Sarhoşluk, Akıl Hastalığı, Zihinsel Yetersizlik ve Fiil Ehliyeti
Sarhoşluk, akıl hastalığı ve zihinsel yetersizlik fiil ehliyetini nasıl etkiler? TMK’ya göre fiil ehliyeti, kısıtlama ve işlem geçerliliğini örneklerle açıklıyoruz.
Giriş
Günlük hayatta sık sorulan sorulardan bazıları şunlardır:
“Sarhoşken imza attığım sözleşme geçerli mi?”
“Akıl hastalığı olan birinin tapu satışı iptal edilebilir mi?”
“Zihinsel yetersizlik fiil ehliyetini nasıl etkiler?”
Türk Medenî Kanunu’nda fiil ehliyeti, kişinin kendi fiilleriyle hak kazanabilmesi ve borç altına girebilmesi anlamına gelir. Fiil ehliyeti için erginlik, ayırt etme gücü ve kısıtlı olmama şartları birlikte aranır. İşte sarhoşluk, akıl hastalığı ve zihinsel yetersizlik, özellikle ayırt etme gücü ve kısıtlama (vesayet) bakımından fiil ehliyetini doğrudan etkileyen üç temel başlıktır.
Bu yazıda; sarhoşluk, akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti arasındaki ilişkiyi; hangi hâllerde fiil ehliyetinin tamamen ortadan kalktığını, hangi durumlarda sınırlı hale geldiğini ve hukuki işlemlerin akıbetini örneklerle ele alacağız.
Fiil Ehliyeti ve Ayırt Etme Gücü: Genel Çerçeve
Fiil ehliyeti nedir?
Fiil ehliyeti, bir kişinin:
- Kendi irade beyanıyla hak edinmesini,
- Kendi fiilleriyle borç altına girmesini,
- Yaptığı işlemlerle hukuki sonuç doğurmasını
sağlayan ehliyettir.
Fiil ehliyeti için genel şartlar:
- Ergin olmak,
- Ayırt etme gücüne sahip olmak,
- Kısıtlı olmamak.
Bu üç şarttan herhangi biri eksikse, kişi tam fiil ehliyetine sahip değildir. Sarhoşluk, akıl hastalığı ve zihinsel yetersizlik, esasen ikinci şart olan ayırt etme gücü ve üçüncü şart olan kısıtlama ile yakından bağlantılıdır.
Ayırt etme gücü ile fiil ehliyeti ilişkisi
Ayırt etme gücü; kişinin yaptığı işlemin anlam ve sonuçlarını kavrayabilme ve davranışlarını buna göre yönlendirebilme yeteneğidir.
- Ayırt etme gücü yoksa, kişi tam ehliyetsiz sayılır; yaptığı işlemler kural olarak hükümsüzdür.
- Ayırt etme gücü var ama kişi küçük veya kısıtlı ise, kişi sınırlı ehliyetsiz sayılır; bazı işlemleri tek başına yapamaz.
Bu nedenle sarhoşluk, akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti kavramlarını değerlendirirken, her somut olayda ilk bakmamız gereken nokta, o işlem anında ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığıdır.
Sarhoşluk ve Fiil Ehliyeti
Sarhoşluk fiil ehliyetini nasıl etkiler?
Sarhoşluk, alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında olma hâlidir. Burada önemli olan:
- Kişinin sadece alkol almış olması değil,
- Aldığı alkol veya maddenin bilinç düzeyi üzerindeki etkisidir.
Hukuk bakımından sorulan soru şudur:
Kişi, sarhoş olduğu sırada yaptığı hukuki işlemin anlam ve sonuçlarını makul şekilde kavrayabiliyor muydu, kavrayamıyor muydu?
Ağır sarhoşluk: Ayırt etme gücünün yokluğu
Eğer sarhoşluk:
- Kişinin gerçekliği algılama kapasitesini ciddi biçimde bozmuş,
- Neye imza attığını, hangi borcun altına girdiğini anlamasını fiilen imkânsız hale getirmişse,
bu durumda ayırt etme gücünün o an için ortadan kalktığından söz edilebilir.
Sonuç:
- Kişi, o işlem bakımından tam ehliyetsiz gibi değerlendirilir.
- Ağır sarhoşluk hâlinde imzalanan sözleşmelerin geçerliliği ciddi şekilde tartışmalı hale gelir; çoğu durumda geçersizlik veya iptal iddiası gündeme gelebilir.
Bu çerçevede, sarhoşluk ve fiil ehliyeti ilişkisi, her zaman somut olay üzerinden, tanık beyanları, kamera kayıtları, tıbbi raporlar gibi delillerle değerlendirilir.
Hafif sarhoşluk: Fiil ehliyeti tamamen ortadan kalkmaz
Her alkol alımı, fiil ehliyetini ortadan kaldırmaz. Hafif seviyede alkol tüketimi:
- Kişinin hareketlerini gevşetebilir,
- Düşünme hızını yavaşlatabilir;
ancak çoğu durumda ayırt etme gücünü tamamen yok etmez.
Dolayısıyla:
- “Biraz içkiliyken imza attım” demek, tek başına sözleşmeyi geçersiz kılmaz.
- Sarhoşluk, akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti konularında asıl ayrım, “ayırt etme gücünün fiilen ortadan kalkıp kalkmadığı”dır.
Akıl Hastalığı ve Fiil Ehliyeti
Akıl hastalığı fiil ehliyetini otomatik yok eder mi?
Hayır. Akıl hastalığının varlığı, otomatik olarak fiil ehliyetsizliği göstermez. Esas olan şudur:
- Hastalığın türü,
- Şiddeti,
- Sürekliliği,
- Hukuki işlem anındaki durumu.
Bazı akıl hastalıkları:
- Kişinin her zaman ayırt etme gücünü ortadan kaldırır (ağır psikotik tablolar gibi),
- Bazı hastalıklarda ise kişi atak dönemlerinde ehliyetsiz sayılabilir, diğer zamanlarda nispeten ayırt etme gücüne sahip olabilir.
Bu nedenle akıl hastalığı ve fiil ehliyeti ilişkisi, her somut olayda tıbbi raporlar ve bilirkişi incelemeleriyle değerlendirilir.
Akıl hastalığı nedeniyle kısıtlama (vesayet)
Türk Medenî Kanunu’nda akıl hastalığı, kısıtlama sebepleri arasında sayılmıştır. Mahkeme:
- Kişinin akıl hastalığı sebebiyle kendisini veya malvarlığını yönetemediği kanaatine varırsa,
- O kişi hakkında vesayet (kısıtlama) kararı verebilir.
Kısıtlama kararı verilmesi hâlinde:
- Kişi fiil ehliyeti bakımından sınırlı ehliyetsiz hale gelir,
- Birçok hukuki işlem için vasi izni gerekir,
- Önemli malvarlığı işlemleri ve ağır borçlandırıcı sözleşmeler tek başına yapılamaz.
Dolayısıyla “sarhoşluk, akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti” başlığında, akıl hastalığı hem ayırt etme gücü açısından, hem de kısıtlama kararı nedeniyle fiil ehliyetini daraltan bir unsurdur.
Akıl hastalığı olan kişinin yaptığı hukuki işlemler
Akıl hastalığı bulunan kişinin işlemleri üç grupta incelenebilir:
- Ayırt etme gücünün hiç olmadığı işlemler:
- Ağır psikotik atak dönemi, ağır demans evresi vb.
- Bu dönemde yapılan işlemler kural olarak hükümsüz kabul edilir.
- Ayırt etme gücünün kısmen bulunduğu, fakat kısıtlı kişinin işlemleri:
- Kısıtlı kişi, gündelik önemsiz işlemleri yapabilir; ancak malvarlığını ciddi etkileyen işlemler için vasi izni gerekir.
- Hastalığın hafif seyrettiği, ayırt etme gücünün korunduğu hâller:
- Burada kişi, fiil ehliyeti açısından daha güçlü bir konumdadır; ancak yine de her somut işlem, tıbbi ve hukuki delillerle birlikte değerlendirilir.
Zihinsel Yetersizlik (Akıl Zayıflığı) ve Fiil Ehliyeti
Zihinsel yetersizlik nedir?
Zihinsel yetersizlik (akıl zayıflığı), genellikle:
- Zekâ geriliği,
- Gelişim geriliği,
- Bilişsel kapasitenin normalin belirgin altında olması
şeklinde kendini gösteren durumları ifade eder.
Burada temel mesele şudur:
Kişi, yaptığı hukuki işlemlerin anlamını ve sonuçlarını kavrayabilecek düzeyde midir, değil midir?
Zihinsel yetersizlik fiil ehliyetini nasıl etkiler?
Zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti ilişkisi, kişiden kişiye değişir:
- Hafif düzeyde zihinsel yetersizlikte kişi; basit işlemleri anlayabilir, ancak karmaşık ekonomik sözleşmelerin sonuçlarını kavramakta zorlanabilir.
- Orta ve ağır seviyede yetersizlikte ise ayırt etme gücünün bulunmadığı veya çok sınırlı olduğu kabul edilebilir.
Bu nedenle:
- Zihinsel yetersizlik, mahkemece kısıtlama sebebi sayılabilir; kişiye vasi atanabilir.
- Kısıtlılık kararı verilmişse, kişi fiil ehliyeti bakımından sınırlı ehliyetsiz kabul edilir; çoğu işlem için vasi izni gerekir.
Zihinsel yetersizliği olan kişinin yaptığı işlemler
Zihinsel yetersizliği olan kişinin hukuki işlemleri değerlendirilirken:
- İşlemin niteliği (basit mi, karmaşık mı?),
- İşlem tutarı ve ekonomik etkisi,
- Kişinin eğitim, deneyim ve bilişsel seviyesi
birlikte ele alınır.
Basit gündelik işlemler geçerli kabul edilebilirken; yüksek bedelli satış, kredi, kefalet gibi işlemler için ayırt etme gücünün gerçekten mevcut olup olmadığı titizlikle incelenir.
Uygulamada Sık Karşılaşılan Senaryolar
Örnek 1: Sarhoşken imzalanan senet
Bir kişi, eğlence sırasında aşırı derecede sarhoşken önüne konan senede imza atıyor. Sonrasında “neye imza attığımı anlamadım” diyerek senedin geçersizliğini ileri sürüyor.
- Burada sarhoşluk ve fiil ehliyeti birlikte değerlendirilir.
- Tanık anlatımları, kamera kayıtları, mekân faturaları gibi delillerle, imza anındaki bilinç durumu araştırılır.
- Ağır sarhoşluk nedeniyle ayırt etme gücünün ortadan kalktığı ispatlanırsa, senet geçersiz sayılabilir.
Örnek 2: Demans hastasının tapu satışı
İleri evre demans tanısı olan yaşlı bir kişi, taşınmazını piyasa değerinin çok altında satar.
- Mirasçılar, satışın iptali için “akıl hastalığı ve fiil ehliyeti” ilişkisine dayanarak dava açar.
- Mahkeme; işlem tarihine yakın tıbbi raporları, doktor kayıtlarını ve tanık beyanlarını inceleyerek, o tarihte ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığına karar verir.
- Ayırt etme gücünün yokluğu veya kısıtlılık hâli ispatlanırsa, tapu iptali–tescil kararı verilebilir.
Örnek 3: Zihinsel yetersizliği olan kişinin kredi sözleşmesi
Zihinsel yetersizliği bilinen bir kişi, tek başına gidip yüksek tutarlı bir banka kredisi kullanır.
- Burada zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti birlikte ele alınır.
- Kişinin sözleşmenin niteliğini anlayıp anlamadığı, bankanın bu durumu bilip bilmediği, kısıtlama kararı olup olmadığı değerlendirilir.
- Gerekirse tıbbi bilirkişi incelemesi yapılarak, sözleşmenin geçerliliği ve tarafların sorumluluğu belirlenir.
Yargıtay Uygulamasından Genel Çizgiler
Yargıtay kararlarında sarhoşluk, akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti konularında öne çıkan bazı genel ilkeler şöyledir:
- İşlem anı esastır: Akıl hastalığı veya zihinsel yetersizlik iddiasında, kişinin genel sağlık durumundan çok, işlemin yapıldığı tarihteki durumu önemlidir. Bu nedenle işlem tarihine yakın raporlar ve deliller belirleyici kabul edilir.
- Tıbbi rapor ve bilirkişi önemi: Akıl hastalığı ve zihinsel yetersizlik iddialarında, uzman hekim raporları ve adli tıp değerlendirmeleri, tanık beyanlarından daha güçlü delil olarak görülür.
- Yaşlılık tek başına ehliyetsizlik sebebi değildir: Yargıtay; sadece “yaşlı ve unutkan” olmayı fiil ehliyetsizliği için yeterli görmez. Somut olayda, ayırt etme gücünün ortadan kalktığı net biçimde gösterilmelidir.
- Aşırı düşük bedel şüphe doğurur: Özellikle akıl hastalığı veya zihinsel yetersizlik iddiası olan dosyalarda, piyasa değerinin çok altındaki satışlar ve ekonomik olarak kişinin açıkça aleyhine olan işlemler, ehliyet yönünden daha sıkı incelenir.
Sık Sorulan Sorular (FAQ)
Sarhoşken imzaladığım sözleşme tamamen geçersiz midir?
Her sarhoşluk hâlinde sözleşme otomatik geçersiz olmaz. Sözleşmenin iptali için, imza anında ayırt etme gücünüzün ağır sarhoşluk nedeniyle ortadan kalktığının somut delillerle ispatı gerekir.
Akıl hastalığı olan herkes fiil ehliyetsiz midir?
Hayır. Akıl hastalığının varlığı tek başına fiil ehliyetsizliği göstermez. Önemli olan, hastalığın kişinin ayırt etme gücünü işlem anında ortadan kaldırıp kaldırmadığıdır. Bazı hastalar belirli dönemlerde ehliyetli, belirli dönemlerde ehliyetsiz sayılabilir.
Zihinsel yetersizlikte her zaman vasi atanır mı?
Her zihinsel yetersizlik vakasında otomatik vesayet kararı verilmez. Yetersizliğin derecesi, kişinin kendisini ve malvarlığını yönetme kapasitesi, aile ve sosyal çevre koşulları birlikte değerlendirilerek mahkeme tarafından karar verilir.
Vesayet altındaki kişi hiçbir işlem yapamaz mı?
Vesayet altındaki (kısıtlı) kişi, gündelik basit işlemleri yapabilir; ancak malvarlığını önemli ölçüde etkileyen işlemler, taşınmaz tasarrufları, ağır borçlandırıcı sözleşmeler gibi işlemler için vasi izni gerekir. Bu kişi fiil ehliyeti bakımından sınırlı ehliyetsiz kabul edilir.
Ehliyet tartışmalı bir işlemde ne yapmalıyım?
Taraflardan birinin sarhoşluk, akıl hastalığı veya zihinsel yetersizlik sebebiyle ehliyetsiz olduğu düşünülüyorsa; işlem tarihine ilişkin tıbbi kayıtlar, raporlar ve tanık beyanları toplanmalı; süresi içinde yetkili mahkemede geçersizlik veya iptal talepli dava açılması değerlendirilmelidir.
Sonuç ve Değerlendirme
Sarhoşluk, akıl hastalığı, zihinsel yetersizlik ve fiil ehliyeti kavramları, sadece teorik birer ders konusu değil; tapudan bankaya, kefaletten senede kadar pek çok işlemin geçerliliğini doğrudan etkileyen temel başlıklardır.
Özetle:
- Fiil ehliyeti, erginlik, ayırt etme gücü ve kısıtlı olmama şartlarına bağlıdır.
- Sarhoşluk, akıl hastalığı ve zihinsel yetersizlik; özellikle ayırt etme gücünü zedelediğinde, yapılan işlemler geçersiz veya iptale elverişli hale gelebilir.
- Vesayet (kısıtlama) kararları, kişinin malvarlığı işlemlerinde vasi iznini zorunlu kılar ve fiil ehliyetini sınırlar.
- Her somut olayda, işlem anındaki sağlık durumu, tıbbi raporlar ve işlem koşulları birlikte değerlendirilmeden genel bir sonuca varmak doğru değildir.
Bu alan, hem hak kaybına hem de kötüye kullanıma son derece açık olduğundan; ehliyet konusunda tereddüt içeren işlemlerde vakit kaybetmeden uzman bir hukukçudan profesyonel görüş alınması, ileride telafisi güç sonuçların önüne geçmenin en güvenli yoludur.
Önceki makale: Ergin Olmayan Çocuğun Yapabileceği ve Yapamayacağı Hukuki İşlemler
Sonraki makale: Kişilik Hakkı Nedir? Hangi Değerler Kişilik Hakkı Kapsamına Girer?
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün