Devlet Sırlarından Yararlanma ve Devlet Hizmetinde Sadakatsizlik Suçu (TCK Madde 333)
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 333. maddesinde düzenlenen “Devlet Sırlarından Yararlanma ve Devlet Hizmetlerinde Sadakatsizlik Suçu”, devletin güvenliğini ilgilendiren gizli bilgilerin kötüye kullanımı ve kamu hizmetine sadakat yükümlülüğünün ihlaliyle ilgilidir. Bu suç, “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlığı altında yer almaktadır.
Kanuni Düzenleme ve Suçun Tanımı
TCK madde 333’e göre; görev nedeniyle öğrenilen ve devletin güvenliği açısından gizli tutulması gereken teknik keşifler, buluşlar ya da sanayiye dair yeniliklerin kişisel veya başkasının menfaati için kullanılması veya kullanılmasına imkân tanınması durumunda faile beş yıldan on yıla kadar hapis ve ayrıca üç bin güne kadar adlî para cezası uygulanır.
Eğer bu eylem Türkiye ile savaşta olan bir ülkenin lehine gerçekleştirilmişse veya devletin savunma kapasitesine zarar verme riski doğuruyorsa, fail müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır.
Ayrıca, Türkiye tarafından başka bir ülkede devlet adına görevle gönderilmiş olan kişinin görevini sadakat yükümlülüğüne aykırı şekilde yerine getirmesi ve bu davranışın zarar doğurma ihtimali taşıması durumunda da beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Bir diğer hükme göre, bu suçların işleneceğini öğrenen kimsenin durumu zamanında yetkililere bildirmemesi hâlinde – fiil teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi – altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun Unsurları ve Korunan Hukuki Değer
Bu suçla korunan temel hukuki yarar; devletin güvenliği, milletlerarası itibarı ve kamu hizmetinin sadakatle yürütülmesidir. Özellikle birinci fıkrada yer alan düzenleme, devletin güvenlik açısından gizli tuttuğu bilimsel ve teknik bilgilerin korunmasını amaçlar. Failin kamu görevlisi olması kuvvetle muhtemeldir, zira bilgiyi görev sebebiyle öğrenmesi gerekir.
Üçüncü fıkradaki düzenleme ise kamu görevlisinin yurtdışındaki görevini sadakatle yerine getirmemesini cezalandırır. Failin kastı olmasa bile, görev ihmali sonucunda devletin zarar görme ihtimali varsa, bu suç oluşur.
Dördüncü fıkrada öngörülen ihbar yükümlülüğü ise tüm vatandaşları kapsar. Bu suçların işleneceğini öğrenip yetkililere zamanında bildirmeyen kişi, suç teşebbüs aşamasında kalsa dahi cezalandırılır. Bu yönüyle bu hüküm, toplumun bütün bireylerine aktif bir yükümlülük yüklemektedir.
Soruşturma Usulü, Zamanaşımı ve Mahkeme Görevi
Bu suçlar şikâyete tabi değildir; savcılık tarafından re’sen soruşturulur. Şikayetten vazgeçme, kamu davasının düşmesine yol açmaz.
Zamanaşımı süreleri ise fıkralara göre farklılık gösterir:
- ve 3. fıkra bakımından 15 yıl,
- fıkra açısından 25 yıl,
- fıkra yönünden ise 8 yıl olarak belirlenmiştir.
Yargılamaya yetkili mahkeme, suçun ağırlığı sebebiyle ağır ceza mahkemesidir. Ancak yalnızca dördüncü fıkradaki suç yönünden bazı durumlarda kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilmekte ve basit yargılama usulü uygulanabilmektedir.
Av. Gökhan Yağmur
📞 0542 157 06 34
🌐 www.gokhanyagmur.com.tr
🛑 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı
Bu internet sitesinde yer alan tüm yazılar, makaleler ve içerikler Av. Gökhan Yağmur tarafından oluşturulmuş olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındadır. Tüm içerikler zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. İzinsiz olarak içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması, özetlenmesi veya başka sitelerde yayımlanması halinde hukuki ve cezai sorumluluk doğacaktır.
Meslektaş hukukçular, içeriklerimizi kaynak göstermek ve atıf yapmak suretiyle hukuki çalışmalarında kullanabilirler.
✍️ Hukuki Yazı Paylaşmak İsteyenler İçin
Akademik ya da mesleki çalışmaları bulunan hukukçular, uygulamaya dönük özgün makalelerini kısa özgeçmişleriyle birlikte [e-posta adresiniz] adresine göndererek yayımlanmak üzere bize iletebilirler. Konu sınırlaması bulunmamaktadır; ancak güncel hukuk uygulamalarıyla bağlantılı yazılar tercih sebebidir.
