Bilgi BankasıCeza Hukuku

Görevi Kötüye Kullanma Suçu (TCK m.257): Tanım, Şartlar, Cezalar ve Soruşturma İzni

Görevi kötüye kullanma suçu (TCK m.257) nedir? İcrai/ihmali davranış ayrımı, objektif cezalandırılabilme şartları, soruşturma izni, ceza aralıkları, zamanaşımı ve görevli mahkeme bilgileri bu kapsamlı rehberde.

Görevi Kötüye Kullanma Nedir? (TCK m.257)

Kısa Özet: Bu bölüm, görevi kötüye kullanma suçunun tanımını, yasal dayanağını ve temel ayrımlarını açıklar. Ayrıca TCK m.257’de yer alan icrai ve ihmali davranış ayrımına dikkat çeker.

Görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin görev alanına giren bir işi hiç yapmaması, ihmal etmesi ya da geciktirmesi nedeniyle görevin gereklerine aykırı davranmasıdır. Görevi kötüye kullanma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin lafzı şöyledir:

TCK m.257

  1. Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız menfaat sağlayan kamu görevlisi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız menfaat sağlayan kamu görevlisi üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Maddenin sistematiğine göre görevi kötüye kullanma suçu iki biçimde ortaya çıkar: (i) görevin gereklerine aykırı icrai davranış (TCK m.257/1) ve (ii) görevin gereklerini yerine getirmede ihmal veya gecikme (TCK m.257/2). Mevcut TCK, önceki kanundan farklı olarak görevi ihmal fiilini aynı maddede, “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma” olarak (m.257/2) yeniden kurgulamıştır.

Görevi kötüye kullanma suçu, kanunda “genel ve tamamlayıcı” nitelikte düzenlenmiştir. Yani özel bir suç tipi kapsamında kalan fiillerde tamamlayıcı norm olan TCK m.257 uygulanmaz; özel norm önceliklidir.

Ayrıca bu suç bir “zarar suçu”dur. Failin cezalandırılabilmesi için kişisel mağduriyetin doğması, kamunun zararının gerçekleşmesi veya bir kimseye haksız menfaat sağlanması gerekir. Yalnızca görevin gereklerine aykırılık yeterli değildir.

Görevi kötüye kullanma suçu

Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Şartları

Kısa Özet: Bu kısım, suçun oluşumu için gerekli iki aşamalı şartı ve objektif cezalandırılabilme koşullarını açıklar.

Görevi kötüye kullanma suçunun varlığı iki aşamada değerlendirilir. İlk aşamada, kamu görevlisinin görevin gereklerine aykırı davranması veya görevi ihmal/tehir etmesi gerekir. İkinci aşamada ise objektif cezalandırılabilme şartlarının oluşması aranır: kişisel mağduriyet, kamu zararı veya bir kişiye haksız menfaat sağlanması. Her iki aşama da gerçekleştiğinde kamu görevlisi görevi kötüye kullanma suçundan sorumlu tutulur.

Aşağıda, failin kim olabileceği, fiilin görevle bağlantısı, manevi unsur ve suçun icrai/ihmali biçimleri ile objektif koşullar ayrıntılandırılmaktadır.


Fail: Kamu Görevlisi Olma Şartı

Kısa Özet: Suç özgü suçtur; yalnızca kamu görevlileri tarafından işlenebilir. Kamu görevlisi olmayanların durumu “iştirak” hükümleri kapsamında değerlendirilir.

Görevi kötüye kullanma suçu, yalnızca kamu görevlisinin faili olabileceği özgü bir suçtur. Kamu görevlisi olmayanlar, ancak azmettirme veya yardım etme suretiyle sorumluluk taşıyabilir. TCK m.6/1-c uyarınca kamu görevlisi; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama, seçilme ya da başka bir usulle sürekli, süreli veya geçici biçimde katılan kişidir. Dolayısıyla öğretmen, polis, kaymakam gibi memurlar; yargı görevi nedeniyle avukat, hakim ve savcı; yargısal faaliyete katılan tanık ve bilirkişi; seçilme yoluyla muhtar, belediye meclis üyesi, belediye başkanı, milletvekili; jandarma, sahil güvenlik ve özel güvenlik görevlileri kamu görevlisi sayılır. Failin sonradan istifa etmesi, emeklilik ya da ihraç gibi statü değişiklikleri görevi kötüye kullanma suçundan yargılanmasına engel değildir.


Fiilin Görev Kapsamında Olması

Kısa Özet: Suça konu fiil, failin görev alanına girmelidir. Yetki dışı işlemler bu suçu değil, başka suç tiplerini gündeme getirebilir.

Suçun oluşması için fiilin failin görev alanına dahil olması gerekir. Görev kapsamı dışındaki fiiller, varsa diğer suç tiplerini oluşturur; görevi kötüye kullanma suçunu değil. Örneğin belediyede zabıta olan bir görevlinin, vezneye yatırılması gereken bedel ve evrakı vatandaştan alıp işlemi yapmaması; zabıtanın görev kapsamına girmediğinden güveni kötüye kullanma veya dolandırıcılık gibi başka suç tiplerini gündeme getirebilir.

Failin kanun veya idari düzenlemelerle belirlenmiş bir görevi ve buna bağlı yetkisi bulunmalıdır. Görev ve yetki yoksa fiil başka bir suçu oluşturabilir; ancak görevi kötüye kullanma suçu oluşmaz. Takdir yetkisinin amacı dışında veya özel saiklerle kullanılması da bu suçu doğurabilir. Örneğin hakimin duruşma tutanağına taraf beyanlarını gerçek dışı şekilde geçirerek tutanak düzenlemesi görevi kötüye kullanma suçudur. Ayrıca TCK m.262 uyarınca “kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi” ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir.

Son olarak, her aykırılığın cezai yaptırıma bağlanması ceza hukukunun amacıyla bağdaşmaz. Aykırılık belirli bir eşiği geçip mağduriyet, kamu zararı veya haksız menfaat sonuçlarından birine yol açtığında görevi kötüye kullanma suçu oluşur.


Manevi Unsur: Kasten İşlenebilirlik

Kısa Özet: Suç genel kastla işlenir; taksirle işlendiği kabul edilmez. İhmali biçim de kastı gerektirir.

Görevi kötüye kullanma suçu genel kastla işlenebilir. Failin özel bir amaç gütmesi gerekmez; göreve aykırılığı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi yeterlidir. İhmal suretiyle işlenen (m.257/2) biçim de taksirle değil, kasten işlenebilen bir suçtur.


Suçu Oluşturan Fiiller

Kısa Özet: TCK m.257’de iki fiil düzenlenmiştir: (i) görevin gereklerine aykırı icrai hareket ve (ii) görevin gereklerini yapmada ihmal veya gecikme.

Görevi kötüye kullanma suçu bakımından m.257/1 “görevin gereklerine aykırı hareket etmeyi”, m.257/2 ise “görevin gereklerini yapmada ihmal veya gecikmeyi” suçun maddi unsuru olarak düzenler. Uygulamada birincisi “görevi kötüye kullanma”, ikincisi “görevi ihmal” olarak anılır. Ancak iki durumda da cezalandırma için mağduriyet, kamu zararı veya haksız menfaat sonuçlarından biri gerçekleşmelidir; aksi halde yalnızca maddi unsurun varlığı yeterli olmaz.

Görevin Gereklerine Aykırı Hareket (TCK m.257/1)

Kısa Özet: Bu alt başlıkta icrai davranış aranır; kanuna, idari düzenlemelere veya talimatlara aykırı ifa söz konusudur.

Görevin gereklerine aykırı davranış, kamu görevinin kanun, ikincil düzenleme veya talimatların öngördüğü usul ve esaslar dışında yerine getirilmesidir. Yetki aşımı, şekil şartlarına uyulmaması, takdir yetkisinin amacı dışında kullanımı, kanunun öngördüğü ön şartlara aykırılık veya görev nedeniyle emanet edilen eşyanın usulsüz kullanımı bu kapsamdadır (YCGK-K.2022/415). Bu biçim icrai davranışla gerçekleşir. Örneğin bir polis memurunun olay yerinde bulduğu uyuşturucuyu tutanağa geçirmeyip kendisine ayırması icrai niteliktedir. Pasif kalınan durumlar ise çoğunlukla m.257/2 kapsamına girer.

Görevin Gereklerini Yapmada İhmal veya Gecikme (TCK m.257/2)

Kısa Özet: Bu alt başlık ihmali davranışa ilişkindir; yükümlü olunan işin hiç yapılmaması veya makul/öngörülen süre aşılarak yapılması esas alınır.

İhmal, mevzuatla yüklenen bir işin kamu görevlisince yerine getirilmemesidir. Gecikme ise mevzuatın belirlediği veya işin niteliği gereği makul kabul edilen süre geçtikten sonra yerine getirilmesidir. Süre kimi hallerde kanun/ikincil düzenlemelerle belirlenir; aksi halde somut olayın koşullarına göre makul süre esas alınır. Bu süre aşıldığında görevi kötüye kullanma suçunun ihmali biçimi oluşur.


Objektif Cezalandırılabilme Şartları

Kısa Özet: Norm ihlali tek başına yetmez; mağduriyet, kamu zararı veya haksız menfaatten biri gerçekleşmelidir.

Görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle yaptırım uygulanabilmesi için şu üç sonuçtan en az birinin doğması zorunludur: (i) kişilerin mağduriyeti, (ii) kamunun zararı, (iii) kişilere haksız menfaat sağlanması. Bu sonuçlardan herhangi biri gerçekleştiğinde fail cezalandırılır.

Mağduriyete Sebep Olma

Kısa Özet: Mağduriyet, yalnızca ekonomik zarar değildir; kişisel hakların ihlali de bu kapsamdadır.

Mağduriyet gerçek veya tüzel kişileri kapsar; ekonomik, sosyal, siyasal ve medeni her türlü kişisel hakkın ihlali mağduriyet sayılır. Örneğin karakola başvuran kişinin şikayetinin alınmaması, ya da avukatın vekaletli olduğu davanın duruşmalarına hiç katılmaması gibi haller mağduriyete yol açabilir. Yargıtay, bireysel haklar dışındaki çıkarların zedelenmesini de mağduriyet alanında değerlendirir. Pasaport bürosunda fotoğraf uygulamasındaki aykırılıkla kişilerin hürriyetlerinden yoksun kalmalarına neden olunan olayda icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçunun oluştuğu kabul edilmiştir (Y5CD-K.2017/2274).

Kamunun Zararına Sebebiyet Verme

Kısa Özet: Kamu zararı, kamu kaynağında eksilmeye veya artışa engel olmaya yol açan ekonomik sonuçtur; doğrudan fiilden kaynaklanmalıdır.

Kamu zararı, kamunun ekonomik varlığında eksilme veya artışa engel olma şeklinde ortaya çıkan zarardır (5018 s. Kanun m.71 tanımı). Her somut olayda işin veya hizmetin niteliği gözetilerek rayiç bedel, alım-satım koşulları ve benzeri kriterlerle zarar ilişkisi araştırılmalıdır. Zarar miktarının mutlak surette kesin hesapla belirlenmesi şart olmayıp, nesnel ölçütlerle değerlendirme yapılır. Ancak her norm aykırılığının otomatik olarak kamu zararına yol açtığı varsayımıyla hareket edilmemelidir. Nesnel ölçütlerle ekonomik zarar saptanamadığı durumlarda görevi kötüye kullanma suçundan söz edilemeyeceği kabul edilmiştir (YCGK-K.2015/192).

Kişilere Haksız Menfaat Sağlama

Kısa Özet: Haksız menfaat, haksız kazancı da kapsayan daha geniş bir kavramdır; maddi veya manevi yarar içerebilir.

Kamu görevlisinin göreve aykırı davranışıyla gerçek ya da tüzel kişiler lehine haksız menfaat temin edilmesi görevi kötüye kullanma suçunu tamamlar. 08.12.2010 tarihli 6086 sayılı Kanun değişikliği ile “haksız kazanç” ibaresi çıkarılmış, yerine kapsamı daha geniş “haksız menfaat” ibaresi getirilmiştir. Örneğin karakolda muhafaza altındaki motosikletlerin kişisel amaçla kullanılması zincirleme görevi kötüye kullanma suçu kabul edilmiştir (Y5CD-K.2014/7341). Keza belediyede fazladan işçi istihdamı örneğinde, ödenen ücret kamu zararı sayılmasa da kişilere haksız menfaat sağlandığı kabul edilmiştir (Y5CD-K.2019/10203).


Genel ve Tamamlayıcı Norm Niteliği

Kısa Özet: Özel suç tipi varsa TCK m.257 uygulanmaz; rüşvet, irtikap, zimmet gibi suçlar önceliklidir.

Kamu görevlisinin fiili başka bir özel suç tipini oluşturuyorsa görevi kötüye kullanma suçu uygulanmaz. Rüşvet (TCK m.252), irtikap (TCK m.250) ve zimmet (TCK m.247) gibi suçlar bu kapsamdadır. Örneğin bir iş karşılığı menfaat temini rüşvet suçunu oluşturur ve özel norm uygulanır; aynı fiilden ayrıca TCK m.257 kapsamında cezalandırma yapılamaz.


Soruşturma İzni (Soruşturma Şartı)

Kısa Özet: Memur, noter, avukat gibi kamu görevlileri hakkında soruşturma izni alınmadan doğrudan soruşturma yapılamaz.

Görevi kötüye kullanma suçu yönünden pek çok kamu görevlisi hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni alınması zorunludur. Savcılık, suçu öğrenir öğrenmez kaybolma ihtimali olan delilleri korur ve gerekli acil işlemleri yapar; ancak izin alınmadan şüphelinin ifadesine dahi başvuramaz. İzin verildikten sonra soruşturmaya devam edilir ve sonucuna göre iddianame düzenlenir veya KYOK verilir. Belediye başkanı ve encümen üyeleriyle ilgili bir olayda soruşturma izni alınmaksızın genel hükümlere göre açılan davanın bozma nedeni yapıldığı görülmüştür (Y15CD-K.2015/13263).


Görevi Kötüye Kullanma Suçunun Cezası

Kısa Özet: Temel yaptırım m.257/1 için 6 ay–2 yıl, m.257/2 için 3 ay–1 yıl hapis cezasıdır; şikayete tabi değildir.

Görevi kötüye kullanma suçunun temel cezası TCK m.257/1 uyarınca 6 aydan 2 yıla hapis cezasıdır. İhmali biçim olan görevi ihmal (m.257/2) için ise 3 aydan 1 yıla kadar hapis öngörülmüştür. Bu suç şikayete tabi değildir; kolluk ve savcılık suçu öğrendiği anda re’sen soruşturma yapmakla yükümlüdür.


Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Kısa Özet: Şikayet süresi yoktur; dava zamanaşımı 8 yıl, ceza zamanaşımı ise 10 yıldır.

Görevi kötüye kullanma suçu şikayete bağlı olmadığından şikayet süresi aranmaz. Dava zamanaşımı süresi 8 yıldır; bu süre içinde soruşturma yapılmazsa zamanaşımı nedeniyle işlem yapılamaz. Hapis cezasına hükmedilmesi halinde cezanın infazı 10 yıllık ceza zamanaşımı süresi içinde gerçekleştirilmelidir.


Cezanın Ertelenmesi, Adli Para Cezası ve HAGB

Kısa Özet: Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi, ertelenmesi veya HAGB uygulanması mümkün olabilir.

Adli para cezası, hapisle birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırımdır ve görevi kötüye kullanma suçunda hapis cezasının koşulları varsa adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) da şartları oluştuğunda uygulanabilir. Keza erteleme kurumu uyarınca hükmolunan hapis cezasının cezaevinde infazından şartlı olarak vazgeçilip denetim süresi sonunda cezanın infaz edilmiş sayılması da mümkündür.


Uzlaşma

Kısa Özet: Uzlaştırma kapsamındaki suçlar arasında değildir; bu nedenle uzlaşma prosedürü uygulanmaz.

Görevi kötüye kullanma suçu uzlaştırmaya tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle soruşturma veya kovuşturma aşamasında uzlaşma prosedürüne başvurulmaz.


Görevli Mahkeme

Kısa Özet: Yargılama görevi asliye ceza mahkemesine aittir.

Görevi kötüye kullanma suçu ve görevi ihmal suçu bakımından yargılama merciii asliye ceza mahkemesidir.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu