Bilgi BankasıCeza Hukuku

Kara Para Aklama Suçu (Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama Suçu )Nedir? (TCK m.282)

Bu bölümde kara para aklama suçu olarak da adlandırılan suç tipinin tanımı, amacı ve kapsamı açıklanmaktadır. Düzenleme, suçtan elde edilen ekonomik değerlerin meşru görünüm kazanmasını engelleyerek hem delillerin gizlenmesini önlemeyi hem de mali sistemin güvenliğini korumayı hedefler.

Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu (kara para aklama suçu); alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan elde edilen para, altın, hisse senedi ve benzeri malvarlığı değerlerinin yurt dışına çıkarılması ya da bu değerlerin gayrimeşru kaynağını gizlemek ve meşru yolla elde edildiği izlenimi vermek amacıyla çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle oluşur (TCK m.282). Uygulamada “suç gelirini aklama” olarak da anılır. Örneğin, uyuşturucu veya silah kaçakçılığıyla sağlanan paranın bankacılık işlemleri vasıtasıyla mali sisteme sokulmaya çalışılması kara para aklama suçu sayılır.

kara para aklama suçu

Aklama Suçunun Kanuni Konumu ve Korunan Değer

Bu başlık, kara para aklama suçunun mevzuattaki yerini ve korunan hukuki yararı özetlemektedir. Suçun, adliye düzeninin yanı sıra ekonomik istikrar ve delillerin korunması bakımından işlevi vurgulanır.

Kara para aklama suçu, 5237 sayılı TCK’nın 282. maddesinde, “Adliyeye Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Bu suç tipiyle, suçtan elde edilen malvarlığı değerlerine meşruiyet kazandırılarak ekonomik sisteme sokulması engellenmekte; böylelikle bir yandan mali sistemin güvenliği sağlanırken, diğer yandan suç delillerinin değiştirilmesi veya gizlenmesinin önüne geçilmektedir.


TCK m.282’nin İçeriği (Özet ve Sistematik Anlatım)

Bu bölüm, TCK m.282’deki hükümlerin lafzî içeriğini, anlamı değiştirmeden, sistematik ve açıklayıcı biçimde yeniden ifade eder. Her fıkra, kara para aklama suçunun kapsamını ve sonuçlarını belirler.

  • Fıkra (1): Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek ya da meşru yolla elde edilmiş gibi göstermek amacıyla çeşitli işlemlerden geçiren kişi; 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  • Fıkra (2): Birinci fıkradaki suça iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu niteliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Fıkra (3): Suçun kamu görevlisi veya belli bir meslek mensubu tarafından mesleğin icrası sırasında işlenmesi hâlinde, hapis cezası yarı oranında artırılır.
  • Fıkra (4): Suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda ceza bir kat artırılır.
  • Fıkra (5): Suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında, bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
  • Fıkra (6): Kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya yerini bildirerek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında, bu maddede tanımlanan kara para aklama suçu nedeniyle cezaya hükmolunmaz.

Öncül Suç Kavramı

Bu kısım, kara para aklama suçunun doğrudan bir “öncül suç”a dayanması gerektiğini açıklar. Öncül suç olmaksızın aklama suçunun unsurları tamamlanamaz.

Kara para aklama suçu, ancak bir öncül suçun varlığı hâlinde söz konusu olur. Aklamaya konu malvarlığı değerlerinin önceden alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezası gerektiren bir suç işlenerek elde edilmiş olması gerekir. Örneğin, uyuşturucu madde ihracı veya ithaliyle elde edilen 1 milyon doların, bir inşaat şirketinden elden ödeme ile 5 daire satın alınarak aklanması hâlinde kara para aklama suçu oluşur; burada uyuşturucu suçu öncül suçtur.

Öncül Suç Açısından Özel Hususlar

  • Alt Sınır Koşulu: Resmî/özel evrakta sahtecilik, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, güveni kötüye kullanma gibi alt sınırı 6 ayı aşan tüm suçlar öncül suç sayılır.
  • Bilme Unsuru: Öncül suç başka faillerce işlendiğinde, aklama fiilini gerçekleştiren kişinin, malvarlığı değerinin suçtan elde edildiğini bilmesi yeterlidir.
  • Yargılamalar Arası İlişki (Bekletici Mesele): Öncül suça ilişkin ayrı bir yargılama varsa, aklama davasına bakan mahkeme, bu yargılamanın sonucunu bekletici mesele yapmalıdır. Öncül suç yönünden yargılama yoksa, aklama davası mahkemesi delilleri toplayarak öncül suçun oluşup oluşmadığına da karar verir. Ceza yargılamasında bu yöntem “nisbî muhakeme” olarak adlandırılır. Öncül suçun işlenmediği anlaşılırsa, kara para aklama suçundan beraat gerekir.
  • Zamanaşımı Etkisi: Öncül suçun geç öğrenilmesi veya dava zamanaşımına uğraması, failin kara para aklama suçundan yargılanmasına engel değildir.
  • Kişisel Cezasızlık ve Engeller: Failin kişisel cezasızlık sebepleri, şikâyetten vazgeçme veya diğer yargılama engelleri nedeniyle öncül suçtan cezalandırılamaması, kara para aklama suçundan cezalandırılmasına engel teşkil etmez.

Suçun Unsurları ve Seçimlik Hareketler

Bu bölüm, kara para aklama suçunun hangi fiillerle gerçekleştiğini iki temel seçimlik hareket üzerinden ortaya koyar. Her iki hareket de genel kastla işlenebilir.

Birinci Seçimlik Hareket: Yurtdışına Transfer

Bu başlık, malvarlığı değerlerinin yurtdışına çıkarılması hâlini açıklar. Örnekler, fiilin fiziksel veya elektronik yollarla nasıl işlenebileceğini gösterir.

Öncül suçtan doğan para, altın, taşınmaz gibi değerlerin yurtdışına transfer edilmesi suçun oluşumu için yeterlidir. Transfer, fiziksel olarak sınırdan değer kaçırma şeklinde olabileceği gibi, bankacılık sistemi üzerinden elektronik para transferi veya internet tabanlı işlemlerle de yapılabilir. Örneğin, kamuoyunda Çiftlikbank olarak bilinen yapı üzerinden dolandırıcılık ile elde edilen paraların Türkiye’den yurtdışına aktarılması, kara para aklama suçu kapsamında değerlendirilir.

İkinci Seçimlik Hareket: Gayrimeşru Kaynağı Gizleme / Meşru Gibi Gösterme

Bu alt başlık, çeşitli işlemlere tabi tutma yoluyla malvarlığının meşru görünüm kazanması sürecini açıklar. Serbest hareketli yapı, çok sayıda işlem kombinasyonuna imkân tanır.

Malvarlığı değerlerinin, gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru yolla elde edildiği izlenimini yaratmak amacıyla çeşitli işlemlerden geçirilmesi ikinci seçimlik hareketi oluşturur. Örneğin, resmî evrakta sahtecilikle edinilen gayrimenkulün devrinden sonra bankadan kredi çekilerek ipotek tesis edilmesi, ipotek bedelinin ödenmeyip bankanın taşınmazı icra yoluyla satması hâlinde; suçtan elde edilen malvarlığı değeri, işlem dizisiyle meşru bir parasal kaynağa dönüştürülmek istenmektedir. TCK m.282 gerekçesinde, yurt dışında işlenen suçtan kaynaklı gelirin, yabancı sermayeyi teşvik mevzuatı kullanılarak meşru kaynak görüntüsüyle ülkeye sokulması da örneklenmiştir.


Aklama Suçunun Öncül Suçtan Bağımsızlığı ve Korunan Yarar

Bu kısım, kara para aklama suçunun öncül suçtan bağımsız bir suç olduğunu ve çok yönlü bir hukuki yararı koruduğunu belirtir. Değerlendirme, suçların unsurlarının ayrı ayrı incelenmesi gerektiğini ortaya koyar.

TCK m.282’deki kara para aklama suçu, kendisine kaynaklık eden öncül suçtan bağımsız bir suçtur. Doktrinde bu suçla; suçun finansmanının önlenmesi, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, suç örgütlerinin ekonomik gücünün kırılması, faillere ulaşılabilmesi, kamu düzeni ile finansal sistemin bütünlüğünün ve istikrarının korunması, rüşvet ve kirlenmenin yaygınlaşmasının önlenmesi ve demokratik değerlerin tahribini engelleme gibi hukuki yararların korunduğu ifade edilir. Bu nedenle öncül suç ile kara para aklama suçunun unsurları ayrı ayrı değerlendirilmelidir (Y15CD- K.2013/12895).


5549 Sayılı Kanun ile İlişki

Bu başlık, kara para aklama suçu ile 5549 sayılı Kanun arasındaki terminolojik ve sistematik bağlantıyı açıklar. Kanundaki tanım tercihleri ve atıf ilişkileri vurgulanır.

5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, kara para aklama suçunun önlenmesine yönelik tedbirler ile bu tedbirlere aykırılığa bağlanan idari ve cezai yaptırımları düzenler. Kanun, “kara para” yerine “suç geliri” terimini kullanır ve özel kanundaki “aklama suçu” ifadesi, TCK m.282’deki suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçuna karşılık gelir. Madde 26/3 uyarınca, diğer mevzuattaki “kara para” ibaresinden “suçtan kaynaklanan malvarlığı değeri”, “kara para aklama suçu” ibaresinden “aklama suçu” anlaşılacağı belirtilerek terminolojik birlik sağlanmıştır.


Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini/Gelirlerini Aklama Suçunun Cezası

Bu bölüm, kara para aklama suçu bakımından temel yaptırımlar ile nitelikli haller ve tüzel kişiler yönünden öngörülen sonuçları özetler. Fıkra yapısı korunarak ceza aralıkları netleştirilir.

  1. Temel Ceza (TCK m.282/1): Öncül suçtan doğan malvarlığı değerlerini yurt dışına çıkaran veya gayrimeşru kaynağı gizlemek / meşru gösterme amacıyla çeşitli işlemlerden geçiren kişi; 3–7 yıl hapis ve 20.000 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
  2. Bilerek Edinim (TCK m.282/2): Suça iştirak etmeksizin suç konusu malvarlığı değerini niteliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi; 2–5 yıl hapis cezası ile cezalandırılır.
  3. Meslek İcrası / Kamu Görevlisi (TCK m.282/3): Suçun kamu görevlisi ya da belli bir meslek mensubu tarafından meslek icrasında işlenmesi hâlinde, hapis cezası yarı oranında artırılır (kamu görevlisi kavramı, TCK m.6’daki kapsamı ifade eder).
  4. Örgüt Faaliyeti (TCK m.282/4): Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, ceza bir kat artırılır.
  5. Tüzel Kişiler (TCK m.282/5): Suç nedeniyle tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri uygulanır.

Suçun Örgütlü Olarak İşlenmesi: Unsurlar ve Ceza

Bu başlık, kara para aklama suçunun örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi hâlinde aranan koşullar ile ceza sonuçlarını açıklar. Örgüt yapısının temel nitelikleri alt başlıklarda toplanmıştır.

Suç örgütü kurma, yönetme ve üyelik TCK m.220’de düzenlenmiştir. Kara para aklama suçunun örgütlü işlenmesi, daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâldir. Örgütten bahsedebilmek için asgari şartlar:

Üye Sayısı

En az üç kişiden oluşmalıdır.

Hiyerarşik Yapı

Üyeler arasında gevşek ya da katı bir hiyerarşik ilişki bulunmalı; emir-talimat ilişkisiyle örgüt, güç odağı hâline gelmelidir. Yönetici bir veya birden fazla kişi olabilir.

Suç İşleme Amacı

Örgüt, suç işlemek amacıyla kurulur. Belirsiz sayıda suçu hedefleyen bu yapı, tek bir suçu gerçekleştirmek için bir araya gelen topluluktan ayrılır; böyle bir durumda iştirak/toplu suç söz konusudur.

Süreklilik

Faaliyet, devamlılık arz etmelidir. Sadece amaç suçların fiilen sürekli işlenmesi değil, sürekli işleme kararlılığı da önemlidir.

Elverişlilik

Örgüt; üye, araç ve gereç bakımından amaçlanan suçlara elverişli olmalıdır. Silahlı olmak zorunlu değildir; ancak kamu düzeni açısından somut tehlike doğurabilecek sıkı bir birleşme aranır.

Örgütlü kara para aklama suçunun cezası, 6 yıldan 14 yıla kadar hapis ve 40.000 güne kadar adlî para cezasıdır.


Etkin Pişmanlık (TCK m.282/6)

Bu kısım, kara para aklama suçu yönünden etkin pişmanlığın kapsamını ve sonucunu açıklar. Zamanlama ve sağlanan katkı bakımından şartlar vurgulanır.

Kovuşturma başlamadan önce, suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya yerini bildirerek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında, kara para aklama suçu nedeniyle cezaya hükmolunmaz (TCK m.282/6).


Adlî Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve HAGB

Bu bölüm, kara para aklama suçu bakımından yaptırımın niteliğine göre adlî para cezasına çevirme, cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) şartlarını açıklar.

  • Adlî Para Cezasına Çevirme: Kara para aklama suçu yönünden hükmolunan hapis cezasının miktarı nedeniyle, adlî para cezasına çevirme imkânı yoktur.
  • HAGB: Kara para aklama suçunda hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında ise, HAGB kararı verilebilir.
  • Erteleme: Hapis cezası 2 yıl ve altında kaldığında, cezanın ertelenmesi mümkündür.

Şikâyet, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

Bu başlık, kara para aklama suçu bakımından muhakeme hukukuna ilişkin temel rejim bilgilerini toplar. Şikâyetten bağımsız yürüyen süreç ve zamanaşımı süresi belirtilir.

  • Uzlaşma: Kara para aklama suçu uzlaşmaya tabi değildir.
  • Şikâyet: Suç, şikâyete tabi değildir; şikâyetten vazgeçme, ceza davasını düşürmez. Soruşturma resen yürütülür.
  • Dava Zamanaşımı: Olağan dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
  • Görevli Mahkeme: Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini/gelirlerini aklama suçu bakımından yargılama görevi, asliye ceza mahkemesine aittir.

Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini/Gelirlerini Aklama Suçu Yargıtay Kararları (Kara Para Aklama Suçu)

Bu bölüm, kara para aklama suçu hakkında Yargıtay’ın öne çıkan içtihatlarını konu başlıkları altında sistematik biçimde özetler. Kararların ortak paydası; suçun öncül suçtan bağımsız niteliği, “dönüştürme” hareketinin belirleyiciliği, öncül suça ilişkin yargılamanın bekletici mesele yapılması ve zamanaşımı rejiminin doğru uygulanmasıdır. Aşağıda her başlıkta, kara para aklama suçuna dair temel ilkeler ve karar sonuçları, metindeki anlam ve kapsam korunarak özgünleştirilmiştir.


Kara Para Aklama Suçunun İşlenme Anı

Bu başlık, kara para aklama suçunun öncül suçtan ayrık ve bağımsız bir suç olarak ne zaman oluştuğunu açıklar. Yargıtay’a göre “suç tarihi”, dönüştürme/ekonomiye sokma işlemlerinin yapıldığı an olup, öncül suçun işlendiği tarihte 4208 sayılı Kanun ya da TCK m.282’nin yürürlükte olup olmaması sonucu etkilemez.

Kara para aklama suçu öncül suçtan bağımsızdır ve farklı hukuki yararlar korur. Bir malvarlığı değerinin kaynağının “kanunda sayılı bir suç” olması onu suç geliri saymaya yeter; bu değerin ekonomiye sokulması veya çeşitli işlemlerden geçirilmesi (öncül suç hangi tarihte işlenmiş olursa olsun) kara para aklama suçunu oluşturur. Suçun maddi unsurunu belirleyen “dönüştürme” hareketinin gerçekleştiği tarih, suç tarihidir. Somut olayda dönüştürme işlemleri iddianame düzenlenip dava açılıncaya dek teselsül ederek sürdüğünden mahkûmiyet yönündeki kabul isabetlidir (Yargıtay 9. CD, 2014/4036 E., 2014/12444 K.).


Taşınmazın Sahtecilikle Elde Edilmesi Halinde Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Olup Olmadığının Araştırılması

Bu kısım, kara para aklama suçunda suça konu malvarlığı değerinin öncül suçtan doğup doğmadığının nasıl belirlenmesi gerektiğini ele alır. Yargıtay, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile beraat verilmesini bozma nedeni saymaktadır.

Sanık M. Ü.’e ait Pursaklar Mahallesi 993 ada 1001 parseldeki taşınmazın edinim tarihi 31.01.2005, sanıkların başkanı/üyesi oldukları derneğin kuruluş tarihi 06.01.2005’tir. Bu durumda TCK m.282’nin öngördüğü öncül suçlar niteliğindeki “özel belgede sahtecilik” ve “özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” suçlarına dair soruşturmanın akıbeti araştırılmalı, dava açılmışsa sonucu beklenmeli; taşınmazın bu suçlardan kaynaklanan malvarlığı olup olmadığı belirlenmelidir. Eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile verilen beraat kararı usule aykırıdır (Yargıtay 4. CD, K. 2012/18964).


Kara Para Aklama Suçunda Öncül Suç Zorunluluğu

Bu bölüm, kara para aklama suçunun oluşumu için aklama konusu değerin mutlaka bir öncül suçtan elde edilmiş olmasının zorunlu olduğunu vurgular. Hangi öncül suçtan kaynaklandığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması gerekir.

TCK m.282/1’e göre alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin yurt dışına çıkarılması ya da gayrimeşru kaynağın gizlenmesi amacıyla işlemlere tabi tutulması aklamayı oluşturur. Somut olayda, sanıklar … ve …’nin suç tarihini kapsar biçimde sigara kaçakçılığından mahkûmiyetlerinin bulunmadığı; sanık …’in ilamlarının ise 4926 sayılı Kanun 4/a-2 kapsamında adli para cezası gerektiren fiillere ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, aklamaya konu malvarlığının hangi öncül suçtan elde edildiği ve bu öncül suçun TCK m.282/1’deki unsurları taşıyıp taşımadığı tartışılmadan mahkûmiyet kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. CD, K. 2017/4303).


Sahtecilik, Kaçakçılık ve Aklama Suçu İlişkisi

Bu başlık, kara para aklama suçunun, sahtecilik ve kaçakçılık gibi öncül suçlarla bağını somutlaştırır. Önceki tarihli ve lehe düzenlemeler de göz önünde tutularak aklama suçunun oluştuğu kabul edilmiştir.

Sanık …’ın kardeşi … ile ithal ettikleri röntgen filmlerinin değerini düşüren faturalar ve sahte gümrük beyannamelerini ibraz edip 20.092,36 TL gümrük vergisi ödemeyerek sahtecilik yoluyla haksız yarar sağladıkları, ardından malvarlığı değerlerini akladıkları saptanmıştır. Eylem, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 4926 sayılı Kanun 3/c yollamasıyla 4/c’ye uygun bulunmuş; ayrıca … 3. ACM 2004/69 E., 2009/317 K. ile sahtecilikten mahkûmiyet verilmiş ve Yargıtay 11. CD 08.04.2013’te onamıştır. TCK m.282 kapsamında öncül suç niteliği taşıyan sahtecilik yönünden olay tarihinde yürürlükte ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK 342/1’de alt sınır iki yıl hapis öngörüldüğünden, kara para aklama suçunun oluştuğu kabulü isabetlidir (Yargıtay 16. CD, K. 2016/4396).


Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerinin Aklanmasında Zamanaşımı

Bu kısım, kara para aklama suçu bakımından farklı dönem mevzuatlarının zamanaşımı hükümlerine nasıl etki ettiğini açıklar. Lehe kanun ilkesi ve olağanüstü zamanaşımı süreleri uygulamanın merkezindedir.

Suç tarihi itibarıyla 4208 sayılı Kanun’un 7. maddesinde karapara aklama suçu düzenlenmiş, 8. maddede 15 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür. 01.06.2005’te yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK m.282 aklama suçunu düzenleyince, 18.10.2006 tarihli 5549 sayılı Kanun m.26 ile 4208 sayılı Kanun’un 7 ve 8. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır. TCK m.282’nin 26.06.2009’da 5918 sayılı Kanun m.5 ile değiştirilmeden önceki ilk halinde cezanın üst sınırı 5 yıldı. Bu ilk hâlin sanık lehine olması ve ceza süresi dikkate alındığında, TCK m.66/1 ve 67 uyarınca 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı suç ve karar tarihleri arasında gerçekleştiğinden, davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesi gerekirken yargılamaya devamla hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 16. CD, K. 2016/3302).


Öncül Suça Dair Yargılamanın Beklenmesi ve Nisbi Muhakeme

Bu bölüm, kara para aklama suçu bakımından öncül suça ilişkin yargılamanın bekletici mesele yapılması gereğini ve nisbi muhakeme sınırlarını ortaya koyar. Özellikle yabancı ülkedeki yargılamaların sonucu belirleyici olabilir.

Somut olayda sanıkların öncül suç oluşturduğu iddia edilen fiilleri nedeniyle Hindistan’da ceza davası bulunduğu anlaşılmıştır. Kara para aklama suçu davasında, öncül suçun işlenip işlenmediğinin, bu suç yönünden yargılama yapmayan hâkim tarafından nisbi muhakeme ile belirlenmesi; yalnızca ölüm, zamanaşımı, kamu davasının açılmaması gibi öncül suçun yargılama ile kanıtlanmasına imkân bulunmayan hâllerle sınırlıdır. Hindistan’da açılmış dava mevcut olduğundan, oradaki kesinleşmiş karar getirtilip incelenerek sonuca göre hukuki durum belirlenmelidir. Eksik soruşturmayla hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 7. CD, K. 2010/17189).


Öncül Suçtan Önce İşlenen Fiillerin Dikkate Alınmaması

Bu başlık, kara para aklama suçu bakımından öncül suçtan önce gerçekleştirilen malvarlığı işlemlerinin aklama kapsamında değerlendirilemeyeceğini açıklar. Zaman sıralaması suçun oluşumu için kritik önemdedir.

26.02.2003’te uyuşturucu ticareti suçundan yakalanıp tutuklanan sanığın yaptığı araç alım-satım ve tescil işlemleri, öncül suç tarihinden önceye ilişkindir. Bu nedenle unsurları oluşmayan kara para aklama suçu bakımından beraat verilmesi gerekirken mahkûmiyet kurulması isabetsizdir (Yargıtay 9. CD, K. 2013/9914).


Uygulamada Savunma ve Temsil

Bu son kısım, kara para aklama suçu yargılamalarının çoğu kez örgütlü suç yapısı, öncül suç bağlantısı, zamanaşımı ve kimi zaman uluslararası nitelikleri nedeniyle teknik özellik gösterdiğini vurgular. Bu çerçevede savunmanın bir avukat tarafından yürütülmesi uygulama açısından önem taşır.

Kara para aklama suçu, örgütsel yapı ve öncül suç bağlantısı nedeniyle; dava zamanaşımı, delil değerlendirmesi ve uluslararası iş birliği gibi alanlarda özel uzmanlık gerektiren bir suç tipidir. Bu nedenle, yargılama süreçlerinde profesyonel hukukî yardım alınması faydalı olacaktır.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu