Bilgi BankasıCeza Hukuku

Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK 157–158) | Basit ve Nitelikli Dolandırıcılık Açıklaması

Dolandırıcılık suçu, TCK 157–158 kapsamında hile, aldatma, zarar ve haksız yarar ekseninde tanımlanır. Basit ve nitelikli dolandırıcılık arasındaki farklar ile teşebbüs ölçütlerini burada inceleyin

İçindekiler

Dolandırıcılık Suçu Nedir? (TCK m.157–158)

Dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kişinin kandırılması ve bu aldatma sonucu mağdurun veya üçüncü bir kişinin zararına, failin ya da bir başkasının haksız yarar elde etmesiyle ortaya çıkar. Basit dolandırıcılık suçu hile ve aldatma üzerinden şekillenirken, nitelikli dolandırıcılık suçu bu hilenin belirli araç ve imkânlar kullanılarak icra edilmesiyle ağırlaşır. Bu çerçevede dolandırıcılık suçu, hem korunan malvarlığı değerleri hem de aldatmanın niteliği bakımından farklı görünüm biçimlerine sahiptir.

Basit Dolandırıcılık Suçunun Tanımı ve Çerçevesi (TCK m.157)
Basit dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla mağduru yanıltması; bu yanıltma neticesinde mağdurun veya üçüncü bir kişinin zararına olacak şekilde failin ya da bir başkasının haksız menfaat elde etmesiyle vücut bulur. Burada hile, mağdurun denetim ve kontrol imkânını ortadan kaldırabilecek yoğunlukta olmalı; aldatma, fiilin tamamlayıcı unsuru olarak zarara ve haksız yarara yönelmelidir. Dolandırıcılık suçu bakımından bu temel yapı, hilenin “araç”, aldatmanın ise “sonuç doğurucu etki” niteliği taşıdığını gösterir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Genel Çizgileri (TCK m.158)
Nitelikli dolandırıcılık suçu, hilenin belli vasıtalarla güçlendirilerek işlenmesi hâlinde söz konusudur. Dini, sosyal veya mesleki güven ilişkileri; teknolojik olanaklar; yahut kamu kurumlarının araç olarak kullanılması gibi unsurlar, hileyi daha etkili kılarak mağduru ikna sürecini kolaylaştırır. Bu durumda dolandırıcılık suçu, kullanılan aracın niteliği nedeniyle daha ağır bir yaptırımla karşılık bulur; zira aldatıcı etki, sıradan bir yalandan öte, mağdurun sağduyulu değerlendirme yapma imkânını fiilen bertaraf edecek seviyeye taşınmıştır.

Dolandırıcılık suçu

Nitelikli Dolandırıcılıkta Kullanılan Araçların Ana Hatları

  • Dini duyguların istismarı: İnanç ve dini hassasiyetlerin aldatma vasıtası yapılması.
  • Sosyal veya mesleki güvenin kötüye kullanılması: Kişinin konumuna, mesleğine ya da sosyal statüsüne duyulan güvenin hileye dönüştürülmesi.
  • Teknolojik imkânlar: Özellikle bilişim ve benzeri araçların aldatmada kolaylaştırıcı olarak kullanımı.
  • Kamu kurumlarının araç yapılması: Kurumların itibarı veya maddi varlıklarının hileye zemin oluşturacak biçimde devreye sokulması.

Bu başlıklar, dolandırıcılık suçu kapsamında hilenin yoğunluk ve araç itibarıyla nasıl ağırlaştığını ana hatlarıyla gösterir; ayrıntılı düzenlemeler ise ilgili maddede tek tek sayılmıştır.

Dolandırıcılık Suçunun Temel Yapısı: Haksız Yarar–Zarar Dengesi
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için haksız bir çıkarın sağlanması gerekir. Hileli davranış, mağdur açısından gerçeklik algısını bozmalı; bunun sonucu olarak mağdur veya üçüncü kişi zarar görmeli ve fail ya da üçüncü bir kişi haksız yarara ulaşmalıdır. Böylelikle hile, aldatma ve haksız yarar üçgeni, dolandırıcılık suçunun zorunlu altyapısını oluşturur. Bu yapı korunmadıkça fiil, dolandırıcılık kapsamında değerlendirilemez.

Teşebbüs Boyutu: Hazırlıktan İcraya Geçişin Önemi
Dolandırıcılık suçu bakımından teşebbüsün kabulü, hazırlık hareketlerinin sona ermesi ve haksız yarara yönelen icra hareketlerine başlanmış olmasına bağlıdır. Başka bir deyişle, fail henüz sadece hazırlık aşamasındayken değil, aldatmaya dönük icrai adımları atmaya başladığında dolandırıcılık suçuna teşebbüs gündeme gelir. Haksız yarar elde etme amacına yönelen fakat tamamlanamayan süreç, bu çerçevede teşebbüs hükümleri ile değerlendirilir.

Dolandırıcılık Suçunda Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

Dolandırıcılık suçu, niteliği gereği kamu düzenini ilgilendiren bir malvarlığı suçudur. Bu nedenle, suçun takibi mağdurun şikayetine bağlı değildir. Cumhuriyet savcılığı, fiilin işlendiğini öğrendiği anda resen soruşturma başlatmakla yükümlüdür. Dolandırıcılık suçunun kovuşturulabilmesi için herhangi bir şikayet şartı aranmaz; bu yönüyle re’sen takip edilen suçlar arasında yer alır.

Şikayet Süresi ve Zamanaşımı

Dolandırıcılık suçu, şikayete tabi suçlardan olmadığı için herhangi bir şikayet süresi bulunmaz. Ancak Türk Ceza Kanunu’na göre dava zamanaşımı süresi, fiilin en basit hali olan basit dolandırıcılık suçu (TCK m.157) bakımından 8 yıldır. Bu süre, fiilin işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Savcılığa yapılan bildirim bu sürenin kesilmesine veya durmasına yol açabilir.

Kamu davasının açılabilmesi için mağdurun olayı savcılığa bildirmesi bir yükümlülük değil, bir hak kullanımıdır. Ancak zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapılan bildirimler soruşturma başlatılmasına elverişli değildir.

Zamanaşımı Süresinin Hukuki Niteliği

Zamanaşımı, ceza hukuku bakımından bir dava engeli niteliğindedir. Yani belirlenen süre geçtikten sonra fail hakkında ceza davası açılamaz; açılmışsa da düşme kararı verilir. Bu düzenleme, ceza adaletinin makul sürede yerine getirilmesi amacına yöneliktir. Özellikle dolandırıcılık suçu gibi ekonomik delillerin zamanla zayıflayabildiği suçlarda, zamanaşımı önemli bir güvence işlevi görür.


Uzlaştırma Kapsamında Dolandırıcılık Suçu

Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca bazı suçlarda uzlaştırma, ceza yargılamasında öncelikli bir çözüm yolu olarak öngörülmüştür. Bu kapsamda, basit dolandırıcılık suçu (TCK m.157), uzlaştırma kapsamında değerlendirilen suçlardan biridir. Ancak nitelikli dolandırıcılık suçu (TCK m.158) bu kapsama dahil değildir.

Uzlaştırma Süreci Nasıl İşler?

  • Savcılık, dolandırıcılık fiilini öğrendikten sonra suçun TCK m.157 kapsamında kaldığı kanaatine varırsa, öncelikle uzlaştırma prosedürünü başlatır.
  • Taraflar uzlaşırsa, kamu davası açılmaz; uzlaşma sağlanamaması durumunda ise soruşturma veya kovuşturma süreci devam eder.
  • Uzlaşma sürecinde, failin mağdurun zararını gidermesi, mağdurun bunu kabul etmesi halinde dosya düşme kararı ile sonuçlanır.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Uzlaşma Uygulanmaz

TCK m.158 kapsamında düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu, kamu güvenine doğrudan zarar veren ağır bir suç tipi olduğundan uzlaştırma hükümlerine tabi değildir. Bu nedenle, failin mağdurla anlaşması veya zararı gidermesi, yalnızca etkin pişmanlık kapsamında cezada indirim sebebi olabilir; davayı düşürmez.


Dolandırıcılık Suçunda Soruşturma Yetkisi

Dolandırıcılık suçu, genellikle Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından re’sen soruşturulur. Suçun işlendiği yer savcılığı, soruşturmayı yürütmekle görevlidir. Delillerin büyük kısmı ekonomik nitelikte olduğu için soruşturma aşamasında bilirkişi incelemesi, banka kayıtları ve dijital izler önem taşır.

Eğer fiil nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında ise, yetkili mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir. Basit dolandırıcılık fiilleri ise Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür. Bu ayrım, suçun ceza sınırına ve niteliğine göre belirlenir.


Dolandırıcılık Suçunda Soruşturma Aşamasında Yapılabilecekler

Mağdur, soruşturma aşamasında:

  • Delil olarak elindeki sözleşmeleri, dekontları, mesaj kayıtlarını veya tanık bilgilerini sunabilir.
  • Failin hileli davranışlarını ayrıntılı biçimde ifade etmelidir.
  • Maddi zarar miktarını belgeleyebilirse, hem cezai hem de tazminat sürecinde lehine sonuç alınabilir.

Savcılık ise:

  • Şüphelinin haksız menfaat sağladığına dair banka hareketlerini, dijital delilleri toplar.
  • Suçun TCK m.157 mi yoksa m.158 kapsamında olup olmadığını tespit eder.
  • Uzlaştırma veya etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilirliğini değerlendirir.

Şikayet Olmaksızın Soruşturma Başlatılması

Dolandırıcılık suçunda mağdurun şikayetçi olmaması, soruşturmayı engellemez. Savcılık, suçun işlendiğini öğrendiği her durumda harekete geçmekle yükümlüdür. Örneğin, banka veya noter kayıtları, kamu kurumlarının tespitleri, basın haberleri veya ihbarlar da soruşturma başlatılması için yeterlidir.


Uygulamada Görülen Örnek Durumlar

  • Bir kişi, sahte belge düzenleyerek başkasını kandırır ve menfaat elde ederse, mağdur şikayetçi olmasa dahi savcılık re’sen işlem yapar.
  • Basit dolandırıcılık suçlarında taraflar arasında uzlaşma sağlanırsa, kamu davası açılmaz.
  • Nitelikli dolandırıcılık suçu işlendiğinde ise uzlaşma mümkün olmayıp yargılama devam eder.

Sonuç Olarak

Dolandırıcılık suçunda soruşturma, şikayetten bağımsız olarak yürütülür; zamanaşımı süresi 8 yıldır. Basit dolandırıcılık uzlaşmaya tabidir; ancak nitelikli dolandırıcılıkta uzlaşma hükümleri uygulanmaz. Bu yönleriyle dolandırıcılık suçu, hem kamu yararını hem de bireysel malvarlığı güvenliğini doğrudan ilgilendiren bir suç tipidir.


Dolandırıcılık Suçunun Şartları (Hile – Aldatma – Zarar)

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 157 ve 158. maddelerinde düzenlenen, mağdurun iradesinin hileyle sakatlanması sonucunda haksız menfaat elde edilmesini cezalandıran bir suçtur. Suçun oluşması için üç temel unsurun —hileli davranış, aldatma ve zarar— bir arada bulunması gerekir. Bu üç unsurdan herhangi birinin eksikliği, dolandırıcılık suçunun oluşumunu engeller.


Hileli Davranış Unsuru

Dolandırıcılık suçunun en belirgin unsuru, failin mağduru kandırmak amacıyla başvurduğu hileli hareketlerdir. Hile; failin, mağdurun inceleme ve değerlendirme olanağını ortadan kaldıracak biçimde gerçeğe aykırı davranışlar sergilemesi anlamına gelir. Bu davranışlar sözlü beyan, sahte belge, sahte kimlik, aldatıcı vaat veya gerçek dışı fiiller şeklinde olabilir.

Hile ve Basit Yalan Arasındaki Fark

Her yalan dolandırıcılık suçunun hile unsurunu oluşturmaz. Hilenin varlığı için yalanın, mağdurun değerlendirme ve karar verme yetisini etkisiz kılacak derecede ustaca, yoğun ve inandırıcı biçimde yapılması gerekir. Basit bir yalan, mağdurun asgari dikkat ve özenle gerçeği anlayabileceği durumlarda dolandırıcılık suçu oluşturmaz.
Örneğin, mağdurun kolayca doğrulayabileceği bir beyanın yanlış olması tek başına hile sayılmaz; fakat fail, yalanını belgelerle, düzenbazlıkla veya sahte evrakla desteklemişse hile unsuru gerçekleşmiş olur.

Yargıtay’ın Hile Kavramına Yaklaşımı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararlarına göre hile, maddi veya manevi nitelikteki aldatıcı eylemlerin tümünü kapsar. Yani fail, bazen sahip olmadığı bir statüyü veya kimliği takınarak, bazen de gerçeği gizleyerek mağduru hataya düşürebilir.
Örneğin:

  • Sahte kimlikle kredi almak,
  • Başkasına ait aracı satmak,
  • Gerçekte olmayan bir borcu ödemesi için mağduru ikna etmek gibi fiillerde hile unsuru oluşur.

Aldatma Unsuru

Aldatma, hileli davranışın mağdur üzerinde yarattığı psikolojik etkiyi ifade eder. Failin hilesi, mağdurun gerçeği algılama gücünü zayıflatmalı ve onu hatalı bir karar almaya yöneltmelidir. Dolayısıyla dolandırıcılık suçu, failin davranışının aldatıcı nitelikte olmasını ve mağdurun bu aldatma sonucu iradesini hatalı şekilde kullanmasını gerektirir.

Aldatma Niteliği Nasıl Belirlenir?

Aldatmanın varlığı, her olayda somut koşullara göre değerlendirilir. Mağdurun yaşı, eğitim düzeyi, mesleği, olay anındaki ruh hali gibi unsurlar dikkate alınarak, hileli davranışın mağduru aldatmaya elverişli olup olmadığı araştırılır.
Yargıtay’a göre aldatma için “ortalama bir insanı kandırabilecek düzey” aranmaz; mağdurun kişisel durumu esas alınır. Bu nedenle, bir kişiyi aldatmaya elverişli olan bir fiil, başka bir kişiye karşı aynı sonucu doğurmayabilir.

Hilenin Aldatıcı Etkisi

Hilenin mağduru hataya düşürmesi yeterlidir. Failin, mağdurun her ihtimalde aldatılacağını bilmesi gerekmez; mağdurun iradesini etkileyebilecek ölçüde bir yanıltma yeterlidir.
Örneğin:

  • Sahte fatura düzenleyip vergi avantajı sağlamak,
  • Gerçekte olmayan bir satış vaadiyle para almak,
  • Sahte altın veya ürün satarak menfaat elde etmek gibi davranışlar mağduru aldatmaya elverişlidir.

Zarar Unsuru

Dolandırıcılık suçu, ancak mağdurun veya üçüncü bir kişinin zarar görmesi hâlinde tamamlanmış sayılır. Zarar, ekonomik değeri olan bir varlığın kaybedilmesi veya eksilmesi anlamına gelir. Fail, kendi lehine ya da başkasının yararına haksız bir menfaat elde etmiş olmalıdır.

Zararda Nedensellik Bağı

Zarar ile failin hileli davranışı arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Yani, mağdurun zararı doğrudan failin eyleminin sonucu olmalıdır. Fail, mağdura zarar vermek kastıyla hareket etmeli ve bu fiil sonucunda haksız çıkar sağlamalıdır.
Örneğin, mağdurun kandırılarak para vermesi veya mal devretmesi sonucu failin haksız kazanç elde etmesi durumunda dolandırıcılık suçu tamamlanır.

Zararın Niteliği

Yargıtay’a göre zarar, ekonomik nitelikte olmalı ve objektif ölçütlerle belirlenebilmelidir. Sadece mağdurun hissettiği duygusal veya manevi zararlarda değil; maddi eksilme söz konusu olduğunda suç oluşur.
Ancak zarar miktarının çok küçük olması suçu ortadan kaldırmaz; yalnızca cezanın takdirinde dikkate alınabilir.


Dolandırıcılık Suçunda Üç Unsurun Birlikte Değerlendirilmesi

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için hile, aldatma ve zarar unsurlarının bir arada bulunması gerekir. Hileli davranış olmadan aldatma; aldatma olmadan da mağdur zararı gerçekleşemez. Bu nedenle:

  1. Hileli hareket → Failin aldatıcı eylemidir.
  2. Aldatma → Mağdurun hileye inanarak hatalı işlem yapmasıdır.
  3. Zarar → Bu işlemin sonucu mağdurun ekonomik kaybıdır.

Bu üç unsurun birleşmesiyle suç tamamlanır; unsurlardan biri eksikse fiil dolandırıcılık olarak değerlendirilemez.


Uygulamadan Örnekler

  • Sahte senet düzenleyerek alacaklı gibi davranmak → Hile + Aldatma + Zarar → Dolandırıcılık suçu.
  • İnternetten sahte ilanla ürün satmak → Hile + Aldatma + Zarar → Dolandırıcılık suçu.
  • Basit yalan söyleyip karşı tarafın dikkatli davranması sonucu zarar doğmaması → Suç oluşmaz.

Sonuç

Dolandırıcılık suçu, hilenin aldatma etkisiyle mağdurda yanlış bir kanaat uyandırması ve bu kanaatin sonucunda mağdurun ekonomik olarak zarara uğramasıyla tamamlanır. Hileli davranışın niteliği, mağdurun algılama gücü ve zararın varlığı, suçun oluşup oluşmadığını belirleyen temel ölçütlerdir.

Basit Dolandırıcılık Suçu (TCK m.157) ve Unsurları

Dolandırıcılık suçunun temel şekli olan basit dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla mağduru yanıltması, bu aldatma sonucunda mağdurun veya üçüncü bir kişinin zararına olacak şekilde kendisine veya başkasına haksız menfaat sağlamasıyla oluşur. Bu suç tipi, TCK’nın 157. maddesinde düzenlenmiştir ve ceza hukukunda haksız menfaat elde etmeye yönelik klasik dolandırıcılık davranışlarını kapsar.


TCK m.157 Hükmü

Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesine göre:

“Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.”

Bu hüküm, dolandırıcılık suçunun basit halinin temel çerçevesini belirler. Hile, mağdurun inceleme ve değerlendirme imkânını ortadan kaldıracak kadar güçlü olmalı; aldatma ise doğrudan zarara yol açmalıdır.


Basit Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

Basit dolandırıcılık suçu, üç ana unsurun gerçekleşmesiyle tamamlanır:

  1. Hileli davranış,
  2. Aldatma sonucu mağdurun hatalı davranışı,
  3. Zarar ve haksız menfaat sağlanması.

Hileli Davranışın Özellikleri

Failin sergilediği hileli hareketler, mağdurun güven duygusunu kötüye kullanacak yoğunlukta olmalıdır. Hile, mağdurun gerçeği sorgulama ve doğrulama yeteneğini devre dışı bırakacak şekilde planlanmalıdır.
Bu kapsamda:

  • Gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmak,
  • Sahte belgeler kullanmak,
  • Gerçekte mevcut olmayan bir durumu varmış gibi göstermek,
  • Gerçek durumu gizlemek,
    hileli davranış olarak kabul edilir.

Hileli Davranışın Sınırı

Basit yalan ile hile arasındaki fark burada önemlidir. Failin beyanları mağdurun asgari dikkatle anlayabileceği ölçüde basit yalanlarsa suç oluşmaz. Ancak fail, mağdurun inceleme ihtimalini ortadan kaldıracak biçimde davranmışsa, hile unsuru gerçekleşmiş sayılır.


Hileli Davranışın Mağdur Üzerindeki Etkisi

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, hileli davranışın mağduru aldatmaya elverişli olması gerekir. Mağdurun olayın niteliğine göre davranışı sorgulamaması veya doğrulayamaması, failin hilesinin yoğunluğuyla ilgilidir. Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, hileli hareket mağduru hataya düşürmeli ve fail bu hatadan fayda sağlamalıdır.


Basit Dolandırıcılıkta Failin Davranış Şekli

Basit dolandırıcılık suçunda fail, karmaşık sistemler veya kurumları araç olarak kullanmaksızın, doğrudan kendi eylemleriyle mağduru kandırır. Bilişim sistemleri, dini duygular, kamu kurumları ya da mesleki güven unsurları kullanılmaz. Fail, kişisel beceri ve ikna gücüyle mağdurun iradesini etkiler.


Yargıtay Kararlarıyla Basit Dolandırıcılık Örnekleri

Yargıtay Ceza Daireleri, basit dolandırıcılık suçunu tanımlarken hilenin ağırlığına ve mağdur üzerindeki etkisine vurgu yapar. Aşağıda yer alan kararlar, uygulamadaki tipik örnekleri göstermektedir:

Evlilik Vaadiyle Haksız Kazanç Sağlama

Evli olduğu halde evli olmadığını söyleyerek mağduru kandıran ve bu suretle 13.000 TL değerinde takı alan failin eylemi, basit dolandırıcılık suçunu oluşturur.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2020/5049 K.)

Yanlış Para Transferi Bahane Edilerek Para Almak

Sanığın mağduru arayıp “hesabıma yanlış para yattı, iadesi için sizden gönderim yapmanız gerekiyor” diyerek 990 TL alıp geri ödememesi, dolandırıcılık suçu kapsamındadır.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2020/10723 K.)

Telefon Alımında Hileli Davranış

Sanığın “Çin’den telefon getiriyorum” diyerek para toplaması, ürünleri teslim etmemesi ve mağduru uzun süre oyalaması, basit dolandırıcılık fiilidir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2020/10725 K.)

Sahte Altın Satışı Yoluyla Dolandırıcılık

Sanığın, “çakmağın altın olduğunu” söyleyerek mağdura satması, mağdurun kuyumcuda gerçeği öğrenmesiyle dolandırıcılık suçu oluşur.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2020/10719 K.)

Sahte Kitap Satış Formu Düzenleme

Sanığın köyde öğretmen geleceğini beyan ederek “kitap satışı” bahanesiyle peşinat toplaması, basit dolandırıcılık suçuna vücut verir.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2022/15572 K.)

Oto Galeri Üzerinden Dolandırıcılık

Sanığın, müşterilerin araçlarını düşük peşinatla satın alıp geri kalan bedeli ödemeden üçüncü kişilere devretmesi, dolandırıcılık suçunu oluşturur.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2023/4904 K.)

Avukatlık Mesleği İmajını Kullanarak Para Toplamak

Sanığın, “avukat olduğunu ve evleneceğini” beyan ederek mağdurlardan para alması, basit dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilmiştir.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2023/5498 K.)

Tahliye Vaadiyle Para Almak

Tutuklu bulunduğu dosyada tahliyesini sağlayabileceği iddiasıyla mağdurdan para isteyen fail, dolandırıcılık suçu işlemiştir.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2023/1740 K.)


Basit Dolandırıcılık Suçunda Cezalar

Dolandırıcılık suçunun basit hali için TCK m.157 uyarınca uygulanacak yaptırımlar şunlardır:

  • Bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası,
  • Beş bin güne kadar adlî para cezası.

Bu cezalar birlikte uygulanır; yani fail hem hapis hem de adlî para cezası ile cezalandırılır. Hâkim, zararın miktarını ve hileli davranışın ağırlığını dikkate alarak cezanın alt veya üst sınırından hüküm kurar.


Nitelikli Dolandırıcılıkla Ayrım

Eğer fail, dolandırıcılığı bilişim sistemleri, banka kurumları, kamu kurumları veya dini duygular gibi araçlar kullanarak işlerse suçun vasfı nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158) olur. Basit dolandırıcılıkta ise fail, bu tür kurumsal veya teknolojik unsurlardan yararlanmaz.


Sonuç

Basit dolandırıcılık, bireyin kişisel becerilerini kullanarak mağdurun iradesini etkilediği en klasik dolandırıcılık türüdür. Hileli davranış, aldatma ve haksız menfaatin varlığıyla birlikte dolandırıcılık suçu tamamlanır. Yargıtay kararları, hilenin sınırlarını ve mağdur üzerindeki etkisini somut olaylar üzerinden netleştirerek bu suçun uygulama alanını belirlemektedir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları ve Şartları (TCK m.158)

Dolandırıcılık suçunun nitelikli hali, failin hileli davranışlarını daha etkili ve aldatıcı araçlarla gerçekleştirmesi durumunda ortaya çıkar. Bu araçlar, mağdurun güven duygusunu istismar eden, aldatma gücünü artıran ya da kamu güvenini sarsan unsurlardır. Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi, nitelikli dolandırıcılığın hangi durumlarda oluşacağını ve cezalarının ne şekilde artırılacağını açık biçimde düzenlemiştir.


Nitelikli Dolandırıcılığın Genel Niteliği

Nitelikli dolandırıcılık suçu, basit dolandırıcılıktan farklı olarak failin eylemini belli bir araç veya konumdan faydalanarak işlemesiyle meydana gelir. Bu tür durumlarda hile, sadece mağdurun hataya düşürülmesini değil, aynı zamanda toplumun güvenini zedeleyecek şekilde geniş bir etki yaratır.
Fail, dini duyguları, kamu kurumlarının itibarını, mesleki güveni veya bilişim sistemlerini araç haline getirerek mağduru kandırır ve haksız yarar sağlar.

Bu yönüyle nitelikli dolandırıcılık, yalnızca bireysel mağduriyeti değil, toplumsal güveni de tehdit eden bir suç tipidir. Dolayısıyla kanun koyucu, bu fiilleri daha ağır cezalarla karşılamıştır.


TCK m.158’in Düzenlediği Nitelikli Haller

Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesine göre, dolandırıcılık suçunun aşağıda belirtilen şekillerde işlenmesi, suçu nitelikli hale getirir:

  1. Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  2. Kişinin tehlikeli veya zor bir durumundan yararlanmak suretiyle,
  3. Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından faydalanmak suretiyle,
  4. Kamu kurumlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya derneklerin araç olarak kullanılması suretiyle,
  5. Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
  6. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  7. Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  8. Tacir veya şirket yöneticilerinin ticari faaliyetleri sırasında ya da kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyeti kapsamında,
  9. Serbest meslek sahiplerinin mesleklerinden kaynaklanan güveni kötüye kullanarak,
  10. Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
  11. Sigorta bedelini almak amacıyla,
  12. Kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumu çalışanı olarak tanıtarak, ya da bu kurumlarla ilişkili olduğunu söyleyerek.

Bu fiillerin herhangi biriyle dolandırıcılık yapılması, TCK m.158 kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşmasına yol açar.


Nitelikli Dolandırıcılığın Ortak Unsurları

Her bir nitelikli hal farklı görünüm biçiminde olsa da, aralarında ortak unsurlar vardır:

  • Hilenin güçlendirilmiş olması: Fail, aldatma gücünü artıracak bir araçtan veya sıfattan yararlanır.
  • Güvenin istismarı: Mağdurun devlete, dine, mesleklere veya teknolojiye duyduğu güven suistimal edilir.
  • Toplumsal zarar: Eylem yalnızca mağduru değil, toplumun genel güvenini de sarsar.

Bu nedenle nitelikli dolandırıcılık suçları, kamu düzenine yönelik daha ağır bir tehdit olarak kabul edilir.


Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası (TCK m.158/1)

Dolandırıcılık suçu, nitelikli halleriyle işlendiğinde fail hakkında uygulanacak yaptırım 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.
Ancak, aşağıdaki bentlerde belirtilen durumlarda cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz ve adli para cezası, elde edilen menfaatin en az iki katı kadar olmalıdır:

  • Kamu kurum veya kuruluşlarının zararına işlenmesi,
  • Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması,
  • Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması,
  • Haksız kredi tahsisini sağlamak amacıyla işlenmesi,
  • Sigorta bedelini almak maksadıyla işlenmesi,
  • Kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumu çalışanı olarak tanıtarak işlenmesi.

Bu düzenleme, dolandırıcılık suçunda kullanılan araçların toplumsal güveni derinden sarsması nedeniyle cezanın ağırlaştırılmasını amaçlamaktadır.


TCK m.158/2 – Kamu Görevlileriyle İlişki Kurma Vaadiyle Dolandırıcılık

Failin, kamu görevlileriyle bağlantısı olduğunu veya onlar nezdinde “hatırı sayılır kişi” olduğunu iddia ederek belli bir işi gördüreceği vaadiyle menfaat sağlaması da nitelikli dolandırıcılıktır.
Bu tür eylemlerde fail, doğrudan kamu gücünü temsil etmese bile, kamu otoritesine duyulan güveni istismar etmiş olur. Bu nedenle, TCK m.158/2 hükmü uyarınca cezalandırılır.


TCK m.158/3 – Cezayı Artıran Durumlar

Dolandırıcılık suçu, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmişse verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Eğer suç, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmişse, ceza bir kat artırılır.
Bu düzenlemeyle, suçun organize biçimde işlenmesinin toplumsal tehlike düzeyine uygun bir yaptırımla karşılanması hedeflenmiştir.


Nitelikli Dolandırıcılığın Hukuki Değerlendirmesi

Nitelikli dolandırıcılık suçu, yalnızca mağduru kandırmaya yönelik bir davranış değil; aynı zamanda güven kurumlarını zedeleyen bir toplumsal eylemdir. Bu nedenle:

  • Dini inanç, kamu itibarı, mesleki güven, teknolojik araçlar gibi unsurlar kullanıldığında suçun ağırlığı artar.
  • Failin elde ettiği haksız menfaatin miktarı cezanın belirlenmesinde dikkate alınır.
  • Suçun icra şekline göre hangi bent kapsamında değerlendirme yapılacağı belirlenir.

Yargı mercileri, failin kullandığı aracın niteliğini, hilenin mağdur üzerindeki etkisini ve suçtan elde edilen menfaati değerlendirerek hüküm kurar.


Nitelikli Dolandırıcılığın Basit Dolandırıcılıktan Farkı

UnsurBasit Dolandırıcılık (TCK 157)Nitelikli Dolandırıcılık (TCK 158)
Araç KullanımıKişisel beceri veya sözlü hileKamu kurumları, dini inanç, bilişim, banka vb. araçlar
KapsamMağdurun bireysel kandırılmasıToplumsal güvenin sarsılması
Ceza Aralığı1–5 yıl hapis + adli para3–10 yıl hapis + menfaatin iki katı adli para
UzlaşmaMümkünMümkün değil
Yargılama YeriAsliye Ceza MahkemesiAğır Ceza Mahkemesi

Sonuç

Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri, mağdurun bireysel iradesini aşan, kamu güvenini de zedeleyen davranışları kapsar. Failin dini inançları, kamu kurumlarını, bilişim sistemlerini veya mesleki konumları araç olarak kullanması, aldatmanın gücünü artırdığı için suçun cezası da ağırlaştırılmıştır. Bu nedenle, TCK m.158, modern ceza hukukunda dolandırıcılığın en geniş ve kapsamlı düzenlemelerinden birini oluşturur.

Nitelikli Dolandırıcılık Türleri (TCK m.158 – Bent A’dan L’ye)

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde on iki farklı nitelikli hal olarak sayılmıştır. Bu hallerde fail, hileli davranışlarını mağduru daha kolay aldatacak ve kamu güvenini sarsacak biçimde icra eder. Aşağıda, kanunda düzenlenen her bir nitelikli dolandırıcılık türü ayrı ayrı açıklanmıştır.


Dini İnanç ve Duyguların İstismarı Suretiyle Dolandırıcılık (TCK m.158/1-a)

Dolandırıcılık suçu, failin dini inanç veya duyguları bir aldatma aracı olarak kullanması halinde nitelikli hale gelir. Burada fail, insanların dini hassasiyetlerine güven duyarak onları kandırmakta ve haksız kazanç elde etmektedir.

Dinin Aldatma Aracı Haline Getirilmesi

Bu suçun oluşması için failin dini kavramları, ibadetleri, yardım toplama faaliyetlerini ya da kutsal değerleri hile aracı haline getirmesi gerekir. Mağdurun dini duygularını sömürmek, “sadaka, zekât, yardım, bağış” gibi inanç temelli kavramları kötüye kullanmak suçu oluşturur.

Yargıtay Kararından Örnek

Sanığın, “Allah’a yardım ediyorsun, cami yaptırıyoruz” diyerek para toplaması; gerçekte böyle bir faaliyetinin bulunmaması nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilmiştir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2012/39544 K.)


Kişinin Tehlikeli Durum veya Zor Şartlarından Yararlanmak (TCK m.158/1-b)

Failin mağdurun içinde bulunduğu çaresiz, tehlikeli veya zor bir durumu istismar ederek menfaat elde etmesi nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur.

Zor Durumun Özellikleri

  • Doğal afet, kaza, hastalık veya ekonomik sıkıntı gibi olaylar sonucunda mağdurun savunmasız hale gelmesi,
  • Mağdurun yardıma muhtaç veya panik halindeyken kandırılması,
    bu bent kapsamında değerlendirilir.

Yargıtay Görüşü

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na göre, bu tür durumlarda mağdurun “yardıma muhtaç psikolojik konumda olması” belirleyicidir. Örneğin, deprem sonrası zarar gören kişiden yardım bahanesiyle para almak bu suçu oluşturur.
📄 (YCGK, 2017/31 K.)


Kişinin Algılama Yeteneğinin Zayıflığından Faydalanmak (TCK m.158/1-c)

Mağdurun algılama yeteneğinin yaş, hastalık, zihinsel engel, sarhoşluk veya benzeri nedenlerle zayıflamış olmasından faydalanarak haksız menfaat elde eden fail, nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemiş olur.

Mağdurun Özellikleri

Bu madde kapsamında mağdur:

  • Zihinsel engelli,
  • Yaşlı,
  • Akli melekeleri kısıtlı,
  • Şok veya korku hali içinde olan kişiler olabilir.

Fail, mağdurun bu zayıf durumunu bilerek kullanmakta ve kandırma eylemini buna göre gerçekleştirmektedir.

Yargıtay Kararı

Sanığın, %99 oranında engelli olan mağdura “seni evlendireceğim” diyerek maaşını alması, algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanarak dolandırıcılık suçunu oluşturur.
📄 (Yargıtay 23. Ceza Dairesi, 2016/11042 K.)


Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Araç Olarak Kullanılması (TCK m.158/1-d)

Failin, kamu kurum veya kuruluşlarına ait belge, kimlik, üniforma, mühür veya araçları hile aracı haline getirmesi durumunda nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.

Kamu Kurumlarının İtibarının Kullanılması

Bu bent, yalnızca kamu kurumlarının adının geçmesini değil, onların maddi varlıklarının (belge, kimlik, evrak, kıyafet vb.) hilede araç olarak kullanılmasını gerektirir. Kamu kurumlarının otoritesine duyulan güvenin istismarı söz konusudur.

Yargıtay Kararı

Sanığın, sahte nüfus cüzdanı ile banka şubesinden para çekmeye çalışması, kamu kurumunun maddi varlığı olan kimlik belgesini araç yaparak dolandırıcılık suçu işlediği gerekçesiyle TCK m.158/1-d kapsamında değerlendirilmiştir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2014/13241 K.)


Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık (TCK m.158/1-e)

Bu durumda, failin eylemi doğrudan kamu kurumunun malvarlığına zarar verir. Kamu kurumunun parasal kaybına neden olan her fiil bu bent kapsamındadır.

Zararın Şekli

Zarar, hakkı olmayan bir paranın alınması, haksız bir ödemeye sebebiyet verilmesi veya borcun ödenmemesi şeklinde gerçekleşebilir. Bu bentteki mağdur, birey değil, kamu tüzel kişiliğidir.

Yargıtay Kararı

Kendisini sigortalı göstermek için sahte işyeri bildirimi yapan ancak SGK hizmetinden yararlanmayan kişinin eylemi, nitelikli dolandırıcılık suçu oluşturmaz; çünkü kamu kurumuna fiili zarar verilmemiştir.
📄 (Yargıtay 23. Ceza Dairesi, 2015/149 K.)


Bilişim Sistemleri Kullanılarak Dolandırıcılık (TCK m.158/1-f)

Bilişim sistemleri, internet, sosyal medya veya dijital platformlar üzerinden yapılan hileli eylemler nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına girer. Fail, bilgisayar veya çevrim içi araçları kullanarak mağduru kandırır.

Suçun Özelliği

Bu suçun oluşması için bilişim sisteminin kendisinin değil, insanın aldatılmasında araç olarak kullanılması gerekir. Fail, bilgisayar veya dijital araç sayesinde mağdurla iletişime geçip haksız menfaat sağlar.

Uygulama Örneği

Sanığın internet sitesi üzerinden araç satışı ilanı verip, “kapora bedeli” bahanesiyle para alarak ortadan kaybolması, bilişim sistemleri aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2012/31436 K.)


Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması (TCK m.158/1-f)

Bu bentte fail, banka veya kredi kurumlarını doğrudan hile aracı haline getirir. Bankaların güvenilirliği kullanılarak mağdur kandırılır.

Suçun Şekli

  • Sahte teminat mektubu, kredi başvurusu veya çek kullanımı,
  • Banka personelinin yetkisini kötüye kullanarak haksız işlem yapması,
    bu suç kapsamındadır.

Ancak bankanın yalnızca para transferinde aracı olduğu durumlarda bu bent uygulanmaz; o halde fiil basit dolandırıcılık (TCK m.157) olarak değerlendirilir.


Basın ve Yayın Araçlarının Sağladığı Kolaylıktan Yararlanmak (TCK m.158/1-g)

Fail, kitle iletişim araçlarını (televizyon, gazete, internet yayınları vb.) kullanarak daha geniş kitleleri kandırır. Bu durumda suçun aldatıcılığı toplumsal düzeye ulaşır.

Kitle İletişimi Aracılığıyla Dolandırıcılık

Basın ve yayın yoluyla yapılan dolandırıcılıkta mağdur sayısının çokluğu, suçun ağırlaştırıcı unsurudur. Yalan beyanın haber, ilan veya reklam biçiminde yayımlanması yeterlidir.

Yargıtay Kararı

Gazeteye sahte ilan vererek vatandaşları dolandıran failin eylemi, basın aracılığıyla işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu olarak değerlendirilmiştir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2021/1896 K.)


Ticari veya Kooperatif Faaliyetleri Sırasında Dolandırıcılık (TCK m.158/1-h)

Tacirlerin, şirket yöneticilerinin veya kooperatif başkanlarının ticari faaliyetleri sırasında aldatma yoluyla menfaat elde etmeleri, bu bent kapsamına girer. Suçun oluşması için failin, bir ticari işletme veya kooperatif sıfatıyla hareket etmesi gerekir.

Şahıs İşletmeleri Hariç

Yargıtay, şahıs işletmesi sahiplerinin bu bent kapsamında değerlendirilemeyeceğini, çünkü “tüzel kişilik” sıfatına sahip olmadıklarını belirtmiştir.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2022/265 K.)


Serbest Meslek Sahiplerinin Güveni Kötüye Kullanması (TCK m.158/1-i)

Avukat, doktor, mühendis, mali müşavir gibi serbest meslek sahiplerinin, mesleklerinden doğan güveni kötüye kullanarak hileli işlem yapmaları, bu bent kapsamında cezalandırılır.

Yargıtay Uygulaması

Serbest meslek mensubu olmayan emlakçı veya müteahhit gibi kişilerin bu bentten cezalandırılması mümkün değildir; bunlar için basit dolandırıcılık suçu hükümleri uygulanır.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2021/6578 K.)


Kredi Açılmasını Sağlamak Amacıyla Dolandırıcılık (TCK m.158/1-j)

Sahte belge veya yanlış bilgiyle banka ya da finans kurumundan kredi almak, nitelikli dolandırıcılık suçu oluşturur.

Yargıtay Kararı

Başkasına ait nüfus cüzdanını kullanarak bankadan 20.000 TL kredi çeken failin eylemi, TCK m.158/1-j kapsamında cezalandırılmıştır.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2017/11558 K.)


Sigorta Bedelini Almak Amacıyla Dolandırıcılık (TCK m.158/1-k)

Sigorta poliçesi kapsamında gerçekte meydana gelmeyen bir zararı varmış gibi göstererek tazminat almak nitelikli dolandırıcılık suçudur.

Yargıtay Örneği

Gerçekte kaza yaşanmamasına rağmen sahte kaza tutanağı düzenleyip sigorta şirketinden para talep eden failin eylemi, TCK m.158/1-k kapsamında cezalandırılmıştır.
📄 (YCGK, 2020/506 K.)


Kamu Görevlisi veya Banka Çalışanı Gibi Davranarak Dolandırıcılık (TCK m.158/1-l)

Bu bentte, failin kendisini polis, savcı, banka veya sigorta çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu iddia etmesiyle dolandırıcılık suçu oluşur.

Yargıtay Uygulaması

Sanığın mağduru arayıp “ben polisim, hesabınızdaki para dolandırıcıların eline geçebilir, güvenli hesaba aktarın” diyerek para alması, nitelikli dolandırıcılık suçudur.
📄 (Yargıtay 23. Ceza Dairesi, 2016/11250 K.)


Sonuç

Nitelikli dolandırıcılık suçlarının ortak yönü, failin güven ilişkilerini, kamu itibarını veya teknolojik imkânları kötüye kullanmasıdır. Bu suçlar yalnızca bireysel mağduru değil, toplumun genel güven duygusunu da zedeler. Dolayısıyla cezaları, TCK m.158 uyarınca ağırlaştırılmıştır.

Dolandırıcılığa Teşebbüs, Etkin Pişmanlık ve Cezalarda Artırım (TCK m.35 ve 158/3)

Dolandırıcılık suçu, hileli davranışların mağduru aldatmasıyla tamamlanır. Ancak fail, hileli eylemini tamamlayamadan engel bir sebeple menfaat elde edemezse teşebbüs aşamasında kalmış dolandırıcılık söz konusu olur. Bunun yanı sıra, failin suçtan sonra zararı gidermesi hâlinde etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Ayrıca, suçun örgütlü biçimde veya birden fazla kişiyle işlenmesi hâlinde cezada artırıma gidilir.

Aşağıda, dolandırıcılık suçu yönünden teşebbüs, etkin pişmanlık ve ceza artırımına ilişkin ayrıntılı açıklamalar yer almaktadır.


Dolandırıcılığa Teşebbüs (TCK m.35)

Teşebbüsün Hukuki Niteliği

Teşebbüs, failin kast ettiği suçu elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamasıdır. TCK m.35’e göre bir kimse, kastettiği suçu icra hareketlerine başlamış fakat elinde olmayan nedenlerle tamamlayamamışsa, teşebbüsten sorumlu tutulur.

Dolandırıcılıkta Teşebbüsün Şartları

Dolandırıcılık suçu bakımından teşebbüsün kabulü için:

  1. Failin haksız menfaat sağlama amacıyla hileli davranışlarda bulunması,
  2. Bu davranışların aldatma yeteneğine sahip olması,
  3. Ancak failin henüz menfaat elde edememesi,
    gerekir.

Dolayısıyla, failin hileli hareketleri başlamış ancak mağdurun kandırılması veya zararın doğması gerçekleşmemişse dolandırıcılık suçu teşebbüs aşamasında kalır.

Yargıtay Örneği

Sanığın, sahte senetle alacak talep etmesi ancak mağdurun durumu fark edip ödeme yapmaması hâlinde teşebbüs hükümleri uygulanır.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2021/2314 K.)

Ceza Belirleme

Teşebbüs hâlinde ceza, tamamlanmış suça ilişkin cezadan üçte birden üçte ikisine kadar indirilir.
Hakim, failin ne dereceye kadar icra hareketlerinde bulunduğunu değerlendirerek indirimi belirler.


Etkin Pişmanlık (TCK m.168)

Etkin Pişmanlığın Tanımı

Etkin pişmanlık, failin işlediği dolandırıcılık suçu sonrasında kendi isteğiyle mağdurun zararını tamamen gidermesi veya zararın giderilmesine önemli ölçüde katkı sağlamasıdır. Amaç, failin topluma kazandırılması ve mağdurun mağduriyetinin giderilmesidir.

Etkin Pişmanlığın Uygulanma Zamanı

Etkin pişmanlık hükümleri, kovuşturma başlamadan önce veya mahkemece hüküm verilmeden önce uygulanabilir.
Fail, mağdurun zararını giderdiğinde ceza şu oranlarda indirilir:

  • Soruşturma aşamasında zararı giderirse: Cezada yarıya kadar indirim yapılır.
  • Kovuşturma aşamasında (hükümden önce) giderirse: Cezada üçte bir oranında indirim yapılır.

Ancak etkin pişmanlık, yalnızca failin kendi rızasıyla ve gönüllü olarak zararı karşılaması hâlinde uygulanabilir.

Yargıtay Kararı

Sanığın, mağdurun zararını mahkeme öncesinde tamamen gidermesi üzerine cezada yarı oranında indirim uygulanmıştır.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2020/11453 K.)

Etkin Pişmanlığın Uzlaşmadan Farkı

Uzlaşma, suçun henüz soruşturma aşamasında taraflar arasında anlaşmayla sona ermesi anlamına gelirken; etkin pişmanlık, suç tamamlandıktan sonra failin zararı gidermesiyle ilgilidir. Dolayısıyla, nitelikli dolandırıcılık suçlarında uzlaşma mümkün olmasa da etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir.


Cezalarda Artırım (TCK m.158/3 ve 37)

Birden Fazla Fail Tarafından İşlenmesi

Dolandırıcılık suçu, birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Bu düzenleme, suçun kolektif biçimde işlenmesinin yarattığı tehlike ve mağdur üzerindeki etki nedeniyle öngörülmüştür.

Örgüt Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi

TCK m.158/3’e göre dolandırıcılık suçu bir suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmişse ceza bir kat artırılır.
Bu hüküm, dolandırıcılığın sistematik şekilde, planlı organizasyonlarca işlenmesini önlemeye yöneliktir.
Örneğin, sahte şirket kurarak yüzlerce kişiden para toplayan organizasyonlarda bu hüküm uygulanır.

Zincirleme Suç (TCK m.43)

Fail aynı mağduru birden fazla kez hileyle zarara uğratmışsa, zincirleme suç hükümleri devreye girer. Bu durumda, tek bir suç işlenmiş sayılır ancak ceza dörtte birden dörtte üçe kadar artırılır.

Yargıtay Örneği

Bir internet sitesinde aynı ilan üzerinden farklı kişileri kandıran failin eylemi, birden fazla mağdura karşı zincirleme dolandırıcılık suçu oluşturur.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2019/12044 K.)


Cezanın Belirlenmesinde Hakimin Takdir Yetkisi

Hakim, dolandırıcılık suçunda cezayı belirlerken şu kriterleri dikkate alır:

  1. Failin kast derecesi ve hileli davranışın yoğunluğu,
  2. Mağdurun uğradığı zararın miktarı,
  3. Zararın giderilip giderilmediği,
  4. Failin suçtan sonraki tutumu (pişmanlık, ödeme, iade vb.),
  5. Suçun birden fazla kişi veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediği.

Bu ölçütler, TCK m.61 ve m.62 hükümleri doğrultusunda cezanın bireyselleştirilmesini sağlar.


Sonuç

Dolandırıcılık suçunda teşebbüs, failin hileli eylemine başlamış olmasına rağmen haksız yarar sağlayamaması durumunda gündeme gelir.
Fail suç sonrası zararı giderirse etkin pişmanlık hükümleri uygulanır ve ceza indirimi yapılır.
Birden fazla kişiyle veya örgütlü biçimde işlenmesi hâlinde ise ceza artırılır. Böylece kanun koyucu, dolandırıcılığın hem bireysel hem de organize biçimlerine karşı farklı düzeyde yaptırımlar öngörmüştür.

Dolandırıcılık Suçunda Cezalar, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ve Erteleme

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nda ekonomik düzeni, bireylerin malvarlığı güvenliğini ve kamu güvenini korumak amacıyla ağır yaptırımlarla düzenlenmiştir. Suçun basit veya nitelikli şekilde işlenmesine göre ceza miktarı değişir. Bunun yanında, sanığın kişisel özellikleri, sabıka durumu ve yargılama sürecindeki tutumu dikkate alınarak Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) veya cezanın ertelenmesi kurumları uygulanabilir.

Aşağıda, dolandırıcılık suçu bakımından cezaların niteliği, HAGB ve erteleme koşulları ayrıntılı biçimde açıklanmıştır.


Dolandırıcılık Suçunda Uygulanan Cezalar

Basit Dolandırıcılık (TCK m.157)

Basit dolandırıcılık suçunun cezası:

  • Bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası
  • Beş bin güne kadar adlî para cezası

Bu ceza, hem hapis hem para cezası birlikte uygulanacak şekilde düzenlenmiştir. Yani mahkeme, yalnızca hapis veya yalnızca para cezası değil; her ikisini de hükmeder.

Nitelikli Dolandırıcılık (TCK m.158)

Nitelikli dolandırıcılık suçunda ceza, fiilin ağırlığı nedeniyle artırılmıştır:

  • Üç yıldan on yıla kadar hapis cezası,
  • Beş bin güne kadar adli para cezası.

Bununla birlikte, bazı bentlerde (örneğin kamu kurumlarının zararına, banka veya sigorta aracılığıyla işlenmesi gibi) cezanın alt sınırı dört yıldan az olamaz ve adlî para cezası elde edilen menfaatin en az iki katı olmalıdır.

Tüzel Kişiler Açısından Sonuçlar

Eğer dolandırıcılık suçu bir şirket veya tüzel kişi yararına işlenmişse, TCK m.169 gereği tüzel kişilere idari para cezası, faaliyet izninin iptali veya müsadere gibi güvenlik tedbirleri uygulanabilir.


Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

HAGB, sanığa verilen cezanın açıklanmasının belli bir süre ertelenmesidir. Bu kurum, failin gelecekteki davranışlarına göre cezanın infaz edilip edilmeyeceğini belirler.
Dolandırıcılık suçu yönünden HAGB kararı verilebilmesi için belirli koşulların bir arada bulunması gerekir.

HAGB Uygulanma Şartları

CMK m.231’e göre HAGB kararı verilebilmesi için:

  1. Sanığa verilen cezanın 2 yıl veya altında olması,
  2. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması,
  3. Sanığın yargılama sürecinde olumsuz davranış sergilememesi,
  4. Mağdurun uğradığı zararın tamamen giderilmiş olması,
  5. Mahkemenin, sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması gerekir.

Bu şartlar bir arada mevcutsa mahkeme, hükmün açıklanmasını 5 yıl süreyle geri bırakabilir.

HAGB Süreci ve Sonuçları

Sanık 5 yıl boyunca kasıtlı bir suç işlemezse, dava düşer ve hüküm hiçbir sonuç doğurmaz.
Ancak sanık bu süre içinde yeni bir suç işlerse, geri bırakılan hüküm açıklanır ve ceza infaz edilir.

Dolandırıcılık Suçunda HAGB’nin Uygulanabilirliği

Basit dolandırıcılık suçlarında HAGB kararı verilmesi mümkündür; ancak ceza 2 yılı aştığında HAGB uygulanamaz.
Nitelikli dolandırıcılık suçlarında genellikle ceza 3 yıldan başladığı için HAGB uygulanma olasılığı düşüktür.
Yargıtay, özellikle kamu kurumlarını veya bilişim sistemlerini araç olarak kullanan dolandırıcılık fiillerinde HAGB verilmesini kamu düzenine aykırı bularak reddetmektedir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2022/4156 K.)


Cezanın Ertelenmesi (TCK m.51)

Erteleme Kurumunun Tanımı

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından hükmolunan hapis cezasının belli koşullarla infaz edilmemesidir. Sanık, belirli süre içinde iyi hâlli olursa cezası infaz edilmez.

Erteleme Şartları

TCK m.51’e göre cezanın ertelenebilmesi için:

  1. Hükmedilen ceza 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası olmalı,
  2. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması,
  3. Mahkemenin sanığın gelecekte yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması gerekir.

Cezanın ertelenmesi durumunda mahkeme, failin bir denetim süresine tabi tutulmasına karar verir. Bu süre 1 yıldan az, 3 yıldan fazla olamaz.

Dolandırıcılıkta Ertelemenin Uygulanabilirliği

Basit dolandırıcılık suçlarında verilen kısa süreli hapis cezaları için erteleme kararı verilmesi mümkündür.
Ancak nitelikli dolandırıcılık suçlarında cezanın alt sınırı 3 yıl olduğundan erteleme koşulları genellikle gerçekleşmez.
Bununla birlikte mahkeme, failin zararı gidermesi, pişmanlık göstermesi ve sabıkasız olması hâlinde erteleme kararı verebilir.


Dolandırıcılıkta Adli Para Cezasının Uygulanması

Dolandırıcılık suçu için verilen adli para cezası, genellikle hapis cezasına ek olarak hükmolunur. Mahkeme, TCK m.52’ye göre gün sayısını ve bir gün karşılığı miktarı (20–100 TL arası) belirler.
Nitelikli hallerde ise adli para cezası, elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Bu sistem, haksız kazancın ekonomik karşılığını cezaya doğrudan yansıtmayı amaçlar.


Erteleme, HAGB ve Pişmanlığın Birlikte Değerlendirilmesi

Bazı durumlarda sanık, hem zararı gidermiş hem de sabıkasız olabilir. Bu durumda mahkeme şu sıralamayla değerlendirme yapar:

  1. Öncelikle etkin pişmanlık uygulanıp cezada indirim yapılır.
  2. Kalan ceza 2 yılın altına düşerse, HAGB veya erteleme kararı verilebilir.
  3. Böylece failin cezası, toplumda yeniden suç işlememesi için denetim altına alınır.

Bu üç kurumun birlikte değerlendirilmesi, cezanın bireyselleştirilmesine olanak tanır.


Sonuç

Dolandırıcılık suçunda cezalar, fiilin basit veya nitelikli olmasına göre değişmekle birlikte; sanığın kişisel durumu, zararın giderilmesi ve suç sonrası tutumu, HAGB veya erteleme kararını etkiler.
Basit dolandırıcılıkta bu kurumlar daha sık uygulanabilirken, nitelikli dolandırıcılık suçlarında ceza sınırları ve kamu düzenine etkisi nedeniyle genellikle uygulanmaz.

Böylece Türk ceza sistemi, hem mağdurun zararının giderilmesini hem de failin topluma kazandırılmasını amaçlamaktadır.

Dolandırıcılık Suçunda Sahtecilik, Teşebbüs ve Bileşik Suç İlişkisi (TCK m.212 – 43)

Dolandırıcılık suçu, uygulamada çoğu kez sahte belge düzenleme, kullanma veya birden fazla mağduru kandırma gibi başka suçlarla birlikte ortaya çıkar. Bu durumlarda, hangi suçtan ve ne şekilde cezalandırma yapılacağı konusu önem kazanır. Türk Ceza Kanunu, dolandırıcılık suçunun özel veya resmi belgede sahtecilik, teşebbüs, zincirleme suç ve bileşik suç ilişkilerini ayrı ayrı düzenlemiştir.

Aşağıda, dolandırıcılık suçu ile bu suç türleri arasındaki bağlantı, Yargıtay kararlarıyla birlikte ayrıntılı olarak açıklanmıştır.


Dolandırıcılık ve Sahtecilik Suçlarının Birlikte İşlenmesi (TCK m.212)

Sahtecilik – Dolandırıcılık Birlikteliği

Dolandırıcılık fiilleri, çoğu zaman sahte belge kullanımıyla desteklenir. Fail, mağduru kandırmak için resmî veya özel belgeyi sahte olarak düzenleyebilir ya da mevcut bir belgeyi değiştirebilir. Bu durumda iki ayrı suç meydana gelir:

  • Dolandırıcılık (TCK m.157 veya m.158)
  • Belgede Sahtecilik (TCK m.204 veya m.207)

Bu iki suçun birleşmesi hâlinde fail her iki suçtan ayrı ayrı cezalandırılır. Çünkü kanun koyucu bu durumu “bileşik suç” değil, “bağımsız suçların birleşmesi” olarak görmüştür.

TCK m.212’nin Uygulama Alanı

TCK m.212’ye göre; “Sahte bir belgenin kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu işlendiğinde, hem sahtecilik hem de dolandırıcılık suçlarından ayrı ayrı cezaya hükmolunur.”
Dolayısıyla, failin eylemi tek bir davranıştan oluşsa bile iki farklı suç işlenmiş kabul edilir.

Yargıtay Uygulaması

Sanığın sahte nüfus cüzdanı düzenleyip bu belgeyle tapuda taşınmaz satışı yapması hâlinde; eylem hem resmî belgede sahtecilik hem de nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturur.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2022/1245 K.)

Aynı şekilde, sahte sigorta poliçesi düzenleyip bu belgeyle tazminat alınması da iki ayrı suç olarak değerlendirilir:

  • Resmî belgede sahtecilik (TCK m.204)
  • Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158/1-k)

Dolandırıcılık Suçu ve Bileşik Suç İlişkisi

Bileşik Suçun Tanımı

Bileşik suç, bir suçun işlenmesinin diğer bir suçu zorunlu olarak içermesi hâlinde ortaya çıkar. Bu durumda yalnızca ağır olan suçtan ceza verilir (TCK m.42).
Örneğin, yağma suçunda tehdit veya cebir fiilleri dolandırıcılığı değil, suçun unsurunu oluşturur.

Dolandırıcılıkta Bileşik Suçun Uygulanmaması

Dolandırıcılık suçunda genellikle hileli davranışlar başka bir suçu zorunlu olarak içermediği için bileşik suç hükümleri uygulanmaz.
Ancak, dolandırıcılık suçu işlenirken tehdit, hakaret veya kişisel verilerin kötüye kullanılması gibi fiiller de işlenmişse, bu suçlar bağımsız suç olarak değerlendirilir ve ayrı cezalandırılır.

Yargıtay Görüşü

Yargıtay’a göre, failin sahte belge kullanarak dolandırıcılık yapması hâlinde “tek fiil” olsa bile iki ayrı suç oluşur; çünkü sahtecilik fiili dolandırıcılığın unsuru değil, suçun işlenmesinde kullanılan bir araçtır.
📄 (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2015/1 K.)


Zincirleme Dolandırıcılık (TCK m.43)

Zincirleme Suçun Tanımı

Zincirleme suç, aynı failin birden fazla kez aynı mağdura karşı aynı suçu işlemesi hâlinde söz konusu olur.
TCK m.43’e göre, zincirleme suç durumunda faile tek ceza verilir; ancak ceza dörtte birden dörtte üçe kadar artırılır.

Farklı Mağdurlar – Birden Fazla Suç

Eğer fail, farklı kişileri aynı yöntemle kandırmışsa artık zincirleme suç değil, birden fazla ayrı dolandırıcılık suçu meydana gelir.
Örneğin, aynı internet ilanıyla farklı kişileri dolandıran fail her bir mağdur yönünden ayrı ayrı cezalandırılır.

Yargıtay Kararı

Sanığın aynı yöntemle aynı mağdura ait hesabı üç defa hileyle boşaltması, zincirleme dolandırıcılık suçu oluşturur.
Ancak aynı yöntemi kullanarak farklı kişileri dolandırmışsa her biri bağımsız suç olarak değerlendirilir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2020/9123 K.)


Dolandırıcılık Suçu ve Teşebbüs İlişkisi

Teşebbüsün Özellikleri

Fail, dolandırıcılık suçuna teşebbüs etmiş sayılabilmek için hileli eylemlerine başlamış fakat mağduru kandıramadan veya menfaat elde etmeden yakalanmış olmalıdır.
Hazırlık hareketleri aşamasında yakalanırsa suç oluşmaz.

Yargıtay Uygulaması

Fail, sahte çekle alışveriş yapmaya çalışmış; mağdur çekin sahte olduğunu fark ederek alışverişten vazgeçmiştir. Bu durumda dolandırıcılık suçuna teşebbüs vardır.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2019/4215 K.)

Ceza İndirimi

TCK m.35/2 uyarınca, teşebbüs hâlinde failin cezası dörtte birden dörtte üçe kadar indirilir.
Bu oran, failin icra hareketlerini ne dereceye kadar gerçekleştirdiğine göre belirlenir.


Dolandırıcılık Suçunda Fikri İçtima (TCK m.44)

Fikri İçtimanın Tanımı

Fikri içtima, tek bir fiille birden fazla suçun oluşması hâlinde yalnızca en ağır cezayı gerektiren suçtan hüküm kurulmasıdır.
Ancak dolandırıcılık ve sahtecilik suçları bu kapsamda değildir; çünkü bu iki suç, farklı hukuki değerleri korur.

Uygulama Örneği

Sanığın, sahte kimlik kullanarak mağduru kandırması hem kamu güvenini (sahtecilik suçu) hem de mağdurun malvarlığını (dolandırıcılık suçu) ihlal ettiğinden, fikri içtima hükümleri uygulanmaz; fail her iki suçtan cezalandırılır.


Dolandırıcılık Suçu ve Suçların Topluluğu

Dolandırıcılık suçu, bazen hem zincirleme biçimde hem de başka suçlarla birlikte işlenebilir.
Bu durumda “suçların içtimaı” hükümleri uygulanır:

  • Eğer fiil, hem sahtecilik hem dolandırıcılık içeriyorsa: Gerçek içtima (birlikte işlenme) söz konusudur.
  • Eğer aynı yöntemle farklı mağdurlara karşı işlenmişse: Birden fazla ayrı suç oluşur.
  • Eğer aynı mağdura karşı süreklilik arz ediyorsa: Zincirleme suç hükümleri uygulanır.

Sonuç

Dolandırıcılık suçu, sıklıkla belgede sahtecilik ve zincirleme suçlarla birlikte görülen karmaşık bir suç tipidir.
Türk Ceza Kanunu, bu tür birleşik eylemlerde failin her suçtan ayrı ayrı cezalandırılmasını öngörerek hem kamu güvenini hem de malvarlığı hakkını koruma altına almıştır.
Dolandırıcılık eyleminin tek veya birden fazla mağdura yönelik olması, sahtecilik fiilinin varlığı veya menfaatin elde edilip edilmemesi, cezanın niteliğini doğrudan etkiler.

Dolandırıcılık Suçunun Sonuçları, Adli Sicil, Zamanaşımı ve Uygulamadaki Örnekler

Dolandırıcılık suçu, hem bireylerin malvarlığına hem de toplumun ekonomik düzenine zarar veren ciddi bir suç türüdür. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu’nda geniş kapsamlı düzenlemelere tabi tutulmuş ve yüksek cezalar öngörülmüştür. Suçun kesinleşmesiyle birlikte adli sicil kaydı, hak yoksunlukları, ceza zamanaşımı ve toplumsal sonuçlar gibi çeşitli hukuki sonuçlar doğar.

Aşağıda, dolandırıcılık suçunun hukuki sonuçları, zamanaşımı süreleri, sicil etkileri ve uygulamadan örnek kararlarla detaylı biçimde açıklanmıştır.


Dolandırıcılık Suçunun Hukuki Sonuçları

Adli Sicil Kaydı (Sabıka Kaydı)

Dolandırıcılık suçu kesinleştiğinde, hüküm Adli Sicil Kanunu uyarınca sanığın sabıka kaydına işlenir.
Bu kayıt, kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararlarının tümünü gösterir ve belirli bir süre geçmeden silinmez.

  • Basit dolandırıcılık (TCK 157) veya nitelikli dolandırıcılık (TCK 158) mahkûmiyetleri, cezanın infazından itibaren 5 yıl sonra adli sicil arşivine alınır.
  • Arşiv kaydının tamamen silinmesi için ise 15 yılın geçmesi veya genel af, memnu hakların iadesi gibi özel bir düzenleme gerekir.

Not: Dolandırıcılık suçu “kasten işlenen suç” kategorisinde olduğundan, sabıka kaydının varlığı kamu görevine atanma, avukatlık stajı, ihale katılımı gibi birçok hukuki işlemde engel teşkil eder.


Hak Yoksunlukları (TCK m.53)

Dolandırıcılık suçu, kasıtlı olarak işlenen bir suç olduğundan TCK m.53 uyarınca belirli hakların kullanımını sınırlar.
Mahkeme, hapis cezasının infazı süresince veya mahkûmiyetin niteliğine göre şu hak yoksunluklarını uygulayabilir:

  1. Kamu görevini üstlenme yasağı,
  2. Seçme ve seçilme hakkının kısıtlanması,
  3. Velayet, vesayet veya kayyımlık yapma yasağı,
  4. Dernek, vakıf veya meslek kuruluşlarında görev alma yasağı,
  5. Tüzel kişilerde yönetici veya temsilci olma yasağı.

Yargıtay uygulamalarına göre, nitelikli dolandırıcılık suçunda hükmolunan cezalar yüksek olduğundan bu hak yoksunlukları genellikle uzun süreli olarak uygulanır.


Ceza Zamanaşımı (TCK m.66)

Dava Zamanaşımı

Dolandırıcılık suçu için öngörülen dava zamanaşımı süreleri, suçun niteliğine göre değişir:

  • Basit dolandırıcılık (TCK 157): 8 yıl
  • Nitelikli dolandırıcılık (TCK 158): 15 yıl

Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. Ancak failin kaçması, yakalanamaması veya yargılama sürecinde dava dosyasının beklemesi gibi haller zamanaşımını kesebilir veya durdurabilir.

Ceza Zamanaşımı

Kesinleşmiş hükümden sonra cezanın infaz edilmemesi hâlinde zamanaşımı şu şekilde işler:

  • 1 yıldan az hapis cezalarında: 10 yıl,
  • 1 yıldan fazla hapis cezalarında: 20 yıl,
  • Müebbet hapis cezasında: 30 yıl.

Basit dolandırıcılıkta infaz zamanaşımı genellikle 10 yıl, nitelikli dolandırıcılıkta ise 20 yıl olarak uygulanır.


Dolandırıcılık Suçu ve Memnu Hakların İadesi

Dolandırıcılık suçundan mahkûm olan kişi, cezasını tamamladıktan ve iyi hâlini kanıtladıktan sonra memnu hakların iadesi talebinde bulunabilir.
Bu talep, hükmün infazından itibaren 3 yıl geçtikten sonra yapılabilir.
Mahkeme, failin yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirirse, kişi seçim, kamu görevi veya meslek icrası gibi haklarını tekrar kazanabilir.


Uygulamadaki Yargıtay Kararlarından Örnekler

Sosyal Medya Üzerinden Dolandırıcılık

Sanığın sosyal medya hesabı üzerinden “telefon satışı” bahanesiyle mağdurlardan para alıp ürünü göndermemesi, bilişim sistemleri kullanılarak nitelikli dolandırıcılık suçu olarak kabul edilmiştir.
📄 (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 2021/9431 K.)

Kamu Kurumu Adına Yardım Toplama

Sanığın, “belediye adına yardım topluyoruz” diyerek vatandaşlardan para alması, kamu kurumlarını araç yaparak dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmiştir.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2022/11572 K.)

Sahte Sigorta Hasar Tazminatı

Sanığın, kaza yapmadığı halde sigorta şirketine sahte hasar raporu sunarak tazminat alması, TCK 158/1-k kapsamında sigorta dolandırıcılığı olarak cezalandırılmıştır.
📄 (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2020/506 K.)

İnşaat Yatırım Vaadiyle Dolandırıcılık

Sanığın, tamamlanmamış projeler için daire satışı yaparak yüksek miktarda para toplaması, ticari faaliyet sırasında nitelikli dolandırıcılık suçu olarak hükme bağlanmıştır.
📄 (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 2023/4904 K.)


Dolandırıcılık Suçu ile Uzlaşma İlişkisi

Basit Dolandırıcılıkta Uzlaşma

TCK m.157 kapsamındaki basit dolandırıcılık uzlaşmaya tabidir.
Soruşturma veya kovuşturma aşamasında fail ile mağdur arasında uzlaşma sağlanırsa, dava düşer.
Bu durumda fail hakkında hüküm kurulmaz ve sabıka kaydı oluşmaz.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Uzlaşma

TCK m.158 kapsamındaki nitelikli dolandırıcılık suçları ise uzlaşma kapsamı dışındadır.
Bu suçlar kamu düzenine doğrudan zarar verdiği için, Cumhuriyet Savcılığı resen soruşturma yapar ve şikayet süresine bağlı değildir.


Dolandırıcılık Suçunun Toplumsal Etkileri

Dolandırıcılık suçu, ekonomik istikrarı, kamu güvenini ve bireyler arası güven ilişkisini zedeleyen bir suç türüdür.
Özellikle dijital platformlar, sosyal medya ve sahte yatırım vaadiyle işlenen dolandırıcılıklar, toplumda büyük maddi ve manevi kayıplara yol açmaktadır.

Bu nedenle Yargıtay kararları ve mevzuat değişiklikleri, dolandırıcılık suçlarına yönelik cezaları sürekli ağırlaştırma eğilimindedir.
Amaç, hem caydırıcılığı artırmak hem de mağduriyetlerin tekrarlanmasını önlemektir.


Dolandırıcılık Suçu ve Avukat Desteğinin Önemi

Dolandırıcılık suçuna ilişkin yargılamalar teknik, karmaşık ve delil yönünden yoğun süreçlerdir.
Savunma stratejisinin doğru belirlenmesi, hile unsurlarının varlığının tespiti ve zararın giderilmesi sürecinin yönetilmesi profesyonel hukuki destek gerektirir.

Bu noktada Av. Gökhan Yağmur tarafından sunulan ceza hukuku danışmanlık hizmetleri, dolandırıcılık suçu soruşturmalarında etkin bir savunma ve zarar azaltma süreci yürütülmesini sağlar.
Detaylı bilgi için www.gokhanyagmur.com.tr adresini ziyaret edebilir, 0542 157 06 34 numaralı telefondan doğrudan iletişime geçebilirsiniz.


Sonuç

Dolandırıcılık suçu, hem birey hem toplum açısından ağır sonuçlar doğuran, ekonomik güvenliği tehdit eden bir suç tipidir.
Türk Ceza Kanunu’nda yer alan 157 ve 158. maddeler, bu suçun her türlüsüne karşı güçlü cezai koruma sağlamaktadır.
Zararın giderilmesi, etkin pişmanlık, uzlaşma ve bireyselleştirilmiş ceza kurumlarıyla adaletin hem fail hem mağdur yönünden dengelenmesi amaçlanmıştır.

Her somut olayda, hile unsuru, mağdurun durumu, suçun işleniş şekli ve elde edilen menfaat miktarı dikkate alınarak yargılama yapılır.

Dolandırıcılık Suçu – Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Dolandırıcılık suçu, uygulamada en çok karşılaşılan ekonomik suç tiplerinden biridir. Vatandaşlar, iş dünyası ve kurumlar açısından sıkça merak edilen konular; suçun unsurları, şikayet süresi, ceza miktarı, uzlaşma durumu ve cezanın adli sicile etkisidir.
Aşağıda, dolandırıcılık suçu hakkında en çok sorulan sorulara hukuki dayanaklarıyla birlikte açıklayıcı yanıtlar verilmiştir.


Dolandırıcılık suçu nedir?

Dolandırıcılık suçu; bir kimsenin, hileli davranışlarla başka bir kişiyi aldatıp, onun veya bir başkasının zararına, kendisine veya bir başkasına haksız menfaat sağlamasıdır.
Bu suç, TCK m.157 ve TCK m.158 hükümlerinde düzenlenmiştir.
Basit dolandırıcılıkta aldatma sıradan bir hileyle yapılırken, nitelikli dolandırıcılıkta kamu kurumlarının, dini duyguların veya teknolojik sistemlerin kullanılması gibi ağırlaştırıcı unsurlar bulunur.


Dolandırıcılık suçunun cezası nedir?

  • Basit dolandırıcılık (TCK m.157):
    1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası.
  • Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158):
    3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası.

Eğer dolandırıcılık kamu kurumlarına karşı veya bilişim sistemleri aracılığıyla işlenmişse, cezanın alt sınırı 4 yıldan az olamaz ve para cezası elde edilen menfaatin en az iki katı olarak belirlenir.


Dolandırıcılık suçunda şikayet süresi ne kadardır?

Basit dolandırıcılık şikayete bağlı bir suçtur.
Mağdur, fiili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır (CMK m.73).
Süre geçerse şikayet hakkı düşer.

Nitelikli dolandırıcılık ise şikayete bağlı değildir; savcılık bu tür suçları resen soruşturur. Yani mağdur şikayetçi olmasa bile devlet bu suçu takip eder.


Dolandırıcılık suçunda uzlaşma olur mu?

  • Basit dolandırıcılık (TCK m.157): Uzlaşmaya tabidir.
    Fail ve mağdur arasında uzlaşma sağlanırsa, dava düşer ve sabıka kaydı oluşmaz.
  • Nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158): Uzlaşmaya tabi değildir.
    Bu suç kamu düzenini ilgilendirdiği için, Cumhuriyet Savcılığı tarafından re’sen yürütülür.

Dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlık uygulanabilir mi?

Evet.
TCK m.168’e göre fail, zararı tamamen giderirse veya mağdurla anlaşırsa, cezada indirime gidilir.

  • Soruşturma aşamasında zararın giderilmesi hâlinde ceza yarı oranında,
  • Kovuşturma aşamasında giderilmesi hâlinde üçte bir oranında indirilir.

Bu uygulama, suçun işlenmesinden sonra failin pişmanlık gösterdiği ve mağduriyetin giderildiği durumlarda adaletin sağlanmasını amaçlar.


Dolandırıcılık suçunda HAGB uygulanabilir mi?

Evet, ancak yalnızca belirli koşullar altında.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı verilebilmesi için:

  1. Verilen cezanın 2 yıl veya altında olması,
  2. Sanığın kasıtlı bir suçtan sabıkalı olmaması,
  3. Mağdurun zararının tamamen giderilmesi gerekir.

Nitelikli dolandırıcılık suçlarında ceza alt sınırı 3 yıl olduğundan, HAGB genellikle uygulanmaz.


Dolandırıcılık suçunda cezanın ertelenmesi mümkün mü?

Basit dolandırıcılık suçlarında verilen kısa süreli hapis cezaları ertelenebilir.
Ancak nitelikli dolandırıcılıkta cezanın alt sınırı yüksek olduğundan genellikle erteleme mümkün değildir.
Mahkeme, failin geçmişi, pişmanlığı ve zararı giderip getirmediğine göre erteleme kararı verebilir.


Dolandırıcılık suçu zamanaşımı süresi nedir?

  • Basit dolandırıcılık: 8 yıl,
  • Nitelikli dolandırıcılık: 15 yıl.

Bu süreler, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Zamanaşımı dolmadan suçun yargılanması veya infazı yapılmalıdır.


Dolandırıcılık suçu sabıka kaydına geçer mi?

Evet.
Dolandırıcılık mahkûmiyeti adli sicil kaydına işlenir.
Cezanın infazından 5 yıl sonra arşiv kaydına alınır, ancak tamamen silinmesi için 15 yıl geçmesi gerekir.
Ayrıca, bu kayıt kamu görevine atanma veya güvenlik soruşturmasında olumsuz sonuç doğurabilir.


Dolandırıcılık suçundan nasıl beraat edilir?

Beraat kararı, şu hallerde verilebilir:

  • Mağdurun gerçekten kandırılmadığı,
  • Hileli davranışların aldatma gücünün bulunmadığı,
  • Failin haksız menfaat elde etmediği,
  • Eylemin hukuki ilişki (örneğin sözleşme ihlali) kapsamında kaldığı durumlarda.

Yargıtay, borç-alacak uyuşmazlıklarında dolandırıcılık suçunun oluşmadığına dair çok sayıda karar vermiştir.


Dolandırıcılık suçu sicilden ne zaman silinir?

Cezanın infazının tamamlanmasından 5 yıl sonra adli sicil kaydı arşiv kaydına alınır.
15 yılın dolması veya memnu hakların iadesi kararı verilmesiyle kayıt tamamen silinir.
Bu süreç otomatik değil, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü nezdinde yürütülür.


Dolandırıcılık suçuna ilişkin hangi Yargıtay kararları önemlidir?

  • Yargıtay CGK, 2020/506 K. – Sahte sigorta hasar tazminatı dolandırıcılığı.
  • Yargıtay 15. CD, 2021/9431 K. – Sosyal medya üzerinden kapora dolandırıcılığı.
  • Yargıtay 11. CD, 2022/11572 K. – Kamu kurumu adına yardım toplama suçu.
  • Yargıtay 23. CD, 2016/11250 K. – Polis gibi davranarak telefon dolandırıcılığı.
  • Yargıtay 15. CD, 2019/12044 K. – Zincirleme dolandırıcılık.

Bu kararlar, uygulamada suçun oluşum kriterlerini ve cezalandırma ölçütlerini belirlemiştir.


Dolandırıcılık suçu soruşturmasında avukat desteği neden önemlidir?

Dolandırıcılık soruşturmaları, delil toplama, banka kayıtları, dijital veri incelemesi gibi teknik süreçler içerir.
Bu nedenle uzman bir ceza avukatının müdahalesi;

  • Hile unsurlarının doğru tespit edilmesini,
  • Etkin pişmanlık sürecinin doğru yürütülmesini,
  • HAGB veya erteleme gibi lehe hükümlerin uygulanmasını sağlar.

Av. Gökhan Yağmur, dolandırıcılık suçu davalarında etkin savunma stratejileri geliştirerek, müvekkillerin ceza riskini en aza indirmektedir.
📞 İletişim: www.gokhanyagmur.com.tr0542 157 06 34

Sonuç

Dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nda hem mağduru hem de kamu güvenini koruyan kapsamlı bir suç tipidir.
TCK m.157–158 hükümleri uyarınca failin cezalandırılması, mağduriyetin giderilmesi ve ekonomik güvenliğin sağlanması hedeflenmiştir.
Her somut olayda, eylemin aldatma kabiliyeti, zararın miktarı, failin kastı ve menfaatin elde edilip edilmediği unsurları değerlendirilerek adil bir yargılama yapılır.

Yargıtay kararları da göstermektedir ki; dolandırıcılık suçu sadece maddi değil, ahlaki ve toplumsal güven açısından da en ağır suç tiplerinden biridir.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu