Hukuk Ders Notları1. Sınıf Hukuk Ders NotlarıAnayasa HukukuHMGS Ders NotlarıHukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS)

DÖRDÜNCÜ (4) BÖLÜM – TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER – ANAYASA HUKUKU DERS NOTLARI

Bu derste, bireyin devlet karşısındaki konumunu belirleyen ve hukuk devletinin özünü oluşturan temel hak ve hürriyetleri ele alacağız. Temel haklar, insanın yalnızca insan olmasından kaynaklanan doğuştan, devredilmez ve dokunulmaz haklarıdır. Devlet, bu hakların kaynağı değil; koruyucusu ve güvence sağlayıcısıdır.

1982 Anayasası’na göre, temel hak ve hürriyetler üç ana başlık altında toplanmıştır:

  1. Kişi hakları ve ödevleri (yaşam hakkı, kişi dokunulmazlığı, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü vb.),
  2. Sosyal ve ekonomik haklar (eğitim, sağlık, çalışma, sendika, sosyal güvenlik hakları),
  3. Siyasal haklar ve ödevler (seçme–seçilme, siyasi parti kurma, kamu hizmetine girme hakkı).

Anayasa’nın 12. maddesi, “Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.” hükmüyle insan haklarının anayasal güvencesini açıkça ortaya koyar.

Temel hak ve hürriyetler, mutlak değildir; demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkesi çerçevesinde sınırlandırılabilir. Ancak bu sınırlama, özüne dokunamaz ve keyfî olamaz. Ayrıca olağanüstü hallerde (m.15) dahi, yaşam hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, suç ve ceza ilkeleri gibi çekirdek haklara dokunulamaz.

Bu bölümde;

  • Temel hak kavramı ve anayasal güvence sistemi,
  • Temel hakların sınıflandırılması (kişisel, sosyal, siyasal),
  • Temel hakların sınırlandırılması, durdurulması ve güvenceleri,
  • Hak ve ödev dengesi,
  • Anayasa Mahkemesi’nin temel haklara yaklaşımı
    konuları sistematik biçimde incelenecektir.

Ders notları, 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Anayasa Mahkemesi kararları, mevzuat.gov.tr ve resmigazete.gov.tr kaynak alınarak hazırlanmıştır. Hedef, hukuk fakültesi öğrencileri ve Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) adaylarına, güncel, sınav odaklı ve açık bir rehber sunmaktır.

Temel hak ve hürriyetler, birey ile devlet arasındaki ilişkide devlet gücünü sınırlandıran, bireyi hukuken koruma altına alan anayasal güvencelerdir. Bu haklar, hukuk devletinin ve demokratik düzenin vazgeçilmez unsurlarıdır.
Bir anayasa, yalnızca devletin nasıl örgütlendiğini değil, bireyin bu devlet karşısındaki dokunulmaz alanını da tanımlar.

TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER


Temel Hakların Tanımı ve Özellikleri

Temel haklar, insanın doğuştan sahip olduğu ve devletten önce gelen, vazgeçilmez ve devredilmez haklardır. Bu haklar, modern anayasalarda devletin tanıdığı ayrıcalıklar değil, devletin saygı duymak zorunda olduğu sınır çizgileridir.

1982 Anayasası, temel hakları “kişinin dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez hakları” olarak tanımlar (m.12). Bu ifade, devletin bireye hak bahşetmediğini, aksine bu hakları tanıdığını ve koruma altına almakla yükümlü olduğunu gösterir.

Temel haklar, yalnızca bireyin özgürlüğünü değil, devletin sorumluluklarını da belirler. Bu yönüyle “negatif statü hakları” (devletin karışmama yükümlülüğü) ve “pozitif statü hakları” (devletin koruma ve sağlama yükümlülüğü) olarak iki boyutta değerlendirilir.

Örnek Olay:

Anayasa Mahkemesi, “zorunlu din dersi” davasında devletin pozitif yükümlülüğünü vurgulamış; din ve vicdan özgürlüğünün yalnızca müdahaleden kaçınmakla değil, farklı inançlara saygı gösterecek düzenlemeler yapmakla da korunabileceğini belirtmiştir.


Temel Hakların Sınıflandırılması

1982 Anayasası’nda temel haklar, içeriklerine ve işlevlerine göre üç ana kategoriye ayrılır: kişisel hak ve özgürlükler, sosyal ve ekonomik haklar, siyasal hak ve ödevler.
Bu sınıflandırma, bireyin devletle olan ilişkisini hem özgürlük hem katılım boyutuyla düzenler.


Kişisel Hak ve Hürriyetler

Kişisel haklar, bireyin fiziksel, manevi ve özel alanına ilişkin haklardır. Yaşam hakkı, kişi özgürlüğü, konut dokunulmazlığı, haberleşme gizliliği ve ifade özgürlüğü gibi haklar bu gruba girer.

Bu haklar, devletin müdahalesine en kapalı alanı oluşturur. Anayasa’nın 17 ila 40. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, genellikle “doğuştan gelen haklar” olarak kabul edilir.
Devlet, bu haklara müdahale ederken kanunla, meşru amaçla ve ölçülülük ilkesine uygun davranmak zorundadır.

Uygulama Notu:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye’ye karşı verdiği birçok kararda “ifade özgürlüğü” ve “toplantı hakkı” ihlallerinde ölçülülük ilkesinin gözetilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu kararlar, temel hakların yalnızca metinlerde değil, uygulamada da korunması gerektiğini hatırlatır.


Sosyal ve Ekonomik Haklar

Sosyal ve ekonomik haklar, bireyin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmesini güvence altına alır.
Eğitim hakkı, sağlık hakkı, çalışma hakkı, dinlenme hakkı, sosyal güvenlik hakkı gibi düzenlemeler, devletin aktif rol üstlenmesini gerektirir.

Bu haklar, yalnızca bireye serbestiyet tanımaz; devlete görev yükler. Örneğin, “herkesin eğitim ve öğretim hakkı vardır” hükmü, devletin bu hizmeti erişilebilir biçimde sunmasını zorunlu kılar.
Bu nedenle sosyal haklar, “devletin yapma yükümlülüğü”ne dayalı haklardır.

Örnek Olay:

Anayasa Mahkemesi, engelli bir yurttaşın ulaşım hakkının kısıtlanmasını eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etmiştir. Bu karar, sosyal hakların soyut taahhütler değil, somut haklar olduğunu göstermektedir.


Siyasal Hak ve Ödevler

Siyasal haklar, bireyin devlet yönetimine katılmasını sağlayan haklardır. Seçme ve seçilme hakkı, siyasi parti kurma ve üyelik hakkı, dilekçe hakkı, kamu hizmetine girme hakkı gibi düzenlemeler bu kapsamdadır.
Bu haklar, demokratik sistemin işlemesi için zorunludur; çünkü egemenliğin halka ait olmasının fiilen hayata geçmesini sağlar.

Anayasa’nın 67. maddesi, seçme hakkını “genel, eşit, gizli, doğrudan ve serbest oyla” kullanılacak şekilde tanımlamıştır. Bu ilkeler, demokrasinin adil işlemesi için anayasal güvence sağlar.

Uygulama Notu:

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), seçim güvenliğini sağlamakla yükümlü olup, kararları kesindir. 2019 İstanbul seçimlerinde yapılan iptal kararı, seçim hukukunun anayasal ilkeler ışığında nasıl tartışıldığını gösteren önemli bir örnektir.


Temel Hakların Sınırlandırılması ve Güvenceleri

Hiçbir temel hak sınırsız değildir. Hakların kullanımı, başkalarının hakları, kamu düzeni, genel ahlak ve milli güvenlik gibi nedenlerle sınırlandırılabilir.
Ancak bu sınırlama “ölçülülük” ve “demokratik toplum düzeninin gerekleri” ilkelerine uygun olmalıdır (m.13).

1982 Anayasası, hakların özüne dokunulamayacağını açıkça belirtir. Yani, sınırlama hakları ortadan kaldıracak düzeyde olamaz. Ayrıca olağanüstü hâl dönemlerinde bile, yaşam hakkı, din ve vicdan özgürlüğü gibi çekirdek haklar sınırlandırılamaz.

Örnek Olay:

Anayasa Mahkemesi, pandemi döneminde getirilen genel sokağa çıkma yasaklarının ölçülülük ilkesine uygunluğunu değerlendirirken, kamu sağlığı ile kişisel özgürlük arasında makul bir denge kurulması gerektiğini belirtmiştir. Bu, sınırlama rejiminin somut uygulamasına güzel bir örnektir.


Temel Hakların Korunması Yolları

Temel hak ve hürriyetlerin korunması, hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesinde belirleyici bir rol oynar.
Bu koruma mekanizmaları ulusal düzeyde olduğu kadar uluslararası düzeyde de işler.

Yargısal Koruma

İdari işlemler, mahkemelere taşınabilir. Yargı, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı denetim yetkisine sahiptir. Hak ihlali iddiası olan bireyler, iç hukuk yollarını tüketerek adalet arayabilir.

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru

2010 Anayasa değişikliği ile getirilen bireysel başvuru, temel hak ihlallerine karşı en etkili iç hukuk yoludur.
Bireyler, kamu gücü tarafından anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir. Mahkeme, ihlalin tespit edilmesi hâlinde yeniden yargılama veya tazminat kararı verebilir.

Uygulama Notu:

Anayasa Mahkemesi, “ifade özgürlüğü” ihlali nedeniyle verilen birçok kararda, kamu makamlarının eleştirilere karşı hoşgörülü olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu kararlar, bireysel başvurunun demokratik toplum üzerindeki dengeleyici etkisini göstermektedir.

Uluslararası Koruma Mekanizmaları

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olduğundan, iç hukuk yolları tüketildikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yapılabilir.
AİHM kararları bağlayıcıdır ve Türkiye’de yargı içtihatlarını doğrudan etkiler. Bu sistem, insan haklarının ulusal sınırların ötesinde korunmasını sağlar.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu