Bilgi BankasıCeza Hukuku

Katalog Suç Nedir?

Katalog suç, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) düzenlenen ve tutuklama, iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi gibi koruma tedbirlerine başvurulabilecek suçların, kanunda sınırlı şekilde sayıldığı listeyi ifade eder. Örneğin, CMK m.100’de yer alan hükümle, tutuklama kararının daha kolay verilebilmesi amacıyla bazı suçlar katalog suçlar arasında düzenlenmiştir. Ancak her koruma tedbiri için tek bir liste yoktur; kanunda farklı tedbirler için ayrı ayrı katalog suçlar öngörülmüştür.

Koruma tedbirleri, kişi hakkında henüz kesin hüküm kurulmadan, özgürlüğün veya bazı temel hakların geçici olarak hâkim kararıyla sınırlandırılmasını sağlayan tedbirlerdir. Bunlar arasında tutuklama, el koyma, arama, adli kontrol, iletişimin tespiti ve dinlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi gibi uygulamalar yer alır.

Bir suçun katalog suçlar arasında bulunması iki önemli sonuca yol açar:

  1. Koruma tedbirine daha kolay başvurulması: Katalog suçlar bakımından, hâkim diğer suçlara kıyasla daha kolay şekilde koruma tedbiri kararı verebilir. Örneğin, cinsel saldırı suçu katalog suçlardan biridir. Bu nedenle hâkim, tutuklama kararı verirken katalogda yer alan bu suç açısından daha düşük ispat eşiğiyle karar verebilir. Bununla birlikte, katalogda yer almayan suçlarda da tutuklama kararı verilebilir; fakat şartların daha ayrıntılı değerlendirilmesi gerekir.
  2. Koruma tedbirinin yalnızca katalog suçlar için uygulanması: Bazı tedbirler ise yalnızca belirli katalog suçlarla sınırlı tutulmuştur. Mesela, iletişimin denetlenmesi (telefon dinlemesi) yalnızca kanunda açıkça belirtilen katalog suçlarda uygulanabilir. Bu kapsamda, silahlı örgüt üyeliği katalog suç olduğu için telefon dinleme tedbiri uygulanabilirken; hırsızlık veya dolandırıcılık suçları katalog suçlar arasında bulunmadığından bu tedbire başvurulamaz.

Bununla birlikte, sadece bir suçun katalogda yer alması, tek başına koruma tedbiri uygulanması için yeterli değildir. Hâkim veya mahkeme, suçun katalog suç olması dışında, somut olayda koruma tedbirinin gerekli olduğuna ilişkin kanunda belirtilen objektif şartların da mevcut olup olmadığını değerlendirmelidir. Aksi halde, yalnızca katalog suç niteliği gerekçe gösterilerek kişi özgürlüğüne müdahale edilmesi hukuka aykırı olur ve Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan haklar ihlal edilmiş sayılır.


İçindekiler

Katalog Suçların Özellikleri ve Eleştiriler

Katalog suçların hangi ölçütlere göre belirlendiği konusunda net bir çerçeve bulunmamaktadır. Ancak incelendiğinde, genellikle ispatı güç, topluma ciddi zarar verme potansiyeli taşıyan ve ağır yaptırımlarla karşılık verilen suçların bu kapsamda düzenlendiği görülmektedir.

Katalog suçların ceza muhakemesi sürecini kolaylaştırdığı ileri sürülmektedir. Örneğin, rüşvet suçu katalog suçlardan biri olduğu için, bu suçtan tutuklanan şüphelinin delilleri karartmasının engellenmesi veya yargılama sürecinde hazır tutulmasının daha kolay olacağı savunulmaktadır.

Bununla birlikte, uygulamada katalog suçlar çoğu kez şüpheli veya sanığın hükümden önce cezalandırılmasına aracılık etmektedir. Örneğin, bir gazetecinin yaptığı haberler nedeniyle TCK m.314/2 kapsamında örgüt üyeliği suçlamasıyla karşılaşması ve bu suçun katalog suçlar arasında yer alması sebebiyle hakkında iletişimin denetlenmesi (telefon dinlemesi) kararı verilmesi bu duruma tipik bir örnektir.

Katalog suçların düzenlenmesinin gerekçesi olarak, suçların önlenmesi ve toplumun güvenlik ihtiyacı gösterilmektedir. Özellikle ani müdahale gerektiren toplumsal sorunlar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Mesela, artan uyuşturucu suçlarının önlenebilmesi için telefon dinleme tedbirine başvurulması buna örnek olarak sunulmaktadır. Ancak pratikte, devletlerin kendi güvenliğini tehdit altında gördüğü kişi veya grupların faaliyetlerini sınırlamak amacıyla katalog suçları genişlettiği de görülmektedir.

Uygulamada katalog suçlar çoğu zaman hâkimlerin kararlarını etkileyerek soyut ve gerekçesiz müdahalelere yol açmaktadır. Normal şartlarda ihtiyari nitelikte olan koruma tedbirleri, katalog suçlar aracılığıyla daha kolay şekilde uygulanabilmekte, bu da kişi özgürlüğüne ağır müdahaleler doğurmaktadır. Bu sebeple katalog suçlar, adil yargılanma hakkı (AİHS m.6, Anayasa m.38) açısından ciddi sorunlar yaratmaktadır.

Anayasa’nın 38. maddesinde yer alan “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” kuralı, masumiyet karinesinin temel dayanağıdır. Şüpheli veya sanığın lekelenmemesi için en önemli güvence bu ilkedir. Ancak katalog suçlar, masumiyet karinesini zedelemektedir. Örneğin, hırsızlık nedeniyle tutuklanan bir kişinin durumu kamuoyuna yansıdığında veya çevresinde duyulduğunda, henüz suçluluğu ispatlanmamış olsa da toplum tarafından suçluymuş gibi algılanmasına yol açmaktadır.


Katalog Bir Suçun Katalog Olmayan Bir Suça Dönüşmesi

Soruşturma başlangıcında katalog suçlardan biri olarak değerlendirilen bir fiil, ilerleyen soruşturma veya kovuşturma sürecinde vasıf değiştirip katalog dışı bir suça dönüşürse, başlangıçta katalog suç niteliği nedeniyle elde edilen deliller hükme esas alınamaz. Örneğin, iletişimin denetlenmesi bakımından katalog suç kapsamında olan nitelikli dolandırıcılık nedeniyle yapılan telefon dinlemesi, yargılama sürecinde fiilin basit dolandırıcılık olarak nitelendirilmesi durumunda hukuken geçersiz hâle gelir. Çünkü basit dolandırıcılık, iletişimin denetlenmesi açısından katalog suçlar arasında yer almaz.

Aynı şekilde, kamu davası katalog bir suç üzerinden açılmış olsa dahi, kovuşturmanın ilerleyen aşamalarında suçun vasfı değiştiğinde bu tedbirler sonucunda elde edilen deliller hukuka aykırı sayılacaktır. Burada önemli olan, koruma tedbirine başvurulduktan sonra suçun katalog dışına çıkmasıdır. Suç vasfındaki değişikliğin savcılık veya mahkeme tarafından yapılmasının sonuca bir etkisi bulunmaz.

Kısacası, katalog suç kapsamında alınan koruma tedbirleri, suçun sonradan katalog dışında bir nitelik kazanması hâlinde delil değeri taşımayacak ve mahkeme kararına dayanak yapılamayacaktır.


CMK’da Katalog Suçların Düzenlendiği Koruma Tedbirleri

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), katalog suçlar yalnızca belirli koruma tedbirleri için öngörülmüştür. Bu tedbirler sınırlı sayıda düzenlenmiş olup, her bir tedbir için kanunda ayrı bir katalog suç listesi bulunmaktadır. CMK’da katalog suçlara yer verilen başlıca koruma tedbirleri şunlardır:

  • Tutuklama kararı için katalog suçlar (CMK m.100),
  • Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma tedbirinde katalog suçlar (CMK m.127),
  • Postada el koyma yapılabilecek katalog suçlar (CMK m.129),
  • Şirket yönetimine kayyım atanmasına ilişkin katalog suçlar (CMK m.133),
  • İletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin katalog suçlar (CMK m.135),
  • Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin katalog suçlar (CMK m.139),
  • Teknik araçlarla izleme tedbirinde katalog suçlar (CMK m.140),
  • Kaçağın mal, hak ve alacaklarına el koymaya dair katalog suçlar (CMK m.248).

Bunlara ek olarak, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da da bazı katalog suç düzenlemeleri yer almaktadır.


Katalog Suç

Tutuklama Kararı İçin Katalog Suçlar

CMK m.100’e göre tutuklama kararı verilebilmesi için iki temel koşulun birlikte bulunması gerekir:

  • Kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin mevcut olması,
  • Suçun katalog suçlardan birine girmesi.

Bu düzenleme gereği, hâkim katalog suçlardan biri söz konusu olduğunda şüphelinin kaçma ihtimali ya da delilleri karartma tehlikesi olup olmadığını ayrıca araştırmak zorunda kalmadan tutuklama kararı verebilir. Ancak suç katalog suçlar arasında yer almıyorsa, tutuklama için hem kuvvetli suç şüphesinin hem de şüphelinin kaçma veya delilleri yok etme ihtimalinin bulunması gerekir. Bu yönüyle katalog suçlar, kanuni karine niteliğindedir.

CMK m.100’de Tutuklama Kararı Verilebilecek Katalog Suçlar

Ceza Muhakemesi Kanunu, somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunması halinde aşağıdaki suçlar açısından tutuklama kararı verilmesine izin vermektedir:

  • Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (TCK m.76, 77, 78),
  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80),
  • Kasten öldürme suçları (TCK m.81, 82, 83),
  • Kasten yaralama (TCK m.86/3, b, e ve f bentleri),
  • Neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (TCK m.87),
  • Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu,
  • Sağlık personeline karşı görev sırasında işlenen kasten yaralama suçu,
  • İşkence (TCK m.94, 95),
  • Cinsel saldırı (TCK m.102, birinci fıkra hariç),
  • Çocukların cinsel istismarı (TCK m.103),
  • Hırsızlık (TCK m.141, 142),
  • Yağma (gasp) (TCK m.148, 149),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220; 2, 7 ve 8. fıkralar hariç),
  • Devletin güvenliğine karşı suçlar (TCK m.302, 303, 304, 307, 308),
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309–315),
  • 6136 sayılı Kanun’da düzenlenen silah kaçakçılığı (m.12),
  • 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nda zimmet (m.22/3-4),
  • 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hapis cezasını gerektiren suçlar,
  • 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda yer alan suçlar (m.68, 74),
  • 6831 sayılı Orman Kanunu’nda kasten orman yakma suçları (m.110/4-5),
  • 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33. maddesindeki suçlar,
  • 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu m.7/3 kapsamındaki suçlar.

Tutuklama Kararının Sınırları

Her ne kadar bu suçlar katalogda yer alsa da, bu durum otomatik olarak tutuklama kararı verilmesi anlamına gelmez. Şartları oluşmuş olsa bile hâkim, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama yerine adli kontrol tedbirine karar verebilir.

Öte yandan, vücut dokunulmazlığına karşı suçlar (örneğin basit kasten yaralama, taksirle yaralama, taksirle öldürme) katalog suçlar arasında değildir. Ancak CMK m.100/4’e göre, bu suçlarda da tutuklama yasağı bulunmadığından, ayrıca tutuklama nedeninin varlığı hâlinde hâkim tutuklama kararı verebilir.


İletişimin Dinlenmesi ve Kayda Alınmasına İlişkin Katalog Suçlar

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesine göre, iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi yalnızca belirli suçlar bakımından uygulanabilen bir koruma tedbiridir. Bu nedenle, telefon dinlemesi veya benzeri yöntemlerle iletişim denetimi yapılabilmesi için suçun kanunda sınırlı olarak sayılan katalog suçlardan olması gerekir.

CMK m.135 Kapsamında İletişimin Dinlenebileceği Katalog Suçlar

  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80),
  • Organ veya doku ticareti (TCK m.91),
  • Kasten öldürme (TCK m.81, 82, 83),
  • İşkence (TCK m.94, 95),
  • Cinsel saldırı (TCK m.102/2 vd., birinci fıkra hariç),
  • Çocukların cinsel istismarı (TCK m.103),
  • Nitelikli hırsızlık (TCK m.142),
  • Yağma (gasp) (TCK m.148, 149),
  • Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Parada sahtecilik (TCK m.197),
  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220/3),
  • Fuhuş (TCK m.227),
  • İhaleye fesat karıştırma (TCK m.235),
  • Tefecilik (TCK m.241),
  • Rüşvet (TCK m.252),
  • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (TCK m.282),
  • Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma (TCK m.302),
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309, 311–316),
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK m.328–337),
  • Silah kaçakçılığı (6136 sayılı Kanun m.12),
  • Bankacılık zimmeti (4389 sayılı Bankalar Kanunu m.22/3-4),
  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hapis cezasını gerektiren suçlar,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda düzenlenen suçlar (m.68, 74),
  • Yasadışı bahis suçları (7258 sayılı Kanun).

Değerlendirme

İletişimin denetlenmesi, Anayasa ile güvence altına alınan özel hayatın gizliliğine doğrudan müdahale niteliği taşıdığından, yalnızca kanunda açıkça belirtilmiş katalog suçlar bakımından mümkündür. Bu suçlar dışında herhangi bir fiil için telefon dinlemesi veya iletişimin kayda alınması kararı verilmesi hukuka aykırı kabul edilir ve elde edilen deliller mahkemece dikkate alınamaz.


Gizli Soruşturmacı Görevlendirilebilmesine İlişkin Katalog Suçlar

CMK m.139’da düzenlenen gizli soruşturmacı, özellikle örgütlü suçlarla mücadelede kullanılan bir koruma tedbiridir. Gizli soruşturmacı; kimliği gizlenerek örgüt içine sızan, faaliyetleri izleyen, gözetim yapan, delil toplayan ve gerektiğinde örgütün işlediği suçlarla ilgili iz, emare ve bulguları muhafaza altına alan kamu görevlisidir.

Bu tedbire yalnızca kanunda sayılan belirli katalog suçlar bakımından başvurulabilir.

Gizli Soruşturmacı Görevlendirilebilecek Suçlar

  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (örgüt kapsamında işlenip işlenmediğine bakılmaksızın, TCK m.188),
  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220; 2, 7 ve 8. fıkralar hariç),
  • Silahlı örgüt kurma ve yönetme (TCK m.314),
  • Silahlı örgütlere silah sağlama (TCK m.315),
  • Silah kaçakçılığı (6136 sayılı Kanun m.12),
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda düzenlenen suçlar (m.68 ve 74),
  • Suç gelirlerinin aklanması (5549 sayılı Kanun m.17/3; örgüt kapsamında işlenip işlenmediğine bakılmaksızın),
  • Yasadışı bahis suçları (7258 sayılı Kanun).

Değerlendirme

Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi, en ağır ve toplum düzenine yönelik tehdit oluşturan suçlarda kullanılabilen istisnai bir yöntemdir. Bu nedenle, yalnızca kanunda sınırlı şekilde belirlenmiş katalog suçlarda uygulanabilir. Kapsam dışında kalan suçlarda gizli soruşturmacı kullanılması hukuka aykırı olacak, elde edilen deliller de geçerlilik taşımayacaktır.


Teknik Araçlarla İzlemede Katalog Suçlar

CMK m.140’a göre teknik araçlarla izleme, diğer adıyla teknik takip, şüpheli veya sanığın kamuya açık alanlarda gerçekleştirdiği faaliyetlerin ya da işyerinde yürüttüğü eylemlerin ses veya görüntü kaydına alınması suretiyle uygulanır. Bu koruma tedbiri, temel hak ve özgürlüklere ciddi müdahale niteliği taşıdığından yalnızca kanunda sınırlı olarak belirtilen katalog suçlar bakımından kullanılabilir.

Teknik Araçlarla İzleme Tedbirine Başvurulabilecek Suçlar

  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80),
  • Organ veya doku ticareti (TCK m.91),
  • Kasten öldürme (TCK m.81, 82, 83),
  • Nitelikli hırsızlık (TCK m.142),
  • Yağma (gasp) (TCK m.148, 149),
  • Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Parada sahtecilik (TCK m.197),
  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220/3),
  • Fuhuş (TCK m.227),
  • İhaleye fesat karıştırma (TCK m.235),
  • Tefecilik (TCK m.241),
  • Rüşvet (TCK m.252),
  • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (TCK m.282),
  • Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma (TCK m.302),
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309, 311–316),
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK m.328–337),
  • Silah kaçakçılığı (6136 sayılı Kanun m.12),
  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hapis cezasını gerektiren suçlar,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda yer alan suçlar (m.68, 74),
  • Yasadışı bahis suçları (7258 sayılı Kanun).

Değerlendirme

Teknik araçlarla izleme, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması ilkelerine doğrudan müdahale eden bir tedbir olduğundan, yalnızca ağır ve topluma yönelik ciddi tehdit oluşturan suçlarda uygulanabilir. Bu suçlar dışında yapılan teknik takipler hukuka aykırı kabul edilecek ve elde edilen deliller yargılamada geçersiz sayılacaktır.


Taşınmazlara, Hak ve Alacaklara El Koyma Tedbirinde Katalog Suçlar

CMK m.127 uyarınca, soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan gelir elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe bulunması hâlinde, şüpheli veya sanığa ait çeşitli malvarlığı değerlerine el konulabilir. Bu kapsamda el koyulabilecek malvarlığı değerleri şunlardır:

a) Taşınmazlar,
b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçları,
c) Banka ve mali kurumlarda bulunan her türlü hesap,
d) Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki hak ve alacaklar,
e) Kıymetli evrak,
f) Şirket ortaklık payları,
g) Kiralık kasalardaki mevcutlar,
h) Diğer tüm malvarlığı değerleri.

El Koyma Tedbirine Başvurulabilecek Katalog Suçlar

  • Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (TCK m.76, 77, 78),
  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80),
  • Organ veya doku ticareti (TCK m.91),
  • Hırsızlık (TCK m.141, 142),
  • Yağma (gasp) (TCK m.148, 149),
  • Güveni kötüye kullanma (TCK m.155),
  • Dolandırıcılık (TCK m.157, 158),
  • Hileli iflas (TCK m.161),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Parada sahtecilik (TCK m.197),
  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220/3),
  • Fuhuş (TCK m.227),
  • İhaleye fesat karıştırma (TCK m.235),
  • Edimin ifasına fesat karıştırma (TCK m.236),
  • Tefecilik (TCK m.241),
  • Zimmet (TCK m.247),
  • İrtikap (TCK m.250),
  • Rüşvet (TCK m.252),
  • Devletin güvenliğine karşı suçlar (TCK m.302–308),
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309–316),
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK m.328–337),
  • Silah kaçakçılığı (6136 sayılı Kanun m.12),
  • Bankacılık zimmeti (4389 sayılı Bankalar Kanunu m.22/3-4),
  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hapis cezasını gerektiren suçlar,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda düzenlenen suçlar (m.68, 74).

Değerlendirme

El koyma tedbiri, şüpheli veya sanığın malvarlığı üzerinde doğrudan sınırlama doğuran ağır bir müdahaledir. Bu nedenle, yalnızca kanunda sayılan katalog suçlarda ve somut delillere dayanan kuvvetli şüphe varlığında uygulanabilir. Aksi takdirde, el koyma kararı hukuka aykırı delil niteliği taşıyacaktır.


Postada El Koyma Yapılabilecek Katalog Suçlar

CMK m.129’a göre, suçun delili niteliğinde olduğu düşünülen ve soruşturma ya da kovuşturmanın aydınlatılması için adliyenin denetimine alınması zorunlu sayılan gönderilere el konulabilir. Bu tedbir, posta hizmeti sunan resmî veya özel kuruluşlar aracılığıyla gönderilen tüm gönderileri kapsar. El koyma kararı kural olarak hâkim tarafından verilir; ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı da bu kararı alabilir.

Postada El Koyma Kararı Verilebilecek Suçlar

  • Tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması veya el değiştirmesi (TCK m.174),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’da düzenlenen suçlar (6136 sayılı Kanun m.12 ve 13),
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda tanımlanan suçlar (2863 sayılı Kanun m.67 ve 68).

Değerlendirme

Postada el koyma, haberleşme özgürlüğüne müdahale niteliği taşıdığından yalnızca kanunda sınırlı olarak belirtilen katalog suçlarda uygulanabilir. Bu kapsam dışında yapılan el koyma işlemleri hukuka aykırı sayılır ve elde edilen deliller hükme esas alınamaz.


Şirket Yönetimi İçin Kayyım Tayinine İlişkin Katalog Suçlar

CMK m.133’e göre, bir şirketin faaliyeti kapsamında suç işlendiğine dair kuvvetli şüphe sebepleri mevcutsa ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için gerekli görülürse, soruşturma veya kovuşturma sırasında hâkim ya da mahkeme şirket işlerini yürütmek üzere kayyım atanmasına karar verebilir. Bu tedbir, özellikle şirket yapısının suç işlemek amacıyla kullanıldığı veya suçtan elde edilen gelirlerin şirket faaliyetleri üzerinden aklandığı durumlarda uygulanır.

Kayyım Atanabilecek Katalog Suçlar

  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Parada sahtecilik (TCK m.197),
  • Fuhuş (TCK m.227),
  • Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (TCK m.228),
  • Zimmet (TCK m.247),
  • Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (TCK m.282),
  • Silahlı örgüt (TCK m.314),
  • Silahlı örgütlere silah sağlama (TCK m.315),
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK m.328–337),
  • Silah kaçakçılığı (6136 sayılı Kanun m.12),
  • Bankacılık zimmeti (4389 sayılı Bankalar Kanunu m.22/3-4),
  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hapis cezasını gerektiren suçlar,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda yer alan suçlar (m.68, 74).

Değerlendirme

Şirket yönetimine kayyım atanması, ticari hayat üzerinde doğrudan etki yaratan ve mülkiyet hakkını sınırlayan ağır bir tedbirdir. Bu nedenle yalnızca kanunda sınırlı şekilde sayılan katalog suçlar bakımından uygulanabilir. Bu suçlar dışında verilen kayyım kararları hukuka aykırı kabul edilir ve hem şirketin ticari faaliyetlerini hem de ortakların haklarını ciddi şekilde ihlal eder.


Kaçağın Mal, Hak ve Alacaklarına El Koymaya İlişkin Katalog Suçlar

CMK m.247/1’e göre, kaçak; hakkında yürütülen soruşturma veya kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde gizlenen veya yurt dışında bulunması sebebiyle Cumhuriyet savcısı ya da mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişidir. Kaçağın savcılığa başvurmasını ya da duruşmaya gelmesini sağlamak için Türkiye’de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına el konulabilir. Bu karar, Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hâkimi veya mahkeme tarafından verilir. Gerektiğinde el konulan malvarlığının idaresi için kayyım da atanabilir (CMK m.248).

Kaçağın Malvarlığına El Koyma Kararı Verilebilecek Suçlar

  • Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (TCK m.76, 77, 78),
  • Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (TCK m.79, 80),
  • Organ veya doku ticareti (TCK m.91),
  • Hırsızlık (TCK m.141, 142),
  • Yağma (gasp) (TCK m.148, 149),
  • Güveni kötüye kullanma (TCK m.155),
  • Dolandırıcılık (TCK m.157, 158),
  • Hileli iflas (TCK m.161),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (TCK m.188),
  • Parada sahtecilik (TCK m.197),
  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220/3),
  • Edimin ifasına fesat karıştırma (TCK m.236),
  • Tefecilik (TCK m.241),
  • Zimmet (TCK m.247),
  • İrtikap (TCK m.250),
  • Rüşvet (TCK m.252),
  • Devletin güvenliğine karşı suçlar (TCK m.302–308),
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309–313),
  • Silahlı örgüt kurma ve üyelik (TCK m.314),
  • Silahlı örgütlere silah sağlama (TCK m.315),
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (TCK m.328–337),
  • Silah kaçakçılığı (6136 sayılı Kanun m.12),
  • Bankacılık zimmeti (4389 sayılı Bankalar Kanunu m.22/3-4),
  • Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hapis cezasını gerektiren suçlar,
  • Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda düzenlenen suçlar (m.68, 74).

Değerlendirme

Kaçağın malvarlığına el koyma, kişinin mülkiyet hakkına doğrudan müdahale eden ağır bir koruma tedbiridir. Bu nedenle yalnızca kanunda sınırlı biçimde sayılan katalog suçlar için uygulanabilir. Aksi durumda verilen kararlar hukuka aykırı olur ve elde edilen sonuçlar yargılamada geçersiz sayılır.


Erişimin Engellenmesi Kapsamındaki Katalog Suçlar

5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/1. maddesine göre, suç işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması hâlinde, ilgili içerik hakkında erişimin engellenmesi veya içeriğin çıkarılması kararı verilebilir. Bu düzenleme, internet ortamında kamu düzenini ve bireylerin temel haklarını koruma amacı taşımaktadır.

Erişimin Engellenmesi Kararı Verilebilecek Katalog Suçlar

  • İntihara yönlendirme (TCK m.84),
  • Çocukların cinsel istismarı (TCK m.103/1),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (TCK m.190),
  • Sağlık için tehlikeli madde temini (TCK m.194),
  • Müstehcenlik (TCK m.226),
  • Fuhuş (TCK m.227),
  • Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (TCK m.228),
  • 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da düzenlenen suçlar.

Değerlendirme

Erişimin engellenmesi, ifade özgürlüğüne ve haberleşme hakkına müdahale eden bir tedbirdir. Bu nedenle yalnızca kanunda sınırlı şekilde sayılan suçlarda uygulanabilir. Bu suçlar dışında verilen erişim engeli kararları hukuka aykırı kabul edilir. Amaç, internet ortamında özellikle çocukların korunması, toplum sağlığı, kamu düzeni ve Atatürk’ün hatırasına saygının korunması gibi üstün değerlerin güvence altına alınmasıdır.


Katalog Suçlarla İlgili Yargıtay Kararları

1. Katalog Olmayan Suçlarda Tesadüfi Delillerin Kullanılamaması

CMK m.135 iletişimin dinlenmesini yalnızca katalog suçlarla sınırlamıştır. Dolayısıyla, katalog dışında kalan suçlarla ilgili olarak elde edilen delillerin hükme esas alınması mümkün değildir. Yargıtay 17. Ceza Dairesi, nitelikli hırsızlık ve kamu malına zarar verme suçlarının katalog suçlar arasında yer almadığını, bu nedenle iletişim tespit tutanaklarıyla elde edilen ikrarların hukuka aykırı olduğunu belirterek beraat yerine verilen mahkûmiyet kararını bozmuştur (Yargıtay 17. CD, 2016/3213 E., 2018/7925 K.).

2. İletişimin Tespitinin Katalog Şartına Bağlı Olmaması

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, iletişimin tespitinin (sadece arama ve bağlantı bilgilerinin kaydedilmesi) CMK m.135/1 kapsamında olduğunu, ancak m.135/8’de sayılan katalog suç sınırlamasının yalnızca dinleme ve kayda alma tedbirleri için geçerli olduğunu vurgulamıştır. Bu nedenle, iletişimin tespitine her suç bakımından başvurulabileceğini kabul etmiştir (Yargıtay CGK, 15.11.2011; Yargıtay 14. CD, 2015/2284 E., 2015/9241 K.).

3. Teknik Araçlarla İzleme ve Katalog Suç Bağlantısı

Sanıklar hakkında örgüt kurma suçu nedeniyle teknik araçlarla izleme yapılmış, ancak yargılama sürecinde hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkûmiyet kararı verilmiştir. Yargıtay 17. Ceza Dairesi, bu suçların CMK m.140 kapsamındaki katalog suçlar arasında yer almadığını, bu nedenle teknik izleme kayıtlarının delil olarak kullanılamayacağını belirterek hükmü bozmuştur (Yargıtay 17. CD, 2019/5641 E., 2019/6410 K.).

4. Tesadüfen Elde Edilen Delillerin Geçerliliği

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, telefon dinlemesi sırasında tesadüfen elde edilen delillerin yalnızca katalog suçlarla sınırlı olarak kullanılabileceğini vurgulamıştır. Uyuşturucu ticareti gibi katalog suçlarda tesadüfi deliller geçerli kabul edilse de, görevi kötüye kullanma gibi katalog dışı suçlarda elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağını belirtmiştir (CGK, 2016/1440 E., 2019/719 K.; Yargıtay 5. CD, 2015/6487 E., 2019/9699 K.).

5. Katalog Suçun Katalog Dışı Suça Dönüşmesi

Başlangıçta katalog suç kapsamında başlatılan bir soruşturmada, suçun vasfının sonradan katalog dışı bir suça dönüşmesi halinde elde edilen deliller artık geçerliliğini yitirir. Aksi görüş, katalog sınırlamasını dolanmak anlamına gelir. Ceza Genel Kurulu, bu nedenle silah kaçakçılığı veya rüşvet gibi katalog suçlarla elde edilen delillerin, görevi kötüye kullanma suçunda kullanılamayacağını açıkça ortaya koymuştur (CGK, 2016/1440 E., 2019/719 K.).

6. Suç Örgütü Kurma ve Tefecilik Bağlantısı

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan verilen dinleme kararları kapsamında elde edilen delillerin, tefecilik suçunda kullanılamayacağını belirtmiştir. Çünkü suç tarihleri itibarıyla tefecilik katalog suçlar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle hukuka aykırı deliller dışlanarak yeniden değerlendirme yapılması gerektiği kabul edilmiştir (Yargıtay 5. CD, 2022/2131 E., 2023/2279 K.).

7. Katalog ve Katalog Dışı Suçların Birlikte Dinlenmesi

Yargıtay 2. Ceza Dairesi, örgüt kurma suçundan yapılan telefon dinlemelerinde sanığın hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçlarını da işlediğinin kabul edilmesine rağmen, bu suçların katalog kapsamında olmaması nedeniyle dinleme kayıtlarının delil sayılamayacağını belirtmiştir. Bu suçlarda yeterli ve kesin delil elde edilmediğinden beraat yerine verilen mahkûmiyet kararını bozmuştur (Yargıtay 2. CD, 2023/1474 E., 2023/1036 K.).


📌 Sonuç olarak, Yargıtay’ın içtihatları, katalog suç sınırlamasını aşmak amacıyla elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğunu ve hükme esas alınamayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım, hem Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan masumiyet karinesi hem de adil yargılanma hakkı açısından büyük önem taşımaktadır.


Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


Av. Gökhan Yağmur

Avukat Gökhan Yağmur, bireylerin ve şirketlerin hukuki sorunlarına çözüm üretmek amacıyla faaliyet gösteren, dinamik ve deneyimli bir hukukçudur. İstanbul Barosu’na kayıtlı olan Av. Gökhan Yağmur, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, iş hukuku, icra ve iflas hukuku, ticaret hukuku ve gayrimenkul hukuku alanlarında geniş bir dava pratiğine sahiptir. Mesleki kariyerine başladığı günden bu yana müvekkillerinin hak ve menfaatlerini titizlikle korumayı ilke edinen Gökhan Yağmur, her dosyaya özel stratejik bir bakış açısıyla yaklaşır. Gerek dava takibi gerekse danışmanlık hizmetlerinde şeffaflık, ulaşılabilirlik ve çözüm odaklılık esas alınır. Küçükçekmece’de bulunan hukuk bürosunda hem yerli hem de yabancı müvekkillere hizmet sunan Av. Gökhan Yağmur, hukuki sürecin her aşamasında müvekkillerine etkin destek sağlar. Güncel mevzuatı ve Yargıtay içtihatlarını yakından takip ederek her zaman en doğru, en etkili hukuki yaklaşımı benimsemeyi amaçlar. Av. Gökhan Yağmur, sadece bir dava avukatı değil; aynı zamanda müvekkilleriyle uzun soluklu güven ilişkileri kuran bir hukuk danışmanıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu