Ceza Hukukunda Hata (Yanılma) Nedir? (TCK m.30)
Ceza hukukunda hata, failin kusurluluğunu etkileyen; yani ceza sorumluluğunu tamamen ortadan kaldıran veya azaltan bir neden olarak kabul edilmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, hata kavramını hukuki sonuçları bakımından iki farklı şekilde ele almıştır: esaslı hata (TCK m.30/1-2) ve kaçınılmaz hata (TCK m.30/3-4).
TCK’nın 30. maddesi hata hallerini şu şekilde düzenlemiştir:
TCK m.30 – Hata
- Fiilin icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmeyen kimse, kasten hareket etmiş sayılmaz. Ancak taksirli sorumluluk hali saklıdır.
- Suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerine ilişkin hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
- Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda kaçınılmaz hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır.
- Fiilinin haksızlık oluşturduğu konusunda kaçınılmaz hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.
Ceza hukukunda hata, yalnızca doğrudan kast ile işlenen suçlar açısından hüküm doğurur. Olası kastla işlenen suçlarda hata hükümleri uygulanmaz. Örneğin, düğünde havaya ateş ederken silahın yönünü yanlışlıkla değiştirip ölüm meydana getiren kişi, olası kastla insan öldürme suçundan sorumlu olur; bu durumda hata hükümlerinden faydalanması mümkün değildir.
Esaslı Hata (TCK m.30/1-2)
Esaslı hata (adi hata), failin gerekli dikkat ve özeni göstermesi şartı aranmaksızın hataya düşmesi durumudur. Bu tür hata, sanığın basit bir yanılgıya düşmesinin cezai sorumluluğu etkilediği hallerdir. Ceza kanununa göre esaslı hata iki biçimde ortaya çıkar:
1️⃣ Suçun maddi unsurlarında hata,
2️⃣ Suçun nitelikli hallerinde hata.
Suçun Maddi Unsurlarında Hata (TCK m.30/1)
Bu tür hata, failin algısına, kavrayışına veya olayın koşullarını yanlış değerlendirmesine ilişkindir. Fail veya müdafii tarafından ileri sürülmedikçe mahkeme, failin suçun maddi unsurlarında hataya düşüp düşmediğini resen araştırmaz. Eğer hata esaslı nitelikte ise, failin kastı ortadan kalkar.
Örnek:
Mağdurun 15 yaşından küçük olması TCK m.103’teki cinsel istismar suçunun maddi unsurudur. Fail mağdurun 15 yaşından büyük olduğunu zannederek cinsel ilişkiye girerse, mağdurun yaşında hataya düşmüş sayılır. Ancak bu durum fail tarafından ileri sürülmedikçe mahkeme kendiliğinden araştırma yapmaz.
Eğer failin fiili kasten işlenmiş suçun unsurlarını taşımıyorsa, fakat taksirle işlenmiş şekli kanunda suç olarak düzenlenmişse, fail taksirli suçtan sorumlu olur. Fiil taksirle işlenebilen bir suç değilse, failin cezalandırılması mümkün değildir.
Uygulama örneği:
Karanlıkta çalılıklar arasındaki hareketi vahşi hayvan zannedip ateş eden ve bir kişiyi öldüren fail, “suçun maddi unsurlarında hata” hükümlerinden yararlanabilir. Ancak gerekli dikkat ve özeni göstermediği ispatlanırsa, taksirle öldürme suçundan cezalandırılır.
Suçun Nitelikli Hallerinde Hata (TCK m.30/2)
Fail suçun temel şeklinde hataya düşmemiş, ancak suçun nitelikli halini belirleyen unsurlar bakımından yanılmışsa, cezalandırma bu hataya göre belirlenir. Bu durumda, failin nitelikli hale ilişkin kastı ortadan kalkar.
Örnek:
Kamu malı olduğunu bilmeden dışarıdan baraka gibi görünen bir binanın camlarını kıran kişi, mala zarar verme suçunu işlemiş olur ancak kamu malına zarar verme nitelikli halinden cezalandırılamaz.
Benzer şekilde, değersiz eşya zannettiği beyaz altın bilekliği çalan kişi, eşyanın değerini bilemediğinden dolayı daha az cezayı gerektiren değer azlığı hükmünden yararlanabilir.
Kişiye Bağlı ve Fiile Bağlı Nitelikli Hallerde Hata
- Kişiye bağlı nitelikli hallerde: Fail hatasından yararlanır, suçun basit halinden cezalandırılır.
- Fiile bağlı nitelikli hallerde: Hata halinde dahi fail nitelikli halden sorumlu olur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCGK-K.2013/622) kararına göre;
- Sanık, üçüncü kişiyi öldürmek isterken babasını öldürürse, üstsoyu öldürme kişiye bağlı nitelikli hal olduğu için basit öldürmeden cezalandırılır.
- Ancak sanık birini yakarak öldürmek isterken hata sonucu başkasını yakarak öldürürse, fiile bağlı nitelikli hal söz konusu olduğundan nitelikli halden sorumlu olur.
Yaş küçüklüğünün suçun unsuru olduğu hallerde, mağdurun yaşında yanılma, suçun maddi unsurlarında hata sayılır. Bu durumda mahkeme, failin gerçekten mağdurun yaşını bilip bilmediğini; taraflar arasında tanışıklık, iş ilişkisi veya başka bağlar olup olmadığını araştırarak değerlendirir.
Kaçınılmaz Hata (TCK m.30/3-4)
Kaçınılmaz hata, failin tüm dikkat ve özeni göstermesine rağmen hataya düşmesi durumudur. Failin içinde bulunduğu koşullar dikkate alındığında, hata kaçınılabilir nitelikteyse bu hüküm uygulanmaz. Kaçınılmaz hata iki şekilde düzenlenmiştir:
1️⃣ Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ilişkin kaçınılmaz hata,
2️⃣ Fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata.
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenlerde Kaçınılmaz Hata (TCK m.30/3)
Fail, hukuka uygunluk nedenleri (örneğin meşru savunma) veya kusurluluğu azaltan nedenler (örneğin akıl hastalığı) konusunda kaçınılmaz bir yanılgıya düşerse bu hatasından yararlanır. Ancak hatanın kaçınılmaz olması gerekir.
Örnek:
Babası saldırıya uğradığını duyan bir kimse olay yerine koşar ve babasının yanında elinde sopa bulunan kişiyi saldırgan zannedip bıçaklarsa, bu kişi haksız tahrik indirimi hükümlerinden yararlanır. Zira bu olayda failin hatası kaçınılmaz niteliktedir.
Hata kaçınılabilir nitelikteyse, yani failin kişisel özellikleri gereği daha dikkatli davranması durumunda yanılgıya düşmeyecekse artık bu hüküm uygulanmaz.
Kaçınılmaz hata hükümlerinin uygulanabileceği haller:
- Meşru savunma
- Zorunluluk hali
- Kanunun hükmünü veya amirin emrini yerine getirme
- Haksız tahrik
- Akıl hastalığı veya zayıflığı
- Sağır ve dilsizlik
- Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu etkisi
Fiilin Haksızlık Oluşturduğu Hususunda Kaçınılmaz Hata (TCK m.30/4)
Bu durumda fail, fiilinin hukuka aykırı olmadığını zanneder ve bu yanılgısı kaçınılmaz nitelikteyse cezalandırılmaz.
Hatanın kaçınılmaz olup olmadığı; failin bilgi düzeyi, eğitim seviyesi, sosyal ve kültürel koşulları göz önünde bulundurularak belirlenir.
Örnek:
Arazi sınırlarını karıştıran bir kişinin, kendi mülkünde olduğunu sanarak Hazine’ye ait ağaçları kesmesi halinde mala zarar verme suçundan cezalandırılması mümkün değildir. Çünkü bu durumda fail fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata içindedir.
Ceza Hukukunda Şahısta Hata ve Hedefte Sapma
Ceza hukukunda hata kavramıyla bağlantılı olarak uygulamada sıkça karıştırılan iki kavram daha vardır: şahısta hata ve hedefte sapma.
Şahısta Hata
5237 sayılı TCK’nın 30. maddesi gerekçesine göre “şahısta hata” halleri, ayrıca düzenlenmemiş; bu tür hataların maddenin 1. ve 2. fıkraları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna göre şahısta hata, suçun temel unsurlarında ya da nitelikli hallerinde gerçekleşebilir.
Örnek:
Hırsız zannettiği kardeşini öldüren kişi, kardeşe karşı işlenen öldürme suçunun nitelikli halinden değil, basit öldürmeden cezalandırılır. Ayrıca olayda meşru savunma veya haksız tahrik hükümleri varsa ayrıca değerlendirilir.
Hedefte Sapma
Hedefte sapma, Türk Ceza Kanunu’nda hata hali olarak düzenlenmemiştir. Bu durumda hata hükümleri uygulanmaz, ancak suçların içtimaı kuralları devreye girer.
Örnek:
Sanık, A’yı öldürmek amacıyla ateş eder ancak kurşun A’nın eğilmesi sonucu B’ye isabet eder ve B ölür. Bu durumda fail;
- A’ya yönelik eyleminden dolayı kasten öldürmeye teşebbüsten,
- B’nin ölümü nedeniyle ise kasten öldürmeden cezalandırılır.
Hedefte sapma, failin iradesinin değil, hareketinin sapmasıyla ilgilidir. Fail hareketini A’ya yöneltmişken, kurşun yön değiştirerek B’ye isabet eder. Hatada ise durum farklıdır; hatada failin bilgisizliği veya yanlış bilgisi sonucu düşündüğüyle gerçek arasında fark vardır.
Bu nedenle şahısta hata, failin mağdurun kimliği konusunda yanılmasıdır (örneğin A’yı öldürmek isterken B’yi A sanarak öldürmesi).
Hedefte sapma ise failin eyleminin fiziksel olarak sapmasıdır (örneğin A’ya ateş ederken mermi B’ye isabet eder).
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/600 sayılı kararında da bu ayrım açık biçimde vurgulanmıştır.
Hata (Normal Hata) ve Kaçınılmaz Hata (TCK 30) Yargıtay Kararları
Bu bölüm, Ceza hukukunda hata kurumunun Yargıtay içtihatları ışığında nasıl uygulandığını konu alır. Metinde; tasarlama, haksız tahrik ve kaçınılmaz hata ilişkisi ile kamu malına zarar, kasten yaralama ve cinsel istismar örnekleri üzerinden TCK m.30 hükümlerinin somut olaylara yansıması, karar numaraları korunarak açıklanmaktadır.
Tasarlama Yoluyla İnsan Öldürme ve Hata, Haksız Tahrik ve Kaçınılmaz Hata
Bu başlıkta Ceza hukukunda hata ile nitelikli hallerin kişiye/fiile bağlılığı arasındaki ayrım vurgulanmaktadır. Kişiye bağlı nitelikli hallerde sanık hatasından yararlanabilir ve basit halden sorumlu tutulur; fiile bağlı nitelikli hallerde ise hata olsa dahi nitelikli hal uygulanır. Örneğin, üçüncü kişiyi öldürmek isteyen sanığın yanılarak babasını öldürmesi durumunda “üstsoyu öldürme” kişiye bağlı bir nitelikli hal olduğundan sanık hatasından yararlanarak basit öldürmeden cezalandırılır. Buna karşılık birini yakarak öldürmeyi planlayıp hataen başka birini yakarak öldürme halinde, “yakarak öldürme” fiile ilişkin nitelikli hal olduğu için nitelikli halden hüküm kurulur. Tasarlama yönüyle, tasarlama kısmen fiile bağlı görünse de mağdurun kişiliğinin tasarlamada belirleyici olması nedeniyle, kast edilen kişide yanılma gerçekleşmişse tasarlama şartları bulunsa dahi basit halden cezalandırma gerekir; nitekim 13.11.1936 tarih, 14-32 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da bu sonuçla uyumludur. Öğretide tasarlama ile hatanın birlikte uygulanabileceğini savunanlar bulunduğu gibi, “tasarlama mağdurla bağlantılı olduğundan, kast edilen dışında birinin öldürülmesinde ağırlaştırıcı neden uygulanamaz” görüşü de yer almaktadır; bu görüşe göre hata/sapma sebebiyle tasarlama uygulanmaz.
Somut Olayın Değerlendirilmesi (Tasarlama ve Şahısta Hata)
Karısını kaçıran K. S.’yi tasarlayarak öldürmeye karar veren sanığın, K. zannederek kardeş C. S.’yi öldürmesi sabittir. Sanık, suçun nitelikli unsurunun gerçekleştiği hususunda hataya düştüğünden (ve bu hata için kaçınılmazlık aranmadığından) hatasından yararlanmalıdır. Bu nedenle kasten öldürmenin basit hali ile cezalandırılmasına dair yerel mahkeme kararı isabetlidir.
Haksız Tahrik ve Kaçınılmaz Hata İlişkisi
TCK m.30/3 uyarınca, ceza sorumluluğunu kaldıran/azaltan nedenlerin koşullarında kaçınılmaz hata varsa fail bu hatadan yararlanır. Kaçınılmazlığın takdirinde “gerekli dikkat ve özen gösterilseydi bu hataya düşülür müydü?” sorusu esastır. Haksız tahrik bakımından da aynı ilke geçerlidir: Haksız tahrikin varlığı konusunda kaçınılmaz hataya düşen fail tahrik indirimi alır; ancak hata kaçınılabilir ise tahrik uygulanmaz (YCGK – 2013/622).
Hırsız Zannederek Arkadaşını Öldürme ve Kaçınılmaz Hata
Bu örnekte Ceza hukukunda hata değerlendirmesi, olayın çevresel koşullarıyla birlikte yapılmıştır. Mahallede daha önce yaşanan hırsızlıklar sebebiyle nöbet tutulduğu bir gecede, sanık maktulün evinin arkasında beklerken, merdivenli sokağa giren maktulü “hırsız” sanıp yaklaşık üç metreden uygun görüş koşullarında tüfekle ateş etmiş, maktul ölmüştür. Olay yerinde yanan büyük sokak lambası, hırsızlık tespiti olmaması ve sanığın hiçbir ikaz yapmadan yakın mesafeden ateş etmesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın fail/maktul ayrımını fark edebilecek durumda olduğu, dolayısıyla hatanın kaçınılmaz sayılamayacağı kabul edilmiştir. Bu nedenle hata hükümlerinden ve haksız tahrikten yararlanamaz; mağdurun kimliğinde yanılmış olsa dahi kasten öldürmeden sorumluluğu isabetlidir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2015/352).
Kamu Kurumu Olduğunu Bilmeden Mala Zarar Verme Suçu İşleme
Bu bölüm, Ceza hukukunda hata bakımından TCK m.30/2 (nitelikli hal) uygulamasına örnek teşkil eder. Eylemin gerçekleştiği tek katlı, PVC’den mamul yapının kamu kurumu olduğuna dair dışarıdan anlaşılır bir işaret (yazı/resim vb.) bulunmadığından, yapının kamuya ait olup olmadığı şüphelidir. Dosyadaki fotoğraflar ve yerin mahiyeti göz önünde tutularak, sanığın hukuki durumunun TCK 30/2 (nitelikli unsurda hata) ve TCK 151/1 yönünden değerlendirilmesi gerekirken yanılgıyla hüküm kurulduğu belirtilmiştir (Yargıtay 23. Ceza Dairesi – 2015/6276).
Kasten Yaralama Suçunda Kaçınılmaz Hata ve Haksız Tahrik Hükümleri
Bu olayda, sanığa oğlunun dövüldüğü söylenmiş; sanık olay yerine gidip oğlunu dövdüğünü sandığı müşteki Hüseyin ile kavga etmiş, araya giren müşteki Zeki’yi de yaralamıştır. Müştekilerin tahrik oluşturan bir fiili olmamasına karşın sanığın bu konuda TCK m.30/3 kapsamında kaçınılmaz hataya düştüğü kabul edilmiştir. Bu nedenle mefruz haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirken uygulanmaması hukuka aykırıdır (Yargıtay 3. Ceza Dairesi – 2012/34575).
Birbirini Tanımayan Yaşı Küçük Çocukların Cinsel İlişkiye Girmesi ve Hata Hali
Burada Ceza hukukunda hata (unsur yanılgısı) değerlendirmesi mağdurun yaşı üzerindendir. Tarafların olaydan önce yalnızca kısa süre tanıştıkları, sanığın tüm aşamalarda mağdurenin kendisini büyük yaşta tanıttığını ve görünümü itibarıyla da büyük gösterdiğini beyan ettiği; mağdurenin de bu savunmayı doğruladığı tespit edilmiştir. Mahkemece mağdurenin görünümünün “14 yaşından iri yapıda ve büyük gösterdiği, fakat 18’i doldurmamış göründüğü” gözlemlenmiş; sanığın yalnızca bir kez cinsel ilişkiye girdiği, yaşı öğrenince ilişkiye devam etmediği ve mağdureyi ailesine teslim ettiği belirlenmiştir. Dosyada sanığın mağdurenin 15’ten küçük olduğunu bildiğini/bilmesi gerektiğini gösteren veri bulunmadığından, mağdur yaşında yanılgı esaslı hata kabul edilmiştir. Bu nedenle TCK m.30/1 hükümlerinin uygulanmasında isabetsizlik yoktur (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2013/581).
Hata (Normal Hata) ve Kaçınılmaz Hata (TCK 30) Yargıtay Kararları
Bu bölümde Ceza hukukunda hata kurumunun Yargıtay kararları çerçevesinde, cinsel istismar, şahısta hata, olası kast, meşru savunma ve taksirle öldürme gibi farklı suç tiplerinde nasıl uygulandığı ayrıntılı biçimde açıklanmaktadır. Her bir karar, TCK m.30 hükümlerinin kapsamına uygun olarak yorumlanmıştır.
Kasten Öldürme Suçunda Şahısta Hata Dikkate Alınmaz
Sanığın, daha önce hırsızlık olayları yaşanan bir mahallede nöbet tuttuğu sırada, “hırsız” zannettiği maktule yakın mesafeden ateş ederek ölümüne neden olduğu olayda; olay yerinde aydınlatma lambası bulunması, maktule hiçbir uyarı yapmadan ateş edilmesi gibi unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın hatasının kaçınılmaz olmadığı sonucuna varılmıştır. Fail daha dikkatli davranarak yanılgıyı önleyebilirdi. Dolayısıyla, Ceza hukukunda hata hükümlerinden yararlanması ve haksız tahrik indirimi uygulanması doğru görülmemiştir. Sanığın mağdurun kimliğinde yanılması, kasten öldürme suçundan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz (Yargıtay Ceza Genel Kurulu – 2015/352).
Olası Kastla İşlenen Suçlarda Hata Hükümleri Uygulanamaz
Olayda sanık, mağdura sözlü sataşma sonrası belindeki silahla ateş etmiş; kurşunlardan biri yakındaki başka bir kişiye isabet ederek ölümüne neden olmuştur. Yargıtay’a göre, olası kastla işlenen suçlarda TCK m.30’da düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Bu tür fiillerde fail, meydana gelen neticeden tamamen sorumlu olur. Bu nedenle, 18 yaşından küçük mağdurun öldürülmesi olayında, sanık hakkında TCK m.82/1-e (çocuğa karşı kasten öldürme) uyarınca hüküm kurulması gerekirken, TCK m.81/1 maddesine göre hüküm kurulması suçun vasfında yanılgı oluşturmuştur (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – 2015/5125).
Cinsel İstismar Suçunda Mağdurun Yaşında Esaslı Hataya Düşme
Cinsel istismar suçunun belirleyici unsurlarından biri mağdurun yaşıdır. Kanun, on beş yaşını doldurmamış çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışı istismar suçu olarak düzenlemiştir. Sanığın mağdurun yaşını 15’in üzerinde zannetmesi, Ceza hukukunda hata kapsamında değerlendirilmiştir. Somut olayda sanık ve mağdurenin aynı köyde yaşadıkları ve birbirlerini uzun süredir tanıdıkları tespit edilmiştir. Bu durumda sanığın mağdurun 15 yaşından küçük olduğunu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı görülmüş, ayrıca mağdurenin yaşına ilişkin yanılgı savunması da ileri sürülmemiştir. Bu nedenle hata hükümlerinin uygulanma şartlarının mevcut olmadığı, sanığın çocukların cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasının yerinde olduğu belirtilmiştir (YCGK – 2013/514).
Mağdurun Yaşında Esaslı Hata İddiası Fail Tarafından İleri Sürülmedikçe Araştırılamaz
Fail, mağdurun yaşında hataya düştüğünü savunmadığı sürece, mahkeme bu hususu re’sen araştırmakla yükümlü değildir. Somut olayda lise üçüncü sınıf öğrencisi sanığın, aynı okulun birinci sınıfında okuyan mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı bulunmuştur. Sanık, mağdurenin yaşına ilişkin bir savunma da yapmamıştır. Bu nedenle Ceza hukukunda hata hükümlerinin uygulanma koşulları oluşmadığından, sanığın çocukların cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi isabetli görülmüştür (YCGK – 2013/432).
Mağdurun Yaşında Esaslı Hata İddiasının Araştırılması ve Bilirkişi İncelemesi
Somut olayda sanık, mağdureyle evlenmeden önce mağdurenin yaşının küçük olduğunu bilmediğini savunmuştur. Yargıtay, bu savunma üzerine mahkemenin mağdurenin suç tarihindeki görünümü, sosyal ve kültürel çevresi dikkate alınarak, failin hatasının mümkün olup olmadığını araştırması gerektiğini vurgulamıştır. Gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmalı, mağdurenin görünüş itibarıyla 15 yaşından küçük olup olmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması Ceza hukukunda hata bakımından hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2013/638).
Belli Süre Devam Eden İlişkide Hata İddiası İleri Sürülemez
Sanık, mağdurenin 15 yaşından büyük olduğunu düşündüğünü savunsa da, tarafların 6–7 ay süren bir ilişkilerinin olduğu ve sanığın mağdurenin yaşını bilememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca mağdurenin yaşını olduğundan büyük söylediğine dair bir beyanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Ceza hukukunda hata hükümlerinin uygulanma koşulları mevcut değildir (YCGK – 2014/9).
Küçük Yaşta Çocukların Nişanlanması ve Mağdurun Yaşında Esaslı Hata
Sanığın, nişanlısı olan mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu bilmemesinin mümkün olmadığı, mağdurenin küçük yaşta olması nedeniyle evliliğin ertelendiği tespit edilmiştir. Bu durumda sanığın yaşa ilişkin hatasından söz edilemez; 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığından, çocukların cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi isabetlidir (YCGK – 2014/95).
Cinsel İstismar Suçunda Mağdurun Yaşında Esaslı Hata
Mahkeme, sanığın mağdurenin 15 yaşından küçük olduğunu bilmediğine ilişkin savunmasını ve mağdurenin yargılama sırasında “sanığın kendisine 17 yaşında olduğunu söylediğini” beyan etmesini dikkate almamıştır. Yargıtay, bu durumda sanığın savunması ve mağdurenin beyanı karşılaştırılarak Ceza hukukunda hata hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğini belirtmiştir. Gerekçesiz mahkûmiyet kararı, adil yargılanma hakkını ihlal ettiği için bozulmuştur (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2019/8561).
Şahısta Hata Halinde Suçun Nitelikli Hali Uygulanmaz
Sanığın, yeğeniyle görüşmeye devam eden Azim isimli kişiyi öldürmek için pusu kurduğu, ancak o sırada aynı renk ve tipteki aracı kullanan Ahmet isimli kişiyi Azim zannedip öldürdüğü olayda, Ceza hukukunda hata hükümleri uygulanmıştır. Fail, kastettiği kişi dışında başka birini öldürdüğü için hatasından yararlanır ve nitelikli halden değil, suçun temel şeklinden sorumlu tutulur. Yerel mahkemenin tasarlayarak öldürmeden hüküm kurması hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – 2013/5446).
Kaçınılmaz Hata ve Meşru Savunma İlişkisi
Olayda, failin elinde kuru sıkı tabanca bulunduğu, bu tabancanın gerçek silah görünümünde olduğu ve failin karşısındaki kişinin gerçek silahla ateş ettiğini zannettiği anlaşılmıştır. Yargıtay, failin bu durumda meşru savunma koşullarının varlığı konusunda kaçınılmaz hataya düştüğünü kabul etmiştir. Bu nedenle sanık hakkında TCK m.30/3 ve TCK m.25/1 hükümleri uyarınca beraat kararı verilmesi gerekirken doğrudan TCK m.25’e göre hüküm kurulması hatalı bulunmuştur (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – 2014/2676).
Kaçınılmaz Hata Sonucu Eşini Öldürme
Gece vakti evinde ses duyan sanık, daha önce yaşadığı hırsızlık olayları nedeniyle hırsız girdiği inancıyla pencereye doğru 13 el ateş etmiş; ancak eşi ölmüştür. Yargıtay, failin Ceza hukukunda hata kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, çünkü failin “evine hırsız girdiği” düşüncesiyle kaçınılmaz bir hataya düştüğünü belirtmiştir. Bu durumda sanığın basit kasten öldürmeden, ayrıca haksız tahrik indirimiyle cezalandırılması gerekirken nitelikli halden hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – 2016/1754).
Cinsel Saldırı Suçunda Kaçınılmaz Hata
Sanık, mağdurenin rızası bulunduğunu zannederek onun daveti üzerine eve gitmiş ve cinsel davranışta bulunmuştur. Yargıtay’a göre sanık, mağdurenin rızası olduğu yönünde kaçınılmaz hata içinde hareket etmiştir. Bu nedenle sanığın eyleminin basit cinsel saldırı suçundan mahkûmiyeti hukuka aykırıdır; TCK m.30/3 kapsamında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2017/1926).
Hazine Arazisindeki Ağaçları Kesen Kişinin Kaçınılmaz Hatası
Sanık, kestiği ağaçların kendi arazisinde olduğunu sanarak hazineye ait ağaçları kesmiştir. Bilirkişi raporuyla ağaçların hazine arazisinde olduğu sonradan anlaşılmıştır. Yargıtay, sanığın işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hata içinde bulunduğuna hükmetmiştir. Bu nedenle ceza verilmesine yer olmadığı kararı isabetlidir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – 2016/5358).
Kendisine Teslim Edilen Malları Satan Yeddieminin Kaçınılmaz Hatası
Sanığa el konulan hurda demirler yediemin sıfatıyla teslim edilmiştir. Daha sonra dava düşmüş, ancak malların iadesine dair karar verilmemiştir. Sanık, demirleri kendisine ait sanarak satmıştır. Yargıtay’a göre fail, Ceza hukukunda hata kapsamında, “fiilin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hataya” düşmüştür. Bu nedenle TCK m.30/4 uyarınca ceza verilmemelidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – 2015/27802).
Hata (Normal Hata) ve Kaçınılmaz Hata (TCK 30) Yargıtay Kararları
Bu son bölümde Ceza hukukunda hata kavramının, farklı suç tiplerinde ve özel durumlarda nasıl uygulandığına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Ceza Daireleri kararlarının son kısmı yer almaktadır. Burada; kamu görevlisinin hatası, taksirle öldürme, FETÖ üyeliği, rıza ehliyeti, mağdurun yaşında hata ve güncel içtihatlar açıklanmıştır.
Oy Kullanma Hakkı Olduğunu Sanan Askerin Seçimlerde Oy Kullanması
Seçim günü nöbette olan sanık, komutanının yönlendirmesiyle oy kullanmak üzere sandığa gitmiş, görevli askerlerin engel olmaması üzerine oy kullanmıştır. Askerlik hizmeti sırasında oy kullanamayacağını bilmeyen sanığın eylemi TCK m.30/4 kapsamında değerlendirilmiştir. Yargıtay, sanığın “fiilinin haksızlık oluşturduğu konusunda kaçınılmaz hata” içinde hareket ettiğini, dolayısıyla cezalandırılmaması gerektiğini belirtmiştir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi – 2016/7891).
Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçunda Hata ve Kusur Ayrımı
Taksirli suçlarda Ceza hukukunda hata kavramı, failin dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal edip etmediğiyle yakından ilişkilidir. Sanığın, araçla dar virajda hızını azaltmadan ilerleyip karşı yönden gelen araca çarpması sonucu ölüm meydana gelmiştir. Fail, virajın tehlikesini öngörmüş fakat gerekli tedbiri almamıştır. Bu nedenle olayda kaçınılmaz hata değil, kusurlu davranış söz konusudur. Sanığın “yolda gerekli uyarı levhası yoktu” savunması, dikkat yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı için reddedilmiştir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2015/7642).
FETÖ/PDY Üyeliğinde Ceza Hukukunda Hata Savunması
FETÖ/PDY üyeliği nedeniyle yargılanan sanık, örgütün gerçek amacını bilmeden faaliyetlerine katıldığını savunmuştur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, örgütün yapısının ve amacının 17–25 Aralık sürecinden sonra açık şekilde bilinir hale geldiğini vurgulayarak, bu tarihten sonraki katılım veya faaliyette bulunma durumlarında kaçınılmaz hata savunmasının kabul edilemeyeceğini belirtmiştir. Bu tarihten önceki dönem için ise somut olgulara göre değerlendirme yapılması gerektiği ifade edilmiştir (YCGK – 2020/28 K.).
Rıza Açıklama Ehliyeti ve Mağdurun Yaşında Hata
Cinsel istismar suçlarında, mağdurun yaşı 15 yaşın altındaysa rıza açıklaması hukuken geçerli değildir. Sanık, mağdurenin 18 yaşında olduğunu sandığını, mağdurenin de kendisini bu şekilde tanıttığını ileri sürmüştür. Mahkeme, mağdurenin 14 yaşında olduğunu ve rıza beyanının hukuken geçerli sayılamayacağını belirlemiştir. Yargıtay’a göre, failin mağdurun yaşında yanılgıya düşmesi halinde Ceza hukukunda hata hükümleri ancak “kaçınılmazlık” şartı varsa uygulanabilir. Bu olayda mağdurenin yaşı, sanığın çevresi ve mağdureyle olan ilişkisi göz önüne alındığında hatanın kaçınılmaz olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle TCK m.30 hükümleri uygulanmamıştır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2021/2786).
Yaş Küçüklüğünün Suçun Unsuru Olduğu Hallerde Hata
Yaş küçüklüğünün suçun maddi unsuru olduğu durumlarda, failin mağdurun yaşı konusunda yanılgıya düşmesi halinde, Ceza hukukunda hata hükümleri uygulanabilir. Ancak mahkeme, failin gerçekten yanılıp yanılmadığını tespit etmekle yükümlüdür. Fail ile mağdur arasında akrabalık, iş ilişkisi, komşuluk veya sosyal çevre bağı varsa hatanın geçerli sayılması mümkün değildir. Örneğin, aynı köyde yaşayan failin, mağdurun yaşını bilmediğini ileri sürmesi inandırıcı bulunmamıştır (YCGK – 2014/110).
Kamu Görevlisinin Hatası: Yetkili Olduğunu Zannederek İşlem Yapma
Bir belediye görevlisi, ihale onayını almadan satın alma işlemi gerçekleştirmiştir. Fail, yetkili olduğunu sanarak işlemi yapmıştır. Ancak mevzuatta açık düzenleme bulunduğundan, failin hatasının kaçınılabilir olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda, Ceza hukukunda hata hükümlerinin uygulanamayacağı, failin görevi kötüye kullanma suçundan sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – 2018/1425).
Haksız Tahrik ve Kaçınılmaz Hata Arasındaki İnce Fark
Yargıtay’a göre, haksız tahrik ile kaçınılmaz hata birbirine yakın kavramlar olsa da, Ceza hukukunda hata yalnızca failin algı düzeyine dayanır. Haksız tahrikte fail dışsal bir saldırıya tepki verirken, hatada fail kendi yanlış değerlendirmesiyle eylemi gerçekleştirir. Örneğin, babasının dövüldüğünü sanarak saldırgan zannettiği kişiyi yaralayan fail, kaçınılmaz hata nedeniyle tahrik indirimi alabilir. Ancak saldırının gerçekten var olmadığı anlaşılırsa, hata kaçınılabilir nitelikteyse bu hüküm uygulanmaz (YCGK – 2016/234).
Hata Hükümlerinin Uygulanmadığı Haller
Ceza hukukunda hata hükümleri aşağıdaki durumlarda uygulanmaz:
- Olası kastla işlenen suçlarda,
- Failin dikkatsizliği veya özen eksikliği sonucu meydana gelen hatalarda,
- Kanunun açıkça yasakladığı fiillerin hukuka uygun zannedilmesi halinde,
- Taksirli suçlarda, failin öngörebileceği sonuçları göz ardı etmesi durumunda.
Bu hallerde sanık, hata hükümlerinden değil, genel kusurluluk ilkeleri çerçevesinde değerlendirilir.
Güncel Ceza Genel Kurulu Kararı (2024)
Ceza hukukunda hata kavramına ilişkin en yeni içtihat, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2024/327 K. sayılı kararıdır. Kararda, “failin fiilinin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz hataya düşmesi halinde cezalandırılmaması gerektiği, ancak bu hatanın sadece olağan dışı koşullar altında kabul edilebileceği” belirtilmiştir. Mahkemeler, her somut olayda failin bilgi düzeyini, sosyal konumunu, olayın gerçekleşme koşullarını ve failin hata ihtimalini objektif ölçülerle değerlendirmelidir.
Ceza Hukukunda Hata Kurumunun Önemi
Ceza hukukunda hata, failin kusur yeteneğini etkileyen ve cezalandırılabilirliğini ortadan kaldırabilen önemli bir kavramdır. Hatanın varlığı halinde failin kastı ortadan kalkabilir veya kusurluluğu azalabilir. Ancak, her hatanın cezai sorumluluğu kaldırmadığı; yalnızca kaçınılmaz ve esaslı hata hallerinin hukuki sonuç doğurduğu unutulmamalıdır.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün