İnternet üzerinden şantaj suçu, failin mağduru bir şeyi yapmaya, yapmamaya veya belirli bir çıkar sağlamaya zorlamak amacıyla, haksız baskı kurmasıyla oluşur. Bu suçun en önemli özelliği, tehdidin bir menfaat sağlama amacıyla yapılmasıdır. Fail, mağduru kendi iradesine karşı bir davranışta bulunmaya yönlendirmek ister ve bu yönlendirme, internet veya sosyal medya aracılığıyla gerçekleştirildiğinde “internet üzerinden şantaj suçu” meydana gelir.
Günümüzde şantaj fiilleri, Facebook, Instagram, Twitter, WhatsApp, Telegram gibi sosyal medya platformları veya diğer internet tabanlı uygulamalar üzerinden sıkça işlenmektedir. Fail; mesaj, görüntülü konuşma, ses kaydı ya da video paylaşımı yoluyla mağdura yönelik baskı oluşturabilir.
İnternetten İşlenen Şantajın Örnekleri
Sosyal medya veya internet üzerinden yapılan şantajın çok sayıda farklı biçimi olabilir. Örneğin, failin WhatsApp üzerinden mağdura sesli mesaj atarak “Benimle birlikte olmazsan, çıplak fotoğraflarını Instagram ve Facebook’ta yayınlarım.” demesi, açık bir şekilde TCK m.107 kapsamında şantaj suçunu oluşturur. Bu durumda fail, mağduru hem bir şeyi yapmaya (birlikte olmaya) hem de haksız çıkar sağlamaya zorlamıştır.
Şantajın Sosyal Medya Üzerinden İşlenme Biçimleri
Şantaj fiilleri; sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları, e-posta veya diğer dijital iletişim kanalları aracılığıyla gerçekleştirilebilir. Bu bakımdan suçun işlenme aracı önemli değildir; esas olan, failin mağduru iradesi dışında bir davranışa zorlaması ve bunu bir tehdit veya baskı unsuru olarak kullanmasıdır.
TCK 107. Madde Hükmü
Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesi, şantaj suçunun hem temel hem de nitelikli halini düzenlemektedir:
TCK m.107:
(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(2) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla, bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması hâlinde de, birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Bu hükme göre;
- Failin, sahip olduğu bir hakkı baskı aracı olarak kullanması (örneğin ifşa tehdidiyle menfaat talep etmesi),
- Mağdurun kanuna aykırı veya zorunlu olmadığı bir şeyi yapmaya zorlanması,
- Ya da failin şeref ve saygınlığa zarar verici bir tehditle menfaat elde etmeye çalışması hallerinde şantaj suçu oluşur.
Sosyal Medyada Şantajın Cezai Sonuçları
İnternet veya sosyal medya aracılığıyla yapılan şantaj suçları, TCK m.107 kapsamında değerlendirilir ve yukarıdaki fıkralara göre cezalandırılır. Failin eylemi, hem mağdurun özgür iradesini kısıtladığı hem de kamu düzenini tehdit ettiği için ciddi cezai yaptırımlarla karşılaşır.
İnternet Üzerinden Şantaj Suçunun Unsurları
Genel Bakış
İnternet veya sosyal medya üzerinden işlenen şantaj suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında düzenlenmiştir. Her iki fıkra da farklı fiilleri kapsar, ancak ortak yönleri mağdurun haksız baskı altına alınması ve failin yarar sağlama amacıyla tehditte bulunmasıdır.
Şantaj suçunun internet üzerinden işlenmesi halinde, failin eylemi elektronik iletişim araçlarıyla gerçekleştirildiği için, suçun oluşumu bakımından dijital ortam yalnızca bir araç niteliğindedir; fiilin nitelik ve unsurları bakımından fark yaratmaz.
🔹 TCK 107/1 Kapsamında Şantaj Suçu (Birinci Fıkra)
Bu fıkraya göre şantaj suçunun maddi unsuru, failin yapmaya hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından ya da yapmayacağından söz ederek, mağdur üzerinde baskı kurması ve onu kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya, yapmamaya veya haksız çıkar sağlamaya zorlamasıdır.
Örneğin, bir kişi Facebook üzerinden “Bana 10 bin lira vermezsen, belediyedeki yolsuzluğunu sosyal medyada ifşa ederim.” şeklinde mesaj gönderirse, TCK m.107/1 kapsamında şantaj suçunu işlemiş olur. Bu örnekte fail, mağdurun bir para ödemesini sağlamak için, sahip olduğu bilgiyi baskı unsuru olarak kullanmaktadır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta; failin kullandığı tehditin, mağduru zorlayıcı bir davranışa yöneltmesi ve failin haksız çıkar elde etme niyetinde olmasıdır.
💡 Yargıtay 4. Ceza Dairesi (K.2021/28441):
Sanığın yapmaya hakkı olan bir şeyi yapacağından bahisle mağduru kanuna aykırı bir davranışa zorlaması, şantaj suçunun oluşması için yeterlidir.
🔹 TCK 107/2 Kapsamında Şantaj Suçu (İkinci Fıkra)
Bu fıkra, şantaj suçunun en sık görülen ve özellikle sosyal medya yoluyla işlenen biçimini kapsar. Fail, kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla, mağdurun şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki bir olayı açıklayacağı veya isnat edeceği tehdidinde bulunur.
Buradaki tehdit, genellikle özel hayatın gizliliğini ihlal eden fotoğraf, video veya mesajların paylaşılacağı yönündeki sözlerden oluşur.
Örneğin, failin e-posta yoluyla “Savcılıkta benim lehime ifade vermezsen, kimlerle görüştüğünü anlatan videoyu herkese gönderirim.” demesi, TCK m.107/2 kapsamında şantaj suçunu oluşturur.
Yargıtay, bu tür eylemlerde “yarar sağlama” unsurunun yalnızca maddi çıkarları değil, fail veya üçüncü bir kişi lehine olabilecek manevi ya da sosyal çıkarları da kapsadığını kabul etmektedir.
💡 Yargıtay 4. Ceza Dairesi (K.2021/28577):
Şantaj suçundaki “yarar” kavramı sadece para veya menfaat elde etmeyi değil, fail veya başkası lehine her türlü çıkarı içerir.
🔹 Tehdit Suçundan Farkı
Şantaj suçu ile tehdit suçu (TCK m.106) sıklıkla karıştırılır.
- Tehdit suçunda fail, mağduru korkutmak veya iradesini sınırlamak amacıyla zarar verme tehdidinde bulunur.
- Şantaj suçunda ise tehdit, menfaat temini veya mağdurun belirli bir davranışta bulunmaya zorlanması için araç olarak kullanılır.
Örneğin; “Bana para vermezsen kötü olur.” ifadesi tehdit suçunu oluştururken, “Bana para vermezsen fotoğraflarını yayınlarım.” ifadesi şantaj suçudur.
🔹 Uygulamada Mesaj, Görüntü ve Ses Delilleri
Uygulamada mahkemeler, mesaj dökümleri, ekran görüntüleri, e-posta içerikleri ve ses kayıtları üzerinden değerlendirme yapar.
Sanığın kullandığı hat veya sosyal medya hesabı kendisine aitse, gönderilen mesajların içeriği suçu doğrudan ispatlayabilir.
Örneğin, mesaj kayıtlarında sanığın “bana para vereceksin, yoksa videonu atarım.” dediğinin tespit edilmesi halinde, şantaj suçunun unsurları tamamen oluşur.
💡 Yargıtay 4. Ceza Dairesi (K.2021/1644):
“Sanığın, mağdura ‘bana para vereceksin, yoksa porno videonu paylaşırım.’ mesajını göndermesi, şantaj suçunun tüm unsurlarını oluşturur.”
İnternetten Şantaj Suçu Nasıl İşlenir?
Genel Görünüm
İnternet veya sosyal medya üzerinden işlenen şantaj suçları, teknolojik iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte farklı biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Fail, dijital ortamları kullanarak mağdura yönelik söz, yazı, görüntü, video veya ses kayıtları aracılığıyla baskı kurabilir. Burada önemli olan unsur, suçun hangi araçla işlendiği değil, failin mağduru haksız biçimde bir davranışa zorlamasıdır.
Şantaj suçu; Facebook, Instagram, Twitter, Telegram, WhatsApp, e-posta sistemleri, çevrim içi mesajlaşma ve görüntülü görüşme uygulamaları gibi pek çok platform üzerinden gerçekleştirilebilir. Fail, bu ortamlar aracılığıyla mağduru belirli bir eyleme mecbur bırakmakta veya kişisel verilerini ifşa edeceği tehdidiyle menfaat sağlamaya çalışmaktadır.
🔹 Şantaj Suçunun İnternette İşlenme Biçimleri
Şantaj suçu dijital ortamda çeşitli yollarla işlenebilir. Bu yollar, iletişim biçimine göre şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Sosyal medya paylaşımları yoluyla şantaj:
Fail, mağdura ait özel fotoğraf veya videoları yayımlamakla tehdit ederek menfaat elde etmeye çalışır. - E-posta (e-mail) aracılığıyla şantaj:
Fail, tehdit mesajlarını doğrudan mağdurun e-posta adresine gönderir ve mağduru belirli bir davranışa zorlar. - Mesajlaşma uygulamaları (WhatsApp, Telegram vb.):
Bu tür uygulamalarda fail, hem yazılı hem sesli mesajlarla veya gruplarda paylaşım yaparak baskı kurabilir.
Özellikle “WhatsApp” üzerinden yapılan şantaj eylemleri, dijital deliller açısından sıkça karşılaşılan örneklerdendir. - Görüntülü ve sesli görüşmeler:
Fail, görüntülü konuşma esnasında kayıt almak veya kayıt tehdidinde bulunarak mağduru baskı altında tutabilir. - Doğrudan mesajlaşma (Direct Message – DM):
Instagram, Twitter, Facebook gibi platformlar üzerinden gönderilen özel mesajlar da şantaj suçunun işlenmesinde araç olarak kullanılabilir.
🔹 Şantajın Telefon Üzerinden İşlenmesi
Sadece internet bağlantısı değil, cep telefonu üzerinden gönderilen SMS mesajları veya FaceTime, Zoom, Skype gibi uygulamalar üzerinden yapılan görüntülü konuşmalar da şantaj suçunun işlenmesine imkân verir.
Fail, telefonla veya çevrim içi aramayla tehdit içeren ifadeler kullandığında, bu eylem şantaj suçunun elektronik ortamda işlenmiş hali olarak değerlendirilir.
🔹 Uygulamada Önemli Hususlar
- Şantaj suçunun oluşabilmesi için tehdit içeriğinin mağdura ulaşması ve mağdurun bu tehdidi öğrenmesi gerekir.
- Failin kullandığı platformun önemi yoktur; önemli olan baskı unsuru ve yarar sağlama amacıdır.
- Suçun işlendiği iletişim aracı veya dijital kanal yalnızca delil tespitinde farklılık yaratır, suçun nitelendirilmesinde değil.
Dolayısıyla, fail ister sosyal medya paylaşımıyla ister özel mesajla hareket etsin, eylemin özü mağduru iradesi dışında bir davranışa zorlamaktır ve bu durumda TCK m.107 uygulanır.
İnternet Üzerinden Şantaj Suçu Şikayet, Uzlaştırma ve Zamanaşımı
🔹 Şikayet ve Takip Şartı
İnternet veya sosyal medya üzerinden işlenen şantaj suçu, şikayete tabi olmayan suçlardandır. Bu nedenle, mağdurun şikayetçi olup olmamasına bakılmaksızın Cumhuriyet Savcılığı tarafından resen soruşturma başlatılır. Suçun işlendiğine dair bilgi veya ihbar alınması yeterlidir.
Mağdurun şikayetten vazgeçmesi, kamu davasının düşmesine neden olmaz; zira şantaj suçu kamu düzenine karşı işlenen bir suç olarak kabul edilmektedir.
Bu yönüyle şantaj suçu, tehdit suçunun şikayete bağlı bazı hallerinden ayrılır. Şantajda mağdurun iradesi dışında bir davranışa zorlanması ve failin çıkar sağlamaya çalışması, suçu kamu adına kovuşturulabilir nitelikte kılar.
🔹 Uzlaştırma Durumu
Sosyal medya (örneğin Instagram, Facebook, Twitter) veya genel olarak internet üzerinden işlenen şantaj suçları uzlaştırma kapsamında değildir.
TCK m.107’de düzenlenen şantaj suçu, hem kamu düzenini hem de mağdurun kişisel haklarını doğrudan ihlal ettiğinden, yasa koyucu tarafından uzlaşmaya elverişli suçlar arasında sayılmamıştır.
Dolayısıyla, soruşturma ve kovuşturma sürecinde taraflar uzlaşmak istese dahi, bu durum davanın düşmesine yol açmaz.
🔹 Zamanaşımı Süresi
İnternet üzerinden şantaj suçunun dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.
Bu süre, failin ve suçun öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Sekiz yıl içinde hakkında soruşturma başlatılmayan bir fail yönünden, dava zamanaşımı nedeniyle kamu davası düşer.
Zamanaşımı süresi, failin kimliğinin tespit edilememesi halinde durmaz; bu durumda da sürenin işlemesi devam eder. Ancak failin yurt dışında bulunması veya kaçak olması gibi özel hallerde zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi gündeme gelebilir.
🔹 Uygulamada Önemli Hususlar
- Mağdurun suçtan haberdar olduğu tarihten itibaren, savcılığa doğrudan başvurarak suç duyurusunda bulunması mümkündür.
- Şantaj suçunun şikayete tabi olmaması, kamu makamlarının her türlü ihbarı ciddiyetle ele alması anlamına gelir.
- Şikayetten vazgeçme veya tarafların anlaşması, yalnızca cezai takibin devamını etkilemez; aynı zamanda failin ceza sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz.
İnternetten Şantaj Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)
🔹 HAGB Nedir?
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), mahkemece verilen mahkûmiyet kararının belirli bir süre açıklanmadan ertelenmesi anlamına gelir. Sanık hakkında hüküm verilir ancak bu hüküm açıklanmaz; sanık beş yıl boyunca denetim süresine tabi tutulur.
Bu sürede sanık kasıtlı bir suç işlemez ve yükümlülüklere uygun davranırsa, dava düşer ve mahkûmiyet hiçbir sonuç doğurmaz. Böylece kişi, sabıka kaydı almadan yargılama sürecini tamamlamış olur.
🔹 Şantaj Suçunda HAGB Uygulaması
İnternet veya sosyal medya üzerinden işlenen şantaj suçlarında, mahkemenin vereceği ceza TCK m.107 uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasıdır.
Bu nedenle cezanın miktarına göre HAGB kararı verilmesi mümkündür. Özellikle sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmaması, yargılama sürecindeki tutumu ve yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkemede oluşan kanaat bu kararı destekler.
Uygulamada, mahkemeler şantaj suçlarında HAGB kararı verirken şu unsurları değerlendirir:
- Sanığın sabıka kaydının temiz olması,
- Davranışlarında pişmanlık göstermesi,
- Mağdurla bir uzlaşma girişiminde bulunması (her ne kadar uzlaştırma kapsamı dışında olsa da),
- Suçun niteliği ve failin kişisel özellikleri.
🔹 Zarar Giderme Şartı
Bazı suçlarda HAGB kararı verilebilmesi için mağdurun uğradığı zararın giderilmesi gerekir. Ancak şantaj suçunda bu kural farklıdır.
Şantaj eylemi genellikle manevi zarar doğurduğundan, maddi bir zarar söz konusu değildir. Bu nedenle, şantaj suçunda HAGB kararı verilmesi için mağdurun zararının giderilmesi şartı aranmaz.
🔹 HAGB Kararının Sonuçları
HAGB kararı verilmesi halinde sanık, hükmün açıklanmadığı beş yıllık süre boyunca denetim altında tutulur.
- Eğer bu süre içinde kasıtlı bir suç işlemezse, dava düşer ve hüküm ortadan kalkar.
- Ancak denetim süresi içinde yeni bir suç işlenirse, açıklanmayan hüküm açıklanır ve ceza infaz edilir.
Dolayısıyla HAGB, sanığa bir “ikinci şans” tanıyan, cezanın infaz edilmesini erteleyen bir mekanizmadır.
Şantaj Suçu Cezasının Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi
🔹 Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezası, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının belirli şartlar altında paraya çevrilmesi anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu uyarınca, bir suç karşılığında verilen kısa süreli hapis cezaları —örneğin 1 yıl ve altındaki cezalar— sanığın kişisel durumu ve suçun niteliği dikkate alınarak adli para cezasına çevrilebilir.
İnternet veya sosyal medya aracılığıyla işlenen şantaj suçu bakımından, TCK m.107/1 ve TCK m.107/2 hükümleri gereğince hükmedilen hapis cezası, mahkeme tarafından uygun görülmesi hâlinde adli para cezasına dönüştürülebilir.
Bu durum özellikle:
- Sanığın sabıkasız olması,
- Yargılama sürecinde olumlu davranışlar sergilemesi,
- Suçun sonuçlarının mağdur açısından ağır olmaması
gibi koşulların birlikte gerçekleşmesi hâlinde mümkündür.
Buna karşılık, failin ısrarlı veya sistematik biçimde tehdit içeren şantaj fiilleri işlemesi, cezanın paraya çevrilmesini engelleyebilir.
🔹 Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının, belirli şartlarla cezaevinde infaz edilmemesidir.
Bu kurumun uygulanabilmesi için:
- Sanığın mahkûmiyetinin iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olması gerekir.
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması,
- Yeniden suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat oluşması gerekir.
İnternet üzerinden işlenen şantaj suçlarında mahkeme, hükmedilen cezanın süresine ve sanığın kişisel özelliklerine göre erteleme kararı verebilir. Bu karar sonucunda sanık, belirli bir denetim süresi içinde yeniden suç işlemezse, cezasını cezaevinde infaz etmekten kurtulur.
🔹 Uygulamada Mahkemenin Takdir Yetkisi
Mahkeme, adli para cezasına çevirme veya erteleme kararını verirken somut olayın özelliklerini dikkate alır:
- Şantajın amacı ve yöntemi,
- Mağdur üzerindeki etkisi,
- Failin pişmanlık göstermesi,
- Suçun ilk kez işlenmiş olması,
- Ve delillerin ağırlık derecesi değerlendirilir.
Bu kriterler, hem failin lehine hüküm kurulmasında hem de cezai yaptırımın orantılı şekilde belirlenmesinde belirleyici rol oynar.
İnternet Üzerinden Şantaj Suçunda Görevli Mahkeme ve Yargılama Usulü
🔹 Görevli Mahkeme
İnternet veya sosyal medya aracılığıyla işlenen şantaj suçları, Türk Ceza Kanunu’nun 107. maddesi kapsamında değerlendirildiğinden, bu suçlara ilişkin davalara Asliye Ceza Mahkemesi bakar.
Asliye Ceza Mahkemesi, hem TCK m.107/1’deki temel şekil hem de m.107/2’deki nitelikli şekil bakımından görevli mahkeme konumundadır.
Suçun cezası itibarıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girecek bir sınır bulunmadığından, şantaj suçları hiçbir durumda Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmez.
🔹 Yargılama Usulü
Şantaj suçlarında, basit yargılama usulü uygulanmaz. Bu tür suçlar, genel yargılama usulüne tabidir.
Bu nedenle, sanığın sorgusu yapılmadan veya duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün değildir.
Mahkeme, duruşmalı şekilde yargılama yapar; sanığın savunması, mağdurun beyanı ve tüm deliller doğrudan değerlendirilir.
Genel yargılama usulü gereğince;
- Cumhuriyet savcısı iddianameyi düzenler,
- Mahkeme iddianameyi kabul ettikten sonra duruşma günü belirler,
- Duruşmada taraflar dinlenir, deliller toplanır,
- Gerekirse bilirkişi incelemesi yapılır,
- Ardından mahkeme, tüm dosya kapsamına göre hüküm kurar.
🔹 Uygulamada Yargılama Süreci
Şantaj suçuna ilişkin yargılama sürecinde mahkeme özellikle şu unsurları değerlendirir:
- Şantaj teşkil eden mesaj, yazı veya görüntülerin fail tarafından gönderilip gönderilmediği,
- Bu mesajların mağdurun iradesini baskı altına alıp almadığı,
- Failin menfaat temini amacıyla hareket edip etmediği,
- Mağdurun tehdit içeriğini öğrenip öğrenmediği.
Ayrıca, dijital materyallerin delil niteliği taşıyıp taşımadığı konusunda gerekirse bilişim uzmanlarından bilirkişi raporu alınır.
Yargılama sonunda mahkeme, delillerin yeterliliğine göre sanığın beraatine veya mahkûmiyetine karar verir.
İnternetten Şantaj Suçu Yargıtay Kararları
🔹 İnternet veya Sosyal Medya Yoluyla Şantaj Suçu Kararları
Aşağıda, Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilmiş ve “internet üzerinden şantaj suçu” kapsamında değerlendirilen önemli karar örnekleri yer almaktadır. Her karar, suçun unsurlarının belirlenmesinde ve uygulamada ortaya çıkan farklılıkların anlaşılmasında yol gösterici niteliktedir.
📜 İnternette Fotoğraf ve Video Yayınlayacağını Söyleyerek Şantaj
İddianame ve gerekçeli kararda belirtildiği üzere, sanığın mağdurla cinsel ilişkiye girdiğini, buna ilişkin görüntülerin elinde bulunduğunu bildirerek mağdurdan para istemesi; aksi halde fotoğraf ve videoları internette yayımlayacağını söylemesi, şantaj suçunu oluşturur. Buna rağmen sanığın beraatine karar verilmesi, Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından bozma nedeni sayılmıştır.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2021/26022)
📜 Facebook Üzerinden Şantaj Suçunda Mesajların Aidiyeti
Sanığın, suçlamayı reddetmesi ve mesajların atıldığı Facebook hesabının kendisine ait olmadığını savunması karşısında, bu hesabın sanığa ait olduğuna dair delil tartışılmadan hüküm kurulması, eksik inceleme olarak değerlendirilmiş ve karar bozulmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2020/6901)
📜 Şantaj ve Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
Sanığın, mağdurun kendisiyle iletişim kurmaması hâlinde özel görüntülerini yayacağı tehdidinde bulunması ve bu görüntüleri Facebook üzerinden mağdurun babasına göndermesi hâlinde, hem şantaj hem de özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının oluştuğu kabul edilmiştir.
(Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2017/2509)
📜 Facebook Üzerinden Şantaj Suçunda Eksik İnceleme
Sanığın, sosyal medyada mağdura yönelik yazılar paylaşması ve bu paylaşımların içeriğinin şantaj suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan karar verilmesi, eksik inceleme olarak görülmüş ve hüküm bozulmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2019/19755)
📜 Çocuğun Şantaj Suçu
Mağdurun sosyal medya hesabının şifresini ele geçirip erişimi engelledikten sonra, para verilmezse özel fotoğrafları ifşa edeceğini söyleyen çocuğun eylemleri, verileri ele geçirme, bilişim sistemini bozma ve şantaj suçlarını oluşturmuştur.
(Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2018/4825)
📜 Facebook Üzerinden Şantaj Suçunda Teknik İnceleme Eksikliği
Mahkemece, suçun işlendiği iddia edilen Facebook hesabına dair IP tespiti yapılmadan hüküm kurulması eksik araştırma sayılmış; hesap ve cihaz bilgilerinin bilirkişi incelemesiyle netleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2019/2543)
📜 Şantaj Suçunda Delil Yetersizliği
Sanığın mağdura tehdit mesajları gönderdiği iddia edilmiş ancak bu mesajların teknik olarak sanık tarafından gönderildiği ispatlanamadığından, beraat kararı yerinde bulunmuştur.
(Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2017/1713)
📜 WhatsApp Üzerinden Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Şantaj
Sanığın, mağdurun elindeki müstehcen fotoğrafları ifşa edeceği tehdidiyle şantaj yapması ve ardından bu görüntüleri mağdurun yakınlarına WhatsApp üzerinden göndermesi hâlinde, zincirleme şekilde şantaj ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarının oluştuğu kabul edilmiştir.
(Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2017/8885)
📜 İnternetten Şantaj ve Cinsel Taciz Suçu
Sanığın, 14 yaşındaki mağdureyi sosyal medya üzerinden görüntülü konuşmaya davet ederek soyunmaya zorlaması, şantaj suçunun yanı sıra fiziksel temas içermediği için cinsel taciz suçu olarak değerlendirilmiştir.
(Yargıtay 14. Ceza Dairesi – K.2021/3400)
📜 Mesaj Yoluyla Şantajda Yarar Sağlama Unsuru
Sanığın, mağdura ait müstehcen görüntüleri yayımlama tehdidinde bulunmasına rağmen herhangi bir menfaat sağlamaya çalışmadığı durumda, eylemin şantaj değil, tehdit suçu oluşturacağına hükmedilmiştir.
(Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2021/3862)
📜 Para Talebiyle Şantaj Suçu
Sanığın mağdura “vereceğim hesaba 4.000 TL yatırmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim” demesi, TCK m.107/2 kapsamında şantaj suçunu oluşturduğu hâlde, mahkemenin eylemi tehdit olarak değerlendirmesi bozma nedeni sayılmıştır.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2021/8875)
📜 Cinsel İçerikli Şantaj Suçu
Sanığın, mağdurla geçmişteki ilişkisine ait görüntüleri yayımlamakla tehdit etmesi, TCK m.107/2’de düzenlenen şantaj suçunun unsurlarını oluşturur.
(Yargıtay 12. Ceza Dairesi – K.2021/736)
📜 Evlilik Dışı Görüntüleri Yayma Tehdidiyle Şantaj
Sanığın, mağdurla yaşadığı evlilik dışı ilişkiye dair kayıtları paylaşmakla tehdit etmesi ve bu yolla para istemesi, şantaj suçunu oluşturur. Aynı fiil nedeniyle ayrıca tehditten ceza verilmesi hatalı bulunmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2021/1217)
📜 Birliktelik Teklifini Kabul Ettirmek İçin Şantaj
Sanığın, mağdura bıraktığı notta “telefon kayıtlarını başkalarına göstereyim mi” şeklindeki ifadelerle mağdur üzerinde baskı kurması, şantaj suçunu oluşturur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2020/18067)
📜 Şantaj Suçunda Zamanaşımı
Sanığa isnat edilen şantaj suçunun ceza süresi dikkate alındığında 8 yıllık dava zamanaşımına tabi olduğu, bu sürenin dolması nedeniyle davanın düşürülmesi gerektiğine karar verilmiştir.
(Yargıtay 14. Ceza Dairesi – K.2021/2784)
Sonuç
Yargıtay kararları, internet üzerinden şantaj suçunun farklı şekillerde işlenebileceğini ve her olayda failin amacı, delillerin yeterliliği ile yarar sağlama unsurunun dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Bu içtihatlar, özellikle sosyal medya ve dijital ortamda işlenen suçlarda bilişim delillerinin önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün
