Zehirli Madde İmal ve Ticareti Suçu Nedir? (TCK 193)

Zehirli madde imal ve ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Kamu Sağlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiş olup, toplumun sağlığını koruma amacı taşımaktadır. 5237 sayılı TCK’nın 193. maddesi bu suçu şu şekilde tanımlamaktadır:
Madde 193 – “İçeriğinde zehir bulunan ve üretilmesi, bulundurulması veya satılması izne bağlı olan maddeyi izinsiz olarak üreten, bulunduran, satan veya nakleden kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu düzenlemeye göre; zehirli maddelerin üretimi, bulundurulması, satılması ya da nakledilmesi ancak yetkili mercilerden alınacak izinle mümkündür. İzin alınmadan gerçekleştirilen her türlü işlem, kamu sağlığı açısından ciddi riskler doğurduğundan suç kabul edilmektedir.
Suçun Konusu
- Kanun maddesinde belirtilen “zehirli maddeler”, genellikle insan sağlığına zarar verme potansiyeli taşıyan kimyasal içerikli maddelerdir.
- Bu maddeler, hem üretim hem de ticaret bakımından denetim altındadır.
Fail ve Mağdur
- Suçun faili herkes olabilir; yani özel bir sıfat aranmaz.
- Suçun mağduru ise doğrudan toplum ve kamu sağlığıdır.
Cezai Yaptırım
Kanunda öngörülen yaptırım, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suç, cezanın alt sınırının düşük olması sebebiyle çoğu zaman hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya erteleme gibi seçenek yaptırımlar kapsamında değerlendirilebilmektedir.
Suçun Koruduğu Hukuki Değer
Bu suç ile korunmak istenen hukuki yarar, bireylerin değil doğrudan kamu sağlığının korunmasıdır. Zehirli maddelerin kontrolsüz şekilde dolaşıma girmesi, insan yaşamı ve toplum güvenliği açısından büyük tehlike arz ettiğinden, kanun koyucu bu fiilleri cezalandırmıştır.
Zehirli Madde İmal ve Ticareti Suçunun Unsurları
Türk Ceza Kanunu’nun 193. maddesi ve madde gerekçesi incelendiğinde, zehirli madde imal ve ticareti suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların bulunması gerekir. Bu unsurlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
1. Maddi Unsurlar
- Failin Fiili: Zehirli maddenin üretimi, bulundurulması, satılması veya nakledilmesi fiillerinden birinin işlenmesi gerekir.
- İzinsizlik: Bu faaliyetlerin yetkili makamlardan alınacak izin olmadan yapılması gerekir. İzin belgesinin bulunmaması, suçun maddi unsurunu oluşturur.
- Suçun Konusu: Suçun konusunu, insan sağlığı için tehlike arz eden ve zehir özelliği taşıyan maddeler oluşturur.
2. Manevi Unsur
- Suç, kasıtla işlenebilir. Fail, zehirli maddeyi izin almadan ürettiğini, sattığını veya naklettiğini bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
3. Hukuka Aykırılık Unsuru
- Zehirli maddelerin üretim ve ticareti ancak yetkili mercilerin izni ile yapılabilir. Bu izin olmadan gerçekleştirilen her türlü fiil, hukuka aykırıdır.
4. Suçun Gerekçesi ve Dayanağı
Kanunun gerekçesinde, insan sağlığına ciddi tehdit oluşturan zehirli maddelerin kontrolsüz biçimde üretim ve ticaretinin önlenmesi amaçlanmıştır. Özellikle 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 43. maddesi, zehirli veya kimyevî maddeler ile tıbbî ecza ve müstahzarların müsaadesiz satışını yasaklamaktadır. Bu kapsamda, izinsiz satış yapan veya bu maddeleri satmak üzere elinde bulunduran kişiler, TCK 193 kapsamında cezalandırılır.

5. Korunan Hukuki Değer
Bu suç ile korunan yarar, bireysel menfaatten çok daha geniş bir çerçevede kamu sağlığıdır. Zehirli maddelerin denetimsiz şekilde dolaşıma girmesi, toplumun genel güvenliği ve sağlığı açısından ciddi risk doğurduğundan cezai yaptırıma bağlanmıştır.
Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Zehirli madde imal ve ticareti suçu (TCK m.193) için öngörülen yaptırım, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Bu suçun ceza aralığının düşük olması nedeniyle, sanık lehine uygulanabilecek ceza muhakemesi kurumları da gündeme gelmektedir. Bunlar arasında adli para cezası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve erteleme yer almaktadır.
1. Adli Para Cezası
- TCK’ya göre kısa süreli hapis cezaları (1 yıl veya daha az süreli) adli para cezasına çevrilebilir.
- Zehirli madde imal ve ticareti suçunda öngörülen ceza üst sınırı 1 yıl olduğundan, mahkeme koşulların oluşması halinde hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
- Böylece sanık cezaevine girmeden, para cezasını ödemek suretiyle yaptırımı yerine getirmiş olur.
2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
- HAGB, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmayarak belirli bir denetim süresi içerisinde ertelenmesi anlamına gelir.
- Sanık, denetim süresinde herhangi bir kasıtlı suç işlemez ve yükümlülüklerini yerine getirirse, hüküm hiç doğmamış gibi ortadan kalkar.
- TCK 193 kapsamında öngörülen ceza 2 yılın altında olduğundan, HAGB kararı verilmesi mümkündür.
3. Erteleme
- Erteleme, mahkeme tarafından hükmolunan hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden koşullu olarak vazgeçilmesi kurumudur.
- Failin geçmişi, kişiliği, suçun işleniş şekli ve yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat, erteleme kararı açısından önemlidir.
- Zehirli madde imal ve ticareti suçunda hükmedilen hapis cezası 2 yılın altında olabileceğinden, cezanın ertelenmesi mümkündür.
Sonuç
TCK 193 kapsamında düzenlenen zehirli madde imal ve ticareti suçu, kamu sağlığını korumayı amaçlayan bir suç tipi olmasına rağmen, yaptırımın üst sınırının düşük tutulması nedeniyle çoğu olayda adli para cezası, HAGB veya erteleme gibi seçenekler gündeme gelir. Bu durum, sanığın cezaevine girmesini engelleyebilecek önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Zehirli madde imal ve ticareti suçu (TCK m.193), şikayete bağlı suçlar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle savcılık makamı tarafından resen soruşturulur.
Şikayet Süresi
- Suçun soruşturulması için mağdurun şikâyetine gerek yoktur.
- Herhangi bir şikâyet süresi söz konusu değildir.
- Mağdurun şikâyetten vazgeçmesi, ceza davasının düşmesine yol açmaz.
Dava Zamanaşımı
- Ceza hukukunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde dava açılmamışsa veya açılmış olmasına rağmen belirlenen sürede sonuçlandırılmamışsa, kamu davasının düşmesi sonucunu doğurur.
- Zehirli madde imal ve ticareti suçu için öngörülen olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
- Bu süre içerisinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilir.
- Sekiz yıllık zamanaşımı süresinin dolması halinde, artık suç nedeniyle ceza soruşturması veya kovuşturması yapılamaz.
Sonuç
Zehirli madde imal ve ticareti suçu, kamu sağlığını ilgilendiren suçlar arasında olduğu için şikâyete bağlı değildir ve savcılık makamı tarafından doğrudan soruşturulur. Ancak bu yetki sınırsız değildir; 8 yıllık dava zamanaşımı süresi dolduğunda ceza davası açılması ya da devam etmesi mümkün olmaz.
Uzlaşma ve Görevli Mahkeme
Uzlaşma
Ceza muhakemesinde uzlaşma, suç isnadı altındaki kişi ile suçun mağduru arasında bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurulması ve tarafların anlaşmaya varması esasına dayanır. Ancak her suç uzlaşmaya tabi değildir.
- Zehirli madde imal ve ticareti suçu (TCK m.193), uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
- Dolayısıyla fail ile mağdurun uzlaşması halinde dahi dava düşmez; yargılama süreci devam eder.
Görevli Mahkeme
- Bu suç nedeniyle açılan davalarda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
- Suçun cezası itibarıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girmemektedir.
Usul Hükümleri
- Soruşturma aşamasında, Cumhuriyet savcısı şartların varlığı halinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine (KDE) karar verebilir.
- Kovuşturma aşamasında ise, suçun ceza sınırı dikkate alınarak basit yargılama usulü uygulanabilir. Böylece daha hızlı ve pratik bir yargılama süreci işletilmiş olur.
Zehirli Madde Bulundurma, Üretme, Taşıma, Satma ve Ticareti Suçu Yargıtay Kararları
Türk Ceza Kanunu’nun 193. maddesinde düzenlenen zehirli madde imal ve ticareti suçu, uygulamada farklı tartışmalara konu olmuş ve Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmiştir. Aşağıda bu suça ilişkin bazı önemli Yargıtay kararları yer almaktadır:
1. Eczanede Zehirli Madde Satışı
Sanığın sattığı iddia edilen ilacın ele geçirilmemesi nedeniyle, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’un 43/1. maddesi kapsamında “zehirli veya kimyevi madde” niteliğinde olup olmadığının tespit edilemediği durumda, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince mahkûmiyet verilemez. Yargıtay, delillerin kesinlik taşımadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken mahkûmiyet hükmü kurulmasını bozma nedeni saymıştır.
(Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2016/7474)
2. Suçun Mağduru / Katılma Hakkı
Zehirli madde imal ve ticareti suçunun doğrudan mağduru kamu sağlığıdır. Bu nedenle, davada Sağlık Bakanlığı gibi idarelerin “doğrudan zarar gören” sıfatıyla katılmasına olanak bulunmamaktadır. Mahkemece sanık aleyhine idare lehine vekâlet ücreti verilmesi hukuka aykırıdır.
(Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2019/2579)
Benzer şekilde; Gümrük İdaresi’nin veya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın da bu suçtan doğrudan zarar görmediği kabul edilmiş, bu kurumların katılma ve temyiz hakları olmadığı sonucuna varılmıştır.
(Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2018/6059 – Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 2018/688)
3. Hukuki Değerlendirme
Yargıtay kararlarından çıkan sonuçlar şunlardır:
- Delil yetersizliğinde şüpheden sanık yararlanır ilkesi uygulanır ve mahkûmiyet hükmü kurulamaz.
- Bu suçun doğrudan mağduru kamu sağlığı olduğundan, kamu kurumlarının davaya “katılan” sıfatıyla müdahil olmaları mümkün değildir.
- Kurumların dava sürecine katılması yönünde verilen kararlar, Yargıtay tarafından bozulmakta veya temyiz talepleri reddedilmektedir.
Bu içtihatlar, zehirli madde imal ve ticareti suçunun özellikle mağdur kavramı, delil değerlendirmesi ve temyiz hakkı açısından ceza yargılamasında dikkat edilmesi gereken yönlerini ortaya koymaktadır.
Avukat Gökhan Yağmur ile Hukuki Destek
Ceza hukuku alanında uzmanlaşmış olan Avukat Gökhan Yağmur, müvekkillerine dava süreçlerinde etkin ve çözüm odaklı hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Özellikle kamu sağlığına karşı suçlar, ceza yargılamaları ve Yargıtay içtihatlarının uygulanması konularında sahip olduğu tecrübe ile bireylerin ve kurumların haklarını korumaktadır.
Detaylı bilgi ve hukuki destek için:
📞 0542 157 06 34
🌐 www.gokhanyagmur.com.tr