Bilgi BankasıCeza Hukuku

İnternetten veya Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçu (TCK 125) ve Cezaları

İçindekiler

İnternet Yoluyla Hakaret Suçu Nedir? (TCK m.125 Açıklaması)

İnternetten veya Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçu – Günümüzde teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte hakaret suçları da dijital platformlara taşınmıştır. Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları ve e-postalar üzerinden işlenen hakaret fiilleri, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi kapsamında cezalandırılmaktadır. İnternet üzerinden hakaret suçu, temelde iki ayrı şekilde ortaya çıkabilir:

1. Somut İddialarla Şahsiyetin Zedelenmesi:
Bir kişiye yönelik, somut bir fiil isnat edilerek o kişinin toplum nezdinde onurunun kırılmasıdır. Örneğin bir kişiye “sen hırsızsın, telefon çaldın” gibi bir suç isnadında bulunmak, doğrudan hakaret suçunu oluşturur.

2. Soyut ve Aşağılayıcı İfadelerle Hakaret:
Bireyin kişilik değerlerine yönelik küfür, aşağılayıcı sözler veya küçük düşürücü sıfatlar kullanılması durumunda da hakaret suçu oluşur. Örneğin, internet üzerinden bir kişiye “şerefsizsin” demek bu kapsamda değerlendirilir.

Dijital Ortamda Hakaretin İşlenme Biçimleri

Hakaret suçu, yalnızca yüz yüze değil; Instagram, Twitter, Facebook, WhatsApp, Telegram gibi sosyal medya platformları üzerinden de işlenebilir. Ayrıca e-posta gönderimi gibi iletişim yolları da bu suçun dijital versiyonu kapsamında değerlendirilir.

Türk Ceza Kanunu’na Göre İnternet Üzerinden Hakaret Suçunun Cezası (TCK m.125)

Madde 125 – Genel Düzenleme:
Bir kişiye onur, saygınlık ve şerefini zedeleyecek biçimde somut bir olgu isnat eden veya söverek kişilik değerlerine saldırıda bulunan kimse hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür. Eğer bu fiil mağdurun yokluğunda gerçekleşmişse, en az üç kişinin bulunduğu ortamda gerçekleştirilmiş olması gerekir.

İnternetten veya Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçu

Sesli, Görüntülü veya Yazılı İleti Yoluyla:
İletişim araçları kullanılarak sesli, yazılı veya görüntülü mesajlarla işlenen hakaret fiilleri de aynı şekilde cezalandırılır.

Nitelikli Haller (Ağırlaştırıcı Sebepler):

  • Görevli memura karşı görevinden dolayı,
  • Kişinin dini, siyasi, sosyal ya da felsefi görüşlerinden veya mensubu olduğu dinin gereklerini yerine getirmesinden ötürü,
  • Kutsal sayılan değerlere hakaret edilmesi halinde
    bu durumlarda verilecek cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

Aleniyet Unsuru:
Hakaret eylemi, kamuya açık bir şekilde yapılmışsa ceza altıda bir oranında artırılır.

Kurul Hâlindeki Görevlilere Hakaret:
Birden fazla kamu görevlisinden oluşan kurula görevleriyle ilgili olarak hakaret edilirse, bu suç her bir görevliye karşı işlenmiş sayılır. Bu durumda zincirleme suç hükümleri devreye girer.

İnternetten Hangi Sözler Hakaret Sayılır?

Türk Ceza Kanunu’nda internet üzerinden hakaret suçuna sebebiyet veren kelime ve ifadelerin tek tek sıralanması mümkün değildir. Ancak temel ölçüt, çevrim içi ortamda kullanılan sözlerin ya da davranışların kişinin toplum içindeki saygınlığını, onurunu veya şerefini zedeleyici nitelikte olmasıdır. Yani, bireyin sosyal çevrede küçük düşmesine neden olan, kişisel değerlerine saldırı içeren içerikler bu kapsamda değerlendirilecektir.

İnternet ortamında, sosyal medya gönderileri, yorumlar veya mesajlar yoluyla bir kişiye “şerefsiz”, “aptal”, “haysiyetsiz”, “geri zekalı”, “hayvan” gibi hakaret içeren sözler söylemek açıkça TCK 125 kapsamında suç teşkil eder.

Facebook, Twitter, Instagram gibi mecralarda paylaşılan görsellere yazılan aşağılayıcı yorumlar da hakaret suçuna yol açabilir. Özellikle fiziki bir özelliğe ya da sağlık durumuna atıfta bulunan ifadeler hakaret sınırlarını aşmaktadır. Örneğin, bir kişiye “topal” ya da “kör herif” demek, onun fiziksel durumunu alay konusu etmek anlamına gelir ve cezai sorumluluk doğurur.

Bununla birlikte, internet üzerinden yapılan isnadın kişisel bir hakaret değil, ispatlanabilir bir olayın dile getirilmesi durumunda hakaret suçu oluşmayabilir. Örnek olarak, bir kişiye “sen Ayşe’nin çantasını çaldın” denilmesi halinde, bu iddia kanıtlanabiliyorsa suç oluşmaz. Ancak, sabıkalı birine “sen zaten hırsızsın” demek, geçmiş bir olay üzerinden yeni bir hakarete sebebiyet verdiğinden suç teşkil eder.

Hakaret fiili yalnızca sözle değil; paylaşım yapılan içerikteki görseller, karikatürler, yazılar ya da şekiller aracılığıyla da işlenebilir. Örneğin, birinin görseline dışkı simgesi koyup “sen busun” tarzı bir açıklama yapmak da açıkça hakarettir.

Ancak, çevrim içi ortamlarda kullanılan her kaba ya da kırıcı söz hakaret anlamına gelmez. Sosyal medya kullanıcılarının sıkça kullandığı “terbiyesiz”, “saygısız”, “yalancı”, “riyakâr” gibi ifadeler çoğu durumda nezaket dışı davranış olarak değerlendirildiğinden hakaret suçu oluşmaz. “Sayfamdan git, edepsiz” gibi ifadeler de hakaret olarak değil, rahatsızlık belirten sözler olarak kabul edilir.

Yine sosyal medyada sıkça rastlanan “Allah seni bildiği gibi yapsın”, “cehenneme kadar yolun var”, “Allah belanı versin” gibi ifadeler de hukuki olarak beddua niteliğinde görülür. Bu tür sözler Yargıtay içtihatlarında hakaret kapsamında değerlendirilmemektedir.

Ayrıca, bireylerin şikâyet hakkı, düşünce açıklama özgürlüğü, basının haber yapma hakkı, avukatların iddia ve savunma dokunulmazlığı gibi anayasal güvenceler de hakaret suçu değerlendirmesinde dikkate alınır. Bu haklar çerçevesinde internet ortamında dile getirilen görüşler, eleştiri niteliğindeyse cezai sonuç doğurmaz.

Toplumda tanınmış kişiler — siyasetçiler, sanatçılar, sporcular gibi — için eleştiri sınırları daha geniş tutulur. Bu bireylerin toplumun genel ilgisine açık olması sebebiyle eleştiriye daha fazla katlanmaları beklenir. Örneğin, bir siyasetçiye “senden memlekete hayır gelmez” demek, kişisel saldırıdan çok politik eleştiri sayıldığından dolayı hakaret suçu oluşturmaz.

İleti Yoluyla Hakaret Suçu Nedir? (TCK m.125/2)

Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinin ikinci fıkrası, ileti araçları kullanılarak yapılan hakaret eylemlerini de suç kapsamında değerlendirmektedir. Bu tür hakaretler yazılı, sesli veya görüntülü iletiyle işlenebildiği gibi; failin niyetine ve mağdurun durumu öğrenme şekline göre “huzurda” ya da “gıyapta” hakaret olarak cezalandırılır. Burada önemli olan, failin mağdura doğrudan hitap edip etmediği ya da mağdurun hakareti öğrenmesini isteyip istemediğidir.

Huzurda iletiyle hakaretin oluşabilmesi için, hakaret içeren mesajın doğrudan mağdura gönderilmesi ya da en azından mağdurun öğrenmesini failin açıkça istemesi gerekir. Örneğin, bir WhatsApp mesajı doğrudan mağdura gönderilmişse veya fail, mesajın mağdur tarafından görüleceğini bilerek hareket etmişse, bu durumda huzurda hakaret suçu işlenmiş olur. Ancak mesaj başka bir kişiye yazılmış ve mağdur bunu tesadüfen öğrenmişse, failin kastı bulunmadığı için huzurda hakaret şartları oluşmaz.

Gıyapta iletiyle hakaret ise mağdurun bulunmadığı bir ortamda, ancak en az üç kişinin bulunduğu bir grup mesajı içinde veya üçten fazla kişiye ayrı ayrı iletilen hakaret içerikli mesajlar vasıtasıyla meydana gelir. Bu durumda failin kastı, mağdurun yokluğunda onun onur ve saygınlığını başkalarının yanında zedelemektir.

TCK’ya Göre İleti Aracılığıyla Hakaret Sayılan Yöntemler

Aşağıda sayılan iletişim araçları, TCK m.125/2 anlamında ileti kabul edilerek hakaret suçunun işlenmesine sebep olabilir:

  • Mektupla gönderilen yazılı hakaretler
  • E-posta (e-mail) içerikli saldırılar
  • WhatsApp veya Telegram üzerinden bireysel mesaj ya da grup mesajı
  • SMS yoluyla gönderilen ifadeler
  • Telefon görüşmeleri sırasında sarf edilen aşağılayıcı sözler
  • Sosyal medya platformlarında (Instagram, Facebook, Twitter gibi) doğrudan mesaj (DM) üzerinden yapılan hakaret içerikleri

İleti Yoluyla Huzurda Hakaretin Özelliği

Huzurda hakaretin en klasik hali, failin mağdurun yüzüne karşı doğrudan hakarette bulunmasıdır. Ancak ileti yoluyla yapılan hakaretlerde yüz yüze bulunma şartı aranmaz. Önemli olan, failin mağdura yönelik söz veya ifadelerin onun tarafından doğrudan öğrenileceğini bilerek ve isteyerek iletmesidir. Bu durumda, fiziki yakınlık olmaksızın da huzurda hakaret gerçekleşmiş sayılır.

Kanun koyucu, TCK’nın 125/2. maddesiyle, bu tarz ileti yoluyla yapılan fiillerin de sanki mağdurun yüzüne karşı söylenmiş gibi cezalandırılacağını açıkça belirtmiştir. Yani bir kişiye gönderilen hakaret içeren bir mesaj ya da ses kaydı, ceza bakımından huzurda işlenen hakaretle eş tutulur.

Ancak burada failin iletiyi gönderme kastı taşıyıp taşımadığına dikkat edilmelidir. Yani fail, söz konusu mesajı mağdurun öğrenmesini istememişse ve bu öğrenme tesadüfen gerçekleşmişse, ceza verilmesi mümkün olmayacaktır. Nitekim, Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2019/12396 sayılı kararında da belirtildiği üzere; sanığın müştekinin teyzesine hakaret içerikli mesajlar atmış olması ve mağdurun bu mesajları sonradan öğrenmiş olması, failin doğrudan mağdura hakaret kastı taşımadığını gösterdiğinden mahkumiyet kararı hukuka aykırı bulunmuştur.

İnternet ve Sosyal Medya Üzerinden Hakaret Suçunun Cezası Nasıldır?

İnternetten Basit Hakaret Suçunun Cezası (TCK m.125/1)

İnternet veya sosyal medya ortamında işlenen basit hakaret suçlarında Türk Ceza Kanunu’na göre fail hakkında 3 aydan 2 yıla kadar hapis ya da adli para cezası verilebilir. Bu tür durumlarda, bir kişiye somut bir eylem atfedilerek veya küfür edilerek onun saygınlığına, onuruna ve şerefine saldırı yapılmışsa suç oluşur. Eğer hakaret eylemi mağdurun bulunmadığı bir ortamda gerçekleştirilmişse, bu eylemin en az üç kişiye hitaben yapılmış olması gerekir (TCK m.125/1).

Sosyal medya üzerinden yapılan hakaretler genellikle açık ortamlarda gerçekleştiğinden, bu suçlara ilişkin cezalar 1/6 oranında artırılır. Basit hakaret suçu kapsamında hâkim, fail için ya hapis cezası ya da adli para cezası tercih eder. İkisi birden verilemez. Ayrıca verilen kararın gerekçesi açıkça ortaya konulmalıdır.

Nitelikli Hakaretin Cezası (TCK m.125/3)

Suçun daha ağır şekli olan nitelikli hakaret suçlarında ceza alt sınırı 1 yıl olarak belirlenmiştir ve bu ceza 2 yıla kadar çıkabilir. Aşağıdaki durumlarda hakaretin nitelikli hali oluşur:

  • Suçun kamu görevlisine karşı görevinden ötürü işlenmesi,
  • Kişinin dini, siyasi, felsefi görüş veya kanaatleri sebebiyle hedef alınması,
  • Bireyin mensubu olduğu dinin kutsal değerlerinin aşağılanması yoluyla işlenmesi.

Ayrıca, sağlık sektöründe görev yapan personel hakkında internet yoluyla hakaret edildiğinde ceza yarı oranında artırılır ve verilen hapis cezası ertelenemez (7243 sayılı Kanun, m.28).

Hakaretin aleni olarak işlenmiş olması durumunda da, yukarıda sayılan cezalar %16 oranında artırıma tabi tutulur.

Kamu görevlilerinin bir kurul halinde çalıştığı durumlarda (örneğin bilirkişi heyeti ya da mahkeme heyeti), tüm üyeler hedef alınmış sayılır ve zincirleme suç hükümleri uygulanarak ceza 1/4 ila 3/4 arasında artırılabilir.

İnternetten Aleni Hakaret Suçu Nedir?

Hakaretin kamuya açık alanlarda gerçekleştirilmesi halinde ceza artırılır (TCK m.125/4). Örneğin, televizyonda ya da bir kalabalığın ortasında bağırarak hakaret etmek veya sosyal medya hesapları üzerinden hakaret içerikli paylaşım yapmak aleni işlenmiş hakaret olarak değerlendirilir.

Eğer sosyal medya paylaşımı sadece belirli sayıda kişinin görebileceği şekilde sınırlandırılmışsa (örneğin yalnızca 20 arkadaş), bu durumda aleniyetin varlığı kabul edilmez. Hakaretin aleni sayılabilmesi için, içeriklerin genel erişime açık olması ve sınırsız sayıda kişinin ulaşabilme ihtimalinin bulunması gerekir.

Yargıtay uygulamalarında da aleniyetin varlığı özel olarak araştırılmaktadır. Örneğin, Twitter üzerinden yapılan bir paylaşımda, içeriğin herkese açık olup olmadığının belirtilmeden verilen mahkumiyet kararları bozma sebebi sayılmaktadır (Y18CD-K.2019/4842, Y18CD-K.2019/11905).

Haksız Tahrik Durumunda Cezada İndirim (TCK m.129)

Haksız tahrik, ceza hukukunda fail lehine sonuç doğuran genel bir indirim nedenidir. TCK m.129/1’e göre, bir kişinin internet yoluyla hakaret suçunu, kendisine yapılan bir haksız davranışa tepki olarak işlemesi halinde, cezası verilmeyebilir ya da 1/3 oranında indirilebilir.

Eğer hakaret, doğrudan bir yaralama eylemine tepki olarak işlenmişse (örneğin tokat atılması), fail hakkında hiç ceza verilmez (TCK m.129/2). Bu gibi durumlarda hâkim, genel tahrik hükümlerine değil, TCK’nın özel tahrik maddelerine doğrudan başvurmalıdır.

Yargıtay da bu yönde kararlar vermektedir. Örneğin, bir kimsenin kolundan tutularak aşağıya indirilmesi gibi fiillere tepki olarak internetten hakaret edilmesi halinde, sanığın ceza almaması gerektiği kararlaştırılmıştır (Y4CD-K.2011/816).

Mağdurun Kim Olduğunun Belirlenmesi (TCK m.126)

Bazı internet paylaşımlarında mağdurun adı açıkça yazılmasa bile hakaret suçu oluşabilir. Türk Ceza Kanunu m.126’ya göre, isim geçmese dahi kullanılan sözlerin, ifadenin tarzının ve olayın içeriğinin kime yönelik olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılabiliyorsa, mağdur belirlenmiş sayılır.

Yargıtay içtihatlarında da açıkça belirtildiği üzere, bir tweet’teki görsel ve sözlerin hangi kişiyi hedef aldığı anlaşılabiliyorsa ve bu ifadeler onur kırıcı nitelikteyse, mahkemeler hakaret suçunun oluştuğu sonucuna varmalıdır (Y18CD-K.2018/5756).

İnternetten Karşılıklı Hakaret Suçu (TCK m.129/3)

Eğer iki taraf da birbirine hakaret etmişse ve bu durum internet üzerinden gerçekleşmişse, karşılıklı hakaret suçu gündeme gelir. Aynı zaman diliminde olması şart değildir. Bir tarafın mesajına ertesi gün verilen hakaret içerikli yanıt da karşılıklı hakaret sayılır.

Bu durumda mahkeme, taraflardan sadece birine veya her ikisine hiç ceza vermeyebilir ya da cezayı 1/3 oranında indirebilir.

Sosyal Medyada Hakaret Suçunda Önödeme Uygulaması

İnternet üzerinden mesaj, paylaşım veya görsel yoluyla işlenen hakaret suçlarında, fail hakkında önödeme uygulanması mümkündür. Önödeme, belirli bir meblağın ödenmesiyle davanın sonuçlarının ortadan kalkmasını sağlayan ceza hukuku kurumudur.

Ancak önödemenin uygulanabilmesi için suçun kamu görevlisine karşı işlenmemiş olması gerekir. TCK m.125/2, m.125/3-(b)-(c) ve m.125/4 kapsamına giren hakaret suçları için önödeme uygulanabilirken, TCK m.125/3-a ve m.125/5’te yer alan kamu görevlisine karşı işlenen hakaretlerde önödeme hükümleri geçerli değildir.

Hakaret Suçunda Şikâyet Süresi ve Zamanaşımı Nedir?

Hakaret suçu, genellikle mağdurun şikâyeti üzerine soruşturulabilen suçlar arasında yer alır. Kanunda açıkça belirtildiği üzere, hakarete uğrayan kişi, suçu ve failin kimliğini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyet hakkını kullanmalıdır. Bu süre içinde herhangi bir şikâyette bulunulmazsa, mağdurun şikâyet hakkı düşer ve dava açılması mümkün olmaz.

Ancak dikkat edilmesi gereken önemli bir süre sınırı daha vardır: Her ne kadar hakaret eylemi geç fark edilmiş olsa bile, şikâyet hakkı hiçbir şekilde fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yılı aşamaz. Yani, olay ne zaman öğrenilirse öğrenilsin, iki yıllık mutlak süre dolmuşsa artık şikâyet mümkün değildir (TCK m.73/2).

Kamu Görevlisine Görevinden Dolayı Hakaret Suçu

Eğer hakaret suçu kamu görevinde bulunan bir kişiye, görevi nedeniyle yapılmışsa bu durumda suç şikâyete tabi değildir. Yani mağdurun şikâyetçi olmasına gerek kalmaksızın, Cumhuriyet Savcılığı doğrudan (resen) soruşturma başlatır. Bu tür vakalarda şikâyet süresi bulunmaz.

Ancak yine de bu suçun dava zamanaşımı süresi vardır. Türk Ceza Kanunu’na göre, kamu görevlisine yönelik hakaret suçlarında en geç 8 yıl içinde soruşturma başlatılması gerekmektedir. Aksi halde dava zamanaşımına uğrar ve ceza davası açılamaz hale gelir.

Yargılamada Yetkili Mahkeme

Hakaret suçları sebebiyle yürütülen ceza yargılamaları, asliye ceza mahkemeleri tarafından görülmektedir. Suçun basit veya nitelikli şekli fark etmeksizin, yargılama görevi bu mahkemelere aittir. Mağdurun kamu görevlisi olup olmaması yalnızca yargılamanın başlaması için gerekli başvuru şekillerini ve süresini etkiler; görevli mahkeme üzerinde herhangi bir etkisi bulunmaz.

Hakaret Suçunda Önödeme ve Uzlaştırma Süreci

İnternet veya sosyal medya platformları üzerinden işlenen hakaret suçlarında, eğer fiil mağdura yönelik sesli, yazılı ya da görüntülü bir ileti yoluyla gerçekleştirilmişse, fail hakkında önödeme hükümleri uygulanabilir. Önödeme, failin belirlenen para miktarını ödeyerek ceza yargılamasından kurtulmasını sağlayan bir ceza muhakemesi yoludur. Ancak bu imkândan yararlanmak için hakaret suçunun kamu görevlisine karşı işlenmemiş olması şarttır.

TCK’nın 125. maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan basit hakaret suçu, aynı zamanda uzlaştırma kapsamına da girer. Bu durumda, savcılık veya mahkeme öncelikle tarafları uzlaşmaya yönlendirmek zorundadır. Uzlaşma sağlanmazsa soruşturmaya ya da kovuşturmaya devam edilir.

Uzlaştırmaya Tabi Olmayan Hakaret Hâlleri

Aşağıda yer alan durumlarda hakaret suçu uzlaştırma sürecine dâhil edilmez:

  • Suçun TCK m.125/2’de belirtildiği gibi doğrudan mağdura sesli, yazılı ya da görüntülü bir ileti ile yöneltilmesi,
  • Kamu görevlilerine görevleri sebebiyle hakaret edilmesi (TCK 125/3-a),
  • Dini, siyasi, sosyal, felsefi görüş ve inançlar nedeniyle hakarette bulunulması (TCK 125/3-b),
  • Kutsal değerlere hakaret (TCK 125/3-c),
  • Kamu kurullarında görev yapan kişilere hakaret (TCK 125/5).

Hakaret Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), verilen cezanın 5 yıl boyunca denetim süresine alınması ve bu süre boyunca failin yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki hükmün uygulanmadan ortadan kaldırılması anlamına gelir.

İnternetten işlenen hakaret suçlarında HAGB kararı verilirken zararın giderilmesi şartı aranmaz. Zira bu tür suçlarda çoğunlukla maddi bir zarar ortaya çıkmamaktadır. Manevi zarar ise HAGB uygulanmasını engelleyen bir unsur sayılmaz.


Hakaret Suçu Cezasının Ertelenmesi veya Para Cezasına Çevrilmesi

Ceza mahkemesi, sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarında doğrudan adli para cezası verebilir. Bu para cezası ya tek başına uygulanır ya da hapis cezası ile birlikte karara bağlanır.

Mahkeme tarafından verilen hapis cezası, belirli şartlar altında ertelenebilir. Cezanın ertelenmesi durumunda, fail belirlenen süre içinde yeni bir suç işlemezse hapis cezası infaz edilmez.


İnternetten Hakaret Suçu Nasıl Tespit Edilir?

Hakaret içeren paylaşımların kim tarafından yapıldığını belirlemek için en yaygın yöntemlerden biri IP adresi takibidir. Ancak Twitter, Instagram ve Facebook gibi platformlar kullanıcıların IP bilgilerini doğrudan Türkiye’deki adli mercilerle paylaşmamaktadır.

Emniyet birimleri, bu tür suçların faillerini bulabilmek için çeşitli yöntemlerle sosyal medya hesaplarını analiz eder. Örneğin, kullanıcı hesabına bağlı cep telefonu numarasının belirli hanesine ulaşılarak, bu bilginin Emniyet’teki kayıtlarla karşılaştırılması yöntemi kullanılır. Ayrıca yer, zaman, cihaz bilgileri gibi verilerden de hareketle kullanıcı tespiti yapılmaya çalışılır.

Şüpheli bir kullanıcı tespit edildiğinde, o kişiye ait bilgisayar, cep telefonu veya tablet gibi cihazlara el konularak dijital inceleme yapılabilir. Cihazlar üzerinde adli bilişim uzmanları tarafından yapılan teknik analizlerle, hakaret içerikli paylaşımın gerçekten şüpheli tarafından yapılıp yapılmadığı tespit edilmeye çalışılır.

İnternet yoluyla işlenen hakaret suçlarında en önemli delil kaynakları şunlardır:

  • Sosyal medya içerikleri (tweet, yorum, mesaj)
  • Paylaşım yapılan cihazlar (telefon, bilgisayar, tablet)
  • Bağlantı geçmişleri ve ekran görüntüleri
  • IP adresi ve zaman bilgisi

Bu teknik deliller, savcılık ve mahkemeler tarafından suçun varlığının ispatında temel dayanak olarak kullanılmaktadır.

İnternet veya Sosyal Medya Yoluyla Hakaret Suçuna Dair Yargıtay Kararları

Retweet Yoluyla Hakaret Suçu

Yargıtay, bir kişinin Twitter üzerinden başka birinin hakaret içerikli paylaşımını retweet etmesi halinde, hakaret suçunun oluştuğunu kabul etmektedir. Kamu görevlisine yönelik bu tür zincirleme şekilde işlenen eylemlerde, failin suça doğrudan katıldığı kabul edilerek beraat değil mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir (Y18CD, 2015/10377 E., 2015/12777 K.).

Sosyal Medyada Paylaşımı Sadece Beğenmek (Like)

Ancak, yalnızca bir içeriği “beğenmek” tek başına hakaret suçu oluşturmaz. Yargıtay, hakaret içerikli paylaşımı yalnızca beğenmenin, paylaşımın başkalarına yayılmasına katkı sunmadığı sürece cezai sorumluluk doğurmadığına karar vermiştir (Y4CD, 2013/5598 E., 2014/33171 K.).

Facebook Paylaşımında Hakaret ve Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Facebook üzerinden “küpek” ifadesinin paylaşılması üzerine başlatılan soruşturmada, ifadenin niteliği, paylaşımın şüpheliye ait olup olmadığı ve profil bağlantılarının yeterince değerlendirilmediği gerekçesiyle verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararı itiraz üzerine hukuka aykırı bulunmuştur. Mahkeme, delillerin yeterli olduğunu ve kamu davası açılması gerektiğini vurgulamıştır (Y18CD, 2020/1689 K.).

Facebook’tan Paylaşımın İspatlanması

Yalnızca bir ekran görüntüsü üzerinden Facebook’ta hakaret içerikli mesajların sanık tarafından paylaşıldığının kabul edilmesi yetersiz delil olarak değerlendirilmiştir. Hakaret içeren mesajların gerçekten paylaşılıp paylaşılmadığının, hangi IP üzerinden geldiğinin ve IP’nin sahibinin tespit edilmesi gerektiği ifade edilmiştir (Y18CD, 2019/936 K.).

Twitter’da Soruşturmasız Verilen Kovuşturmaya Yer Yok Kararı

Twitter’da hakaret içerdiği iddia edilen paylaşımlar hakkında savcılık tarafından herhangi bir soruşturma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, Yargıtay tarafından hukuka aykırı bulunmuş ve kanun yararına bozma kararı verilmiştir (Y18CD, 2019/8348 K.).

Twitter Paylaşımında “İnsan Müsveddesi” Sözleri

Bir milletvekiline yönelik “insan müsveddesi” benzeri ifadelerin kullanılması, Yargıtay’a göre onur kırıcı ve rencide edici nitelikte olup hakaret suçunu oluşturur. Beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Y18CD, 2019/1839 K.).

Eleştiri ve Hakaret Ayrımı

Yargıtay, bazı rahatsız edici veya kaba ifadelerin doğrudan hakaret suçu oluşturmadığını, ancak “şerefsiz”, “imansız”, “rüşvetçi” gibi ifadelerin kullanılması ve bu paylaşımların retweet edilmesi durumunda yeterli delilin bulunduğu gerekçesiyle iddianame düzenlenmesini hukuka uygun bulmuştur (Y18CD, 2019/1445 K.).

İfade Özgürlüğü Sınırı ve Hakaret

Bir başka kararda Yargıtay, rahatsız edici ifadelerin her zaman hakaret oluşturmayabileceğini; ifade özgürlüğü kapsamındaki sözlerin kamu görevlileri ve siyasetçilere karşı daha geniş değerlendirilebileceğini, ancak küçük düşürücü boyuta ulaşan ifadelerin yine de cezai sorumluluk doğurabileceğini belirtmiştir (Y4CD, 2021/33801 E., 2024/8617 K.).

Twitter ve Facebook’tan Huzur ve Sükûnu Bozma Suçu

Sosyal medya üzerinden müştekinin ismi ve özel bilgileri paylaşılmış; cinsiyetçi, aşağılayıcı ifadelerle yapılmış yorumlar sonucu, Yargıtay kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun oluştuğunu değerlendirmiştir. Bu gibi paylaşımlar için kamu davası açılmasının gerektiği belirtilmiştir (Y18CD, 2018/7360 K.).

Bilirkişi İncelemesi ile Twitter Girişi Araştırılmalıdır

Sanığın ilgili tarihlerde Twitter’a girip girmediği, paylaşım yapıp yapmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesi bozma nedenidir. Teknik inceleme yapılmadan verilen kararlar Yargıtay tarafından hukuka aykırı sayılmaktadır (Y18CD, 2018/7369 K.).

Aleniyet Artırımının Şartları

Aleniyet nedeniyle cezada artırım yapılabilmesi için paylaşımın herkes tarafından görülebilir olması gerekir. Yalnızca belli kişilere açık olan sosyal medya profillerindeki paylaşımlarda bu artırım uygulanmaz. Mahkeme, erişim ayarlarının detaylı şekilde incelenmesini zorunlu görmektedir (Y4CD, 2021/20142 E., 2024/550 K.).

Avukat Gökhan Yağmur ile Hukuki Destek Alın

Bu makale, bilişim suçları ve sosyal medya kaynaklı hakaret davaları konusunda uzmanlaşmış Avukat Gökhan Yağmur tarafından hazırlanmıştır. İstanbul Barosu’na kayıtlı olan Av. Gökhan Yağmur, dijital ortamda işlenen suçlara ilişkin davalarda hem mağdurlar hem de şüpheliler açısından etkili bir hukuki savunma ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
📞 İletişim: 0542 157 06 34
🌐 Web Sitesi: www.gokhanyagmur.com.tr

Eğer siz de sosyal medya üzerinden hakarete uğradıysanız ya da aleyhinize bu yönde bir dava açıldıysa, profesyonel destek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

🛑 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı
Bu internet sitesinde yer alan tüm yazılar, makaleler ve içerikler Av. Gökhan Yağmur tarafından oluşturulmuş olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındadır. Tüm içerikler zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. İzinsiz olarak içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması, özetlenmesi veya başka sitelerde yayımlanması halinde hukuki ve cezai sorumluluk doğacaktır.
Meslektaş hukukçular, içeriklerimizi kaynak göstermek ve atıf yapmak suretiyle hukuki çalışmalarında kullanabilirler.

✍️ Hukuki Yazı Paylaşmak İsteyenler İçin
Akademik ya da mesleki çalışmaları bulunan hukukçular, uygulamaya dönük özgün makalelerini kısa özgeçmişleriyle birlikte [e-posta adresiniz] adresine göndererek yayımlanmak üzere bize iletebilirler. Konu sınırlaması bulunmamaktadır; ancak güncel hukuk uygulamalarıyla bağlantılı yazılar tercih sebebidir.

🔒 Kullanım Koşulları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu