızı ben ve eşim büyüttük…” şeklinde ifadelerine yer vermiştir.

Tanık davacının öz annesidir. Her ne kadar davacı taraf olarak, davacının çocuklarıyla ilgilenmediğini kabul etmiyor olsak da; mahkemenizce öyle kanaat getirilecek olması durumunda, davalının da bizzat ilgilenmediğini; dikkatinize sunmamız icap etmiştir. Tanık beyanından da anlaşılacağı üzere, çocuklarla büyük anne ve büyük babasının ilgilendiği iddia edilmiştir.

9. Tanık … tarafların müşterek kızıdır. Tanık beyanında ”…bize dedem ve babaannem baktı…” ”babam uzun yol tır şoförü idi….” ifadelerine yer vermiştir.

Davacının çocuklarıyla ilgilenmediğini kabul etmemekle beraber, bu varsayımın kabul edilmesi durumunda, tanık beyanında yer alan ifadelerin kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Müşterek çocuklarla davacının anne ve babasının ilgilendiği iddia edilmiştir.

Davacının uzun yol tır şoförü olduğu diğer tanık beyanlarında da belirtilmiştir. İspat edildiğini kabul ediyoruz. Uzun yol tır şoförlerinin maaşı asgari ücret düzeyindedir. Sayın mahkemenizce takdir edilirse yapılacak incelemelerde de bu durum anlaşılacaktır. Davacı, davalının nafaka ve tazminat taleplerini karşılamaya yetmeyecek bir gelir düzeyine sahiptir.

10. Tanık … beyanında ”…’nün muhtarı olduğunu, 1999-2009 yılları arasında muhtarlık yaptığını, bu süreçte davalıyı hiç görmediğini” ifade etmiştir.

Tanık …’in davacıyı görmemesi çok doğal bir durumdur. Davacı, uzun yol şoförüdür ve çok kısıtlı zamanlarda evine girip çıkmaktadır. Bu süreçte ancak ailesini görecek kadar zaman bulabilmektedir. İlerleyen süreçte davacı, davalı tarafından kovulduğu için evine gelememiştir.

NETİCE  ve TALEP:  Yukarıda kısaca arz ve izah edilen sebepler ile,  davalı-karşı davacı tarafın tüm taleplerinin reddine, haklı davamızın ve tüm taleplerimizin kabulüne karar verilmesini talep ederiz.

Saygılarımızla.   

Davacı Vekili

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir