Av. Gökhan Yağmur | Makale

Ziynet Alacağı Davası Cevap Dilekçesi

………….. 2. AİLE MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

DAVALI :

VEKİLİ :

DAVACI :

VEKİLİ :

KONU : Davaya karşı cevaplarımızın sunulması ile işbu davanın reddi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR

Davacı taraf dava dilekçesinde özetle ziynet eşyalarının davacıya iadesini, mümkün olmaması halinde, bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte ödenmesini talep etmiştir ancak dava haksız ve mesnetsiz olup reddedilmelidir. Şöyle ki;

1- Davacı tarafın ileri sürmüş olduğu ziynet eşyalarının müvekkilin tasarrufunda bulunduğu iddiaları asılsızdır ve gerçeği yansıtmamaktadır. Davacı evden ayrılırken tüm ziynet eşyalarını yanında götürmüştür. Nitekim davacı tarafın ileri sürmüş olduğu iddialar hayatın olağan akışına da aykırıdır. Bu nedenle davacı taraf ileri sürmüş olduğu iddiaları ispat etmekle yükümlüdür. Ancak davacı taraf ileri sürmüş olduğu iddiaları somut delillerle ispat edememektedir.

2- Yargıtay’ın bu konuda vermiş olduğu birçok kararından örnek olarak: “…Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.

Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.” denilmektedir. Dava konusu olayda da davacının ziynet eşyalarını evde bırakması hayatın olağan akışına aykırı düşmektedir. (YARGITAY 6.HD 2011/11646 E. 2012/78 K.)

3- Davalı ziynet eşyalarını yanında götürdüğü halde söz konusu eşyaları yeniden isteyerek haksız menfaat elde etmeye çalışmaktadır. Bu nedenle kendisini haklı çıkarmak adına asılsız ve gerçek dışı iddialarda bulunmaktadır. Ancak söz konusu iddialar soyut kalmış ve davalı tarafından ispatlanamamıştır. Kaldı ki ziynet eşyaları taşınır ve götürülebilir eşya olduğundan ziynetlerin alındığı veya evde bırakıldığı yönünde iddialar davalı tarafından ispatlanmalıdır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı da bu yöndedir. “Ziynet eşyalarının, normal koşullarda ve hayatın olağan akışına göre kadın üzerinde bulunan, saklanabilen ve götürülebilir nitelikte eşyalar olduğunun kabulü gerekir. Bunun sonucu olarak davacı ziynetlerinin, davalı koca yedinde kaldığını ispat etmek durumundadır.” (T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu , Esas: 2008 / 6824)

4- Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, davacı tarafın ziynet eşyalarının iade edilmesi talebi haksızdır ve ileri sürmüş olduğu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ SEBEPLER : HMK, TMK ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : Tanık, Bilirkişi, Keşif, Karşı delil hakkımız saklı kalmak kaydı ile yasal her türlü delil.

SONUÇ VE TALEP: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; DAVANIN REDDİNE ve Yargılama Giderleri ile Vekâlet Ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederim.

DAVACI VEKİLİ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir