Hakimin Reddi ve Hakimin Çekinmesi (CMK m.22-31)

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), hakimin tarafsızlığını güvence altına almak amacıyla iki temel kurum düzenlenmiştir: hakimin reddi ve hakimin çekinmesi.
Hakimin reddi (reddi hakim), hakimin tarafsızlığını zedeleyebilecek koşulların bulunması veya davaya bakamayacağı hallerin mevcut olması durumunda tarafların hakimi reddetme talebinde bulunabilmelerini ifade eder (CMK m.24).
Hakimin çekinmesi ise, hakimin davaya bakmasının yasak olduğu veya tarafsızlığını tartışmalı hale getirecek nedenlerin bulunduğu durumlarda, hakimin kendiliğinden dosyadan el çekmesi anlamına gelir (CMK m.30).
Dolayısıyla, yasaklılık sebepleri ortaya çıktığında hakim hem kendiliğinden davadan çekilebilir hem de taraflarca reddi hakim talebi ileri sürülebilir.
Tarafsızlığını Şüpheye Düşürecek Hallerde Hakimin Reddi
Hakimin tarafsızlığını sorgulatacak bir durumun varlığı halinde, taraflarca hakimin reddi talep edilebilir. Tarafsızlık, yargılama sürecinde hakimin önyargısız ve bağımsız hareket etmesini ifade eder.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), tarafsızlığı iki boyutta ele almaktadır:
- Objektif tarafsızlık, mahkemenin kurumsal olarak tarafsız görünmesi ve hak arayanlara güven vermesi gerekliliğini ifade eder.
- Subjektif tarafsızlık ise hakimin kişisel olarak tarafsız davranması, dini veya siyasi görüşlerini ve kişisel kanaatlerini yargı faaliyetine yansıtmaması anlamına gelir. Bu bağlamda, subjektif tarafsızlığın aksi ispat edilmedikçe varlığı kabul edilmektedir.
Yargıtay uygulamasında da benzer bir yaklaşım benimsenmiş, tarafsızlık “hakimin gerçekten tarafsız olması” (subjektif) ve “hakimin tarafsız görünmesi” (objektif) şeklinde ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. Dolayısıyla uygulamada her iki durumda da hakimin reddi mümkündür.
Kanunda hakimin davaya bakamayacağı haller yani görev yasağı halleri açıkça ve sınırlı biçimde düzenlenmiştir (CMK m.22, m.23). Buna karşılık, tarafsızlığı şüpheye düşüren nedenler sınırlı olarak sayılmamış, her olayın özelliğine göre değerlendirilmesi öngörülmüştür. Örneğin, hakimin davanın tarafıyla evli olması kanunda görev yasağı olarak düzenlenmiş olduğundan bu durumda hakim hem çekinmek hem de reddedilmek durumundadır. Ancak hakimin taraflardan biriyle nişanlı olması açıkça görev yasağı kapsamında sayılmamış, fakat bu durum tarafsızlığı kuşkulu hale getirdiği için reddi hakim sebebi sayılabilir.
Hakimin tarafsızlığının korunması, adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarındandır. Hakim, muhakemenin tüm süjelerine eşit mesafede durmalı; önyargı, kişisel kanaat veya inançlardan bağımsız şekilde karar vermelidir. Hangi hallerin tarafsızlığı şüpheye düşürdüğü somut olayın şartlarına göre, hakimin tarafsız bir görünüm sergileyip sergilemediği ve adil yargılama ilkesine uygun davranıp davranmadığı dikkate alınarak belirlenir.
Tarafsızlık nedeniyle reddi hakim talebi süreye tabi olup, bu husus ayrıca incelenmektedir.
Hakimin Davaya Bakamayacağı ve Yargılamaya Katılamayacağı Haller
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda hakimin görev yapamayacağı durumlar, doktrinde “görev yasağı halleri” olarak adlandırılmaktadır. Bu haller ortaya çıktığında, hakim kendiliğinden davadan çekinmek zorundadır. Hakim çekinmese dahi taraflar, reddi hakim talebinde bulunabilir. Görev yasağı iki başlık altında incelenir:
- Hakimin davaya bakamayacağı haller (CMK m.22),
- Hakimin yargılamaya katılamayacağı haller (CMK m.23).
2.1. Hakimin Davaya Bakamayacağı Sebepler (CMK m.22)
Hakimin yargılama faaliyetini yerine getiremeyeceği ve bu nedenle çekinmesi gereken haller şunlardır:
- Suçtan Zarar Görmesi: Hakim, doğrudan mağdur olduğu suçun davasına bakamaz. Ancak, duruşmada ayrı bir suçun mağduru olması (örneğin, tehdit edilmesi) bu kapsama girmez.
- Evlilik, Vesayet veya Kayyımlık İlişkisi: Hakim ile şüpheli, sanık veya mağdur arasında mevcut ya da sonradan sona ermiş evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi varsa, hakim davaya bakamaz.
- Üstsoy ve Altsoy Hısımlığı: Hakim, şüpheli, sanık veya mağdurun kan ya da kayın hısımlığından üstsoyu veya altsoyu ise davaya katılamaz (CMK m.22/1-c). Bu düzenleme, derece sınırlaması olmaksızın geçerlidir.
- Üçüncü Dereceye Kadar Kan Hısımlığı: Hakim ile taraflar arasında üçüncü derece dahil kan hısımlığı varsa davaya bakılamaz (CMK m.22/1-e). Daha uzak hısımlık durumlarında, tarafsızlığı şüpheli hale getirdiği gerekçesiyle reddi hakim talep edilebilir.
- İkinci Dereceye Kadar Kayın Hısımlığı: Evlilik sona erse dahi, taraflarla ikinci derece dahil kayın hısımlığı bulunan hakim, davaya bakamaz.
- Evlatlık İlişkisi: Hakim ile taraflardan biri arasında evlat edinme bağı varsa, hakim davadan çekilmelidir (CMK m.22/1-d).
- Cumhuriyet Savcılığı, Adli Kolluk veya Avukatlık: Hakim, aynı davada daha önce Cumhuriyet savcısı, kolluk görevlisi, müdafi veya vekil sıfatıyla görev yapmışsa, davaya bakamaz (CMK m.22/1-g).
- Yargıtay, aynı dosyada Cumhuriyet savcısı olarak görüş bildiren bir kişinin daha sonra aynı davada hakim sıfatıyla karar vermesini adil yargılanma hakkının ihlali olarak değerlendirmiştir (YCGK-K.2011/190).
- Tanıklık veya Bilirkişilik: Hakim, aynı davada tanık veya bilirkişi olarak görev yapmışsa, hakimlik görevini yerine getiremez (CMK m.22/1-h).
- Ceza Genel Kurulu, tanık olarak yer almış bir hakimin davaya bakmasının kesin bozma nedeni olduğunu vurgulamıştır (Y18CD-K.2017/345).
- Aynı Mahkemede Görev Alma Yasağı: 2802 sayılı Kanun’un 46. maddesine göre, eşler ve ikinci dereceye kadar kan veya kayın hısımlar aynı mahkemenin dairesinde görev yapamaz.
- Yargıtay, iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet savcısı ile hüküm kuran hakimin eş olması durumunu, CMK m.22’ye aykırılık olarak görmüş ve bozma nedeni saymıştır (Y8CD-K.2013/26164).
2.2. Hakimin Yargılamaya Katılamayacağı Haller (CMK m.23)
CMK m.23 uyarınca, hakim bazı yargısal işlemlere katılamaz. Amaç, aynı işte farklı aşamalarda görev yapan yargı mercileri arasında kesin ayrımı korumaktır.
Bu haller şunlardır:
- Alt Derecede Karar veya Hükme Katılmış Hakim: Önceki aşamada karar veya hükme katılan hakim, dosyanın üst mahkemede incelenmesine katılamaz.
- Örneğin, görevsizlik kararı verip delilleri değerlendiren bir hakimin yüksek mahkemede aynı davaya katılması, tarafsızlığı zedeleyici niteliktedir (Y9CD-K.2017/1062).
- Aynı İşin Soruşturmasında Görev Almak: Soruşturma evresinde görev yapan hakim, kovuşturma aşamasında görev yapamaz.
- Yargılamanın Yenilenmesinde Görev Alma: Yargılamanın yenilenmesi talebinde, ilk hükme katılan hakim aynı işte görev alamaz (CMK m.23/3).
- Yargıtay, ilk hükümde görev yapan hakimin yargılamanın yenilenmesi istemini reddeden heyette yer almasını adil yargılanma hakkına aykırılık kabul etmiştir (Y1CD-K.2011/2610).
📌 Sonuç olarak, CMK m.22 ve m.23 hükümleri, hakimin tarafsızlığını korumak ve adil yargılanma hakkını güvence altına almak amacıyla, hakimin görev yapamayacağı ya da belirli işlemlere katılamayacağı halleri açıkça düzenlemiştir. Bu kurallara aykırılık, mutlak bozma nedeni oluşturmaktadır.

Reddi Hakim Usulü ve Süresi
Reddi hakim talebinde bulunabilecek kişiler: Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanık ile bunların müdafii; katılan ya da katılanın vekili, hakimin reddini isteyebilir. Bu kişilerden biri talep ettiğinde, karar veya hükme katılacak hakimlerin kimlikleri kendisine bildirilir (CMK m.24/3-4).
Red talebinin süresi:
- İlk derece mahkemelerinde, tarafsızlığı şüpheye düşüren sebepler ileri sürülerek hakimin reddi, sanığın sorgusu başlayıncaya kadar yapılabilir.
- Bölge adliye mahkemelerinde duruşmalı işlerde, inceleme raporu; Yargıtay’da ise üye veya tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor üyelere sunuluncaya kadar ret talebinde bulunulabilir (CMK m.25/1).
- Ret sebebinin sonradan ortaya çıkması veya öğrenilmesi halinde, duruşma ya da inceleme bitene kadar da talepte bulunmak mümkündür. Ancak bu durumda, sebebin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde başvurulmalıdır (CMK m.25/2).
- Hakimin davaya bakamayacağı veya yargılamaya katılamayacağı hallerde (görev yasağı), reddi hakim talebi herhangi bir süreye bağlı değildir.
Red talebinde izlenecek usul:
- Ret talebi, ilgili mahkemeye sunulacak dilekçe ile veya zabıt katibine yapılacak başvuru üzerine tutanağa geçirilerek ileri sürülür.
- Ret isteyen taraf, bildiği tüm sebepleri bir defada ve süresi içinde, dayandığı olgularla birlikte açıklamak zorundadır.
- Red talebine konu olan hakim, hakkında ileri sürülen ret sebepleri hakkında yazılı görüşünü sunar. Hakimin, ret talebinin reddine ilişkin kararı da bu yazılı görüş yerine geçer (CMK m.26).
Yargıtay uygulaması:
Hakimlerin 07.12.2012 tarihli ret kararının, CMK m.26/3 kapsamında hakimin ret sebepleri hakkındaki yazılı görüşü niteliğinde sayılması gerektiğine karar verilmiştir. Bu bağlamda, hakimin hukuki değerlendirmedeki yanılgısı tek başına tarafsızlığı zedeleyici sebep olarak kabul edilmemiş, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ret isteminin reddine dair kararına yönelik itirazın da reddine hükmedilmiştir (Y9CD-K.2014/6987).
Hakimin Reddi İsteminin Geri Çevrilmesi (CMK m.31)
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 31. maddesine göre, kovuşturma aşamasında yapılan hakimin reddi talepleri belirli durumlarda doğrudan geri çevrilir.
Mahkeme, aşağıdaki hallerde ret istemini geri çevirir:
a) Ret talebinin süresi geçtikten sonra yapılması,
b) Ret sebebi veya buna ilişkin delillerin gösterilmemesi,
c) Ret talebinin duruşmayı uzatma amacıyla yapıldığının açıkça anlaşılması.
Bu durumlarda, toplu mahkemelerde reddedilen hakim de heyette yer alarak müzakereye katılır. Tek hakimli mahkemelerde ise reddedilen hakim, bizzat kendisi ret talebini geri çevirebilir.
Hakimin reddi isteminin geri çevrilmesine dair kararlara karşı itiraz kanun yoluna başvurulması mümkündür.
Red Talebinin Reddine İtiraz Yolu (CMK m.28)
Hakimin reddi talebinin kabulüne dair kararlar kesin niteliktedir; bu kararlara karşı ayrıca itiraz yoluna gidilemez.
Buna karşılık, reddi hakim talebinin reddine yani geri çevrilmesine ilişkin kararlara karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Ret talebinin reddine yönelik kararın hukuka uygun olup olmadığı ise esas hükümle birlikte istinaf veya temyiz incelemesinde değerlendirilir.
Hakimin çekinme talebi üzerine verilen kararlar da kesin nitelikte olmakla birlikte, bu kararlar da asıl hükümle birlikte temyiz denetimine tabi tutulur. Yargıtay, çekinmeye ilişkin kararın hukuka aykırı olması halinde, bunun olağan kanun yollarında düzeltilebileceğini kabul etmiştir (Y9CD-K.2014/158).
Hâkimin Reddi İstemine Karar Verecek Mercii (CMK m.27)
Hakimin reddi talebi, CMK m.31 uyarınca hakim veya mahkeme tarafından geri çevrilirse, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine mercii tarafından inceleme yapılır. Hakimin reddi veya çekinmesi durumunda, talep hakkında karar verecek merci CMK m.27’ye göre belirlenir.
Genel kural: Hakimin reddi istemi, hakimin mensup olduğu mahkeme tarafından karara bağlanır. Ancak reddi istenen hakim müzakereye katılamaz. Eğer bu nedenle mahkeme teşekkül edemezse, karar verme yetkisi başka bir mahkemeye geçer.
Görevli merciiler:
a) Asliye ceza mahkemesi hakimi reddedilmişse: Aynı yargı çevresinde bulunan ağır ceza mahkemesi karar verir.
b) Ağır ceza mahkemesi hakimi reddedilmişse:
- O yerde birden fazla ağır ceza dairesi varsa, numara olarak kendisini izleyen daireye;
- Son numaralı daire için (1) numaralı daireye;
- Tek daire varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine başvurulur.
c) Sulh ceza hakimi reddedilmişse: Yargı çevresinde bulunan asliye ceza mahkemesi yetkilidir.
d) Tek hakim reddedilmişse: Yargı çevresi içerisindeki ağır ceza mahkemesi karar verir.
e) Bölge adliye mahkemesi ceza dairesi başkan ve üyeleri reddedilmişse: Ret talebi, reddedilen üye veya başkan katılmadan, ilgili daire tarafından değerlendirilir.
Sonuç: Ret isteminin kabulü halinde, davaya bakmak üzere başka bir hakim veya mahkeme görevlendirilir.
Reddi İstenen Hakimin Yapabileceği İşlemler (CMK m.29)
Hakimin reddi talebi gündeme geldiğinde, bu talep hakkında karar verilinceye kadar reddi istenen hakim yalnızca gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapabilir.
📌 Yargıtay uygulaması: Yargılamanın yenilenmesi talebinde, davadan çekilen hakim tarafından hükümlüye imza ve yazı örnekleri aldırılması işlemi, hem gecikmesinde sakınca bulunan bir işlem hem de savunma delili niteliğinde olduğundan geçerli kabul edilmiştir. Bu nedenle, aynı işlemin tekrarlanmasına gerek bulunmadığı belirtilmiştir (Y10CD-K.2007/14529).
Duruşma Sırasında Reddi Hakim Talebi
- Hakim duruşma sırasında reddedilmişse, bu konuda karar verilmesi için duruşmaya ara verilmesi gerekse bile duruşma devam eder.
- Bu durumda reddedilen hakim, duruşma boyunca tüm usul işlemlerini yapabilir.
- Ancak, delillerin tartışılması aşamasına geçilemez. Yani, CMK m.216 gereğince tarafların esasa ilişkin iddia ve savunmalarının alınması mümkün değildir. Örneğin, reddedilen hakim savcıdan esas hakkındaki mütalaayı isteyemez, sanığın esas hakkındaki savunmasını dinleyemez.
Ret Talebinden Sonraki Süreç
- Red talebi hakkında karar verilmeden, reddedilen hakimin katılımıyla yeni oturuma başlanamaz.
- Eğer ret istemi kabul edilirse, gecikmesinde sakınca bulunan işlemler dışındaki tüm işlemler yenilenir, yani duruşma tekrarlanır.
Hâkimin Çekinmesi ve İnceleme Mercii
Hakim, yasaklılık halleri nedeniyle çekindiğinde, yani davaya bakamayacağı veya yargılamaya katılamayacağı bir sebep varsa, merci doğrudan başka bir hakim veya mahkemeyi görevlendirir.
Hakim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek nedenlerle çekinirse, bu durumda merci çekinmenin haklı olup olmadığını değerlendirir. Çekinme talebinin uygun bulunması halinde davaya bakmak üzere yine başka bir hakim veya mahkeme görevlendirilir.
📌 Bu süreçte, gecikmesinde sakınca bulunan işlemler hakkında CMK m.29 hükümleri uygulanır.
CMK m.30/2 hükmü açıktır:
“Hakim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hakim veya mahkeme görevlendirilir.”
AİHS Bağlantısı
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, herkesin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde adil yargılanma hakkına sahip olduğunu düzenler.
Yargıtay uygulamasında da bu ilke pekiştirilmiştir. Örneğin, sanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilirken, mahkeme başkan ve üyelerinin “sanığın uyuşturucu ticareti suçunu işlediğinin anlaşıldığını” yazılı olarak belirtmeleri, onların tarafsızlıklarına gölge düşürmüştür. Aynı başkan ve üyelerin daha sonra açılan davada görev yapmaları, tarafsızlık ilkesiyle bağdaşmamıştır.
Yargıtay 10. Ceza Dairesi, bu durumda başkan ve üyelerin çekinmelerini haklı bulmuş; Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin çekinmenin uygun olmadığına dair kararını ise CMK m.30/2’ye aykırı bularak bozmuştur (Y10CD-K.2016/1163).
Zabıt Kâtibinin Reddi veya Çekinmesi (CMK m.32)
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 32. maddesine göre, hakimin reddine ilişkin hükümler zabıt kâtipleri için de geçerlidir.
- Zabıt kâtibinin reddi veya kendisinin reddini gerektiren sebepleri ileri sürerek görevden çekinmesi halinde, karar verme yetkisi yanında görev yaptığı mahkeme başkanı veya hakimdedir.
- Eğer aynı dosyada hem hakim hem de zabıt kâtibinin reddi veya çekinmesi söz konusu olursa, inceleme mercii hakime göre belirlenir.
Yargıtay Uygulaması
Somut olayda, keşifte zabıt katibi olarak görev yapan kişinin, aynı zamanda olay yeri fotoğraflarını çekmesi, CMK m.22’de düzenlenen “hakimin davaya bakamayacağı haller” kapsamında değerlendirilmek istenmiştir.
Ancak Yargıtay şu gerekçelerle bu iddiayı reddetmiştir (Y4CD-K.2016/3665):
- Zabıt katibi bilirkişi olarak atanmamış ve kendisine yemin verilmemiştir.
- Olay yeri fotoğraflarının çekilmesi, uzmanlık veya teknik bilgi gerektiren bir faaliyet değildir; dolayısıyla klasik anlamda bilirkişilik faaliyeti sayılamaz.
- Fotoğraflar yalnızca bilgi mahiyetinde olup, davanın esasını doğrudan etkileyecek nitelikte değildir.
- Taraflar da ne keşif sırasında ne de sonrasında bu fotoğraflara veya keşif tutanağına herhangi bir itirazda bulunmamıştır.
Sonuç olarak, olay yerinin fotoğraflarının zabıt katibi tarafından çekilmesinin, bilirkişilik faaliyeti oluşturmadığı ve hükmün esasına doğrudan etki etmediği gerekçesiyle, kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir.
Hakimin Çekinmesi ve Reddi Hakim Sebepleri, Süresi ve Usulü – Yargıtay Kararları
Hakimin reddi ve çekinmesi, adil yargılanma hakkının sağlanması amacıyla CMK’da ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.
1. Red Talebinin Sebepleri ve Süresi
- Görev yasağı hallerinde (CMK m.22-23): Ret talebi herhangi bir süreye bağlı değildir, yargılama bitene kadar ileri sürülebilir.
- Tarafsızlığı şüpheye düşüren sebepler:
- İlk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya,
- Bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu açıklanıncaya,
- Yargıtay’da ise tetkik hakiminin raporu üyelere sunuluncaya kadar yapılabilir.
- Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebepler için, duruşma veya inceleme sonuna kadar başvuru yapılabilir. Ancak sebebin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde talepte bulunulmalıdır (CMK m.25/2).
2. Ret Talebinde Usul
- Ret talebinde mutlaka sebep ve deliller gösterilmelidir. Böylece soyut veya gerekçesiz başvuruların önüne geçilmektedir.
- Hakim delilleri inandırıcı bulmazsa ret talebini geri çevirebilir.
- Talebin duruşmayı uzatmak amacıyla yapıldığının açıkça anlaşılması halinde de ret reddedilir. Ancak bu husus şüpheli veya belirsiz ise, ret talebinin sırf bu gerekçeyle reddi mümkün değildir.
- Ret sebeplerinin kısım kısım açıklanması, duruşmayı uzatma amacı olarak değerlendirilebilir.
3. Ret Talebine Verilecek Kararlar
Hakimin reddi talebi üzerine üç farklı karar verilebilir:
- Ret isteminin geri çevrilmesi (CMK m.31):
- Süresinde yapılmayan, sebep veya delili olmayan, yahut duruşmayı uzatma amacı taşıyan talepler geri çevrilir.
- Toplu mahkemelerde reddedilen hakim de müzakereye katılabilir; tek hakimli mahkemelerde reddedilen hakim bizzat karar verebilir.
- Bu kararlara karşı itiraz mümkündür.
- Ret isteminin kabulü:
- Karar kesindir, itiraz edilemez.
- Davaya başka bir hakim veya mahkeme bakar (CMK m.28).
- Ret isteminin reddi (kabul edilmemesi):
- Red talebine ilişkin itiraz mümkündür.
- İtiraz üzerine verilen karar, ancak hükümle birlikte istinaf veya temyizde denetlenir.
4. Red Talebi Sırasında Hakimin Yetkisi (CMK m.29)
- Ret hakkında karar verilene kadar, reddedilen hakim yalnızca gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapabilir.
- Bu işlemler, delillerin kaybolma ihtimali veya işlemin daha sonra yapılamayacak olması gibi zorunlu durumlarla sınırlıdır.
- Yasaklılık halleri (CMK m.22) söz konusu ise, hakim hiçbir işlem yapamaz.
- Ret talebi oturum sırasında yapılmışsa, hakim duruşmayı sürdürmek zorundadır; ancak esas hakkındaki mütalaa alınamaz, taraflara son söz verilemez (CMK m.216).
5. Yargıtay İçtihatları
- Ceza Genel Kurulu (2019/489 E., 2022/704 K.): Yargıtay Ceza Daireleri’nin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktıkları davalarda hakimin reddi talepleri, CMK m.24 ve devamı hükümlerine tabidir.
- Yargıtay uygulaması ayrıca, ret talebinin usule aykırı yapılması halinde geri çevrilmesi gerektiğini; ret sebepleri inandırıcı delillerle desteklenmişse ve süre içinde yapılmışsa, reddedilen hakimin katılımı olmadan merciin karar vermesi gerektiğini vurgulamaktadır.
📌 Sonuç: Hakimin reddi ve çekinmesi, tarafsız yargılamanın güvencesidir. Kanun koyucu, hem süre hem de usul açısından sıkı kurallar koyarak bu kurumun kötüye kullanılmasını engellemek istemiştir. Yargıtay kararlarında da bu kuralların adil yargılanma hakkı ile doğrudan bağlantılı olduğu sürekli olarak vurgulanmaktadır.
Tensip Zaptı Hazırlayan Hakimin Temyiz İncelemesine Katılması
İlk derece mahkemesinde tensip zaptının hazırlanmasına katılan bir hakimin, daha sonra aynı dosyanın temyiz incelemesinde görev almasının CMK m.23’e aykırılık oluşturup oluşturmayacağı Yargıtay tarafından değerlendirilmiştir.
Somut olayda:
- Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olan hakim, yalnızca 10.04.2000 tarihli tensip kararına katılmıştır. Bu tensipte sanık, müşteki ve tanıkların duruşmaya çağrılması ile sanığın doğum ve sabıka kaydının celbine karar verilmiş, esasa ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmamıştır.
- Daha sonraki aşamada aynı hakim Yargıtay üyesi olmuş, Adalet Bakanlığı’nın yasa yararına bozma başvurusu üzerine dosya Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde incelenmiş ve bu incelemeye söz konusu hakim de katılmıştır.
Hukuki Değerlendirme
- CMK m.23/1’e göre, “Bir karar veya hükme katılan hakim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.”
- Eski düzenleme olan 1412 sayılı CMUK m.22’de yalnızca “hüküm” ifadesi yer alırken, CMK’da “karar” kelimesi de eklenerek yasağın kapsamı genişletilmiştir.
- Ancak, burada önemli olan nokta, hakimin önceki aşamada “sanığın suçluluğu konusunda görüş belirtip belirtmediğidir.”
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına göre (ör. Bulut/Avusturya, 1996; Fey/Avusturya, 1993), duruşma öncesinde yapılan yüzeysel veya teknik nitelikte işlemler, hakimin tarafsızlığına gölge düşürmez. Hakim ancak kişinin suçluluğu konusunda önceden kanaat oluşturmuşsa tarafsızlık zedelenmiş sayılır.
Yargıtay’ın Sonucu
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, tensip kararının yalnızca tarafların duruşmaya çağrılması ve basit bilgilerin toplanmasına yönelik olduğunu, hakimin sanığın suçlu olup olmadığına dair herhangi bir görüş oluşturmadığını tespit etmiştir.
Bu nedenle, tensip zaptına katılan hakimin, daha sonra Yargıtay’daki temyiz incelemesine katılması CMK m.23’e aykırılık oluşturmaz.
📌 Karar: Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010/266 sayılı kararıyla, bu durumda hukuka aykırılık bulunmadığına oybirliğiyle hükmetmiştir.
Tutukluluk İncelemesi Yapan Hakimin Temyiz İncelemesine Katılması
Somut Olay:
Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi, kasten öldürme suçuna ilişkin davada sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan itirazı inceleyen Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı M. Ü., “suçun vasıf ve mahiyetine, mevcut delil durumuna göre tutukluluk halinin devamının yerinde olduğu” yönünde görüş açıklamıştır. Daha sonra aynı hakim Yargıtay üyeliğine atanmış ve hükmün temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi heyetinde yer alarak onama yönünde oy kullanmıştır.
Hukuki Çerçeve
- CMK m.23/1: “Bir karar veya hükme katılan hakim, yüksek görevli mahkemece bu hükme dair olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.”
- Bu hükümle, hakimin daha önce görüş beyan ettiği veya karar verdiği konularda, üst dereceli mahkemede incelemeye katılması yasaklanmıştır. Amaç, tarafsızlığın korunması ve yargılamada adil görünümün sağlanmasıdır.
- AİHS m.6: Herkesin bağımsız ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma hakkı vardır.
- AİHM içtihatlarında (Bulut/Avusturya, 1996; Fey/Avusturya, 1993), hakimin duruşma öncesinde yaptığı işlemler yüzeysel ise ihlal sayılmamış; fakat kişinin suçluluğu konusunda görüş bildirmişse tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiği kabul edilmiştir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
- Tensip kararı gibi basit usuli işlemler, hakimin suçluluk konusunda önceden görüş oluşturduğunu göstermez (YCGK, 2010/266).
- Ancak tutukluluk incelemesi esasa ilişkin bir değerlendirme içerir. Hakim, delilleri tartışarak suçun vasıf ve mahiyetine, mevcut delil durumuna göre karar verir. Bu nedenle, hakimin sanığın suçlu olup olmadığı hakkında kanaat geliştirdiği kabul edilir.
- Dolayısıyla, tutukluluk incelemesine katılan hakimin daha sonra aynı davanın temyiz incelemesine katılması, hem CMK m.23/1’e aykırıdır hem de AİHS m.6’daki tarafsız mahkeme ilkesini ihlal eder.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Görüşü
YCGK, Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak sanıkların tutukluluk halinin devamına dair karara yapılan itirazı reddeden ve bu gerekçeyle esasa ilişkin kanaat açıklayan hakimin, daha sonra Yargıtay üyesi sıfatıyla temyiz incelemesine katılmasını hukuka aykırı bulmuştur.
📌 Karar:
Bu durum, CMK m.23/1 ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2014/29).
👉 Özetle, tutukluluk incelemesi yapan hakim, aynı davanın temyiz incelemesine katılamaz. Çünkü bu aşamada sanığın suçluluğu hakkında görüş açıklanmış olur ve tarafsızlık ilkesi zedelenir.
Yargılamanın Yenilenmesinde Hakimin Yasaklılık Hali
CMK m.23/3 uyarınca, “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz.”
Aynı Kanun’un 318/1. maddesi ise, “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” hükmünü içermektedir.
Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, yargılamanın yenilenmesi talebinde, ilk hükümde görev alan hakimin sonraki süreçte yer alması tarafsızlık ilkesine aykırıdır. Çünkü hakimin önceki yargılamada olay hakkında kanaati oluşmuştur; yeniden yargılama aşamasında ya da kabule değerlik incelemesinde aynı kanaatin etkisi altında kalması muhtemeldir. Bu nedenle, adil yargılanma hakkı gereği, talebi inceleyen heyette tamamen farklı hakimlerin bulunması zorunludur.
Yargıtay Kararları
- Yargıtay 6. Ceza Dairesi (2015/46503):
İlk kararı veren heyette görev yapan hakimin, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olup olmadığını incelemesi, tarafsızlık ilkesine aykırıdır. Hakimin önceki görüşünden etkilenmesi ihtimali, adil yargılanma hakkını zedeleyecektir. - Yargıtay 8. Ceza Dairesi (2017/730):
Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesi üzerine yapılan yargılamanın yenilenmesi talebi reddedilmiş, itiraz mercii olan Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ise önceki yargılamada görev yapan hakim heyet başkanı olarak yer almıştır. CMK m.23/3’e aykırı bu durum, hakimin çekinme kararı vermesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
📌 Sonuç: Yargılamanın yenilenmesi sürecinde, önceki hükümde görev almış hakim veya heyet üyeleri, yenileme talebini inceleyen ya da yeniden yargılama yapan mahkemede yer alamaz. Aksi halde, hem CMK m.23/3 ihlal edilmiş olur hem de AİHS m.6 kapsamında adil yargılanma hakkı zedelenir.
Görevsizlik Kararına İtirazı İnceleyen Hakimin Reddi
CMK m.23’te, hakimin aynı davada tarafsızlığını etkileyebilecek durumlarda görev yapamayacağı düzenlenmiştir. Maddenin 1. fıkrasına göre:
“Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz.”
Bu hükümle amaçlanan, hakimin daha önce verdiği kararın etkisi altında kalarak üst derecede veya aynı davada tarafsızlığını kaybetmesini önlemektir.
Konunun Özelliği
- CMK m.23/2 ve m.23/3’te, soruşturma aşamasında görev yapan hakimin kovuşturmada görev yapamayacağı ve yargılamanın yenilenmesinde önceki yargılamada görev yapan hakimin yeniden görev alamayacağı açıkça düzenlenmiştir.
- Ancak görevsizlik kararına itiraz incelemesinde durum farklıdır. Burada hakim, dosyanın esasına girerek sanığın suçluluğu hakkında kesin bir görüş belirtmez; yalnızca hangi mahkemenin görevli olduğunu belirlemek amacıyla değerlendirme yapar.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yaklaşımı
- AİHM, hakimin daha önce yaptığı işlemin tarafsızlığı zedeleyip zedelemediğini incelerken, “hakimin kişinin suçluluğu konusunda önceden kanaat oluşturup oluşturmadığını” kıstas alır (Bulut/Avusturya, 1996).
- Yalnızca yüzeysel veya usuli nitelikteki kararların, hakimin tarafsızlığını ortadan kaldırmadığı kabul edilmektedir (Fey/Avusturya, 1993).
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Görüşü
- Bilecik Ağır Ceza Mahkemesi, asliye ceza mahkemesinin görevsizlik kararına yapılan itirazı incelemiştir. Kararda, suçun vasıf ve mahiyetine dair ayrıntılı görüş belirtilmeden, yalnızca görevin ağır ceza mahkemesine ait olduğu ifade edilmiştir.
- Bu tür bir değerlendirme, sanığın suçlu olup olmadığına dair önyargı oluşturmaz. Dolayısıyla, hakimin daha sonra dosyanın esasına bakmasına engel bir yasaklılık hali bulunmamaktadır.
- Ayrıca, ret talebi CMK m.25’te öngörülen süre geçtikten sonra yapılmıştır. Sanığın 26.09.2008 tarihli sorgusundan çok sonra, 06.03.2009 tarihinde yapılan talep süre yönünden de geçersizdir.
📌 Karar: Görevsizlik kararına yapılan itirazı inceleyen hakimin daha sonra davanın esasına bakmasında, CMK m.23’e aykırılık bulunmamaktadır. Bu gibi kararlar hakimin taraflı olduğunu göstermeyeceği gibi, ret talebinin süresinde yapılmaması da ayrıca dikkate alınmalıdır (YCGK, 2011/114).
👉 Sonuç: Görevsizlik kararına itirazı inceleyen hakim, yalnızca görev konusunu değerlendirdiği ve sanığın suçluluğu hakkında kanaat belirtmediği sürece, tarafsızlığını yitirmiş sayılmaz ve daha sonra dosyanın esasına bakabilir. Ret talebinin kabul edilebilmesi için hem süre şartına uyulması hem de tarafsızlığı şüpheye düşürecek somut sebeplerin ortaya konulması gerekir.
Görevsizlik Kararında Düşünce Açıklayan Hakimin Çekinmesi Gerekir
CMK m.24/1 hükmü şöyledir:
“Hakimin davaya bakamayacağı hallerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.”
Bu düzenleme uyarınca, hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek şekilde esasa ilişkin görüş açıklaması yapması, çekinme veya reddi hakim sebebi sayılmaktadır.
Somut Olay
- Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 2011/370 E., 2012/13 K. sayılı dosyada, sanıklar hakkında TCK 94/1 (işkence), 109/2-3 (hürriyeti tahdit) ve 125/1 (hakaret) suçlarından dava açıldığını belirtmiştir.
- Ancak görevsizlik kararında, “Olayda TCK 94. maddesinin unsurları yönüyle oluşmadığı” ifadesiyle işkence suçunun oluşmadığını kesin olarak belirtmiş ve esasa dair kanaatini ortaya koymuştur.
- Bu şekilde hakim, görevli olup olmadığına karar verirken suçun nitelendirilmesine ilişkin hukuki değerlendirmede bulunmuş ve tarafsızlığı kuşkulu hale gelmiştir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
- Görevsizlik kararında yalnızca mahkemenin görev alanına girip girmediği değerlendirilmelidir.
- Oysa somut olayda, işkence suçunun oluşmadığı belirtilerek esasa ilişkin görüş açıklanmıştır.
- Bu durum, hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürdüğünden, heyetin davadan çekinmesi gerekirken yargılamaya devam edilmesi hukuka aykırıdır.
📌 Karar: Yargıtay 8. Ceza Dairesi, bu nedenle verilen hükmü bozmuştur (Karar: 2016/1153).
👉 Sonuç: Hakim, görevsizlik kararında suçun unsurlarına dair kesin görüş açıklayarak tarafsızlık görüntüsünü zedelerse, davadan çekinmesi gerekir. Aksi halde bu durum hem reddi hakim sebebi olur hem de hükmün bozulmasına yol açar.
Yargılamanın Yenilenmesinde Hakimin Görev Yasağının Nedeni
CMK m.23/3 hükmü:
“Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz.”
CMK m.318/1 hükmü:
“Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.”
Bu iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, ilk kararı veren hakimin daha sonra yenileme talebinde görev alması yasaklanmıştır. Çünkü ilk hükümle birlikte hakimin olay hakkında kanaati oluşmuş, yeniden inceleme yaparken önceki görüşünün etkisi altında kalması ihtimali doğmuştur.
Normatif Dayanaklar
- AİHS m.6: Tarafsız ve bağımsız mahkeme önünde adil yargılanma hakkını güvence altına alır.
- Anayasa m.36: Herkesin adil yargılanma hakkı vardır.
- CMK m.23/3: Hakimin yenileme aşamasında tarafsız görünümünü korumayı hedefler.
- Adalet Komisyonu Raporu: Düzenlemenin gerekçesi, hakimin tarafsızlığını hem özünde hem de görünümde sağlamak olarak belirtilmiştir.
AİHM İçtihadı
- Piersack/Belçika (1982): Hakimin tarafsızlığı “sübjektif test” (kişisel önyargı) ve “objektif test” (görünürde tarafsızlık) ölçütleriyle değerlendirilir.
- Hakimin daha önce davayla ilgili görüş bildirmesi, adaletin görünürde tarafsızlık ilkesini zedelemesi nedeniyle ihlal sayılabilir.
- Adalet yalnızca yerine getirilmemeli, aynı zamanda yerine getirildiği de görülmelidir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
- Yenileme talebinin kabule değer olup olmadığına dair karar, aynı mahkemece verilir.
- Ancak, bu aşamada ilk hükme katılan başkan ve üyeler görev alamaz.
- Çünkü hakimin tarafsızlığı yalnızca fiilen değil, aynı zamanda görünüşte de korunmalıdır.
- Asıl hükmü veren başkanın, yenileme talebini reddeden heyette de yer alması CMK m.23/3’e aykırıdır.
📌 Karar: Yargıtay 14. Ceza Dairesi (2016/1533), bu uygulamayı hem CMK m.23/3’e hem de AİHS m.6 ile Anayasa m.36’daki adil yargılanma hakkına aykırı bularak, kararı kanun yararına bozmuştur.
👉 Sonuç: Yargılamanın yenilenmesi sürecinde, önceki yargılamada görev yapan hakimlerin hiçbir aşamada görev almaması gerekir. Bu kural, hem hakimin önceki kanaatinden etkilenmesini önlemek hem de toplumda adaletin tarafsız göründüğüne dair güveni korumak için getirilmiştir.
Savcı Eşin İddianamesiyle Açılan Davaya Hakim Eşin Bakması
CMK m.23’te hakimin yasaklılık halleri düzenlenmiş olup, eşlerden birinin iddianame düzenlemesi halinde diğer eşin o davaya hakim sıfatıyla bakamayacağına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Aynı şekilde, CMK m.30 (hakimin çekinmesi) ve hakimin reddi nedenleri arasında da bu durum sayılmamıştır.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu m.46/1 ise şu düzenlemeyi içermektedir:
“Karı-koca, ikinci derece dahil kan ve sıhri hısımlar bir mahkemenin aynı dairesinde görev yapamazlar.”
Bu hüküm doğrudan savcı eşin iddianamesiyle açılan davaya hakim eşin bakmasını yasaklamasa da, kanunun ruhu ve yargısal hassasiyet dikkate alındığında, tarafsızlık ilkesinin korunabilmesi için böyle bir durumda hakimin davadan çekilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
Doktrin ve İdari Görüş
- Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 21.01.1986 tarihli 3205 sayılı mütalaasında, eşlerin aynı davada birlikte görev yapmalarının hakimin reddine yol açabileceğini belirtmiştir.
- Savcı eşin iddianame düzenleyerek davayı açması, hakim eşin ise aynı davada hüküm kurması, “duruşmaya birlikte çıkma” yasağıyla aynı doğrultuda değerlendirilmelidir.
AİHM İçtihadı
- Piersack/Belçika (01.10.1982) kararında, ilk derece mahkemesi başkanı olan yargıcın, aynı davayı açan savcılık makamıyla önceki görev ilişkisi bulunması tarafsızlık ilkesine aykırı sayılmıştır.
- AİHM’e göre, tarafsızlığın hem sübjektif (hakimin kişisel önyargısızlığı) hem de objektif (hakimin tarafsız görünmesi) yönü korunmalıdır.
Yargıtay’ın Görüşü
- Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2017/7203 sayılı kararında, eşlerden birinin düzenlediği iddianameyle açılan davada diğer eşin hakim sıfatıyla görev yapmasını tarafsızlık ilkesine aykırı bulmuştur.
- Bu durum, Anayasa m.90 gereği iç hukukta bağlayıcı olan AİHS m.6/1 kapsamındaki “tarafsız mahkeme” hakkının ihlali niteliğindedir.
Sonuç
Her ne kadar CMK ve HSYK Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olsa da,
- AİHS m.6/1,
- Anayasa m.36 ve m.90,
- 2802 sayılı Kanun m.46/1
birlikte değerlendirildiğinde, savcı eşin düzenlediği iddianameyle açılan davada hakim eşin görev yapması bozma sebebidir.
📌 Karar: Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2017/7203 sayılı kararıyla bu uygulamayı hukuka aykırı bulmuştur.
👉 Kısacası, savcı eşin iddianamesiyle açılan davaya hakim eşin bakması, hakimin tarafsızlığına gölge düşürdüğü için mümkün değildir.
Temyiz ve Ceza Genel Kurulu İncelemesine Katılan Hakimin Reddi
Somut olayda, sanık, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda görev yapan bazı başkan ve üyeler hakkında reddi hakim talebinde bulunmuştur. Gerekçe olarak ise, aynı durumda olan diğer sanıkların beraat kararlarının kesinleşmesine rağmen, kendi dosyasında söz konusu başkan ve üyelerin daha önce aleyhine oy kullanmış olmaları gösterilmiştir.
Hukuki Çerçeve
- CMK m.22: Hakimin davaya bakamayacağı haller.
- CMK m.23: Yargılamaya katılamayacak hakim.
- CMK m.24: Hakimin reddi sebepleri; hakimin yasaklılık halleri yanında tarafsızlığını şüpheye düşürecek nedenler de ret sebebidir.
- CMK m.25: Ret süresi; Yargıtay’da görevli üye veya tetkik hakiminin raporu üyelere açıklanıncaya kadar red talebinde bulunulabilir.
Değerlendirme
- Yargıtay’da görev yapan başkan ve üyelerin, aynı dosyanın daha önceki temyiz incelemesine katılmış olmaları, tek başına tarafsızlığı şüpheye düşürecek bir sebep değildir.
- Zira, temyiz aşamasında yapılan değerlendirme, esasen hukuki denetimle sınırlıdır ve hakimin, sanığın suçluluğu hakkında önceden önyargı oluşturduğu kabul edilemez.
- CMK’da hakimin reddi için sayılan haller arasında da, “aynı dosyanın önceki temyiz incelemesine katılmış olmak” açıkça yer almamaktadır.
- Ayrıca, somut olayda reddi istenen başkan ve üyelerin tarafsızlıklarını zedeleyecek başka bir neden de bulunmamaktadır.
Yargıtay’ın Sonucu
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın “aynı dosyanın önceki temyiz incelemesine katıldıkları için tarafsızlık şüpheye düşmüştür” gerekçesiyle ileri sürdüğü reddi hakim talebini yerinde görmemiştir.
📌 Karar: YCGK, 2014/372 sayılı kararıyla, aynı dosyada daha önce temyiz incelemesine katılmış olan başkan ve üyelerin, dosyanın sonraki incelemesine katılmalarının tarafsızlığı zedelemediğine hükmetmiştir.
👉 Sonuç: Yargıtay başkan ve üyelerinin, aynı dosyanın daha önceki temyiz incelemesine katılmış olmaları, hakimin reddi sebebi sayılmaz. Ret talebi, ancak tarafsızlığı gerçekten şüpheye düşürecek somut nedenlere dayanıyorsa kabul edilebilir.
Hakimin Reddi Talebinin Değerlendirilmesi
Sanık P.S. müdafileri, CMK m.24/1 uyarınca hakimin reddi talebinde bulunmuş; bu talebin CMK m.27 çerçevesinde incelenmesi ve reddi istenen hakimlerin CMK m.26/3 uyarınca ret sebepleri hakkında yazılı görüşlerini sunmaları gerekirken, 07.12.2012 tarihli ret kararıyla yetinildiği belirtilmiştir.
Normal koşullarda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin ret isteminin kabul edilmemesi kararına karşı yapılan itirazın, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekirdi. Ancak dosyanın temyiz incelemesi aşamasında bulunması nedeniyle, CMK’nın amacına uygun olarak (yargılamanın sürüncemede kalmaması ve tarafsızlık sorununun ivedilikle çözülmesi amacıyla), red taleplerinin ön sorun olarak Yargıtay tarafından ele alınması gerekmiştir.
Yargıtay’ın İncelemesi
- Reddi istenen hakimlerin 07.12.2012 tarihli kararı, CMK m.26/3 kapsamında ret sebeplerine ilişkin yazılı görüş niteliğinde kabul edilmiştir.
- Sanık müdafileri, hakimlerin tarafsızlığını kaybettiklerini ileri sürmüşse de, dosya kapsamı incelendiğinde bu iddiaların hukuki yanılgılara dayandığı, ancak bunun tarafsızlığı şüpheye düşürecek düzeyde olmadığı tespit edilmiştir.
- Hakimlerin dosyaya ilişkin hatalı hukuki değerlendirmelerde bulunması, tek başına tarafsızlığın yitirilmesi sonucunu doğurmaz.
Sonuç
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, hakimlerin tarafsızlığına gölge düşürecek somut bir neden bulunmadığı kanaatine varmış ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ret isteminin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itirazı reddetmiştir (Karar: 2014/6987).
📌 Özetle: Hukuki yanılgılar, tek başına hakimin tarafsızlığını kaybettiği anlamına gelmez; bu nedenle reddi hakim talebi kabul edilmemiştir.
İnfaz Hakimliğinde Sanığın Başvurusunu Değerlendiren Hakim Başka Mahkemede Yargılamasını Yapamaz
Somut olayda, sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştır. Ancak davaya bakan hakim, daha önce aynı sanık ve olayla ilgili olarak Elmalı İnfaz Hakimliğinde, cezaevi disiplin kurulunun verdiği disiplin cezasına karşı yapılan şikayeti reddetmiştir. Bu nedenle hakim, CMK m.23 kapsamında tarafsızlığının şüpheye düşeceğini ileri sürerek çekinme kararı vermiştir.
Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi ise, CMK m.30/2 gereğince bu çekinme talebini uygun bulmamış ve reddetmiştir.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
- CMK m.23: “Bir karar veya hükme katılan hâkim, yüksek görevli mahkemece bu hükme ilişkin olarak verilecek karar veya hükme katılamaz. Aynı işte soruşturma evresinde görev yapmış bulunan hâkim, kovuşturma evresinde görev yapamaz.”
- CMK m.30/2: “Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir.”
- Yargıtay’a göre, infaz hakiminin daha önce aynı sanık ve aynı olay hakkında disiplin cezasına ilişkin şikayeti reddetmiş olması, sonraki aşamada sanığın yargılamasında tarafsızlığına gölge düşürür.
- Hakimin bu durumda çekinmesi yerinde olup, talebin reddedilmesi hukuka aykırıdır.
📌 Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinin çekinme talebini reddetmesini isabetsiz bulmuş ve kanun yararına bozma kararı vermiştir (Karar: 2020/1091).
Sonuç
Hakim, daha önce infaz hakimliği sıfatıyla aynı sanık ve olay hakkında disiplin cezası incelemesi yapmışsa, tarafsızlık ilkesi gereği sonradan açılan ceza davasında yargılamaya katılamaz. Bu durumda hakimin çekinme talebi kabul edilmeli ve dosya başka bir hakime devredilmelidir.
Suç Duyurusunda Bulunan Hakim Aynı Konunun Yargılamasına Katılamaz
CMK m.24/1 hükmü:
“Hakimin davaya bakamayacağı hallerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.”
Bu düzenleme uyarınca, hakimin davaya ilişkin tarafsızlık görüntüsünü zedeleyen her durum red sebebi olarak kabul edilir.
Somut Olay
- Finike Asliye Ceza Mahkemesi, 18.02.2010 tarihli duruşmada sanık hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.
- Daha sonra 23.03.2010 tarihli iddianame ile Finike Asliye Ceza Mahkemesinde yeni dava açılmıştır.
- Ancak bu davaya, suç duyurusunda bulunan aynı hakim bakmış ve yargılamayı yürütmüştür.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
- Hakimin kendi suç duyurusu üzerine açılan davada yargılamaya katılması, tarafsızlık ilkesine aykırıdır.
- Çünkü hakim, suç duyurusu ile birlikte sanığın suç işlediği yönünde önceden bir kanaat ortaya koymuş olur.
- Bu durum, hem CMK m.24/1 hem de adil yargılanma hakkı kapsamında tarafsız mahkeme ilkesine aykırıdır.
📌 Karar: Yargıtay 8. Ceza Dairesi, suç duyurusunda bulunan hakimin aynı konunun yargılamasına katılmasını bozma nedeni saymıştır (2020/18074 E., 2021/19532 K.).
Sonuç
Hakim, sanık hakkında suç duyurusunda bulunmuşsa, daha sonra aynı olay nedeniyle açılan davada görev alamaz. Aksi halde, hakimin tarafsızlığına gölge düşer ve verilen karar Yargıtay tarafından bozulur.
Avukat Gökhan Yağmur, İstanbul’da faaliyet gösteren, ceza ve aile hukuku başta olmak üzere birçok alanda uzmanlaşmış bir avukattır. Gerek bireysel müvekkillere gerekse şirketlere hukuki danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktadır. Ulusal ve uluslararası marka-patent süreçleri, ticari davalar, fikri mülkiyet uyuşmazlıkları ve ceza yargılamalarında geniş deneyime sahiptir.
Aynı zamanda dijital hukuk projeleri, eğitim içerikleri ve mesleki platformlar geliştiren yenilikçi bir girişimcidir. “Hukuk Plus”, “Hukuk Bankası” ve “Tevkil Plus” gibi projelerle hukuk camiasına katkı sağlamaktadır. Akademik çalışmalarıyla da öne çıkan Gökhan Yağmur, hukuk mesleklerine giriş sınavı (HMGS) başta olmak üzere öğrenciler ve meslektaşları için kaynak niteliğinde içerikler üretmektedir.
Profesyonel yaklaşımı, çözüm odaklı hizmet anlayışı ve güçlü iletişim becerileriyle müvekkillerine her zaman güvenilir hukuki destek sunmaktadır.
📌 Daha fazla bilgi için: www.gokhanyagmur.com | www.gokhanyagmur.com.tr
📞 İletişim: 0542 157 06 34