İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçu Nedir? (TCK 153)
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, kutsal sayılan mekânlar ile bu alanların eklenti ve eşyalarına karşı gerçekleştirilen zarar verme fiillerini cezalandıran bir malvarlığı suçudur. Türk Ceza Kanunu’nun 153. maddesinde, bu suç “Malvarlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Bu düzenleme, kişilerin inanç özgürlüğü kapsamında kutsal alanlara saygı gösterilmesini ve toplum vicdanında manevi değeri bulunan yerlerin korunmasını amaçlar.
İbadethanelere Zarar Verme Suçu
İbadethanelere zarar verme suçu, cami, kilise, sinagog gibi dinî ibadet yerlerine ya da bu yapıların eklentilerine (örneğin tuvalet, dernek odası, çay ocağı gibi) zarar verilmesi suretiyle işlenir. Aynı şekilde bu alanlarda bulunan eşyaların tahrip edilmesi veya yok edilmesi de suçun konusunu oluşturur. Bu fiil, yalnızca fiziki zarar verme şeklinde değil, aynı zamanda ibadet alanının kullanımını engelleyecek davranışlarla da ortaya çıkabilir.
Mezarlıklara Zarar Verme Suçu
Mezarlıklara zarar verme suçu, toplumun saygı duyduğu defin alanlarına veya bu alanlarda yer alan yapılara zarar verilmesiyle oluşur. Mezar taşlarının, mezar üzerindeki yapıların, mezarlık içindeki tesislerin veya mezarlığın korunması için yapılan yapıların tahrip edilmesi, bozulması ya da kirletilmesi bu suçun kapsamına girer. Mezarlıkların sadece fiziksel bütünlüğü değil, manevi değeri de kanun tarafından korunmaktadır.
Suçun Hukuki Niteliği
Türk Ceza Kanunu’nun 153. maddesi, mala zarar verme suçunun özel bir görünüm biçimi niteliğindedir. Ancak ibadethaneler ve mezarlıklar, toplumsal ve manevi değerleri nedeniyle özel koruma altına alınmıştır. Dolayısıyla, bu suçun işlenmesi hâlinde fail, yalnızca mala zarar verme değil, aynı zamanda toplumun kutsal saydığı alanlara saldırı fiilinden de sorumlu tutulur.
Suçun İşlenme Şekilleri (Seçimlik Hareketler)
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, kanunda belirtilen aşağıdaki seçimlik hareketlerden herhangi biriyle işlenebilir:
- Yıkmak suretiyle,
- Bozmak suretiyle,
- Kırmak suretiyle,
- Kirletmek suretiyle.
Bu fiillerden biriyle dahi suç tamamlanmış sayılır. Failin amacı veya kastı, ibadethaneye ya da mezarlığa zarar vermeye yöneldiği anda suç oluşur.
Suçun Nitelikli Hali
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme fiilleri, ilgili dini inanışı benimseyen toplumu aşağılamak veya küçük düşürmek amacıyla işlenmişse suç nitelikli hâle gelir. Bu durumda, failin cezası artırılır. Örneğin, bir sinagogda ibadet esnasında kullanılan dini bir sembol olan kipa üzerine hakaret amacıyla işemek gibi bir eylem, suçu nitelikli hale dönüştürür. Burada korunan hukuki değer yalnızca mülkiyet değil, aynı zamanda inanç özgürlüğüne ve toplumsal barışa duyulan saygıdır.
İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçunun Cezası (TCK 153)
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, kutsal alanlara, bunların eklentilerine veya mezarlık yapılarına karşı gerçekleştirilen tahrip, bozma, kırma ya da kirletme fiillerine cezai yaptırım öngörmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 153. maddesi, bu fiilleri toplumun manevi değerlerine saldırı olarak nitelendirmiş ve failin cezalandırılmasını hükme bağlamıştır.
Temel Cezalar
Kanun, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme fiillerini işleme biçimine göre iki temel ceza öngörmüştür:
- Yıkmak, bozmak veya kırmak suretiyle zarar verme durumunda; fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası uygulanır (TCK m.153/1).
Bu hüküm, hem ibadethaneleri hem de mezarlıkları, bunların eklentilerini ve içlerinde bulunan eşyaları kapsamaktadır. - Kirletmek suretiyle zarar verme halinde ise, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanır (TCK m.153/2).
Bu fiil, diğer seçimlik hareketlere göre daha hafif nitelikte görüldüğü için ceza oranı da daha düşüktür.
Nitelikli Hallerde Cezanın Artırımı
Eğer bu fiiller, ilgili dini inancı benimseyen toplum kesimini aşağılamak amacıyla işlenmişse, kanun cezayı ağırlaştırmıştır. Bu durumda, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır (TCK m.153/3).
Bu hüküm, ibadethane veya mezarlıkların kutsallığına yönelen eylemlerde dini saiklerle yapılan tahkirin toplum barışını bozma tehlikesi taşıdığı düşüncesine dayanmaktadır.
Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu nedeniyle verilen hapis cezaları, bazı hâllerde alternatif yaptırımlara çevrilebilir. Bu husus, failin kişisel özellikleri, sabıkasız oluşu veya suçun işleniş biçimi gibi unsurlar dikkate alınarak hâkim tarafından değerlendirilir.
Adli Para Cezasına Çevirme
Türk Ceza Kanunu uyarınca, kısa süreli hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir.
Bu suç bakımından, TCK m.153 gereğince alt sınırdan hükmedilen hapis cezası, mahkemenin takdiriyle adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Ancak bu çevrime gidilmesi, failin pişmanlığı, suçun ağırlığı ve zararın giderilmesi gibi kriterlere bağlıdır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanık hakkında hükmolunan cezanın belirli bir denetim süresi boyunca sonuç doğurmamasını sağlayan bir ceza muhakemesi kurumudur. Denetim süresi sonunda sanığın yükümlülüklere uygun davranması hâlinde, açıklanmayan hüküm ortadan kaldırılır ve dava düşer.
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu yönünden de, koşulları oluştuğu takdirde HAGB kararı verilebilir.
Cezanın Ertelenmesi
Ceza ertelenmesi, verilen hapis cezasının infazının belirli şartlar altında ertelenmesi anlamına gelir. Failin sabıkasız olması, yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması ve suçun niteliği gibi hususlar dikkate alınır.
Bu nedenle, TCK m.153 kapsamında hükmolunan hapis cezaları için de cezanın ertelenmesi mümkündür. Böylece fail, cezaevine girmeden belirlenen şartlar altında topluma yeniden kazandırılabilir.
Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, kamu düzenini ve toplumun manevi değerlerini koruyan bir suç türü olup, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle soruşturma ve kovuşturma aşamaları, herhangi bir kişinin şikayetine bağlı olmaksızın Cumhuriyet savcılığı tarafından resen yürütülür.
Şikayet Şartı ve Soruşturma Usulü
Bu suçun oluşması için mağdurun şikayette bulunması gerekmez. Savcılık, suçun işlendiğine dair herhangi bir ihbar veya delil elde ettiğinde kendiliğinden soruşturma başlatabilir.
Dolayısıyla, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu bakımından şikayet süresi bulunmamaktadır. Suçun işlendiği öğrenildikten sonra, savcılık resen harekete geçer ve gerekli deliller toplanır.
Ayrıca, kamu davasına katılan kişinin sonradan şikayetten vazgeçmesi de davayı düşürmez. Çünkü bu suç, kişisel haklara değil, doğrudan toplumsal değerlere ve kamu düzenine karşı işlenmiş bir fiildir.
Uzlaşma Kapsamı
Uzlaşma, fail ile mağdur arasında uzlaştırmacı aracılığıyla gerçekleştirilen bir anlaşma sürecidir. Ancak, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu uzlaşma kapsamında değildir.
Bu nedenle taraflar arasında uzlaşma sağlansa bile, kamu davası açılmışsa yargılama devam eder. Bu durum, suçun kamusal nitelikte olmasından ve dini, kültürel değerlere yönelmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Dava Zamanaşımı Süresi
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre geçmesine rağmen davanın açılmaması veya açıldıktan sonra kanuni sürede sonuçlandırılmaması hâlinde ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçunda, suçun temel şekline ilişkin olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Bu süre, Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca belirlenir ve suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Zamanaşımı süresi dolduğunda, artık fail hakkında ceza davası açılamaz veya açılmış dava düşürülür.
Suçun Resen Takibi ve Kamu Yararı
Bu suç, yalnızca mağdurun malvarlığına değil, aynı zamanda toplumun manevi değerlerine zarar verdiği için kamu davası niteliği taşır. Bu sebeple, savcılık makamı suçu öğrendiği anda derhal harekete geçer.
Toplumsal barışın korunması açısından, bu suçun yargılanmasında bireysel menfaatten ziyade kamu yararı esas alınır. Bu da suçu, şikayete bağlı diğer mala zarar verme suçlarından ayıran temel özelliktir.
İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçunda Görevli Mahkeme
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, nitelik itibariyle malvarlığına karşı işlenmiş bir suçtur. Bu nedenle, bu suça ilişkin yargılama yetkisi asliye ceza mahkemesine aittir.
Görevli Mahkemenin Belirlenmesi
Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m.153) düzenlenen bu suçun yaptırımı, üst sınırı dört yılı aşmayan hapis cezası olduğundan, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) hükümlerine göre görevli mahkeme asliye ceza mahkemesi olarak belirlenmiştir.
Bu mahkemeler, genel yetkili ceza mahkemeleri olup, ağır ceza mahkemesinin görev alanına girmeyen tüm suçlara bakmakla yükümlüdür.
Yargılamanın Usulü
Bu tür davalarda soruşturma aşaması Cumhuriyet savcılığı tarafından yürütülür.
Savcılık, yeterli şüpheye ulaştığında iddianame düzenleyerek dosyayı görevli asliye ceza mahkemesine gönderir.
Mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra duruşma gününü belirler ve tarafları usulüne uygun şekilde davet eder.
Duruşmada, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve taraf beyanlarının alınmasıyla birlikte hüküm aşamasına geçilir.
Yargılama Sonuçları ve Hüküm
Yargılama sonunda mahkeme, sanığın suçu işlediğini sabit görürse TCK m.153 uyarınca hapis veya adli para cezasına hükmeder.
Eğer suçun dini tahkir amacıyla işlendiği tespit edilirse, nitelikli hal uygulanarak ceza üçte bir oranında artırılır.
Buna karşılık, sanığın kastının bulunmaması, zararın giderilmesi veya failin pişmanlık göstermesi gibi durumlar hâkim tarafından lehe takdir nedeni olarak değerlendirilir.
Yetki Kuralları
Yetki bakımından, suçun işlendiği yer mahkemesi davaya bakmakla yetkilidir.
Eylem birden fazla yerde sonuç doğurmuşsa, fiilin işlendiği yer mahkemesi veya zarar gören ibadethanenin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olur.
Bu düzenleme, CMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine dayanır ve yargılamada hukuki güvenliği sağlamayı amaçlar.
İbadethanelere ve Mezarlıklara Zarar Verme Suçu Yargıtay Kararları
İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, uygulamada en çok camilere, mezarlıklara veya bunların eklentilerine yönelik tahrip, kırma ve kirletme fiilleriyle gündeme gelmektedir. Yargıtay kararları, bu suçun nitelendirilmesinde TCK m.153 hükmünün doğru şekilde uygulanmasının önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Aşağıda, bu suça ilişkin seçilmiş Yargıtay kararları özgün biçimde aktarılmıştır.
Cami Eklentisine Zarar Verme Suçu
Suça sürüklenen çocuğun, caminin avlusunda yer alan ve caminin eklentisi niteliğinde bulunan Cami Koruma Derneği’ne ait camı kırdığı tespit edilmiştir.
Yargıtay’a göre bu eylem, TCK m.153/1 kapsamında ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu oluşturur.
Ancak yerel mahkemenin, eylemi yanlış nitelendirerek TCK m.152/1-a uyarınca nitelikli mala zarar verme suçu kapsamında değerlendirmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
➡️ Yargıtay 2. Ceza Dairesi, Karar: 2017/6444.
Caminin Kapısını Kırarak İbadethaneye Zarar Verme
Sanığın, ibadethane olarak kullanılan caminin kapısını kırmak suretiyle zarar verdiği olayda, Yargıtay bu fiilin açıkça TCK m.153 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Mahkemenin, eylemi “nitelikli mala zarar verme” suçu olarak nitelendirmesi doğru bulunmamış, hüküm bu nedenle bozulmuştur.
➡️ Yargıtay 2. Ceza Dairesi, Karar: 2017/5562.
Cami Tuvaletinin Kapısını Kırmak Suretiyle Zarar Verme
Olayda, sanıkların alkollü oldukları sırada caminin tuvalet kapılarını kırarak zarar verdikleri tespit edilmiştir.
Dosya kapsamındaki tanık beyanları, olay yeri tutanağı ve diğer delillere göre fiilin sanık tarafından işlendiği sabit görülmüş; mahkemenin bu kabulünde isabetsizlik bulunmadığına hükmedilmiştir.
➡️ Yargıtay 15. Ceza Dairesi, Karar: 2016/711.
Mezarlıklara Zarar Verme Suçu
Sanıkların, kendi ailelerine ait mezar alanlarının sınırlarına taşan katılanın aile büyüğüne ait mezar duvarını yıkmaları üzerine haklarında dava açılmıştır.
Yargıtay, olayda suçun unsurlarının oluşmadığını, fiilin ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu kapsamına girmediğini belirterek beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Yerel mahkemenin “ceza verilmesine yer olmadığı” yönündeki kararı hukuka aykırı bulunmuştur.
➡️ Yargıtay 23. Ceza Dairesi, Karar: 2015/7426.
Camiye Kirletme Yoluyla Zarar Verme
Suça sürüklenen çocuğun, cami pencere camını kırdıktan sonra içeri girip yangın tüpü sıkarak, sigara içip izmaritleri halıya atmak ve etrafı dağıtmak suretiyle ibadethaneyi kirlettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay, bu fiilin TCK m.153 kapsamında ibadethanelere zarar verme suçu oluşturduğunu vurgulamış; yerel mahkemenin “kamu malına zarar verme” hükmünü hatalı bulmuştur.
➡️ Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Karar: 2019/8973.
İbadethanelere Zarar Verme ile Mala Zarar Verme Suçu Arasındaki Fark
Hukuki Düzenlemeler Arasındaki Fark
Türk Ceza Kanunu’nun 152. maddesi, kamu kurumlarına veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yerlere verilen zararları nitelikli mala zarar verme suçu olarak tanımlar.
Buna karşılık, 153. madde ise ibadethaneler, mezarlıklar ve bunların eklentilerine yönelik zararları ayrıca düzenlemiştir.
Bu nedenle, fiil ibadethane veya mezarlığa yönelmişse TCK m.153 uygulanmalıdır; genel mala zarar verme hükümleri değil.
Yargıtay’ın Görüşü
Yargıtay içtihatlarına göre, temyiz incelemesinde suç vasfında hata tespit edilirse hükmün bozulması gerekir.
Aksi halde, benzer fiillerin ülke genelinde farklı nitelendirilmesi hukuk güvenliğini zedeler ve eşitlik, adalet ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık oluşturur.
Bu durum, aynı eylemi işleyen kişiler arasında farklı sonuçlar doğmasına, örneğin bazı sanıkların daha ağır hak yoksunluklarına maruz kalmasına neden olabilir.
Dolayısıyla, suçun niteliği doğru belirlenmeli ve TCK m.153 doğru biçimde uygulanmalıdır.
Somut Olay Üzerinden Uygulama
Somut olayda sanığın, caminin imam odası ile ezan okuma odasının kapısına zarar verdiği tespit edilmiştir.
Yerel mahkeme, bu fiili kamu malına zarar verme (TCK m.152/1-a) olarak değerlendirerek hüküm kurmuştur.
Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu, bu eylemin ibadethanelere zarar verme suçu kapsamında olduğunu belirterek kararı bozmuştur.
Bu değerlendirmede, ibadethanenin dini işlevi ve toplum nezdindeki kutsallığı esas alınmıştır.
➡️ Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Karar: 2013/233.
Cezaların Lehe Değerlendirilmesi
Yargıtay ayrıca, TCK m.153 kapsamında öngörülen cezanın, kamu malına zarar verme suçuna göre daha düşük üst sınıra sahip olduğunu belirtmiştir.
Bu nedenle, suçun ibadethane veya mezarlığa yönelik olması durumunda, sanık lehine daha hafif cezai yaptırım uygulanabilecektir.
Bu husus, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan lehe hükmün uygulanması (TCK m.7/2) kuralı gereğidir.
Sonuç
Yargıtay’ın istikrar kazanmış kararlarına göre, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme suçu, yalnızca mülkiyet hakkını değil, toplumun inanç ve saygı değerlerini de koruma amacı taşır.
Bu nedenle, fiilin işlendiği yerin dini niteliği veya mezarlık olması hâlinde, genel mala zarar verme hükümleri değil, mutlaka TCK m.153 hükmü uygulanmalıdır.
Bu yaklaşım, hem kanunun amacına hem de toplumsal vicdana uygun düşmektedir.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün