Göçmen Kaçakçılığı Suçu Nedir? (TCK 79)
Göçmen kaçakçılığı suçu, maddi kazanç elde etme amacıyla, kişilerin yasal olmayan yollarla Türkiye’ye sokulması veya Türkiye’den başka ülkelere çıkarılmasına imkân sağlanması suretiyle işlenen bir suçtur (TCK m.79).
Bu suç, bireylerin yasal düzenlemeleri ihlal ederek ülke sınırlarını aşmalarına aracılık eden ya da buna olanak tanıyan fiilleri kapsar.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Tanımı ve Amacı
Göçmen kaçakçılığı, doğrudan veya dolaylı şekilde maddi menfaat sağlamak amacıyla, Türkiye’ye yasadışı giriş veya çıkışın kolaylaştırılması olarak tanımlanır. Suçun temel hedefi, insan onurunu korumak, devletin sınır güvenliğini sağlamak ve düzensiz göçü önlemektir.
Bu suçun oluşabilmesi için failin maddi çıkar elde etme amacıyla hareket etmesi şarttır. Aksi hâlde, yani kazanç saiki bulunmayan insani yardım niteliğindeki fiiller göçmen kaçakçılığı kapsamında değerlendirilemez.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Seçimlik Hareketleri
Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK’nın 79. maddesinde üç farklı seçimlik hareketle düzenlenmiştir. Bu fiillerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterlidir:
- Bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkeye sokulması (TCK m.79/1-a)
- Ülkeye girmiş yabancının ülkede kalmasına imkân sağlanması (TCK m.79/1-a)
- Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlanması (TCK m.79/1-b)
Bu hareketlerden biri veya birkaçı birlikte işlense bile tek bir suç oluşur; ayrıca suçun teşebbüs aşamasında kalması hâlinde dahi fail, suç tamamlanmış gibi cezalandırılır (TCK m.79/1-son).
Örneğin, sınır hattına doğru yola çıkan göçmenleri taşıyan kişinin, sınırı geçemeden yakalanması hâlinde bile suç, teşebbüs derecesinde kalmış olsa dahi tamamlanmış sayılır.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Unsurları
Göçmen kaçakçılığı suçu özel kastla işlenebilen bir suç tipidir. TCK’nın 79. maddesi, “doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla” ibaresiyle bu özel kastı açıkça belirtmiştir.
Failin maddi çıkar sağlama amacı yoksa, suçun oluşmasından söz edilemez.
Manevi Unsur: Maddi Menfaat Elde Etme Amacı
“Maddi yarar elde etme” saiki, suçun manevi unsurunu oluşturur. Ancak bu yararın fiilen elde edilmesi zorunlu değildir; bu yönde hareket edilmesi yeterlidir.
Örneğin, bir grup göçmeni para karşılığı botlara bindirmek üzere sahile taşıyan kişi henüz parayı almadan yakalansa bile, göçmen kaçakçılığı suçu tamamlanmış sayılır.
Suçun İnsani Yardımdan Ayrımı
İnsani nedenlerle barınma, gıda veya sağlık yardımı yapan kimseler bu suçun faili sayılmaz. Çünkü bu tür davranışlarda maddi kazanç sağlama amacı bulunmaz. Bu yönüyle göçmen kaçakçılığı suçu, yalnızca kazanç kastıyla gerçekleştirilen eylemleri kapsar.
Göçmen Kaçakçılığında Suça Teşebbüs
TCK m.79’un son cümlesi uyarınca, göçmen kaçakçılığına teşebbüs hâlinde dahi fail, tamamlanmış suçun cezası ile cezalandırılır.
Bu durum, göçmen kaçakçılığının toplumsal tehlikesi yüksek bir suç olarak kabul edilmesinden kaynaklanır. Dolayısıyla eylem, fiilen göçmenlerin sınırı geçip geçmemesine bakılmaksızın tamamlanmış sayılır.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Konusu ve Korunan Hukukî Değer
Bu suçun konusu, devletin sınır güvenliği ile birlikte insan onuru ve uluslararası göç düzenidir.
Göçmen kaçakçılığıyla mücadele, hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin bir gereğidir hem de kamu düzenini korumaya yöneliktir.
Bu yönüyle suç, hem bireysel hem de toplumsal bir tehlike suçu niteliği taşır.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Seçimlik Hareketleri
Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK’nın 79. maddesinde üç temel seçimlik hareket üzerinden tanımlanmıştır. Bu hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi, suçun oluşması için yeterlidir. Failin birden fazla fiili bir arada işlemesi hâlinde de tek bir suç meydana gelir.
1. Yabancının Yasal Olmayan Yollardan Ülkeye Sokulması (TCK m.79/1-a)
Bir yabancının, Türk hukukuna aykırı biçimde ülkeye girişinin sağlanması, göçmen kaçakçılığı suçunun en yaygın şeklidir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre, Türkiye’ye yasal şekilde giriş yapabilmek için şu koşulların yerine getirilmesi gerekir:
- Kişinin, önceden belirlenmiş gümrük kapılarından pasaport veya pasaport yerine geçen belgelerle giriş yapması,
- Vize muafiyeti bulunmuyorsa 90 günü aşmayan kalışlar için geçerli bir giriş vizesinin olması,
- Girişi yasaklanmış kişiler arasında bulunmaması.
Bu şartlara aykırı olarak Türkiye’ye yabancı sokulması, göçmen kaçakçılığı suçu olarak değerlendirilir.
Eğer yabancının ülkeye sokulması sırasında sahte belge kullanılmışsa, fail ayrıca resmî veya özel evrakta sahtecilik suçundan da (TCK m.212) sorumlu tutulur.
2. Yabancının Ülkede Kalmasına İmkân Sağlanması (TCK m.79/1-a)
Yabancıların Türkiye’de yasal şekilde kalabilmesi, belirli izin ve süre koşullarına bağlıdır.
6458 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca, Türkiye’de 90 günden fazla kalacak yabancıların ikamet izni alması zorunludur.
Bir yabancının bu izni almadan, maddi kazanç elde etme amacıyla ülkede kalmasına imkân tanımak, göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturur.
Bu eylemler, örneğin:
- Barınma veya konaklama yeri sağlamak,
- Gıda, içecek veya temel ihtiyaç temin etmek,
- Yakalanmamaları için gizlenmelerine yardımcı olmak,
şeklinde gerçekleşebilir.
Ancak insani gerekçelerle yapılan yardımlar —örneğin aç veya hasta birine geçici gıda, barınma veya tedavi imkânı sağlamak— maddi menfaat kastı bulunmadığı sürece göçmen kaçakçılığı sayılmaz.
Ayrıca, ülkeye yasal yollarla giriş yapmış fakat sürekli oturma izni henüz verilmemiş yabancıların, izin alınmadan ülkede kalmalarına imkân tanınması da aynı suç kapsamında değerlendirilir.
3. Türk Vatandaşı veya Yabancının Yurt Dışına Çıkmasına İmkân Sağlanması (TCK m.79/1-b)
Göçmen kaçakçılığının üçüncü seçimlik hareketi, kişilerin yurt dışına yasa dışı yollarla çıkarılmasına imkân tanımaktır.
6458 sayılı Kanun’a göre, Türkiye’den çıkışlar yalnızca önceden belirlenen çıkış kapılarından ve geçerli pasaportla yapılabilir.
Bu şartlara uymadan bir Türk vatandaşının veya yabancının ülke dışına çıkarılmasına aracılık edilmesi, göçmen kaçakçılığı suçu oluşturur.
Örneğin:
- Bir kişinin para karşılığı TIR dorsesinde yurtdışına çıkarılması,
- Sahte pasaportla havaalanından geçişinin sağlanması,
- Deniz yoluyla yasa dışı çıkış yapılmasına yardım edilmesi,
bu fiilin tipik örnekleridir.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Maddi Unsuru
Göçmen kaçakçılığı suçunun maddi unsuru, yasal olmayan yollarla insan hareketliliğine aracılık eden her türlü fiili kapsar. Bu unsur üç farklı şekilde ortaya çıkar:
- Yabancının ülkeye sokulması,
- Yabancının ülkede kalmasına imkân sağlanması,
- Türk veya yabancının yurt dışına çıkarılmasına yardım edilmesi.
Suç seçimlik hareketli bir suçtur; bu fiillerden birinin gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterlidir.
Aynı zamanda serbest hareketli bir suçtur; yani fiilin işlenme yöntemi suçun varlığı açısından önem taşımaz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kara, deniz ve hava sahaları “ülke” kavramı kapsamında değerlendirilir; bu sınırlar dışında yapılan eylemler suç kapsamına girmez.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Manevi Unsuru
Göçmen kaçakçılığı suçu, yalnızca kastla işlenebilen bir suçtur. Kanun metninde belirtilen “doğrudan veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etme amacı” özel kastı ifade eder.
Failin amacı menfaat sağlamak olmalıdır; menfaatin gerçekten elde edilip edilmemesi önemli değildir.
Örneğin, göçmenleri para karşılığı taşımak üzere anlaşıp henüz parayı almadan yakalanan kişi, suçu işlemiş sayılır.
Menfaatin failin kendisine değil, üçüncü bir kişiye sağlanması hâlinde de suç oluşur.
Kanun, taksirle işlenme hâlini düzenlemediğinden göçmen kaçakçılığı taksirle işlenemez (YCGK, 2019/378).
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Hukukî Niteliği
Göçmen kaçakçılığı, soyut tehlike suçu niteliği taşır. Bu nedenle suçun oluşması için göçmenlerin fiziksel bir zarar görmesi, ölmesi veya yaralanması gerekmez.
Failin eylemi, devletin göç düzenini ve sınır güvenliğini tehlikeye soktuğu anda suç tamamlanmış olur.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Cezası (TCK 79)
Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK’nın 79. maddesinde düzenlenmiş olup, bu fiili işleyen kişilere ciddi cezai yaptırımlar öngörülmüştür.
Suç, hem devletin sınır güvenliğini hem de uluslararası göç düzenini tehdit ettiği için ağır ceza yaptırımlarıyla karşılık bulur.
Temel Cezai Yaptırım
Doğrudan veya dolaylı biçimde maddi kazanç elde etme amacıyla;
- Bir yabancıyı yasal olmayan yollarla ülkeye sokan,
- Ülkede kalmasına imkân sağlayan veya
- Türk vatandaşı ya da yabancının yurtdışına çıkışını kolaylaştıran kişi,
beş yıldan sekiz yıla kadar hapis ve bin günden on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır (TCK m.79/1).
Bu ceza, hem suçun maddi hem de manevi ağırlığını yansıtmakta; failin eyleminin yalnızca bireysel değil, kamusal bir tehlike oluşturduğunu da ortaya koymaktadır.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Nitelikli Hâlleri
Göçmen kaçakçılığı suçu, bazı durumlarda daha ağır ceza gerektiren nitelikli şekillerde işlenebilir.
Bu haller, suçun toplumsal tehlike boyutunu artırdığı veya mağdurların zarar görme riskini yükselttiği için cezayı artırıcı etki doğurur.
1. Mağdurların Hayatı veya Onuru Bakımından Tehlike Oluşturması (TCK m.79/2)
Suçun, göçmenlerin hayatını tehlikeye sokacak biçimde veya onların onur kırıcı davranışlara maruz bırakılması suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarısından üçte ikisine kadar artırılır.
Bu hüküm, özellikle şu durumlarda uygulanır:
- Göçmenlerin kapalı veya havasız araçlarda taşınması,
- Denize elverişsiz teknelere bindirilmesi,
- Göçmenlere kötü muamelede bulunulması ya da insanlık dışı koşullarda barındırılması.
Amaç, insan onurunun korunması ve ölümle sonuçlanabilecek risklerin caydırıcı biçimde önlenmesidir.
2. Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi (TCK m.79/3)
Göçmen kaçakçılığı suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, ceza yarısına kadar artırılır.
Bu hüküm, suça iştirak eden fail sayısının artmasının suçun organizasyon boyutunu güçlendirdiği düşüncesine dayanır.
3. Suçun Bir Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi (TCK m.79/3)
Eğer göçmen kaçakçılığı, örgütlü bir yapı içerisinde veya bir suç örgütünün faaliyeti kapsamında işlenmişse, ceza yarısından bir katına kadar artırılır.
Bu düzenleme, uluslararası düzeyde faaliyet gösteren organize suç gruplarına karşı caydırıcı bir önlem niteliğindedir.
4. Tüzel Kişiler Hakkında Güvenlik Tedbirleri (TCK m.79/4)
Göçmen kaçakçılığı suçu, bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmişse, ilgili tüzel kişi hakkında güvenlik tedbirleri uygulanır.
Bu tedbirler arasında:
- Faaliyetten men,
- İzne dayalı hakların iptali,
- Belirli süreyle işyeri kapatma gibi yaptırımlar bulunabilir.
Amaç, bu tür suçların şirket, dernek veya başka tüzel kişiliklerin bünyesinde işlenmesini önlemektir.
5. Göçmen Kaçakçılığı Suçuna Teşebbüs
TCK m.79’un son fıkrası, teşebbüs hâlinde dahi suçun tamamlanmış gibi cezalandırılacağını açıkça düzenlemiştir.
Yani fail, eylemini henüz tamamlayamadan yakalansa bile, suçun toplumsal tehlikesi ve amacı dikkate alınarak tam ceza uygulanır.
Örneğin, göçmenleri yasa dışı yollardan yurtdışına çıkarmaya çalışırken, araç hareket etmeden yakalanan fail, tamamlanmış göçmen kaçakçılığı suçundan sorumlu tutulur.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunun Cezasında Erteleme, HAGB ve Para Cezası Uygulanabilir mi?
Göçmen kaçakçılığı suçu, ağır yaptırımlar öngören bir suç tipi olduğundan, hükmedilen hapis cezası adlî para cezasına çevrilemez.
Ayrıca:
- Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilmesi mümkün değildir.
- Cezanın ertelenmesi de kanunen uygulanamaz.
Bu yasaklar, suçun kamu düzeni üzerindeki etkisi ve caydırıcılık amacıyla getirilmiştir.
Dolayısıyla mahkeme, bu suç yönünden herhangi bir şekilde cezayı hafifletici muhakeme tedbiri uygulayamaz.
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti Suçu Arasındaki Farklar
Göçmen kaçakçılığı suçu ile insan ticareti suçu çoğu zaman birbirine karıştırılsa da, bu iki suç tipi arasında hem hukuki nitelik hem de amacı bakımından önemli farklar bulunmaktadır. Her iki suç da bireylerin yasa dışı biçimde bir yerden başka bir yere taşınmasını konu edinir, ancak bu eylemlerin arkasındaki amaç, mağdurun rızası ve devam eden sömürü biçimi tamamen farklıdır.
1. Suçun İşlenme Amacı Bakımından Fark
- İnsan ticareti suçu (TCK m.80), kişilerin zorla çalıştırılması, fuhuş yaptırılması, esarete tabi tutulması veya organlarının alınması gibi sömürü amaçlı fiillerle işlenir.
- Göçmen kaçakçılığı suçu (TCK m.79) ise yalnızca doğrudan veya dolaylı maddi menfaat elde etme amacıyla işlenir.
Dolayısıyla insan ticareti, süreklilik arz eden bir sömürü ilişkisini hedeflerken, göçmen kaçakçılığı tek seferlik maddi kazanç elde etmeyi amaçlar.
2. Mağdurun Rızası Açısından Fark
- Göçmen kaçakçılığı suçunda mağdur, çoğu zaman kendi rızasıyla hareket eder. Türkiye’ye girmek veya Türkiye’den ayrılmak isteyen göçmen, failin yardımını bilerek kabul eder.
- İnsan ticareti suçunda ise mağdurun rızası yoktur veya hile, cebir, tehdit gibi yollarla iradesi sakatlanmıştır.
Bu nedenle göçmen kaçakçılığı mağdurun kendi iradesiyle işbirliği yaptığı bir fiilken, insan ticareti mağdurun iradesinin tamamen bastırıldığı bir sömürü suçudur.
3. Sömürü Unsuru Bakımından Fark
Göçmen kaçakçılığı suçu, taşıma veya ülkeye sokma eylemiyle tamamlanır; sömürü devam etmez.
Buna karşılık insan ticareti suçunda, mağdurun taşınması sonrasında da sömürü süreci devam eder. Fail, mağduru ekonomik, cinsel veya fiziksel olarak sömürmeye devam eder.
Bu fark, iki suçun toplumsal etkisini ve ceza politikasındaki ağırlığını da belirler.
4. Suçun Mağduru ve Toplumsal Zarar Alanı
Göçmen kaçakçılığında mağdur, esasen göçmen olup fiile rızası bulunduğundan bireysel zarar sınırlıdır. Ancak bu suçun toplumsal etkisi, devletin sınır güvenliği ve kamu düzeni üzerindedir.
İnsan ticareti suçunda ise mağdur doğrudan sömürülen bireydir; suç, insan onuruna ve kişisel özgürlüklere yöneliktir.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Şikayet, Uzlaşma ve Zamanaşımı
Göçmen kaçakçılığı suçu, şikayete tabi bir suç değildir.
Bu nedenle mağdurların şikâyetçi olmaması ya da sonradan şikâyetten vazgeçmesi, kamu davasının düşmesine yol açmaz. Cumhuriyet savcılığı, suçu resen (kendiliğinden) soruşturur.
Uzlaşma
Göçmen kaçakçılığı suçu, uzlaşmaya tabi suçlar arasında yer almaz.
Dolayısıyla taraflar, uzlaştırmacı aracılığıyla anlaşsalar bile bu durum davayı ortadan kaldırmaz. Suçun kamu düzenine ilişkin olması, uzlaşmayı dışarıda bırakmıştır.
Zamanaşımı Süresi
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir sürede dava açılmaması veya dava sonuçlanmaması durumunda, kamu davasının düşmesine neden olur.
Göçmen kaçakçılığı suçu için olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Bu süre dolmadıkça, savcılık her zaman soruşturma başlatabilir veya kovuşturma yapabilir.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Yargılama ve Görevli Mahkeme
Göçmen kaçakçılığı suçu, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş bir asliye ceza mahkemesi görevi kapsamındaki suçtur.
Dolayısıyla bu suçla ilgili davalara asliye ceza mahkemeleri bakar.
Mahkeme, suçu değerlendirirken failin eylem biçimini, elde edilmek istenen menfaatin niteliğini ve suçun nitelikli hâllerini dikkate alarak cezayı belirler.
Yargılama sürecinde, göçmenlerin ifadeleri, kolluk raporları, delil tespit tutanakları ve sınır güvenlik kayıtları önemli delil kaynaklarını oluşturur.
Göçmen Kaçakçılığı Suçu ile İlgili Uygulamada Önemli Noktalar
- Suçun teşebbüs aşamasında kalması hâlinde bile fail, tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
- Maddi menfaatin fiilen sağlanması gerekmez; bu yönde hareket etmek yeterlidir.
- İnsani gerekçelerle yardım eden kişiler suçun faili sayılmaz.
- Göçmen kaçakçılığı, soyut tehlike suçu olduğundan göçmenlerin zarar görmesi aranmaz.
- Suçun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi hâlinde ceza yarısından bir katına kadar artırılır.
Bu hususlar, uygulamada suçun nitelendirilmesi ve cezalandırılmasında en çok tartışılan konular arasındadır.
Sonuç
Göçmen kaçakçılığı suçu, devletin sınır güvenliği, kamu düzeni ve insan onurunun korunması açısından Türk Ceza Hukuku’nun en önemli düzenlemelerinden biridir.
TCK’nın 79. maddesi, yalnızca kazanç amacıyla yapılan yasa dışı göç hareketlerini değil, aynı zamanda insan hayatını tehlikeye atan organizasyonları da cezalandırır.
Bu nedenle göçmen kaçakçılığı, ulusal güvenlik ve uluslararası hukuk açısından hem önleyici hem caydırıcı bir suç tipidir.
Göçmen Kaçakçılığı Suçu Yargıtay Kararları
Bu bölümde göçmen kaçakçılığı suçu bakımından Yargıtay’ın içtihatları konu başlıkları altında özgünleştirilmiş biçimde sunulmaktadır. Her alt başlıkta, kararın hukuki sonucu, dayanak normlar ve somut olayın iskeleti özetlenerek göçmen kaçakçılığı suçu uygulamasının sınırları açıklığa kavuşturulmuştur.
Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Zincirleme Suç Hükümleri
Kısa Özet
Yargıtay’a göre göçmen kaçakçılığı suçu’nda korunan hukuki yarar uluslararası toplum düzenidir; göçmenler suçun yasal mağduru değil, konusudur. Bu nedenle birden fazla kişiyle anlaşma yapılmış olsa dahi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması her olayda mümkün değildir. Aksi değerlendirmeler fazla ceza tayinine yol açar.
İçtihat
Korunan hukuki yararın yanlış nitelendirilmesiyle, sanık hakkında birden fazla göçmenin çıkışı konusunda anlaşma bulunduğu gerekçesiyle TCK 43/2 uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/28).
Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Elkoyma Yetkisi
Bu başlık, göçmen kaçakçılığı suçu soruşturmalarında elkoyma kararını vermeye yetkili merciin tespiti bakımından CMK’nın ilgili hükümlerini özetler. Suçta kullanılan araçlara elkoyma ile suçtan elde edilen değerlere elkoyma ayrımı, görevli mahkemeyi belirler.
Elkoyma Kararı Vermeye Yetkili ve Görevli Mahkeme
Kısa Özet
CMK 123 ve devamı maddeler, ispat aracı veya müsadere konusu değerlere elkoymayı düzenler. Soruşturmada genel elkoyma kararları Sulh Ceza Hâkimliğince verilir; ancak suçtan elde edilen değerlere elkoymada görev Ağır Ceza Mahkemesindedir. Suçta kullanıldığı iddia edilen araç söz konusuysa, CMK 128’in uygulama yeri yoktur.
İçtihat
Somut olayda savcılığın araç yönünden elkoyma talebinde “suçtan elde edilen değer” söz konusu olmadığından, CMK 123 ve 127/1 uyarınca karar mercii Sulh Ceza Hâkimliğidir; Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik yaklaşımı isabetlidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/4209).
Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Teşebbüs ve Cezalandırma
Göçmen kaçakçılığı suçu, TCK 79 gereği teşebbüs aşamasında kalsa dahi tamamlanmış suç gibi cezalandırılır. Nitelikli hâllerin uygulanabilmesi için fail ile gerçekleşen netice arasında illiyet ve uygun tehlike şartları aranır.
Göçmen Kaçakçılığı Suçuna Teşebbüs ve Cezası
Kısa Özet
Teşebbüste dahi TCK 79/1’in son cümlesi uyarınca tamamlanmış suçun yaptırımı uygulanır. Ancak TCK 79/2’deki artırıma konu tehlike veya onur kırıcı muamele bakımından illiyet bağının sanığın eylemine dayanması gerekir. Başka faillerin sonraki eylemlerinden sanığın sorumluluğu ayrık değerlendirilir.
İçtihat
Sanığın mağdurları ayarlayıp örgütleyen rolü göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturmakla birlikte, ölüm ve boğulma tehlikesi doğuran olaylar sanığın tesliminden sonra başka kişilerce gerçekleştiğinden, TCK 79/2-a artırımı için yeterli delil bulunmadığı hâlde fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/3863).
Ülkede Kalmaya İmkân Sağlama ve Delil İncelemesi
Göçmen kaçakçılığı suçunun seçimlik hareketlerinden “ülkede kalmaya imkân sağlama”, barındırma ve yer temin etme gibi fiilleri kapsar. Bu tür dosyalarda iletişim/baz kayıtları gibi teknik deliller önem taşır.
Yer Temin Etme ve Barındırma Suretiyle Kalışa İmkân Sağlama
Kısa Özet
Evin geçici barınmaya tahsis edilmesi, ihbar anında inkâr, maddi menfaat beyanının olmaması gibi unsurlar tek başına yeterli görülmeyebilir. Teknik incelemelerle irtibat, koordinasyon ve menfaat ilişkisi aydınlatılmalıdır. Eksik araştırma beraat veya mahkûmiyet hatalarına yol açar.
İçtihat
Sanığın telefonuna ilişkin baz verileri ve göçmenlerle muhtemel irtibatının araştırılması gerekirken eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/49).
Göçmen İşçi Çalıştırma ve Delil Standardı
Bu başlık, göçmen kaçakçılığı suçu isnatlarında göçmenlerin ülkeye sokulması veya ülkede kalmasına imkân sağlandığına ilişkin ispat yükü ve menfaat temini iddialarının delil standardını açıklar.
Göçmen İşçi Çalıştırma ve Göçmen Kaçakçılığı Suçunda Delil
Kısa Özet
Sanığın göçmenleri ülkeye soktuğu, ülkede kalmalarına imkân sağladığı veya bu suçlara iştirak/yardım ettiği hususunda, menfaat temini de dâhil, her türlü şüpheden uzak delil şarttır. Aksi hâlde mahkûmiyet kurulamaz.
İçtihat
Göçmenlerin yakalanması anındaki durum, sanığın savunması ve dosya kapsamı göçmen kaçakçılığı suçu yönünden kesin ve inandırıcı delil oluşturmadığından, mahkûmiyet yerine beraat gerekir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Karar: 2014/7524).
Yakın Akrabaların Yurtdışına Taşınması
Göçmen kaçakçılığı suçu’nda maddi menfaat kastı belirleyicidir. Akrabalık ilişkisi tek başına suçun maddi menfaat unsurunu ispat etmez.
Yakın Akrabaların Yurtdışına Taşınması ve Suçun Unsurları
Kısa Özet
Sanığın kayınbiraderi veya akrabasını yurt dışına götürmeye çalışması, menfaat saiki ortaya konmadıkça TCK 79 kapsamındaki özel kastı kanıtlamaz. Mahkûmiyet için maddi menfaat amacı, her türlü şüpheden uzak biçimde ispatlanmalıdır.
İçtihat
“Doğrudan veya dolaylı maddi menfaat”e dair kesin delil bulunmadığından, beraat yerine mahkûmiyet kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Karar: 2014/4908).
Yabancı Ülkedeki Mahkûmiyet ve Türkiye’de Yargılama
Göçmen kaçakçılığı suçu’nda mülkilik ilkesi ve TCK 8, 9 ve 16 uyarınca, yabancı ülkedeki mahkûmiyet Türkiye’de yeniden yargılamaya engel değildir; mahsup kuralları uygulanır.
Yurtdışına Göçmen Çıkarma Nedeniyle Başka Ülkede Mahkûmiyet
Kısa Özet
Fiilin Türkiye yönü (örneğin çıkış anı) itibarıyla suç Türkiye’de işlenmiş sayılabilir. Yabancı mahkûmiyet, Türkiye’de kovuşturmaya engel olmaz; ancak TCK 16 gereği yurt dışında geçen gözaltı/tutukluluk/hükümlülük süreleri cezadan mahsup edilir.
İçtihat
Sanığın Yunanistan’da mahkûmiyeti Türkiye’de yargılamaya engel değildir; dosya getirtilip tüm delillerle birlikte değerlendirilerek hüküm kurulmalı ve TCK 16 uyarınca mahsup yapılmalıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/31; 2015/48).
Resmî Belgede Sahtecilik ile Göçmen Kaçakçılığı İlişkisi
Göçmen kaçakçılığı suçu ile resmî belgede sahtecilik farklı suç tipleridir; her birinin unsurları ayrı ayrı ortaya konulmalıdır.
Resmî Belgede Sahtecilik ve Göçmen Kaçakçılığı
Kısa Özet
Göçmen kaçakçılığından mahkûmiyet, resmî belgede sahtecilik yönünden otomatik delil teşkil etmez. Sahte plaka/belge düzenlemesinin faille bağlantısı somut delillerle tartışılmalıdır.
İçtihat
Sanıkların göçmen kaçakçılığı mahkûmiyeti, sahtecilik suçunun unsurlarını doğrudan karşılamadığından; sahte belge/plakanın ne şekilde oluşturulup kullanıldığı somut delillerle karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması isabetsizdir (Yargıtay 21. Ceza Dairesi – Karar: 2016/7457).
Türkiye Dışında Başka Ülkeye Göçmen Götürme
TCK 79, göçmen kaçakçılığı suçunu Türkiye’ye sokma, Türkiye’de kalışa imkân verme veya Türkiye’den çıkışı sağlama seçimlik hareketleriyle sınırlar.
Türkiye Dışında Bir Ülkeden Başka Bir Ülkeye Göçmen Götürmek
Kısa Özet
Failin eylemi yalnızca yabancıları Yunanistan’dan Avrupa’nın başka ülkelerine taşımak ise ve Türkiye bağlantısı yoksa, TCK 79 kapsamına girmez. Uygulama ülkesellik ve seçimlik hareket sınırlarıyla bağlıdır.
İçtihat
Yunanistan’dan alınan yabancıların Avrupa’nın diğer ülkelerine götürülmesi eylemi, Türkiye’ye sokma/kalışa imkân verme/Türkiye’den çıkış sağlama kapsamında olmadığından TCK 79’u oluşturmaz; mahkûmiyet yerine beraat gerekir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – Karar: 2013/3031).
Göçmen Kaçakçılığında Olası Kastla İnsan Öldürme
Göçmen kaçakçılığı suçu sürecinde kalabalık, elverişsiz ve güvensiz taşıma koşulları ölüm/yaralanma neticelerine yol açabilir; bu durumda olası kast değerlendirmesi gündeme gelebilir.
Olası Kast – Bilinçli Taksir Ayrımı ve Uygulama
Kısa Özet
Olası kastta fail, neticenin muhtemel olduğunu öngörür ve kabullenerek hareket eder; bilinçli taksirde ise neticeyi bilseydi hareket etmeyecektir. Tehlikeli deniz yolculuğu, aşırı sayıda yolcu ve güvenlik ekipmanı eksikliği gibi faktörler olası kastı destekleyebilir.
İçtihat
Eski ve aşırı yüklü tekneyle gece vakti, can güvenliği tedbirleri olmaksızın yola çıkılması sonucu çok sayıda ölüm ve yaralanma gerçekleşmesi nedeniyle sanıkların eylemleri “olası kastla öldürme” ve “olası kastla yaralama” kapsamında değerlendirilmelidir; taksirle öldürme kabulü hatalıdır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2021/5660).
Kaçak Göçmen Çalıştırma ve Ülke İçinde Seyahate Aracılık
Göçmen kaçakçılığı suçu kapsamında, kaçak işçi çalıştırma ve ülke içinde sevke aracılık, menfaat teminiyle birleştiğinde “ülkede kalmaya imkân sağlama” fiilini oluşturabilir.
Kaçak Göçmen Çalıştırma ve Seyahat Etmeye Aracı Olma
Kısa Özet
İşverenin kayıt dışı çalıştırma, sigorta/vergi yükümlülüklerinden kaçınma, sınır dışı edilme korkusuyla hak arama engeli gibi hususlardan doğrudan/dolaylı menfaat sağlaması, TCK 79/1-a kapsamında göçmen kaçakçılığı suçu oluşumuna yol açabilir. Kabahatler Kanunu ile fikri içtima ilişkisi gözetilir.
İçtihat
Afganistan uyruklu göçmeni çalıştırma ve ülke içinde bir yerden başka yere götürmeye aracılık suretiyle menfaat sağlandığından TCK 79/1-a kapsamında suç tüm unsurlarıyla oluşur; ayrıca kabahat yönünden ayrıca yaptırım uygulanmaz (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/33116 E., 2022/20539 K.).
Onur Kırıcı Muamele ve Cezada Artırım
Göçmen kaçakçılığı suçu mağdurlarının yaşam ve insan onuru bakımından tehlikeye maruz bırakılması, TCK 79/2 kapsamında cezada artırım nedenidir.
Onur Kırıcı Muameleye Maruz Bırakma
Kısa Özet
Yaşamaya elverişsiz depo, “balık istifi” taşıma, kapasitenin çok üzerindeki sayıda göçmenin dar/uygunsuz araçlarla sevki gibi durumlar, onur kırıcı muameleyi gösterebilir. Bu hâllerde temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak ve nitelikli hâl uygulanarak belirlenmelidir.
İçtihatlar
- Üç gün uygun olmayan depoda “balık istifi” tutulan göçmenler yönünden TCK 79/2-b değerlendirmesi yapılması gerekir; ancak aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamamıştır (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/18691 E., 2022/18487 K.).
- Beş koltuklu araçta 17 göçmenin taşınması, mesafe ve kapasite dikkate alındığında, onur kırıcı muamele içinde işlendiğinin kabulü isabetlidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2024/7236 E., 2024/13924 K.).
Son Değerlendirme
Göçmen kaçakçılığı suçu, uluslararası ve ulusal düzeyde ciddi insani sonuçlar doğurabilen bir suç tipidir. Uygulayıcıların, suçun konusu durumundaki göçmenleri korumaya dönük mekanizmaları işletmesi ve özellikle çocukların mağduriyetini önleyen tedbirleri alması gerekmektedir.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün