Çocuğun Soybağını Değiştirme Suçu (TCK 231)

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 231. maddesi, “Aile Düzenine Karşı Suçlar” başlığı altında çocuğun soybağını değiştirme suçunu düzenlemektedir.
Madde 231 hükmü şu şekildedir:
- Bir çocuğun soybağını değiştiren ya da gizleyen kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Sağlık kuruluşunda özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, bir çocuğun başka bir çocukla karışmasına sebep olan kişi ise bir yıla kadar hapis cezası ile sorumlu tutulur.
Çocuğun Soybağını Değiştirme Suçunun Unsurları
TCK m.231’in gerekçesine göre düzenleme, çocuğun soybağının değiştirilmesi veya gizlenmesini suç kapsamına almıştır. Bu sonuca ulaşmak, ya yetkili mercilere hiç bilgi vermemek ya da yanlış bilgi sunmak yoluyla mümkün olur. Kişinin aile bağları; doğum, evlat edinme, tanıma veya babalık hükmüyle hukuken kurulur. Doğumla meydana gelen ilişkinin belirtilen şekillerde değiştirilmesi ise suç sayılmaktadır. Bu nedenle failin kastı, yani soybağı değiştirme ya da gizleme bilinciyle hareket etmesi esastır. Maddenin ikinci fıkrasında ise, sağlık kurumunda çocuğun karışmasına yol açacak şekilde özen yükümlülüğünün ihmal edilmesi taksirle işlenen şekil olarak ayrıca suçlaştırılmıştır.
Yargıtay içtihatlarında vurgulandığı üzere; soybağı ailenin, aile ise toplumun temelidir. Soybağının doğru belirlenmesi yalnızca bireyler için değil, aynı zamanda toplum açısından da önemlidir. Çünkü soybağı; miras, velayet, nafaka, vatandaşlık ve hatta ceza sorumluluğu gibi pek çok alanda ciddi hukuki sonuçlar doğurur.
Bu nedenle kanun koyucu, birinci fıkrada kasten soybağının değiştirilmesi veya gizlenmesini, ikinci fıkrada ise taksirle karışıklığa sebebiyet verilmesini suç olarak kabul etmiştir.
Kasten soybağı değiştirme suçunun faili çocuğun gerçek anne veya babası dahil herkes olabilir. Buna karşılık taksirle soybağını değiştirme suçu yalnızca sağlık kurumunda görev yapan personel tarafından işlenebilir. Mağdur ise soybağı gizlenen veya değiştirilen çocuktur. Bu çocuğun sağ doğmuş olması ve yaş itibarıyla soybağı hakkında yanıltmaya elverişli bir durumda bulunması gerekir.
Suçun konusunu soybağı oluşturur. Türk Medeni Kanunu m.282 uyarınca anne ile çocuk arasındaki soybağı doğumla; baba ile soybağı ise evlilik, tanıma veya mahkeme kararıyla kurulur. Evlat edinme de soybağı ilişkisi yaratır. Ancak burada söz konusu edilen soybağı, doğumla meydana gelen yani kan bağına dayalı olan soybağıdır. Doğumun evlilik içi veya dışı gerçekleşmiş olması bir fark yaratmaz.
Maddenin birinci fıkrasında düzenlenen suç seçimlik hareketli olup, soybağının değiştirilmesi veya gizlenmesi fiillerinden biriyle oluşur. Kanunda bu hareketlerin hangi yollarla işleneceği ayrıntılı şekilde gösterilmemiştir. Gerekçede, yetkili mercilere yanlış bilgi vermek veya hiç bildirimde bulunmamak örnek olarak zikredilmiştir. Ancak bu sınırlı değildir; soybağının değiştirilmesine veya gizlenmesine elverişli her türlü davranış bu kapsamda suç teşkil eder.
- Soybağının değiştirilmesi, çocuğun gerçekte var olan soybağından farklı bir soybağına aitmiş gibi gösterilmesidir. Genetik gerçeklik değiştirilemez; fakat resmi kayıtlardaki görünüm farklılaştırılabilir. Bu nedenle değiştirme, çoğunlukla resmi mercilere yanlış bilgi verilmesiyle gerçekleşir. Ancak çocuğun yerine başkasının konulması gibi aldatıcı eylemlerle de işlenebilir.
- Soybağının gizlenmesi ise, çocuğun gerçek soybağının ortaya çıkmasını engellemek veya ciddi şekilde zorlaştırmaktır. Burada her zaman bir aldatmaya gerek yoktur. Örneğin doğum beyannamesinin düzenlenmesine engel olunması veya hayatta olan çocuğun ölü gösterilmesi gizleme kapsamındadır. Bu noktada çocuğun fiziksel anlamda gizlenmesi değil, soybağının gizlenmesi suçun konusunu oluşturur.
Soybağını değiştirme fiili icrai hareketlerle, gizleme ise hem icrai hem de ihmali davranışlarla işlenebilir. TCK m.231/1’deki suç kasten işlenebilen bir suçtur. Fail, çocuğun gerçek soybağını bilerek ve bunu değiştirme ya da gizleme amacıyla hareket etmelidir. Ancak failin amacı veya saikinin hukuki sorumluluk açısından bir önemi yoktur (Yargıtay 21. Ceza Dairesi, K.2016/7332).

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen suç karşılığında hapis cezasının yerine veya hapis cezasıyla birlikte uygulanabilen yaptırım türlerinden biridir. Çocuğun soybağını değiştirme suçu sebebiyle verilen hapis cezası 1 yıl ya da daha az olduğunda, mahkeme bu cezayı adli para cezasına çevirebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ise, sanık hakkında verilen hükmün belirli bir denetim süresince hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Sanık, bu süre zarfında yükümlülüklere uygun davranırsa, karar hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılır ve dava düşer. Çocuğun soybağını değiştirme suçunda verilen hapis cezası 2 yıl veya altında ise HAGB uygulanabilir.
Erteleme ise, mahkemenin hükmettiği hapis cezasının cezaevinde infaz edilmesinden koşullu olarak vazgeçilmesidir. Bu kurum, hükmedilen hapis cezasının 2 yıl veya daha az olması hâlinde gündeme gelir. Dolayısıyla, çocuğun soybağını değiştirme suçu nedeniyle verilen ceza bu sınırda kaldığında sanık hakkında erteleme kararı verilmesi mümkündür.
Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Çocuğun soybağını değiştirme suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almaz. Bu nedenle savcılık tarafından kendiliğinden (resen) soruşturulur ve herhangi bir şikayet süresine bağlı değildir. Şikayetten vazgeçilmesi de davanın düşmesine yol açmaz. Dolayısıyla suç, yalnızca dava zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturulabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren kanunda öngörülen süre içinde dava açılmamışsa veya açılmış olsa bile bu süre içinde sonuçlandırılamamışsa ceza davasının düşmesine yol açan bir kurumdur. Çocuğun soybağını değiştirme suçunda olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıl olarak uygulanır. Bu süre dolmadan suç soruşturulabilir; ancak sürenin geçmesi halinde artık soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
Uzlaşma
Uzlaşma, sanık ile mağdurun bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmaya varmasıdır. Ancak çocuğun soybağını değiştirme suçu, uzlaşma kapsamında değerlendirilen suçlar arasında yer almaz. Dolayısıyla bu suçta tarafların uzlaşması hukuki sonuç doğurmaz.
Görevli Mahkeme
Çocuğun soybağını değiştirme suçuna ilişkin yargılamalar, görev bakımından asliye ceza mahkemesi tarafından yürütülür.
Çocuğun Soybağını Değiştirme ve Gizleme Suçu Yargıtay Kararları
1. Kendi Çocuğunu Terk Etme ve Soybağını Değiştirme
Sanıkların gayriresmî birliktelikten doğan bebeklerini istememeleri üzerine, aralarında anlaşarak bebeği üçüncü kişiye verip sanki terk edilmiş bir çocukmuş gibi polis merkezine teslim ettirdikleri, sonrasında isimlendirme tutanağı düzenlendiği olayda; eylemin TCK m.231/1 kapsamında “soybağını değiştirme” suçunu oluşturduğu halde, suç vasfında hata yapılarak TCK m.231/2 kapsamında değerlendirme yapılması bozma nedeni olmuştur (Yargıtay 11. CD, 2018/846).
2. Resmi Belgede Sahtecilik ve Soybağını Değiştirme
Sanığın, evlilik dışı birliktelikten doğan çocuğu nüfusa kendi çocuğuymuş gibi kaydettirmesi halinde, eylemin bütünüyle TCK m.231 kapsamındaki soybağını değiştirme suçu olduğu, ayrıca resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulamayacağı belirtilmiştir. Yargıtay, eylemin bölünerek farklı suçlar altında değerlendirilmesini hukuka aykırı bulmuş ve hükmü bozmuştur (Yargıtay CGK, 2015/412 E., 2015/286 K.; Yargıtay 21. CD, 2017/124).
3. Nüfusa Yanlış Beyan Yoluyla Soybağı Değiştirme
Sanığın, nikahsız birlikteliğinden doğan çocuğu, resmi nikahlı eşiyle müşterek çocukmuş gibi nüfusa kaydettirmesi halinde, sahte bir belge kullanılmadığı için resmi belgede sahtecilik oluşmadığı, eylemin yalnızca TCK m.231/1 kapsamında soybağını değiştirme suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir. Yargıtay, özel norm ilkesine dayanarak yalnızca soybağını değiştirme suçundan hüküm kurulması gerektiğini vurgulamıştır (Yargıtay 11. CD, 2019/7367).
4. Soybağını Gizleme
Hastanede doğan bir çocuğun ebe ve diğer sanıklar tarafından, annesinin rızasıyla kimliği belirsiz kişilere verilmesi fiilinin, soybağını gizleme suçunu oluşturduğu; buna rağmen beraat kararı verilmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir (Yargıtay 11. CD, 2018/373).
5. Soybağını Değiştirme – Beraat Kararı
Sanıkların çocuklarının nüfus kaydını, evlenme sonrası yanlış yönlendirme ile naklettirmeleri olayında, kastlarının bulunmadığı, dolayısıyla suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat yerine mahkûmiyet kararı verilmesinin bozma nedeni olduğuna hükmedilmiştir (Yargıtay 11. CD, 2018/7781).
6. Delillerin Araştırılması Zorunluluğu
Çocuğun soybağını değiştirme suçuna ilişkin davada, nüfus kayıtları, doğum tutanakları ve gerekirse DNA raporu gibi delillerin toplanmadan hüküm kurulması eksik inceleme sayılmış; suçun vasfında yanılgıya düşülerek verilen kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir (Yargıtay 11. CD, 2018/4932).
7. Zincirleme Suç
Sanığın aynı tarihte iki çocuğunu resmi nikahlı eşi üzerine tescil ettirmesi eyleminin, iki ayrı suç değil, zincirleme şekilde işlenmiş tek suç sayılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrı ayrı hüküm kurulması bozma nedeni olmuştur (Yargıtay 11. CD, 2017/9065).
8. Nüfusa Kayıt ve Nüfus Cüzdanı Çıkartma
Sanığın resmi nikahsız birlikteliğinden doğan çocuğu, nikahlı eşinden doğmuş gibi nüfusa kaydettirmesi olayında, sahte belge kullanılmadığı için eylemin yalnızca TCK m.231 kapsamında soybağını değiştirme suçu oluşturacağı, ayrıca resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında değerlendirme yapılamayacağı vurgulanmıştır (Yargıtay 21. CD, 2017/1154).
9. Sahte Belge ile Soybağı Değiştirme
Gerçekte başka kişiye ait olan çocuğun, sahte doğum raporuyla kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydedilmesi halinde ise, bu kez resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşacağı belirtilmiş ve yalnızca TCK m.231 kapsamında hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu ifade edilmiştir (Yargıtay 21. CD, 2016/7460).
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Ben, Avukat Gökhan Yağmur, uzun yıllardır İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku, fikri mülkiyet hukuku ve şirketler hukuku alanlarında profesyonel avukatlık ve danışmanlık hizmeti sunmaktayım. Müvekkillerimin yalnızca hukuki sorunlarını çözmeyi değil, aynı zamanda haklarını en etkin şekilde korumayı ilke edindim.
Hukuk fakültesi eğitiminin yanı sıra psikoloji alanındaki bilgilerimi de mesleki pratiğime entegre ederek, davalarda hem hukuki hem de insani boyutu dikkate alan bütüncül bir yaklaşım sergiliyorum. Özellikle boşanma davaları, velayet, nafaka, ceza davaları (TCK kapsamındaki tüm suçlar), ticari uyuşmazlıklar, marka ve patent davaları ile uluslararası marka tescili ve e-ticaret hukuku alanlarında yoğun şekilde çalışmaktayım.
Müvekkillerimle kurduğum iletişimde şeffaflık, güvenilirlik ve ulaşılabilirlik ön planda olup, her bir dosyayı titizlikle takip ederim. Bugüne kadar gerek bireysel gerekse kurumsal birçok müvekkilime başarıyla hukuki destek sağladım.
Detaylı bilgi ve hukuki danışmanlık için benimle iletişime geçebilirsiniz:
📌 Web Sitesi: www.gokhanyagmur.com – www.gokhanyagmur.com.tr
📌 Telefon: 0542 157 06 34