Doğumdan Önce ve Sonra Kişilik Ne Zaman Başlar, Ne Zaman Sona Erer?
Kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer? Doğumdan önce ceninin durumu, ölüm, ölüm karinesi ve gaiplik kararının kişilik üzerindeki etkilerini açıklıyoruz.
Giriş
“Kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer?” sorusu, hem kişiler hukukunun hem de miras, aile ve sağlık hukuku gibi alanların temelini ilgilendiren bir sorudur.
Bir insanın hukuken kişi sayılması, yani hak ve borç sahibi olabilmesi için hangi anda kişilik kazanacağı; ölüm, ölüm karinesi ve gaiplik gibi durumlarda kişiliğin hangi anda sona ereceği; doğmamış çocuk (cenin) lehine hangi hakların korunabileceği, bu sorunun etrafında şekillenir.
Bu yazıda, doğumdan önce ve sonra kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer, ceninin hukuki durumu nedir, ölüm karinesi ve gaiplik kişilik bakımından hangi sonuçları doğurur; bunları Türk Medenî Kanunu çerçevesinde sistematik olarak ele alacağız.
Kişiliğin Başlangıcı: Kural ve İstisnalar
TMK’ya göre kişilik ne zaman başlar?
Türk Medenî Kanunu m. 28/1 hükmü, kişiliğin başlangıcını şöyle belirler (özetle):
Kişilik, çocuğun sağ ve tam doğumuyla başlar.
Dolayısıyla “kişilik ne zaman başlar?” sorusunun temel cevabı şudur:
- Çocuk ana rahmine düştüğü anda değil,
- Sağ (yaşar halde) ve tam (doğum eyleminin tamamlanması) şekilde doğduğu anda, hukuken “kişi” sıfatı kazanır ve hak ehliyeti tam anlamıyla gerçekleşir.
“Tam doğum”, doğum eyleminin tamamlanmasını; “sağ doğum” ise, çocuğun dış dünyaya çıktıktan sonra en azından kısa bir süre de olsa yaşar halde olmasını ifade eder.
Örneğin, doğumdan hemen sonra nefes alıp verdiği tespit edilebilen bir bebeğin, birkaç dakika sonra vefat etmiş olsa bile, kişilik kazanmış olduğu kabul edilir; bu da mirasçılık gibi haklarda sonuç doğurur.
Ceninin (ana rahmindeki çocuğun) hukuki durumu
TMK m. 28/2’de, ceninin durumu için önemli bir istisna getirilir (özetle):
Çocuk sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan itibaren hak ehliyetine sahipmiş gibi korunur.
Bu hüküm bize şunu anlatır:
- Ceninin henüz kişiliği başlamamıştır; tam anlamıyla “kişi” değildir.
- Ancak ileride sağ doğması şartıyla, bazı hakların öznesi gibi korunur.
Örneğin:
- Miras bırakan öldüğünde mirasçılar arasında henüz doğmamış bir çocuk varsa, bu çocuk sağ doğmak kaydıyla mirasçı kabul edilir.
- Anneye veya cenine karşı haksız fiillerde, doğumdan sonra ortaya çıkan zararlar dikkate alınarak tazminat talep edilebilir.
Dolayısıyla, “doğumdan önce kişilik ne zaman başlar?” sorusunun cevabı hukuken şudur:
Asıl kişilik doğumla başlar; fakat cenin, sağ doğmak koşuluyla hak lehine korunur.
Kişiliğin Sona Ermesi: Ölüm, Ölüm Karinesi ve Birlikte Ölüm Karinesi
Ölümle kişiliğin sona ermesi
Kişilik, ölümle sona erer. Kişinin ölümü, hem nüfus kaydı hem de hukuki ilişkiler açısından birçok sonucu tetikler:
- Miras açılır, mirasçılar belirlenir,
- Evlilik, ölümle kendiliğinden sona erer,
- Kişilik hakları, bedene müdahale, organ bağışı, cenazenin defni gibi hususlar gündeme gelir.
Bu nedenle “kişilik ne zaman sona erer?” sorusunun birinci cevabı, “kişinin ölümüyle” şeklindedir.
Ölüm karinesi (TMK m. 31)
Bazen bir kişinin ölümü kesin olarak tespit edilemez, ancak içinde bulunduğu durum gereği, artık hayatta olmadığı kuvvetle muhtemeldir.
TMK m. 31 (ölüm karinesi) bu hâlleri düzenler. Özetle:
- Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya uzun süre kendisinden haber alınamayan kişilerin,
- Belirli şartlar altında ve mahkeme kararı olmaksızın,
- Ölmüş sayılmaları kabul edilebilir.
Ölüm karinesi hâlinde, hukuki sonuçlar fiilî olay ve kayıtlar üzerinden yürütülür; kişi ölmüş gibi işleme tabi tutulur ve kişiliğin sona erdiği kabul edilir.
Birlikte ölüm karinesi (TMK m. 32)
TMK m. 32, aynı olayda hayatlarını kaybeden birden fazla kişi arasında hangi sırayla öldüklerinin belirlenemediği hâlleri düzenler. Örneğin bir trafik kazasında, patlamada veya depremde, birden fazla kişinin aynı anda ölmüş olması ve hangisinin önce, hangisinin sonra öldüğünün ispatlanamaması.
Bu durumda:
- Kişilerin aynı anda ölmüş sayılacağı,
- Dolayısıyla birbirlerine mirasçı olamayacakları kabul edilir.
Bu hüküm, özellikle miras hukuku bakımından kişiliğin sona ermesi anının önemini ortaya koyar: kim önce öldüyse, kim kimin mirasçısı olabilir, bütün bu zincir buna göre kurulur.
Gaiplik Kararı ve Kişiliğin Sona Ermesi
Gaiplik nedir? (TMK m. 32, 35 vd.)
Gaiplik, bir kişinin uzun süre kayıp olması ve ölüm tehlikesi içinde kaybolması veya kendisinden uzun süre haber alınamaması hâlinde, mahkeme kararıyla ölmüş sayılmasıdır.
Gaiplik kararı için tipik hâller:
- Uçak, gemi kazaları, deprem, sel gibi büyük felaketler,
- Savaş, ağır kaza, kaybolma hâlleri,
- Çok uzun süre hiçbir haber alınamaması.
Gaiplik kararı verildiğinde:
- Kişi hukuken ölmüş kabul edilir,
- Mirası açılır, evliliği sona erer,
- Kişiliğin sona erdiği varsayımı üzerinden tüm kişisel ve malvarlığına ilişkin işlemler yürütülür.
Dolayısıyla, kişilik ne zaman sona erer? sorusunun ikinci cevabı, “ölüm karinesi veya gaiplik kararı ile ölmüş sayıldığında” şeklindedir.
Doğumdan Önce ve Sonra Hakların Korunması
Ceninin miras hakkı
Cenin, sağ doğmak kaydıyla mirasçı kabul edilir. Bu ne demektir?
- Miras bırakan öldüğünde, anne karnında bir çocuk varsa, bu çocuk mirasçılar arasında gösterilir,
- Miras payı ayrılır,
- Eğer çocuk sağ ve tam doğarsa, bu miras hakkı kesinleşir.
- Ölü doğarsa, kişilik hiç kazanılmamış sayılır ve mirasçılık sıfatı doğmaz; ayrılan pay, diğer mirasçılara göre dağıtılır.
Bu örnek, doğumdan önce ve sonra kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer sorusunun miras hukuku boyutunu gösterir.
Cenin lehine tazminat ve kişilik hakkı
Hamile kadına karşı işlenen haksız fiillerde, ceninin doğumdan sonra zarar görmesi hâlinde:
- Çocuk, doğduktan sonra, anne karnında maruz kaldığı haksız fiil nedeniyle ortaya çıkan zararlar için tazminat talep edebilir (örneğin sakat doğma, bedensel–ruhsal zarar gibi).
- Bu durumda, anne karnında iken henüz kişiliği başlamamış olsa da; sağ doğmak şartıyla hak lehine korunma ilkesi devreye girer.
Yargı Uygulamasından Genel Çizgiler
Yargıtay kararlarında ve uygulamada, kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer sorusuyla bağlantılı bazı temel yaklaşımlar öne çıkar:
- Sağ–tam doğumun ispatı: Özellikle miras uyuşmazlıklarında, çocuğun doğum anında canlı olup olmadığı (nefes alıp vermesi, kalp atımı, tıbbî kayıtlar) büyük önem taşır. Çok kısa süre dahi yaşasa, kişilik kazanmış sayılır ve mirasçılığı kabul edilir.
- Gaiplikte temkinli yaklaşım: Uzun süre kayıp olan kişilerle ilgili gaiplik davalarında, ilan süreleri, başvuru koşulları ve olayın niteliği dikkatle değerlendirilir. Mahkemeler, gerçek bir ölüm ihtimali bulunmadan kişiyi gaip saymaya yanaşmaz; zira bu karar, kişiliğin sona erdiği kabul edilmesi anlamına gelir.
- Birlikte ölüm karinesinin miras üzerindeki etkisi: Aynı kazada ölen aile fertlerinin “hangisinin önce öldüğünün ispatlanamaması” hâli, Yargıtay kararlarında, çoğu kez birlikte ölüm karinesiyle çözümlenir. Böylece, birinin diğerinden mirasçı olması engellenir ve miras zinciri, hayattaki diğer mirasçılara göre kurulmuş olur.
Bu genel çizgiler, kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer sorusunun sadece teorik değil; miras paylaşımı, gaiplik davaları, sigorta ve tazminat uyuşmazlıklarında da gündelik olarak uygulanan bir mesele olduğunu gösterir.
Sık Sorulan Sorular (FAQ)
Kişilik ne zaman başlar?
Türk Medenî Kanunu’na göre kişilik, çocuğun sağ ve tam doğumuyla başlar. Doğumdan önce, ceninin kişiliği başlamamıştır; ancak sağ doğmak kaydıyla hak lehine korunur.
Ceninin (doğmamış çocuğun) hakkı var mıdır?
Evet. Cenin, sağ doğmak şartıyla, özellikle miras ve tazminat alanında hak ehliyetine sahipmiş gibi korunur. Örneğin miras bırakan öldüğünde anne karnındaki çocuk, sağ doğarsa mirasçı olur.
Kişilik ne zaman sona erer?
Kişilik, kişinin ölümüyle sona erer. Ayrıca ölüm karinesi veya gaiplik kararıyla da kişi ölmüş sayılır ve kişiliğin sona erdiği kabul edilir.
Gaiplik kararı çıkınca ne olur?
Gaiplik kararı verilen kişi, hukuken ölmüş sayılır; mirası açılır, evliliği sona erer ve kişiliğin sona erdiği varsayılır. Ancak belli şartlarla, gaibin geri dönmesi hâlinde bazı sonuçların düzeltilmesi mümkündür (örneğin miras paylaşımıyla ilgili).
Ölü doğan çocuk mirasçı olur mu?
Hayır. Kişilik, sadece sağ ve tam doğumla kazanılır. Ölü doğan çocuk, hukuk düzeninde hiç kişi sıfatı kazanmamış sayılır; dolayısıyla mirasçı olamaz. Ancak tıbbî olarak doğumdan sonra bir an bile yaşadığı ispatlanırsa, kişilik kazanmış sayılır.
Sonuç ve Değerlendirme
Doğumdan önce ve sonra kişilik ne zaman başlar, ne zaman sona erer sorusunun cevabı, hukukun insanı nasıl gördüğünü ortaya koyar.
- Kişilik, doğumdan önce değil; sağ ve tam doğumla başlar.
- Cenin, sağ doğmak şartıyla, hak lehine korunur; mirasçı olabilir, tazminat talep edebilir.
- Kişilik, ölümle sona erer; ölüm karinesi ve gaiplik kararı hâlinde de kişi ölmüş sayılır.
- Birlikte ölüm karinesi ise, aynı olayda hayatını kaybeden kişiler arasında miras ilişkisini belirler.
Bu çerçeve, özellikle:
- Miras paylaşımı,
- Gaiplik davaları,
- Sigorta ve tazminat uyuşmazlıkları,
- Sağlık hukuku ve cenine yönelik zararlar
gibi alanlarda doğrudan uygulanır. Somut olayların her biri, kendi delilleri ve özellikleri çerçevesinde değerlendirilir; bu nedenle kişiliğin başlangıcı ve sona ermesiyle ilgili tereddütlerde uzman hukuki destek alınması, ileride geri dönülmesi zor hak kayıplarının önüne geçmek açısından büyük önem taşır.
Önceki makale: Tam Ehliyetli, Sınırlı Ehliyetli, Sınırlı Ehliyetsiz, Tam Ehliyetsiz Kimdir?
Sonraki makale: Reşit Olmak Ne Demektir? Hangi Yaşta Reşit Sayılırım?
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün