Bilgi BankasıCeza Hukuku

Yalan Yere Yemin Suçu (TCK 275) – Tanımı, Unsurları ve Yargıtay Kararları

Yalan yere yemin suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 275. maddesinde, “Adliyeye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu suç, özellikle hukuk davalarında tarafların gerçeğe aykırı beyanda bulunmak amacıyla yemin etmesi durumunu kapsar.

Kanun maddesine göre:

  1. Hukuk davasında yalan yere yemin eden davacı veya davalı, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Dava hakkında hüküm verilmeden önce kişi gerçeği söylerse, ceza uygulanmaz.
  3. Hüküm kesinleşmeden veya icraya konulmadan önce gerçeğin söylenmesi hâlinde ise, verilecek ceza yarı oranında indirilir.

Bu düzenleme ile amaçlanan; yargılamanın dürüstlük ilkesi çerçevesinde yürütülmesini sağlamak, mahkemeyi yanıltmaya yönelik yalan beyanları caydırmak ve adaletin doğru şekilde tecelli etmesini güvence altına almaktır.

📌 Not: Yalan yere yemin suçu yalnızca hukuk davalarında söz konusudur; ceza yargılamasındaki yalan tanıklık veya farklı beyan suçları, TCK’nın diğer maddelerinde ayrıca düzenlenmiştir.

Yalan Yere Yemin Suçunun Unsurları

Madde gerekçesine göre, TCK m.275 ile düzenlenen yalan yere yemin suçu; hukuk davalarında tarafların, kanuna uygun şekilde usulüne göre teklif edilen yemini gerçeğe aykırı biçimde yerine getirmesi hâlinde oluşur. Burada korunan hukuki değer, yargılamanın doğruluk ve dürüstlük ilkesi ile mahkeme kararlarının güvenilirliğidir.

Suçun oluşabilmesi için aranan başlıca unsurlar şunlardır:

  1. Hukuk Davası Olması
    • Yalan yere yemin suçu yalnızca hukuk davalarında işlenebilir. Ceza davalarındaki yalan beyanlar bu madde kapsamında değil, yalan tanıklık (TCK m.272 vd.) hükümleri kapsamında değerlendirilir.
  2. Yemin Teklifinin Kanuna Uygun Olması
    • Yemin teklifinin, usul hükümlerine ve kanunî şekil şartlarına uygun olarak yapılması gerekir.
    • Yemin, sübut vasıtası (delil) olarak kullanılmak üzere ve davanın tarafına yöneltilmiş olmalıdır.
  3. Yemin Konusunun Kanunen Mümkün Olması
    • Yemin konusu, kanunen yasaklanmamış ve yemin edilebilecek nitelikte olmalıdır.
    • Kanunen olanaksız veya yasak bir konuda yemin teklif edilirse, bu suç oluşmaz.
  4. Yalan Beyanda Bulunma
    • Tarafın, yemin sırasında bilerek ve isteyerek gerçeğe aykırı beyanda bulunması gerekir.
    • Hata, unutma veya yanlış hatırlama gibi durumlar bu suçu oluşturmaz.
  5. Geri Dönme Hâli
    • Hüküm verilmeden önce yalan yere yeminden dönülür ve gerçek söylenirse, ceza verilmez.
    • Hüküm kesinleşmeden veya icraya konulmadan önce gerçeğin söylenmesi hâlinde ise, ceza yarı oranında indirilir.

Yalan Yere Yemin Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin işlediği suçtan dolayı sonradan pişmanlık duyarak, suçun sonuçlarını ortadan kaldırmaya veya hafifletmeye yönelik davranışlarda bulunması hâlinde, kanunun öngördüğü ceza indirimi ya da cezasızlık hükümlerinden yararlanmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Bu kurumun amacı, zararın giderilmesi ve hukuki düzenin yeniden tesis edilmesini teşvik etmektir.

Yalan yere yemin suçu bakımından etkin pişmanlık hükümleri, doğrudan TCK m.275/3 ve m.275/4 hükümlerinde özel olarak düzenlenmiştir.

Bu maddelere göre:

  1. Hüküm Verilmeden Önce Gerçeğin Söylenmesi (Tam Ceza Affı)
    • Davacı veya davalı, yalan yere ettiği yeminden dava hakkında hüküm verilmeden önce dönerek gerçeği söylerse, ceza uygulanmaz.
    • Bu durumda etkin pişmanlık tam anlamıyla cezasızlık sonucunu doğurur.
  2. Hüküm Kesinleşmeden veya İcraya Konulmadan Önce Gerçeğin Söylenmesi (Ceza İndirimi)
    • Fail, hüküm kesinleşmeden veya icra aşamasına geçilmeden önce gerçeği açıklarsa, verilecek ceza yarı oranında indirilir.
    • Burada cezanın tamamen ortadan kalkması değil, belirli oranda azaltılması söz konusudur.

Dolayısıyla, yalan yere yemin suçunda etkin pişmanlık hükümleri; zamanında itirafın hem cezai sorumluluğu kaldırabileceğini hem de indirim sağlayabileceğini ortaya koymaktadır. Ancak bu imkân, yalnızca kanunda belirtilen sürelerde ve koşullarda yerine getirilirse geçerlidir.


Yalan Yere Yemin Suçunda Adli Para Cezası, Erteleme ve HAGB

Yalan yere yemin suçu (TCK m.275) sonucunda verilen hapis cezası, bazı durumlarda farklı ceza muhakemesi ve infaz hukuku kurumları aracılığıyla hafifletilebilir veya infazdan tamamen kurtulunabilir. Bu kapsamda adli para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve cezanın ertelenmesi kurumları önem taşır.

1. Adli Para Cezası

Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür.

  • TCK m.50 uyarınca, yalan yere yemin suçu nedeniyle hükmolunan 1 yıl veya altında hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir.
  • Mahkeme, suçun niteliğini, failin kişisel durumunu ve suçun işleniş biçimini değerlendirerek, hapis cezası yerine para cezası uygulayabilir.

2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

HAGB, sanık hakkında hükmolunan cezanın belirli bir denetim süresi boyunca sonuç doğurmamasını sağlayan bir ceza muhakemesi kurumudur.

  • CMK m.231 gereğince, yalan yere yemin suçundan verilen 2 yıl veya altında hapis cezaları için HAGB uygulanabilir.
  • Sanık, denetim süresi boyunca kasten yeni bir suç işlemez ve mahkemenin belirlediği yükümlülüklere uyarsa, ceza kararı hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılır ve dava düşer.

3. Cezanın Ertelenmesi

Erteleme, mahkemece verilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir.

  • TCK m.51 kapsamında, yalan yere yemin suçundan verilen 2 yıl veya altında hapis cezaları ertelenebilir.
  • Erteleme kararı verilmesi hâlinde, sanık belirlenen denetim süresinde iyi hâlli olursa, ceza infaz edilmiş sayılır.

📌 Sonuç olarak: Yalan yere yemin suçu, kanunda öngörülen alt ve üst sınırlar itibarıyla çoğu durumda adli para cezası, HAGB veya erteleme imkânı bulunan bir suç tipidir. Bu nedenle, mahkeme sürecinde etkin savunma ile birlikte bu seçeneklerin değerlendirilmesi, fail açısından ciddi bir avantaj sağlayabilir.

Yalan Yere Yemin Suçunda Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Yalan yere yemin suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle, suç işlendiğinde savcılık makamı tarafından resen (kendiliğinden) soruşturma başlatılır.

  • Herhangi bir şikayet süresi bulunmaz.
  • Mağdurun şikayetten vazgeçmesi, ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz.

Dava Zamanaşımı

Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılmamışsa veya açılan dava bu süre içerisinde sonuçlandırılmamışsa ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir kurumdur.

  • Yalan yere yemin suçu bakımından olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır (TCK m.66).
  • Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
  • Zamanaşımı süresi dolduğunda, artık soruşturma veya kovuşturma yapılamaz.

📌 Özetle: Yalan yere yemin suçu, şikayete bağlı olmadığı için her zaman savcılık tarafından soruşturulabilir, ancak bu yetki 8 yıllık dava zamanaşımı süresi ile sınırlıdır.

Yalan Yere Yemin Suçunda Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

1. Uzlaşma Durumu

Uzlaşma, suç isnadı altındaki kişi ile mağdurun, uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak maddi veya manevi anlamda bir anlaşmaya varmasıdır.

  • Yalan yere yemin suçu, uzlaşma kapsamındaki suçlar arasında yer almaz.
  • Dolayısıyla, bu suç işlendiğinde uzlaştırma prosedürü uygulanmaz; soruşturma ve kovuşturma süreci doğrudan yürütülür.

2. Görevli Mahkeme

Yalan yere yemin suçu nedeniyle açılan davalara Asliye Ceza Mahkemeleri bakmakla görevlidir.

  • Yargılamalar, suçun işlendiği yer mahkemesinde yapılır.
  • Dava sürecinde hem TCK m.275 hem de Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

📌 Sonuç olarak: Yalan yere yemin suçu, uzlaşmaya tabi olmayan, doğrudan savcılık tarafından soruşturulan ve asliye ceza mahkemesinde görülen bir suç tipidir.

Yalan Yere Yemin Suçu – Yargıtay Kararları

http://gokhanyagmur.comYalan yere yemin suçuna ilişkin Yargıtay içtihatları, özellikle ispat şekli ve kast unsuru bakımından uygulamaya yön veren önemli değerlendirmeler içermektedir. Aşağıda, çeşitli karar özetleri yer almaktadır:

Yalan yere yemin suçu

1. Yazılı Belge ile İspat Gerekliliği

Karar: Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2011/22901

Olayda, borç nedeniyle açılan menfi tespit davasında tarafın yemin ettiği, ancak bu yemin beyanının yalan olduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğu görülmüştür. Ceza mahkemesinde, HUMK’nun yazılı delil zorunluluğuna ilişkin hükümleri (m.287-290) ve 02.04.1941 tarihli 19/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı esas alınarak, yazılı belge olmadan bu suçun ispatlanamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda yalnızca cep telefonu mesajı bulunduğundan, bu mesajın yazılı delil başlangıcı sayılmayacağı, dolayısıyla kamu davası açmak için yeterli şüphe bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

💡 Önemli Nokta: Hukuk mahkemesindeki yalan yere yemin suçlarında, yazılı belge ile ispat şartı aranır; tanık beyanı tek başına yeterli değildir.


2. Tanık Anlatımı ile Mahkûmiyetin Bozulması

Karar: Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2013/10624

Yargıtay, 1941 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda, yazılı belge ile ispatı gereken işlerde yalan yere yemin suçunun da yazılı delille kanıtlanması gerektiğini bir kez daha vurgulamıştır. Bu karara göre, tanık beyanına dayanılarak verilen mahkûmiyet kararları hukuka aykırıdır ve bozma nedenidir.

💡 Önemli Nokta: Ceza hâkimi, yalan yere yemin suçunda yalnızca yazılı deliller üzerinden değerlendirme yapmalıdır.


3. Hatırlamama Savunması ve Kast Unsuru

Karar: Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2013/7821

Somut olayda, yaklaşık 20 yıl önce düzenlenmiş bir protokol belgesi söz konusu olup, sanık yemin sırasında bu belgeyi hatırlamadığını savunmuştur. Yargıtay, aradan geçen sürenin uzunluğu, sanığın savunması ve mevcut deliller dikkate alındığında, yalan yere yemin kastının şüpheden uzak biçimde ispatlanamadığına hükmetmiştir. Bu nedenle mahkûmiyet kararı bozularak beraat verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

💡 Önemli Nokta: Kast, yalan yere yemin suçunun olmazsa olmaz unsurudur. Failin bilerek ve isteyerek gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu kesin delillerle ispatlanmalıdır.


Genel Değerlendirme:
Yargıtay kararları, yalan yere yemin suçunda ispat standardının yüksek olduğunu ve yazılı delil zorunluluğunun altını çizmektedir. Ayrıca, kast unsuru bakımından şüpheden sanık yararlanır ilkesi titizlikle uygulanmaktadır.


Yalan Yere Yemin Suçu (TCK 275) – Tanımı, Unsurları ve Yargıtay Kararları

Ben, Avukat Gökhan Yağmur, ceza hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat olarak, müvekkillerime yalan yere yemin suçu dahil olmak üzere TCK kapsamında yer alan tüm suç tiplerinde etkin hukuki danışmanlık ve savunma hizmeti sunmaktayım.
Uzun yıllara dayanan tecrübem ve Yargıtay kararları ışığında geliştirdiğim stratejilerle, dava sürecinde en doğru hukuki adımların atılmasını sağlıyorum.

📞 İletişim: 0542 157 06 34
🌐 Web: www.gokhanyagmur.com.trwww.gokhanyagmur.com


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu