Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK 109) Nedir? Suçun Unsurları, Nitelikli Haller ve Cezalar
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu (TCK 109) nedir? Suçun unsurları, nitelikli halleri, cezaları, etkin pişmanlık, zamanaşımı, uzlaşma ve HAGB hakkında ayrıntılı, akademik ve SEO uyumlu açıklamalar.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Nedir? (TCK 109)
Kısa Özet: Bu bölümde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma kavramının tanımı, koruduğu hukuksal değer ve TCK 109 hükmünün sistem içindeki yeri açıklanmaktadır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, bir kimsenin “bir yere gitme” veya “bir yerde kalma” serbestisini hukuka aykırı biçimde ortadan kaldırmaktır. Başka bir ifadeyle, failin eylemi, mağdurun iradesine uygun hareket etmesini engeller. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (hürriyeti tahdit), kişi özgürlüğü ve güvenliğini koruyan suç tiplerinden olup, TCK md. 109’da “hürriyete karşı suçlar” arasında düzenlenmiştir.
TCK m. 109’un İçeriği (Parafraz)
Kısa Özet: Fıkralar, temel suç ve artırımlı durumları sistematik şekilde ortaya koyar.
- Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitme ya da bir yerde kalma özgürlüğünden yoksun bırakan kişi, 1 yıldan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılır.
- Fiilin işlenmesi için veya işlenirken cebir, tehdit ya da hile kullanılmışsa ceza 2 yıldan 7 yıla kadardır.
- Suçun silahla, birden fazla kişiyle birlikte, kamu görevi nedeniyle, kamu nüfuzunun kötüye kullanılmasıyla, üstsoy, altsoy, eş ya da boşanılan eşe karşı, çocuğa veya beden/ruh bakımından kendini savunamayacak durumdaki kişiye karşı işlenmesi hâlinde yukarıdaki cezalara bir kat artırım uygulanır.
- Mağdur bakımından ekonomik bakımdan önemli kayıp doğarsa ayrıca bin güne kadar adlî para cezası verilir.
- Suçun cinsel amaçla işlenmesi hâlinde cezalar yarı oranında artırılır.
- Suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri gerçekleşirse, ayrıca kasten yaralamaya ilişkin hükümler uygulanır.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun Unsurları
Kısa Özet: Suç, seçimlik hareketlerle ve genel kastla işlenebilir; hukuka uygunluk nedenleri saklıdır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma serbest ve seçimlik hareketli bir suçtur; manevi unsur genel kast olup, failin unsurları bilip istemesi yeterlidir. Suç, iki farklı seçimlik hareketten herhangi biriyle tamamlanır. Hukuka aykırılık şarttır; mağdurun rızası veya kanun hükmünün yerine getirilmesi, meşru savunma ya da hakkın kullanılması gibi nedenler hukuka uygunluk sağlayabilir.
“Bir Yere Gitme” Özgürlüğünden Yoksun Bırakma
Kısa Özet: Mağdurun dilediği yere gitme serbestisinin engellenmesi, seçimlik hareketlerden ilkidir.
Fail, mağdurun bir yere gitme hürriyetini ortadan kaldırdığında suçun unsurları oluşur. Kişi, özgür iradesi doğrultusunda yer değiştirme hakkına sahiptir; bu hakkın dışsal müdahaleyle engellenmesi “bir yere gitme özgürlüğünden yoksun bırakma” biçimini meydana getirir.
“Bir Yerde Kalma” Özgürlüğünden Yoksun Bırakma
Kısa Özet: Bulunulan yerde kalma serbestisinin engellenmesi ikinci seçimlik hareketi oluşturur.
Fail, mağdurun bir yerde kalma serbestisini hukuka aykırı biçimde sınırladığında suç vücut bulur. Kişinin dilediği yerde kalma veya hareket etmeme hakkının engellenmesi, bu seçimlik hareket kapsamında değerlendirilir.
Suçun İcrası, Yer ve Süre Bakımından Özellikler
Kısa Özet: Suç, icrai ya da ihmali davranışla, her yerde ve her zaman işlenebilir; kesintisiz suç niteliği taşır.
Seçimlik hareketler icrai veya ihmali davranışlarla gerçekleştirilebilir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma için fiilin işleniş tarzı, yeri, zamanı ve süresi bakımından kanunda sınırlama yoktur; açık ya da kapalı alanlarda, kısa veya uzun süreli olarak işlenebilir. Mağduru kapatmak zorunlu olmadığı gibi aleni bir yerde tutmak da yeterli olabilir; önemli olan mağdurun hareket özgürlüğünün kaldırılmasıdır. Suç kesintisiz suçtur: Kısıtlama ile tamamlanır, mağdur özgürlüğüne kavuştuğunda sona erer. Ancak, hukuken kabul edilebilir bir asgari süre aranır; sürenin yeterliliği olayın ağırlığı ve ciddiyetiyle birlikte hâkimce takdir edilir (YCGK-K.2020/104).
Cinsel Suçlarla Kesişim (Süre Sınırı)
Kısa Özet: Cinsel eylem süresiyle sınırlı alıkoymalarda ayrıca hürriyeti tahdit doğmayabilir.
Cinsel saldırı veya cinsel istismar eylemi sürerken mağdurun hürriyetinden yoksunluğu yalnızca bu sürede kalmışsa ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma oluşmaz. Ancak cinsel eylemden sonra mağdurun çıkışına bir süre izin verilmemesi hâlinde hürriyeti tahdit suçu ayrıca gündeme gelir.
Yaşı Küçük Mağdurun Rızasının Hukukî Değeri
Kısa Özet: TCK 109, küçük mağdurun rızasına yaş sınırı getirmez; olayın meşru amacı ve ahlaka uygunluğu belirleyicidir.
TCK 109, mağdurun rıza ehliyeti için yaş sınırı koymaz. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma bakımından küçüklerin rızasının sonuç doğurup doğurmayacağı, failin amacının toplumca kabul gören ve genel ahlaka uygun olup olmamasına göre olaya özgü değerlendirilir. Örneğin çocuğun meşru amaçla gideceği yere bırakılması gibi durumlarda rıza geçerli olabilir; buna karşılık haksızlık bilinciyle, adaba aykırı davranışlarda küçüklerin rızasına değer verilmez. Ayrıca rızanın geçerli sayılabilmesi için eylemde cebir, tehdit veya hile bulunmamalıdır (YCGK-K.2017/181).
Cinsel Amaçta Küçüğün Rızası
Kısa Özet: 15 yaşını doldurmamış çocukta rıza hukuk düzenince dikkate alınmaz.
Suç cinsel amaçla işlendiğinde, 15 yaşını tamamlamamış çocukların rızası hukuken geçerli değildir. TCK 104, cebir, tehdit ve hile olmaksızın on beş yaşını bitirmiş çocukla cinsel ilişkiyi şikâyete bağlı suç saymaktadır. Bu nedenle cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma fiilleri, 15 yaşını doldurmayan çocuklar yönünden rızaya bakılmaksızın değerlendirilir; 15 yaşını dolduranlarda ise rızanın hukuki değeri olayın özelliklerine göre mahkemece takdir edilir (YCGK-2008/156 K.).
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun Cezası (TCK 109)
Kısa Özet: Temel ceza 1–5 yıl; cebir/tehdit/hilede 2–7 yıl; nitelikli hâllerde bir kat artırım; cinsel amaçta yarı oran; ekonomik kayıpta adlî para cezası uygulanır.
- Temel hâl: 1–5 yıl hapis (TCK 109/1).
- Cebir/tehdit/hile: 2–7 yıl hapis (TCK 109/2).
- Nitelikli hâller (109/3): Silahla; birden fazla kişiyle; kamu görevi nedeniyle; kamu nüfuzunun kötüye kullanılmasıyla; üstsoy, altsoy, eş veya boşanılan eşe karşı; çocuğa veya kendini savunamayacak durumda olana karşı işlenirse bir kat artırım.
- Ekonomik kayıp (109/4): Ayrıca bin güne kadar adlî para cezası.
- Cinsel amaç (109/5): Cezalar yarı oranında artırılır.
- Kasten yaralama (109/6): Ağırlaşmış hâller gerçekleşmişse ayrıca kasten yaralamaya ilişkin hükümler uygulanır.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun Nitelikli Hâlleri
Kısa Özet: Aşağıdaki alt başlıklarda nitelikli şekiller ve sonuçları ayrı ayrı gösterilir.
Cebir, Tehdit ve Hile ile Hürriyeti Tahdit (TCK 109/2)
Kısa Özet: Eylemin başında uygulanan cebir yeterlidir; tehdit ve hile de nitelikli hâle yol açar.
Fiilin başlangıcında mağdurun direncini kırmaya yetecek cebir uygulanmışsa, devamında cebir olmasa da 109/2 devreye girer. Tehdit unsurunun hürriyeti tahdit suçunun parçası olması hâlinde de aynı fıkra uygulanır; örneğin “benimle gelmezsen seni öldürürüm” tarzındaki sözlerle mağdurun hareket serbestisinin kaldırılması bu kapsamdadır. Hile ise mağdurun iradesini yanıltarak özgürlüğünü sınırlayan aldatıcı davranışlardır. Bu üç hâl söz konusu olduğunda ceza 2–7 yıl aralığındadır.
Silahla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma (TCK 109/3-a)
Kısa Özet: Silah kullanımı, temel veya 109/2 kapsamındaki cezayı bir kat artırır; silah kavramı geniş yorumlanır.
Silah kullanımı, TCK md. 6 anlamında geniştir; tabanca, bıçak, sopa gibi klasik araçlar yanında elverişli her nesne silah sayılabilir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma silahla işlenirse temel şeklin cezası 2–10 yıla, 109/2 ile birlikte ise 4–14 yıla çıkabilir; zira her iki durumda da bir kat artırım uygulanır.
Birden Fazla Kişi Tarafından Birlikte İşleme (TCK 109/3-b)
Kısa Özet: Müşterek faillik gerekir; azmettiren veya yardım eden bu kapsamda sayılmaz.
Nitelikli hâlin gerçekleşmesi için en az iki kişinin birlikte, yani müşterek fail olarak hareket etmesi gerekir. Yardım eden veya azmettirenler bu fıkra kapsamında “birlikte” işleyen sayılmaz. Bu durumda da temel veya 109/2 kapsamındaki ceza bir kat artırılır.
Kamu Görevi Nedeniyle İşleme (TCK 109/3-c)
Kısa Özet: Mağdurun kamu göreviyle bağlantılı eylemler hedef alınmışsa nitelikli hâl doğar.
Mağdur kamu görevlisi olduğu için, yani görevi nedeniyle hürriyetinden yoksun bırakılmışsa bu fıkra uygulanır. Görev sona ermiş olsa bile (ör. emeklilik) geçmişteki görevi nedeniyle hedef alınması yeterlidir. Avukat, bilirkişi, tanık gibi adlî görev sahipleri ile seçilmişler ve memurlar TCK 6/1-c anlamında kamu görevlisi sayılır; ceza bir kat artırılır.
Kamu Nüfuzunun Kötüye Kullanılması (TCK 109/3-d)
Kısa Özet: Failin kamu görevlisi sıfatıyla sağlanan nüfuzu kötüye kullanması aranır.
Ön koşul, failin kamu görevlisi olması ve görevin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak eylemi gerçekleştirmesidir. Örneğin, hukuki şartlar yokken bir kimsenin saatlerce resmi işlem yapmaksızın araçta tutulması bu kapsamdadır; yaptırım bir kat artırımlıdır.
Üstsoy, Altsoy veya Eşe/Boşanılan Eşe Karşı (TCK 109/3-e)
Kısa Özet: Aile içi konum nedeniyle artırım söz konusudur.
Üstsoy (anne, baba, dede, nine), altsoy (çocuk, torun) veya eş/boşanılan eş aleyhine işlenmesi artırım nedenidir. Sadece dinî nikâhla birlikte yaşama, eş kavramı bakımından yeterli görülmez; ceza bir kat artırılır.
Çocuğa ya da Savunmasız Kişiye Karşı (TCK 109/3-f)
Kısa Özet: Çocuklar ve savunmasız kişilere karşı işlenen fiiller daha ağır yaptırıma tabidir.
Çocuk TCK 6/1-b’ye göre 18 yaşını doldurmamış kişidir. Yaşlılar, fiziksel/mental engelliler, hastalık nedeniyle güçsüz kişiler de savunmasız kategorisindedir. Bu kişilere karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma işlendiğinde ceza bir kat artırılır.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakmanın Cinsel Amaçla İşlenmesi (TCK 109/5)
Kısa Özet: Cezalar yarı oranında yükselir; cinsel amacın gerçekleşmesi şart değildir.
“Cinsel amaç” sadece cinsel tatmin değil, cinsel özgürlüğe karşı suç işlenmesi tehlikesini de kapsayacak biçimde yorumlanır. Failin nişanlısını evlenme saikiyle kaçırması dahi kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönünden cinsel amaç sayılabilir; ayrıca gerçekleşen cinsel suçlar varsa onlar için ayrıca cezaya hükmolunur. Cinsel amacın varlığı olayın koşulları, tarafların ilişkisi ve failin sözleriyle belirlenebilir; amacın gerçekleşip gerçekleşmediği artırıma engel değildir (YCGK 17.11.2019, 2019/14-481,652; Yarg. 14. CD, 18.04.2013, 2011/15158-2013/4724; CGK-K.2022/564).
15 yaşını doldurmamış çocuk yönünden rıza dikkate alınmaz; 15 yaşını dolduranlar içinse rızanın değeri olayın özelliklerine göre belirlenir (YCGK-2008/156 K.). Bu hâlde temel, 109/2 ve 109/3 kapsamındaki cezalara yarı oranında artırım uygulanır; örneğin temel hâlde 1,5–7,5 yıl, 109/2’de 3–10,5 yıl, 109/3’te 6–21 yıl aralığı ortaya çıkar.
Mağdurun Ekonomik Kaybı ve Adlî Para Cezası (TCK 109/4)
Kısa Özet: Önemli ekonomik kayıp doğmuşsa ayrıca gün esasına göre para cezası uygulanır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma nedeniyle mağdur için ekonomik bakımdan önemli bir kayıp oluşursa, faile ayrıca bin güne kadar adlî para cezası verilir. Bu para cezasının muhatabı mağdur değil, devlettir.
Etkin Pişmanlık ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma
Kısa Özet: Mağdur zarar görmeden güvenli yere bırakılır ve soruşturma başlamadan kendiliğinden salıverilirse önemli indirim gündeme gelir.
Etkin pişmanlık için failin, mağduru zarar vermeksizin ve güvenli bir yere kendiliğinden bırakması gerekir; soruşturma başladıktan sonra yapılan serbest bırakma etkin pişmanlık doğurmaz. Şartlar oluştuğunda cezada 2/3 oranında indirim yapılır. YCGK’ya göre (K.2020/159) ayrıca: (i) Suç tamamlanmış olmalıdır; icra sırasında bırakma gönüllü vazgeçme sayılır. (ii) Soruşturma başlamadan salıverme şarttır. (iii) Dış baskı olmaksızın kendiliğinden bırakılmalıdır. (iv) Bırakma fail tarafından yapılmalı; kaçma veya üçüncü kişilerce kurtarma hâlinde uygulanmaz. (v) Bırakma, mağdurun güvenle ulaşım sağlayabileceği bir yerde olmalıdır; örneğin ıssız bir noktada bırakma yeterli değildir. (vi) Mağdurun şahsına zarar verilmemiş olmalıdır.
Şikâyet, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme
Kısa Özet: Suç re’sen soruşturulur; temel hâlde zamanaşımı 8 yıl, nitelikli hâllerde 15 yıldır; uzlaşma kapsamında değildir; görevli mahkeme asliye cezadır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma şikâyete bağlı değildir; savcılık re’sen soruşturur, şikâyetten vazgeçme davayı düşürmez. Temel hâlde dava zamanaşımı 8 yıl, nitelikli hâllerde 15 yıldır (TCK 66). Suç uzlaşma kapsamında yer almaz. Yargılama asliye ceza mahkemesinde yapılır.
Adlî Para Cezasına Çevirme, HAGB ve Erteleme
Kısa Özet: Koşulları varsa temel hâlde hapis, adlî para cezasına çevrilebilir; 2 yıl ve altındaki cezalarda HAGB ve erteleme mümkündür.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel hâlinde, alt sınırdan hükmolunan hapis cezası durumun özelliklerine göre adlî para cezasına çevrilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), 2 yıl ve altındaki cezalar için şartları varsa uygulanabilir. Aynı şekilde 2 yıl ve altındaki hapis cezaları bakımından erteleme de mümkündür.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Suçu Yargıtay Kararları
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Fiilinin Süresi
Kısa Özet: Bu bölümde, cinsel eylemle sınırlı kısa süreli kısıtlamaların tek başına kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin Yargıtay içtihatları özetlenmektedir. Kararlar; eylemin süresi, yoğunluğu ve cinsel suçla çakışması hâlinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ayrıca edip etmeyeceği ölçütlerini somutlaştırır. Özellikle cinsel eylem süresiyle sınırlı alıkoymalarda, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönünden ayrı suçun oluşmadığı vurgulanmaktadır.
Cinsel Eylem Süresince Alıkoymanın Ayrı Suç Oluşturmaması (Yargıtay 14. CD, 2014/8035)
Olayda sanık, mağdureyle birlikte gittiği otel odasında mağdurenin iç çamaşırını zorla çıkarıp cinsel organını mağdurenin cinsel organına değdirmiştir. Bu süreçte mağdureyi, basit cinsel saldırı eyleminin sürdüğü süre ile sınırlı biçimde tutmuştur. Yargıtay, cinsel saldırı eylemiyle sınırlı alıkoymanın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurlarını ayrıca doğurmadığını kabul etmiştir. Bu nedenle, mahkûmiyet yerine beraat kararı verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.
Kısa Süre ve Olayın Akışı Nedeniyle Unsurların Oluşmaması (Yargıtay 2. CD, 2015/23326)
Sanık, cinsel amaçla mağdureyi takip etmiş; mağdurenin bağırması üzerine ağzını kapatmış, mağdurenin yere düşmesi sonrası onu kaldırıp dere yatağına doğru fırlatmıştır. Olayın gerçekleşme biçimi ve geçen sürenin kısalığı birlikte değerlendirildiğinde, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları oluşmamıştır. Buna rağmen yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi isabetli bulunmamıştır. Karar, sürenin ve eylem yoğunluğunun belirleyici olduğuna işaret eder.
Yol Kenarında Durdurma – Araçtan İndirme – Kısa Süreli Engelleme (Yargıtay 14. CD, 2016/3067)
Gece vakti, mağdur ve yanındaki diğer kişi araçla seyir halindeyken sanıklardan biri aracı durdurmuştur. Aralarında husumet bulunan sanık, mağduru araçtan indirip darp etmiş; mağdur bir ara kurtularak aracına binebilmiştir. Yargıtay, olayın akışı ve kısa süre nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığını belirtmiştir. Bu itibarla mahkûmiyet hükmü hukuka aykırıdır.
Aynı Konutta Cinsel İstismarla Sınırlı Kısıtlama (Yargıtay 14. CD, 2014/13390)
Sanık ile mağdure aynı konutta birlikte yaşamaktadır. Sanığın mağdureye yönelik nitelikli cinsel istismar eylemi, mağdureyi ayrıca bir yere gitmek ya da bir yerde kalmak hürriyetinden mahrum bırakmaya yönelik bağımsız bir hareket içermemektedir. Bu nedenle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönünden ayrı suç oluştuğu kabul edilemez. Mahkûmiyet yerine sanığın bu suçtan beraatine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İşyerinde Ara Kısma Zorla Sokma ve Cinsel İstismar (Yargıtay 14. CD, 2014/9935)
Sanık, mağdureyi kolundan tutarak işyerinin ara bölümüne zorla sokmuş ve burada cinsel istismarda bulunmuştur. Olayın seyri, mağdurenin hareket serbestisinin eylem dışında da kısıtlandığını göstermektedir. Yargıtay, bu şartlarda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun da oluştuğunu; beraat verilmesinin hukuka aykırı olduğunu vurgulamıştır. Böylece cinsel eylemle sınırlı kalmayan kısıtlamalarda bağımsız suçun varlığı teyit edilmiştir.
Alıkoyma Suçunda 15 Yaşından Küçük Çocukların Rızası Geçerli Değildir
Kısa Özet: Yargıtay, çocuklara karşı işlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda mağdurun yaşıyla bağlantılı olarak rızanın hukuki değerini iki kategori halinde değerlendirmektedir. 15 yaşını doldurmamış çocukların rızası geçerli kabul edilmezken, 15 ile 18 yaş arası çocuklarda rızanın geçerliliği, ayırt etme gücüne (mümeyyizlik) bağlı olarak değerlendirilmektedir.
Onbeş Yaşını Doldurmamış Çocuklarda Rıza Hukuken Değer Taşımamaktadır
Onbeş yaşını tamamlamamış çocukların, kendi serbest iradeleriyle hareket etme özgürlüğü üzerinde mutlak surette tasarruf yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle, yaşları itibariyle henüz ayırt etme gücüne tam anlamıyla sahip olmayan çocukların verdikleri rıza, hukuken geçerli bir hukuka uygunluk nedeni oluşturmaz. Bu yaş grubundaki çocukların rızasına dayanılarak gerçekleştirilen her türlü alıkoyma eylemi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşumunu engellemez.
Onbeş–Onsekiz Yaş Arası Çocuklarda Rızanın Değerlendirilmesi
Onbeş yaşını doldurmuş, ancak onsekiz yaşını tamamlamamış çocuklar bakımından durum farklıdır. Bu yaş aralığındaki mağdurlar, mümeyyiz yani fiillerinin sonuçlarını algılayabilecek durumda iseler, rızaları bazı hallerde hukuka uygunluk nedeni sayılabilir. Ancak bu değerlendirme her somut olayın özelliklerine göre yapılır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı (2015/8)
Somut olayda sanık, 15 yaşından küçük olan mağdureyi evlenme amacıyla kendi rızasıyla kaçırmış, başka bir şehirdeki akrabalarının evinde bir süre alıkoymuştur. Yargıtay, mağdurenin rızasının geçerli olmadığını, çünkü 15 yaşından küçük bir çocuğun özgürlüğü üzerinde mutlak tasarruf hakkı bulunmadığını belirtmiştir. Dolayısıyla mağdurenin rızası bulunsa dahi eylem, TCK 109/1, 109/3-f ve 109/5 maddeleri kapsamında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturur.
Cinsel Saldırı Amacıyla Sınırlı Olarak Hürriyetin Kısıtlanması
Kısa Özet: Cinsel saldırı eyleminin işlenebilmesi için mağdurun hareket özgürlüğünün kısa süreli olarak kısıtlanması, bağımsız bir kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmaz. Ancak eylemin kapsamı veya süresi cinsel saldırının zorunlu sınırlarını aştığında, ayrıca bu suçtan cezalandırma yapılır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2016/6841
Olayda mağdure, sanığın aracına kendi rızasıyla binmiş, sanık araç içinde mağdureye basit cinsel saldırıda bulunmuştur. Yerel mahkeme, sanığı hem basit cinsel saldırı (TCK 102/1) hem de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (TCK 109/2, 109/3-e, 109/5) suçlarından mahkûm etmiştir.
Yargıtay, eylemin cinsel saldırı suçu ile sınırlı bir sürede gerçekleştiğini, mağdurenin hareket özgürlüğünü kısıtlayan başka bir davranışın bulunmadığını belirterek, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşmadığına hükmetmiştir. Çünkü mağdurun vücudu, zaten cinsel saldırı suçunun doğrudan konusudur; bu durumda hareket özgürlüğünün geçici olarak ortadan kaldırılması ayrıca cezalandırılmaz.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçuna Teşebbüs
Kısa Özet: Suçun tamamlanması için mağdurun fiilen hareket özgürlüğünden yoksun bırakılması gerekir. Ancak failin fiili dış etkenlerle yarıda kalmışsa, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu teşebbüs aşamasında kalmış olur.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2014/7099
Sanık, mağdureyi kandırarak evin avlusuna çekmiş, zorla içeri sokmaya çalışmış; ancak mağdurenin direnişi ve tanığın müdahalesi sonucu eylem tamamlanamamıştır. Yargıtay, bu durumda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tamamlanmadığını, TCK 35 (teşebbüs) hükmü uyarınca değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi – 2016/1201
Sanıkların mağdureyi araçlarına bindirmelerinden sonra, diğer şahısların müdahalesiyle eylem tamamlanamamıştır. Bu nedenle fiilin teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilmelidir. Ayrıca, somut olayda cinsel amaçla hareket edildiğine dair somut delil bulunmadığından TCK 109/5 maddesinin uygulanması da hukuka aykırıdır.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün