Bilgi BankasıCeza Hukuku

Çocuğun Cezai Ehliyeti ve Yaş Küçüklüğü (TCK 31)

Özet: Bu bölüm, “çocuğun cezai ehliyeti” kavramını ve yaş küçüklüğünün kusur yeteneğine etkisini açıklar. TCK m.6/1-b ve Çocuk Koruma Kanunu m.3/1-a uyarınca çocuk; başka suretle ergin olsa dahi 18 yaşını doldurmamış kişidir.

Ceza hukukunda “çocuk” kavramı, erginlik durumundan bağımsız biçimde, henüz 18 yaşını tamamlamamış kişi olarak tanımlanır (TCK m.6/1-b; Çocuk Koruma Kanunu m.3/1-a). Yaş küçüklüğü, kusur yeteneğini azaltan yahut ortadan kaldıran bir neden olup, çocuğun cezai ehliyeti bakımından sınırları belirler. Çocuk yargılaması, fiili işlediği iddia edilen çocuğu da koruyan bir yaklaşımı benimsediğinden, süreçte çocuk “suça sürüklenen çocuk” olarak anılır.

Çocuğun cezai ehliyeti, isnat (kusur) yeteneğine göre saptanır. Tam ehliyet için iki unsur birlikte bulunmalıdır: (i) Algılama yeteneği (fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını kavrayabilme), (ii) davranışlarını yönlendirme yeteneği (irade yeteneği). Bu unsurlardan birinin yokluğu veya belirgin zayıflığı, çocuğun cezai ehliyetinin tam olmadığı sonucuna götürür.


İçindekiler

Yaş Gruplarına Göre Çocuğun Cezai Ehliyeti

Özet: Çocuk ceza yargılaması çocuk ceza mahkemelerince yürütülür; çocuğun cezai ehliyeti temel uyuşmazlıktır. Değerlendirme, TCK 31 uyarınca üç yaş grubu bakımından yapılır.

çocuğun cezai ehliyeti

Çocuklar hakkındaki ceza yargılaması, görevli çocuk ceza mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu yargılamalarda en önemli hukuki sorun, çocuğun cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığıdır. TCK 31, yaş küçüklüğünü dikkate alarak cezai sorumluluğu üç grup halinde düzenler:

  1. 12 yaşından küçükler,
  2. 12–15 yaş grubu,
  3. 15–18 yaş grubu.

On İki (12) Yaşından Küçük Çocukların Cezai Ehliyeti

Özet: On iki yaşından küçükler bakımından çocuğun cezai ehliyeti mutlak biçimde yoktur. Bu kişiler hakkında ceza davası açılamaz; ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir (TCK m.31/1).

On iki yaşın altındaki çocukların çocuğun cezai ehliyeti ve sorumluluğu kesin olarak yok kabul edilir. Bu nedenle bu yaş grubunda rapor veya ek inceleme yapılmasına gerek bulunmaz ve haklarında ceza davası açılamaz. Bununla birlikte, bu çocuklar yönünden çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir (TCK m.31/1).

Nüfus kaydında yaş daha büyük görünse de gerçekte 12 yaşından küçük olduğu değerlendirilen çocuk bakımından, yaş tayini Adli Tıp Kurumu tarafından yapılmalıdır. Soruşturma aşamasında gerçek yaşın on iki yaşın altında olduğu anlaşılırsa kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmelidir. Kovuşturma sırasında bu husus ortaya çıkarsa mahkeme, yaş küçüklüğü nedeniyle “kusur bulunmadığından ceza verilmesine yer olmadığına” kararını kurmalıdır.


12–15 Yaş Grubunda Çocuğun Cezai Ehliyeti

Özet: 12–15 yaş aralığında çocuğun cezai ehliyeti araştırma ile belirlenir. Algılama ve yönlendirme (irade) yetenekleri yoksa sorumluluk doğmaz; gelişmişse sorumluluk kabul edilir.

Bu yaş grubunda çocuğun cezai ehliyeti bulunup bulunmadığı, somut olayda yapılacak incelemeyle belirlenir. İki durum söz konusudur:

  • Fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş çocuklar yönünden cezai sorumluluk yoktur; ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
  • “Algılama” ya da “yönlendirme” yeteneği gelişmiş olan çocuklar açısından cezai sorumluluk doğar.

Yönetmelik m.20 uyarınca bu belirlemenin sağlıklı yapılabilmesi için iki rapor alınması zorunludur:

  1. Kusur Yeteneğine İlişkin Adli Rapor: Çocuğun fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ile bu fiile ilişkin davranışlarını yönlendirme kabiliyetinin yeterliliği, Adli Tıp uzmanı, ruh ve sinir hastalıkları hastanesi veya tam teşekküllü devlet hastanesinin çocuk psikiyatrisi uzmanı tarafından düzenlenecek adli rapor ile saptanır. Raporda, çocuğun yüklendiği her bir suç bakımından “algılama” ve “yönlendirme” yetenekleri ayrı ayrı açıklanmalıdır.
  2. Sosyal İnceleme Raporu (SİR): Çocuk hâkimi veya çocuk mahkemesi; aile çevresi, eğitim durumu, sosyal koşullar ve fiziksel-ruhsal gelişim gibi özellikleri içeren bir sosyal inceleme raporu aldırır. Hâkim, çocuğun cezai ehliyeti değerlendirmesinde bu rapordaki gözlem ve tespitleri dikkate almakla yükümlüdür (ÇKK m.35/1). SİR almadan karar verilecekse, alınmama gerekçesi kararda ayrıntılı biçimde gösterilmelidir.

Adli rapor ile sosyal inceleme raporunun uyumlu olması beklenir; çelişki halinde mahkeme üçüncü bir rapor ile çelişkiyi gidermelidir. Fiil tarihinde 12’yi doldurup 15’i doldurmamış çocuklarda cezai sorumluluğun varlığı, SİR’deki ailevi-sosyal-ekonomik-psikolojik bulgular ile adli tıp/psikiyatri (veya zorunluluk hâlinde uzman hekim) görüşü birlikte değerlendirilerek bizzat çocuk mahkemesince takdir edilir. Mahkeme, çocuğun fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığı veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterli olmadığı kanaatine varırsa, CMK 223/3-a gereğince “kusur bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığı”na ve çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine karar verir (YCGK-K:2013/101).

Özellikle vurgulamak gerekir ki, bu yaş aralığında “algılama” ve “yönlendirme” kabiliyetinin takdiri, adli rapor ve SİR birlikte gözetilerek yalnızca mahkemeye aittir. Bu çerçevede çocuğun cezai ehliyeti değerlendirmesi münhasıran yargısal takdir konusudur.

12–15 Yaş Grubunda Ceza İndirimi (TCK m.31/2)

Özet: Çocuğun cezai ehliyeti bulunan 12–15 yaş grubunda cezalar TCK m.31/2 uyarınca indirilir. Ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve süreli hapis cezaları için özel sınırlar uygulanır.

  • Fiil ağırlaştırılmış müebbet gerektiriyorsa: 12–15 yıl hapis.
  • Fiil müebbet hapis gerektiriyorsa: 9–11 yıl hapis.
  • Diğer süreli hapis cezaları yarı oranında indirilir ve her fiil için sonuç ceza 7 yılı aşamaz.

Örnek: 14 yaşındaki bir çocuğun başka bir çocuğa karşı nitelikli cinsel saldırı suçunda, TCK m.31/2’ye göre sonuç ceza 7 yılı geçemeyeceğinden, bu alt sınır üzerinden yalnız TCK m.62 takdiri indirim uygulanır.


15–18 Yaş Grubunda Çocuğun Cezai Ehliyeti

Özet: 15–18 yaş aralığında çocuğun cezai ehliyeti kural olarak tamdır; ancak TCK m.31/3 uyarınca yaş küçüklüğü indirimi yapılır. SİR alınması zorunlu değildir; alınmaması gerekçelendirilmelidir.

Bu yaş grubunda çocuğun cezai ehliyeti esasen tamdır; fakat belirlenen ceza üzerinden yaş küçüklüğü nedeniyle TCK m.31/3 uyarınca indirim uygulanır. “Algılama” veya “yönlendirme” yeteneklerinin gelişip gelişmediğine dair adli rapor alınması zorunlu değildir. Sosyal inceleme raporu bakımından da zorunluluk bulunmamakla birlikte, ÇKK m.35 gereği SİR alınmamasının hukuki gerekçesi karar metninde açıklanmalıdır; aksi hâlde Yargıtay bozma sebebi saymaktadır.

Nitekim, hâkimin SİR aldırma zorunluluğu bulunmadığı kabul edilmekte; ancak neden SİR yaptırılmadığının gerekçesiz bırakılması, hukuka kesin aykırılık teşkil ederek tek başına bozma nedeni olabilmektedir (CGK-K.2019/626).

15–18 Yaş Grubunda Ceza İndirimi (TCK m.31/3)

Özet: Çocuğun cezai ehliyeti tam olsa da yaş indirimi uygulanır. Ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve diğer süreli cezalar için özel aralıklar öngörülür.

  • Fiil ağırlaştırılmış müebbet gerektiriyorsa: 18–24 yıl hapis.
  • Fiil müebbet hapis gerektiriyorsa: 12–15 yıl hapis.
  • Diğer süreli cezalarda üçte bir indirim yapılır; her fiil için sonuç ceza 12 yılı aşamaz.

Sağır ve Dilsiz Çocukların Ceza Sorumluluğu (TCK 33)

Özet: Sağır ve dilsizler için çocuğun cezai ehliyeti özel kurallara tabidir. 15 yaş altı sorumluluk yok; 15–18 ve 18–21 yaş aralıklarında TCK 31’e atıfla indirimli rejim uygulanır.

Sağır ve dilsizler yönünden özel bir cezai sorumluluk rejimi geçerlidir (TCK 33):

  • 15 yaşını tamamlamamış sağır ve dilsiz çocuklarda cezai ehliyet yoktur; ceza soruşturması yapılamaz, ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
  • 15–18 yaş aralığında sağır ve dilsizler için, hem kusur yeteneğine ilişkin adli rapor hem de SİR alınmalıdır. Bu hâlde, fiil ağırlaştırılmış müebbet gerektiriyorsa 12–15 yıl, müebbet gerektiriyorsa 9–11 yıl hapis; diğer süreli hapislerde yarı indirim ve 7 yıl üst sınırı uygulanır (TCK m.33 atfıyla TCK m.31/2).
  • 18–21 yaş aralığında, adli rapor zorunlu değilse de SİR alınmalıdır. Bu durumda, fiil ağırlaştırılmış müebbet gerektiriyorsa 18–24 yıl, müebbet gerektiriyorsa 12–15 yıl hapis; diğer süreli cezalarda üçte bir indirim ve 12 yıl üst sınırı söz konusudur.

Özellikle belirtmek gerekir ki, 15–18 yaş aralığındaki sağır ve dilsizlerin fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme kabiliyetlerinin takdiri, adli rapor ve SİR birlikte gözetilerek yalnızca mahkeme tarafından yapılır. Bu değerlendirme, çocuğun cezai ehliyeti bakımından belirleyicidir.


Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri

Özet: Çocuğun cezai ehliyeti bulunmayanlar için ceza yaptırımı değil, ÇKK m.5’teki koruyucu ve destekleyici tedbirler uygulanır. Ceza ehliyeti bulunanlarda TCK 56 yollamasıyla ÇKK m.11 tedbirleri uygulanamaz.

Cezai ehliyeti bulunmayan çocuklar hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. 5237 sayılı TCK sisteminde, ceza ehliyeti bulunan çocuk hakkında ceza yerine güvenlik tedbiri uygulanmasına olanak tanınmamıştır. Ceza sorumluluğu olanlar bakımından TCK m.31’e göre indirimli ceza belirlenir; TCK m.56’nın yollama yaptığı ÇKK m.11 kapsamındaki çocuklara özgü güvenlik tedbirleri bu çocuklara uygulanamaz. Bununla birlikte, korunma gereksinimi varsa ÇKK m.5’teki koruyucu ve destekleyici tedbirler devreye sokulabilir.

ÇKK m.5’te düzenlenen koruyucu ve destekleyici tedbirler, çocuğun öncelikle aile ortamında korunmasını hedefler ve danışmanlık, eğitim, bakım, sağlık ve barınma alanlarını kapsar:

  • Danışmanlık Tedbiri: Çocuğun bakımından sorumlu kişilere çocuk yetiştirme; çocuğa ise eğitim ve gelişim süreçlerine ilişkin rehberlik.
  • Eğitim Tedbiri: Okula gündüzlü/yatılı devam, meslek veya sanat kursu, usta yanında yetiştirme ya da kamu/özel işyerlerine yerleştirme.
  • Bakım Tedbiri: Bakım yükümlüsünün görevini yerine getiremediği hâllerde, çocuğun resmî/özel yurt veya koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması ya da yerleştirilmesi.
  • Sağlık Tedbiri: Fiziksel-ruhsal sağlığın korunması/tedavisi için geçici-sürekli tıbbî bakım ve rehabilitasyon; bağımlılık yapan maddelerin bırakılması için tedavi.
  • Barınma Tedbiri: Barınma yeri olmayan çocuğu bulunan kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma sağlanması.

Çocuğun Mahkûm Olduğu Cezanın Adlî Para Cezasına Çevrilmesi

Özet: Adlî para cezası bir yaptırım türüdür. Çocuğun cezai ehliyeti bulunan tüm yaş gruplarında, bir yıl veya daha az hapis cezası zorunlu olarak adlî para cezasına çevrilir (TCK 50/3).

Adlî para cezası, tek başına veya hapisle birlikte uygulanabilen bir yaptırımdır. 18 yaşını doldurmamış tüm yaş gruplarında bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının adlî para cezasına çevrilmesi zorunludur (TCK 50/3). 18 yaşından küçük çocuklarda adlî para cezası ödenmediği için hapse çevrilemez (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.106/4). Ancak, bu adlî para cezalarının tahsili, diğer kamu alacaklarının tahsiline ilişkin usullere göre icra yoluyla sağlanabilir.


Çocuklar Hakkında Hapis Cezasının Ertelenmesi ve HAGB

Özet: Çocuğun cezai ehliyeti bulunan hallerde, kısa süreli hapis cezaları yönünden erteleme (TCK 51/1) ve HAGB kurumları uygulanabilir. HAGB’de denetim süresi sonunda hüküm sonuç doğurmaz.

Cezanın ertelenmesi, mahkemece belirlenen hapis cezasının cezaevinde infazından şartlı vazgeçilmesidir. İşlediği suç nedeniyle 3 yıl veya daha az hapisle cezalandırılan çocuk hakkında erteleme uygulanabilir (TCK 51/1).

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ise, hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içinde sonuç doğurmamasını ve koşullar yerine getirildiğinde kararın sonuçsuz kalmasını sağlayan muhakeme kurumudur. Çocuklarda 2 yıl ve daha az süreli hapis cezaları ile doğrudan adlî para cezaları bakımından HAGB kararı verilebilir.


Çocuklar Hakkında Tutuklama Kararı ve Tutuklama Yasağı

Özet: Tutuklama, geçici bir koruma tedbiridir ve çocuğun cezai ehliyeti olup olmamasından bağımsız olarak şartları varsa uygulanabilir. Ancak 15 yaşını doldurmamış çocuklarda bazı suçlarda tutuklama yasağı vardır (ÇKK m.21).

Tutuklama, delillerin korunması ve kaçmanın önlenmesi gibi amaçlarla başvurulan geçici bir koruma tedbiridir. Suça sürüklenen çocuk hakkında da şartları oluştuğunda tutuklama kararı verilebilir. Bununla birlikte, uygulamada yaş küçüklüğü göz önüne alınarak çocuk ağır ceza mahkemesinin görevi dışında kalan suçlarda tutuklamaya gidilmemesi gerektiği kabul edilmektedir.

Tutuklama yasağı, belirli koşullarda çocuğun hiçbir şekilde tutuklanamamasını ifade eder. 15 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından, üst sınırı beş yılı aşmayan hapis cezasını gerektiren fiiller için tutuklama kararı verilemez (ÇKK m.21). Bu düzenleme, çocuğun cezai ehliyeti bağlamında özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirlerin istisnaî niteliğini güçlendirir.

Çocuğun Cezai Ehliyeti ve Yaş Küçüklüğü Yargıtay Kararları

Özet: Bu bölümde Yargıtay kararları çerçevesinde, çocuğun cezai ehliyeti, yaş küçüklüğü nedeniyle uygulanacak güvenlik tedbirleri, sosyal inceleme ve adli rapor zorunlulukları, ceza indirimi ve çocuklara özgü yargılama usulleri ele alınmaktadır. Kararlar, Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesi ile Çocuk Koruma Kanunu hükümlerinin uygulamasını somutlaştırmaktadır.


Ceza Ehliyeti Olmayan Çocuklar Hakkında Güvenlik Tedbiri Uygulanması

Özet: 12 yaşından küçük çocukların ceza sorumluluğu yoktur. 12–15 yaş arası çocuklarda ise hukuki anlam ve sonuçları algılama veya davranışlarını yönlendirme yeteneği bulunmuyorsa, mahkemece çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilmelidir.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2011/30619 sayılı kararına göre, 12–15 yaş grubundaki çocuklar yönünden Cumhuriyet Savcılığı doğrudan “kovuşturmaya yer olmadığına” karar veremez. Dava açıldıktan sonra görevli mahkeme, sosyal inceleme raporu (SİR) ve adli raporu değerlendirip çocuklara özgü güvenlik tedbirine hükmetmelidir.
12 yaşından küçük çocuklar açısından ise ceza sorumluluğu tamamen bulunmadığından, haklarında kamu davası açılamaz. Bu çocuklar, ceza yargılamasının tarafı olamayacakları için yalnızca Çocuk Koruma Kanunu m.5 uyarınca güvenlik tedbirine tabi tutulabilirler. Çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde bu tedbirler aile mahkemesi veya asliye hukuk mahkemesi tarafından karara bağlanır.


Adam Öldürme Suçunda Yaş Küçüklüğü İndirimi

Özet: Sanığın yaşının 18’in altında olması halinde TCK m.31/3 uyarınca yaş küçüklüğü indirimi uygulanmalıdır.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2009/6772 sayılı kararında, sanığın 18 yaşını doldurmamış olması dikkate alınmadan alt sınırdan ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur. TCK m.31/3 gereğince 18 yaş altı sanıklar için 18–24 yıl arası ceza belirlenmeli, yaş küçüklüğü indirimi dikkate alınmalıdır.


Sosyal İnceleme ve Adli Rapor Alma Zorunluluğu

Özet: 12–15 yaş grubundaki çocuklar hakkında, işledikleri fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayıp kavrayamadıklarını belirlemek amacıyla adli tıp raporu ve sosyal inceleme raporu alınması zorunludur.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/1868 sayılı kararında, bu raporlar alınmadan yapılan yargılamada eksik inceleme nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Aynı şekilde Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2015/20767 sayılı kararında da, hem uzman hekim raporu hem de sosyal inceleme raporunun alınmamasının açık bir usul hatası olduğu vurgulanmıştır.


Çocuk Hakkında Hapis Cezasının Üst Sınırı

Özet: 12–15 yaş grubundaki çocuklara verilecek cezalar TCK m.31/2 uyarınca belirli üst sınırlara tabidir; 7 yılı aşan ceza verilemez.

Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 2014/11721 sayılı kararında, 12 yıl 3 ay olarak hükmedilen cezanın yedi yıl üst sınırını aşması hukuka aykırı bulunmuştur. Aynı şekilde 15–18 yaş grubundaki çocuklarda 12 yıllık üst sınır gözetilmeden ceza tayin edilmesi de bozma nedenidir (Yargıtay 14. CD – 2016/2477).


Tekerrür Hükümlerinin Çocuklara Uygulanamaması

Özet: 18 yaşından küçüklerin işlediği suçlar tekerrüre esas alınamaz.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/68 sayılı kararında, 18 yaşını doldurmamış sanık hakkında verilen mahkûmiyetin tekerrüre esas alınamayacağı hükme bağlanmıştır. Aynı şekilde Yargıtay 22. Ceza Dairesi’nin 2015/7139 sayılı kararında, 21 yaşından küçük sağır ve dilsiz sanığın durumu da TCK m.33 atfıyla m.31/3 kapsamında değerlendirilmiş, tekerrür uygulanamayacağı belirtilmiştir.


Uzman Hekim ve Sosyal İnceleme Raporu Çelişkileri

Özet: Adli rapor ile sosyal inceleme raporu arasında çelişki olması hâlinde, mahkeme yeni bir rapor alarak uyuşmazlığı gidermelidir.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2015/9561 sayılı kararında, adli raporda çocuğun fiili algıladığı belirtilirken, SİR’de algılamadığı yönündeki değerlendirme arasında çelişki olduğu; bu durumda ek rapor alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğu vurgulanmıştır. Aynı yönde Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2015/4737 sayılı kararı da bulunmaktadır.


Farik ve Mümeyyiz Raporunun Yetersizliği

Özet: 12–15 yaş arası çocuklar hakkında yalnızca “farik ve mümeyyizdir” şeklinde rapor düzenlenmesi yeterli değildir; raporun algılama ve yönlendirme yeteneğini ayrı ayrı değerlendirmesi gerekir.

Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 2014/19983 sayılı kararına göre, yalnızca farik ve mümeyyizlik tespiti içeren rapor, TCK m.31/2 ve ÇKK m.11’in gerektirdiği kapsamı sağlamadığından hüküm kurulması hukuka aykırıdır.


15–18 Yaş Grubunda Sosyal İnceleme Raporu Gerekçesi

Özet: 15–18 yaş grubundaki çocuklar için sosyal inceleme raporu alınması zorunlu değildir; ancak alınmama gerekçesi karar metninde açıkça gösterilmelidir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2018/554 sayılı kararında, bu gerekçenin eksik bırakılmasının hukuka kesin aykırılık teşkil ettiği ve tek başına bozma nedeni olabileceği belirtilmiştir. Bu raporun amacı, hâkimin cezanın belirlenmesi, şahsileştirilmesi ve denetimi bakımından somut değerlendirme yapabilmesini sağlamaktır.


18 Yaşından Küçük Çocuklara Avukat Atanması

Özet: 18 yaşından küçük sanıklar hakkında zorunlu müdafi atanması gerekir; aksi hâlde hüküm bozulur.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 2010/20417 sayılı kararına göre, 18 yaş altı sanık hakkında duruşmada avukat bulundurulmaması CMK m.150/2’ye aykırıdır. Ayrıca, zorunlu müdafi ücretinin sanığa yargılama gideri olarak yüklenemeyeceği (Yargıtay 2. CD – 2015/21033) belirtilmiştir.


Kapalı Duruşma Zorunluluğu

Özet: 18 yaşını doldurmamış çocukların yargılamaları kapalı duruşmada yapılmalıdır.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2014/28291 sayılı kararında, açık duruşma yapılmasının CMK m.185’e aykırı olduğu, ancak giderilmesi mümkün olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.


Kısa Süreli Hapis Cezalarının Seçenek Yaptırımlara Çevrilmesi

Özet: 18 yaşından küçük çocuklar hakkında bir yıl veya daha az hapis cezası verilmişse, bu ceza seçenek yaptırımlardan birine çevrilmelidir.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2015/15229 ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2015/12808 sayılı kararlarında, TCK m.50/3 gereğince kısa süreli hapis cezalarının seçenek yaptırımlara çevrilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.


Ceza Ehliyeti Bulunan Çocuklara Güvenlik Tedbiri Uygulanamaz

Özet: Ceza sorumluluğu bulunan çocuklara Çocuk Koruma Kanunu m.5 kapsamındaki güvenlik tedbirleri uygulanamaz.

Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin 2014/27150 sayılı kararında, TCK m.31 ile ÇKK m.11 birlikte değerlendirilmiş ve yalnızca cezai sorumluluğu olmayan çocuklar hakkında güvenlik tedbiri uygulanabileceği vurgulanmıştır.


Yaş Hesaplaması ve Ceza Ehliyeti

Özet: Yaş hesabında “yaşın tamamlanması” esası geçerlidir.

Ceza Genel Kurulu’nun 2020/349 E., 2022/630 K. sayılı kararında, yaşın dolduğu günün bitiminde yeni yaşa girilmiş sayılacağı belirtilmiştir. Örneğin 01.01.2000 doğumlu kişi, 01.01.2001 tarihinde 1 yaşını doldurur; 31.12.2000’e kadar ise sıfır yaşında kabul edilir.


Ceza Mahkemesinin Yaş Düzeltme Yetkisi

Özet: Yaş düzeltmesi, yalnızca ceza sorumluluğunu etkileyen durumlarda yapılabilir.

Ceza Genel Kurulu’nun 2012/5-974 E., 2013/49 K. sayılı kararında, yaş düzeltmesinin sanığın ceza sorumluluğunu etkileyip etkilemediğine göre yapılabileceği; aksi hâlde düzeltmenin yargılamaya etkisinin olmayacağı belirtilmiştir.


Çocuğun Kasten Adam Öldürme Suçunda Mağdurun Çocuk Olması

Özet: Kasten öldürme suçunun çocuk mağdura karşı işlenmesi hâlinde, mağdurun kendini savunabilir durumda olup olmadığına bakılmaksızın TCK m.82/1-e nitelikli hâli uygulanır.

Ceza Genel Kurulu’nun 2013/3 sayılı kararına göre, hem fail hem mağdur çocuk olsa dahi mağdurun çocuk olması nitelikli hâl sebebidir; failin çocuk olması ise TCK m.31 uyarınca yaş indirimi sebebi olur.


Cezai Ehliyeti Olmayan Çocuklarda “Ceza Verilmesine Yer Olmadığı” Kararı

Özet: Fiilin anlamını kavrayamayan çocuklar hakkında beraat yerine “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verilmelidir.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2015/30775 sayılı kararında, işlediği fiilin hukuki anlamını algılayamayan çocuk hakkında beraat yerine CMK m.223/3-a uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir.


Sonuç

Yargıtay içtihatları, çocuğun cezai ehliyeti kavramının uygulanmasında şu temel ilkeleri ortaya koymaktadır:

  • 12 yaş altı çocuklarda kesin sorumsuzluk,
  • 12–15 yaş grubunda şartlı sorumluluk (rapor zorunluluğu),
  • 15–18 yaş grubunda tam sorumluluk + yaş indirimi,
  • Ceza sorumluluğu olmayanlar için yalnız çocuklara özgü güvenlik tedbirleri,
  • Sosyal inceleme ve adli raporların alınması, gerekçelendirilmesi ve çelişkisiz olması,
  • 18 yaş altı sanıklar için zorunlu müdafi ve kapalı duruşma zorunluluğu.

Bu kararlar, Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinin uygulama alanını somutlaştırmakta, çocuğun cezai ehliyetinin tespitinde yargı mercilerine rehberlik etmektedir.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu