Kamu Görevlisinin Ticareti Suçu Nedir? (TCK 259)

Kamu görevlisinin ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 259. maddesinde düzenlenmiş olup, kamu görevlisinin görevinden doğan nüfuzunu kullanarak ticari faaliyette bulunmasını yasaklamaktadır. Bu suç, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlığı altında yer almakta ve kamu hizmetinin tarafsızlığı ile güvenilirliğini korumayı amaçlamaktadır.
TCK m. 259 hükmü şu şekildedir:
Madde 259 – (1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Bu düzenleme ile, kamu görevlilerinin sahip oldukları yetki ve nüfuzu kişisel kazanç sağlama amacıyla kullanmalarının önüne geçilmek istenmiştir. Kamu görevlisinin, görevinden kaynaklanan otoriteyi kullanarak vatandaşa mal veya hizmet satmaya kalkışması, kamu idaresine duyulan güveni zedeleyecektir. Bu nedenle kanun koyucu, sadece satışın gerçekleşmesini değil, satışa yönelik “çaba göstermeyi” de suç kapsamına almıştır.
Sonuç olarak, TCK 259’daki kamu görevlisinin ticareti suçu; kamu görevlilerinin kişisel çıkar için görevlerini kötüye kullanmalarını engelleyen, kamu hizmetlerinin güvenilirliğini ve tarafsızlığını koruyan bir düzenlemedir.

Kamu Görevlisinin Ticareti Suçunun Unsurları
Kamu görevlisinin ticareti suçu, TCK m.259’da düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde bu suçun unsurları açıkça belirtilmiştir. Kanun koyucu, kamu görevlisinin görevinden kaynaklanan nüfuzunu kullanarak kişilere mal veya hizmet satmaya çalışmasını cezalandırmak istemektedir. Burada cezalandırılan husus, fiilen satış yapılması değil, satış girişiminde bulunmaktır.
1. Fail
Bu suçun faili yalnızca kamu görevlisi olabilir. Kamu görevlisi sıfatını taşımayan kişiler tarafından işlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla suçun faili bakımından özgü suç niteliği taşımaktadır.
2. Mağdur
Mağdur, kamu görevlisinin nüfuzunu kullanarak mal veya hizmet satmaya çalıştığı herhangi bir kişi olabilir. Bu kişi bir vatandaş, hizmetten yararlanan kimse veya kamu ile ilişkili bir birey olabilir.
3. Fiil
Suçun konusu; mal veya hizmettir. Kamu görevlisinin “görevinden doğan nüfuzu kullanarak” kişilere mal veya hizmet satmaya çalışması yeterlidir. Burada önemli nokta, satışın gerçekleşmesinin aranmamasıdır. Sadece satmaya yönelik çaba dahi suçun oluşumu için yeterlidir.
4. Manevi Unsur
Suç, kastla işlenebilir. Kamu görevlisi, görevinden kaynaklanan etkiyi bilerek ve isteyerek kullanmalı, bu yolla mal veya hizmet satmaya yönelmelidir. Taksirle işlenmesi mümkün değildir.
5. Hukuka Aykırılık Unsuru
Kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanarak mal veya hizmet satışına yönelmesi, kamu hizmetinin tarafsızlığına aykırıdır. Bu nedenle fiil, hukuka aykırılık unsuru taşır.
6. Suçun Tamamlanması
Bu suçun tamamlanabilmesi için mal veya hizmetin gerçekten satılmış olması aranmaz. Satmaya çalışmak, yani bu yönde çaba göstermek suçun oluşumu için yeterlidir.
7. Korunan Hukuki Değer
Kanun koyucunun bu suçla korumak istediği değer, kamu idaresinin güvenilirliği, tarafsızlığı ve işleyişinin dürüstlüğüdür. Vatandaşların kamu hizmetinden yararlanırken kendilerini kamu görevlisinin baskısı altında hissetmemeleri amaçlanmaktadır.
Özetle, kamu görevlisinin ticareti suçu; satışın fiilen gerçekleşmesine gerek olmayan, kamu görevlisinin sadece görevinin nüfuzunu kullanarak satışa yönelmesiyle oluşan, özgü nitelikte bir suçtur.
Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
Kamu görevlisinin ticareti suçu (TCK m.259) için öngörülen yaptırım, altı aya kadar hapis veya adli para cezasıdır. Bu nedenle, ceza muhakemesi sisteminde yer alan bazı alternatif kurumlar bu suç bakımından uygulanabilmektedir.
1. Adli Para Cezası
Adli para cezası, mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesi veya doğrudan para cezası olarak verilmesidir.
- Kamu görevlisinin ticareti suçu nedeniyle hükmolunan hapis cezası 1 yıl veya daha az olduğunda, mahkeme bu cezayı adli para cezasına çevirebilir.
- Bu durum, özellikle hapis cezasının infazını önlemek açısından sanık lehine bir uygulamadır.
2. Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
HAGB, sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının belirli bir denetim süresi boyunca sonuç doğurmaması esasına dayanır.
- Sanık denetim süresini yükümlülüklere uygun şekilde geçirirse, dava düşer ve ceza hiçbir hukuki sonuç doğurmaz.
- Kamu görevlisinin ticareti suçu için öngörülen ceza 2 yıl veya altında olduğundan, bu suçtan hüküm giyen kişi hakkında HAGB kararı verilmesi mümkündür.
3. Erteleme
Erteleme, verilen hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden koşullu olarak vazgeçilmesi anlamına gelir.
- Sanığın geçmişi, kişiliği ve duruşmadaki tutumuna göre mahkeme, hapis cezasının infazını erteleyebilir.
- Kamu görevlisinin ticareti suçunda öngörülen ceza 2 yıl veya altında olduğundan, cezanın ertelenmesi mümkündür.
Sonuç olarak; kamu görevlisinin ticareti suçunda öngörülen hapis cezasının düşük olması nedeniyle, adli para cezası, HAGB ve erteleme kurumlarının uygulanması mümkündür. Bu da sanık açısından alternatif ve daha hafif sonuçlar doğuran seçenekler sunmaktadır.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Kamu görevlisinin ticareti suçu, şikayete bağlı suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle suç işlendiğinde, mağdurun şikayetine gerek olmaksızın savcılık tarafından resen soruşturma başlatılır. Dolayısıyla bu suça ilişkin herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Şikayetten vazgeçme de ceza davasının düşmesine yol açmaz.
1. Şikayet Süresi
- Suç, şikayete tabi olmadığından mağdurun başvurusu şart değildir.
- Cumhuriyet savcılığı, suçun öğrenilmesiyle birlikte kendiliğinden harekete geçer.
- Bu sebeple suçun takibi için herhangi bir altı aylık veya benzeri bir süre sınırlaması söz konusu değildir.
2. Dava Zamanaşımı
Dava zamanaşımı, işlenen suçtan belli bir süre geçtiği halde dava açılmaması veya açılmış davanın kanuni süre içinde sonuçlandırılmaması halinde ceza davasının düşmesine yol açan ceza hukuku kurumudur.
- Kamu görevlisinin ticareti suçu için öngörülen olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
- Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
- 8 yıl içinde soruşturma açılmaz veya dava açılıp bu süre içinde sonuçlandırılmazsa, ceza davası zamanaşımı nedeniyle düşer.
Sonuç olarak; kamu görevlisinin ticareti suçu şikayete tabi olmayıp resen soruşturulan bir suçtur. Ancak dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içerisinde soruşturma veya kovuşturma yapılmazsa artık bu suçtan dolayı ceza davası açılamaz.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altında bulunan kişi ile mağdurun bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşması esasına dayanan ceza muhakemesi kurumudur. Ancak, kamu görevlisinin ticareti suçu (TCK m.259) uzlaşma kapsamında değildir. Bu nedenle sanık ile mağdur arasında uzlaşma yoluna gidilemez ve uzlaşma sonucunda ceza davası sona ermez.
Soruşturma, Kovuşturma ve Görevli Mahkeme
- Görevli Mahkeme: Kamu görevlisinin ticareti suçu nedeniyle açılan davalarda görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
- Soruşturma Aşaması:
- Suçun öğrenilmesiyle birlikte Cumhuriyet savcısı tarafından resen soruşturma başlatılır.
- Soruşturma aşamasında önödeme hükümleri uygulanabilir.
- Ayrıca, koşulları mevcutsa savcılık tarafından kamu davasının açılmasının ertelenmesi (KDAE) kararı verilebilir.
- Kovuşturma Aşaması:
- Asliye ceza mahkemesi tarafından yürütülen kovuşturma sürecinde, dava basit yargılama usulü ile görülebilir.
- Bu usul, dosya üzerinden karar verilmesini sağlayarak yargılamayı daha hızlı ve pratik bir şekilde sonuçlandırır.
Özetle; kamu görevlisinin ticareti suçu uzlaşmaya tabi değildir, bu suçtan dolayı açılan davalara asliye ceza mahkemesi bakar ve süreçte önödeme, kamu davasının ertelenmesi ve basit yargılama usulü gibi muhakeme kurumları uygulanabilir.
Kamu Görevlisinin Ticareti Suçu Yargıtay Kararları
Kamu görevlisinin ticareti suçu, uygulamada farklı olaylarla Yargıtay’ın önüne gelmiş ve içtihatlarla suçun sınırları şekillenmiştir. Yargıtay kararlarında özellikle “görevin sağladığı nüfuzdan yararlanma” unsuruna dikkat çekilmiş, her ticari faaliyetin bu suç kapsamında değerlendirilemeyeceği, yalnızca kamu görevinin sağladığı etki kullanıldığında suçun oluşacağı belirtilmiştir.
1. Üniversite Personelinin İnternet Üzerinden Ürün Satışı
Sanığın bir üniversitede idari personel olduğu, internet üzerinden kozmetik ürün satışı yaptığı olayda Yargıtay, satış faaliyetinin kamu görevlisi sıfatından doğan nüfuzla bağlantılı olmadığına hükmetmiştir. Bu nedenle TCK m.259 kapsamında suçun unsurlarının gerçekleşmediği, ancak disiplin suçu kapsamında değerlendirilebileceği ifade edilmiştir.
(Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2014/8673)
2. Gişe Memurunun PTT Pullarını Satarak Menfaat Temin Etmesi
Bir PTT gişe memurunun, okullardan düşük bedelle aldığı posta pullarını toplu gönderilerde satmak suretiyle kazanç elde etmesi olayında Yargıtay, kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzdan yararlanarak menfaat elde ettiğini belirtmiş ve eylemin kamu görevlisinin ticareti suçunu oluşturduğunu kabul etmiştir.
(Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2013/12324)
3. Gayrimenkul Alım Satımında Görev Nüfuzunun Kullanılması
Sanık hakkında, memuriyetinden kaynaklanan özellikleri kullanarak gayrimenkul alım satımı yaptığı ve bu yolla haksız kazanç sağladığı iddiası üzerine açılan davada Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme yaptığını tespit etmiştir. Yargıtay, özellikle sanığın yaptığı satışlarda görevinden doğan nüfuzunu kullanıp kullanmadığının araştırılması gerektiğini vurgulamış ve eksik inceleme nedeniyle bozma kararı vermiştir.
(Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2013/1638)
4. Emniyet Amirinin Patates Satışı
Bir emniyet amirinin görev nüfuzunu kullanarak polis memurlarına patates satması olayında, tanık beyanlarıyla bu durumun doğrulandığı belirlenmiştir. Yargıtay, toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte olduğunu vurgulamış ve yerel merciin itirazın reddine dair kararını hukuka aykırı bulmuştur.
(Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2017/5144)
Değerlendirme
Yargıtay kararlarında öne çıkan hususlar şunlardır:
- Her ticari faaliyet suç değildir. Kamu görevlisinin ticari faaliyeti ile görevi arasında doğrudan bir nüfuz ilişkisi bulunmalıdır.
- Disiplin suçu ayrımı yapılmaktadır. Görevle bağlantısı olmayan ticari faaliyetler, ceza hukuku kapsamında değil disiplin hukuku kapsamında değerlendirilir.
- Nüfuz kullanımı aranır. Görevinden doğan otoriteyi kullanarak vatandaş üzerinde baskı oluşturan kamu görevlisi bu suçtan sorumlu tutulur.
Bu nedenle kamu görevlisinin ticareti suçunun oluşabilmesi için, satışın kamu görevinin sağladığı nüfuzla bağlantılı olması zorunludur. Aksi durumda, sıradan bir ticari faaliyet söz konusu olup yalnızca disiplin hükümleri uygulanabilir.
Avukat Gökhan Yağmur Hakkında
Ben Avukat Gökhan Yağmur, uzun yıllardır ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında müvekkillerime profesyonel hukuki danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktayım. Mesleki deneyimim boyunca hem bireylerin hem de şirketlerin hukuki süreçlerinde etkin çözümler üreterek onların haklarını en güçlü şekilde savunmayı ilke edindim.
Hukukun farklı alanlarında edindiğim tecrübeler, özellikle ceza yargılamaları, ticari uyuşmazlıklar, aile davaları, marka ve patent haklarının korunması gibi konularda derinleşmemi sağlamıştır. Amacım, müvekkillerime yalnızca dava süreçlerinde değil, aynı zamanda önleyici hukuki danışmanlık kapsamında da güvenilir bir yol arkadaşı olmaktır.
Hukuki sorunlarınızı çözmek, dava ve süreçlerinizde etkin savunma almak ya da önleyici danışmanlık hizmeti için benimle iletişime geçebilirsiniz.
📞 İletişim: 0542 157 06 34
🌐 Web: www.gokhanyagmur.com.tr – www.gokhanyagmur.com