Bilgi BankasıCeza Hukuku

Basit Yargılama Usulü Nedir? (CMK 251)

Basit yargılama usulü, ceza muhakemesi hukukunda bazı suç tiplerinde yargılamanın duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yürütülmesine imkân tanıyan, hızlı ve sadeleştirilmiş bir usuldür. Bu yöntem, iddianamenin kabulünden sonra mahkeme tarafından uygun görülmesi hâlinde uygulanabilir. Mahkemenin takdirine bağlı olan bu usulde, olağan yargılama sürecine göre daha kısa sürede sonuç alınması amaçlanmaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 251. maddesi bu düzenlemenin yasal temelini oluşturur.

Basit yargılama usulü uygulandığında, mahkeme tarafından mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde belirlenen sonuç ceza dörtte bir oranında (1/4) indirilir. Bu yönüyle, usulün sanık açısından da önemli bir ceza indirimi avantajı bulunduğu görülmektedir.


İçindekiler

Asliye Ceza Mahkemesi’nin Takdir Yetkisi

Basit yargılama usulü, yalnızca asliye ceza mahkemeleri tarafından uygulanabilen özel bir yargılama yöntemidir. Yasa koyucu, bu usulün hangi mahkeme tarafından yürütülebileceğini açıkça düzenlemiştir.

Ancak mahkeme, şartlar oluşsa bile basit yargılama usulünü uygulamak zorunda değildir. Hakim, davanın niteliği, delillerin kapsamı ve suçun özellikleri bakımından bu yöntemin uygun olup olmadığını takdir eder. Eğer mahkeme, davanın karmaşık nitelikte olduğunu veya adil yargılanma hakkının duruşmasız bir yargılama ile zarar görebileceğini değerlendirirse, olağan yargılama usulünü tercih edebilir.


Duruşma Gününün Belirlenmesi ve Usulün Sınırı

Mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra dosya üzerinden basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına karar verir. Eğer iddianame kabul edildikten sonra duruşma günü belirlenmişse, artık bu aşamadan sonra basit yargılama usulü uygulanamaz. Bu durumda davaya olağan yargılama kuralları çerçevesinde devam edilir (CMK m.251/1).

Dolayısıyla mahkeme, iddianamenin kabulü aşamasında kararını vermeli; duruşma günü tayin edilmeden önce bu usule geçip geçmeyeceğini belirlemelidir. Bu sınır, uygulamada usul ekonomisi ile adil yargılanma hakkı arasındaki dengeyi sağlamak açısından önem taşır.


Basit Yargılama Usulünün Amacı ve Hukukî Niteliği

Bu usulün temel amacı, yargılamayı hızlandırmak ve basit yapılı davalarda gereksiz duruşma süreçlerini ortadan kaldırmaktır. Ancak bu kolaylaştırma, bazı sanık haklarının sınırlandırılması riskini de beraberinde getirir. Özellikle, duruşma yapılmaması sebebiyle savunma hakkı, tanık sorgulama ve doğrudan delil sunma imkânı kısmen sınırlanabilir. Bu nedenle mahkemelerin, bu yöntemi uygularken adil yargılanma hakkı (AİHS m.6 ve Anayasa m.36) ilkelerine uygun hareket etmesi zorunludur.

Basit yargılama usulü, bu yönüyle klasik ceza muhakemesi usulünden ayrılan kendine özgü bir özel yargılama türüdür. Kanun koyucu, hem mahkemenin iş yükünü azaltmak hem de basit suçlarda hızlı sonuç alınmasını sağlamak amacıyla bu mekanizmayı öngörmüştür.

Basit yargılama usulü

Basit Yargılama Usulü Hangi Hallerde Uygulanır?

Basit yargılama usulü, hafif nitelikli suçlarda ve üst sınırı iki yıl veya daha az hapis cezası ya da adli para cezası gerektiren fiillerde uygulanabilir. Bu usulün amacı, duruşma yapılmasına gerek duyulmayan basit olaylarda yargılamayı hızlandırmak ve adaletin gecikmeden sağlanmasını temin etmektir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 251. maddesi, bu kapsamı açıkça belirlemiştir.


Uygulama Kapsamı ve Suçların Niteliği

Basit yargılama usulü, asliye ceza mahkemesi tarafından yürütülür ve yalnızca belirli ağırlıktaki suçlar için geçerlidir. Bu suçlar, hem Türk Ceza Kanunu (TCK)’nda hem de özel ceza kanunlarında yer alabilir.
Kanun koyucu, bu yöntemin yalnızca belirli türdeki suçlara uygulanmasını öngörmüş; ağır cezalar gerektiren suçlarda bu usulün kullanılmasını engellemiştir.

Usulün uygulanıp uygulanmayacağına karar verilirken, suçun nitelikli hâlleri de dikkate alınır. Örneğin, cezanın üst sınırını artıran bir nitelikli hal mevcutsa, o suç artık basit yargılama kapsamına girmeyecektir.


TCK Kapsamında Basit Yargılama Usulü Uygulanabilecek Suçlar

Aşağıda yer alan suçlar, Türk Ceza Kanunu uyarınca basit yargılama usulü kapsamında değerlendirilebilecek suç tipleridir. Bu suçlar, ceza miktarları itibariyle mahkemenin duruşmasız şekilde hüküm kurabileceği düzeyde görülmektedir:

  • Basit kasten yaralama (TCK m.86/2, 86/3)
  • Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi (TCK m.88/1)
  • Taksirle yaralama (TCK m.89/1)
  • Terk suçu (TCK m.97)
  • Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi (TCK m.98)
  • Tehdit (TCK m.106/1)
  • Basit cinsel taciz (TCK m.105/1)
  • Konut dokunulmazlığının ihlali (TCK m.116/1–3)
  • İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (TCK m.117/1)
  • Israrlı takip (TCK m.123/A)
  • Hakaret (TCK m.125)
  • Kişinin hatırasına hakaret (TCK m.130)
  • İbadethane veya mezarlıklara zarar verme (TCK m.153/2)
  • Güveni kötüye kullanma (TCK m.155/1)
  • Bedelsiz senedi kullanma (TCK m.156)
  • Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçen eşya üzerinde tasarruf (TCK m.160)
  • Taksirli iflas (TCK m.162)
  • Karşılıksız yararlanma (TCK m.163)
  • Bilgi vermeme (TCK m.166)
  • Genel güvenliğin kasten veya taksirle tehlikeye sokulması (TCK m.170–171)
  • Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali (TCK m.175)
  • İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama (TCK m.176)
  • Hayvanı tehlike yaratacak biçimde serbest bırakma (TCK m.177)
  • Trafik güvenliğini kasten veya taksirle tehlikeye sokma (TCK m.179–180)
  • Çevreyi kasten veya taksirle kirletme (TCK m.181–182)
  • Gürültüye neden olma (TCK m.183)
  • Sağlık için tehlikeli madde temini (TCK m.194)
  • Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma (TCK m.195)
  • Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK m.206)
  • Açığa imzanın kötüye kullanılması (TCK m.209)
  • Suçu ve suçluyu övme (TCK m.215)
  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (TCK m.216/2–3)
  • Kanunlara uymamaya tahrik (TCK m.217)
  • Hayasızca hareketler (TCK m.225)
  • Müstehcenlik (TCK m.226/1)
  • Kötü muamele (TCK m.232)
  • Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali (TCK m.233)
  • Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK m.234)
  • Fiyatları etkileme (TCK m.237)
  • Mal veya hizmet satımından kaçınma (TCK m.240)
  • Bilişim sistemine girme (TCK m.243/1–3)
  • Kamu görevinin usulsüz üstlenilmesi (TCK m.262)
  • Suç üstlenme (TCK m.270)
  • Yalan tanıklık (TCK m.272/1)
  • Suçu bildirmeme (TCK m.278)
  • Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs (TCK m.288)
  • Muhafaza görevini kötüye kullanma (TCK m.289)
  • Hükümlü veya tutuklunun kaçması (TCK m.292/1)

Bu liste, uygulamada en sık basit yargılama usulüne konu olan suç tiplerini göstermektedir. Mahkeme, suçun niteliğini ve delil durumunu değerlendirerek, bu suçlarda duruşmasız hüküm verme yoluna gidebilir.


Özel Kanunlarda Düzenlenen Suçlar

Basit yargılama usulü, yalnızca Türk Ceza Kanunu’nda değil; özel ceza kanunlarında düzenlenen suçlarda da uygulanabilir. Önemli olan, ilgili suçun ceza üst sınırının iki yıl veya daha az olmasıdır. Bu kapsamda, Kabahatler Kanunu’na yaklaşan nitelikteki hafif suçlar da bu usule tabidir.

Örneğin, özel kanunlarda düzenlenen bazı çevre, sağlık veya kamu düzeniyle ilgili fiillerin ceza üst sınırı iki yıldan az olduğunda, mahkeme aynı şekilde CMK m.251 uyarınca basit yargılama usulünü uygulayabilir.


Ceza Üst Sınırının Belirlenmesinde Dikkate Alınacak Hususlar

Basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı belirlenirken, mahkeme yalnızca suçun basit şekline değil; varsa nitelikli halleri de göz önünde bulundurmalıdır.
Örneğin, cezanın üst sınırını artıran nitelikli bir hal (örneğin, suçun silahla işlenmesi) mevcutsa, artık o suç basit yargılama usulü kapsamına girmez.

Ayrıca, aynı fiilin birden fazla suç oluşturması veya zincirleme suç biçiminde işlenmesi hâlinde, her bir suç için ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekir.


Basit Yargılama Usulü Nasıl Uygulanır?

Basit yargılama usulü, duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden yürütülen özel bir yargılama yöntemidir. Bu usulde, mahkeme davayı dosya üzerinden inceler ve gerekli gördüğü belgeleri toplayarak hüküm kurar. Uygulamanın amacı, basit nitelikli suçlarda yargılamayı hızlandırmak ve gereksiz duruşma süreçlerinden kaçınmaktır.


Duruşmasız Yargılama

Basit yargılama usulü, klasik ceza yargılamasından farklı olarak duruşma yapılmadan yürütülür. Bu nedenle süreç tamamen yazılı belgeler üzerinden ilerler. Mahkeme, kamu davasının niteliğini değerlendirir ve dosya kapsamındaki delillerin duruşma yapılmadan hüküm vermeye elverişli olduğunu görürse, basit yargılama usulünü uygular.

Bu yöntemle, hem yargılama süresi kısaltılır hem de mahkeme kaynakları daha verimli biçimde kullanılmış olur. Ancak bu durum, adil yargılanma hakkının sınırlarını da dikkate almayı gerektirir; çünkü taraflar, doğrudan hâkim önünde sözlü savunma yapma imkanından yoksun kalabilir.


Yazılı Savunma Süreci

Mahkeme, basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verdiğinde, kabul edilen iddianameyi sanık, mağdur ve varsa şikâyetçiye tebliğ eder.
Bu kişilere, savunma ve beyanlarını iki hafta içinde yazılı olarak sunmaları gerektiği bildirilir. Tebligatta ayrıca, davanın duruşma yapılmadan karara bağlanabileceği açıkça belirtilir.

Mahkeme, bu süreçte toplanması gereken belgeleri ilgili kurum ve kuruluşlardan yazı ile talep eder. Böylece, duruşma açılmadan yargılama dosyası eksiksiz hâle getirilir (CMK m.251/2).

Bu aşamada, sanık savunmasını avukatı aracılığıyla veya bizzat yazılı biçimde sunabilir. Mahkeme, verilen sürenin sonunda gelen tüm beyan ve belgeleri değerlendirerek karar aşamasına geçer.


Mahkemenin Hüküm Kurma Aşaması

Basit yargılama usulünde, mahkeme duruşma yapmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşünü almaksızın karar verir. Karar aşamasında mahkeme, dava dosyasındaki delillerin yeterliliğini değerlendirir ve TCK m.223 kapsamında aşağıdaki türden hükümlerden birini tesis eder:

  • Beraat kararı,
  • Ceza verilmesine yer olmadığı kararı,
  • Mahkûmiyet kararı,
  • Güvenlik tedbiri uygulanması,
  • Davanın reddi,
  • Davanın düşmesi.

Mahkeme, TCK m.61 uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel cezayı belirledikten sonra, mahkûmiyet kararı verilmişse sonuç cezayı dörtte bir oranında (1/4) indirir. Bu indirim, yalnızca basit yargılama usulü kapsamında verilen mahkûmiyet kararları için geçerlidir (CMK m.251/3).


Hükmün Özellikleri ve Cezada İndirim

Basit yargılama usulü sonucunda verilen mahkûmiyet kararlarında, sanığın lehine önemli bir sonuç doğar: sonuç cezanın dörtte bir oranında indirilmesi.
Bu hüküm, usulün temel teşvik unsurlarından biridir.

Ayrıca, mahkeme koşulları uygun gördüğünde:

  • Kısa süreli hapis cezasını seçenek yaptırımlara çevirebilir,
  • Hapis cezasının ertelenmesine karar verebilir,
  • Sanığın yazılı olarak karşı çıkmaması şartıyla, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verebilir.

Böylece, basit yargılama usulü yalnızca yargılama sürecini hızlandırmakla kalmaz; aynı zamanda ceza hukukunun bireyselleştirme ilkesi bakımından da sanığa avantaj sağlar.


Basit Yargılama Usulünde Yaptırımın Özelliği

Basit yargılama usulü sonucunda verilen kararlar, olağan ceza muhakemesi hükümleriyle aynı nitelikte hüküm doğurur. Ancak bu kararların en önemli özelliği, ceza indirimi mekanizmasının zorunlu olarak uygulanmasıdır.


Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Asliye ceza mahkemesi, basit yargılama usulü uyguladığı dosyada, TCK m.223 çerçevesinde aşağıdaki karar türlerinden herhangi birini verebilir:

  1. Beraat kararı – Sanığın suçsuz bulunması hâlinde, yargılama sona erer.
  2. Ceza verilmesine yer olmadığı kararı – Suç isnadının hukuken veya fiilen ortadan kalkması durumunda.
  3. Mahkûmiyet kararı – Suçun sabit görülmesi hâlinde.
  4. Güvenlik tedbirine hükmedilmesi – Mahkûmiyetle birlikte veya mahkûmiyetin yerine.
  5. Davanın reddi veya düşmesi – Yargılamaya devam edilmesini engelleyen durumlarda.

Bu kararlar, hem cezanın bireyselleştirilmesi hem de usul ekonomisi açısından olağan yargılamadaki hükümlere benzer sonuçlar doğurur.


Cezanın Belirlenmesi ve İndirim Uygulaması

Mahkeme, TCK m.61 uyarınca temel cezayı belirlerken suçun işleniş biçimi, failin kastı, suçun konusuna verilen zarar, failin geçmişi gibi unsurları dikkate alır.
Temel ceza belirlendikten sonra, CMK m.251/3 gereği sonuç ceza dörtte bir (1/4) oranında azaltılır.

Bu indirimin amacı, basit yargılama usulünü tercih etmeyi teşvik etmek ve mahkemelerin iş yükünü azaltmaktır. Böylece, mahkemeler önemsiz nitelikteki dosyaları hızlı biçimde karara bağlayabilirken, sanıklar da indirimli cezadan yararlanmış olur.


Basit Yargılama Usulü Kararına İtiraz Edilmesi ve Duruşma Açılması (CMK 252)

Basit yargılama usulü sonucunda verilen mahkeme kararları, duruşma yapılmadan evrak üzerinden kurulduğu için itiraz yoluna açıktır. Bu itiraz, sanığın adil yargılanma hakkını korumak amacıyla tanınmış önemli bir güvencedir.
İtiraz süreci, CMK m.252’de ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir.


İtiraz Hakkı ve Süresi

Basit yargılama usulüyle verilen hükümlere karşı, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğinden itibaren iki hafta içinde itiraz edilebilir. Süresi içinde yapılmayan itirazlar hâlinde karar kesinleşir (CMK m.252/1).

İtiraz, yazılı dilekçeyle yapılır ve hükmü veren mahkeme, dosyayı itirazı incelemeye yetkili başka bir asliye ceza mahkemesine gönderir. Eğer bulunduğu yerde yalnızca bir asliye ceza mahkemesi varsa, inceleme görevi aynı mahkemedeki başka bir hâkim tarafından yapılır; o da yoksa adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu başkanı tarafından görevlendirilen hâkim itirazı değerlendirir.


İtirazın İncelenmesi ve Duruşma Açılması

İtirazı inceleyen mahkeme, dosyayı genel hükümlere göre ele alır ve duruşma açarak yargılamayı yeniden yapabilir.
Duruşma günü taraflara tebliğ edilir; ancak taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında hüküm kurulabilir. Tebligatta, yoklukta karar verilebileceği açıkça belirtilir (CMK m.252/2).

Taraflar, duruşma yapılmadan önce itirazdan vazgeçerse, duruşma açılmaz ve ilk hüküm kesinleşir. Bu durumda, basit yargılama usulüyle verilen karar infaz edilir.


İtirazın Etkileri

İtiraz üzerine yapılan yargılamada mahkeme, önceki hükümle bağlı değildir.
Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler (örneğin mağdur veya savcı) tarafından yapılması hâlinde, sanığın lehine olan 1/4 oranındaki indirim korunur. Buna karşılık, itiraz sanık tarafından yapılmışsa ve yeniden yargılama sonunda mahkûmiyet kararı verilirse, artık 1/4 oranındaki ceza indirimi uygulanmaz (CMK m.252/3).

Bu düzenleme, sanığın haksız veya gereksiz itiraz başvurularını önlemek amacıyla getirilmiştir.


İtirazın Kapsamı ve Sonuçları

İtiraz yalnızca hükmün esasına değil, aynı zamanda yargılama gideri, vekalet ücreti veya maddi hata gibi yan unsurlara da yönelik olabilir.
Bu durumda, mahkeme itirazı yerinde görürse kararı düzeltir, yerinde görmezse dosyayı üç gün içinde yetkili merciiye gönderir.

Eğer itiraz sonucunda verilen yeni karar, sanığın lehine ise bu durum, itiraz etmemiş diğer sanıklara da uygulanır. Böylece, eşitlik ilkesi çerçevesinde benzer durumdaki sanıklar aynı sonuca ulaşmış olur.


Basit Yargılama Usulünde İstinaf Başvurusu

Basit yargılama usulünde, itiraz üzerine duruşma açılarak yeniden hüküm kurulmuşsa, bu hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
İstinaf, CMK m.273’e göre genel hükümler çerçevesinde uygulanır.


İstinaf Süresi ve Başvuru Şekli

İstinaf başvurusunun süresi, kararın gerekçeli metninin tebliğinden itibaren iki haftadır.
Başvuru, mahkemeye verilecek bir dilekçeyle veya zabıt kâtibine beyanda bulunularak yapılabilir. Bu durumda tutulan tutanak, başvuru dilekçesi yerine geçer.

İstinaf mahkemesi, dosyayı hem usul yönünden hem de esas bakımından inceler. Eğer hüküm hukuka aykırı bulunursa, karar bozulur ve dosya yeniden değerlendirilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilir.


İstinafın Amacı

Bu kanun yolu, duruşmasız biçimde verilen kararların hukuka uygunluğunu denetleme işlevi görür.
Basit yargılama usulünde, duruşma yapılmaması nedeniyle delillerin doğrudan tartışılması imkânı bulunmadığından, istinaf denetimi özellikle adil yargılanma hakkının korunması açısından önemlidir.


Mahkemenin Basit Yargılama Usulünden Olağan Yargılama Usulüne Geçmesi

Mahkeme, dosya üzerinde inceleme yaparken basit yargılama usulüyle karar vermenin yeterli olmayacağını değerlendirirse, her aşamada olağan yargılama usulüne geçebilir.
Bu durumda mahkeme, delillerin kapsamı ve tanıkların dinlenmesi ihtiyacı gibi nedenlerle duruşma açar.


Olağan Usule Geçişin Koşulları

Mahkeme şu durumlarda olağan usule geçebilir:

  • Tanıkların dinlenmesinin zorunlu hâle gelmesi,
  • Delillerin tartışılmasının gerekliliği,
  • Sübuta etkili yeni delillerin ortaya çıkması.

Örneğin, yazılı delillerin yetersiz olduğu veya tanık ifadelerinin belirleyici olacağı durumlarda mahkeme, basit yargılama usulünü sonlandırarak duruşma açar.
Bu aşamadan sonra davaya olağan yargılama usulü hükümleri uygulanır.


Olağan Usule Dönüşün Hukukî Sonucu

Bir kez olağan yargılama usulüne geçildikten sonra, mahkeme artık yeniden basit yargılama usulüne dönemez.
Bu nedenle, duruşma açıldıktan sonra yargılama, CMK’nın genel hükümlerine göre sürdürülür; tanık dinleme, keşif yapma, bilirkişi incelemesi gibi tüm klasik usuller uygulanabilir.


Basit Muhakeme Usulünün Uygulanmayacağı Haller

Basit yargılama usulü her durumda uygulanamaz. Kanun, belirli koşullarda bu usulün kullanılmasını yasaklamıştır.


Uygulanamayacak Durumlar (CMK m.251/7–8)

Aşağıdaki hallerde basit yargılama usulü uygulanmaz:

  • Yaş küçüklüğü hâlinde, yani failin çocuk olması durumunda,
  • Akıl hastalığı bulunan sanıklar hakkında,
  • Sağır ve dilsiz sanıklar bakımından,
  • Soruşturma veya kovuşturması izne ya da talebe bağlı suçlarda,
  • Basit yargılama kapsamına giren bir suçun, kapsam dışı bir suçla birlikte işlenmesi hâlinde.

Örneğin, ısrarlı takip suçu (basit yargılama kapsamındadır) ile birlikte cinsel saldırı suçu (kapsam dışıdır) işlendiğinde, her iki suç açısından da artık basit yargılama usulü uygulanamaz.


Basit Yargılama Usulünün Derdest Davalara Etkisi

Basit yargılama usulü, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren devam eden (derdest) davalarda da uygulanabilir.
Yani, kanunun yürürlük tarihinde henüz karara bağlanmamış tüm davalar için mahkeme, koşulları mevcutsa bu usule geçebilir.

Ancak, kararı kesinleşmiş dosyalar için basit yargılama usulü artık uygulanamaz.
Buna karşılık, istinaf veya temyiz aşamasında bulunan dosyalarda, üst mahkeme kararı bozarak dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderebilir ve mahkeme, basit yargılama usulünü bu aşamada uygulayabilir.


Basit Yargılama Usulü – Genel Değerlendirme ve Sonuç

Basit yargılama usulü, ceza muhakemesi hukukunda mahkemelerin iş yükünü azaltmak, yargılamayı hızlandırmak ve adaletin gecikmesini önlemek amacıyla getirilen özel bir yargılama biçimidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesi uyarınca, belirli suçlarda mahkeme, duruşma yapmaksızın evrak üzerinden hüküm kurabilir. Bu yönüyle usul, hem yargılamanın basitleştirilmesi hem de tarafların zamandan tasarruf etmesi bakımından önemli bir reform niteliği taşır.


Basit Yargılama Usulünün Hukuk Sistemindeki Yeri

Basit yargılama usulü, klasik ceza yargılamasından farklı olarak duruşmasız bir yargılama tekniğine dayanır.
Mahkeme, iddianameyi kabul ettikten sonra, dosyanın özelliklerine göre bu yöntemi uygulayıp uygulamayacağına karar verir.
Usulün uygulanabilmesi için suçun üst sınırının iki yıl veya daha az hapis cezası ya da adli para cezası gerektirmesi gerekir.
Bu durum, sistemin yalnızca basit nitelikli suçlar için kullanılmasını sağlar.

Mahkeme, uygun görürse basit yargılama usulünü uygulayabilir; ancak biçimsel koşullar mevcut olsa bile, hâkimin takdir yetkisi saklıdır.
Zira her davanın karmaşıklık düzeyi, delil yapısı ve yargılama konusu farklıdır.
Dolayısıyla, bazı durumlarda adil yargılanma hakkı gereği olağan yargılama usulüne geçilmesi gerekebilir.


Sanık Açısından Sağladığı Avantajlar

Basit yargılama usulü, yalnızca yargılamanın süresini kısaltmaz; aynı zamanda sanık bakımından ceza indirimi avantajı da sağlar.
Mahkeme, mahkûmiyet kararı verdiğinde, sonuç cezayı dörtte bir oranında (1/4) indirir.
Bu düzenleme, sanığın gereksiz itiraz ve temyiz süreçlerinden kaçınmasını teşvik eden bir mekanizmadır.

Ayrıca, mahkeme koşulları uygun bulduğunda:

  • Kısa süreli hapis cezasını seçenek yaptırımlara çevirebilir,
  • Hapis cezasını erteleyebilir,
  • Sanığın rızasıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verebilir.

Bu yönleriyle basit yargılama usulü, bireyselleştirilmiş ceza anlayışını destekleyen, esnek bir yargılama yoludur.


İtiraz ve Olağan Yargılama Güvencesi

Her ne kadar basit yargılama usulü duruşmasız bir yöntem olsa da, itiraz ve istinaf yolları bu sistemin adil yargılanma hakkıyla uyumlu kalmasını sağlar.
Sanık veya diğer taraflar, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğinden itibaren iki hafta içinde itiraz edebilir.
İtiraz sonucunda, mahkeme gerek görürse duruşma açarak genel hükümlere göre yeniden yargılama yapabilir.

Eğer mahkeme basit yargılama süreci içinde uyuşmazlığın yalnızca dosya üzerinden çözülemeyeceğini anlarsa, her zaman olağan yargılama usulüne geçebilir.
Ancak bu geçiş tek yönlüdür; olağan usule geçildikten sonra yeniden basit usule dönülmesi mümkün değildir.


Uygulanamayacak Haller ve Hukukî Sınırlar

Basit yargılama usulü, çocuklar, akıl hastaları, sağır ve dilsizler gibi özel statüdeki kişiler hakkında uygulanamaz.
Ayrıca, soruşturma veya kovuşturması izne ya da talebe bağlı suçlarda bu usule başvurulamaz.
Bu sınırlamalar, hem sanığın savunma hakkını koruma hem de adil yargılanma ilkesinin ihlal edilmesini önleme amacını taşır.

Yine, basit yargılama kapsamına giren bir suçun, kapsam dışı başka bir suçla birlikte işlenmesi hâlinde usul uygulanmaz.
Bu durumda mahkeme, davayı genel yargılama kuralları çerçevesinde yürütür.


Basit Yargılama Usulünün Derdest Davalara Uygulanması

Basit yargılama usulü, kanunun yürürlük tarihinden itibaren derdest olan (devam eden) ceza davalarına da uygulanabilir.
Hâlihazırda istinaf veya temyiz aşamasında bulunan dosyalarda ise, üst mahkeme gerekli görürse kararı bozarak dosyayı ilk derece mahkemesine gönderir ve basit yargılama usulü uygulanabilir.
Ancak karar kesinleşmişse, artık bu usulden yararlanılamaz.


Genel Sonuç

Basit yargılama usulü, Türk ceza adalet sistemine etkinlik, hız ve verimlilik kazandırmayı amaçlayan modern bir düzenlemedir.
Bu yöntem, yargı organlarının gereksiz iş yükünü azaltarak, kaynakların daha ciddi suçlara yönlendirilmesini sağlar.
Aynı zamanda, sanık açısından ceza indirimi imkânı sunarak, hukuk devleti ilkesiyle uyumlu, dengeli bir ceza adaleti sistemi oluşturur.

Bununla birlikte, duruşmasız yargılama özelliği nedeniyle mahkemelerin her dosyada adil yargılanma hakkını gözetmesi, savunma ve delil sunma imkânlarının korunması son derece önemlidir.
Dolayısıyla, basit yargılama usulü hızlı bir çözüm aracı olmakla birlikte, adaletin özü olan hukukî güvenlik ve hakkaniyet ilkeleri göz ardı edilmemelidir.

Basit Yargılama Usulü Yargıtay Kararları

Basit yargılama usulü, ceza muhakemesi hukukunda mahkemelere yargılamayı duruşmasız şekilde sonuçlandırma imkânı tanıyan özel bir yargılama biçimidir. Bu sistemin uygulanma şartları, sınırları ve hâkimin takdir yetkisi, birçok Yargıtay kararında ayrıntılı biçimde açıklanmıştır. Aşağıda, basit yargılama usulü ile ilgili Yargıtay içtihatlarının özgünleştirilmiş özetleri yer almaktadır.


Basit Yargılama Usulünün Uygulanma Şartları

Basit yargılama usulü, CMK m.251 uyarınca, iddianamenin kabulünden sonra ancak duruşma günü belirlenmeden önce uygulanabilir. Bu usul, yalnızca asliye ceza mahkemelerinde, adli para cezası veya üst sınırı iki yıl veya daha az hapis cezası gerektiren suçlarda kullanılabilir.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2024/3701 E., 2024/8664 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 14.07.2021 tarihli 7331 sayılı Kanun değişikliği sonrasında, duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanamaz. Mahkemenin takdir yetkisi saklıdır; dolayısıyla biçimsel koşullar oluşsa dahi, hâkim uygun görmezse bu usule başvurmayabilir.

Yargıtay’a göre bu usulün uygulanması için şu objektif şartlar birlikte aranır:

  1. İddianamenin kabul edilmesi (CMK m.175/2),
  2. Duruşma günü henüz belirlenmemiş olması,
  3. Suçun asliye ceza mahkemesinin görev alanında bulunması,
  4. Suçun üst sınırının iki yıl veya daha az olması,
  5. Soruşturmanın veya kovuşturmanın izne ya da talebe bağlı olmaması,
  6. Basit yargılama kapsamındaki bir suçun, kapsam dışı bir suçla birlikte işlenmemiş olması.

Ayrıca yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve sağır–dilsizlik hâllerinde, sanığın duruşmada doğrudan dinlenmesi gerektiği için bu usul uygulanamaz.


Hâkimin Takdir Yetkisi (Ceza Genel Kurulu 2023/427 E., 2023/660 K.)

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararına göre, basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmaması hâkimin takdirindedir.
Mahkeme, şartlar mevcut olsa bile bu usulü uygulamak zorunda değildir. Hakim, dosyanın niteliğini, delillerin durumunu ve suçun ağırlığını değerlendirerek karar verir.

Bu kararda, İzmir 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nin basit yargılama usulünü uygulamama kararı hukuka uygun bulunmuş; çünkü yasa, bu usulün uygulanmasını zorunlu kılmamıştır.
Dolayısıyla, mahkeme dilerse duruşma açarak genel hükümlere göre yargılama yapabilir.


Asliye Ceza Mahkemesinde Uygulanabilirlik

Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, basit yargılama usulü yalnızca asliye ceza mahkemelerinde uygulanabilir.
Ceza Genel Kurulu’nun 2023/427 E., 2023/660 K. sayılı kararında açıklandığı üzere, bu usul ağır ceza mahkemelerinde veya sulh ceza mahkemelerinde uygulanamaz.
Kanun koyucu bilinçli olarak “asliye ceza mahkemesince” ibaresini kullanmış ve usulü sadece bu mahkeme türüne özgü hale getirmiştir.


Uygulama Değerlendirilmeden Yargılamaya Devam Edilmesi

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2022/1126 E., 2022/10153 K. sayılı kararında, mahkemenin basit yargılama usulünü uygulayıp uygulamayacağına dair hiçbir değerlendirme yapmadan yargılamaya devam etmesi hukuka aykırı görülmemiştir.
Çünkü yasa, bu usulün uygulanmasını zorunlu kılmamış, mahkemeye takdir yetkisi tanımıştır.


Suçun Niteliği Nedeniyle Uygulanamama Halleri

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2021/9079, 2021/8811 ve 2021/8938 sayılı kararlarında; basit kasten yaralama veya hakaret gibi basit yargılama kapsamındaki suçların, tehdit veya alenen hakaret gibi nitelikli suçlarla birlikte işlendiği durumlarda, CMK m.251/8 gereği bu usulün uygulanamayacağı açıkça belirtilmiştir.
Bu kararlar, suçun nitelikli hâlinin veya başka bir suçla birlikte işlenmesinin, dosyayı basit yargılama kapsamından çıkaracağı yönündedir.


Basit Yargılama Usulü Kararlarının Kanun Yolu

Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 2021/41027 E., 2022/1571 K. sayılı kararına göre, basit yargılama usulüyle verilen kararlar temyiz edilemez; yalnızca itiraz yoluna tabidir.
Bu durum, CMK m.252’nin açık hükmüdür.
Dolayısıyla Cumhuriyet savcısı veya sanığın temyiz talepleri, itiraz dilekçesi olarak kabul edilip ilgili merciye gönderilmelidir.


Kesinleşen Dosyalarda Basit Yargılama Usulü Uygulanamaz

Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 2021/30167 E., 2021/24609 K. sayılı kararında; kesinleşmiş dosyalarda sonradan yürürlüğe giren düzenlemeye dayanarak basit yargılama usulü uygulanamayacağı belirtilmiştir.
Anayasa’nın 153/5. maddesi gereği, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği vurgulanmıştır.
Bu nedenle, karar kesinleşmişse basit yargılama usulü geriye dönük olarak uygulanamaz.


Sanığın Yanıltılması Durumu (Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/8252 E., 2023/1633 K.)

Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararında, mahkemenin basit yargılama usulü hakkında sanığa yanlış bilgi vermesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Mahkeme, “itiraz edilse dahi 1/4 oranında indirim uygulanır” şeklinde yanlış bir uyarı yapmış ve bu durum sanığın itiraz hakkını yanlış değerlendirmesine neden olmuştur.
Yargıtay, bu uygulamayı CMK m.252/3’e aykırı bularak kararın bozulmasına hükmetmiştir.


Ağır Ceza Mahkemelerinde Uygulanamaz (Ceza Genel Kurulu 2023/120 E., 2023/554 K.)

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ağır ceza mahkemelerinde basit yargılama usulünün uygulanamayacağına karar vermiştir.
Mahkeme, “asliye ceza mahkemesince” ibaresinin yasa metninde bilinçli olarak yer aldığını vurgulamış ve usulün sadece bu mahkemelere özgü olduğunu açıklamıştır.
Ağır cezada görülen suçlarda bu usulün uygulanması, kanuna açıkça aykırıdır.


Suçun Nitelikli Hâli Nedeniyle Usulün Dışında Kalması (Ceza Genel Kurulu 2023/194 E., 2023/659 K.)

Ceza Genel Kurulu kararına göre, suçun cezayı artıran nitelikli hâli mevcutsa, dosya artık basit yargılama usulü kapsamından çıkar.
Örneğin, TCK m.105/2-d uyarınca “elektronik haberleşme araçlarıyla cinsel taciz” suçu, yarı oranında artırımı gerektirdiği için bu usulde değerlendirilemez.
Dolayısıyla, suçun işlendiği biçim cezayı ağırlaştırıyorsa, mahkeme artık duruşmasız yargılama yapamaz.


Genel Değerlendirme

Yargıtay kararları göstermektedir ki, basit yargılama usulü hem yargılamayı hızlandıran hem de mahkemeye geniş takdir yetkisi tanıyan bir mekanizmadır.
Ancak bu usul, sınırlı sayıda suçta ve yalnızca asliye ceza mahkemeleri tarafından uygulanabilir.
Hâkim, dosyanın özelliklerini değerlendirerek bu usule karar verebilir; fakat adil yargılanma hakkının zarar görmemesi için duruşma yapılması gerektiği kanaatine varırsa, her zaman olağan yargılama usulüne dönebilir.


Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu