Bilgi BankasıCeza Hukuku

Başkasına Ait Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçu Nedir? (TCK 268)

Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, bir kimsenin işlediği suç nedeniyle hakkında yürütülecek olan soruşturma veya kovuşturmayı engellemek amacıyla başka bir kişiye ait kimliği ya da kimlik bilgilerini kullanmasıyla oluşur. Bu suç tipi, genellikle failin kendisini gizleme ya da suçu başkasının işlemiş gibi gösterme amacıyla başvurduğu bir davranış biçimidir.

Örneğin, hırsızlık suçundan yakalanan bir kişinin, kolluk görevlilerine başka bir şahsa ait kimlik ibraz ederek o kişi hakkında işlem yapılmasına neden olması, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu kapsamındadır.


İçindekiler

Suçun Hukuki Niteliği ve TCK’daki Düzenleme

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 268. maddesi, bu suçu “işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır” şeklinde tanımlamaktadır.

Bu hüküm, suçun iftira suçunun (TCK m.267) özel bir görünüm biçimi olduğunu göstermektedir. Kanun koyucu yaptırım yönünden iftira suçuna atıf yapmış, ancak eylemin konusu itibarıyla ayrı bir suç tipi oluşturmuştur. Dolayısıyla fail, kendi kimliği yerine başkasının kimlik bilgilerini bilerek kullandığında, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu işlenmiş olur.


Suçun Unsurları

Bu suçun oluşabilmesi için kanunda belirtilen birtakım unsurların bir arada bulunması gerekir.

  • Fail, işlediği bir suç nedeniyle kendi kimliği hakkında soruşturma ya da kovuşturma yürütülmesini engelleme amacıyla hareket etmelidir.
  • Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgileri bilerek ve isteyerek kullanılmalıdır.
  • Kullanılan kimlik gerçek bir kişiye ait olmalı, tamamen hayali olmamalıdır.
  • Fail, suçu işledikten sonra yetkili makamlara başkasına ait kimliği sunmalıdır.

Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere, bu suçun varlığı için failin daha önce bir suç işlemiş olması zorunludur. Fail, suçu işledikten sonra kendi kimliğini gizlemek amacıyla hareket etmeli ve bu doğrultuda başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini yetkili mercilere ibraz etmelidir. Aksi halde başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu oluşmaz.


Suçun İşlenme Zamanı ve Şartları

Bu suç, ancak failin işlediği suç nedeniyle yürütülen soruşturma veya kovuşturma sürecinde gerçekleşebilir. Eğer fail, suçu işlemeden önce sahte kimlik düzenlerse, bu durumda eylem resmî belgede sahtecilik suçu (TCK m.204) kapsamında değerlendirilir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu da (YCGK-K.2014/307) bu yönde kararlar vererek, söz konusu suçun oluşabilmesi için önceden işlenmiş bir suçun varlığının zorunlu olduğunu vurgulamıştır.


Yargıtay’a Göre Suçun Oluşma Koşulları

Yargıtay uygulamasında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun varlığı için şu koşulların gerçekleşmesi gerektiği kabul edilmektedir:

  1. Failin işlediği bir suç bulunmalıdır.
  2. Fail, kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını önlemek amacıyla hareket etmelidir.
  3. Kullanılan kimlik veya kimlik bilgileri başkasına ait olmalıdır.
  4. Kullanılan kimlik, gerçek bir kişiye ait olmalı ve yetkili mercilere sunulmalıdır.

Örnek Olay: Trafik Suçlarında Uygulama

Örneğin, Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/6. maddesi uyarınca 1 promilin üzerinde alkollü araç kullanmak bir suçtur. Böyle bir durumda 1,10 promil alkollü şekilde yakalanan sürücünün, polis memuruna başka bir kişinin kimliğini ibraz etmesi, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturur.
Ancak 0.90 promil alkollü şekilde yakalanan bir sürücü yalnızca kabahat işlemiş sayılacağından, bu durumda resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu (TCK m.206) oluşur.
Eğer fail, polis tutanak tutmadan önce gerçek kimliğini açıklarsa, bu kez Kabahatler Kanunu m.40 uyarınca yalnızca “kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” kabahati nedeniyle idari para cezası uygulanır.


Önceden İşlenmiş Suçtan veya Hükümden Kaçmak İçin Kimlik Kullanımı

Fail, geçmişte işlediği bir suç nedeniyle hakkında çıkarılmış yakalama kararı veya kesinleşmiş bir hüküm nedeniyle aranmaktayken, bundan kurtulmak amacıyla başka bir kimliği ibraz ederse, bu durumda başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu oluşmaz.
Çünkü burada amaç, yeni bir soruşturmayı engellemek değil, mevcut bir kararın sonuçlarından kaçmaktır. Böyle durumlarda olayın özelliğine göre eylem, resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu veya Kabahatler Kanunu m.40 kapsamındaki kabahat olarak değerlendirilir.

Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu

Etkin Pişmanlık Hali (TCK 269)

TCK m.269’da düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu bakımından da uygulanır. Failin, eylemini ne zaman telafi ettiğine göre cezada indirim yapılır:

  • Soruşturma başlamadan önce kimlik bilgilerini açıklarsa, cezanın beşte dördü indirilir.
  • Kovuşturma başlamadan önce itirafta bulunursa, cezanın dörtte üçü indirilir.
  • Hükümden önce gerçeği açıklarsa, cezanın üçte ikisi,
  • Mahkûmiyet sonrası açıklarsa, cezanın yarısı,
  • İnfaz başladıktan sonra açıklarsa, cezanın üçte biri oranında indirilir.

Eğer eylem yalnızca idari yaptırım gerektiren bir fiille ilgiliyse, idari karar verilmeden önce etkin pişmanlık gösterilirse cezanın yarısı, karar sonrası gösterilirse üçte biri oranında indirim uygulanır.
Basın yoluyla işlenen iftira niteliğindeki eylemlerde ise pişmanlık açıklamasının aynı mecrada yayımlanması şarttır.


İftira Suçu ile Farkı

Her ne kadar başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, yaptırım yönünden iftira suçuna (TCK m.267) atıf yapsa da iki suç birbirinden farklıdır.
İftira suçunda fail, işlemediğini bildiği bir fiili başka bir kişi hakkında yetkili makamlara ihbar veya şikâyet ederek o kişi hakkında soruşturma başlatılmasına neden olur.
Buna karşın, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunda fail, bizzat işlediği bir suçtan kurtulmak amacıyla hareket eder ve suçu işlemediği halde bir başkasının suçlu gibi görünmesine neden olur.

Örneğin, Mehmet isimli kişi, komşusu Ahmet’i haksız yere “kaldırımı işgal etti” diye ihbar ederse iftira suçu oluşur.
Ancak Mehmet bir kavgada birini yaralayıp polis geldiğinde Ahmet’in kimliğini gösterirse, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu işlenmiş olur.


Resmî Evrakta Sahtecilik ile İlişkisi

Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu ile resmî belgede sahtecilik suçu (TCK m.204) arasında genellikle gerçek içtima ilişkisi bulunur.
Yani her iki suç da ayrı ayrı cezalandırılır.
Örneğin, bir kimse işlediği cinayetten sonra başka birinin kimliğine kendi fotoğrafını yapıştırarak bunu polise ibraz ederse, hem resmî belgede sahtecilik hem de başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarını işlemiş olur.

Ayrıca, TCK m.206’da düzenlenen “resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçu, m.268’deki suçun daha genel bir halidir.
206. madde, yalnızca kimlik bilgileri değil, diğer her türlü beyanı da kapsar.
Bu nedenle, kişi yalnızca yanlış kimlik beyanında bulunuyorsa 268. madde; başka konularda gerçeğe aykırı beyanda bulunuyorsa 206. madde uygulanır.


Suçun Cezası (TCK 267–268)

TCK m.268, cezai yaptırım açısından TCK m.267’deki iftira suçuna atıf yapar. Bu nedenle ceza hükümleri aynıdır:

  • Fail, işlemediğini bildiği halde bir kişiye suç isnat ederek veya başkasına ait kimliği kullanarak soruşturma başlatılmasına neden olursa 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası alır.
  • Fiilin deliller uydurularak işlenmesi halinde ceza yarı oranında artırılır.
  • Mağdur hakkında haksız yere koruma tedbirleri (örneğin gözaltı veya tutuklama dışındaki tedbirler) uygulanmışsa, ceza yine yarı oranında artırılır.
  • Mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde, fail ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından dolaylı fail olarak sorumlu olur.
  • Mağdurun haksız yere ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet hapis cezası alması halinde, ceza 20 yıldan 30 yıla kadar hapis olarak belirlenir.
  • Mağdurun cezası infaz edilmeye başlanmışsa, ceza yarısı kadar artırılır.
  • Dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin kesinleştiği tarihten itibaren başlar.
  • Basın yoluyla işlenen fiillerde, verilen mahkûmiyet kararı aynı basın organında ilan edilir ve ilan masrafları hükümlüden tahsil edilir.

Yargılama Usulü ve Görevli Mahkeme

Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, seri muhakeme usulüne tabi suçlar arasındadır.
Ancak bu usul uygulanmadan doğrudan kovuşturmaya geçilmişse, yargılama genel hükümlere göre yapılır.
Görevli mahkeme ise Asliye Ceza Mahkemesidir.

Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Yargıtay Kararları

Bu bölümde başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu bakımından Yargıtay içtihatlarının ortaya koyduğu ölçütler özetlenmektedir. Değinilen kararlar, suçun koruduğu hukuki yararı, hareket unsurunu, zarar/tehlike ayrımını ve özellikle TCK m.206 ile TCK m.268 arasındaki ayrımı somutlaştıran örneklerle açıklamaktadır.

Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suçunun Unsurları

Kısa özet: Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, iftira suçuyla benzer bir koruma alanına sahiptir; adil yargılanma hakkının güvencesi olan yargı düzeni ile kimliği kullanılan kişinin şeref, saygınlık ve haksız yere yargılanmama hakları korunur. Hareket unsuru, gerçek bir kişiye ait kimlik veya kimlik bilgilerinin, failin kendi kimliğiymiş gibi yetkili mercilere bildirilmesidir.

Korunan Hukuki Yarar

Bu suç, birden fazla hukuki değeri güvence altına alır: yargısal işleyişin düzeni ve kimliği kullanılan kişinin kişilik değerleri ile hürriyeti. Bu yönüyle başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, iftira suçuna yakın niteliktedir (Gökcan–Artuç, s. 8940).

Hareket Unsuru: Kimliğin/Bilgilerin Kullanılması

  • Kimliğin kullanılması: Başka biri adına düzenlenmiş kimlik belgesinin (nüfus cüzdanı, pasaport, evlilik cüzdanı vb.) yetkili kişi veya mercilere, failin kendisini o kişiymiş gibi tanıtacak biçimde ibraz edilmesidir.
  • Kimlik bilgilerinin kullanılması: Resmî belge sunulmasa bile bir kişiyi belirlemeye yarayan ad-soyad, doğum yeri/tarihi, anne-baba adı gibi bilgilerin fail tarafından kendisine aitmiş gibi beyan edilmesidir.

Soyut Tehlike Suçu Olması

Suçun tamamlanması zarar şartına bağlı değildir; tipik fiilin icrası ile suç oluşur. Kanun koyucu, icra hareketiyle tehlikenin gerçekleştiğini kabul ettiğinden, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu soyut tehlike suçudur (Gökcan–Artuç, s. 8940).

Amaç Unsuru ve İftira ile İlişki

Failin amacı, kendi üzerine yönelmesi gereken soruşturma veya kovuşturmayı başka bir kişiye yöneltmektir. Bu nedenle iftira hükümlerine atıf yapılmıştır; ancak soruşturmanın fiilen başkasına yönelmiş olması zorunlu olmayıp, bu tehlikenin varlığı yeterlidir (Gökcan–Artuç, s. 8943-8944).

Gerçek Kişiye Ait Bilgi Şartı

Kullanılan kimlik veya kimlik bilgilerinin, hukuki sonuç doğurmaya elverişli, gerçekte var olan bir kişiye ait olması gerekir. Örneğin yalnızca bir isim bilgisinin verilmesi, o kişi hakkında soruşturma yapılmasını sağlayacak nitelikte olmadığından suç oluşmaz (YCGK 2021/259 E., 2023/299 K.).


Yargıtay Kararlarından Örnekler ve Ölçütler

Kısa özet: Yargıtay, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için failin işlediği suç nedeniyle kendisine yönelmesi gereken soruşturmayı engelleme amacıyla gerçek bir kişinin kimliğini/bilgilerini yetkili mercilere bildirmesini aramakta; işlemlerin gerçekte failin kimliği üzerinden yürütüldüğü hâllerde ise TCK m.268’in unsurlarının oluşmadığını kabul etmektedir. Ayrıca, kabahat veya idari işlemler söz konusuysa çoğu durumda TCK m.206 ya da Kabahatler Kanunu m.40 uygulanmaktadır.

Adli İşlemlerin Gerçek Kimlikle Yürütülmesi Hâli

  • Olay: Sanık, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan başkasına ait sürücü belgesini ibraz etmiş; karakolda tanınarak parmak izinden gerçek kimliği tespit edilmiş ve tüm tutanaklar gerçek kimliğine göre tutulmuştur.
  • Hüküm: İşlemler mağdur adına yapılmadığından ne TCK m.268 ne de TCK m.206 oluşur; eylem Kabahatler Kanunu m.40 kapsamındadır (Yargıtay 11. CD, 2018/149; ayrıca 2017/5522; 2017/3392; Yargıtay 21. CD, 2016/5319).

“Memura Yalan Beyan” Yerine Kabahat (Resmî Belge Düzenlenmesi Zorunluluğu Olmayan Hâl)

  • Olay: Sanık, otel lobisinde kendisini bir devlet bakanının oğlu olarak tanıtmıştır; ortada soruşturma/kovuşturma ya da resmî belge düzenlenmesi zorunluluğu yoktur.
  • Hüküm: Eylem Kabahatler Kanunu m.40 kapsamındadır; TCK m.268 veya m.206 uygulanmaz (Yargıtay 16. CD, 2015/2954).

TCK m.206 ile TCK m.268 Arasındaki Sınır

  • İlke: Resmî belgenin düzenlenmesi sırasında kimlik hakkında gerçeğe aykırı beyan TCK m.206 kapsamındadır. Ancak gerçekte var olan bir kişiye ait kimlik/bilgilerin, failin işlediği suçtan kurtulma amacıyla kullanılması başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu oluşturur (YCGK 01.04.2014, 542-153; Yargıtay 13. CD, 2017/9436).

Yakalama Anında Başkasının Kimliğiyle Kardeşi Hakkında Dava Açılmasına Yol Açma

  • Olay: Üzerinde esrar bulunan sanık, kendisini kardeşinin kimliğiyle tanıtarak onun hakkında dava açılmasına sebebiyet vermiştir.
  • Hüküm: Eylem TCK m.268/1 delaletiyle TCK m.267 kapsamında başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçudur; m.206 uygulanamaz (Yargıtay 11. CD, 2017/571).

İnternet Alışverişinde Başkasının Kimliğini Kullanma (Kimliği Gizleme Niteliği)

  • Olay: Sanık, başkasına ait kredi kartıyla alışveriş yaparken şikayetçinin kimlik bilgilerini işlemde kullanmıştır.
  • Hüküm: Amaç yalnızca kimliği gizlemek olduğundan TCK m.268 oluşmaz; unsurlar gerçekleşmediği için beraat gerekir (Yargıtay 8. CD, 2017/716).

Etkin Pişmanlık Hükümlerinin Uygulanamayacağı Hâl

  • Olay: Sanık, sorulara cevap veremeyince zorunluluk nedeniyle gerçek kimliğini açıklamıştır.
  • Hüküm: Zorlama ile açıklama TCK m.269 kapsamındaki etkin pişmanlıktan yararlandırmaz (Yargıtay 21. CD, 2017/752; Yargıtay 16. CD, 2016/1023).

Resmî Belgede Sahtecilik ile Birlikte Uygulanma

  • Olay: 1.70 promil alkollü sanık, sahte sürücü belgesi ibraz ederek mağdur adına idari yaptırım uygulanmasına neden olmuştur.
  • Hüküm: Bu durumda başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu ile resmî belgede sahtecilik birlikte oluşur; yalnızca sahtecilik kabulü bozma nedenidir (Yargıtay 21. CD, 2016/7363).

Kardeşinin Nüfus Cüzdanını İbraz Etme

  • Olay: Yakalandığında sanık kardeşine ait kimliği ibraz etmiştir.
  • Hüküm: Eylem, TCK m.268/1 yollamasıyla TCK m.267/1 kapsamında değerlendirilmelidir; m.206’dan hüküm kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 2. CD, 2016/8612).

Hükümlünün Yakalanmamak İçin Başkasının Kimliğini Kullanması

  • Olay: Hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet nedeniyle yakalama kararı bulunan sanık, yakalanmamak için başkasının kimliğini kullanmıştır.
  • Hüküm: Amaç yeni bir soruşturmayı engellemek değil, infazdan kaçmak olduğundan TCK m.268 oluşmaz (Yargıtay 11. CD, 2016/2249; Yargıtay 21. CD, 2016/37).
  • Benzer ilke (CGK): Yol tutuklaması istemli yakalama kararında mahkeme huzurunda yanlış kimlik beyanı, resmî belge düzenlenmesine yol açtığı için m.206 kapsamındadır; m.268 oluşmaz (YCGK, 2014/378).

Sahte Kimlik İhbari Üzerine Başlatılan Soruşturma

  • Olay: Bir suç isnadı olmaksızın sahte kimlik ihbarı üzerine soruşturma başlatılmıştır.
  • Hüküm: Failin kendisi hakkında yürütülen bir suç soruşturmasını başkasına yöneltme amacı bulunmadığından başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu oluşmaz; beraat gerekir (Yargıtay 16. CD, 2016/1147).

Kovuşturmadan Önce Gerçek Kimliğini Açıklama (Etkin Pişmanlık)

  • Olay: Hırsızlık nedeniyle tutuklanan sanık, aynı gün gerçek kimliğini açıklamıştır.
  • Hüküm: Kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönüldüğünden TCK m.269/2 uyarınca etkin pişmanlık uygulanmalıdır (Yargıtay 11. CD, 2016/985).

Trafik Cezası İçin Başkasının Kimliğini Kullanma

  • Olay: Sanık, mağdur adına trafik idari para cezası yazılmasına sebep olacak şekilde sürücü belgesi ibraz etmiştir.
  • Hüküm: İşlenen fiil suç değil idari yaptırım doğurduğundan TCK m.268 ve m.267 uygulanmaz; eylem TCK m.206 (resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan) kapsamındadır (Yargıtay 11. CD, 2016/727; Yargıtay 16. CD, 2015/1332).
  • Seri trafik tutanakları örneği: Kabahat niteliğindeki eylemler yönünden m.206 ve zincirleme suç (TCK m.43) hükümleri uygulanmalıdır; m.268’den hüküm kurulması hatalıdır (Yargıtay 11. CD, 2015/29146).

Gözaltı İşlemi ve Kimliğin Başkasına Ait Olduğu Anlaşılan Hâl

  • Olay: Uyuşturucu şüphesiyle durdurulan araçta bulunan sanık, başkasının kimliğiyle gözaltına alınmış; doktor raporu o kimlik üzerine tanzim edilmiştir. Sonradan parmak iziyle gerçek kimliği ortaya çıkmıştır.
  • Hüküm: İşlemler mağdur adına yürütüldüğü için TCK m.268 delaletiyle m.267/1 kapsamındaki iftira özel hâli oluşur (Yargıtay 8. CD, E. 2022/4843, K. 2023/4011).

Sonuç ve Sistematik Ayrım

Kısa özet: Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında yürütülecek soruşturma/kovuşturmayı başkasına yönlendirme amacıyla gerçek bir kişinin kimliğini/bilgilerini yetkili mercilere vermesiyle oluşur. İşlemler failin gerçek kimliği üzerinden yürütülmüşse veya yalnızca kabahat/idarî işlem söz konusuysa çoğu durumda TCK m.206 ya da Kabahatler Kanunu m.40 uygulanır.

Temel Kriterler (Özet)

  • Amaç: Suçtan kaynaklanan soruşturma/kovuşturmayı başkasına yöneltmek.
  • Konu: Gerçek bir kişiye ait kimlik/kimlik bilgileri.
  • Sonuç: İşlem veya tehlike mağdur adına yürütülebilir olmalı (fiilen yönelme şart değil).
  • Ayrım: Kabahat veya salt idari işlem → genellikle TCK m.206 ya da KK m.40.
  • Birlikte suç: Sahte belge ibrazı varsa resmî belgede sahtecilik ile gerçek içtima mümkündür.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu