ONBİRİNCİ (11) BÖLÜM GEÇİCİ HUKUKİ KORUMALAR – HMK DERS NOTLARI
Bu derste, yargılamanın sonucunu güvence altına almak amacıyla mahkemelerce verilen geçici hukukî koruma tedbirlerini ele alacağız. Hukuk yargılaması, çoğu zaman uzun süren bir süreçtir; bu süre zarfında taraflardan biri malvarlığını azaltabilir, hakkın kullanılmasını zorlaştırabilir veya yargılamanın sonucunu değersiz hâle getirebilir. İşte bu riskleri önlemek için kanun koyucu, geçici hukuki koruma mekanizmasını öngörmüştür.
Geçici hukuki koruma, kesin hükme kadar hakkın korunmasını sağlayan, geçici nitelikte ve menfaat dengesine dayalı bir önlemdir. Amaç, hakkın elde edilmesini değil, hakkın tehlikeye düşmesini engellemektir. Bu nedenle, geçici hukuki korumalar, yargılamanın tamamlayıcı bir unsuru olarak işlev görür.
HMK’da geçici hukuki korumalar iki ana başlık altında düzenlenmiştir:
- İhtiyati tedbir (HMK m.389–399) – Paradan başka konulara ilişkin hakların korunmasına yöneliktir.
- Delil tespiti ve diğer geçici korumalar (HMK m.400–406) – Delillerin kaybolmasını önlemek veya hukuki durumun korunmasını sağlamak için öngörülmüştür.
İhtiyati tedbir, mevcut durumda bir değişiklik meydana gelmesi hâlinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya imkânsız hâle geleceği durumlarda başvurulan bir tedbirdir. Hâkim, durumun aciliyetine göre, karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Bununla birlikte, tedbir isteyen kişi yaklaşık ispat yükü altındadır ve haksız çıkması hâlinde tazminat sorumluluğu doğabilir.
Delil tespiti ise, mevcut veya ileride açılacak bir davada kullanılacak delillerin kaybolmadan önce tespit edilmesini sağlar. Böylece ispat hakkı güvence altına alınır.
Bu bölümde;
- Geçici hukuki korumanın amacı ve niteliği,
- İhtiyati tedbirin şartları, talebi, kararı ve uygulanması,
- İtiraz, teminat ve tedbirin kaldırılması,
- Haksız tedbir nedeniyle tazminat,
- Delil tespiti ve diğer geçici korumalar,
- İhtiyati tedbir ile ihtiyati haciz arasındaki farklar
konuları ayrıntılı biçimde incelenecektir.
Ders notları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), mevzuat.gov.tr, resmigazete.gov.tr ve Yargıtay içtihatları temel alınarak hazırlanmıştır. Hedef, hukuk fakültesi öğrencileri ve Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS) adaylarına, sade, güncel ve uygulamaya dönük bir kaynak sunmaktır.
Geçici Hukukî Korumalar – Genel Çerçeve
Geçici hukukî koruma, yargılamanın sonuna kadar hakların fiilen ve hukukça korunmasını sağlayan bir güvenlik köprüsüdür. Bu kurum, kötü niyetli davranışların etkisizleştirilmesi ve yargılamanın amacının tehlikeye düşmesinin engellenmesi için işlev görür.
Genel Olarak
Yargılamaya başlanıldığı anda, hatta kimi zaman dava açılmadan önce dahi, yargılama sonucunun etkisizleşmesini önlemek ve hakkın icrasına elverişli bir zemini muhafaza etmek gerekir. Bu ihtiyaç, kesin nitelikli nihai koruma elde edilene kadar geçici hukukî koruma tedbirleri ile karşılanır. Geçici hukukî koruma, hem hak arama hürriyetinin güvencesi hem de etkin hukukî korumanın tamamlayıcı aracıdır; asıl yargılamada verilecek hükmün icrasına giden yolu açık tutar ve hükmün etkili olmasını teminat altına alır.
Mahkemeler, ihtiyati tedbir talebini incelerken ve bu konuda karar verirken; itiraz, kaldırma veya değiştirme aşamalarında menfaatler dengesine uygun, ölçülü karar vermek zorundadır. Burada geçici hukukî koruma üst bir şemsiye kavram, ihtiyati tedbir ise onun alt türlerinden biridir. Para alacaklarına özgü olarak kurulan ihtiyati haciz, ihtiyati tedbirle yakınlığı bulunsa da bugün bağımsız bir geçici koruma aracıdır.
Geçici hukukî korumanın temel özellikleri:
- Kararlar yargı organlarınca verilir.
- Tarafların her ikisi tarafından da istenebilir.
- Geçici niteliktedir; asıl davayı bekler ve tamamlar.
- İnceleme basit ve ivedi usulle yapılmalıdır.
- Kararlar bağlayıcı ve icbar edicidir (zorlayıcıdır).
- Kural olarak yaklaşık ispat yeterlidir.
- Hukukî dinlenilme hakkı yönünden, zorunlu hâllerde karşı taraf dinlenmeden de karar verilebilir.
Uygulama Notu: “Geçici hukukî koruma” ifadesi, HMK sistematiğinde ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti ve geçici düzenleme kararları gibi araçları kapsar. Somut olayın niteliğine göre doğru aracın seçilmesi, hem icra kabiliyeti hem de ölçülülük bakımından belirleyicidir.
Birinci Kısım: İhtiyati Tedbir (HMK m. 389–399)
İhtiyati tedbir, hakkın elde edilmesini ciddi biçimde güçleştirecek, imkânsızlaştıracak ya da gecikme nedeniyle önemli zarar riski doğuracak durumlarda, uyuşmazlık konusu üzerinde geçici düzen kuran korumadır. Bu koruma, dava açılmadan önce veya dava sırasında talep edilebilir.
İhtiyati Tedbirin Şartları (m. 389)
İçinde bulunulan koşullar nedeniyle mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişiklik, hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaştırıyor ya da imkânsız kılıyor ise; veya gecikme sebebiyle sakınca yahut ciddi zarar tehlikesi doğmuşsa, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bu hüküm, niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.
Örnek Olay: Marka hakkına tecavüz iddiasıyla açılacak davadan önce, ihlale konu ürünlerin piyasada satışı sürüyorsa, gecikme zararı ağırlaşabileceğinden ürünlerin muhafazası ve satışının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istenebilir.
İhtiyati Tedbir Talebi (m. 390)
İhtiyati tedbir:
- Dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili mahkemeden,
- Dava açıldıktan sonra ise asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.
Talep edenin haklarının derhâl korunması zorunluysa, karşı taraf dinlenmeden de tedbire karar verilebilir. Tedbir isteyen taraf, dilekçesinde sebep ve tedbir türünü açıkça belirtmeli; davanın esasında haklılığını yaklaşık ispat seviyesinde ortaya koymalıdır.
İhtiyati Tedbir Kararı (m. 391)
Mahkeme, sakıncayı giderecek veya zararı önleyecek her tür tedbire karar verebilir: Tedbir konusu mal veya hakkın muhafazası, yediemine tevdi, bir şeyin yapılması ya da yapılmaması gibi. Kararda şu hususlar açıkça yer alır:
- Tarafların ve varsa kanunî temsilci/vekillerin kimlik ve adres bilgileri; talep edenin T.C. kimlik numarası,
- Tedbirin dayandığı sebep ve deliller,
- Tedbirin konusu ve türü (tereddütsüz şekilde),
- Talepte bulunanın göstereceği teminatın tür ve tutarı.
Tedbir talebinin reddi gerekçeli olmalıdır ve kanun yolu açıktır. Yüzüne karşı aleyhine tedbir verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir; başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.
Uygulama Notu: Kararın açık ve somut yazılması, icra dairesinde uygulanabilirliği artırır. “Ne, nerede, nasıl” ayrıntıları belirsiz tedbirler uygulamada aksaklık doğurur.
İhtiyati Tedbirde Teminat (m. 392)
Tedbir isteyen, haksız çıkması hâlinde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin uğrayacağı muhtemel zararları karşılamak üzere teminat göstermek zorundadır. Ancak talep resmî belgeye veya kesin delile dayanıyorsa ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminatsız da karar verebilir. Adlî yardımdan yararlanan kişiden teminat aranmaz. Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya tedbirin kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davası açılmazsa teminat iade edilir.
İhtiyati Tedbirin Uygulanması (m. 393)
Tedbir kararının uygulanması, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmelidir; aksi hâlde, kanunî süre içinde dava açılmış olsa bile tedbir kendiliğinden kalkar. Uygulama, kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki veya mal/hakkın bulunduğu yer icra dairesinden istenir. Mahkeme, yazı işleri müdürünü uygulamaya görevlendirebilir. Zor kullanılması gerekirse kolluk ve köylerde muhtarlar, yazılı başvuru üzerine uygulayıcı memura yardım etmekle yükümlüdür. Uygulayan memur, tutanak düzenler; konu, yer ve iddialar kayda geçirilir ve ilgililere tebliğ edilir. Kanun yoluna başvurulduğunda, dosya ve delillerin örnekleri ilgili mahkemeye gönderilir.
Örnek Olay: Eserin izinsiz sergilenmesine ilişkin tedbir kararı, bir hafta içinde icra dairesinden uygulanmazsa kendiliğinden hükümsüz kalır; bu nedenle uygulama süresinin titizlikle takip edilmesi gerekir.
İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz (m. 394)
Karşı taraf dinlenmeden verilmiş tedbirlere itiraz edilebilir; aksi kararlaşılan hâller dışında itiraz icrayı durdurmaz. Karşı taraf:
- Uygulamada hazırsa, uygulamadan itibaren;
- Hazır değilse, uygulama tutanağının tebliğinden itibaren
bir hafta içinde, tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebilir. Dava açıldıktan sonra itiraz, davaya bakan mahkemece karara bağlanır. Tedbirin uygulanması nedeniyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de öğrenmeden itibaren bir hafta içinde tedbirin şartları ve teminata itiraz edebilir.
İtiraz dilekçeyle yapılır; sebepler ve tüm deliller dilekçeye eklenir. Mahkeme ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelinmezse dosya üzerinden karar verir. İtiraz üzerine mahkeme tedbiri değiştirebilir veya kaldırabilir. İtiraz hakkında verilen karara kanun yolu açıktır; başvuru öncelikle incelenir ve kesin karara bağlanır. Kanun yoluna başvurmak, kural olarak uygulamayı durdurmaz.
Teminat Karşılığı Değiştirme/Kaldırma (m. 395)
Aleyhine tedbir verilen veya tedbir uygulanan kişi, mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse, mahkeme tedbiri değiştirebilir veya kaldırabilir. Teminatın tutarı ve türü, m. 87 hükümlerine göre belirlenir. İtiraza ilişkin m. 394/3–4 hükümleri kıyasen uygulanır.
Koşulların Değişmesi Nedeniyle Değiştirme/Kaldırma (m. 396)
Durum ve koşulların değiştiği ortaya konulursa, talep üzerine teminat aranmaksızın tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebilir. Bu süreçte m. 394/3–4 hükümleri yine kıyasen uygulanır.
Uygulama Notu: Süreç içinde maddî olgular veya hukuksal zemin değişmişse, yeni dengeye uygun düşmeyen tedbir sürdürülmemelidir. Bu, ölçülülük ve menfaat dengesi ilkeleriyle uyumludur.
İhtiyati Tedbiri Tamamlayan İşlemler (m. 397)
Tedbir dava açılmadan önce verilmişse, tedbir isteyen, uygulama talebinden itibaren iki hafta içinde esas davasını açmalı ve açtığını gösterir evrakı uygulayan memura ibraz ederek dosyaya koydurmalı ve belge almalıdır; aksi hâlde tedbir kendiliğinden kalkar. Tedbirin etkisi, aksi belirtilmedikçe nihai kararın kesinleşmesine kadar sürer. Tedbir kalkmışsa, bu husus ilgili yerlere bildirilir. Tedbir dosyası asıl dava dosyasının eki sayılır.
Tedbire Muhalefetin Cezası (m. 398)
Tedbirin uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbire aykırı davranan kişi, öğrenmeden itibaren altı ay içinde şikâyet edilmesi üzerine altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme:
- Esas davası açılmamışsa tedbiri veren mahkeme,
- Esas davası açılmışsa davanın görüldüğü mahkemedir.
Şikâyet olunana duruşma günü/saatini içeren davetiye gönderilir; savunma ve delillerini duruşma gününe kadar bildirmesi ve gelmemesi hâlinde yokluğunda devam edileceği ihtar edilir. Mahkeme, CMK m. 147’deki hakları hatırlatarak savunmayı alır; delilleri değerlendirir, gerekli araştırmayı yapar. Aykırılık sabitse disiplin hapsi, değilse şikâyetin reddi kararı verilir.
Karara karşı taraflar tebliğden itibaren iki hafta içinde itiraz edebilir. İtiraz merci, yerel işbölüm düzenine göre belirlenir ve bir hafta içinde karar verir; gerekirse işin esasına da girer. Bu karar kesindir. Disiplin hapsi kararları kesinleşmeden infaz edilemez; infazı Cumhuriyet başsavcılığı yapar. Tedbire aykırılığın sona ermesi, tedbirin gereğinin yerine getirilmesi veya şikâyetten vazgeçilmesi hâlinde, dava ve sonuçlarıyla birlikte ceza düşer. Kesinleşen disiplin hapsi kararı, kesinleşmeden itibaren iki yıl geçince yerine getirilemez.
Örnek Olay: “Yapmama” tedbirine rağmen ilan ve satışa devam eden satıcı hakkında, şikâyet üzerine disiplin hapsi süreci işletilebilir. Aykırılığın giderilmesi, yaptırımın düşmesine yol açabilir.
Tazminat (m. 399)
Lehine tedbir verilen tarafın, tedbir talep ettiği anda haksız olduğu anlaşılırsa, yahut tedbir kendiliğinden kalkar veya itiraz üzerine kaldırılırsa, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle doğan zararları tazmin borcu doğar. Bu tazminat davası, esas davanın karara bağlandığı mahkemede açılır ve hükmün kesinleşmesinden veya tedbirin kalkmasından itibaren bir yıl içinde açılmazsa zamanaşımına uğrar.
İhtiyati Tedbir ile İhtiyati Haciz Arasındaki Farklar
İhtiyati tedbir, esasen para dışındaki hak ve şeyler (haklar, taşınırlar, taşınmazlar) bakımından geçici düzen kurarken; ihtiyati haciz yalnız para alacakları için öngörülmüş, icra hukuku karakterli bir güvence aracıdır.
Karşılaştırmalı Açıklamalar
- Konu Bakımından:
- İhtiyati tedbir, kural olarak para dışındaki mal, hak ve alacaklarla ilgili davalarda söz konusudur.
- İhtiyati haciz, yalnız para alacaklarına ilişkin davalarda veya icra takiplerinde uygulanır.
- Çekişme Durumu:
- İhtiyati tedbirde tedbire konu mal/hak çekişmelidir; çoğu kez açılmış ya da açılacak davanın konusudur.
- İhtiyati hacizde haczedilen malların borçluya ait olduğu çekişmesizdir; bu mallar, alacaklının açtığı bir davanın veya takibin konusu değildir.
- Koruma Amacı:
- İhtiyati tedbir, çekişmeli hak üzerinde önleyici düzen kurar.
- İhtiyati haciz, alacaklı henüz kesin haciz isteyemiyorken para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına alır.
- Sonuç:
- Tedbirli davada davacı kazanırsa, tedbire konu mal aynen davacıya iade edilir veya davacı lehine korunur.
- Hacizde alacaklı haklı çıkarsa, haczedilen mal icra dairesince satılır; bedeliyle alacak ödenir.
- Süreler ve Uygulama:
- İtiraz süresi: İhtiyati tedbirde 1 hafta; ihtiyati hacizde 7 gün.
- Uygulama süresi: İhtiyati tedbirde 1 hafta; ihtiyati hacizde 10 gün.
- Uygulayıcı: İhtiyati tedbiri icra müdürü veya yazı işleri müdürü de yerine getirebilir; ihtiyati haczi yalnız icra müdürü uygular.
- Tamamlayıcı işlem: İhtiyati tedbiri tamamlayan dava 2 hafta içinde açılmalıdır; ihtiyati hacizde tamamlayıcı merasime dayalı dava veya takip 7 gün içinde başlatılmalıdır.
- Teminat alacağı için ihtiyati haciz istenemez.
Uygulama Notu: Para alacağı söz konusuysa doğru araç çoğu kez ihtiyati hacizdir; ancak alacaklının hakkını güvenceye almanın en etkili yolu, somut olayda haczin uygulanabilirliği ve satış kabiliyetine göre değerlendirilmelidir.
İkinci Kısım: Delil Tespiti ve Diğer Geçici Hukukî Korumalar (HMK m. 400–406)
Delil tespiti, görülmekte olan davada henüz sıra gelmemiş veya ileride açılacak davada ileri sürülecek vakıaların kanıtlarını kaybolmadan toplamak için öngörülmüş bir geçici koruma usulüdür. Ayrıca mahkeme, gerekli hâllerde defter tutma ve mühürleme gibi diğer geçici korumaları da uygulayabilir.
Delil Tespitinin İstenebileceği Hâller (m. 400)
Taraflardan her biri; görülmekte olan davada henüz incelenecek aşamaya gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıa için keşif, bilirkişi incelemesi veya tanık ifadesi alınması gibi işlemlerle delil tespiti talep edebilir. Delil tespiti için hukukî yarar gerekir; delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolma veya ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşması ihtimali varsa hukukî yarar var sayılır.
Örnek Olay: İnşaat kusuruna ilişkin çatlakların ilerleyen mevsimde kapatılma riski varsa, keşif ve bilirkişi incelemesi için delil tespiti talep edilmesi hukukî yararı karşılar.
Görev ve Yetki (m. 401)
Dava açılmamışsa delil tespiti:
- Esasa bakacak mahkemeden, veya
- Üzerinde keşif/bilirkişi yapılacak şeyin bulunduğu yahut tanığın oturduğu yer sulh mahkemesinden istenir.
Noterlik Kanunu’na göre yapılacak vakıa tespiti hükümleri saklıdır. Esas hakkında açılan davada, delil tespiti yapan mahkemenin yetkisizliği/görevsizliği ileri sürülemez. Dava açıldıktan sonra yapılacak her türlü delil tespiti, yalnız davanın görüldüğü mahkemece yapılır. (Eski HUMK’taki “en hızlı ve az masrafla tespit” yer yetkisi artık yoktur.)
Delil Tespiti Talebi ve Karar (m. 402)
Talep dilekçeyle yapılır. Dilekçede:
- Tespiti istenen vakıa,
- Tanık veya bilirkişilere sorulması istenen sorular,
- Delilin kaybolacağı veya zorlaşacağı kuşkusunu doğuran sebepler,
- Aleyhine tespit istenen kişinin ad–soyad–adres bilgisi yer alır.
Koşullar elvermediği için karşı taraf gösterilemiyorsa talep geçerlidir. Mahkemece belirlenen tespit giderleri peşin avans olarak yatırılmadıkça işleme devam edilmez. Talep haklı görülürse karar ve talep karşı tarafa tebliğ edilir; kararda tespit işleminin nasıl/ne zaman yapılacağı, karşı tarafın hazır bulunabileceği, varsa itiraz ve ilave soruların bir hafta içinde bildirileceği belirtilir. Tespit tamamlandığında tutanak ve varsa bilirkişi raporu karşı tarafa re’sen tebliğ olunur.
Uygulama Notu: İleride delile erişim güçleşecekse, gecikmeksizin delil tespiti talebi, ispat stratejisinin kritik parçasıdır.
Acele Hâllerde Tespit (m. 403)
Hakların korunması bakımından zorunluluk varsa, karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabilir. Sonrasında tespit dilekçesi, kararı, tutanağı ve varsa bilirkişi raporu kendiliğinden karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf, tebliğden itibaren bir hafta içinde delil tespiti kararına itiraz edebilir.
Delil Tespiti Kararında Uygulanacak Hükümler (m. 404)
Hangi delille tespit yapılacağına karar verilmişse, o delilin toplanmasına ilişkin usul hükümleri uygulanır (örneğin tanık dinleme, keşif, bilirkişi).
Tutanak ve Diğer Belgeler (m. 405)
Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir. Taraflar iddia ve savunmalarını ispat için tutanak ve raporlara dayanabilir.
Diğer Geçici Hukukî Korumalar (m. 406)
Mahkeme, gerekli görülen hâllerde, mal veya haklarla ilgili defter tutulmasına ya da mühürleme işlemi yapılmasına karar verebilir. Ayrıca ihtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme kararları gibi korumalara dair özel kanun hükümleri saklıdır.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün
