Hukuk Ders Notları3. Sınıf Hukuk Ders NotlarıHMGS Ders NotlarıHukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS)İcra İflas Hukuku

ONUNCU (10) BÖLÜM TASARRUFUN İPTALİ DAVASI – İCRA HUKUKU DERS NOTLARI

Bu derste, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı tasarrufların hükümsüz hale getirilmesini sağlayan tasarrufun iptali davası konusunu ele alacağız. Tasarrufun iptali davası, borçlunun malvarlığında yaptığı bazı işlemleri alacaklılara karşı geçersiz kılan ve böylece alacaklının cebrî icra hakkını koruyan önemli bir hukuki yoldur.

İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ilâ 284. maddeleri arasında düzenlenen bu dava, doğrudan cebrî icranın etkinliğini güvence altına alır. Çünkü borçlu, borcunu ödememek amacıyla malını devrettiğinde veya muvazaalı işlemler yaptığında, alacaklının haciz ve tahsil hakkı fiilen ortadan kalkar. İşte bu noktada, alacaklı tasarrufun iptali davası açarak bu işlemlerin sonuçlarını bertaraf edebilir.

Bu bölümde;

  • Tasarrufun iptali davasının amacı ve hukuki dayanağı,
  • Davanın şartları ve tarafları,
  • İptal edilebilecek tasarruf türleri (ivazsız işlemler, yakın tarihte yapılan devirler, muvazaalı işlemler),
  • Süre, yetkili mahkeme ve ispat yükü,
  • Tasarrufun iptalinin sonuçları ve üçüncü kişiye etkisi,
  • Yargıtay’ın güncel içtihatları
    konuları ayrıntılı biçimde incelenecektir.

Ders notları, mevzuat.gov.tr, resmigazete.gov.tr ve Yargıtay kararları temel alınarak hazırlanmıştır. Hedef, hukuk fakültesi öğrencileri ile Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) adaylarına, anlaşılır, sistematik ve uygulamaya dönük bir kaynak sunmaktır.

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI

Tasarrufun iptali davası, alacaklının hakkını korumak amacıyla İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmiş özel bir hukuki yoldur. Bu dava, borçlunun malvarlığını azaltan, alacaklıların alacaklarını tahsil etmelerini zorlaştıran veya imkânsız hale getiren tasarruf işlemlerinin hükümlerini alacaklıya karşı geçersiz kılmayı amaçlar. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, iptal davasının işlemi tamamen ortadan kaldırmadığı, sadece alacaklı yönünden hükümsüz hale getirdiğidir.

Bu dava sonucunda alacaklı, iptale konu olan malı borçlunun malıymış gibi haczettirip sattırabilir ve satış bedelinden alacağını tahsil edebilir. Böylece borçlunun kötü niyetli olarak devrettiği veya elden çıkardığı mallar, alacaklıya karşı koruma kapsamına alınmış olur.

ONUNCU (10) BÖLÜM TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - İCRA HUKUKU DERS NOTLARI

1.1. Davanın Amacı ve Hukukî Niteliği

Tasarrufun iptali davasının amacı, borçlunun mal kaçırma kastıyla yaptığı işlemleri etkisiz hale getirerek alacaklının tahsil imkânını korumaktır. Ancak burada iptal edilen şey, işlemin kendisi değil, işlemin alacaklıya karşı ileri sürülebilirliğidir. İşlem tarafları arasında geçerliliğini sürdürür; sadece alacaklı, o malı borçlunun malıymış gibi işlem görebilir hale getirir.

Bu yönüyle iptal davası, butlan davası veya muvazaa davası gibi değildir. Butlan veya muvazaa davasında işlem baştan itibaren geçersiz sayılırken, tasarrufun iptali davasında işlem hukuken geçerli olmasına rağmen alacaklıya karşı hüküm doğurmaz.


1.2. Görevli Mahkeme ve Uygulanacak Usul

Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bu davalar, basit yargılama usulüne göre incelenir.
Yani mahkeme, dosya üzerinden ve kısa duruşma süreciyle karar verebilir.

Görevli Mahkeme: Asliye hukuk mahkemesi
Yargılama Usulü: Basit yargılama usulü


1.3. Dava Açma Süresi ve Sürenin Niteliği

Tasarrufun iptali davası, borçlunun yaptığı tasarruf işleminin üzerinden en fazla 5 yıl geçmeden açılmalıdır.
Bu süre hak düşürücü süredir; yani süresi geçtikten sonra dava açılması mümkün değildir.
Süre, tasarruf işleminin yapıldığı tarihten itibaren başlar ve mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır.


1.4. Davanın Özel Şartı: Borç Ödemeden Aciz Belgesi

Tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacaklının elinde borç ödemeden aciz belgesi bulunmalıdır.
Bu belge, icra takibi sonucunda borçlunun haczedilebilecek hiçbir malının bulunmadığını gösteren resmî bir belgedir.
Aciz belgesi, davanın ön koşuludur; yani mahkeme bu belge olmadan davayı inceleyemez.

Örnek Olay

Bir alacaklı, borçlusu hakkında icra takibi yapar. Takip sonunda borçlunun malı bulunamadığı tespit edilir ve icra müdürlüğü tarafından aciz belgesi düzenlenir. Alacaklı, bu belgeyle borçlunun mal kaçırmak için yaptığı taşınmaz devrinin iptali için dava açabilir.


1.5. Rehin Açığı Belgesi İle Dava Açılamaz

Bazı durumlarda alacaklının elinde rehin açığı belgesi bulunabilir. Ancak bu belge, borçlunun aciz hâlinde olduğunu göstermez.
Rehin açığı belgesi, sadece rehinli alacağın satış sonrası eksik kalan kısmını belirtir; bu nedenle tasarrufun iptali davası için yeterli şartı sağlamaz.


1.6. Tasarrufun İptali ile İstihkak Davası Arasındaki Fark

İptal davası ile istihkak davası birbirine karıştırılmamalıdır.

  • Eğer alacaklı, “mal aslında borçlunun” diyorsa istihkak davası,
  • Eğer “mal devredilmiş ama bana karşı geçerli sayılmasın” diyorsa tasarrufun iptali davası açmalıdır.

Bu iki dava bir arada da görülebilir. Eğer istihkak davası açılmış ve aynı zamanda iptal şartları oluşmuşsa, alacaklı iptal davasını karşı dava veya savunma olarak ileri sürebilir. Bu durumda ayrıca aciz belgesi aranmaz.

Uygulama Notu

Tasarrufun iptali davasında malın mülkiyeti hâlâ üçüncü kişide görünse bile, karar sonucunda o mal borçlununmuş gibi haczedilip satılabilir. Satış bedelinden alacaklı alacağını aldıktan sonra kalan miktar üçüncü kişiye verilir.


1.7. Hacizde İstihkaka Karşı Açılan Tasarrufun İptali Davasında Görev

Hacizde istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme, icra mahkemesidir.
Bu özel durumda borç ödemeden aciz belgesi şartı aranmaz çünkü iptal talebi, istihkak davasının bir uzantısı olarak görülür.

2. İPTALE TABİ İŞLEMLER

Tasarrufun iptali davasında iptale konu edilebilecek işlemler, İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve devamı maddelerinde ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Bu işlemler, borçlunun malvarlığını azaltan veya alacaklının tahsilini güçleştiren hukuken geçerli tasarruflardır.
Kanun, bu tasarrufları üç ana grupta toplamıştır:

  1. İvazsız tasarruflar,
  2. Aciz hâlinde yapılan tasarruflar,
  3. Zarar verme kastıyla yapılan tasarruflar.

Bu sınıflandırma, hangi işlemlerin hangi koşullarda iptale tabi olacağını ve davada ispat yükünün kimde olduğunu belirler.


2.1. İvazsız Tasarruflar

İvazsız tasarruf, borçlunun karşılığında herhangi bir ekonomik değer elde etmeden yaptığı kazandırmalardır. Kanun, hacizden, aciz belgesinin düzenlendiği tarihten veya iflasın açıldığı tarihten geriye doğru son iki yıl içinde yapılan tüm ivazsız tasarrufları ve bağışlamaları iptale tabi sayar.

Bu süre, alacaklının takip hakkını kullanabildiği dönem açısından oldukça önemlidir.
Eğer borçlu, alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla mallarını karşılıksız olarak devretmişse, bu devir geçerli olmakla birlikte alacaklıya karşı hükümsüz kılınabilir.

İptale Tabi Olmayan İvazsız Tasarruflar

Kanun bazı durumlarda toplumsal ve kişisel nedenlerle yapılan tasarrufları iptale tabi tutmamıştır. Bunlar, “mutad hediyeler” olarak bilinir.
Örneğin:

  • Evlenme töreninde takılan ziynet eşyaları,
  • Bayram veya doğum günü hediyeleri,
  • Sosyal ilişki gereği verilen küçük değerde armağanlar,
    iptal davasına konu olamaz.

Birden Fazla İşlem Olması Durumu

Aynı kişi tarafından birden fazla ivazsız tasarruf yapılmışsa, süre en eski tarihli işlem esas alınarak hesaplanır.
Ancak bazı tasarruflar görünürde ivazlı olsa bile kanunen bağışlama sayılır ve iptale tabi tutulur.

Bağışlama Sayılan Tasarruflar
  • (Anayasa Mahkemesi kararları saklı kalmak üzere) usul ve füru (üstsoy-altsoy) arasında yapılan ivazlı işlemler,
  • Evlat edinen ile evlatlık arasında yapılan ivazlı işlemler,
    kanun tarafından bağışlama hükmünde sayılır.
    Anayasa Mahkemesi’nin 11.07.2018 tarihli E:2018/9, K:2018/84 ve 16.12.2021 tarihli E:2021/52, K:2021/97 sayılı kararları ile bazı hükümler iptal edilmiştir; ancak altsoy ve evlat edinen-evlatlık arasındaki işlemler bakımından iptal kararı bulunmadığından bu ilişkilerde yapılan ivazlı işlemler iptale tabi olmaya devam etmektedir.

Uygulama Notu

Örneğin borçlu, borcunu ödeyemeyeceğini bildiği bir dönemde kardeşine karşılıksız olarak bir arsa devrederse, bu işlem ivazsız tasarruf sayılır.
İşlem geçerli olsa bile alacaklı, tasarrufun iptali davası açarak arsanın borçlunun malıymış gibi haczedilip satılmasını sağlayabilir.


2.2. Aciz Hâlinde Yapılan Tasarruflar

Kanun, “aciz hâli”ni borçlunun haczedilecek malı bulunmadığı veya iflasa karar verildiği tarihten bir yıl öncesine kadar olan dönem olarak tanımlar.
Bu dönem içinde yapılan bazı tasarruflar, borçlunun mali gücünü azaltıcı nitelikte olduğundan iptale tabidir.

Son Bir Yıl İçinde Yapılan ve İptale Tabi İşlemler

  1. Mevcut bir borç için sonradan verilen rehinler:
    • Borçlu, eski bir borcu için yeni bir taşınmazını ipotek ettirirse bu işlem iptale tabidir.
  2. Vadesi gelmemiş borçlar için yapılan ödemeler:
    • Henüz vadesi dolmamış bir senedi erken ödeyen borçlu, alacaklılar aleyhine bir işlem yapmış olur.
  3. Para ve çek dışında yapılan alışılmış olmayan ödemeler:
    • Örneğin borca karşılık ev veya araç verilmesi.
  4. Kişisel hakların güçlendirilmesi amacıyla tapuya şerh verilmesi:
    • Vefa, şufa, iştira hakkı gibi tapuya şerh edilen haklar.

İspat Yükü

Aciz hâlinde yapılan tasarruflarda iptali talep eden alacaklı, borçlunun aciz hâlinde olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Ancak tasarruftan yararlanan üçüncü kişi, borçlunun bu durumda olduğunu bilmediğini ispatlarsa iptal davası reddedilir.
Yani ispat yükü lehine tasarruf yapılan üçüncü kişiye yüklenmiştir.

Örnek Olay

Borçlu hakkında icra takibi başlatılmış ve haciz işlemleri yapılmaktadır. Borçlu, bu süreçte vadesi henüz gelmemiş bir senedi öder. Bu durumda yapılan ödeme, aciz hâlinde yapılmış bir tasarruf sayılır ve alacaklı, bu ödemenin iptali için dava açabilir.


2.3. Zarar Verme Kastıyla Yapılan Tasarruflar

Bu tasarruf türü, borçlunun alacaklılarına zarar vermek amacıyla yaptığı her türlü işlemi kapsar.
Borçlunun malvarlığı borçlarını karşılamıyorsa ve o, alacaklılarını zarara uğratmak niyetiyle bir işlem yapıyorsa; ayrıca işlemin diğer tarafı da bu durumu biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, bu işlem iptale tabidir.

Dava Açma Süresi

Zarar verme kastıyla yapılan işlemler için dava, işlemin yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılmalıdır.
Ayrıca borçlu aleyhine bu süre içinde haciz veya iflas yoluyla takip yapılmış olmalıdır.

Karine Olarak Kabul Edilen Durumlar

Kanun, bazı kişisel veya ekonomik ilişkilerde zarar kastının varlığını karine olarak kabul eder.
Bu durumlarda karşı tarafın aksini ispat etmesi gerekir.

  1. Yakın hısımlık ilişkisi:
    • İşlem tarafı borçlunun eşi, altsoyu, üstsoyu veya üçüncü dereceye kadar kan/kayın hısımlarından biri ise;
    • Evlat edinen veya evlatlık ilişkisinde bulunuyorsa;
      borçlunun zarar verme kastını bildiği karine olarak kabul edilir.
  2. Ticari işletme devri hâli:
    • Bir ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut emtianın tamamı ya da önemli bir kısmı devralınmış ve fiilen işletilmeye başlanmışsa,
      devralan kişinin borçlunun zarar verme kastını bildiği varsayılır.

Karinelerin Çürütülmesi

Bu karine, yalnızca devralan kişinin, borçlunun zarar verme kastını alacaklılara en az üç ay önce yazılı olarak bildirdiğini veya durumun Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiğini ispat etmesiyle çürütülebilir.
İlan mümkün değilse, alacaklıların öğrenmesini sağlayacak başka uygun araçlarla duyuru yapılmış olması gerekir.

Örnek Olay

Borçlu, iflasın eşiğinde olan bir şirket sahibidir. Mallarının büyük kısmını, iflasını gizlemek amacıyla eşine devreder.
Bu durumda, eşin borçlunun mali durumunu bilmemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğundan zarar kastı karinesi devreye girer.
Alacaklılar, bu devrin tasarrufun iptali davasıyla hükümsüz kılınmasını isteyebilirler.


3. DAVADA TARAFLAR, GÖREVLİ MAHKEME VE KARARIN SONUÇLARI

Tasarrufun iptali davasında taraf sıfatı, borç ilişkisine ve takibin niteliğine göre değişir. Dava, haciz aşamasında veya iflas sürecinde açılabilir; bu iki durumda davacı ve davalı taraflar, hatta aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olup olmadığı, farklılık gösterir.

Bu bölümde, iptal davasının taraflarını, görevli mahkemeyi ve kararın icra hukukundaki etkilerini ayrıntılı biçimde inceleyelim.


3.1. Davacı Sıfatı

a) Hacizde Davacı

Haciz aşamasında tasarrufun iptali davası açabilecek kişi, elinde kesin veya geçici borç ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıdır.
Bu belge, borçlunun ödeme gücünün kalmadığını ve haczedilebilir mal bulunmadığını resmen tespit eden belgedir.
Aciz belgesi bulunmayan alacaklı, kural olarak bu davayı açamaz.

Ancak özel bir durum vardır:
Eğer tasarrufun iptali talebi, hacizde açılmış bir istihkak davasına karşı savunma veya karşı dava olarak ileri sürülüyorsa, bu durumda aciz belgesi şartı aranmaz.

b) İflasta Davacı

İflas hâlinde tasarrufun iptali davasını açma yetkisi iflas idaresine aittir.
Bu durumda bireysel alacaklıların dava açma hakkı yoktur; alacaklılar, taleplerini iflas masasına bildirir.
İflas idaresi davayı açarken ayrıca aciz belgesi aranmaksızın hareket eder, çünkü iflasın açılması zaten borçlunun aciz hâlini gösterir.


3.2. Davalı Sıfatı

a) Hacizde Davalı

Haciz aşamasındaki davalarda davalı, hem borçlu hem de tasarruf işleminden yararlanan üçüncü kişidir.
Bu iki kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır.
Yani dava, yalnızca üçüncü kişiye karşı açılamaz; hem borçlu hem de üçüncü kişi davalı olarak gösterilmelidir.

b) İflasta Davalı

İflas sürecinde açılan iptal davalarında davalı yalnızca üçüncü kişidir.
Borçlu sıfatını kaybettiği için iflas masasına dâhil olmaz ve dava iflas idaresi ile üçüncü kişi arasında görülür.


3.3. Görevli Mahkeme

Tasarrufun iptali davasına genel olarak asliye hukuk mahkemesi bakar.
Ancak istisnai olarak, hacizde istihkak davasına karşı açılan iptal davasında görevli mahkeme icra mahkemesidir.
Bu durumda dava, bir savunma veya karşı talep niteliğinde olduğu için aciz belgesi şartı da aranmaz.

Yargılama Usulü

Bu davalar basit yargılama usulüne tabidir.
Mahkeme, dosyayı inceleyip tarafların delillerini toplar; gerekirse tanık veya bilirkişi incelemesine de başvurabilir.


3.4. Kararın Niteliği ve Etkileri

Tasarrufun iptali davasının sonucu, tasarruf işleminin tamamen geçersiz sayılması değildir.
Karar, işlemin sadece alacaklıya karşı geçersiz sayılmasına yol açar.
Yani:

  • Üçüncü kişi, o malın mülkiyetine hukuken sahip olmaya devam eder.
  • Ancak alacaklı, o malı borçlunun malıymış gibi haczettirip sattırabilir.
  • Satıştan elde edilen bedelden alacaklı kendi alacağını alır, kalan tutar varsa üçüncü kişiye ödenir.

Örnek Olay

Borçlu, borcunu ödeyemeyeceğini bildiği hâlde arabasını kardeşine devreder.
Alacaklı tasarrufun iptali davası açar ve davayı kazanır.
Sonuçta araba kardeşin mülkiyetinde kalmaya devam eder, ancak alacaklı arabayı borçlunun malıymış gibi haciz ve satış konusu yapabilir.
Satış bedelinden alacaklı alacağını aldıktan sonra kalan para kardeşe verilir.


3.5. Kararın İcra ve İflas Sürecine Etkisi

Tasarrufun iptali davası kazanıldığında, karar kesinleşmeden de geçici haciz kararı alınabilir.
Bu sayede dava süresince malın elden çıkarılması veya zarara uğraması engellenir.
Kararın kesinleşmesiyle birlikte alacaklı, icra dairesine başvurarak iptale konu malın satışını talep eder.

İflas durumunda ise iptal kararı, malın iflas masasına geri dönmesini sağlar.
Bu durumda satış işlemi iflas idaresi tarafından yürütülür ve satış bedeli iflas masasına eklenir.

Uygulama Notu

Tasarrufun iptali davası, alacaklı lehine sonuçlansa bile malın mülkiyetini değiştirmez.
Ama fiilen, alacaklının o maldan tahsilat yapabilmesini sağlar.
Bu yönüyle karar, hem maddi hukuka hem de icra hukukuna etkide bulunur.

4. TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ BUTLAN VE MUVAZAA DAVALARINDAN FARKI

Tasarrufun iptali davası, uygulamada sıklıkla butlan (hükümsüzlük) ve muvazaa (danışıklılık) davalarıyla karıştırılır.
Her üç dava da bir hukuki işlemin etkilerini ortadan kaldırmayı amaçlar, ancak bu davaların dayandığı hukuk dalı, dava şartları, sonuçları ve amaçları tamamen farklıdır.
Bu farkların doğru anlaşılması, davanın hangi hukuki zeminde açılacağını belirlemek açısından büyük önem taşır.


4.1. Hukukî Dayanak Bakımından Fark

  • Tasarrufun iptali davası, İcra ve İflas Kanunu’nda (İİK m.277–284) düzenlenmiştir.
    Bu nedenle “takip hukuku” niteliğinde özel bir davadır; amacı, alacaklının cebri icra yoluyla alacağını tahsil edebilmesini sağlamaktır.
  • Butlan ve muvazaa davaları ise Türk Borçlar Kanunu hükümlerine dayanır.
    Bu davalar, işlemin geçerliliğine doğrudan saldırır; bir işlemin baştan itibaren hukuken geçersiz sayılmasını ister.

Açıklama

Bir işlem butlan veya muvazaa nedeniyle geçersizse, o işlem hiç doğmamış kabul edilir.
Oysa tasarrufun iptali davasında işlem hukuken geçerlidir, sadece alacaklıya karşı ileri sürülemez hale getirilir.


4.2. Süre ve Zamanaşımı Farkı

  • Tasarrufun iptali davası, hak düşürücü süreye tabidir.
    Dava, tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılmalıdır.
    Bu süre geçtikten sonra dava hakkı ortadan kalkar; mahkeme bu süreyi kendiliğinden gözetir.
  • Butlan ve muvazaa davalarında ise herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı sınırlaması yoktur.
    Çünkü bu davalar, geçersiz bir işlemin hiçbir zaman geçerli hale gelemeyeceği ilkesine dayanır.

4.3. Dava Şartları Bakımından Fark

  • Tasarrufun iptali davasında, alacaklının elinde borç ödemeden aciz belgesi bulunması zorunludur.
    Bu belge, borçlunun ödeme gücünün olmadığını ve alacaklının cebri icra yoluyla da tahsil yapamadığını gösterir.
    Aciz belgesi, davanın özel dava şartıdır.
  • Butlan veya muvazaa davalarında ise böyle bir belgeye ihtiyaç yoktur.
    Bu davaları, menfaati ihlal edilen herkes doğrudan açabilir.

4.4. İşlemin Niteliği Bakımından Fark

  • Tasarrufun iptali davası, hukuken geçerli işlemlere karşı açılır.
    Yani borçlunun yaptığı tasarruf şeklen ve esasen geçerlidir, ancak alacaklının zararına olduğundan alacaklıya karşı hükümsüz hale getirilir.
  • Butlan ve muvazaa davalarında ise işlem zaten hukuken geçersizdir.
    Tarafların iradesiyle veya kanun gereği yok hükmünde olduğu kabul edilir.

4.5. Davanın Amacı Bakımından Fark

  • Tasarrufun iptali davasının amacı, malın mülkiyetini değiştirmek değil, alacaklının o malı borçlunun malıymış gibi haczettirip sattırabilmesini sağlamaktır.
  • Butlan ve muvazaa davalarının amacı ise işlemin tamamen ortadan kaldırılması ve mülkiyetin iadesidir.

Örnekle Açıklama

Bir borçlu, borcunu ödeyemeyeceğini bilerek taşınmazını arkadaşına devreder.

  • Eğer bu devir gerçekte bir satış gibi gösterilen sahte bir işlem ise, bu durumda muvazaa davası açılır.
  • Eğer işlem şeklen geçerli ama alacaklıya zarar vermek amacıyla yapılmış ise, tasarrufun iptali davası açılır.
    Her iki davada da amaç farklıdır: biri işlemin “yok sayılmasını”, diğeri işlemin “alacaklıya karşı hükümsüz sayılmasını” sağlar.

4.6. Sonuç Bakımından Fark

ÖzellikTasarrufun İptali DavasıButlan ve Muvazaa Davası
Hukukî Dayanakİcra ve İflas KanunuTürk Borçlar Kanunu
Süre5 yıl (hak düşürücü)Süresiz
İşlemin NiteliğiHukuken geçerli işlemHukuken geçersiz işlem
Dava ŞartıAciz belgesi zorunluŞart yok
AmaçMülkiyet değişmez; alacaklıya karşı hükümsüzlükMülkiyetin iadesi veya işlemin yokluğu
SonuçMal borçlununmuş gibi haczedilirİşlem baştan itibaren yok sayılır
Mahkeme TürüAsliye Hukuk MahkemesiAsliye Hukuk veya Sulh Mahkemesi (işleme göre)

Uygulama Notu

Tasarrufun iptali davası, icra hukuku içinde koruma işlevi gören özel bir araçtır; amacı, borçlunun hileli işlemlerine rağmen alacaklının cebri icra hakkını güvence altına almaktır.
Butlan ve muvazaa davaları ise maddi hukuk düzeyinde geçersizliği tespit eder; alacaklının tahsil hakkına doğrudan etkisi yoktur.

5. TASARRUFUN İPTALİ DAVASI İLE BAĞLANTILI İCRA HUKUKU KURUMLARI

Tasarrufun iptali davası, icra hukukunun diğer kurumlarıyla doğrudan bağlantı içindedir. Bu dava, tek başına bir sonuç doğurmaz; aciz belgesi, sıra cetveli, başvuru yolları ve takip türleri gibi mekanizmalarla birlikte işler. Bu bölümde, söz konusu kurumları ve davayla olan bağlantılarını ayrıntılı olarak açıklayalım.


5.1. BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ BELGESİ (VESİKASI)

5.1.1. Tanım ve Hukukî Nitelik

Borç ödemeden aciz belgesi, alacaklının icra takibi sonucunda borçludan tahsil edemediği miktarı gösteren resmî bir belgedir. Bu belge, icra dairesi tarafından hiçbir harç veya vergi alınmaksızın düzenlenir ve borçlunun aciz hâlini kanıtlar.

Aciz belgesi ikiye ayrılır:

  • Geçici aciz belgesi
  • Kesin aciz belgesi

5.1.2. Geçici Aciz Belgesi

Haciz sırasında borçlunun bazı malları bulunsa da, bu malların toplam değeri alacağın tamamını karşılamıyorsa, bu durumu gösteren haciz tutanağı geçici aciz belgesi niteliğindedir.
Bu belge sadece alacaklıya tasarrufun iptali davası açma hakkı verir.

Uyarı

Geçici aciz belgesine dayanılarak itirazın kesin kaldırılması veya takibin yenilenmesi istenemez; yalnızca iptal davası açılabilir.


5.1.3. Kesin Aciz Belgesi

Borçlunun haczedilebilecek hiçbir malı bulunmadığında düzenlenir.
Kesin aciz belgesi, borçlunun tamamen ödeme gücünü yitirdiğini gösterir ve bir tür borç ikrarı niteliği taşır.

Kesin Aciz Belgesinin Hukukî Sonuçları
  1. Borç ikrarı içerir: Alacaklı, bu belgeyi icra mahkemesinde itirazın kesin kaldırılması talebi için kullanabilir.
  2. Takibin yenilenmesi kolaylaşır: Alacaklı, belge tarihinden itibaren 1 yıl içinde yeniden takip başlatırsa, borçluya yeniden ödeme emri tebliğine gerek kalmadan doğrudan hacze geçilebilir.
  3. Tasarrufun iptali davası açma hakkı verir.
  4. Hacze iştirak hakkı doğurur: Başka alacaklıların haczine iştirak edilebilir.
  5. Borç yenilenmiş sayılmaz (tecdit olmaz).
  6. Zamanaşımı süresi: Belgeye bağlı alacak, borçluya karşı 20 yıl içinde zamanaşımına uğrar.
  7. Faiz: Aciz belgesi yalnızca asıl borçluya karşı faiz işletmez; ancak müşterek borçlulara veya kefillere karşı faiz talep edilebilir.

Örnek Olay

Bir icra dosyasında borçlunun hiçbir malı haczedilememiştir. İcra müdürlüğü alacaklıya kesin aciz belgesi verir. Alacaklı bu belgeyle hem tasarrufun iptali davası açabilir hem de ileride borçlunun yeni malı olduğunda yeniden haciz talep edebilir.


5.1.4. İflasta Borç Ödemeden Aciz Belgesi

İflas hukukunda yalnızca kesin aciz belgesi vardır.
Tasfiye sonunda alacağını tam olarak alamayan alacaklılara iflas idaresi tarafından verilir.
Basit tasfiyede belgeyi iflas dairesi, adi tasfiyede ise iflas idaresi düzenler.

İflastaki Sonuçları
  1. Alacaklıya hacze iştirak hakkı verir.
  2. İflas idaresinden tasarrufun iptali davası açma yetkisi verilmişse, bu hak kullanılabilir.
  3. Belgeye dayanılarak 1 yıl içinde takip yapılsa bile borçluya yeniden ödeme emri tebliği gerekir.
  4. Müflis borçluya karşı takip yapılabilmesi için, iflas kapandıktan sonra borçlunun yeni mal iktisap etmesi gerekir.
  5. Borç ikrarı sayılabilmesi, müflisin alacağı kabul etmesine bağlıdır.
  6. Borç yenilenmez.
  7. Aciz belgesine bağlı alacak 20 yıl içinde zamanaşımına uğrar.

5.2. SIRA CETVELİ

5.2.1. Kavram ve Önemi

Sıra cetveli, haciz veya iflas yoluyla elde edilen paranın, birden fazla alacaklı arasında öncelik sırasına göre paylaştırılmasını sağlayan belgedir.
İcra hukukunda sıra cetvelini icra dairesi, iflas hukukunda ise iflas idaresi düzenler.


5.2.2. İcra Hukukunda Sıra Cetveli

  1. Rehinli alacaklar ilk sırada yer alır ve rüçhan hakkına sahiptir.
  2. Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi kamu alacakları, eşyanın aynından doğan alacaklar olarak ikinci sıradadır.
  3. Ardından üç sıra hâlinde imtiyazlı alacaklılar gelir:
    • Birinci sıra: İşçilerin, son bir yıl içinde tahakkuk eden ücret, kıdem ve ihbar tazminatları; aile hukukundan doğan nafaka alacakları.
    • İkinci sıra: Velayet ve vesayet ilişkilerinden doğan alacaklar.
    • Üçüncü sıra: Özel kanunlardan doğan imtiyazlı alacaklar (örneğin avukatlık ücreti).
  4. Dördüncü sıra: İmtiyazsız alacaklılardır (örneğin kira veya satış alacağı).

Uyarı:

  • Sıra cetveli icra dairesi tarafından hazırlanır.
  • Cetvel kesinleşmeden paralar dağıtılamaz.

5.2.3. İflas Hukukunda Sıra Cetveli

İflasta sıra cetveli, iflas idaresi tarafından iki ay içinde hazırlanır; zorunlu hallerde süre icra mahkemesince iki ay daha uzatılabilir.

  1. Rehinli alacaklar yine ilk sıradadır.
  2. Gümrük, bina, arazi vergisi gibi kamu alacakları ikinci sıradadır.
  3. Masa borçları (masa alacakları) sıra cetvelinde yer almaz, çünkü bunlar tamamen ödenir ve aciz belgesi verilmez.
  4. Ardından İİK m.206’daki üç sıra imtiyazlı alacak gelir.
  5. Son sırada imtiyazsız alacaklar yer alır.

Uyarı:
İflas pay cetveli kesinleştikten sonra iflas idaresi, paraları kesin olarak dağıtır ve dosya kapatılır.


5.3. SIRA CETVELİNE KARŞI BAŞVURU YOLLARI

5.3.1. İcra Hukukunda

  • Şikâyet (İcra Mahkemesi – 7 gün)
    • Sıra cetveline karşı, takip hukukuna aykırılık veya yanlış sıralama gerekçesiyle başvurulur.
    • Bildirilen bir alacağın cetvele hiç yazılmaması veya gerekçe gösterilmeden eksik yazılması hâlinde şikâyet yapılabilir.
    • Karar tüm alacaklılara etki eder.
  • İtiraz Davası (Genel Mahkeme – 7 gün)
    • Maddi hukuka aykırılıklar içindir.
    • Örneğin aslında alacağı olmayan bir kişinin cetvele dâhil edilmesi.
    • Karar sadece davayı açan alacaklı lehine sonuç doğurur.

5.3.2. İflas Hukukunda

  • Şikâyet (İcra Mahkemesi – 7 gün, ilandan itibaren)
    • Takip hukukuna aykırılıklar için yapılır.
    • Başvuran: alacaklı, müflis veya istihkak iddiası olan üçüncü kişi olabilir.
    • Karar tüm alacaklılara etki eder.
  • İtiraz Davası (Asliye Ticaret Mahkemesi – 15 gün)
    • Sıra, alacak miktarı veya başka alacaklının hakkına karşı açılır.
    • Davayı yalnızca alacaklı veya istihkak iddiası olan üçüncü kişi açabilir; müflis bu davayı açamaz.
    • Karar sadece davayı açan alacaklıyı bağlar.

5.4. TAKİP YOLLARININ KARŞILAŞTIRMASI (GENEL – KAMBİYO – İFLAS)

Aşağıdaki tablo, en çok karıştırılan takip yollarının süre, merci ve etkileri bakımından farklarını gösterir.

UnsurGenel Haciz YoluKambiyo Senetlerine Mahsus Haciz YoluGenel İflas YoluKambiyo Senetlerine Mahsus İflas Yolu
Takip Talebiİcra dairesine yapılır; inceleme yetkisi yokİcra dairesine yapılır; unsurlar incelenirİcra dairesine yapılır; inceleme yetkisi yokİcra dairesine yapılır; unsurlar incelenir
Ödeme Emri Düzenleme Süresi3 günİncelemeden sonra derhal3 günDerhal
Ödeme Süresi7 gün10 gün7 gün5 gün
İtiraz Süresi7 gün5 gün7 gün5 gün
İtirazın Yapıldığı Merciİcra dairesiİcra mahkemesiİcra dairesi (kararı ATM verir)İcra dairesi (kararı ATM verir)
İtirazın EtkisiTakip tamamen dururSatış hariç takip durmazTakip dururTakip durur
Mal Beyanı Süresi7 gün10 günYokYok
Şikâyet Süresi ve Merci7 gün – İcra mahkemesi5/7 gün – İcra mahkemesi7 gün – İcra mahkemesi5 gün – İcra dairesi / ATM
Haciz AşamasıVarVarYokYok
İflas Davası Açma SüresiYokYok1 yıl1 yıl

(ATM: Asliye Ticaret Mahkemesi)


5.5. GENEL DEĞERLENDİRME

Tasarrufun iptali davası, icra hukukunun en etkili koruma mekanizmalarından biridir.
Bu dava, borçlunun kötü niyetli tasarruflarını alacaklıya karşı geçersiz kılarak cebri icra hakkını güçlendirir.
Ancak dava, sadece borçlunun gerçekten aciz durumda olduğu ve alacaklının elinde aciz belgesi bulunduğu hallerde mümkündür.
Sonuçta işlem geçerli kalır; ama alacaklı, borçlunun elinden çıkardığı malları sanki onunmuş gibi haczettirip sattırabilir.

Bu yönüyle tasarrufun iptali davası, hem maddi hukukun hem de icra hukukunun sınırında duran özel bir kurumdur:
Borçlunun alacaklıyı aldatma çabası ile alacaklının hakkını koruma mücadelesi arasında, hukukun terazisindeki dengeyi sağlar.


İcra Hukuku ders notları buraya kadardı. Hepsini tamamladın. Hayatında başarılar diliyorum. Umarım her şey gönlünce olur. : )

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu