Bilgi BankasıCeza Hukuku

Kooperatif Dolandırıcılığı Suçu (TCK m.158/1-h)

Kooperatif dolandırıcılığı suçu; yalnızca kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyetleri çerçevesinde işlenebilen bir malvarlığı suçudur. Fail, hileli davranışlarla hem kooperatif üyelerini ya da üçüncü kişileri aldatmakta hem de bu yolla kendisine veya başkasına çıkar sağlamaktadır. Bu suç tipi, nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmiş olup, Türk Ceza Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir.

5237 sayılı TCK’nın 158/1-h-son bendinde kooperatif dolandırıcılığı suçunun yaptırımı açıkça belirtilmiştir. Buna göre, söz konusu suçu işleyenler hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile birlikte beşbin güne kadar adlî para cezası uygulanacaktır. Bu nedenle, yaptırım yönünden oldukça ağır bir nitelikli dolandırıcılık suçudur.

Kanun hükmü şu şekilde kaleme alınmıştır:

TCK m.158

  1. Dolandırıcılık suçunun;
    h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında işlenmesi hâlinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Ayrıca, aynı maddenin 3. fıkrasında önemli bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre, bu suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda ceza yarı oranında artırılır. Eğer suç, bir suç örgütü faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilmişse, bu kez ceza bir kat artırılarak uygulanır.


Kooperatif Dolandırıcılığı Suçunun Unsurları

Kooperatif dolandırıcılığı, özgü suç niteliğindedir. Yani, yalnızca kooperatif yöneticileri bu suçun faili olabilir. Kooperatif üyeleri, denetçiler, çalışanlar veya üçüncü kişiler, fail sıfatıyla bu suçu işleyemez. Kooperatifler, hukuki yapıları bakımından özel hukuk tüzel kişisi olduklarından, yöneticiler dışındaki kişilerin kooperatif aracılığıyla hileli fiillerde bulunmaları durumunda, bu eylemler basit dolandırıcılık kapsamında değerlendirilir.

Kooperatif yöneticisi olmayanların suça müşterek fail olarak katılması mümkün değildir. Ancak bu kişiler, şeriklik halleri çerçevesinde (azmettirme – TCK m.38 veya yardım etme – TCK m.39) kooperatif dolandırıcılığı suçuna iştirak edebilirler. Örneğin, yetkisi olmamasına rağmen üyelerden para toplayan ve bu parayı kooperatif kayıtlarına yansıtmadan zimmetine geçiren bir yöneticinin bu eylemine destek olan muhasebeci, TCK m.158/1-h kapsamında yardım eden sıfatıyla sorumluluk taşır.

Bu suç tipi serbest hareketli suç olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla, kooperatif faaliyetleri kapsamında gerçekleştirilen her türlü hileli davranış ile haksız menfaat sağlanması, suçun oluşumu için yeterlidir. Nitekim Yargıtay uygulamasında, üye sayısının dolmasına rağmen üye kabulünün sürdüğünden söz edilerek yeni kayıt yapılması ve bu kapsamda üyeden para alınması, tipik bir kooperatif dolandırıcılığı örneği olarak kabul edilmektedir.

Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62/3. maddesi uyarınca kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile memurlar, kendi kusurlarından doğan zararlardan sorumludur. Bu kişiler, kooperatifin para ve malları veya defter, bilanço, rapor, tutanak gibi evrakları üzerinde suç oluşturan fiiller işlerlerse, kamu görevlisi gibi cezalandırılırlar. Dolayısıyla, zimmete para geçirenler hakkında zimmet suçu, görevlerini ihlal edenler hakkında ise görevi kötüye kullanma suçu gündeme gelebilir. Ancak, yöneticilerin kooperatif faaliyeti kapsamında hileli eylemlerle yarar sağlamaları durumunda, TCK m.158/1-h hükmü uyarınca kooperatif dolandırıcılığı suçu oluşur.


Kooperatif Dolandırıcılığı Suçuna Teşebbüs

Ceza hukuku bakımından teşebbüs, failin işlemek istediği suça ilişkin kanunda öngörülen icra hareketlerine başlamasına rağmen, kendi iradesi dışında gelişen nedenlerle fiilin tamamlanamaması hâlidir (TCK m.35).

Kooperatif dolandırıcılığı suçu da teşebbüs aşamasında kalabilen suç tiplerinden biridir. Fail, kooperatif faaliyetleri kapsamında hileli davranışlarla menfaat temin etmeye yönelmiş olsa da, dışsal sebeplerle bu amacı gerçekleştiremezse, eylem teşebbüs hükümleri kapsamında değerlendirilir.

Bu durumda, TCK m.35/2 uyarınca faile verilecek ceza, işlenmek istenen suçun ağırlığı dikkate alınarak, dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir. Böylece, tamamlanmamış olan kooperatif dolandırıcılığı suçunda, failin sorumluluğu teşebbüs hükümleri çerçevesinde sınırlandırılmış olur.


Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan sonra özgür iradesiyle pişmanlık duyarak suçun yol açtığı zararı ortadan kaldırması ve bu yolla ceza adaletine katkı sunması durumunda cezasında indirim yapılmasını öngören bir ceza hukuku kurumudur.

Kooperatif dolandırıcılığı suçunda da etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Bunun için suçun tamamlanmış olması ve failin mağdurun ya da suçtan zarar görenin uğradığı zararı tamamen gidermesi gerekir. Ancak suç teşebbüs aşamasında kalmışsa, zarar sonradan giderilmiş olsa dahi etkin pişmanlık hükümleri uygulanmaz.

TCK m.168/1’e göre; kooperatif dolandırıcılığı suçu tamamlandıktan sonra fakat fail hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin kendi iradesiyle pişmanlık göstererek zararı aynen iade ya da tazmin yoluyla tamamen gidermesi durumunda, verilecek cezada üçte ikiye kadar indirim yapılabilir. Yani, soruşturma evresinde zararın karşılanması hâlinde fail önemli ölçüde indirimden yararlanır.

Eğer etkin pişmanlık kovuşturma aşamasında, fakat hüküm verilmeden önce gerçekleşirse, bu kez TCK m.168/2 uyarınca verilecek cezada yarısına kadar indirim uygulanır. Böylece, failin zararı gidermeye yönelik iradesi, adalet sistemi tarafından daha düşük oranda da olsa ödüllendirilmiş olur.


Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan dolayı kendi iradesiyle sonradan pişmanlık duyması, suçun doğurduğu olumsuz sonuçları ortadan kaldırması ve bu şekilde ceza adaletine katkı sağlaması hâlinde uygulanan bir indirim kurumudur.

Kooperatif dolandırıcılığı suçu açısından da etkin pişmanlık mümkündür. Ancak bunun için suçun tamamlanmış olması gerekir. Failin mağdurun ya da suçtan zarar görenin uğradığı zararı gidermesi şarttır. Eğer suç teşebbüs aşamasında kalmışsa, zararın sonradan telafi edilmesi dahi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına imkân vermez.

TCK m.168/1’e göre; kooperatif dolandırıcılığı suçu tamamlandıktan sonra fakat fail hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin kendi isteğiyle pişmanlık göstererek mağdurun zararını aynen iade ya da tazmin yoluyla tamamen gidermesi hâlinde, verilecek ceza üçte iki oranına kadar indirilebilir. Yani soruşturma safhasında zararın karşılanması, fail için ciddi bir ceza indirimi sağlar.

Eğer etkin pişmanlık kovuşturma aşamasında ancak hüküm verilmeden önce gerçekleşirse, TCK m.168/2 hükmü gereğince faile verilecek ceza yarısına kadar indirilir. Böylece failin yargılama sürecinde zararı gidermeye yönelik çabası, daha sınırlı da olsa dikkate alınır.

Kooperatif Dolandırıcılığı Suç

Suçun Şikâyet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Kooperatif dolandırıcılığı suçu, şikâyete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle suçun soruşturulması ve kovuşturulması resen yapılır. Mağdurun şikâyette bulunmasına gerek yoktur. Ancak, mağdur şikâyet yoluna başvuracaksa, bu hakkını en geç dava zamanaşımı süresi içinde kullanabilir. Kooperatif dolandırıcılığı suçunda dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Bu suç tipi, nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirildiği için, uzlaştırma prosedürüne tabi değildir. Uzlaşma kapsamındaki suçlarda, hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında öncelikle uzlaştırma yoluna başvurulması gerekir. Uzlaşma sağlanmazsa yargılamaya devam edilir. Ancak kooperatif dolandırıcılığı suçunda, kanunen uzlaşma öngörülmediğinden, uzlaştırma işlemi uygulanmaz.


Kooperatif Dolandırıcılığı Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında verilen ceza hükmünün açıklanmayarak 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasıdır. Bu süre içinde sanık herhangi bir kasıtlı suç işlemezse, açıklanmayan hüküm ortadan kalkar ve dava düşmüş sayılır.

HAGB kararının verilebilmesi için en önemli koşullardan biri, mağdurun uğradığı zararın giderilmesidir. Kooperatif dolandırıcılığı suçunda da, mağdurun uğradığı zarar karşılandığı takdirde, nitelikli dolandırıcılık kapsamında olsa dahi cezanın miktarı HAGB uygulanabilecek sınıra düşebilir.

Dolayısıyla, kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılık fiili sonucunda ortaya çıkan zarar giderildiğinde, mahkeme, diğer şartların da varlığı hâlinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir.


Cezanın Ertelenmesi veya Adlî Para Cezasına Çevrilmesi

Adlî para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasının yanında veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Ancak kooperatif dolandırıcılığı suçu sebebiyle verilen cezalar genellikle 1 yılın üzerinde olduğundan, kural olarak hapis cezasının doğrudan adlî para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, daha az cezayı gerektiren hâller (TCK m.144) veya bazı akrabalık ilişkileri sebebiyle (TCK m.167/2) cezanın 1 yıl veya altına düşmesi halinde, hapis cezasının adlî para cezasına çevrilmesi ihtimali ortaya çıkabilir.

Cezanın ertelenmesi ise mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezasının infazının, sanığın belirli şartlara uyması kaydıyla cezaevinde çektirilmemesi anlamına gelir. Kooperatif dolandırıcılığı suçunda, sanığın kişisel özellikleri, yargılama sürecindeki tutum ve davranışları ile geçmiş sabıka durumu göz önünde bulundurularak, gerekli koşulların sağlanması halinde hapis cezasının ertelenmesine karar verilebilir.


Kooperatif Dolandırıcılığı Suçu Emsal Yargıtay Kararları

Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılık Eylemleri

Sanığın, kooperatif üyelik hakkı devir sözleşmesiyle hissenin 1/2’sini usulsüz şekilde devrederek katılandan 10.000 TL menfaat sağlaması olayında; noterliğin kamu hizmeti olmasına rağmen TCK m.158/1-d kapsamında kamu kurumu sayılamayacağı, dolayısıyla kamu kurumunun araç kılınması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmayacağına hükmedilmiştir. Ancak fiil, TCK m.158/1-h çerçevesinde kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı kapsamında değerlendirilmiştir. Bu durum sonuca etkili olmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 23. Ceza Dairesi, 2015/894 E., 2015/1827 K.).

Kooperatif Hisselerinin Devrinin Kayıtlara İşlenmemesi

Kooperatif başkanı olan sanığın, dört hisseyi devretmesine rağmen bunu kooperatif kayıtlarına geçirmemesi ve 40.000 TL almasına ilişkin fiili, Yargıtay tarafından dolandırıcılık olarak kabul edilmiş, mahkemenin uygulamasında isabetsizlik bulunmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2015/4505 E., 2018/2836 K.).

Kooperatif Yönetim Kurulu Üyesi Olmayanların Dolandırıcılık Fiilleri

Kooperatif yönetiminde yer almayan kişilerin sahte senet düzenleyerek çıkar sağlama teşebbüsleri, zimmet veya kamu görevlisinin sahteciliği kapsamında değerlendirilmiştir. Yargıtay, yönetici olmayan kişilerin fiillerinin TCK m.40 uyarınca iştirak kapsamında değerlendirilebileceğini, eksik inceleme nedeniyle hükmün bozulması gerektiğini belirtmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/33493 E., 2021/1486 K.).

Hukuki İhtilaflardan Kaynaklanan Fiillerin Dolandırıcılık Sayılmaması

Kooperatif yöneticilerinin görevlerini ihmal etmesi, ruhsat alınmaması veya üyeler arasındaki ihtilafları çözememesi gibi durumların hukuk davası konusu olduğu, bu tür işlemlerin dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği vurgulanmıştır. Mahkemenin beraat kararında isabetsizlik bulunmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2015/12237 E., 2018/6262 K.).

Önceden Doğmuş Borç Nedeniyle Dolandırıcılık Suçu Oluşmaz

Sanıkların, mevcut borçlarına karşılık kooperatif hissesi devretmeleri ancak üyeliği resmileştirmemeleri halinde, hileli hareketler sonucu zararın doğmadığı, dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı belirtilmiştir. Bu gerekçeyle beraat kararları yerinde bulunmuştur (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2015/12467 E., 2018/5852 K.; 2016/4064 E., 2017/18054 K.).

Kooperatif Üyesi Olmayanların Basit Dolandırıcılık Fiilleri

Sanığın, yetkili olmadığı halde üyelerden tahsilat yapması, makbuzları kooperatif adına kaşelemesi ve parayı kayıtlara geçirmemesi fiilinde, dolandırıcılık ile birlikte özel belgede sahtecilik suçlarının oluştuğu kabul edilmiştir. Mahkemenin mahkûmiyet kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2015/395 E., 2018/46 K.).

Bilirkişi İncelemesi Yapılmadan Verilen Kararlar

Sanıkların, üyeleri kooperatife yönlendirip konut tahsisi yaptıkları halde daireleri üçüncü kişilere satmaları olayında, dosyada gerekli bilirkişi incelemesinin yapılmadığı, tanıkların dinlenmediği gerekçesiyle kararın eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiği belirtilmiştir (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/30537 E., 2021/1005 K.).

Noterde Kooperatif Hissesinin Hileli Devri

Başkasına ait kooperatif hissesinin noterde devrine ilişkin düzenlenen sözleşmenin, TCK m.157’deki basit dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulmasının bozma sebebi olduğu vurgulanmıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2013/26453 E., 2016/3036 K.).

Görevli Mahkeme Meselesi

Kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyeti sırasında işledikleri dolandırıcılık fiillerinin nitelikli dolandırıcılık kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu tür davaların ise görevli mahkeme sıfatıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği belirtilmiştir. Yerel mahkemenin görevsizlik kararı yerine yargılamaya devam ederek hüküm kurması, bozma nedeni yapılmıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2012/8758 E., 2013/20289 K.).

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


Av. Gökhan Yağmur

Avukat Gökhan Yağmur, bireylerin ve şirketlerin hukuki sorunlarına çözüm üretmek amacıyla faaliyet gösteren, dinamik ve deneyimli bir hukukçudur. İstanbul Barosu’na kayıtlı olan Av. Gökhan Yağmur, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, iş hukuku, icra ve iflas hukuku, ticaret hukuku ve gayrimenkul hukuku alanlarında geniş bir dava pratiğine sahiptir. Mesleki kariyerine başladığı günden bu yana müvekkillerinin hak ve menfaatlerini titizlikle korumayı ilke edinen Gökhan Yağmur, her dosyaya özel stratejik bir bakış açısıyla yaklaşır. Gerek dava takibi gerekse danışmanlık hizmetlerinde şeffaflık, ulaşılabilirlik ve çözüm odaklılık esas alınır. Küçükçekmece’de bulunan hukuk bürosunda hem yerli hem de yabancı müvekkillere hizmet sunan Av. Gökhan Yağmur, hukuki sürecin her aşamasında müvekkillerine etkin destek sağlar. Güncel mevzuatı ve Yargıtay içtihatlarını yakından takip ederek her zaman en doğru, en etkili hukuki yaklaşımı benimsemeyi amaçlar. Av. Gökhan Yağmur, sadece bir dava avukatı değil; aynı zamanda müvekkilleriyle uzun soluklu güven ilişkileri kuran bir hukuk danışmanıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu