Ziynet alacağı kesinleşmeden icraya konulabilir. Bir başka deyişle ziynet alacağı davası özerk bir dava olarak karara bağlanmış olsa da, boşanma davasıyla birlikte görülüp karara bağlanmış olsa da kesinleşmeden icraya koyulabilen bir dava türüdür. Yani yerel mahkemenin (ilk derece mahkemesi) kararı ilamlı icra takibi açılması için yeterlidir. Karşı taraf bu karara itiraz ederek üst mahkemeye göndermiş olsa dahi bu durumun icra takibine bir etkisi olmayacaktır.
Gerçekten de Yargıtay birçok kararında ziynet (takı) ve eşya bedelinden kaynaklanan alacağa ilişkin mahkeme kararının kesinleşmeden icraya konulmalarının mümkün olduğuna hükmetmiştir.
Örneğin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 14.11.2017 tarihli bir kararında durumu şu şekilde izah etmiştir:
İlamın boşanma davası ile birlikte görülüp hüküm altına alınan takı ve eşya bedelinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin takibe konu edilen kısım, boşanma ilamının feri niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamdır. Bu nitelikleri itibariyle de takı ve eşya bedelinden kaynaklı tazminat alacağına ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür.“ [1]
Aynı şekilde Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 18.04.2012 tarihli daha eski bir kararında ele aldığımız konuyu şu şekilde nitelendirmiştir:
“Ayrıca ilamın boşanma davası ile birlikte görülen ve hüküm altına alınan takı bedelinden kaynaklanan tazminat alacağına ilişkin takibe konulan kısmının, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de takı bedelinden kaynaklı tazminat alacağına ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür. Bu nedenlerle, mahkemece borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken takip konusu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesi ile takibin iptali isabetsizdir.”[2]
Sonuç olarak, istikrarlı Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere ziynet alacağına ilişkin davalar kesinleşmeden icra takibine koyulabilecek nitelikteki kararlardır.