Bilgi BankasıCeza Hukuku

Tacir, Şirket Yöneticisi veya Şirket Adına Hareket Edenlerin Dolandırıcılık Suçu (TCK m.158/1-h)

Tacirler, şirket yöneticileri veya şirket adına işlem yapan kişilerin ticari faaliyetleri sırasında gerçekleştirdikleri dolandırıcılık fiilleri, Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-h maddesinde nitelikli dolandırıcılık kapsamında düzenlenmiştir. Bu suç tipi, ekonomik hayata duyulan güveni korumak amacıyla, özellikle ticari ilişkilerde ortaya çıkabilecek hileli davranışlara karşı ağır yaptırımlar öngörmektedir.

5237 sayılı TCK m.158/1-h-son hükmüne göre, bu nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyenlere 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilmektedir.

Kanunda yer alan düzenleme şu şekildedir:

TCK m.158

  1. Dolandırıcılık suçunun;

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

işlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Ayrıca, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca:

  • Suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda ceza yarı oranında artırılır.
  • Fiilin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ise ceza bir kat artırılır.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, suçun mutlaka ticari faaliyet kapsamında işlenmiş olmasıdır. Tacir sıfatına sahip bir kişinin, ticari faaliyetiyle ilgisi olmayan bir aldatıcı eylemi bu nitelikli hal kapsamında değerlendirilmez.

TCK m.158/1-h’de ayrıca kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyeti çerçevesinde işledikleri dolandırıcılık da düzenlenmiş olup, bu suç türü farklı özellikler taşıdığından ayrı bir incelemede ele alınmaktadır.


Tacir, Şirket Yöneticisi veya Şirket Adına Hareket Edenlerin Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Unsurları

5237 sayılı TCK’nın 158/1-h maddesi, tacirlerin, şirket yöneticilerinin veya şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işledikleri dolandırıcılık fiillerini nitelikli dolandırıcılık olarak kabul etmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için belli unsurların varlığı aranır:

1. Failin Sıfatı

Suçun faili;

  • Tacir,
  • Şirket yöneticisi,
  • Şirket adına hareket etmeye yetkili temsilci veya şirket müdürü
    olabilir.

Ancak Yargıtay uygulamasında, fiilen şirket adına faaliyet yürütüp hileli eylemlerde bulunan kişiler de “şirket adına hareket eden” sıfatını kazanarak bu suçun faili sayılabilmektedir. Örneğin, resmi ortak sıfatı bulunmasa dahi şirket işlerini yürüten, projeler gösteren ve şirket kartvizitinde adı geçen kişinin dolandırıcılıktan sorumlu tutulması gerekir (Y15CD-K.2020/5228).

2. Şirket Adına Hareket Edenler

“Şirket adına hareket edenler” ifadesi kapsamına;

  • Ticari mümessiller,
  • Ticari vekiller,
  • Acenteler
    de girer.

Bu nedenle yalnızca resmi temsil yetkisi değil, fiilen şirket adına ticari işlem yapılması da önemlidir.

3. Ticari Faaliyet Bağlantısı

Suçun mutlaka şirketin ticari faaliyeti sırasında ve bu faaliyetle ilgili olarak üçüncü kişilere karşı işlenmesi gerekir. Faaliyet şirket işleriyle bağlantılı değilse, TCK m.158/1-h uygulanmaz.

Örnek: Bir şirket yöneticisinin kendi özel aracını sahte ilanla satarak menfaat elde etmesi halinde bu suç değil, bilişim yoluyla dolandırıcılık söz konusu olur.

4. Esnaf – Tacir Ayrımı

TCK m.158/1-h yalnızca ticari faaliyet için geçerlidir. Esnaf faaliyetleri bu kapsamda değerlendirilmez.

  • TTK m.12: Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kişi tacirdir. Ticaret siciline kayıtlı olmak tek başına belirleyici değildir; fiili faaliyet de önemlidir.
  • TTK m.15: Geliri belirli sınırları aşmayan, ekonomik faaliyeti daha çok beden gücüne dayanan kişiler esnaf kabul edilir.

Yargıtay’a göre vergi mükellefiyeti veya sicil kaydı da tek başına kesin ölçüt değildir; işin hacmi ve muhasebe gerekliliği araştırılarak tacir-esnaf ayrımı yapılmalıdır.

5. Suça İştirak

Tacir veya şirket yöneticisi sıfatına sahip olmayanlar, bu suçun münferit faili olamaz. Ancak azmettirme (TCK m.38) veya yardım etme (TCK m.39) yoluyla suça şerik olabilirler.

6. Hileli Hareketler

Sanığın, ticari faaliyet kapsamında gerçekte yerine getirmeyeceği vaatlerde bulunması veya imkânsız olduğunu bilerek bazı projeleri gerçekleştireceğini söylemesi dolandırıcılık suçunu doğurur.

Örneğin, sanığın inşaat yapamayacağını bildiği arsalar için kat karşılığı konut yapacağı vaadiyle menfaat sağlaması, TCK m.158/1-h kapsamındaki nitelikli dolandırıcılıktır (Y11CD-K.2022/6825).

7. Güveni Kötüye Kullanma Ayrımı

Şirket ortaklarının, şirket mallarını gizlemek, devretmek veya kaçırmak amacıyla yaptıkları işlemler dolandırıcılık değil, güveni kötüye kullanma (TCK m.155) suçunu oluşturur.

Örneğin, sanığın kendi ortağından mal kaçırmak amacıyla şirket taşınmazını satması halinde fiil dolandırıcılık değil, güveni kötüye kullanmadır. Bu hususta Yargıtay, suç vasfında yanılgıya düşülmemesi gerektiğini vurgulamaktadır (Y15CD-K.2020/6877).


Bu çerçevede, TCK m.158/1-h’nin uygulanabilmesi için:

  1. Failin tacir, şirket yöneticisi veya şirket adına hareket eden kişi olması,
  2. Fiilin ticari faaliyet kapsamında gerçekleşmesi,
  3. Hileli davranışlarla mağdurun aldatılarak menfaat sağlanması
    zorunlu unsurlardır.

Tacir veya Şirket Yöneticilerinin Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Teşebbüs Hükümleri

Ceza hukukunda suça teşebbüs, failin kastettiği suçu gerçekleştirmek için kanunda öngörülen icra hareketlerine başlamasına rağmen, kendi iradesi dışında gelişen sebeplerle suçun tamamlanamaması durumudur (TCK m.35).

Tacir, şirket yöneticisi ya da şirket adına hareket eden kişiler tarafından ticari faaliyet sırasında işlenen nitelikli dolandırıcılık suçu da teşebbüs aşamasında kalabilir. Örneğin, failin hileli davranışlarla mağduru aldatmaya başlaması fakat mağdurun zarara uğramadan durumu fark etmesi halinde suç tamamlanmamış olur.

Bu gibi durumlarda TCK m.35/2 uyarınca, faile verilecek ceza dörtte bir ile dörtte üç arasında indirilir. Dolayısıyla, TCK m.158/1-h kapsamında düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun icra hareketleri gerçekleşmiş olsa da tamamlanamaması halinde, failin sorumluluğu teşebbüs hükümleri çerçevesinde belirlenir.


Tacir veya Şirket Yöneticilerinin Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, failin işlediği suç nedeniyle sonradan pişmanlık duyarak mağdurun zararını gidermesi ve adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunması halinde, cezasında indirim yapılmasına imkân tanıyan bir ceza hukuku kurumudur.

Tacir, şirket yöneticisi veya şirket adına hareket eden kişiler tarafından ticari faaliyet sırasında işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunda da etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilmektedir. Bunun için failin, suçtan doğan zararı mağdura iade veya tazmin yoluyla tamamen gidermesi gerekir.

Ancak önemli bir ayrım vardır:

  • Suç teşebbüs aşamasında kalmışsa, yani mağdur henüz zarara uğramadan fiil yarıda kesilmişse, failin sonradan zararı gidermesi etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmasına imkân vermez.
  • Suç tamamlanmışsa, etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir.

TCK m.168/1 uyarınca, nitelikli dolandırıcılık tamamlandıktan sonra fakat kovuşturma başlamadan önce fail, azmettiren veya yardım eden kişi kendi iradesiyle mağdurun zararını tamamen giderirse, cezada üçte ikiye kadar indirim yapılabilir. Bu aşama soruşturma evresidir.

TCK m.168/2’ye göre ise, etkin pişmanlık kovuşturma başladıktan sonra, fakat mahkeme hüküm vermeden önce gerçekleşirse, ceza yarısına kadar indirilir.

Dolayısıyla, tacir veya şirket yöneticisi sıfatıyla işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunda failin mağdurun zararını ne zaman giderdiği, uygulanacak indirim oranını doğrudan etkilemektedir.


Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Görevli Mahkeme, Şikâyet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaştırma

1. Görevli Mahkeme

Tacir, şirket yöneticisi veya şirket adına hareket eden kişiler tarafından ticari faaliyet sırasında işlenen nitelikli dolandırıcılık suçlarının yargılaması, suçun cezasının üst sınırı dikkate alınarak ağır ceza mahkemesi tarafından yapılır.

2. Şikâyet Süresi

TCK m.158/1-h’de düzenlenen bu suç tipi şikâyete bağlı değildir. Yani, suçun soruşturulması için mağdurun şikâyetçi olması gerekmez; Cumhuriyet savcılığı tarafından resen soruşturma yapılır. Ancak mağdur şikâyette bulunursa, bu şikâyetin en geç dava zamanaşımı süresi içinde yapılması gerekir.

3. Zamanaşımı

Bu suç bakımından dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre içinde dava açılabilir ve yargılama yapılabilir.

4. Uzlaştırma

Nitelikli dolandırıcılık, TCK m.158 kapsamında düzenlendiğinden, uzlaşma kapsamındaki suçlar arasında değildir. Dolayısıyla, soruşturma veya kovuşturma aşamasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasına gerek yoktur. Uzlaştırma yalnızca ilgili kanunda açıkça sayılan suçlar için geçerlidir.


Tacir veya Şirket Yöneticilerinin Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında verilen cezanın hukuken sonuç doğurmamasını sağlayan, belirli şartların gerçekleşmesi halinde davanın düşmesine yol açan bir ceza hukuku kurumudur. HAGB kararında sanık, 5 yıl denetim süresine tabi tutulur ve bu süre içerisinde kasıtlı bir suç işlemezse dava düşer, sabıka kaydına işlenmez.

HAGB’nin Şartları

HAGB kararı verilebilmesi için:

  • Sanığa verilen cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetinin bulunmaması,
  • Mağdurun zararının tamamen giderilmesi,
  • Mahkemenin sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutumunu dikkate alarak yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varması gerekir.

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda HAGB

TCK m.158/1-h kapsamında işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu nedenle, kural olarak ceza miktarı HAGB sınırlarını aşar. Ancak,

  • Teşebbüs hükümleri,
  • Etkin pişmanlık indirimi,
  • Takdiri indirim nedenleri

uygulandığında ceza 2 yıl ve altına düşürülebilir. Böyle bir durumda sanık lehine HAGB kararı verilmesi mümkündür.

Özellikle mağdurun uğradığı zararın giderilmesi, mahkemenin HAGB uygulamasında en önemli koşullardan biridir. Bu şart yerine getirildiğinde, nitelikli dolandırıcılık suçunda da sanık hakkında HAGB kararı verilebilmektedir.


Tacir veya Şirket Yöneticilerinin Nitelikli Dolandırıcılık Suçunda Cezanın Ertelenmesi ve Adli Para Cezasına Çevrilmesi

1. Adli Para Cezasına Çevirme

Adli para cezası, hapis cezasının yerine uygulanabilen veya tek başına öngörülebilen yaptırım türlerinden biridir. Ancak TCK m.158/1-h kapsamında işlenen nitelikli dolandırıcılık suçunda öngörülen ceza 3 yıldan 10 yıla kadar hapis olduğundan, bu suçtan verilen hapis cezası kural olarak adli para cezasına çevrilemez.

Bununla birlikte:

  • Daha az cezayı gerektiren bazı özel hallerde (TCK m.144),
  • Fail ile mağdur arasındaki yakın akrabalık ilişkilerinde (TCK m.167/2),

verilecek cezanın 1 yıl veya daha az süreli hapis cezasına inmesi mümkündür. Bu gibi istisnai durumlarda, hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir.

2. Cezanın Ertelenmesi

Cezanın ertelenmesi, mahkemenin hükmettiği hapis cezasının cezaevinde infazından koşullu olarak vazgeçilmesidir. Erteleme kararı verilebilmesi için:

  • Sanığa verilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması (bazı durumlarda 3 yıl),
  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hüküm giymemiş olması,
  • Yargılama sürecinde olumlu hal ve tavır sergilemesi gerekir.

Tacir veya şirket yöneticisinin işlediği nitelikli dolandırıcılık suçunda ceza alt sınırının yüksek olması nedeniyle erteleme her zaman mümkün olmayabilir. Ancak, teşebbüs, etkin pişmanlık, takdiri indirim nedenleri gibi haller uygulanarak ceza alt sınıra çekildiğinde, şartlar oluşursa hapis cezasının ertelenmesi mümkündür.


Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin Ticari Faaliyetleri Sırasında Nitelikli Dolandırıcılık – Yargıtay Kararları

TCK 158/1-h’de Failin “Şirket Adına Hareket” Edip Etmediğinin Araştırılması
Sanığın, suç tarihinde eşine ait “… İş Sağlığı Güvenliği Danışmanlık …” adlı şahıs firması üzerinden hareket ettiği; katılan şirketle, üretilen emniyet kemerine ilişkin CE belgesi temini için teknik dosyanın hazırlanması ve belgenin verilmesine dair anlaşmaya vardığı; Finlandiya’daki bir kurumdan belge almaya hak kazanıldığını bildirdikten sonra 11.05.2009 tarihinde sahte CE belgesini 2.000 TL karşılığında katılana teslim ettiği, seri üretim sonrası belgenin sahte olduğunun anlaşıldığı olayda; TTK m.12, m.11 ve m.15 hükümleri çerçevesinde, TCK m.158/1-h’nin uygulanabilmesi için failin tacir olması veya bir şirketin yöneticisi/temsilcisi ya da şirket adına hareket eden kişi sıfatını taşıması ve fiilin şirket faaliyeti sırasında üçüncü kişilere karşı işlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu kapsamda, sanığın adına hareket ettiği “… İş Sağlığı Güvenliği Danışmanlık …” firmasının ticaret sicil kaydının araştırılması, sanığın yetkili/temsilci olup olmadığının ve suç tarihi öncesinde firma adına işlem yapıp yapmadığının tespiti; sonuçta sanığın tacir/şirket yetkilisi olduğunun belirlenmesi halinde TCK m.158/1-h’den, değilse TCK m.157/1 (uzlaşmaya tabi basit dolandırıcılık) kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme ile mahkûmiyet kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11CD Esas : 2021/19321, Karar : 2022/5116).

Şahıs İşletmesi, Ticari Şirket Sayılmadığından TCK 158/1-h Uygulanamaz
TCK m.158/1-h bakımından ön koşul, bir şirketin varlığı ve failin bu şirketin yöneticisi/temsilcisi ya da şirket adına hareket eden kişi olmasıdır. Dosya kapsamına göre sanığın işlettiği yerin ticari şirket değil şahıs işletmesi olduğu belirlenmiş; bu durumda eylemin TCK m.157/1’de düzenlenen basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir (Yargıtay 11CD Esas : 2021/12607, Karar : 2022/265).

Şirket Yöneticisinin Daire Satışında Nitelikli Dolandırıcılık
Sanık Sadun Y.’nin şirket yöneticisi sıfatıyla ticari faaliyet sırasında katılana vaat ettiği daireyi birden fazla kişiye satarak haksız menfaat elde ettiği; diğer sanık Altuğ Y.’nin yetkili ve ortak olmadığı bildirildiği halde, baba–oğul birlikte ticari faaliyet yürüttükleri, satışta bizzat bulunduğu, tanık olarak sözleşmeyi imzaladığı ve önceki savunmasında şirketin kurucusu/büyük ortağı olduğunu söylediği anlaşıldığından, Altuğ Y.’nin Sadun Y.’nin eylemine asli fail olarak iştirak ettiği kabul edilmiş ve nitelikli dolandırıcılık mahkûmiyeti usul ve yasaya uygun bulunmuştur (Yargıtay 11. Ceza Dairesi Esas No : 2021/13659, Karar No : 2023/522).

Şirket Faaliyeti Kapsamında Sahte Bono Verilmesi
Katılandan alınan delik tezgâhı karşılığında sahte bonoların verilmesi şeklindeki eylemde, sanıkların şirket sahibi olduğu gözetilerek fiilin TCK m.158/1-h kapsamına girdiği; buna rağmen TCK m.157 uyarınca basit dolandırıcılıktan hüküm kurulmasının suç vasfında yanılgı oluşturduğu belirtilmiştir (Yargıtay 11CD Esas : 2022/8754, Karar : 2023/226).

“Hediye Kazandınız” Vaadiyle Menfaat Temini
“… Ticaret” unvanlı şirketin temsilcisi konumundaki sanık ile onun bilgisi ve talimatıyla hareket eden diğer sanığın, müştekilere hediye kazandıklarını, hediyeyi alabilmek için ürün satın almaları gerektiğini söyleyerek menfaat elde ettikleri iddiasında; eylemin TCK m.158/1-h kapsamında olup olmadığının takdir ve değerlendirme görevi Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğundan, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla zamanaşımından düşme kararı verilmesi bozma sebebi sayılmıştır (Yargıtay 11CD Esas : 2021/32287, Karar : 2022/15912).

Şirket Yetkilisinin Nitelikli Dolandırıcılığı
Sanık …’un …-vet şirketi yetkilisi, diğer sanık …’un ise kardeşi ve Gaziantep Sığır Yetiştiricileri Birliği başkanı olduğu; şirket faaliyetleri kapsamında ihaleyi kazandıkları, holstein cinsi suni tohumlama ve şap aşısı taşıyan hayvanlar teslim etmeleri gerekirken bir kısım hayvanların farklı cinste/şartsız olduğu, böylece kalite ve değeri yüksek göstererek menfaat sağladıkları iddiasında; TCK m.158/1-h kapsamında değerlendirme yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozma nedeni olduğu ifade edilmiştir (Yargıtay 11CD Esas : 2021/19893, Karar : 2022/15791).

Şirket Faaliyeti Sırasında Konut Satışı – TCK m.158/1-h’nin Uygulanması
“ … İnşaat Taahhüt Emlak” unvanlı firmanın suç tarihi itibarıyla şirket vasfında olup olmadığı ve sanığın şirketi temsil/ilzam yetkisi veya şirket adına hareket eden kişi olup olmadığı ticaret sicilinden sorulmalı; şirket ve temsil koşulları mevcutsa eylem TCK m.158/1-h kapsamında, aksi halde uzlaşmaya tabi TCK m.157/1 kapsamında değerlendirilmelidir. Eksik incelemeyle nitelikli dolandırıcılıktan mahkûmiyet kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 11CD Esas : 2021/14094, Karar : 2022/15375).

TCK 158/1-h’de “Şirket Adına Hareket” Araştırması (Tekrar)
Eşe ait “… İş Sağlığı Güvenliği Danışmanlık …” adlı şahıs firması üzerinden sahte CE belgesi verilmesi olayında; firma sicil kaydı, sanığın yetkisi/temsil durumu ve suç tarihinden önce firma adına hareket edip etmediğinin belirlenmesi; şartların gerçekleşmesi halinde TCK m.158/1-h, aksi halde TCK m.157/1 kapsamında hüküm kurulması gerektiği belirtilmiş; eksik incelemeyle mahkûmiyetin bozma nedeni olduğu vurgulanmıştır (Yargıtay 11CD Esas : 2021/19321, Karar : 2022/5116).

Tacir Sıfatı/Sirket Unvanı Kullanılmadan Haksız Menfaat Elde Edilmesi
Somut olayda sanığın şirket kurmaksızın faaliyette bulunduğu, satış sözleşmesi ve gayrimenkul satış vaadinde şirket veya tacir sıfatını kullanmaksızın menfaat temin ettiği anlaşılmış; bu nedenle eylemin, 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamına alınan TCK m.157/1’deki basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, nitelikli dolandırıcılıktan mahkûmiyet hükmünün suç vasfında hataya dayandığı belirtilmiştir (Yargıtay 11CD Esas : 2021/34593, Karar : 2021/10684).

Önceden Satılan Dairenin Tekrar Satışı
Sanığın, katılanlardan …’dan daire bedelini tam almasına rağmen kat irtifakı tesis edilen daireyi başkasına satması; diğer katılanlardan bedellerin bir kısmını almasına rağmen kısa süre sonra daireleri üçüncü kişiye devretmesi olgularıyla başlangıçtan beri dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, sanığın yetkilisi olduğu “… İnşaat ve Taahhüt İşleri” firması hakkında ticaret sicilinden kayıt/temsil yetkisi araştırılarak, tacir/şirket yetkilisi ise TCK m.158/1-h, değilse TCK m.157/1 kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken eksik araştırma ile beraat kararı verilmesi bozma sebebidir (Y11CD Esas : 2021/25529, Karar : 2021/9579).

Kooperatif Yöneticisi ve Şirket Yetkilisinin Nitelikli Dolandırıcılığı
Sanıklardan … ve …’in “… Yapı Endüstrileri İnşaat” şirketi yetkilisi, …’un ise S.S. … Konut Yapı Kooperatifi başkanı olduğu; kat karşılığı inşaat sözleşmesine rağmen vaat edilen 6 daire yerine bir daire, bir dairenin yarı hissesi ve bir dükkânın devredildiği iddiasında; şirket ve kooperatif adına ticari faaliyet sırasında hareket edildiğinden, TCK m.158/1-h kapsamında değerlendirme yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu; görevsizlik yerine yargılamaya devamla karar verilmesinin bozma nedeni olduğu belirtilmiştir (Yargıtay 15CD Esas : 2017/30086, Karar : 2020/12194).

TCK 158/1-h Uygulaması İçin Esnaf/Tacirliğin Tespiti
Ticaret sicili veya Oda kaydının bulunmaması tacir olunmadığının kesin kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefiyeti de esnaf–tacir ayrımında tek başına ölçüt değildir. Mahkeme; faaliyetin esnaf kapsamında kalıp kalmadığını, işin hacminin ticari muhasebe gerektirip gerektirmediğini ve ticari boyuta ulaşıp ulaşmadığını araştırmalı; sonuçta eylem TCK m.158/1-h kapsamında değilse TCK m.157/1 (uzlaşmaya tabi) yönünden değerlendirmelidir. Eksik inceleme ile nitelikli dolandırıcılıktan mahkûmiyet, bozma nedenidir (Yargıtay 15CD Esas : 2017/29399, Karar : 2020/12033).

Şirketin Mali Yetersizliğine Rağmen Yerine Getirilemeyecek Sözleşmeler
Sanıkların savunmaları, katılan beyanları, tanık anlatımları, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri, tahsilat makbuzları, ticaret sicili ve bilirkişi raporuna göre; belirlenen tarihler geçmesine rağmen inşaata başlanmadığı, proje/izin işlemleri yapılmadığı, arsaların başkaları adına kayıtlı olduğu ve şirketin borçları nedeniyle yükümlülükleri yerine getiremeyeceğini bilmelerine rağmen sözleşme imzalayıp bedeller tahsil ettikleri, akabinde ortadan kayboldukları anlaşılmış; eylemin TCK m.158/1-h’deki nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu halde beraat verilmesi, delil takdirindeki yanılgı nedeniyle bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 15CD Esas : 2019/5292, Karar : 2020/11483).

Sigorta Acentesi “Şirket Adına Hareket Eden” Kişidir
Sigorta acentesinin yaptığı işler karşılığında VUK gereği serbest meslek makbuzu yerine fatura düzenleme zorunluluğu bulunduğundan, acentelik serbest meslek kapsamında değerlendirilemez. Bu nedenle sigorta acentesi, şirket adına hareket eden kişi sayılır ve eylem TCK m.158/1-h kapsamında değerlendirilmelidir. Somut olayda suç vasfında yanılgı bulunduğu belirtilmiş, ancak sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır (Yargıtay 15. Ceza Dairesi Esas : 2017/12135, Karar : 2020/924).


Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


Av. Gökhan Yağmur

Avukat Gökhan Yağmur, bireylerin ve şirketlerin hukuki sorunlarına çözüm üretmek amacıyla faaliyet gösteren, dinamik ve deneyimli bir hukukçudur. İstanbul Barosu’na kayıtlı olan Av. Gökhan Yağmur, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, iş hukuku, icra ve iflas hukuku, ticaret hukuku ve gayrimenkul hukuku alanlarında geniş bir dava pratiğine sahiptir. Mesleki kariyerine başladığı günden bu yana müvekkillerinin hak ve menfaatlerini titizlikle korumayı ilke edinen Gökhan Yağmur, her dosyaya özel stratejik bir bakış açısıyla yaklaşır. Gerek dava takibi gerekse danışmanlık hizmetlerinde şeffaflık, ulaşılabilirlik ve çözüm odaklılık esas alınır. Küçükçekmece’de bulunan hukuk bürosunda hem yerli hem de yabancı müvekkillere hizmet sunan Av. Gökhan Yağmur, hukuki sürecin her aşamasında müvekkillerine etkin destek sağlar. Güncel mevzuatı ve Yargıtay içtihatlarını yakından takip ederek her zaman en doğru, en etkili hukuki yaklaşımı benimsemeyi amaçlar. Av. Gökhan Yağmur, sadece bir dava avukatı değil; aynı zamanda müvekkilleriyle uzun soluklu güven ilişkileri kuran bir hukuk danışmanıdır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu