Muhafızın Görevini Kötüye Kullanması Suçu Nedir? (TCK 295)

Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 295. maddesinde “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile, gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlülerin muhafazası ya da nakli ile görevli kişilerin, görevlerini kötüye kullanmalarına ilişkin özel hükümler getirilmiştir.
1. Suçun Yasal Tanımı
TCK m.295 hükmü üç fıkra halinde düzenlenmiştir:
- Görev Gereklerine Aykırı Hareket
- Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafaza ya da nakli ile görevli kişilerin, görevlerinin gereklerine aykırı davranmaları halinde, görevi kötüye kullanma suçu hükümleri uygulanır.
- İzinsiz Uzaklaşmaya İzin Verme
- Görevli kişi, gözaltındaki, tutuklu veya hükümlünün bulunduğu yerden geçici süreyle uzaklaşmasına izin verirse, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Kaçmaya Kasten İmkân Sağlama
- Eğer bu izin, hükümlü veya tutuklunun kaçmasına kasten imkân sağlayacak şekilde verilmişse, kaçmaya imkân sağlama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
2. Suçun Koruduğu Hukuki Değer
Bu suç ile korunan değer, yargı makamlarının görevlerini etkin ve güvenli şekilde yerine getirebilmesi ve ceza adalet sisteminin işleyişine duyulan güvendir.
3. Fail ve Mağdur
- Fail: Sadece gözaltı, tutuklama veya hükümlülerin muhafaza ya da nakli ile görevli kamu görevlileri olabilir. Bu nedenle mahsus suç niteliğindedir.
- Mağdur: Doğrudan toplum ve kamu düzenidir; dolaylı olarak adalet sistemi zarar görür.
4. Suçun Unsurları
- Maddi Unsur:
- Görev gereklerine aykırı hareket etmek,
- Tutuklu veya hükümlünün izinsiz olarak uzaklaşmasına izin vermek,
- Kaçmasına kasten imkân sağlamak.
- Manevi Unsur: Kast ile işlenebilir. Özellikle üçüncü fıkradaki durumda özel kast (kaçmaya imkân sağlama iradesi) aranır.
5. Yaptırım
- fıkra kapsamında: Görevi kötüye kullanma suçu cezaları (TCK m.257).
- fıkra kapsamında: 6 ay – 2 yıl hapis cezası.
- fıkra kapsamında: Kaçmaya imkân sağlama suçu cezaları (TCK m.294).
6. Uygulamada Örnekler
- Nakil sırasında hükümlünün mola sırasında kaçabileceği alanlara bilerek götürülmesi.
- Muhafızın, kişisel sebeplerle tutuklunun cezaevinden kısa süreliğine çıkmasına izin vermesi.
- Görev sırasında gerekli güvenlik önlemlerini kasten almamak.
Muhafızın Görevini Kötüye Kullanması Suçunun Unsurları (TCK 295)
Madde gerekçesi dikkate alındığında, TCK’nın 295. maddesi üç temel durumu düzenlemekte ve her birinin unsurlarını ayrı ayrı ortaya koymaktadır.
1. Birinci Fıkra – Görev Gereklerine Aykırı Hareket Etme
- Fail: Gözaltına alınan, tutuklu veya hükümlünün muhafazası ya da nakli ile görevli kamu görevlisi.
- Fiil: Görev gereklerine aykırı hareket etmek.
- Şart: Bu eylem başka bağımsız bir suçu oluşturmadığı takdirde, TCK m.257’deki görevi kötüye kullanma suçu hükümleri uygulanır.
- Korunan Hukuki Değer: Adalet hizmetlerinin güvenilirliği ve ceza infaz sisteminin düzeni.
2. İkinci Fıkra – Geçici Uzaklaşmaya İzin Verme
- Fail: Yalnızca muhafaza veya nakil ile görevli kişi.
- Maddi Unsur: Gözaltındaki, tutuklu veya hükümlünün kanunen bulunması gereken yerden geçici süreyle uzaklaşmasına izin vermek.
- Yer: Ceza infaz kurumu, tutukevi, hastane, karakol veya kanunun belirlediği başka muhafaza alanları.
- Özel Husus: Suçun oluşması için kişinin kaçması gerekmez, yalnızca iznin verilmiş olması yeterlidir.
- Yaptırım: 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası.
3. Üçüncü Fıkra – Kaçmaya Kasten İmkân Sağlama
- Fail: Yine muhafaza veya nakil ile görevli kişi.
- Fiil: İzin verme veya görev gereklerini ihlal etme suretiyle kasten kaçma imkânı sağlamak.
- Şart: Kaçmanın fiilen gerçekleşmesi gerekir.
- Yaptırım: TCK m.294 (Kaçmaya imkân sağlama suçu) hükümleri uygulanır.
4. Manevi Unsur
- Suçlar kasten işlenebilir. Özellikle üçüncü fıkrada özel kast aranır; yani failin amacının tutuklu/hükümlünün kaçmasını sağlamak olması gerekir.
5. Suçun Tamamlanma Anı
- Birinci fıkrada: Görev gereklerine aykırı davranışın gerçekleştiği an.
- İkinci fıkrada: Geçici uzaklaşma izninin verilmesi anı.
- Üçüncü fıkrada: Kaçma fiilinin gerçekleştiği an.
Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu (TCK 295) kapsamında verilen hapis cezaları, ceza miktarına ve sanığın kişisel durumuna bağlı olarak bazı ceza muhakemesi kurumlarıyla farklı şekilde infaz edilebilir. Bu kurumlar adli para cezasına çevirme, erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) olarak öne çıkar.
1. Adli Para Cezası
- Tanım: İşlenen suç karşılığında hapis cezası yerine veya hapis cezasıyla birlikte uygulanabilen mali yaptırımdır.
- TCK 50 kapsamında: Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu nedeniyle verilen 1 yıl veya altında hapis cezaları, mahkemece adli para cezasına çevrilebilir.
- Şartlar:
- Sanığın kişisel özellikleri,
- Suçun işleniş biçimi,
- Ceza miktarı.
- Sonuç: Hapis cezası infaz edilmez; sanık, belirlenen para cezasını ödeyerek yaptırımı yerine getirir.
2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
- Tanım: Sanık hakkında verilen hükmün belirli bir denetim süresi içinde sonuç doğurmaması, bu sürede yükümlülükler yerine getirilirse kararın ortadan kalkmasıdır.
- CMK 231 kapsamında:
- Suç için verilen ceza 2 yıl veya altında ise,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması,
- Zararın giderilmiş olması gibi şartların varlığı hâlinde HAGB kararı verilebilir.
- Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu açısından: Hapis cezası miktarı uygun olduğunda, sanık lehine HAGB uygulanması mümkündür.
- Sonuç: Denetim süresinde suç işlenmezse dava düşer ve sanık sabıka kaydına işlenmez.
3. Erteleme
- Tanım: Mahkeme tarafından verilen hapis cezasının infazından koşullu olarak vazgeçilmesidir.
- TCK 51 kapsamında:
- Cezanın 2 yıl veya altında olması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması,
- Yargılama sürecindeki iyi hâli gibi şartlarla mümkündür.
- Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu bakımından: Ceza miktarı bu sınırlar içinde kaldığında erteleme kararı verilebilir.
- Sonuç: Cezanın infazı yapılmaz; sanık, belirlenen denetim süresini sorunsuz geçirirse ceza ortadan kalkar.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu (TCK 295), şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle:
- Savcılık tarafından resen soruşturulur.
- Bu suça dair herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır.
- Mağdurun şikayetten vazgeçmesi, ceza davasının düşmesine neden olmaz.
- Yeterli delillerin varlığı halinde, kolluk ve savcılık makamları suçtan haberdar oldukları anda soruşturma başlatabilir.
1. Dava Zamanaşımı
- Tanım: Suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılmamış veya dava açılmasına rağmen kanuni süre içinde sonuçlandırılmamışsa ceza davasının düşmesini sağlayan hukuki kurumdur.
- TCK 66’ya göre: Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu için olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
2. Uygulamadaki Sonuç
- Suç, işlendiği tarihten itibaren 8 yıl içinde her zaman soruşturulabilir ve kovuşturulabilir.
- Bu süre geçtikten sonra ceza davası açılamaz; açılmışsa da düşme kararı verilir.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki kişi ile suçun mağduru arasında, uzlaştırmacı aracılığıyla gerçekleştirilen iletişim sonucunda tarafların anlaşmaya varmasıdır.
- Muhafızın görevini kötüye kullanması suçu, uzlaşma kapsamındaki suçlardan değildir.
- Bu nedenle tarafların kendi aralarında uzlaşması, davanın düşmesine yol açmaz.
Görevli Mahkeme
- Bu suç nedeniyle açılan davalar, asliye ceza mahkemesinde görülür.
- Yargılama, suçun işlendiği yer mahkemesinde yapılır.
Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi
- Soruşturma aşamasında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE) kararı verilebilir.
- Bu durumda belirlenen denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlenmezse dava açılmaz.
Basit Yargılama Usulü
- Kovuşturma aşamasında, CMK 251 uyarınca basit yargılama usulü uygulanabilir.
- Bu usulde duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden karar verilir ve ceza miktarında dörtte bir oranında indirim uygulanır.
Avukat Gökhan Yağmur, ceza hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet alanlarında uzmanlaşmış, İstanbul Barosu’na kayıtlı deneyimli bir avukattır. Müvekkillerine hem yerel hem de uluslararası düzeyde dava ve danışmanlık hizmetleri sunan Gökhan Yağmur, özellikle ceza yargılaması, marka ve patent davaları ile şirketler hukuku konularında kapsamlı çözümler üretmektedir. Profesyonel çalışma disiplini, güncel mevzuat bilgisi ve stratejik dava yönetimi ile müvekkillerinin haklarını en etkin şekilde savunmayı ilke edinmiştir. Detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için www.gokhanyagmur.com ve www.gokhanyagmur.com.tr adreslerinden iletişime geçebilirsiniz.