TCK 188/4-b Kapsamında Uyuşturucu Ticareti Suçunun Araç İçinde İşlenmesi: Yargı Uyuşmazlıkları ve Değerlendirme

Uyuşturucu Ticareti Suçunun Araç İçinde İşlenmesi – TCK 188/4-b Kapsamında Değerlendirme
Uyuşturucu Ticareti Suçunun Araç İçinde İşlenmesi – Toplum sağlığı açısından en büyük tehditlerden biri olan uyuşturucu maddeler, bireylerde hem fiziksel hem de psikolojik yıkımlara yol açarken, aynı zamanda suç oranlarının artmasına da neden olmaktadır. Bu zararlı maddelere yönelik talep, yasa dışı bir arz zincirinin oluşmasına sebep olmuş ve bu zincirin her halkasında farklı suç tipleri ortaya çıkmıştır. Özellikle bu maddeleri temin eden, dağıtan ve ticaretini yapan kişiler ile bu maddeleri kullanan bireyler, ceza adalet sisteminin yoğun ilgisine maruz kalmaktadır.
Türkiye’de ceza infaz kurumlarında yer alan tutuklu ve hükümlülerin büyük bir kısmı, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hüküm giymiştir. Bu suç türüne dair öngörülen yüksek ceza oranları göz önüne alındığında, bu durumun nedeninin cezanın caydırıcı etkisinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu yazımızda, Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesi çerçevesinde düzenlenen Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti suçunun, nitelikli halleri arasında yer alan ve TCK 188/4-b kapsamında düzenlenen; okul, hastane, ibadethane gibi yerlerin çevresinde ya da motorlu taşıtlar içinde işlenmesi durumunu inceleyeceğiz.
TCK 188/4-b Maddesinin Kapsamı ve Uygulama Şartları
Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendinde, uyuşturucu ticareti suçuna ilişkin cezanın artırılmasını gerektiren bazı özel durumlar düzenlenmiştir. Buna göre, 188/3. fıkrada tanımlanan uyuşturucuya ilişkin fiillerin; yani uyuşturucu maddenin satılması, satışa sunulması, başkasına verilmesi, sevk veya nakliyesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi ya da bulundurulması eylemlerinin; okul, yurt, hastane, ibadethane, kışla gibi insanların toplu olarak bulunduğu tedavi, eğitim, askeri ya da sosyal amaçlı bina ve tesislerin sınırlarına 200 metreden daha az bir mesafede yer alan kamuya açık veya umumi alanlarda gerçekleştirilmesi halinde, fail hakkında verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Bu düzenlemenin uygulanabilmesi için öncelikle failin TCK 188/3 kapsamında düzenlenen suç fiillerinden birini işlemiş olması, yani uyuşturucu madde ticareti suçunun hukuken sabit hale gelmiş olması gerekmektedir. Ancak bu şart gerçekleştiğinde, söz konusu yerlerin çevresinde veya onlara yakın mesafede gerçekleştirilen eylem nitelikli hal sayılarak ceza artırımına gidilir. Böylece yasa koyucu, özellikle gençlerin ve toplumun korunmaya muhtaç kesimlerinin bulunduğu alanları suçtan uzak tutmayı ve bu alanlarda işlenen suçlara karşı daha caydırıcı yaptırımlar getirmeyi amaçlamaktadır.
Araç İçerisinde Uyuşturucu Ticareti Yapılması Durumunda TCK 188/4-b Maddesi Uygulanabilir mi?
Uyuşturucu ticareti eyleminin motorlu taşıt içinde gerçekleştirilmesi ve bunun kanunda belirtilen özel alanlara 200 metreden daha az bir mesafede yapılması halinde, TCK 188/4-b maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu, hukuk camiasında tartışmalı bir konudur. Bu meseleye ilişkin olarak yüksek yargının farklı daireleri arasında çelişkili kararlar bulunduğu görülmektedir. Örneğin, Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2019/743 E., 2019/3713 K. sayılı kararında, uyuşturucu satışının araç içinde gerçekleştirilmiş olmasının ceza artırımına engel teşkil etmediği; zira failin otomobil, motosiklet veya bisiklet gibi bir taşıma aracı kullanmasının suçun ağırlığı açısından fark yaratmadığı değerlendirilmiş ve aracın bulunduğu yerin TCK 188/4-b kapsamında belirtilen yerlerin çevresi olması durumunda nitelikli halin oluşacağı belirtilmiştir.
Buna karşılık, Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2018/73 E., 2018/3924 K. sayılı kararında ise, aracın park halinde olduğu konumun “umumi veya umuma açık” alan olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle de TCK 188/4-b maddesinin uygulanamayacağını ifade etmiştir. Bu kararında Daire, araç içerisinde gerçekleştirilen uyuşturucu satışının, suçun nitelikli hali açısından değerlendirilmesinde yetersiz olduğunu belirtmiştir.
Bu durum, hukuk uygulamasında bir birlik bulunmadığını ve normun yorumlanması noktasında çelişkiler yaşandığını açıkça ortaya koymaktadır. Her iki kararın da gerekçelerine bakıldığında, hangi yorumun doğru olduğu yönünde kesin bir kanaate varmak güçtür. Bu bağlamda, hukuki belirsizliğin giderilebilmesi ve uygulamada istikrarın sağlanabilmesi açısından, nihai çözümün Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu tarafından verilmesi büyük önem arz etmektedir.
Şahsi kanaatimize göre ise, TCK 188/4-b maddesinin amacının yalnızca belirli mesafesel bir sınırlandırma değil; aynı zamanda toplumun savunmasız kesimlerinin – örneğin öğrencilerin, hastaların, askerlerin veya ibadet eden bireylerin – korunması olduğu göz önüne alınmalıdır. Yani burada esas olan, fiilin bu kişilere ulaşabilecek veya onları etkileyebilecek nitelikte bir alanda gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Dolayısıyla, failin uyuşturucu satışını kime yaptığı, bu satışın doğrudan bu grupları etkileyip etkilemediği gibi unsurlar da değerlendirme kapsamına alınmalıdır. Sadece coğrafi yakınlık değil, aynı zamanda fiilin hedef kitlesi ve etkilediği çevre de dikkate alınmalıdır.
Sonuç olarak, “Her hukukçunun farklı bir yorumu vardır” sözü, bu konuya tam anlamıyla uymaktadır. Nihai hüküm ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun vereceği kararla ortaya çıkacak ve uygulamaya yön verecektir. Kararın ne yönde olacağı ise hem akademik çevrelerce hem de uygulayıcılarca dikkatle takip edilmektedir.
Yazar Hakkında
Bu makale, İstanbul Barosu’na kayıtlı ceza hukuku alanında uzman Avukat Gökhan Yağmur tarafından hazırlanmıştır. Uyuşturucu madde suçları, seri muhakeme usulü, ceza temyiz yolları ve Yargıtay içtihatları konularında derin akademik bilgi ve dava pratiği olan Av. Gökhan Yağmur; ceza yargılamalarının her aşamasında müvekkillerine etkin savunma hizmeti sunmaktadır. Hukuki destek almak için 0542 157 06 34 numaralı telefondan ulaşabilir ya da www.gokhanyagmur.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.
🛑 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı
Bu internet sitesinde yer alan tüm yazılar, makaleler ve içerikler Av. Gökhan Yağmur tarafından oluşturulmuş olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındadır. Tüm içerikler zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. İzinsiz olarak içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması, özetlenmesi veya başka sitelerde yayımlanması halinde hukuki ve cezai sorumluluk doğacaktır.
Meslektaş hukukçular, içeriklerimizi kaynak göstermek ve atıf yapmak suretiyle hukuki çalışmalarında kullanabilirler.
✍️ Hukuki Yazı Paylaşmak İsteyenler İçin
Akademik ya da mesleki çalışmaları bulunan hukukçular, uygulamaya dönük özgün makalelerini kısa özgeçmişleriyle birlikte [e-posta adresiniz] adresine göndererek yayımlanmak üzere bize iletebilirler. Konu sınırlaması bulunmamaktadır; ancak güncel hukuk uygulamalarıyla bağlantılı yazılar tercih sebebidir.