Bilgi BankasıYargıtay Kararları

Elektronik Tebligatta Yasal Süre Ne Zaman Başlar? Yargı Kararları ve Danıştay İçtihadı


Elektronik tebligatta yasal sürenin ne zaman başlayacağı, tebligatın okunduğu tarih mi yoksa sistemde görünen tebliğ tarihi mi esas alınır? Bu yazıda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu, Elektronik Tebligat Yönetmeliği ve Danıştay kararları ışığında elektronik tebligatta sürelerin başlangıcını, hak kaybı risklerini ve uygulamadaki önemli noktaları ayrıntılı şekilde inceliyoruz.

Danıştay

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/2010 E.  ,  2024/5221 K.

“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/2010
Karar No : 2024/5221

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı gözetime tabi eşyanın, gözetim belgesi alınmaksızın ithalat işlemlerinin gerçekleştirildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük, ilave gümrük ve katma değer vergileri ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca gümrüklenmiş değer üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ve aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca karara bağlanan mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair kararlara vaki itirazın süre yönünden reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca başvuruyu yapan vekilin gösterdiği adreste tebligat yapılması gerekirken, Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı e-tebligat adresi üzerinden davacıya yapılan tebligatın hukuka uygun olmadığı, bu itibarla, davacı tarafından 05/08/2019 tarihinde haberdar olunduğu beyan edildiğinden, anılan kararların bu tarihte tebliğ edildiğininin kabulünün gerektiği, söz konusu kararlara karşı 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinin 1. fıkrası kapsamında 09/08/2019 tarihinde yapılan itirazların yasal süresi içerisinde olduğu görüldüğünden, davalı idarece itirazın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, süre yönünden reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı gözetime tabi eşyanın, gözetim belgesi alınmaksızın ithalat işlemlerinin gerçekleştirildiğinden bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük, ilave gümrük ve katma değer vergileri ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca gümrüklenmiş değer üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ve aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca karara bağlanan mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair kararlara vaki itirazın süre yönünden reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun, 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile eklenen ve 19/01/2011 tarih 27820 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, sermaye şirketlerine elektronik yolla tebligat yapılması zorunluluğu getiren ikinci fıkrası yayımı tarihinden iki yıl sonra, maddenin diğer fıkraları yayımı tarihinden bir yıl sonra yürürlüğe giren Elektronik Tebligat başlıklı 7/a maddesinde, tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabileceği, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılmasının zorunlu olduğu ve elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanun’da belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağı, elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı düzenmiş,15/03/2018 tarih 30361 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7101 sayılı İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 48. maddesi ile değiştirilerek, ikinci fıkrasında elektronik tebligat yapma zorunluluğu sadece anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından mevcut iken; yapılan değişiklikle bu zorunluluğun kapsamı genişletilmiş, gerçek kişiler için kural olarak elektronik tebligat zorunluluğu öngörülmemekle birlikte bu kişilerin kendi tercihleri ile bir elektronik tebligat adresi almaları durumunda kendilerine tebligatın sadece elektronik yolla yapılması hükme bağlanmış, elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılacağı, elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, bu Kanun uyarınca yapılan elektronik tebligat işlemlerinin Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütüleceği belirtilmiş, Kanun’un 51. maddesinde de, mali tebliğlerin kendi kanunlarında sarahat bulunmayan hallerde, bu kanunun umumi hükümlerine tevfikan yapılacağı kuralı getirilmiştir.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2. maddesinde gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimlerin bu Kanun’a tabi olmadığı, bu vergi ve resimlerle ilgili olarak 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesi hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş, aynı Kanun’un, 01/08/2010 tarih ve 27659 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesi ile eklenen ”Elektronik Ortamda Tebliğ” başlıklı 107/A maddesinde, bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93. maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği, 07/04/2015 tarih ve 29319 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6637 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; elektronik ortamda tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, Maliye Bakanlığının, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu düzenlenmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kararların tebliği” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında; idari yaptırım kararının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edileceği, tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresinin açık bir şekilde belirtileceği, 27/05/2017 tarih ve 30078 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 15. maddesi ile eklenen ve 4. fıkrasında; idari yaptırım kararlarının, Maliye Bakanlığı ile idari yaptırım kararı verenler arasında yapılacak protokoller çerçevesinde, kararı verenler adına 213 sayılı Kanun’un 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılmak suretiyle Maliye Bakanlığı tarafından elektronik ortamda tebliğ edilebileceği, elektronik ortamda yapılan tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, bu şekilde yapılan tebligatların, birinci fıkra kapsamındaki tebliğ yerine geçeceği düzenlenmiştir.
640 sayılı Gümrük Personeli İle Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 27/05/2017 tarih ve 30078 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 20. maddesi ile eklenen ”Elektronik ortamda tebliğ” başlıklı 40/A maddesinde; Bakanlık görev alanı kapsamındaki tebliğlerin, ilgili kanunlarda belirtilen usullerle bağlı kalınmaksızın, Maliye Bakanlığı ile yapılacak protokol çerçevesinde 04/01/1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılarak elektronik ortamda yapılabileceği, elektronik ortamda yapılan tebligatın muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, Ticaret Bakanlığının, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye, kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu düzenlenmiştir.
06/12/2018 tarih ve 30617 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01/01/2019’da yürürlüğe giren Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 1. maddesinde; Yönetmeliğin, 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merciler tarafından Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT) vasıtasıyla yapılacak elektronik tebligata ilişkin usul ve esasları düzenlediği belirtilmiş, 3. maddesinde; elektronik tebligat ibaresinden; Tebligat Kanunu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak elektronik ortamda yapılan tebligatın, elektronik tebligat adresi ibaresinden; PTT tarafından, gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan ve Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi’ne (UETS) kaydedilen tebligat adresinin anlaşılması gerektiği belirtilmiş, 5. maddesinde, Kanunla kurulanlar da dâhil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişilere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Yönetmeliğin 6. maddesinde ise, elektronik tebligat adresi alma zorunluluğuna tabi olanlar için yapılacak başvuruya ilişkin hususlar belirtilerek, 9. maddesinde, elektronik tebligatın hazırlanması ve muhataba ulaştırılmasına ilişkin hususlar düzenlenmiş ve elektronik yolla tebligatın muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesinde verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan 456 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esaslar düzenlenmiş, 3. maddesinde elektronik tebligat sistemi, bilişim sistemleri vasıtasıyla muhatabın elektronik tebligat adresine iletilmek üzere, tebliğ evrakının gönderildiği ve elektronik ortamda delillendirilerek tesliminin sağlandığı sistem olarak; elektronik tebligat ise, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın Elektronik Tebligat Sistemi ile muhatapların elektronik adreslerine tebliğ edilmesi şeklinde tanımlanmış, 4. maddesinde; kurumlar vergisi mükelleflerin ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanların (Kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç), isteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep edenlerin elektronik tebligat adresi almaları ve elektronik tebligat sistemini kullanmalarının zorunlu olduğuna yer verilmiş, 5. maddesinde; elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan kurumlar vergisi mükelleflerinin, elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan gelir vergisi mükelleflerinin veya isteğe bağlı olarak elektronik tebligat sistemini kullanmak isteyen kişilerin başvuruları üzerine, yapılan başvurunun değerlendirilmesi sonucu, gerekli şartları taşıyan mükelleflere internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi verileceği ve böylece bu mükelleflerin elektronik tebligat adresi edinmiş sayılacağı belirtilmiş, 6. maddesinde; 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği gereken evrakın, elektronik imza ile imzalanacağı ve vergi dairesi adına Başkanlık tarafından tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletileceği; elektronik tebligat sistemine internet vergi dairesi üzerinden erişileceği, internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresine sahip olan gerçek ve tüzel kişiler şifreleriyle elektronik tebligat adreslerine ulaşacakları, internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi olmayan gerçek kişilerin ise sisteme her girişte yapılan kimlik doğrulaması ile elektronik tebligat adreslerine erişecekleri, Kanun’un 107/A maddesi gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacağı, olay kayıtları, İşlem Zaman Bilgisi eklenerek, erişilebilir şekilde arşivlerde otuz yıl süreyle saklanacağı, hesaba erişim bilgilerinin iletimi ile sisteme erişimin güvenli bir şekilde yapılması için gerekli tedbirlerin Başkanlık tarafından alınacağı, talep halinde elektronik tebligata ilişkin delil kayıtları ilgilisine veya yetkili mercilere sunulacağı kuralı getirilmiştir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenen 25/01/2018 tarih ve 30312 sayılı Resmi Gazate’de yayımlanarak 01/02/2018 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Tebligat Sistemi Genel Tebliği (sıra no: 1)’nin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 1. maddesinde; tebliğin amacının, Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca ve Bakanlığın görev alanı kapsamında olan il ve ilçe tüketici hakem heyetlerince düzenlenen ve muhataplarına 11/02/1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliği gereken evrakın elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemeye ilişkin olduğu belirtilmiş; 3. maddesinde elektronik tebligat ibaresinden; 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının görev ve yetkileri kapsamında tebliği gereken evrakın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi hükümlerine göre Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından kurulan teknik altyapı üzerinden muhatapların elektronik adreslerine tebliğ edilmesinin, elektronik tebligat adresi ibaresinden Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Bakanlığın görev alanı kapsamında olan il ve ilçe tüketici hakem heyetlerinin işlemlerinde kullanılmak üzere Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca gerçek ve tüzel kişilere verilen tebliğe elverişli elektronik ortamın, Elektronik Tebligat Talep Bildirimi ibaresinden, 27/08/2015 tarih ve 29458 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (sıra no: 456)’nin Ek 1 ve Ek 2’sinde yer alan başvuru formunun, Elektronik Tebligat Sistemi ibaresinden, bilişim sistemleri vasıtasıyla muhatabın elektronik tebligat adresine iletilmek üzere, tebliğ evrakının gönderildiği ve elektronik ortamda delillendirilerek tesliminin sağlandığı sistemin anlaşılması gerektiği düzenlenmiş; 4. maddesinde; 4458 sayılı Kanun’a göre gümrük yükümlülüğünü yerine getirmekle sorumlu bütün kişiler dâhil olmak üzere, Maliye Bakanlığınca kendilerine tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilenler ve isteğe bağlı olarak elektronik tebligat yapılmasını talep edenlerin elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olduğu belirtilmiş, 5. maddesinde, bu Tebliğ kapsamında tebliği gereken evrakın, elektronik imza ile imzalanacağı ve Bakanlık tarafından Başkanlık teknik alt yapısı kullanılarak tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletileceği, kullanıcı kodu, parola ve şifrenin Başkanlık teknik altyapısı üzerinde üretileceği ve muhatabına verileceği, Kullanıcı kodu, parola ve şifresi olmayan gerçek kişiler de ise elektronik tebligat sistemine her girişte yapılan kimlik doğrulaması ile elektronik tebligat adreslerine erişebilecekleri, elektronik imzalı tebligatın, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı, olay kayıtlarının, işlem zaman bilgisi eklenerek, erişilebilir şekilde arşivlerde otuz yıl süreyle Başkanlık tarafından saklanacağı. hesaba erişim bilgilerinin iletimi ile elektronik tebligat sistemine erişimin güvenli bir şekilde yapılması için gerekli tedbirlerin Başkanlık tarafından alınacağı ve talep halinde elektronik tebligata ilişkin delil kayıtları ilgilisine veya yetkili mercilere sunulacağı kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Tebligat, Anayasa Mahkemesi tarafından, yetkili makamlarca birtakım hukuki işlemlerin bu işlemin hukuki sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kişilere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin usulüne uygun olarak yapıldığının belgelendirilmesi işlemi olarak ifade edilmiştir. İşlemlerin kendilerine bağlanan hukuki sonuçları doğurabilmesi için muhatabına bildirilmesi gerekir. Tebligat, Anayasa’da güvence altına alınmış olan iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılabilmesinin ve bireylere tanınan hak arama hürriyetinin önemli güvencelerinden biridir. (AYM, E.2018/144, K.2019/72, 19/09/2019, §§ 4). Konu ettiği hukuki işlemden bağımsız olarak, o işlemin hukuki sonuçlarının başlangıcı için bir milat olan tebligatın, yapılan tanımdan hareketle muhatabın hukuki işlem hakkında kanuna uygun olarak bilgilendirilmesi ve bilgilendirmenin öngörülen usule uygun olarak belgelendirilmesi olmak üzere iki temel unsuru bulunmaktadır. Bu iki unsurun bir arada bulunması zorunludur. Yani yalnızca bildirim yeterli olmayıp, bu bildirimin yapıldığının belgelendirmesi de gerekmektedir.
Elektronik tebligat, teknolojik gelişmelerin de katkısıyla tebligat işlemlerinde etkinliğin artırılması amacıyla klasik tebligat yöntemlerinden farklı olarak muhatap bakımından hızlı ve güvenli bir bildirim imkânı sağlamakta, tebligatın bilgilendirme ve belgelendirme fonksiyonunu eksiksiz yerine getirmektedir. Elektronik tebligatla gönderilen iletinin zamanı, zaman damgası ile kesin olarak belirlenebilmekte, iletinin yolculuğu esnasında bir değişikliğe uğrayıp uğramadığı kolayca tespit edilebilmekte, muhatabı tarafından okunup okunmadığı gibi hususlarda somut veriler ortaya koyabilmekte, zaman ve para tasarrufu sağlarken aynı zamanda kağıt ortamında yapılan tebligattan doğan bir takım olumsuzlukların da önüne geçilebilmektedir.
Hukukumuzda tebligat işlemleri, genel olarak 7201 sayılı Kanun’da düzenlenmiştir. Anılan Kanun’da tebligat, kazai, idari ve mali tebligat olarak üçe ayrılmış, mali tebligatın kendi özel kanununda düzenleme bulunması halinde özel kanunda yer alan hükümlere göre yapılacağı kabul edilmiştir. Bu yönüyle 7201 sayılı Kanun tebligat işlemleri bakımından genel kanun konumundadır. Öte yandan, vergisel süreçleri düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda vergi ve vergi yükümlülüklerine ilişkin işlemler için daha özel düzenlemeler öngörülmüş, Kanun’un 93. maddesi gereğince vergilendirmeye ilişkin tüm vesikaların 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliğ edileceği ve gümrük idareleri tarafından alınan vergi ve resimlerin bu Kanun’a tabi olmadığı ifade edilmiştir.
Belirtilen durum nedeniyle ve Dairemizin müstakar hale gelmiş kararlarında, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nda, tebligat hususunda özel bir hüküm mevcut olmadığından gümrük vergilerine ve cezalara ilişkin kararların Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerektiği, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 201. maddesi uyarınca da süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; 6183 sayılı Kanun’un 8. maddesinde de, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanun’da yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı düzenlendiğinden tahsil sürecine ilişkin tebligatların Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği kararlaştırılmıştır.
7201 sayılı Kanun’un 7/a maddesine istinaden 19/01/2013 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayan elektronik tebligat, PTT vasıtasıyla bu tarihten itibaren kayıtlı elektronik posta (KEP) adresine, 01/01/2019 tarihinden sonra da ulusal elektronik tebligat sistemi (UETS) adresine yapılırken, 213 sayılı Kanun’un 107/A maddesi kapsamında yer alan elektronik tebligat 01/04/2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayan ve buna göre elektronik tebligat adresi almaları ve elektronik tebligat sistemini kullanmaları zorunlu bulunan mükelleflere Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla verilen internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresi ile edinilmiş kabul edilen elektronik tebligat adreslerine elektronik tebligat iletimi gerçekleştirilmektedir.
Öte yandan, 27/05/2017 tarihinde Kabahatler Kanunu’nun 26. maddesine eklenen 4. fıkra ile, idari yaptırım kararlarının, veren kurum adına 7201 sayılı Kanun gereğince yapılan tebliğ yerine geçmek üzere 213 sayılı Kanun’un 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılmak suretiyle Maliye Bakanlığı tarafından elektronik ortamda tebliğ edilebileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Benzer bir düzenleme 640 sayılı Kanun Hükümünde Kararnameye eklenen ve 27/05/2017 tarihinde yürürlüğe giren 40/A maddesinde de mevcuttur. Buna göre; Gümrük ve Ticaret Bakanlığının görev alanı kapsamındaki tebliğlerin, ilgili kanunlarda belirtilen usullere bağlı kalınmaksızın, Maliye Bakanlığı ile yapılacak protokol çerçevesinde Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılarak elektronik ortamda yapılabileceği belirtilmiştir.
Hukuk devletinde kanuni düzenlemelerin hem kişiler, hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Kanunda bulunması gereken bu nitelikler hukuki güvenliğin sağlanması bakımından da zorunludur. Zira bu ilke hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılmaktadır. (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 153, 154).
Anayasal ilkeler bağlamında, Kabahatler Kanunu ve 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 40/A maddesinde yer alan elektronik tebligata ilişkin düzenlemelerin kişiler ve idare bakımından herhangi bir duraksamaya yer vermeyen, açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olduğu, hukuki güvenliği de sağlayan, öngörülebilir bir hukuk normu olduğu değerlendirilmiştir.
Kabahatlar Kanunu ile 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yer alan anılan düzenlemelerle, idari yaptırımlar ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının görev alanı kapsamındaki tebligatların, 7201 sayılı Kanun’da benimsenen elektonik tebligata ilişkin hükümle bağlı kalınmaksızın, Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi hükümlerine göre kurulan teknik altyapı kullanılarak elektronik olarak iletilebileceği kuralı benimsenerek sözü geçen elektronik tebligat yapacak olan idarelere alternatif bir yol belirlenmiştir.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca hazırlanarak 25/01/2018 tarih ve 30312 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01/02/2018 tarihinde yürürlüğe giren Elektronik Tebligat Sistemi Genel Tebliği (sıra no: 1) ile de, uygulamanın esas ve usullerinin belirlendiği, elektronik tebligat, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca Bakanlığın görev ve yetkileri kapsamında tebliği gereken evrakın Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından kurulan teknik altyapı üzerinden muhatapların elektronik adreslerine tebliği tanımlanarak, Bakanlığın görev ve yetkileri kapsamında tebliği gereken evrakın tek bir sistem üzerinden ulaştırılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Bu bakımdan, idari yaptırım kararı veren idarelerin elektronik ortamda hazırladıkları belgeleri muhatabın, 7201 sayılı Kanun kapsamında oluşturulan elektronik posta adresine PTT vasıtasıyla tebliğ edebilecekleri gibi, Maliye Bakanlığının kurmuş olduğu teknik altyapıyı kullanmak suretiyle Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından internet vergi dairesi bünyesinde oluşturulan tebliğe elverişli elektronik ortam olarak tanımlanan ve muhatabın kendisine ait kullanıcı şifresi aracılığıyla erişebileceği elektronik tebligat adresine de tebliğ edebilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Bununla birlikte, 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin elektronik tebligata ilişkin 40/A maddesi ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin çıkarılan Tebliğ’deki düzenlemelerin, gümrük vergilerine ve cezalara ilişkin kararların Tebligat Kanunu hükümlerine, süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş ve 6183 sayılı Kanun Kapsamında takip edilen gümrük vergileri hakkında tebligatın ise, Vergi Usul Kanunu hükümlerine istinaden yapılacağı yolundaki prensipte bir değişikliğe yol açmayıp, muhatap ve göndericinin aynı olmasına karşın, sadece elektronik tebligatı gönderen kurumun farklılaştırıldığı, bu farkın gönderilen açısından bir hak kaybına neden olmadığı anlaşıldığından, tebliğ edilecek evrakın sırf Vergi Usul Kanunu’nun 7/a maddesine istinaden kurulan teknik altyapı kullanılmak suretiyle muhatabın bu sistem üzerinden üretilen elektronik posta adresine gönderilmesinin, tebligata konu hukuki işlemin niteliğine göre uygulanacak tebliğ hükümlerini içeren Kanunu değiştirmediği, bir başka anlatımla; 7201 sayılı Kanun kapsamında tebliğ edilecek evrakın, sözü edilen mevzuat gereğince muhatabın internet vergi dairesi üzerinden elektronik posta adresine gönderilmesinin Vergi Usul Kanunu’nda yer alan tebligata ilişkin hükümlere göre yapıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, elektronik tebligatın herhangi bir nedenle yapılamaması durumunda da, 7201 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde diğer tebliğ yöntemleri ile tebliğ edilebileceği tabidir.
Diğer yandan, 7201 sayılı Kanun ve 213 sayılı Kanun’da elektronik tebligata ilişkin düzenlenen söz konusu maddeler gereğince, elektronik tebligat yapılması zorunlu bulunan gerçek ve tüzel kişilere, iradelerine bakılmaksızın yapılan elektronik tebligatın, iletinin muhatabının elektronik posta adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağına dair kural, bu kişilere beş günde bir de olsa posta adreslerini kontrol etme sorumluluğu yüklemektedir. Söz konusu yükümlülük, Tebligat ve Vergi Usul Kanunundaki anılan hükümlerden kaynaklanmakta olduğundan, 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 40/A maddesi ile muhataba fazladan bir sorumluluk getirildiğinden de bahsedilemeyecektir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerle, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı faaliyet konusu kapsamındaki işlemlerini, muhatabın 7201 sayılı Kanun kapsamında oluşturulan elektronik posta adresi veya 213 sayılı Kanun’un 107/A maddesi hükümlerine göre İnternet Vergi Dairesi üzerinden oluşturulan elektronik posta adresine tebliğ edebilecektir. Belirtilen adreslerden herhangi birine yapılan elektronik tebligatın usulüne uygun olarak kabulü gerektiğinden, kararın, İntvd portalı üzerinden gerçekleştirilen tebligatın 7201 sayılı Kanun uyarınca usulüne uygun bir tebligat olarak kabul edilemeyeceğine dair yargısına katılma olanağı bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının İnternet vergi dairesi portalı üzerinden tebliğe çıkarılan ve tebligat adresine ulaştığı 5. günün sonunda 12/07/2019 tarihinde elektronik olarak tebliğ edilen kararlara karşı 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 242. maddesinin 1. fıkrası kapsamında 09/08/2019 tarihinde yapılan itirazın süre aşımı nedeniyle usulden reddine dair işlemde hukuka aykırılık; dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu kararda hukuki isabet bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,16/12/2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu