Tesadüfen Elde Edilen Deliller Nedir? (CMK 138)

Tesadüfen elde edilen delil kavramı, yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın konusuyla doğrudan bağlantılı olmayan; fakat başka bir suçun işlendiği yönünde şüphe uyandıran bulgular için kullanılmaktadır. Bu tür deliller, genellikle arama, elkoyma veya iletişimin denetlenmesi gibi koruma tedbirleri sırasında ortaya çıkmaktadır.
Konu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 138. maddesinde ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir:
CMK m.138 – Tesadüfen Elde Edilen Deliller
- Arama ve Elkoyma Sırasında:
Bir soruşturma veya kovuşturma için yürütülen arama ve elkoyma işlemleri sırasında, mevcut dosyayla ilgisi olmayan fakat farklı bir suç işlendiğine işaret eden bir delil bulunursa; bu delil derhâl muhafaza altına alınır ve Cumhuriyet savcısına bildirilir. - İletişimin Denetlenmesi Sırasında:
Telekomünikasyon yoluyla yapılan dinleme ve kayda alma işlemleri esnasında, yürütülen soruşturmayla ilgisi olmayan fakat yalnızca CMK m.135/6’da sayılan katalog suçlar kapsamında başka bir suça işaret eden delil elde edilirse; aynı şekilde koruma altına alınır ve Cumhuriyet savcılığına bildirilir.
Adli Aramalarda Tesadüfi Delil
Tesadüfen elde edilen delillere ilişkin hükümler yalnızca CMK’da değil, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 10. maddesinde de yer almaktadır. Buna göre:
- Arama sırasında,
- Dosyayla bağlantılı olup arama kararında belirtilmeyen,
- Dosyayla ilgisiz ancak başka bir suç işlendiğini gösteren deliller bulunursa; bu deliller koruma altına alınır.
- Bu durumda Cumhuriyet savcısından yeni bir yazılı emir alınarak elkoyma işlemi yapılır. Savcıya ulaşılamadığı hâllerde ise kolluk amirinin yazılı emriyle elkoyma gerçekleştirilebilir.
- Ancak, hakim kararı olmadan yapılan elkoyma işlemi, 24 saat içinde hâkim onayına sunulmak zorundadır. Hâkim, elkoymadan itibaren 48 saat içinde karar verir; aksi hâlde elkoyma işlemi kendiliğinden hükümsüz hale gelir.
Ayrıca, aramanın konusu dışında tesadüfen ele geçirilen ve hakkında yakalama veya tutuklama kararı bulunan kişiler, evrakıyla birlikte doğrudan Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilir.
Tesadüfi Deliller Hangi Koruma Tedbirleri Sırasında Ortaya Çıkabilir?
Kanun ve yönetmelik hükümlerine göre, “tesadüfen elde edilen delil” yalnızca bazı koruma tedbirleri uygulanırken ortaya çıkabilir. Bu bağlamda, Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde açıkça belirtilen tedbirler şunlardır:
- Adli arama ve elkoyma işlemleri,
- İletişimin denetlenmesi (iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması).
Bu iki durumda, yürütülen soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olmayan ancak başka bir suç işlendiğini gösteren bulgular ortaya çıktığında, söz konusu deliller tesadüfen elde edilen delil niteliği taşır ve hukuka uygun şekilde muhafaza altına alınabilir.
Buna karşılık, bazı koruma tedbirlerinde tesadüfen elde edilen delil kabulü söz konusu değildir. Yani, soruşturma veya kovuşturma dışındaki suçlara dair bulgular elde edilse dahi bu deliller hukuka aykırı sayılır. Düzenleme bulunmayan koruma tedbirleri şunlardır:
- Teknik araçlarla izleme,
- Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi.
Dolayısıyla, yalnızca arama–elkoyma ve iletişimin denetlenmesi sırasında elde edilen bulgular, kanun kapsamında “tesadüfi delil” olarak değerlendirilebilir.
Arama ve Elkoyma Tedbirleri Sırasında Tesadüfen Elde Edilen Deliller
Arama veya elkoyma işlemleri uygulanırken, yürütülen soruşturma veya kovuşturmayla doğrudan bağlantısı olmayan fakat başka bir suçun işlendiğini düşündüren deliller bulunabilir. Bu durumda elde edilen bulgu muhafaza altına alınmalı ve derhal Cumhuriyet Savcılığına bildirilmelidir.
Burada önemli olan husus, delilin hangi suça ilişkin olduğudur. Arama ve elkoyma tedbirleri sırasında tesadüfen elde edilen deliller için herhangi bir katalog suç sınırlaması bulunmamaktadır. Yani, 5237 sayılı TCK kapsamında herhangi bir suçla ilgili tesadüfen delil elde edilebilir ve bu deliller hukuki geçerlilik taşır.
CMK m.116 ve devamında, arama kararının alınma şartları, uygulanma usulleri ve aramanın kapsamı düzenlenmiştir. Bu hükümler uyarınca, arama kararı şüpheli veya sanığın yakalanması ya da suç delillerinin elde edilmesi amacıyla verilmektedir. Ancak, bazı özel durumlarda aramanın ayrıca özel bir karar ile yapılması gerekir. Örneğin, bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve dijital kütüklerde arama, kopyalama ve elkoyma işlemleri CMK m.134 uyarınca alınmış özel bir arama kararına dayanmalıdır. Dolayısıyla, hem aranılan asıl delilin hem de tesadüfen elde edilen delillerin hukuka uygun kabul edilmesi için aramanın usulüne uygun yapılması şarttır.
Usulüne uygun verilmiş bir arama kararı sonucunda başka bir suçun işlendiğine dair bulgular ortaya çıkarsa, bu deliller koruma altına alınır ve Cumhuriyet savcılığına bildirilir. Bundan sonraki süreçte, savcının talimatlarına göre hareket edilmesi zorunludur.

Aksi durumda, yani savcılığa bilgi verilmeden tesadüfi delilin muhafaza altına alınması ve doğrudan kullanılması halinde, deliller hukuka aykırı hale gelir. Bu tür delillere dayanılarak şüpheli veya sanığa soru yöneltilmesi ve ikrar alınması da hukuka uygun kabul edilmez.
Örneğin; yapılan bir arama sırasında, özel hayatın gizliliğini ihlal veya müstehcenlik suçuna ilişkin materyaller ele geçirilmesine rağmen bu durum savcılığa bildirilmeden şüpheliye sorular yöneltilmiş ve şüpheli bu suçlara dair ikrarda bulunmuşsa, söz konusu ikrar hukuka aykırı delile dayanılarak elde edildiği için geçerli delil sayılmayacaktır.
İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kaydedilmesi Yoluyla Tesadüfen Elde Edilen Deliller
Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi, yani iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması, CMK m.135’te düzenlenen bir koruma tedbiridir. Bu tedbire yalnızca belirli şartlar altında başvurulabilir:
- Soruşturma veya kovuşturma konusu bir suç bulunmalı,
- Bu suçun işlendiğine dair somut delillere dayalı kuvvetli şüphe sebepleri olmalı,
- Başka suretle delil elde etme imkânı bulunmamalıdır.
Bu şartlar gerçekleştiğinde hâkim kararıyla (gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararıyla) iletişim dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Tedbirin süresi, kapsamı ve uygulanma şekli de aynı maddede ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Tesadüfen Elde Edilen Delillerin Kullanılabilirliği
İletişimin denetlenmesi sırasında, yürütülen soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak başka bir suça işaret eden bulgular ortaya çıkabilir. Bu durumda söz konusu bulgular tesadüfen elde edilen delil niteliğindedir.
Ancak burada önemli bir sınırlama vardır:
- Tesadüfen elde edilen delil, CMK m.135/8’de sayılan katalog suçlardan birine ilişkinse, soruşturma ve kovuşturmada delil olarak kullanılabilir.
- Katalog dışında kalan suçlara dair iletişim kayıtları ise delil değeri taşımaz ve hukuka aykırı kabul edilir.
Katalog Suçlar
İletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen tesadüfi delillerin kullanılabileceği suçlar şunlardır:
- Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80), organ veya doku ticareti (TCK m.91),
- Kasten öldürme (TCK m.81–83),
- İşkence (TCK m.94, 95),
- Cinsel saldırı (TCK m.102/2-3),
- Çocukların cinsel istismarı (TCK m.103),
- Nitelikli hırsızlık (TCK m.142), yağma (TCK m.148, 149), nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158),
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
- Parada sahtecilik (TCK m.197),
- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220/3),
- Fuhuş (TCK m.227),
- İhaleye fesat karıştırma (TCK m.235),
- Tefecilik (TCK m.241),
- Rüşvet (TCK m.252),
- Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (TCK m.282),
- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma (TCK m.302),
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309–316),
- Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK m.328–337),
- Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’daki silah kaçakçılığı (m.12),
- Bankalar Kanunu m.22/3-4’te tanımlanan zimmet suçu,
- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda düzenlenen ve hapis cezası öngörülen kaçakçılık suçları,
- Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 68 ve 74. maddelerindeki suçlar,
- 7258 sayılı Kanun’daki yasadışı bahis suçları.
Sonuç
İletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen tesadüfi deliller, yalnızca kanunda sınırlı olarak belirtilmiş suçlar bakımından hukuken geçerli sayılabilir. Bunun dışındaki suçlarla ilgili elde edilen kayıtların, yargılamada delil olarak kullanılabilmesi mümkün değildir.
Tesadüfen Elde Edilen Deliller Hakkında Yargıtay İçtihatları
Tesadüfi Delilin Savcılığa Bildirilmesinin Zorunluluğu
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/12/2017 tarih ve 2017/4-291; 2017/558 sayılı kararında vurgulandığı üzere; başka bir suç soruşturması kapsamında yapılan iletişimin tespiti sırasında elde edilen kayıt, CMK’nın 135. maddesinde sayılı katalog suçlardan birine ilişkin değilse, bu telefon görüşmesine dair tutanak “yasak delil” niteliğindedir ve hükme esas alınamaz.
CMK m.138/2, iletişimin denetlenmesi uygulanırken yürütülen soruşturma veya kovuşturmadan bağımsız şekilde 135. maddede sayılı suç(lar)a ilişkin şüphe doğuran delil elde edilmesi halinde bu delilin kullanılabileceğini düzenler. Buna göre, 135. maddede öngörülen katalogla sınırlı kalmak koşuluyla aynı dosyaya ilişkin suçlar bakımından kullanım mümkün olsa da, normun açık lafzı gereği elde edilen delilin derhâl Cumhuriyet savcılığına bildirilmesi zorunludur. Suç tarihi itibarıyla CMK m.135 kapsamına girmeyen suçlara ilişkin dinleme kayıtları, CMK m.138/2 uyarınca delil sayılamaz. Temel hak ve özgürlükleri sınırlayan kurallara aykırılıkla toplanan veriler “hukuka aykırı delil”dir; bu değerlendirme yapılırken mevzuat yanında evrensel hak ilkelerine uyulup uyulmadığı da gözetilmelidir. Tesadüfi delil tespit edilir edilmez savcılık bilgilendirilmeden dinlemenin sonu beklenerek ya da yeni tesadüfi deliller üretildikten sonra bildirim yapılması da delili hukuka aykırı kılar. Kolluğun bu düzenlemelere riayet etmediği hallerde iletişimin tespiti veya teknik izlemeyle elde olunan veriler, kanunda öngörülen usulle toplanmadığından hükme esas alınamaz; bu kayıtlar dışlanıp kalan deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların durumu belirlenmelidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2018/1364).
Tesadüfi Delilin Yalnızca Katalog Suçlarda Geçerliliği
Sanık … hakkında “örgüt kurma” ve örgüt faaliyeti kapsamında çeşitli suçlar nedeniyle yürütülen soruşturmada uygulanan iletişimin denetlenmesi sırasında tutulan tespit tutanakları tesadüfi delil niteliğindedir. Ceza Genel Kurulu’nun 03/07/2018 tarih, 2015/1-396 E., 2018/323 K. sayılı kararında da açıklandığı gibi, telefon dinlemesi esnasında tesadüfen saptanan delillerin dikkate alınabilmesi, delilin CMK m.135’teki katalog suçlardan birine ilişkin olmasına bağlıdır. Sanığa isnat edilen “birlikte tehdit” CMK m.135/8’de sayılı katalogda bulunmadığından, CMK m.138/2 uyarınca iletişim tespit tutanakları bu suç bakımından kullanılamaz. Hukuka aykırı deliller dışlandıktan sonra dosya kapsamındaki diğer delillerle sonuca gidilmesi gerekirken bu yapılmadığından bozma gerekmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2020/12113).
Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçunda Tesadüfi Delil Tartışması
Sanıklar hakkında yürütülen dinleme ve kayıt işlemleri sırasında elde edilen görüşme dökümleri, CMK m.135/8’de “edimin ifasına fesat karıştırma” yer almadığından CMK m.138/2 anlamında tesadüfi delil sayılamaz. Bununla birlikte, hukuka aykırı elde edilen bu veriler dışlandığında dahi dosyadaki diğer delillerin mahkûmiyete elverişli olduğu değerlendirilmiştir. TCK m.53’ün Anayasa Mahkemesi iptal kararına göre infazda dikkate alınması mümkün olmakla birlikte, toplanan deliller ve mahkemenin takdiri gözetildiğinde diğer temyiz itirazları reddedilmiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2019/3496).
Hukuka Aykırı Tesadüfi Delile Dayalı İkrarın Değeri
İletişimin denetlenmesi kararı, katalog suçlardan “uyuşturucu madde ticareti” kapsamında alınmış; ancak dosyaya konu telefon görüşmeleri tesadüfi delil niteliğindedir. Ceza Genel Kurulu’nun 03/07/2018 gün, 2015/1-396; 2018/323 sayılı kararındaki ilkeye göre, tesadüfi delilin kullanılabilmesi, konusunun katalog suç olması şartına bağlıdır. Sanığa isnat edilen “tefecilik” ise suç tarihi itibarıyla CMK m.135/8 kapsamı dışındadır; bu nedenle iletişimin tespiti tutanakları bu suç yönünden delil olamaz. Ayrıca, ikrarın delil değeri değerlendirilirken (Ceza Genel Kurulu 26/01/2016, 2015/9-669; 2016/38) özgür irade, beyanın ciddiyeti, destekleyici emareler gibi ölçütler dikkate alınmalıdır. Somut olayda, tutanaklara dayalı ikrar da hukuka uygun yöntemle elde edilmediğinden ispat kuvveti yoktur; diğer deliller de yeterli görülmediğinden hüküm ONANMIŞTIR (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2019/2218).
Teknik Araçlarla İzlemede Tesadüfi Delil Kurallarının Uygulanamaması
CMK m.140, belirli katalog suçlarda başka suretle delil temini mümkün değilse kamuya açık yer ve işyerinde teknik araçlarla izleme ve ses/görüntü kaydına izin verir. Karar, hâkim (gereğinde savcı) tarafından verilir ve elde edilen veriler yalnız m.140’ta sayılı katalog suçlar yönünden kullanılabilir; katalog dışındaki suçlar için bu kayıtların delil değeri yoktur.
CMK m.138, “Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi” (Beşinci Bölüm) içinde düzenlenmiş; m.140 ise “Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzleme” (Altıncı Bölüm) başlığındadır. Kanunda, teknik izleme sırasında tesadüfen bulunan delilin kullanılabileceğine dair m.138’e benzer bir düzenleme bulunmadığından, teknik izleme esnasında tesadüfen elde edilen veriler CMK m.217 kapsamında da delil sayılamaz. Nitekim YCGK 03/07/2007, 101/3 sayılı kararında, CMK’nın yürürlüğünden önce tesadüfi delil kullanımına ilişkin hüküm yokluğu nedeniyle bu yolla elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda sanığın “ikrar” mahiyetindeki beyanı da hukuki geçerliliği olmayan teknik takip görüntülerine dayandığından hükme esas alınamaz; ikrar tek başına mahkûmiyet için yeterli değildir. Dosya sanıkları yönünden CMK m.140’a dayalı bir izleme kararı da bulunmadığından, başka bir olay nedeniyle yapılan izleme sırasında tesadüfen elde edilen verilerin yasal delil sayılamayacağı kabul edilerek tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi – Karar: 2018/91).
Başka Suç Kapsamında Dinleme ve Tesadüfi Delilin Değeri
İletişimin denetlenmesi sırasında, yürütülen dosyayla ilgisi olmayan ancak başka suça işaret eden tesadüfi deliller, CMK m.135/8 katalog suçlarından birine ilişkinse kullanılabilir; katalog dışındaki suçlara dair kayıtların delil değerleri yoktur. Kanun koyucu, haberleşmenin gizliliği/özel hayatın korunması ile suçla mücadele arasında denge kurmuş; yalnız belirli ağırlıktaki suçlar bakımından dinlemeyi meşru görmüştür.
Somut dosyada örgüt soruşturması kapsamında “Osman” adlı kişinin iletişiminin tespiti sırasında, veri hazırlama kontrol işletmeni olan sanık …’in mevzuata aykırı şekilde nüfus bilgisi paylaştığı iddia edilmiştir. Ne sanık hakkında dinleme kararı vardır ne de isnat edilen TCK m.136 suçu CMK m.135/8 katalog içinde yer almaktadır. Bu nedenle tespit tutanakları ve bunlara dayanılarak alınan ikrar delil sayılamaz; hukuka aykırı deliller dışlandıktan sonra, sanık hakkında CMK m.223/2-e gereğince beraat gerekir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2019/6514).
Fuhuş Suçunda Dinleme Yoluyla Elde Edilen Deliller
Ceza Genel Kurulu’nun 12/06/2007 tarih, 154-145 sayılı kararında belirtildiği gibi, suçun vasfının aynı suçun başka bir fıkrasına evrilmesi mümkündür ve bu durumda hukuka uygun yöntemlerle elde edilen deliller hükme esas alınabilir. Fuhuş suçunun üçüncü fıkrası 5560 sayılı Kanun’un 45. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış, düzenleme TCK m.80 (insan ticareti) içine dahil edilmiştir; eylem suç olmaya devam etmektedir. Ancak somut olayda sanıklar suçu inkâr etmiş, mağdurlar da sanıkların fuhuş yaptırdığı yönünde beyan vermemiştir. Ayrıca, karar tarihindeki düzenleme ve suç tarihi itibarıyla TCK m.227/2, CMK m.135 katalog listesinde yer almadığından dinleme ile elde edilen dökümler bu suç bakımından yasal delil sayılamaz. Bu itibarla, mahkûmiyet için gerekli, şüpheden uzak delil bulunmadığından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı REDDEDİLMİŞTİR (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2019/6922).
Katalog Dışı Suça İlişkin Tesadüfi Delil
Anayasa m.22, haberleşme hürriyetini ve gizliliğini güvence altına alır; m.38/6 “kanuna aykırı delilin” kabul edilemeyeceğini düzenler. AİHS m.8 özel hayat ve haberleşmenin korunmasını teminat altına alır; bu haklara aykırı elde edilen deliller, Sözleşme m.6’daki adil yargılanma hakkını da ihlal edebilir.
CMK m.135 uyarınca iletişimin denetlenmesi için kuvvetli şüphe ve başka suretle delile ulaşma imkânsızlığı şarttır; m.135/8 katalog suçlarla sınırlamayı getirir, m.135/9 ise usule aykırı dinlemeyi yasaklar. Dinleme sırasında elde edilen tesadüfi deliller, yalnızca m.135/8 katalog kapsamındaysa kullanılabilir; m.138/2’nin açık hükmü karşısında katalog dışı suçlar yönünden kullanılamaz.
Somut olayda, katalog suç olan “örgüt” kapsamında dinleme kararı uygulanırken hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının işlendiği kabul edilerek mahkûmiyet kurulmuştur. Ancak suç tarihi itibarıyla bu suçlar m.135/8 kapsamı dışındadır; dinleme kayıtları CMK m.138/2 uyarınca delil sayılamaz. Başkaca kesin delil bulunmadığı gözetilmeden mahkûmiyet kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar: 2018/2964).
Savcılığa Bildirim Yapılmadan Sürdürülen Dinlemeye Dayalı Tesadüfi Delil
CMK m.138/2, iletişimin denetlenmesi sırasında 135’inci maddenin altıncı fıkrasında sayılı suçlara ilişkin tesadüfi delil elde edilmesi halinde delilin muhafaza altına alınmasını ve derhâl Cumhuriyet savcılığına bildirilmesini zorunlu kılar. Tesadüfi delillerin hukuka uygun sayılabilmesi için bu bildirim gecikmeksizin yapılmalıdır. Suç tarihi itibarıyla CMK m.135 kapsamında olmayan suçlara ilişkin dinleme kayıtları m.138/2 gereğince kullanılamaz. Temel hakları sınırlayan kurallara aykırılıkla elde edilen veriler hukuka aykırı delildir; tesadüfi delil bulunur bulunmaz bildirim yerine dinlemenin bitmesi beklendiğinde ya da yeni tesadüfi deliller elde edilip sonra bildirim yapıldığında da hukuka uygunluktan söz edilemez (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2021/5630 E., 2021/5494 K.).
Tesadüfi Delilin Katalog Suçlara İlişkin Olması Gereği
Sanığın, “örgüt kurma, örgüte üye olma, tefecilik, yağma, kasten yaralama” suçlarına dair soruşturmada alınan dinleme kararlarına yansıyan görüşmeleri tesadüfi delil olarak değerlendirilebilir. Ne var ki sanığa yüklenen eylem 5411 sayılı Kanun m.73/3 delaletiyle m.159’daki “bankacılık veya müşteri sırrının ifşası”dır ve CMK m.135’teki katalog suçlar arasında bulunmaz. Bu nedenle tapeler tesadüfen elde edilmiş olsa dahi delil olarak kabul edilemez. Sanığın istikrarlı inkârı, tek bir görüşmenin varlığı ve savunmasının mahkûmiyet için yeterli, kesin ve inandırıcı delil oluşturmaması da gözetilerek, CMK m.223/2-e uyarınca beraat yerine mahkûmiyet verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/12850 E., 2021/12106 K.).
Katalog Suçun Sonradan Katalog Dışı Suça Dönüşmesi ve Delilin Akıbeti
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.12.2019 tarih, 2016/5-1440 E., 2019/719 K. sayılı kararına paralel olarak; CMK m.138/2’nin açık hükmü gereği, başlangıçta katalog bir suç kapsamında uygulanan “iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” tedbiriyle elde edilen veriler, yargılamada katalog dışı bir suça dönüştürüldüğünde o suçun ispatında kullanılamaz. Aksi kabul, katalog sınırlamasını dolanma sonucunu doğurur. Somut olayda dinleme kararı TCK m.188 (uyuşturucu ticareti) nedeniyle verilmiş olsa da, elde edilen kayıtların TCK’da katalogda yer almayan görevi kötüye kullanma ve göreve ilişkin sırrın açıklanması suçlarına dayanak yapılması mümkün değildir; bu veriler hukuka aykırı delil sayılır ve CMK m.217/2 uyarınca hükme esas alınamaz. İletişim tespitleri dışlanıp kalan delillerle sonuca gidilmelidir (Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2022/4752 E., 2024/2 K.).
Arama Tedbiri Sırasında Tesadüfi Delile Rastlanması
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca 2015/1155 sayılı soruşturmada …’a ait olduğu belirtilen adrese, Denizli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2015/448 D.İş sayılı arama–elkoyma kararıyla gidilmiş; adreste bulunan sanık …’un ikametinde yapılan aramada koşu bandı üzerinde siyah poşette 474 paket kaçak sigara ele geçirilmiştir. Sanık, ikamet ve sigaraların kendisine ait olduğunu beyan etmiştir. Bu sigaralar CMK m.138/1 kapsamında tesadüfen elde edilen delil niteliğindedir; arama usulüne uygundur. Ele geçen miktar ve nitelik itibarıyla ticari mahiyet bulunduğundan, suç tarihinde yürürlükte olan ve 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun m.89 ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18-son cümlesi delaletiyle 3/5 ve 3/10 hükümleri uygulanarak mahkûmiyet gerekirken beraat verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/8274 E., 2022/18314 K.).
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul Barosu’na kayıtlı olup, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret ve fikri mülkiyet hukuku başta olmak üzere birçok alanda aktif olarak avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir. Gerek bireysel müvekkiller gerekse kurumsal şirketler için yürüttüğü davalarda, stratejik bakış açısı ve güncel içtihat bilgisiyle etkin savunma ve temsil sağlamaktadır.
Hukuk alanındaki çalışmalarını yalnızca dava takibiyle sınırlamayan Av. Gökhan Yağmur, aynı zamanda marka, patent ve fikri mülkiyet hakları konusunda da Türkiye ve uluslararası düzeyde danışmanlık yapmaktadır. TÜRKPATENT, EUIPO ve USPTO nezdinde yürüttüğü marka ve patent süreçleri, e-ticaret platformlarında marka koruması, marka izleme ve itiraz işlemleri konularında uzmanlaşmıştır.
Eğitim alanında da aktif rol üstlenen Av. Gökhan Yağmur, hukuk öğrencileri ve genç meslektaşlarına yönelik kaynaklar hazırlamakta; HMGS ve diğer hukuk sınavları için kapsamlı içerikler üretmektedir. Aynı zamanda kurucusu olduğu dijital platformlar aracılığıyla hukuk dünyasına yenilikçi çözümler sunmaktadır.
Müvekkilleriyle şeffaf iletişimi, titiz dosya takibi ve çözüm odaklı yaklaşımı sayesinde güven kazanmış olan Av. Gökhan Yağmur, hukuki süreçlerde hakların en etkin şekilde korunması için çalışmaktadır.
📌 Daha fazla bilgi için: www.gokhanyagmur.com | www.gokhanyagmur.com.tr
📞 İletişim: 0542 157 06 34