Türkiye Vatandaşın Yabancı Ülkede Suç İşlemesi Nedir? (TCK m.11–13)
Vatandaşın Yabancı Ülkede Suç İşlemesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), yalnızca Türkiye sınırları içinde işlenen suçları değil, aynı zamanda yurtdışında işlenen fiillerin hangi koşullarda Türkiye’de yargılanabileceğini de düzenlemiştir. Bu düzenlemelerde esas alınan ilke, “yarı mülkilik sistemi” olarak adlandırılan karma bir yargılama sistemidir.
Yarı mülkilik sistemi; suçun işlendiği yerin egemenliği ile fail veya mağdurun vatandaşlık bağı arasında bir denge kurarak, her iki unsurun da dikkate alındığı bir yargılama yetkisi modelidir. Buna karşılık, sadece suçun işlendiği yer devletinin hukukunu esas alan sisteme “mülkilik sistemi” denir. Bu sistemde failin veya mağdurun milliyeti dikkate alınmaksızın, suçun işlendiği ülke yargılamayı yürütür.
Türkiye’de İşlenen Suçlara Uygulanacak Kanunlar (TCK m.8)
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde işlenen her suç, Türk Ceza Kanunu hükümlerine tabidir.
TCK m.8’e göre; bir fiilin kısmen veya tamamen Türkiye’de gerçekleştirilmesi ya da neticenin Türkiye sınırları içinde meydana gelmesi hâlinde, o fiil “Türkiye’de işlenmiş suç” olarak kabul edilir.
Türkiye’nin Egemenlik Alanı
Yabancı ülke veya yurtdışı kavramlarının kapsamını anlamak için, ceza hukuku bakımından Türkiye’nin egemenlik alanının sınırlarını belirlemek gerekir. TCK m.8/2’ye göre aşağıdaki yerlerde işlenen fiiller Türkiye’de işlenmiş sayılır:
- Türk kara ve hava sahalarında, Türk karasularında,
- Açık denizlerde veya üzerindeki hava sahasında bulunan Türk deniz ve hava araçlarında,
- Türk deniz veya hava savaş araçlarında,
- Türkiye’nin kıta sahanlığı ya da münhasır ekonomik bölgesinde bulunan sabit platformlarda veya bu platformlara yönelik olarak.
Bu alanlar dışındaki tüm bölgelerde işlenen fiiller, ceza hukuku bakımından “yurtdışında işlenmiş suç” sayılır.
Yurtdışında İşlenen Suçların Kategorileri
Yurtdışında işlenen suçlar, failin vatandaşlık statüsüne göre iki temel gruba ayrılır:
- Yabancıların yabancı ülkelerde işlediği suçlar,
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yabancı ülkelerde işlediği suçlar.
Bu ayrım, hem yargılama yetkisini hem de uygulanacak hukuk kurallarını belirlemek açısından önem taşır.
Bu çalışmada özellikle ikinci kategoriye, yani Türkiye vatandaşının yabancı bir ülkede suç işlemesi hâlinde Türkiye’de nasıl yargılanacağına ilişkin düzenlemelere odaklanılacaktır.
Yarı Mülkilik Sisteminin Anlamı ve Önemi
Karma Yetki Yaklaşımı
Ceza hukukunda “yarı mülkilik sistemi”, hem suçun işlendiği ülkenin hem de fail veya mağdurun milliyetinin dikkate alınarak karma bir yargı yetkisi belirlenmesini ifade eder.
Bu sistem, vatandaşın yabancı ülkede suç işlemesi durumunda hem uluslararası hukuk ilkeleriyle hem de devletin ceza yetkisiyle uyumlu bir çerçeve oluşturur.
Türkiye’de Uygulaması
Türkiye, yarı mülkilik sistemini benimseyerek kendi vatandaşının yabancı bir ülkede işlediği suçları belirli şartlar altında kendi yargı mercilerinde yargılama yetkisine sahip olmuştur.
Böylece, Türk vatandaşlarının yabancı ülkelerde işlediği suçlar, belirli koşullar sağlandığında Türk mahkemelerinde değerlendirilebilir.
Özet: Vatandaşın Yabancı Ülkede Suç İşlemesi Kavramı
Bir Türk vatandaşının, Türkiye sınırları dışında, başka bir devletin egemenlik alanında veya açık denizlerde bir suç işlemesi; belirli yasal koşullar gerçekleştiğinde Türkiye’de yargılama konusu olabilir.
Bu husus, TCK’nın 11. ve 13. maddelerinde açıkça düzenlenmiş olup, Türkiye’nin vatandaşlarını koruma ve cezai adaleti sağlama yükümlülüğünün bir sonucudur.
Yurtdışında İşlenen Suçların Türkiye’de Yargılanma Şartları (TCK m.11–13)
Türk Ceza Kanunu, vatandaşın yabancı ülkede suç işlemesi hâlinde hangi koşullarda Türkiye’de yargılama yapılabileceğini ayrıntılı biçimde düzenlemiştir. Bu hükümler, hem devletin cezalandırma yetkisinin sınırlarını hem de vatandaşlık bağı nedeniyle doğan koruma ilkesini somutlaştırır.
TCK m.11 ve m.13 hükümleri uyarınca, Türkiye vatandaşı yabancı ülkede bir suç işlediğinde, belirli koşulların birlikte gerçekleşmesi durumunda Türkiye’de ceza yargılaması yapılabilir.
Türkiye Vatandaşının Yurtdışında Suç İşlemesi Hâlinde Yargılama Şartları (TCK m.11)
Yurtdışında suç işleyen bir Türk vatandaşının Türkiye’de yargılanabilmesi için aşağıdaki koşulların tamamı gerçekleşmelidir. Bu koşullar, hem suçun işlendiği yer hem de failin hukuki statüsü açısından değerlendirilir.
TCK m.11 Uyarınca Aranan Koşullar
- Suçun yabancı ülke egemenlik sahasında veya Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenmiş olması gerekir.
Bu durum, suçun açık denizlerde veya yabancı bir ülke topraklarında gerçekleşmesi anlamına gelir. - Failin, suçu işlediği tarihte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması zorunludur.
Sonradan kazanılan vatandaşlık bu hükmün uygulanması için yeterli değildir. - Yargılanacak kişinin Türkiye’de bulunması şarttır.
Fail Türkiye’ye dönmemişse veya yakalanmamışsa, yargılama yetkisi fiilen kullanılamaz. - Suçun Türkiye kanunlarına göre kovuşturulabilir olması gerekir.
Genel af, dava zamanaşımı veya şikâyet süresinin dolması gibi nedenlerle kovuşturma imkânı ortadan kalkmışsa, Türkiye’de yargılama yapılamaz. - Yabancı ülkede aynı fiilden dolayı hüküm verilmemiş olmalıdır.
Eğer fail hakkında yabancı bir mahkeme tarafından kesinleşmiş bir hüküm verilmişse, aynı fiilden dolayı Türkiye’de yeniden yargılama yapılamaz.
Cezanın Alt Sınırı ve Şikâyet Şartı (TCK m.11/1–2)
Cezanın Alt Sınırı
Türk Ceza Kanunu’na göre, aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından vatandaşın Türkiye’de yargılanması mümkündür (TCK m.11/1).
Eğer işlenen fiil yalnızca adli para cezasını gerektiriyorsa, Türkiye’de yargılama yapılamaz.
Şikâyete Bağlı Suçlar
Eğer işlenen suçun alt sınırı bir yıldan az hapis cezası gerektiriyorsa, Türkiye’de yargılama yapılabilmesi zarar görenin veya yabancı hükümetin şikâyetine bağlıdır.
Bu şikâyet, vatandaşın Türkiye’ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır (TCK m.11/2). Bu süre geçtikten sonra yapılan şikâyetler dikkate alınmaz.
Cezanın Türüne Göre Yargılama Yetkisi
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yabancı ülkede işlediği fiil yalnızca adli para cezası öngörüyorsa veya alt sınırı bir yıldan az hapis cezası gerektiriyorsa, Türk mahkemeleri re’sen harekete geçemez.
Ancak, zarar gören kişi veya ilgili yabancı hükümet şikâyette bulunursa yargılama yapılabilir. Bu sistem, hem yabancı devletin egemenliğini korur hem de Türk vatandaşının hukuki sorumluluğunu denetim altında tutar.
Türkiye Vatandaşının Bazı Suçlar Nedeniyle Yargılanması (TCK m.13)
TCK m.13’te, ceza miktarına bakılmaksızın Türkiye’de yargılama yapılabilecek bazı özel suçlar düzenlenmiştir. Bu suçlar, uluslararası nitelikteki ağır fiilleri kapsar.
1. Resen Soruşturulan Uluslararası Suçlar
Aşağıdaki suçlar, savcılık tarafından re’sen soruşturulur ve yabancı bir ülkede hüküm verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebiyle Türkiye’de yeniden yargılama yapılabilir (TCK m.13/3):
- Soykırım (m.76)
- İnsanlığa karşı suçlar (m.77)
- Göçmen kaçakçılığı (m.79)
- İnsan ticareti (m.80)
Bu suçlarda, yabancı ülkede verilen beraat veya mahkûmiyet kararları Türkiye’de yargılamaya engel değildir. Adalet Bakanı’nın talebi yeterlidir.
2. Devlete ve Ulusal Güvenliğe Karşı Suçlar
Aşağıdaki fiiller, ceza miktarına bakılmaksızın, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye’de yargılanabilir (TCK m.13/3):
- Devletin egemenlik alametlerine ve organlarının saygınlığına karşı suçlar (m.299–301)
- Devletin güvenliğine karşı suçlar (m.302–308)
- Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (m.309–316)
- Millî savunmaya karşı suçlar (m.317–325)
- Devlet sırlarına karşı suçlar (m.326–339)
- Yabancı devletlerle ilişkilerde işlenen suçlar (m.340–343)
Bu suçlar, Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendirdiği için, Adalet Bakanının istemiyle Türk yargısı tarafından ele alınabilir.
3. Diğer Özel Suçlar
Aşağıdaki suçlar da ceza miktarına bakılmaksızın Türkiye’de yargılanabilir:
- İşkence (m.94–95)
- Çevrenin kasten kirletilmesi (m.181)
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (m.188)
- Uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma (m.190)
- Parada sahtecilik (m.197)
- Para veya değerli damga imaline yarayan araçların üretimi ve ticareti (m.200)
- Mühürde sahtecilik (m.202)
- Fuhuş (m.227)
- Deniz, demiryolu veya havayolu araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (m.223/2,3)
- Bu araçlara zarar verme (m.152)
Bu suçların her biri, uluslararası toplumun ortak güvenliğini etkileyen nitelikte olduğundan, Türk mahkemeleri evrensel yargı yetkisi kapsamında bu fiilleri yargılayabilir.
4. Yargılama Yapılamayacak Durumlar
Aşağı sınırı bir yıldan az olan veya yukarıda açıkça belirtilmeyen suçlarda vatandaş tarafından yabancı ülkede işlenen fiiller için Türkiye’de kendiliğinden yargılama yapılamaz.
Bu hâllerde, zarar görenin veya yabancı hükümetin şikâyeti bulunmadıkça Türkiye’de kovuşturma başlatılamaz (TCK m.11/2).
Sonuç: Türkiye Vatandaşının Yurtdışında Suç İşlemesi Hâlinde Uygulanacak Esaslar
Türk vatandaşı, yabancı ülkede işlediği suçtan dolayı Türkiye’de ancak belirli yasal şartlar altında yargılanabilir.
Bu şartlar hem failin vatandaşlığı, hem de suçun niteliği ve cezai ağırlığı dikkate alınarak belirlenmiştir.
Uluslararası suçlar veya Türkiye’nin güvenliğine yönelik fiiller ise, Adalet Bakanı’nın talebiyle Türkiye’de yeniden yargılanabilir.
Türkiye Vatandaşının Yabancı Ülkede Görev Suçu İşlemesi
Anahtar Kelime: yabancı ülkede görev suçu
Türk Ceza Kanunu, bir Türk vatandaşının yabancı ülkede Türkiye adına görev yaparken suç işlemesi hâlini ayrıca düzenlemiştir. Bu durum, kamu görevlilerinin veya kamusal görev üstlenen kişilerin, görevlerini yerine getirirken işledikleri suçların hem Türkiye hem de uluslararası hukuk açısından taşıdığı önemi ortaya koymaktadır.
Yabancı Ülkede Türkiye Adına Görev veya Memuriyet Üstlenen Kişiler (TCK m.10)
TCK m.10’a göre; yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş bir kimse, bu görev kapsamında bir suç işlerse, hakkında yabancı ülkede hüküm verilmiş olsa bile Türkiye’de yeniden yargılama yapılır.
Bu kuralın amacı, Türk kamu görevlilerinin veya Türkiye adına hareket eden kişilerin devletin itibarını koruyacak şekilde yargılanmasını güvence altına almaktır.
Böylece, yabancı devletlerde Türk Devleti adına görev yapan kişilerin cezai sorumlulukları, Türkiye’nin hukuk düzeni içinde denetlenmiş olur.
“Memuriyet” ve “Görev Üstlenme” Kavramları
Memuriyetin Tanımı
“Memuriyet” kavramı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda tanımlanmıştır. Buna göre, kamu hizmetini sürekli, süreli veya geçici biçimde yerine getiren kişiler memur statüsündedir.
Görev Üstlenmiş Olma
TCK m.6’ya göre, “görev üstlenmiş kişi” ifadesi, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama, seçilme veya başka bir suretle katılan kişileri de kapsar.
Dolayısıyla, yalnızca resmi memurlar değil, Türkiye adına geçici veya sürekli kamusal görev üstlenen herkes bu hüküm kapsamına girer.
Yabancı Kanun Hükümlerinin Türkiye’deki Yargılamaya Etkisi
Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar nedeniyle Türkiye’de yargılama yapılırken, bazı durumlarda yabancı ülke kanunları da dikkate alınır.
Bu düzenleme, TCK m.19’da yer alır ve cezanın üst sınırının belirlenmesinde temel bir rol oynar.
TCK m.19/1 – Ceza Üst Sınırı
Türkiye dışında işlenen bir suçtan dolayı Türkiye’de ceza verilirken, verilecek ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırını aşamaz.
Bu hüküm, devletin cezalandırma yetkisinin uluslararası ölçütlerle uyumlu şekilde kullanılmasını sağlar.
TCK m.19/2 – İstisnalar
Aşağıdaki durumlarda, yabancı ülke kanunundaki ceza üst sınırı dikkate alınmaz:
- Suç, Türkiye’nin güvenliğine karşı işlenmişse,
- Türkiye’nin zararına bir fiil söz konusuysa,
- Suçun mağduru Türk vatandaşı ise,
- Suç, Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisine zarar vermişse.
Bu hâllerde, Türk mahkemeleri yabancı ülke mevzuatındaki sınırlamaları dikkate almadan kendi hukukuna göre ceza tayin eder.
Yabancı Mahkeme Kararlarının Türkiye’deki Sonuçları
Yabancı bir mahkeme tarafından verilen hüküm, Türk hukuk düzenine açıkça aykırı olmadıkça, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine Türk hukukundaki sonuçlarıyla geçerli sayılabilir (TCK m.17).
Bu hüküm sayesinde, yabancı ülkede verilmiş kararlar doğrudan uygulanmasa da, Türk hukukundaki bazı hak yoksunlukları açısından sonuç doğurabilir.
Örneğin, yabancı bir mahkeme kararı sonucu verilen mahkûmiyet, Türk hukukunda belirli kamu haklarından yoksunluk oluşturabilir.
Soruşturma Konusu Ceza Miktarının Belirlenmesi
Anahtar Kelime: ceza miktarının belirlenmesi
Bazı durumlarda, soruşturma açılabilmesi için belirli bir ceza miktarının aşılmış olması gerekir.
TCK m.15’e göre, miktarın soruşturma koşulu oluşturduğu hallerde; ceza, soruşturma evresinde ileri sürülen kanunî ağırlaştırıcı nedenlerin aşağı sınırı ve hafifletici nedenlerin yukarı sınırı dikkate alınarak hesaplanır.
Ayrıca, eğer suç maddesinde hapis cezası ile adlî para cezası seçimlik olarak öngörülmüşse, bu durumda soruşturma veya kovuşturma açılamaz (TCK m.14).
Bu hükümler, yargılama mercilerinin keyfî soruşturma açmasını önlemeyi amaçlar.
Yabancı Ülkede Hürriyet Kısıtlamalarının Cezadan Mahsubu
TCK m.63’e göre, “mahsub” kavramı; hüküm kesinleşmeden önce kişinin özgürlüğünün kısıtlandığı her türlü sürelerin, hükmolunan cezadan indirilmesi anlamına gelir.
Bir Türk vatandaşı yabancı ülkede aynı suçtan dolayı gözaltında, tutuklu veya hükümlü kalmışsa, bu süreler Türkiye’de verilecek cezadan mahsup edilir (TCK m.16).
Bu düzenleme, “aynı fiil nedeniyle iki kez cezalandırma yasağı” (ne bis in idem) ilkesinin bir yansımasıdır.
Yurtdışında İşlenen Suçlarda Yetkili Mahkeme
Anahtar Kelime: yurtdışında işlenen suçlarda yetkili mahkeme
Yabancı ülkede işlenen bir suçun Türkiye’de hangi mahkeme tarafından görüleceğini belirleyen kurallar, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 14 ve 15. maddelerinde düzenlenmiştir.
Bu yetki kuralları, suçun işlendiği yerin belirsizliği veya failin Türkiye’de bulunmaması hâllerine göre farklılık gösterir.
CMK m.14 – Genel Yetki Kuralları
- Suçun işlendiği yer belli değilse:
Şüpheli veya sanığın yakalandığı yer mahkemesi yetkilidir. - Fail yakalanmamışsa:
Türkiye’deki yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. - Failin Türkiye’de yerleşim yeri yoksa:
Son adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. - Bu adres de mevcut değilse:
Adalet Bakanının istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusu üzerine, yetkili mahkeme Yargıtay tarafından belirlenir.
Ayrıca, Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanığın talebi üzerine Yargıtay, suçun işlendiği yere daha yakın bir mahkemeye yetki verebilir (CMK m.14/2).
CMK m.15 – Ulaşım Araçlarında İşlenen Suçlar
- Türk bayraklı gemiler veya uçaklarda işlenen suçlar:
Bu araçların ilk uğradığı Türk limanındaki veya bağlama limanındaki mahkeme yetkilidir (CMK m.15/1). - Türk bayrağı taşıyan hava ve demiryolu araçları:
Aynı hüküm bu araçlar için de uygulanır (CMK m.15/2). - Ülke içinde seyir hâlindeki ulaşım araçlarında işlenen suçlar:
İlk ulaştıkları yer mahkemesi yetkilidir (CMK m.15/3). - Çevreyi kirletme suçları:
Yabancı bayraklı gemiler tarafından Türk kara suları dışında işlenen çevre kirletme suçlarında; suçun işlendiği yere en yakın veya geminin Türkiye’de ilk uğradığı limanın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir (CMK m.15/4).
Sonuç: Yurtdışında İşlenen Suçlarda Uygulanacak Genel Esaslar
Türk vatandaşı yabancı ülkede suç işlediğinde, yargılama koşulları TCK’nın 10, 11, 13, 14, 15, 16, 17, 19. maddelerinde ayrıntılı biçimde belirlenmiştir.
Bu düzenlemeler, hem Türkiye’nin cezalandırma yetkisini korumakta hem de uluslararası hukukla uyumlu bir yargılama çerçevesi oluşturmaktadır.
Yabancı ülkede işlenen suçlarda cezanın belirlenmesi, mahsubu, yabancı kanunun dikkate alınması ve yetkili mahkemenin tespiti konuları, adil yargılanma hakkının ve hukuk güvenliğinin temel güvenceleri arasında yer alır.
Yurtdışında veya Yabancı Ülkede İşlenen Suçların Yargılanması – Yargıtay Kararları
Bu bölüm, yurtdışında işlenen suçların yargılanması bakımından Yargıtay’ın benimsediği ölçütleri, TCK m.11–13 ve CMK m.13–15 çerçevesinde öne çıkan karar özetleriyle açıklar. Her bir içtihat, kovuşturma şartları, yetki, cezaların belirlenmesi ve mahsup gibi temel başlıklara ışık tutar.
Yabancı Ülkede İşlenen Suçların Kovuşturma Şartları
Kısa Özet: TCK m.11 uyarınca bir Türk vatandaşı hakkında yurtdışında işlenen suçların yargılanması, alt sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezası öngören fiillerle sınırlıdır. Failin Türkiye’de bulunması, yabancı ülkede aynı fiilden kesinleşmiş bir hüküm verilmemiş olması ve fiilin Türkiye’de kovuşturulabilir nitelikte olması zorunludur.
Kovuşturma Şartının Araştırılması Yükümlülüğü
Usul denetiminde, TCK m.11 gereğince, failin Türk vatandaşı olması, Türkiye’de bulunması ve aynı eylem nedeniyle yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması kovuşturma şartlarıdır. Yabancı ülkede beraat veya mahkûmiyetin kesinleşmesi, Türkiye’de yeniden yargılamayı engeller. Somut olayda, suçun yurt dışında işlendiği gözetilerek, sanık hakkında Azerbaycan adlî mercilerinde kesinleşmiş bir hüküm bulunup bulunmadığının araştırılması gerekirken, olumsuz kovuşturma şartı aydınlatılmadan hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür (Yargıtay 23. CD, 2015/7553).
Vatandaşın Yurtdışında İşlediği Suçun Soruşturulmasında Yetkili Savcılık
Kısa Özet: Yurtdışında işlenen suçların yargılanması bakımından savcılık/mahkeme yetkisi, CMK m.13–14’e göre belirlenir. Yakalandığı yer, yerleşim yeri veya son adres kriterleri esas alınır; coğrafi yakınlık gerekçesiyle Yargıtay’dan yetki nakli istenebilir.
CMK m.13–14 Kapsamında Yetki ve Coğrafi Yakınlık
Brezilya’da uyuşturucu ticareti işlediği iddia edilen Türk vatandaşı bakımından, CMK m.14/2 uyarınca coğrafi bakımdan daha yakın bir yer savcılığının yetkili kılınmasına Yargıtay’ın karar verebileceği hatırlatılmış; ancak soruşturma evrakının geldiği aşama ve İskenderun 1. ACM’nin tespitleri gözetilerek Yayladağı C.Savcılığı’nın yetki tayini istemi reddedilmiştir (Yargıtay 5. CD, 2015/12235).
Uyuşturucu Madde İhraç Etme – Yabancı Ülkede Hüküm Verilmesi
Kısa Özet: Sanığın kendi beyanıyla ortaya çıkan ihraç fiili nedeniyle yurtdışında yargılanıp ceza aldığı durumda, etkin pişmanlık ve CMK m.223/4 çerçevesinde “ceza verilmesine yer olmadığı” sonucu gündeme gelebilir.
Etkin Pişmanlık ve Ceza Verilmesine Yer Olmadığı
Suriye-Ürdün sınırındaki Caber Gümrük Kapısı’nda ele geçen uyuşturucunun Türkiye’den ihraç edildiğine dair somut delil yokken, sanık Ürdün’de mahkûm olmuş ve ihraç fiilini kendi beyanıyla ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle TCK m.192/1 ile CMK m.223/4 uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 9. CD, 2016/185).
Göçmen Kaçakçılığı Nedeniyle Yabancı Ülkede ve Türkiye’de Yargılama
Kısa Özet: Yurtdışında işlenen suçların yargılanması bakımından, suç göçmenlerin Türkiye’den ayrılmasıyla tamamlanmışsa, suçun Türkiye’de işlenmiş sayılması mümkündür. Yabancı ülkede yargılama yapılmış olması, Türkiye’de yeniden yargılamaya engel olmayabilir.
Suçun Türkiye’de İşlenmiş Sayılması ve Mahsup
Sanık, 20 yabancı uyrukluyu Kuşadası’ndan yasa dışı yollarla Yunanistan’a götürürken yakalanmış ve Yunanistan’da cezalandırılmıştır. Göçmenlerin Türkiye’den çıkışıyla suçun oluştuğu; dolayısıyla suçun Türkiye’de işlenmiş sayılacağı, Yunanistan’daki yargılamanın Türkiye’de yeniden yargılanmaya engel teşkil etmediği belirtilmiştir. Türkiye’de mahkûmiyet hâlinde TCK m.16 uyarınca yabancı ülkede özgürlük kısıtlaması süresinin mahsup edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Önceden hüküm verildiği gerekçesiyle davanın reddi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. CD, 2015/48).
Yurtdışında Uyuşturucu Ticareti Suçu
Kısa Özet: TCK m.13/3’e göre yurtdışında işlenen suçların yargılanması yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması şartına bağlıdır. Aynı fiilden yabancı ülkede kesin hüküm verilmişse Türkiye’de yeniden kovuşturma yapılamaz (non bis in idem).
Non Bis In Idem İlkesinin Uygulanması
Sanık, KKTC’de uyuşturucu ticareti nedeniyle Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesince 10 ay hapisle cezalandırılmış ve karar kesinleşmiştir. TCK m.13/3 ile CMK m.223/7 uyarınca aynı suçtan Türkiye’de yeniden kovuşturma yapılamayacağı gözetilmeden mahkûmiyet kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 20. CD, 2017/4830).
Türk Vatandaşının Almanya’da Kasten Öldürmeye Teşebbüs Suçu İşlemesi
Kısa Özet: Yurtdışında işlenen suçların yargılanması sırasında TCK m.19’un ceza üst sınırına ilişkin kuralı, m.19/2-b istisnası gereğince mağdur Türk vatandaşı ise uygulanmaz. Lehe yasa değerlendirmesi yapılırken 765 sayılı TCK m.10/a’nın esas alınması gerekebilir.
TCK m.19/2-b İstisnası ve Lehe Yasa Yaklaşımı
Bozma sonrası verilen hüküm onanırken; TCK m.19/1’deki üst sınır kuralının, m.19/2-b gereği mağdur Türk vatandaşı olduğunda uygulanmayacağı; lehe kanun değerlendirmesinde 765 sayılı TCK m.10/a esas alınarak Türk Ceza Kanunu’ndaki yaptırım önce saptanıp ardından yabancı kanunla karşılaştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu doğrultuda hüküm, CMUK m.322 yetkisiyle “TCK m.19” yerine “765 s. TCK m.10/a” ibaresi yazılarak düzeltilerek onanmıştır (Yargıtay 1. CD, 2016/2254).
Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurma Suçunun Yabancı Ülkede İşlenmesi
Kısa Özet: Kesintisiz suçlarda kesinti yerinin yurtdışı olması ve yabancı ülkede kesinleşmiş hüküm bulunması, TCK m.11/1 ve CMK m.223/7 uyarınca Türkiye’de yeniden kovuşturmayı engeller; ancak sanığın sorgusunun yapılması zorunluluğu saklıdır.
Kesintisiz Suç, Kesinti Yeri ve Sorgu Zorunluluğu
Sanık, KKTC’de kullanmak için uyuşturucu bulundurma/kullanma suçlarından 6’şar ay hapisle cezalandırılmıştır. TCK m.11/1 gereği yabancı ülkede hüküm verilmişse aynı suçtan Türkiye’de kovuşturma yapılamaz; non bis in idem kabul edilir. Ayrıca CMK m.193/2 yanlış yorumlanarak sanığın savunması alınmadan karar verilmesi hatalıdır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken davanın düşürülmesi kararı verilmesi kanuna aykırıdır (Yargıtay 9. CD, 2016/1744).
Uyuşturucu Suçlarının Vatandaş Tarafından Yabancı Ülkede İşlenmesi
Kısa Özet: TCK m.13/3 gereği yurtdışında işlenen suçların yargılanması, yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması şartına bağlıdır; hüküm verilmişse Türkiye’de yeniden kovuşturma yapılamaz. Ayrıca TCK m.19 uyarınca cezanın üst sınır kıyaslaması yapılmalıdır.
Kovuşturmanın Reddi ve Cezanın Üst Sınırının Tespiti
Sanıklar hakkında yabancı ülkede hüküm verildiği hâllerde, TCK m.13 ve CMK m.223/7 uyarınca davanın reddi gerekirken mahkûmiyet kurulması bozma nedenidir. Diğer bir sanık yönünden, TCK m.19 uyarınca yabancı kanunda öngörülen cezanın üst sınırı belirlenip Türk hukukuna göre kıyas yapılarak hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma yapılması da kanuna aykırıdır (Yargıtay 10. CD, 2014/13148).
Yabancı Ülkede Tutukluluk/Gözaltı Sürelerinin Mahsubu
Kısa Özet: Yurtdışında işlenen suçların yargılanması sonucunda hükmolunan cezadan, TCK m.16 uyarınca yabancı ülkede geçen özgürlük kısıtlaması süreleri mahsup edilir; yabancı mahkemenin hükmettiği cezanın tamamının mahsup edilmesi doğru değildir.
Mahsupta Esas: Özgürlük Kısıtlaması Süreleri
Bulgaristan veya Yunanistan’da verilen cezaların tamamını mahsup etmek yerine, TCK m.16 uyarınca gözaltı, gözlem, tutukluluk veya hükümlülükte geçen sürelerin mahsup edilmesi gerekir. Ayrıca, varsa yabancı yargılama dosyalarının istinabe yoluyla getirtilip sürelerin belirlenmesi zorunludur. TCK m.188/2 bağlamında bazı dosyalarda TCK m.16 yerine özel düzenlemeye göre mahsup yapılması gerektiği de belirtilmiştir (Yargıtay 9. CD, 2013/11488; Yargıtay 18. CD, 2017/1737; Yargıtay 20. CD, 2016/749; Yargıtay 9. CD, 2014/2416).
Suçun İşlendiği Ülkenin Belirlenmesi
Kısa Özet: Suç yerinin belirlenmesi, yurtdışında işlenen suçların yargılanması bakımından yetki ve kovuşturmanın kaderini belirler. İletişim yoluyla işlenen suçlarda mesajın ulaştığı adres suç yeri sayılabilir.
Suç Yeri ve Etkili Soruşturma Yükümlülüğü
Mesaj içerikli bir olayda, suç yerinin mesajın ulaştığı adres olduğu kabul edilerek, yurt dışında işlenmiş sayılamayacağı; IP ve kullanıcı hesaplarına ilişkin okul bilgisayarları ve bağlantılı kişilerin araştırılıp dinlenmesi, şüpheliler tespit edilemezse evrakın daimi aramaya alınması gerektiği vurgulanmış; etkili soruşturma yapılmaksızın verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına itirazın reddi hukuka aykırı bulunmuştur (Yargıtay 4. CD, 2017/13438).
Yurtdışında İşlenen Suçlarda Cezanın Belirlenmesi
Kısa Özet: TCK m.11 ve m.19’a göre, yurtdışında işlenen suçların yargılanması sırasında lehe yasa belirlenirken Türk ve yabancı kanunlar bütün hâlinde karşılaştırılır; yabancı kanun Türk hukukunun yerine geçmez.
Lehe Yasa Tespitinde Karşılaştırma Usulü
Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, lehe yasanın belirlenmesinde önce Türk Kanununa göre sonuç ceza, TCK’nın ağırlaştırıcı/hafifletici sebepleriyle hesaplanır; ardından aynı nedenleri içeren yabancı yasa altında belirlenecek ceza ile karşılaştırma yapılır. Sanık yabancı ülkede mahkûm edilmemişse yalnızca Türk Ceza Kanunu uygulanır; ancak Türk hukukuna göre saptanan sonuç ceza, yabancı kanunun öngördüğü üst sınırı aşamaz. Yabancı kanunun lehe yasa olarak doğrudan ikame edilmesi mümkün değildir. Denetime elverişli bir karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. CD, 2015/2831).
Yurtdışında İşlenen Suçlarda Kesinleşmiş Hüküm Araştırması
Kısa Özet: TCK m.11’e göre yurtdışında işlenen suçların yargılanması için, aynı fiilden yabancı ülkede kesinleşmiş bir hüküm bulunmaması kovuşturma şartıdır. Yabancı mercilerdeki dosyaların araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Yabancı Hükmün Varğı ve Sonuçları
Sahte genel kurul kararları kullanılarak Fransa’daki bir taşınmazın devri ve bedelin aktarılmasına ilişkin olayda, fiillerin ve neticenin yurt dışında gerçekleştiği kabul edilmiştir. Bu nedenle, sanık hakkında aynı eylemden yabancı ülkede kesinleşmiş hüküm bulunup bulunmadığı Fransız adlî mercileri nezdinde araştırılmalı; olumsuz kovuşturma şartı açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. CD, 2011/2398).
Sonuç Değerlendirmesi
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları, yurtdışında işlenen suçların yargılanması bakımından üç ekseni vurgular:
- Kovuşturma şartları (TCK m.11): Failin Türk vatandaşı olması, Türkiye’de bulunması, yabancı ülkede kesin hüküm verilmemiş olması ve fiilin Türkiye’de kovuşturulabilirliği.
- Lehe yasa ve ceza tespiti (TCK m.19): Türk ve yabancı hukukta öngörülen yaptırımların bütünsel karşılaştırması ve üst sınır kuralı; istisnalar (m.19/2).
- Mahsup ve yetki (TCK m.16; CMK m.13–15): Yabancı ülkedeki özgürlük kısıtlamalarının mahsup edilmesi ve yetkinin CMK ölçütlerine göre belirlenmesi, gerekirse coğrafi yakınlık esasıyla Yargıtay tarafından yetki verilmesi.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün