Bilgi BankasıCeza Hukuku

Nefret ve Ayrımcılık Suçu Nedir? (TCK m.122)

Nefret ve Ayrımcılık Suçu – 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde yer alan TCK m.122, toplumda eşitlik ilkesini korumayı ve bireylerin sosyal hayata katılımını güvence altına almayı amaçlayan özel bir düzenlemedir. Bu madde, dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik durumu, siyasi görüş, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığı gibi sebeplerden kaynaklanan nefret saikiyle yapılan ayrımcı eylemleri suç olarak tanımlar.

Kanun koyucuya göre; nefret saikiyle,

  • Kamuya arz edilmiş taşınır veya taşınmaz bir malın satılmasının, devrinin veya kiralanmasının engellenmesi,
  • Kamuya açık bir hizmetten yararlanma hakkının kısıtlanması,
  • Bir kişinin işe alınmasının engellenmesi,
  • Bir kişinin olağan ekonomik faaliyetlerde bulunmasının önlenmesi,

bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak fiillerdir.

Bu düzenleme, yalnızca mağdurun kişisel hak ve özgürlüklerini değil, aynı zamanda toplumsal barış ve eşitlik ilkelerini de koruma altına almaktadır. Yargı uygulamalarında, suçun oluşabilmesi için ayrımcılığın nefret saikiyle gerçekleştirilmiş olması ve maddedeki sayılı fiillerden birinin işlenmiş bulunması aranır.

Nefret ve Ayrımcılık Suçunun Unsurları (TCK m.122)

TCK m.122’nin gerekçesinde, insanlar arasında hukukun izin vermediği ayrımlar yaparak bazı bireyleri yasal haklardan mahrum bırakma eyleminin cezalandırıldığı açıkça belirtilmiştir. Bu düzenleme, eşitlik ilkesini koruma ve nefret saikiyle yapılan ayrımcı davranışları önleme amacını taşır.

Nefret ve Ayrımcılık Suçu

1. Maddi Unsurlar

Kanun, suçun maddi unsurlarını üç ayrı bent hâlinde açıkça saymıştır. Buna göre, ayrımcılık nedenleriyle:

  • Taşınır veya taşınmaz malın satılmaması, devredilmemesi ya da kiralanmaması,
  • Kamuya arz edilmiş bir hizmetin verilmemesi veya hizmetten yararlanmanın engellenmesi,
  • İşe alınmanın reddedilmesi,
  • Olağan ekonomik faaliyetlerde bulunmanın engellenmesi,

suçun maddi unsurlarını oluşturur.

2. Ayrımcılık Nedenleri

Fiiller, kanunda sayılan sebeplerden birine dayanılarak işlenmiş olmalıdır. Bu sebepler şunlardır:

  • Dil,
  • Irk,
  • Milliyet,
  • Renk,
  • Cinsiyet,
  • Engellilik,
  • Siyasi düşünce,
  • Felsefi inanç,
  • Din veya mezhep farklılığı.

Bu nedenler tahdidi olarak belirlenmiştir; yani listede yer almayan sebepler suç kapsamında değerlendirilemez. Anayasa Mahkemesi’nin belirlilik ilkesi uyarınca “ve benzeri sebepler” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.

3. Manevi Unsur

Bu suç doğrudan kast ile işlenebilir. Failin, sayılan ayrımcılık nedenlerinden biri sebebiyle mağduru hukuki haklardan mahrum bırakma iradesi bulunmalıdır. Ayrıca, nefret saiki bulunması zorunludur.

4. Hukuki Yarar

Madde ile korunan hukuki değer, kişilerin eşitlik temelinde sosyal ve ekonomik hayata katılımı ile toplumsal barıştır. Amaç, toplumda bölünmeye ve kutuplaşmaya yol açacak ayrımcı uygulamaları engellemektir.

5. Uygulamada Dikkat Edilecek Noktalar

  • İşverenin, kişisel tercih veya mesleki yeterlilik gibi meşru sebeplerle işe almaması suç oluşturmaz.
  • Ayrımcılık eyleminin doğrudan kanunda sayılan sebeplerden kaynaklandığının ispatı gerekir.
  • Fiil ihmal suretiyle de işlenebilir (örneğin bir hizmetin bilerek verilmemesi).

Bu madde, 6529 sayılı Kanun değişikliği ile “ayrımcılık” kavramına “nefret” ibaresinin eklenmesi suretiyle güncellenmiş ve suçun, yalnızca nefret saikiyle işlenebilen bir ayrımcılık suçu olduğu vurgulanmıştır.


Nefret ve Ayrımcılık Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

TCK m.122 kapsamında düzenlenen nefret ve ayrımcılık suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle, savcılık makamı suçun işlendiğini öğrendiğinde resen (kendiliğinden) soruşturma başlatır. Bu tür suçlarda şikayet süresi bulunmaz ve mağdurun şikayetten vazgeçmesi, ceza davasının düşmesine yol açmaz.

Dava Zamanaşımı

Ceza hukukunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde yargılamanın başlatılmaması veya açılan davanın bu süre içerisinde sonuçlandırılamaması durumunda ceza davasının düşmesini sağlayan bir kurumdur.

Nefret ve ayrımcılık suçunda:

  • Olağan dava zamanaşımı süresi: 8 yıldır.
  • Bu süre içinde suç her zaman soruşturulabilir ve kovuşturma yapılabilir.
  • Zamanaşımı süresinin dolması halinde artık soruşturma veya kovuşturma yapılamaz.

Bu düzenleme, toplumda eşitlik ve hoşgörü ortamının korunması amacıyla, nefret saikiyle yapılan ayrımcı eylemlerin uzun süre sonra bile hukuki yaptırıma tabi tutulabilmesini güvence altına almaktadır.


Nefret ve Ayrımcılık Suçunda Uzlaşma, Soruşturma ve Görevli Mahkeme

1. Uzlaşma

Ceza muhakemesinde uzlaşma, suç isnadı altındaki kişi ile mağdurun, bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmaya varması sürecidir. Ancak nefret ve ayrımcılık suçu, uzlaşma kapsamındaki suçlardan biri değildir. Dolayısıyla bu suçta uzlaştırma prosedürü uygulanmaz; yargılama süreci normal ceza muhakemesi kuralları çerçevesinde yürütülür.

2. Soruşturma ve Kovuşturma

Nefret ve ayrımcılık suçu, şikayete tabi olmadığı için savcılık tarafından resen soruşturulur. Soruşturma evresinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi de hukuken mümkündür.

3. Görevli Mahkeme

Bu suçtan kaynaklanan yargılamalar, asliye ceza mahkemesi tarafından yapılır. Asliye ceza mahkemesi, davanın esasına girerek suçun unsurlarının oluşup oluşmadığını değerlendirir ve hüküm verir.


Nefret ve Ayrımcılık Suçu – Yargıtay Kararları ve Hukuki Değerlendirme

1. Kanuni Düzenleme ve Amaç

TCK m.122, 6529 sayılı Kanun ile değiştirilerek başlığı “Ayrımcılık”tan “Nefret ve Ayrımcılık”a dönüştürülmüştür. Değişikliğin gerekçesinde, nefret suçlarının mağdurdan ziyade mağdurun üyesi olduğu sosyal grubu hedef aldığı, fail açısından ise ön yargının suçun işlenme motivasyonunu oluşturduğu vurgulanmıştır. Böylece ayrımcılık temelli nefret suçlarının, hem bireyi hem de toplumu etkileyen bir sosyal tehlike olduğu kabul edilmiştir.

2. Nefret ve Ayrımcılık Kavramlarının Farkı

  • Nefret suçu, ön yargı saikiyle ve mağdurun aidiyeti nedeniyle Ceza Kanunu’nda suç olarak tanımlanan bir fiilin işlenmesidir.
  • Ayrımcılık, dil, ırk, cinsiyet, din, mezhep gibi nedenlerle bireylere farklı muamele yaparak onları hukuki haklardan yoksun bırakmaktır.
  • Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin R(97)20 sayılı tavsiye kararında tanımlandığı üzere; hoşgörüsüzlüğe dayalı ırkçılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve benzeri nefret biçimlerini teşvik eden, savunan veya haklı gösteren her türlü ifade biçimidir.

AİHM kararlarında nefret söyleminin demokratik toplum düzeni açısından yasaklanabileceği, ancak ifade özgürlüğünün yalnızca zararsız değil, rahatsız edici veya şok edici fikirleri de koruduğu belirtilmiştir.

3. TCK 122’nin Maddi ve Manevi Unsurları

  • Maddi Unsur:
    • Taşınır veya taşınmaz malın satılmasını/devrini/kiralanmasını engelleme,
    • Kamuya arz edilmiş hizmetten yararlanmayı engelleme,
    • İşe alınmayı reddetme,
    • Olağan ekonomik faaliyette bulunmayı engelleme.
      Bu hareketler seçimlik hareketli olup, herhangi birinin gerçekleşmesi suçun tamamlanması için yeterlidir.
  • Manevi Unsur:
    • Suç yalnızca doğrudan kast ile işlenebilir.
    • Genel kast yeterli olmayıp, failin eylemi nefret saikiyle gerçekleştirmesi gerekir.

4. Korunan Hukuki Değer

Amaç, bireylerin eşitlik temelinde haklardan yararlanmasını sağlamak ve toplumda ayrımcılık temelli bölünmeleri önlemektir.

5. Yargıtay Uygulaması – Örnek Karar

Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 01.10.2019, 2019/13554 sayılı kararında; sanığın eylemlerinin TCK m.122’de sayılan seçimlik hareketlerden herhangi birini oluşturmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Yargıtay’ın bu yaklaşımı, suçta ve cezada kanunilik ilkesine sıkı bağlılığı göstermektedir. TCK m.122 kapsamına girebilmesi için, hem koruma gruplarından birine yönelik nefret saiki hem de maddede sayılı seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesi şarttır.

📌 Hakkımda
Ben Avukat Gökhan Yağmur, ceza hukuku ve özellikle nefret ve ayrımcılık suçu (TCK 122) gibi temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren davalarda profesyonel hukuki danışmanlık ve savunma hizmeti sunuyorum. Yargılamanın her aşamasında müvekkillerimin haklarını en etkin şekilde korumayı, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları ışığında stratejik çözümler üretmeyi ilke ediniyorum.

📞 İletişim: 0542 157 06 34
🌐 Web Sitesi: www.gokhanyagmur.com.tr www.gokhanyagmur.com

İstanbul merkezli ofisimde hem yerli hem yabancı müvekkillere bireysel ve kurumsal hukuki hizmetler sunmaktayım. Ceza yargılamalarında etkin savunma, dava dosyalarının titizlikle analizi ve hak odaklı yaklaşım ile her dosyada en iyi sonuca ulaşmayı hedefliyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu