Seri Muhakeme Usulü Nedir? (CMK 250)
Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonunda belirli suçlarda kamu davası açılmasının ertelenmesine yer olmadığına karar vermesi hâlinde, şüphelinin müdafii huzurunda bu özel yargılama yöntemini kabul etmesi koşuluyla uygulanır. Bu usulde savcılık, suçun cezasını belirlerken yarı oranında indirim uygular; ardından mahkeme, savcılığın belirlediği yaptırımı denetler ve hüküm kurar. Dolayısıyla, seri muhakeme usulü klasik bir yargılama değil, savcılık tarafından şekillendirilen yaptırımın mahkemece onaylanması sürecidir.
Bu yöntem, kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunsa dahi, alternatif bir yargılama yolu olarak uygulanır. Soruşturma dosyasından, suçun seri muhakeme usulü kapsamına girdiği açıkça anlaşılıyorsa, bu yöntem kullanılmadan düzenlenen iddianameler Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulü, mahkemenin denetim yetkisiyle sınırlı kaldığı, yaptırımın ise savcılık tarafından belirlendiği bir özel yargılama kurumudur. Bu nedenle doktrinde ve uygulamada, bu kurum zaman zaman “ceza kararnamesi” olarak da adlandırılmaktadır.
⚖️ Seri Muhakeme Usulü Hangi Hallerde Uygulanır?
Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısının yürüttüğü soruşturma sonunda kamu davası açılması yerine alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uygulanır. Bu usulün geçerli olabilmesi için bazı hukuki şartların bir arada bulunması gerekir.
1. Soruşturmanın Tamamlanmış Olması
CMK’nın 250/1. maddesi uyarınca, soruşturmanın tamamlanmış olması gerekir. Cumhuriyet savcısı, soruşturma aşamasında şüphelinin lehine ve aleyhine tüm delilleri toplamalıdır. Eğer elde edilen deliller kovuşturmaya yer olmadığı kararı (KYOK) verilmesini gerektiriyorsa, bu durumda seri muhakeme usulü uygulanamaz. Yani, bu yöntem yalnızca kamu davası açılmasını gerektiren durumlarda geçerlidir.
2. Şüphelinin Müdafii Huzurunda Teklifi Kabul Etmesi
Seri muhakeme usulü, ancak Cumhuriyet savcısının teklifi üzerine ve şüphelinin müdafii huzurunda açıkça kabul etmesiyle uygulanabilir (CMK m.250/3). Şüphelinin bu usulü kabul etmemesi hâlinde, soruşturmaya genel hükümlere göre devam edilir.
3. Suçun İştirak Halinde İşlenmesi Durumunda Tüm Şüphelilerin Kabulü
Eğer suç birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmişse, seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için tüm şüphelilerin bu usulü kabul etmesi gerekir. Şüphelilerden biri reddederse, genel soruşturma ve kovuşturma hükümleri uygulanır.
4. Önödeme ve Uzlaştırma Kapsamında Olmama Şartı
Seri muhakeme usulü, önödeme veya uzlaştırma kapsamında kalan suçlarda uygulanmaz. Bu usule tabi suçlar genellikle “mağdursuz suçlar” olduğundan, uzlaşma hükümleri burada geçerli değildir.
5. Suçun Kapsamda Olması
Seri muhakeme usulü yalnızca kanunda açıkça belirtilen bazı suçlar için geçerlidir. CMK m.250/1’e göre bu suçlar şunlardır:
- Hakkı olmayan yere tecavüz (TCK m.154/2-3)
- Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (TCK m.170)
- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (TCK m.179/2-3)
- Gürültüye neden olma (TCK m.183)
- Parada sahtecilik (TCK m.197/2-3)
- Mühür bozma (TCK m.203)
- Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK m.206)
- Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (TCK m.228/1)
- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (TCK m.268)
- 6136 sayılı Kanun’un 13/3. ve 15/1-3. fıkralarındaki suçlar
- 6831 sayılı Orman Kanunu m.93/1’deki suç
- 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Aletleri Kanunu m.2’deki suç
- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu Ek 2/1-(1) bendindeki suç
Bu suçlar, kanun koyucu tarafından seri muhakeme usulüne uygun görülen, ceza miktarı bakımından daha az tehlikeli eylemlerden oluşur.
Seri Muhakeme Usulünün Şüpheliye Teklif Edilmesi
Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısının teklifi ve şüphelinin müdafii huzurunda kabulü ile uygulanır. Savcı, bu usulü önermeden önce şüpheliyi ayrıntılı biçimde bilgilendirir. Şüpheliye, sürecin nasıl işlediği, uygulanacak yaptırımın niteliği ve bu usulün kabul edilmesinin doğuracağı hukuki sonuçlar açıkça anlatılır.
Şüpheli, savcının teklifini müdafii (avukatı) huzurunda kabul ederse seri muhakeme usulü uygulanır. Şüpheli isterse, bu teklifi değerlendirmek üzere bir süre talep edebilir. Ancak bu süre bir ayı geçemez. Şüphelinin avukatı yoksa, baro tarafından zorunlu müdafi görevlendirilmesi istenir.
Şayet şüpheli, mazereti olmadan belirlenen süre içinde gelmez veya bu usulü kabul etmediğini bildirirse, soruşturma genel hükümlere göre yürütülmeye devam eder.
Şüphelinin Bizzat Seri Muhakeme Usulünü Talep Etmesi veya Vazgeçmesi
Seri muhakeme usulü yalnızca savcının teklifiyle değil, aynı zamanda şüphelinin kendi talebiyle de uygulanabilir. Şüpheli, iddianame düzenlenmeden önce Cumhuriyet savcılığına başvurarak bu usulün uygulanmasını isteyebilir. Bu durumda savcı, gerekli şartların mevcut olması hâlinde seri muhakeme usulünü uygular.
Bununla birlikte, şüpheli mahkeme tarafından hüküm kuruluncaya kadar bu yoldan vazgeçme hakkına sahiptir. Yani şüpheli, ilk kabulünden sonra dahi serbest iradesiyle geri çekilme talebinde bulunabilir.
Seri Muhakeme Usulü Nasıl Uygulanır?
Seri muhakeme usulü, Cumhuriyet savcısının daveti ile başlar. Savcı, şüpheliyi en kısa sürede bu usulü teklif etmek üzere davet eder. Bu davet, telefon, faks, telgraf, elektronik posta veya benzeri iletişim araçlarıyla yapılabilir.
Şüpheli, geçerli bir mazereti olmadan davete icabet etmezse ya da resmî kayıtlarda yer alan adresinde bulunmazsa, savcı bu durumu tutanağa bağlar ve dosya genel hükümlere göre yürütülmeye devam eder. Şüpheliye ulaşmak için zorla getirme kararı veya yakalama emri çıkarılamaz.
1. Savcı Tarafından Yaptırım ve Kişiselleştirme Kurumlarının Belirlenmesi
Cumhuriyet savcısı, TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütleri dikkate alarak, suçun kanuni tanımındaki alt ve üst sınırlar arasında temel cezayı belirler. Daha sonra bu ceza üzerinde yarı oranında indirim uygulayarak nihai yaptırımı tespit eder (CMK m.250/4).
Savcı, belirlenen hapis cezasını gerekli koşulların varlığı hâlinde;
- Seçenek yaptırımlara çevirebilir (TCK m.50),
- Erteleyebilir (TCK m.51),
- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararını önerebilir (CMK m.231).
Bu aşamada savcılık, yaptırımın türünü ve uygulanacak kişiselleştirme kurumlarını belirleyerek dosyayı mahkemeye gönderir.
2. Savcılığın Talep Yazısı (Talepname)
Savcı, seri muhakeme usulü kapsamında belirlediği yaptırımı mahkemenin onayına sunmak için “talepname” adı verilen bir yazı düzenler (CMK m.250/11). Talepname, içerik itibarıyla bir iddianameye benzer ve şu unsurları içermelidir:
a) Şüphelinin kimliği ve müdafii bilgileri
b) Mağdur veya suçtan zarar görenin kimliği, vekili ya da kanuni temsilcisi
c) İsnat edilen suçun türü ve uygulanacak kanun maddeleri
ç) Suçun işlendiği yer, tarih ve zaman aralığı
d) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı, varsa gözaltı ve tutukluluk tarihleri
e) Suçu oluşturan olayların özeti
f) Savcının, bu usulü şüpheliye teklif ettiği ve müdafii huzurunda kabul edildiğine dair beyan
g) Belirlenen ceza veya güvenlik tedbirleri, varsa HAGB, seçenek yaptırım veya erteleme uygulamaları
Bu belge, mahkemenin hüküm kurarken esas alacağı temel dayanak niteliğindedir.
3. Mahkemenin Hüküm Kurması
Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra şüpheliyi müdafii huzurunda dinler. Şüphelinin özgür iradesiyle bu usulü kabul ettiğine kanaat getirirse, savcının talepnamesinde yer alan yaptırımdan daha ağır olmamak üzere hüküm kurar.
Mahkeme, daha hafif bir yaptırım uygulayabilir; ancak daha ağırına hükmedemez. Şayet eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olmadığı veya şüphelinin rızasının geçerli olmadığı kanaatine varırsa, talebi reddeder ve dosyayı Cumhuriyet Başsavcılığına iade eder.
Mahkeme, hüküm kurarken savcının belirlediği suç vasfını da denetler. Eğer bu vasıf olaya uygun değilse, mahkeme kendi tespitine göre hüküm kuramaz; bunun yerine dosyayı iade etmek zorundadır.
Mahkemece verilen hüküm, mağdur veya suçtan zarar görenlere ve katılma hakkı bulunan kişilere tebliğ edilir. Seri muhakeme usulüne tabi suçlar asliye ceza mahkemeleri tarafından karara bağlanır.
Ayrıca, seri muhakeme usulü herhangi bir nedenle tamamlanamaz veya mahkemece reddedilirse, bu süreçteki şüpheli beyanları ve belgeler, daha sonra açılacak soruşturma veya kovuşturmalarda delil olarak kullanılamaz (Yönetmelik m.5/8).
Seri Muhakeme Usulünün Uygulanamayacağı Haller
Seri muhakeme usulü, belirli koşullar altında uygulanabilir bir özel yargılama yöntemidir. Ancak bazı durumlarda bu usulün uygulanması kanunen yasaklanmış ya da fiilen mümkün değildir. Aşağıda bu haller ayrıntılı biçimde açıklanmıştır:
1. Şüpheliye Ulaşılamaması
Şüpheliye, resmî mercilerde kayıtlı adreste ulaşılamaması, yurt dışında bulunması veya başka bir nedenle tebligatın yapılamaması hâlinde seri muhakeme usulü uygulanamaz. Bu tür durumlarda zorla getirme kararı verilemez ve yakalama emri düzenlenemez (CMK m.250/13). Bu usul, yalnızca şüphelinin bizzat hazır bulunması hâlinde yürütülebilir.
2. Önödeme ve Uzlaştırma Kapsamındaki Suçlar
Seri muhakeme usulü, önödeme veya uzlaştırma kapsamına giren suçlarda uygulanmaz. Çünkü bu suçlar zaten alternatif çözüm yolları içinde değerlendirilmiş olup, seri muhakeme sistematiğiyle bağdaşmaz.
3. Şüphelinin Mahkemeye Gelmemesi
Hüküm kuracak mahkemeye şüpheli mazeretsiz olarak gelmezse, seri muhakeme usulü uygulanamaz. Çünkü mahkeme, şüphelinin bu usulü özgür iradesiyle kabul ettiğini bizzat dinleyerek tespit etmelidir.
4. Suçun İştirak Halinde İşlenmesi
Eylemin birden fazla kişiyle birlikte işlendiği durumlarda, şüphelilerden birinin seri muhakeme usulünü kabul etmemesi hâlinde bu usul uygulanamaz. Bu durumda genel hükümlere göre soruşturma ve kovuşturma yapılır.
5. Farklı Suçlarla Birlikte İşlenme Hali
Seri muhakeme kapsamına giren bir suçun, kapsama girmeyen bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde bu özel usul uygulanmaz. Bu durumda savcılık dosyayı klasik yargılama sürecine yönlendirir.
6. Şahsi Haller (Yaş Küçüklüğü, Akıl Hastalığı, Sağır ve Dilsizlik)
CMK m.250/12 uyarınca, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hâllerinde seri muhakeme usulü uygulanamaz. Bu kişilerin hukuki ehliyetleri ve cezai sorumluluk kapasiteleri farklı olduğu için bu özel yargılama yolu hukuken geçersizdir.
Seri Yargılama Usulünde Yaptırımın Özelliği
Seri muhakeme usulü kapsamında hüküm kuran mahkeme, Cumhuriyet savcısının talepnamesinde belirtilen yaptırımdan daha ağır bir ceza veremez. Bu kural, hem savcılığın teklif yetkisini hem de sanığın iradesini koruma amacı taşır.
Cumhuriyet savcısı, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirleyip yarı oranında indirim uygulayarak yaptırımı tespit eder. Savcı, bu sınırlar dışında ek bir yaptırım teklifi getiremez.
Ayrıca, seri muhakeme usulü sonucunda verilen ceza, güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz (Yönetmelik m.5/9). Yani fail hakkında ayrıca ehliyete el koyma, silah bulundurma yasağı gibi güvenlik tedbirleri de uygulanabilir.
Mahkeme Kararına İtiraz veya İstinaf Mümkün mü?
Seri muhakeme usulü sonunda verilen mahkeme kararına karşı, itiraz kanun yoluna başvurulabilir (CMK m.250/14). Mahkeme, savcının talepnamesinde belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere hüküm kurar. Bu hüküm kesinleşmeden önce, taraflar karara itiraz edebilirler.
İtiraz süresi, kararın gerekçesiyle birlikte tebliğinden itibaren iki haftadır. İtiraz dilekçesi, kararı veren asliye ceza mahkemesine sunulur (CMK m.268/1). Mahkeme, itirazın haklı olduğu kanaatine varırsa kararını kendiliğinden düzeltebilir (CMK m.268/2).
Eğer mahkeme itirazı yerinde görmezse, dosyayı en geç üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili mahkemeye gönderir. Böylece seri muhakeme usulü kararları da üst yargı denetimine açık hale gelmiş olur.
Seri Muhakeme Usulü ile Basit Yargılama Usulü Birlikte Uygulanamaz
Seri muhakeme usulü, soruşturma aşamasında uygulanır; basit yargılama usulü ise kovuşturma aşamasına özgüdür. Bu nedenle aynı dosyada her iki usulün birlikte uygulanması mümkün değildir.
Uygulamada bazen, seri muhakeme usulü sonucunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmekte; kişi yeniden suç işlediğinde bu karar açıklanırken basit yargılama usulü uygulanmaktadır. Ancak Yargıtay bu uygulamayı hukuka aykırı bulmuştur.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 2025/1984 sayılı kararına göre:
“Hükümlünün seri muhakeme usulünden yararlanarak cezasında 1/2 oranında indirim yapılmasına rağmen, HAGB kararının açıklanması sırasında ayrıca basit yargılama usulü hükümlerinin uygulanarak bir kez daha 1/4 indirim yapılması, eksik ceza tayinine neden olur ve bozma nedenidir.”
Dolayısıyla seri muhakeme usulü uygulanan dosyalarda basit yargılama indirimi yapılamaz; sadece seri muhakeme hükümleri uygulanır.
Seri Muhakeme Usulünde Tutulması Zorunlu Tutanaklar
Seri muhakeme sürecinde işlemlerin geçerliliği açısından bazı tutanakların düzenlenmesi zorunludur. Bu tutanaklar, hem usulün hukuka uygun yürütülmesini hem de denetlenebilir olmasını sağlar.
Tutulması Gereken Tutanak Türleri
- Bilgilendirme Tutanağı:
Şüpheliye seri muhakeme usulünün anlamı, süreci ve sonuçları anlatıldıktan sonra düzenlenir. - Kabul Tutanağı:
Şüpheli, Cumhuriyet savcısının teklifini müdafii huzurunda kabul ettiğinde savcılıkça hazırlanır. - İnceleme Tutanağı:
Dosya mahkemeye gönderildiğinde, hâkim tarafından yapılan değerlendirmeler ve kararın dayanakları bu tutanakta yer alır.
Bu tutanaklar, hem şüphelinin iradesinin özgür olduğunu hem de sürecin kanuna uygun biçimde yürütüldüğünü belgeleyen resmî evraklardır.
Seri Muhakeme Usulü Yargıtay Kararları
Seri muhakeme usulü, ceza yargılamasında hızlı ve etkili bir sonuç elde edilmesini amaçlayan özel bir usuldür. Ancak bu sistemin uygulanması sırasında ortaya çıkan farklı yorumlar, Yargıtay kararlarıyla açıklığa kavuşturulmuştur. Aşağıda, seri muhakeme usulüne ilişkin güncel Yargıtay içtihatları ayrıntılı biçimde incelenmiştir.
Seri Muhakeme Usulünde İtiraz ve İtiraz Merciinin İnceleme Kapsamı
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesinin 14. fıkrası, seri muhakeme usulü sonucunda verilen hükümlere karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceğini düzenlemiştir. Ayrıca Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği’nin 15. maddesi, bu itirazların genel hükümlere tabi olduğunu belirtir.
Ancak her ne kadar genel hükümlere tabi olsa da, itiraz merciinin inceleme yetkisi sınırlıdır. Yönetmeliğin 14. maddesine göre mahkeme, talepnamenin incelenmesinde yalnızca şu üç unsuru değerlendirir:
- Eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olup olmadığı,
- Bu usulün şüpheliye kanundaki şartlara uygun şekilde teklif edilip edilmediği,
- Şüphelinin teklifi müdafii huzurunda özgür iradesiyle kabul edip etmediği.
08.07.2021 tarihli ve 7331 sayılı Kanun değişikliğiyle CMK m.250’ye eklenen “İtiraz mercii, itirazı üçüncü ve dokuzuncu fıkralardaki şartlar yönünden inceler.” hükmü, itiraz denetiminin kapsamını daha da belirlemiştir. Buna göre itiraz mercii, sadece yukarıdaki hususları değil, aynı zamanda mahkemenin talepname doğrultusunda hüküm kurup kurmadığını da inceler.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi de bu yorumu benimseyerek şu sonuca ulaşmıştır:
“İtiraz mercii, talepnamenin kanuna uygun olup olmadığını, seri muhakeme usulünün şartlarının yerine getirilip getirilmediğini ve hükmün talepnameye uygun kurulup kurulmadığını incelemekle yetinmelidir.”
(Y12CD, 2023/4900 E., 2024/364 K.)
Talepnamenin Mahkeme Huzurunda Reddi
Seri muhakeme usulü, şüphelinin rızasıyla yürütülür. Ancak duruşma sırasında şüpheli, önceden kabul ettiği bu usulden vazgeçtiğini beyan edebilir. Bu durumda, mahkemenin talepnameyi reddetmesi ve dosyayı Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi gerekir.
5271 sayılı Kanun’da, talepnamenin reddi hâlinde doğrudan iddianame düzenlenmesi gerektiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine, usulün şartları oluşmamışsa soruşturmanın genel hükümlere göre yürütülmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Bu konuda Yargıtay 8. Ceza Dairesi şu sonuca varmıştır:
“Seri muhakeme usulünün şartlarının oluşmadığı tespit edildiğinde, talepnamenin reddedilip dosyanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekir.”
(Y8CD, 2022/569 E., 2024/2886 K.)
Davete İcabet Etmeyen Şüpheliye Seri Muhakeme Usulü Uygulanmaz
5271 sayılı Kanun’un 250/13. maddesine göre, seri muhakeme usulü yalnızca şüphelinin hazır bulunması hâlinde uygulanabilir. Şüpheli, kendisine usulüne uygun şekilde tebliğ edilen davetiyeye rağmen belirlenen süre içinde gelmezse, bu özel usul uygulanamaz.
Bu konuda Yargıtay 8. Ceza Dairesi, şu kararı vermiştir:
“Usulüne uygun davete rağmen davete icabet etmeyen sanık hakkında seri muhakeme usulü uygulanamaz. Bu husus gözetilmeden itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi, kanuna aykırıdır.”
(Y8CD, 2022/2724 E., 2024/3992 K.)
Adreste Bulunmama Halinde Seri Muhakeme Usulü Uygulanmaz
CMK m.250/13 hükmü açıkça belirtir:
“Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde seri muhakeme usulü uygulanmaz.”
Bu durumda şüpheliye yapılan davet tebligatının iade edilmesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanamaz; savcılık genel hükümlere göre iddianame düzenlemelidir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi, bu konuda çeşitli kararlarında aynı görüşü benimsemiştir:
- 2022/711 E., 2024/2889 K.
- 2022/1864 E., 2024/3415 K.
Kararlarda şu ilkeye yer verilmiştir:
“Soruşturma dosyasında kayıtlı adreste bulunmayan veya yurt dışında olan şüpheliye seri muhakeme usulü teklif edilemeyeceğinden, bu kişiler hakkında iddianamenin iadesi kararına yapılan itiraz kabul edilmelidir.”
Seri Muhakeme Usulünde TCK m.62’deki Takdiri İndirim Uygulanmaz
Seri muhakeme usulünde, Cumhuriyet savcısı tarafından belirlenen yaptırım esas alınır ve mahkeme, bu yaptırımdan daha ağırına hükmedemez. Ancak daha hafif bir yaptırım kararı verebilir.
Bu özel usulün doğası gereği, mahkeme TCK m.62’de düzenlenen takdiri indirim hükümlerini ayrıca uygulayamaz. Çünkü savcılık, cezayı zaten kanuni sınırlar içinde yarı oranında indirerek belirlemiştir.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi bu konuda emsal bir karar vermiştir:
“Seri muhakeme usulü kapsamında kurulan hükümlerde TCK m.62 uyarınca takdiri indirim uygulanması mümkün değildir. Mahkemenin talepnameye aykırı biçimde indirim yapması hukuka aykırıdır.”
(Y8CD, 2023/1793 E., 2024/7299 K.)
Sonuç
Yargıtay kararları incelendiğinde; seri muhakeme usulü kapsamındaki işlemlerde hem şüphelinin rızasının hem de kanuni sınırların titizlikle korunması gerektiği görülmektedir.
Bu usulde;
- Şüphelinin hazır bulunmaması,
- Adreste tebligat yapılamaması,
- Veya şartların eksik olması hâlinde,
mahkemece genel hükümlere dönüş yapılması zorunludur.
Ayrıca, mahkeme hükmü denetleyen itiraz merciinin yetkisi sınırlıdır ve sadece usul şartlarını denetleyebilir.
Takdiri indirim gibi mahkemenin takdir yetkisi doğuran uygulamalara bu usulde yer verilmez.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün