Hukuk Ders Notları2. Sınıf Hukuk Ders NotlarıBorçlar Hukuku (Genel Hükümler)HMGS Ders NotlarıHukuk Mesleklerine Giriş Sınavı (HMGS)Ticaret Hukuku (Ticari İşletme, Şirketler, Kıymetli Evrak)

BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI BÖLÜM 4 BORÇ İLİŞKİLERİNDE ÖZEL DURUMLAR – Av. GÖKHAN YAĞMUR

Borçlar Hukuku dersinde “Borç İlişkilerinde Özel Durumlar” konusunu özetleyen açıklayıcı ve güncel ders notlarını burada bulabilirsiniz.

Borç İlişkilerinde Özel Durumlar

Borç İlişkilerinde Özel Durumlar

Bu bölümde, borç ilişkilerinde sıklıkla karşılaşılan özel kurumlar sistematik biçimde ele alınacaktır. Şarta bağlı borçlar, bağlanma parası (kapora), cayma parası, ceza koşulu (cezaî şart), müteselsil borçluluk ve alacaklılık, alacağın devri (temlik), borcun üstlenilmesi (nakli), borca katılma, sözleşmenin devri ve sözleşmeye katılma gibi başlıklar altında; tanımlar, türler, hüküm ve sonuçlar, uygulama notları ve örnek olaylarla birlikte açıklanmaktadır. Metin, hem mevzuata hem de doktrine uygun bir akademik üslup ile genişletilmiş olup, WordPress uyumlu Markdown yapısındadır.

Anahtar kavramlar: şarta bağlı borçlar, bağlanma parası, cayma parası, ceza koşulu, müteselsil borçluluk, alacağın devri, borcun üstlenilmesi, sözleşmenin devri, sözleşmeye katılma.


I. Şarta Bağlı Borçlar

Şarta bağlı borç, bir sözleşmenin hüküm doğurması veya sona ermesinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belirsiz bir olguya bağlandığı hâllerde ortaya çıkar. Şart, hukuka veya ahlaka aykırı bir davranışı gerçekleştirmeyi amaçlıyorsa, bu şartı içeren hukuki işlem kesin hükümsüzdür; zira hukuk düzeni, yasak fiili motive eden koşulları geçerli kabul etmez.
Bu kurum, borçların doğum ve sona erme zamanlamasını etkileyerek, muacceliyet, zamanaşımı ve ifa süreçlerine yön verir.

A. Şartın Türleri

Her bir şart türü, sözleşmenin kaderine farklı biçimde etki eder; aşağıda yer alan ayrımlar uygulamada sonuçları bakımından önemlidir.

1. Geciktirici (Taliki) Şart – Bozucu (İnfisahi) Şart

Geciktirici şartta, borcun doğumu veya sözleşmenin hüküm ifade etmesi, belirsiz bir olgunun gerçekleşmesine bağlanır. Örneğin, “A, B işe girerse 30.000 TL bağışlayacaktır.” Bu örnekte hak, şart gerçekleştiğinde doğar ve sözleşme o andan itibaren hüküm doğurmaya başlar. Aksi kararlaştırılmadıkça, geciktirici şarta bağlı sözleşme şart gerçekleşince hüküm ifade eder.
Bozucu şartta ise mevcut bir sözleşmenin sona ermesi, belirsiz bir olgunun gerçekleşmesine bağlanır. Örneğin, “Yurt dışına taşınırsan ortaklığımız sona erer.” Şart gerçekleştiğinde sözleşme hükümleri ileriye etkili olarak ortadan kalkar; aksi kararlaştırılmadıkça veya işin niteliğinden anlaşılmadıkça sona erme geçmişe etkili değildir.

Uygulama Notu
  • Geciktirici şart, tarafların risk dağılımını geleceğe bırakır ve bu sürede bekleme hâli doğurur.
  • Bozucu şart, mevcut ilişkiyi sürdürür; olay gerçekleştiğinde ilişki kendiliğinden biter.
Örnek Olay

“Satış sözleşmesi kurulu; alıcı kredi bulursa sözleşme yürürlükte kalacak” kaydı, geciktirici koşul niteliği taşıyabilir. “Satış tamam; ancak bina yıkım kararı çıkarsa sözleşme sona erer” kaydı, bozucu koşuldur.

2. İradi Şart – Tesadüfi Şart – Karma Şart

  • İradi şart, gerçekleşmesi taraflardan birinin irade ve fiiline bağlı olan koşuldur. Örn. “Dükkanı kiralarsan masaları hediye ederim.”
  • Tesadüfi şart, tarafların iradesi dışında gelişen olaya bağlanır. Örn. “Belediye alkol ruhsatı verirse dükkanı kiralarım.”
  • Karma şart, hem taraf iradesini hem de dışsal bir olguyu içerir. Örn. “Y evlenirse Bodrum’daki yazlığı bağışlarım.” Burada Y’nin iradesi yanında üçüncü kişinin evlenme iradesi de gerekir.
Değerlendirme

İradi şart, tarafın kontrol alanına yakınken; tesadüfi şart dışsal riskleri içerir. Karma şart, her iki boyutu harmanlayarak belirsizliği artırır ve sözleşmesel dengeyi etkiler.

3. Olumlu Şart – Olumsuz Şart

  • Olumlu şart, yeni bir olgunun gerçekleşmesine bağlanır (asgari ücrete zam yapılması, kış yağışlarının yeterli olması gibi).
  • Olumsuz şart, belirli bir olgunun gerçekleşmemesine bağlanır (dolar kurunun artmaması, mahsulün don vurmaması gibi).
Örnek

Yeterli yağış olursa tarla satış bedeline %5 prim eklenecek” (olumlu şart). “Kur artmazsa yurt dışı hizmet bedeli değişmeyecek” (olumsuz şart).

B. Şartın Hüküm ve Sonuçları

Şartın gerçekleşmesine ve sürecine ilişkin sonuçlar, borç ilişkisinin işleyişine doğrudan etki eder:

  • Muacceliyet ve zamanaşımı: Şart gerçekleştiğinde borç muaccel olur; bu andan itibaren zamanaşımı işlemeye başlar.
  • Mirasçılık: Koşul, tarafın bizzat ifası gereken bir davranış değilse, o tarafın ölümü hâlinde mirasçıları onun yerine geçebilir.
  • İfa engelleri: Koşul gerçekleşinceye kadar borçlu, borcun gereği gibi ifasını engelleyen her davranıştan kaçınmakla yükümlüdür.
  • Engelleme ve sağlama hâlleri:
    • Taraflardan biri dürüstlük kuralına aykırı şekilde koşulun gerçekleşmesini engellerse, koşul gerçekleşmiş sayılır.
    • Taraflardan biri dürüstlük kuralına aykırı şekilde koşulun gerçekleşmesini sağlarsa, koşul gerçekleşmemiş sayılır.
  • Alacaklıyı koruma: Koşula bağlı hakkı tehlikeye düşürülen alacaklı, koşula bağlı olmayan alacaklıların başvurabileceği koruyucu önlemlere başvurabilir.
  • Tasarrufların durumu: Koşuldan önce yapılan tasarruflar, koşul hükümlerini zedelediği ölçüde geçersiz olur.
  • Erken teslim yararları: Şey, koşul gerçekleşmeden alacaklıya verilmişse; koşul gerçekleşirse alacaklı, koşulun gerçekleşmesine kadar elde ettiği yararların sahibi olur; koşul gerçekleşmezse bu yararları iade eder.
  • Temlik ve takas: Koşul gerçekleşmeden alacak devredilebilir, fakat takas edilemez; zira takas için muacceliyet gerekir.
Uygulama Notu

Koşula bağlı alacakların temliki, finansman ve risk yönetimi amacıyla sıklıkla kullanılır; ancak takas talebinde bulunan borçlu, muacceliyet eksikliği nedeniyle takas imkânı bulamayacaktır.


II. Bağlanma Parası (Kapora)

TBK m. 177 uyarınca, sözleşme yapılırken verilen para, aksi belirtilmedikçe cayma parası değil, sözleşmenin yapıldığına kanıt olan bağlanma parası sayılır. Bu karineyle kanun koyucu, kaporanın ispat ve doğrulama işlevini öne çıkarır.
Bağlanma parası, sözleşmenin kurulduğuna kanıt oluşturur ve ispat süreçlerine kolaylık sağlar.

Hukuki İşlev ve İfa ile İlişki

  • Kanıt fonksiyonu: Sözleşmenin kurulduğunu gösterir, yazılı delil düzenine destek sağlar.
  • İspat kolaylığı: İleri sürülen sözleşmenin varlığını ve koşullarını doğrulamada yardımcıdır.
  • Mahsup kuralı: Aksine sözleşme veya yerel adet yoksa bağlanma parası, esas alacaktan düşülür.

Geçersizlik ve İade – Sebepsiz Zenginleşme

Sözleşme geçersiz ise, bağlanma parasını alan taraf, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade borcu altındadır. Borçlu ifadan kaçınırsa, alacaklı zararlarını tazmin ettirebilir; aksi kararlaştırılmadıkça, bağlanma parası tazminattan mahsup edilir. İfadan kaçınan taraf alansa, aldığı bağlanma parasını iade etmelidir.

Örnek Olay

Satış vaadi sırasında yatırılan 100.000 TL, sözleşmede özel düzenleme yoksa bağlanma parasıdır; sözleşme hükümsüz ise bu bedel iade edilir.

III. Cayma Parası

TBK m. 178 uyarınca cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır. Bu durumda:

  • Parayı veren cayerse, verdiğini bırakır.
  • Parayı alan cayerse, aldığının iki katını geri verir.
    Cayma parası da sözleşme kurulurken verilir; ancak burada amaç, taraflara tek taraflı dönme (cayma) imkânı tanımaktır. Aksi sözleşme ile açıkça belirtilmedikçe karine bağlanma parası lehinedir.

İade Rejimi ve Sebepsiz Zenginleşme

Cayma hakkı kullanılmamışsa, parayı veren, ödediğini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilir. Cayma parası, sözleşmenin riskten tek taraflı çıkış kapısıdır; sürelere ve dürüstlük kuralına uygun kullanım önemlidir.

Uygulama Notu

Sözleşmeye “cayma parası” ibaresinin açık şekilde yazılması, bağlanma parası karinesini bertaraf eder ve ileride çıkacak uyuşmazlıklarda ispatı kolaylaştırır.


IV. Ceza Koşulu (Cezaî Şart)

Ceza koşulu, asıl borca bağlı (fer’î) bir hak olup, alacağı güvence altına alma ve bazı hâllerde genişletme işlevi görür. Asıl borç geçersiz ise veya sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Buna karşılık ceza koşulunun hükümsüzlüğü, asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
Asıl borcun ifa yeri ve zamanı, kural olarak ceza koşuluna da uygulanır.

Miktarın Belirlenmesi ve Hâkimin Müdahalesi

Taraflar ceza miktarını serbestçe belirleyebilir; ancak hâkim, aşırı bulduğu ceza koşulunu kendiliğinden indirebilir. Ceza koşulu ayrı bir sözleşme ile düzenleniyorsa, teminatını oluşturduğu sözleşmenin şekline uyulmalıdır.

Kusur, Zarar ve Munzam Zarar

Ceza koşulunun istenmesi için zarar şart değildir; fakat kusursuz imkânsızlık hâlinde ceza istenemez. TBK m. 180/2 uyarınca, alacaklının zararı ceza tutarını aşıyorsa, alacaklı borçlunun kusurunu ispat etmedikçe aşan kısmı talep edemez.

Karşılaştırma Notu: Temerrütte munzam zarardan kurtulmak için borçlu kusursuzluğunu ispat eder; ceza koşulunda aşkın zararı talep eden alacaklı kusuru ispat eder.

A. Ceza Koşulunun Türleri

1. Seçimlik Ceza Koşulu

Sözleşme hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, aksi anlaşılmadıkça alacaklı ya edimi ya cezayı isteyebilir. Cezayı seçen alacaklı, edimden vazgeçmiş sayılır.

2. İfaya Eklenen Ceza Koşulu

Belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi hâline bağlanan cezadır. Alacaklı, açık feragat yoksa veya ifayı çekincesiz kabul etmemişse, asıl borçla birlikte cezayı da talep edebilir.

3. Dönme Ceza Koşulu (İfayı Engelleyen Ceza)

Borçlu, cezayı ödeyerek sözleşmeden dönebilir/feshedebilir. Bu düzenleme borçlunun sözleşmeden çıkış yetkisini güçlendirir; alacaklının kabul etmeme yetkisi yoktur.

Cayma Parası ile Farklar
  • Zaman: Cayma parası sözleşme kurulurken verilir; dönme cezası, sözleşmeden dönülürken ödenir.
  • Taraflar: Cayma parası, kural olarak iki tarafa cayma yetkisi sağlar; dönme cezası çoğunlukla yalnız borçluya sözleşmeden çıkma yetkisi verir.
Örnek Olay

İş görme sözleşmesinde “İşe başlamazsam 200.000 TL öder, sözleşmeden dönerim” kaydı dönme cezasıdır; alacaklı ifayı dayatamaz.

V. Müteselsil Borçluluk

Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ederse müteselsil borçluluk doğar; aksi hâlde müteselsil borçluluk ancak kanundan doğar (ör. miras hukukunda külli halefiyet). Borçlar hukukunda kural kısmi borçluluk, istisna müteselsil borçluluktur.
Alacaklı, borcun tamamını dilerse tüm borçlulardan birlikte veya yalnız birinden isteyebilir; hepsine karşı birlikte ya da ayrı ayrı dava/iccra yoluna gidebilir. Borç, tam olarak ödendiğinde tüm borçlular alacaklıya karşı borçtan kurtulurlar.

Dış İlişki – İç İlişki Ayrımı

  • Dış ilişki: Alacaklı ile borçlular arasındaki ilişkidir; müteselsil sorumluluk burada hüküm sürer.
  • İç ilişki: Borçluların kendi aralarındaki ilişkidir; burada kısmi borçluluk esastır.

Ortak Defiler ve Kişisel Defiler

  • Ortak defiler (vade gelmemesi, ehliyetsizlik, şekil eksikliği, ödemezlik, zamanaşımı) tüm borçlular tarafından ileri sürülebilir ve ileri sürmek yükümlülüktür; aksi takdirde rücu hakları zarar görebilir.
  • Kişisel defiler (takas, irade sakatlığı, ayırt etme gücünden yoksunluk, kendisine getirilen koşulun gerçekleşmemesi, ibra) yalnız ilgili borçluca ileri sürülebilir.
Uygulama Notu

Alacaklı bir borçluyu ihtar ile temerrüde düşürmüşse, diğer borçlular temerrüde düşmüş sayılmaz; her biri için ayrı ihtar gerekir. Alacaklının dönme hakkını kullanabilmesi için tüm borçluların temerrüdü aranır.

Müteselsil Sorumlulukta Bağımsızlık ve Sınırları

Her borçlunun borcu bağımsız kabul edilir; alacaklı sorumluluk bakımından her birini ayrı ayrı takip edebilir; ancak birinin ifa etmesi diğerlerini de borçtan kurtarır. TBK m. 165: “Aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğerlerinin durumunu ağırlaştıramaz.”

Zamanaşımı ve Kesilme Etkisi

  • Bir borçlunun zamanaşımından feragati, diğerlerini bağlamaz.
  • TBK m. 155: Müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımı kesilirse, diğerlerine karşı da kesilmiş olur; süre baştan başlar.
Örnek Olay

Borçlulardan biri kısmi ödeme yaparak zamanaşımını keserse, süre tüm borçlular için yeniden işlemeye başlar.

İç İlişki – Paylar ve Rücu

TBK m. 167: Aksi kararlaştırılmadıkça borçlular, alacaklıya yapılan ifadan eşit paylarla sorumludurlar. Payından fazla ödeyen, fazlayı diğer borçlulara payı oranında rücu eder; alınamayan kısım diğerlerince eşit olarak üstlenilir (TBK m. 167/2).

İbra ve Sonuçları

Bir borçlunun ibra edilmesi, diğerlerini ibra etmez; ancak ibra edilenin iç ilişkideki payı kadar alacaklıya karşı talep azalır. TBK m. 168/2: Alacaklı, diğerlerinin zararına olarak birinin durumunu iyileştirirse sonuçlarına katlanır.

Halefiyet – Rücu İlişkisi

Payından fazla ödeyen borçlu, ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur; kefalet ve rehin gibi yan haklardan da yararlanabilir. Ancak ortak defiyi ileri sürmeyip rücu hakkını kaybeden borçlu, halefiyetten de yararlanamaz.

VI. Müteselsil Alacaklılık

Müteselsil alacaklılık, borçlunun alacaklılardan her birine borcun tamamını isteme yetkisi tanıdığı veya kanunun öngördüğü hâllerde söz konusu olur. Borçlu, alacaklılardan birine ifa ile tüm alacaklılara karşı borcundan kurtulur.
Alacaklılardan biri icra veya dava yoluna başvurmuşsa, borçlu ifa edilecek kişiyi buna göre seçmek zorundadır; aksi hâlde borçlu serbestçe seçim yapamaz. Aksi kararlaştırılmadıkça alacaklıların hak payları eşittir; payından fazlasını alan, bu fazlayı diğer alacaklılara ödemekle yükümlüdür.

Uygulama Notu

Borçlu, kendisine usulünce bildirilen icra/dava takibini dikkate alarak ifayı başvuran alacaklıya yapmalıdır; aksi ödeme, borçtan kurtarıcı etki doğurmayabilir.

VII. Alacağın Devri (Temliki)

TBK m. 183: Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızası olmaksızın alacağını üçüncü kişiye devredebilir. Devir yasağı içermeyen yazılı borç tanımasına güvenerek alacağı devralan üçüncü kişiye, sonradan “devredilemez” savunması ileri sürülemez. Alacağın devrinde alacaklı (devreden), devralan ve borçlu yer alır.

Devrin Türleri – Kaynakları

  • Kanuni devir: Örn. miras yoluyla külli halefiyet.
  • Kazai devir: Mahkeme kararı ile (örn. TMK m. 198).
  • İradi devir: Sözleşme ile alacağın devri; borçlar hukukunda esas olan budur.

Amaçlarına Göre Devir Türleri

  • İfa amacıyla devir (borcun ödenmesi için), bağış amacıyla devir, tahsil amacıyla devir, teminat amacıyla devir, kredi amacıyla devir (iskonto/ön finansman).

Şekil, Zaman ve Etki

  • Şekil: Devir sözleşmesi yazılı şekle tabidir; devredenin imzası yeterlidir.
  • Muacceliyet şart değil: Doğmamış veya şarta bağlı alacak da devredilebilir.
  • Borçlu rızası gerekmez, fakat devirden sonra bildirim gerekir; aksi hâlde borçlu iyi niyetle eski alacaklıya ifa ederek borçtan kurtulabilir.

Savunmalar ve Takas

Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları devralana karşı da ileri sürebilir. Muacceliyet koşuluyla takas da mümkün olabilir.

Bağlı Hakların Akıbeti

Alacağın devri ile faiz, kefalet, rehin gibi bağlı haklar devralana geçer; zira borçlu değişmediği için kefil/rehin verenin sorumluluğu da devam eder.

İvazlı–İvazsız Devir ve Sorumluluk

  • İvazlı devirde devreden, alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücünü garanti eder; devralan, karşı edimin iadesi (faiziyle), masraflar ve uygun zararları talep edebilir (devreden kusursuzluğunu ispat etmedikçe).
  • İvazsız devirde veya kanunen geçişte devreden, kural olarak sorumlu değildir.
Uygulama Notu

Bir alacak birden çok kişiye devredilmişse, ilk devir geçerlidir; bu nedenle finans kuruluşları tarih/saat kayıtlarını titizlikle tutar.

VIII. Borcun Üstlenilmesi (Borcun Nakli)

TBK m. 195 çerçevesinde, üçüncü kişi, borçlunun borcunu üstlenerek borçluyu borcundan kurtarmayı taahhüt eder. Kurum, iç üstlenme ve dış üstlenme olmak üzere iki sözleşmesel aşamadan oluşur.

İç Üstlenme – Dış Üstlenme Ayrımı

  • İç üstlenme: Borçlu ile üstlenen arasında yapılır; kural olarak şekle tabi değildir (ivazsızsa yazılı olmalı). Borçlu, iç üstlenmeden doğan borçlarını ifa etmedikçe, üstlenenden ifa talep edemez.
  • Dış üstlenme: Üstlenen ile alacaklı arasında kurulur; alacaklının rızası esastır. Üstlenenin iç üstlenmeyi alacaklıya bildirmesi öneri, alacaklının kabulü sözleşme doğurur. Dış üstlenme, alacaklının eski borçluya karşı alacağını tasarruf ederek sona erdirdiği için tasarruf işlemidir.

Bağlı Haklar, Kefalet ve Rehin

Borçlu değişse de alacaklının borçlunun kişiliğine özgü olmayan bağlı hakları saklıdır. Ancak kefil ve rehin verenin sorumluluğu, yalnız yazılı rızalarıyla devam eder; çünkü güven duyulan kişi değişmiştir.

Savunmalar, Hükümsüzlük ve Sorumluluk

Yeni borçlu, önceki borçlunun alacaklıya karşı ileri sürebileceği kişisel savunmaları kural olarak ileri süremez; anlaşmayla aksine düzenlenebilir. Dış üstlenme hükümsüz hâle gelirse, iyi niyetli üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak koşuluyla eski borç tüm bağlılarıyla yeniden canlanır; alacaklı, uğradığı zararı uygun şartlarda üstlenenden talep edebilir.

H5: Önemli Ayrım – Üçüncü Kişinin İfası

Üçüncü kişi derhâl ifa öneriyorsa, bu üstlenme değildir; hukuka uygun ifa söz konusudur ve alacaklı, temerrüde düşmemek için bu ifayı kabul etmek zorundadır.

Alacağın Devri ile Borcun Üstlenilmesinin Karşılaştırılması

Temel Farklar (Özet)

  • Rıza: Temlikte borçlu rızası aranmaz; borcun naklinde alacaklı rızası şarttır.
  • Şekil: Temlik yazılı şekle tabidir; borcun naklinde özel şekil şartı yoktur.
  • Kefalet/Rehin: Temlikte devam eder; borcun naklinde yazılı rıza yoksa devam etmez.
  • Risk: Temlikte ivazlı devirde devralan, borç ödenmezse devredene dönebilir; nakilde üstlenen ödemezse alacaklı eski borçluya dönemaz.
  • Taraflar: Her iki hâlde de esas sözleşmenin tarafları değişmez; değişen, alacak (temlik) veya borçlu sıfatının üstlenilmesidir.

IX. Borca Katılma

Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu bir sözleşmedir. Amaç, alacaklıya ek güvence sağlamak; borç ödenmediğinde tahsil kabiliyetini artırmaktır.

Uygulama Notu

Borca katılan, iç ilişkide borçluyla paylaşım kurallarına tabi olabilir; dış ilişkide alacaklıya karşı tam sorumluluk söz konusudur.


X. Sözleşmenin Devri

Sözleşmenin devri; devreden ile devralan ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan, devredenin taraf sıfatı ile birlikte tüm hak ve borçlarını devralana geçtiği üçlü bir anlaşmadır.
Önceden verilen izin veya sonradan verilen onay ile yapılan devir de geçerlidir. Geçerlilik, devredilen sözleşmenin şekline bağlıdır; örneğin resmi şekle tabi bir sözleşmenin devri de aynı şekle tabidir.

Örnek Olay

Ticari kira sözleşmesinin devrinde, kira sözleşmesinin öngördüğü şekil ve izin şartlarına uyulmadıkça devir, kiraya veren açısından bağlayıcı sonuç doğurmayabilir.


XI. Sözleşmeye Katılma

Sözleşmeye katılma; mevcut sözleşmede taraflardan birinin yanında yer almak üzere katılan ile mevcut taraflar arasında yapılan ve katılanın, yanında yer aldığı tarafla birlikte onun hak ve borçlarına sahip olması sonucunu doğuran bir anlaşmadır. Katılma, borçlu yanında veya alacaklı yanında gerçekleşebilir.

Müteselsil Sorumluluk ve Şekil

Aksi kararlaştırılmadıkça, sözleşmeye katılan ile yanında yer aldığı taraf, karşı tarafa karşı müteselsilen alacaklı/borçlu sayılır. Geçerlilik, katılma konusu sözleşmenin şekline bağlıdır; bu, ispat ve geçerlilik güvenliği sağlar.

Uygulama Notu

Sözleşmeye katılma, proje ve konsorsiyum ilişkilerinde operasyonel esneklik yaratır; ancak risk paylaşımı ve iç ilişki hükümleri açıkça düzenlenmezse sonradan rücu ihtilafları doğabilir.

BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI BÖLÜM 1 BORÇLAR HUKUKUNA GİRİŞ
BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI BÖLÜM 2 BORCUN KAYNAKLARI
BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI BÖLÜM 3 BORÇLARIN HÜKÜM ve SONUÇLARI
BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI BÖLÜM 4 BORÇ İLİŞKİLERİNDE ÖZEL DURUMLAR

BORÇLAR HUKUKU DERS NOTLARI BÖLÜM 5 BORÇ İLİŞKİSİNİ ve BORCU SONA ERDİREN SEBEPLER, ZAMANAŞIMI

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu