CMK m.74 Kapsamında Gözlem Altına Alma Kararı ve Hukuki Süreci

Gözlem Altına Alma Nedir? (CMK m.74)
Ceza yargılamasında, sanığın akıl sağlığına ilişkin şüpheler doğduğunda başvurulan yollardan biri de gözlem altına alma müessesesidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca, bir kişinin suç işlediğine dair kuvvetli şüphe varsa ve bu kişinin akıl hastası olup olmadığı hususunda tereddüt oluşmuşsa, bu durumda kişi hakkında resmi bir sağlık kurumunda hürriyeti kısıtlanmak suretiyle gözlem altında inceleme yapılması kararı verilebilir. Bu incelemenin amacı; kişinin akıl hastalığı olup olmadığını, bu hastalığın ne zamandan beri mevcut olduğunu ve kişinin davranışları üzerindeki etkilerini saptamaktır.
Bu uygulama, hukuki niteliği bakımından bir koruma tedbiri olup, bireyin temel hak ve özgürlüklerini sınırladığı için sıkı usul kurallarına tabidir. Hâkim kararıyla verilebilecek olan bu tedbir, sadece kamu hastanelerinde uygulanabilir ve belirli bir süreyle sınırlıdır. Gözlem süresi, kural olarak en fazla üç haftayı geçemez; ancak gerekli görülürse hâkim kararıyla bu süre bir kez daha uzatılabilir.
Gözlem Altına Alma Kararının Amacı Nedir? (CMK m.74)
Ceza muhakemesinde uygulanan her koruma tedbiri gibi, gözlem altına alma kararı da yalnızca amacına hizmet edecek şekilde ve ölçülülük ilkesi gözetilerek uygulanmalıdır. Bu tedbirin temel amacı, kişinin ceza sorumluluğunu etkileyebilecek akıl sağlığına ilişkin tıbbi gerçekleri ortaya koymaktır.
CMK’nın 74. maddesine göre gözlem altına alma kararıyla şu üç temel unsurun tespit edilmesi hedeflenir:
- Şüpheli veya sanığın akıl hastası olup olmadığı,
- Akıl hastalığı mevcutsa bu durumun ne zamandan beri sürdüğü,
- Mevcut akıl hastalığının kişinin davranışlarına olan etkisi.
Bu tespitler esasen, Türk Ceza Kanunu’nun 32. maddesi çerçevesinde sanığın cezai ehliyetine dair değerlendirme yapılmasını sağlar. Zira TCK m.32’ye göre, bir kimsenin cezai sorumluluğunun olup olmadığı, onun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığı üzerinden belirlenir.
Yargıtay içtihatları da bu konuda oldukça nettir. Örneğin; Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin 2019/10009 sayılı kararında, sanığın akıl hastası olup olmadığının tespiti için CMK m.74 kapsamında usulüne uygun şekilde gözlem altına alınması ve sağlık kurulu raporu alınması gerektiği, aksi halde bu eksiklik nedeniyle verilen hükmün bozulacağı belirtilmiştir. Yani, sadece ayakta veya dosya üzerinden düzenlenen Adli Tıp raporlarına dayanarak sanığın cezai ehliyeti belirlenemez.
Gözlem Altına Almanın Şartları Nelerdir? (CMK m.74)
Gözlem altına alma kararı, kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma niteliği taşıyan ciddi bir koruma tedbiridir. Bu nedenle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca, ancak sıkı usulî ve maddi koşulların birlikte sağlanması hâlinde bu karara başvurulabilir. Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklere ilişkin sınırlama hükümleriyle de uyumlu olacak şekilde gözlem altına alma ancak zorunlu hâllerde ve alternatif yollarla tespit mümkün değilse uygulanmalıdır.

I. Kuvvetli Şüphe Bulunmalıdır
Sanık veya şüphelinin, isnat edilen suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunmuyorsa, gözlem altına alma kararı verilemez. Zira bu tedbirin temelinde, akıl sağlığına ilişkin incelemenin ancak bir suçun işlendiğine dair güçlü emarelerin varlığı hâlinde yapılması yatmaktadır.
II. Uzman Hekim Görüşü Şarttır
Gözlem altına alma kararının verilebilmesi için, bilirkişi niteliğindeki uzman hekimin gözlem altına alınmayı önermesi gereklidir. Bu öneri, sadece dosya üzerinden değil, bizzat şüpheli ya da sanığın muayenesi sonucunda yapılmalıdır. Evrak üzerinden gözlem önerisi yapılamaz. (Y4CD-K.2018/11051)
III. Karar Yetkisi Soruşturma ve Kovuşturma Evresine Göre Ayrıdır
- Soruşturma aşamasında gözlem altına alma kararı, sulh ceza hâkimi tarafından verilir.
- Kovuşturma aşamasında ise bu yetki, yargılamayı yürüten mahkemeye aittir.
IV. Müdafi Varlığı Zorunludur
CMK m.74/2 uyarınca, gözlem altına alınacak şüpheli veya sanığın mutlaka müdafii bulunmalıdır. Müdafii yoksa, hâkim veya mahkemenin istemi üzerine baro tarafından bir müdafi görevlendirilmelidir. Ayrıca Cumhuriyet Savcısı ile müdafiin de dinlenmesi gerekir.
Yargıtay kararlarında da bu husus vurgulanmış; müdafi atanması, TCK m.32 çerçevesinde akıl hastalığı değerlendirmesi ve gözlem sürecine ilişkin kuralların uygulanmaması hâlinde kararların bozulduğu görülmüştür (Y22CD-K.2016/5161).
V. Gözlem Süresi ve Sınırları
CMK m.74/3’e göre, gözlem süresi:
- İlk etapta üç haftayı geçemez.
- Gerekli görülürse, resmî sağlık kurumunun istemi üzerine üç haftayı aşmayan ek süreler verilebilir.
- Ancak bu ek sürelerin toplamı üç ayı geçemez.
🔎 Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Gözlem altına alma en son çare (ultima ratio) olmalıdır. Sanığın akıl sağlığına dair veriler dışarıdan elde edilebiliyorsa bu yol öncelikli tercih edilmelidir.
- Uzman görüşü olmadan gözlem kararı verilmesi ya da rapor alınmadan hüküm kurulması hâlinde bu eksiklik, Yargıtay bozma nedeni sayılmaktadır (Y18CD-K.2019/10009).
- Cumhuriyet Savcısı, uzman raporuna dayanarak CMK m.171 uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilir ve koruma-tedavi amacıyla sulh ceza hâkimliğine başvurabilir (Y9CD-K.2009/1).
Gözlem Altına Alma Kararına İtiraz (CMK m.74/4 ve m.268 vd.)
Gözlem altına alma kararı, kişinin özgürlüğünü kısıtlayan ciddi bir koruma tedbiri olduğundan, hukuki denetim mekanizmalarına açık tutulmuştur. Bu çerçevede, Ceza Muhakemesi Kanunu, gözlem altına alma kararına karşı itiraz yolunu öngörmüştür.
📌 İtiraz Hakkı ve Süresi
CMK m.74/4 uyarınca, gözlem altına alma kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresi, CMK m.268/1’e göre, kararın ilgililere tebliğinden veya öğrenilmesinden itibaren iki hafta olarak belirlenmiştir.
🛑 İtirazın Etkisi: Yürütmenin Durdurulması
Gözlem altına alma kararına yapılan itiraz, kararın yerine getirilmesini durdurur. Bu yönüyle diğer koruma tedbirlerinden ayrılır. İtiraz süreci sonuçlanmadan karar icra edilemez.
⚖️ İtirazın İncelenmesi Usulü
- İtiraz, ilk olarak kararı veren hâkim veya mahkeme tarafından değerlendirilir. Eğer itiraz yerinde görülürse, karar düzeltilebilir (CMK m.268/2).
- Aksi durumda, kararı veren makam, en geç üç gün içinde itirazı incelemeye yetkili bir üst mercie gönderir.
- Genel kural olarak duruşma yapılmaz (CMK m.271). Ancak gerekli görülürse, Cumhuriyet Savcısı ile birlikte müdafi veya vekil de dinlenebilir.
⏱️ Kararın Verilme Süresi
Kanun, itiraz üzerine verilecek kararın mümkün olan en kısa sürede verilmesini öngörmektedir. Bu, kişinin özgürlük hakkına yapılan müdahalenin süresinin gereksiz şekilde uzamaması amacıyla getirilmiş bir güvencedir.
Ben, Avukat Gökhan Yağmur, uzun yıllardır ceza hukuku ve ceza muhakemesi alanında uzmanlaşmış bir hukukçuyum. İstanbul merkezli olarak faaliyet gösterdiğim hukuk büromda, özellikle ceza yargılaması süreçlerinde bireylerin haklarını korumaya yönelik etkili savunma stratejileri geliştiriyorum. Müvekkillerime, gözaltıdan yargılamanın her aşamasına kadar etkin ve bilinçli bir hukuk desteği sunmakla birlikte; CMK 74 kapsamında gözlem altına alma, koruma tedbirlerine itiraz ve ceza sorumluluğuna etki eden psikiyatrik raporlar gibi teknik konularda da uzman desteği sağlamaktayım.
📞 Bana ulaşmak için: 0542 157 06 34
🌐 Detaylı bilgi için: www.gokhanyagmur.com.tr
🛑 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı
Bu internet sitesinde yer alan tüm yazılar, makaleler ve içerikler Av. Gökhan Yağmur tarafından oluşturulmuş olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındadır. Tüm içerikler zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. İzinsiz olarak içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması, özetlenmesi veya başka sitelerde yayımlanması halinde hukuki ve cezai sorumluluk doğacaktır.
Meslektaş hukukçular, içeriklerimizi kaynak göstermek ve atıf yapmak suretiyle hukuki çalışmalarında kullanabilirler.
✍️ Hukuki Yazı Paylaşmak İsteyenler İçin
Akademik ya da mesleki çalışmaları bulunan hukukçular, uygulamaya dönük özgün makalelerini kısa özgeçmişleriyle birlikte [e-posta adresiniz] adresine göndererek yayımlanmak üzere bize iletebilirler. Konu sınırlaması bulunmamaktadır; ancak güncel hukuk uygulamalarıyla bağlantılı yazılar tercih sebebidir.