Bilgi BankasıCeza Hukuku

İnternet Üzerinden Tehdit Suçu Nedir ?

İçindekiler

İnternetten veya Sosyal Medya Üzerinden Tehdit Suçunun Tanımı

İnternet üzerinden tehdit suçu, failin bir başkasını kendi hayatına veya yakınlarının hayatına, vücut bütünlüğüne ya da cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği yönünde korkutucu bir beyanda bulunmasıyla oluşur. Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesinde bu fiil, “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi…” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu bağlamda, internet üzerinden tehdit suçu, failin mağduru korkuya sevk eden bu eylemi bilerek ve isteyerek, geleceğe yönelik bir saldırı ihtimali yaratacak biçimde gerçekleştirmesiyle meydana gelir.

Sosyal Medya Aracılığıyla Tehdit Suçu

Tehdit fiili, internet ve sosyal medya ortamlarında farklı biçimlerde işlenebilir. Günümüzde failin, Facebook üzerinden paylaşım yapması, Twitter üzerinden tehdit içerikli bir gönderi paylaşması veya WhatsApp aracılığıyla tehdit mesajı göndermesi en sık rastlanan yöntemlerdendir.
Bu kapsamda internet üzerinden tehdit suçu; Instagram, Facebook, Twitter, Telegram, WhatsApp gibi sosyal medya uygulamaları kullanılarak veya e-posta (e-mail) gönderimi yoluyla da gerçekleştirilebilir. Fail, bu platformlar aracılığıyla mağduru doğrudan hedef alabileceği gibi dolaylı biçimde de tehdit edebilir. Her iki durumda da eylem, Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi kapsamında değerlendirilir ve buna göre cezalandırılır.

TCK 106. Madde Hükmü

Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi tehdit suçunun hem temel şeklini hem de nitelikli hallerini düzenler. Maddede yer alan hüküm şu şekildedir:

TCK m.106:
(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde ayrıca bu suçlardan dolayı da ceza verilir.

Bu düzenlemeye göre, hayata veya vücut dokunulmazlığına yönelik tehditler daha ağır ceza ile karşılanırken, malvarlığına zarar verme veya başka kötülükte bulunma tehdidi şikayete tabi ve daha hafif cezalı bir fiil olarak düzenlenmiştir.
Sosyal medya veya internet yoluyla yapılan tehdit fiilleri de aynı madde çerçevesinde değerlendirilir ve cezai sonuç doğurur.

İnternet Üzerinden Tehdit Suçunun Unsurları

Suçun Oluşumu ve Temel Tanımı

İnternet üzerinden tehdit suçu, failin mağduru ağır ve haksız bir zarara uğratacağı yönünde bilgilendirmesiyle meydana gelir. Bu suçun oluşabilmesi için, failin iradesine bağlı olarak gelecekte gerçekleşmesi muhtemel bir kötülüğün, gerçekleşecekmiş gibi mağdura bildirilmesi gerekir. Tehdit, failin söylemleriyle mağdurda korku ve endişe yaratma amacını taşımalıdır.
Örneğin, Instagram üzerinden “seni bizim sokakta görürsem öldüreceğim” şeklinde bir mesaj gönderen kişi, TCK m.106/1-birinci cümle kapsamında tehdit suçunu işlemiş olur. Bu durumda fail, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Malvarlığına Yönelik Tehdit Halleri

Failin, internet veya sosyal medya yoluyla mağdura “evini yakarım”, “arabanı paramparça ederim” gibi ifadelerle zarar vereceğini bildirmesi hâlinde suç, TCK m.106/1-ikinci cümle kapsamında değerlendirilir. Bu tür tehditlerde mağdurun malvarlığına zarar verme kastı söz konusudur. Dolayısıyla fail hakkında, iki aydan altı aya kadar hapis veya adli para cezası uygulanabilir.

Tehdidin Ciddiyet Unsuru

İnternet üzerinden yapılan tehdit, mağdurun özgür iradesiyle karar verme ve hareket etme serbestisini kısıtlayacak ölçüde korku yaratmalıdır. Yazılı bir mesaj, video veya gönderilen bir ses kaydı, mağdurda ciddi bir korku yaratmıyorsa tehdit suçu oluşmaz. Suçun varlığı için, tehdidin mağdurun iç huzurunu bozacak, endişeye sürükleyecek ve güvenliğini tehdit edecek nitelikte olması gerekir.

Manevi Unsur (Kast)

İnternet veya sosyal medya üzerinden işlenen tehdit suçlarında genel kast yeterlidir. Failin eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi, tehdit fiilinin suç olarak kabul edilmesi için yeterlidir. Failin, mağdura zarar vereceğini söylerken bu zararın haksız olduğunu bilmesi gerekir. Tehdidin ciddiyet taşımaması veya şaka amacıyla söylenmesi hâlinde tehdit kastından bahsedilemez.

Olayın Değerlendirilmesi

İnternet veya sosyal medya üzerinden tehdit suçunun varlığı her olayın kendi koşullarına göre değerlendirilmelidir. Fail ile mağdurun iletişim şekli, yazışma dili, kullanılan ifadeler, olayın gerçekleştiği ortam ve tarafların geçmiş ilişkileri birlikte incelenir.
Ayrıca tarafların kimlikleri, sosyal konumları, kişisel özellikleri ve aralarındaki geçmiş de tehdidin suç oluşturup oluşturmadığına dair önemli ipuçları sunar. Bu nedenle, her olayın somut koşulları içinde ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekir.

İnternet üzerinden tehdit suçu

İnternette Tehdit Suçu: Şikayet, Takip ve Zamanaşımı

Suçun Takibi (Şikayet/Resen Takip Ayrımı)

İnternet üzerinden tehdit suçunun TCK m.106’daki temel şekli (m.106/1 — ilk cümle) şikâyete bağlı olmayan suçlar arasındadır; yani bu hâlde soruşturma ve kovuşturma, mağdurun şikâyetine bağlı kalınmaksızın Cumhuriyet savcılığı tarafından resen yürütülür. Buna karşılık, aynı maddenin ikinci cümlesinde yer alan ve malvarlığına yönelik tehditleri veya sair daha az cezayı gerektiren nitelikli hâller şikâyete tabi suçlardandır; bu durumda mağdurun, tehdit fiilini öğrendiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet hakkını kullanması gerekir. Aksi halde şikâyet hakkı düşer ve soruşturma/takip imkânı ortadan kalkar.

Nitelikli Hallerin Takibi

TCK m.106/2’de sayılan daha ağır nitelikli tehdit hallerinde (ör. silah kullanılmak, birden çok kişinin birlikte hareket etmesi, örgütsel korkutucu güç kullanılması vb.) ise takip şikâyete bağlı değildir; bu tür hallerde savcılık suç duyurusuna dayanarak resen soruşturma başlatır ve kamu davası açılabilir. Dolayısıyla suçun vasfı, hangi usulle ve kimin şikâyetiyle takibe alınacağı açısından belirleyicidir.

Dava Zamanaşımı Süresi

İnternet üzerinden tehdit suçunun dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Bu, fail ve fiilin öğrenilmesinden itibaren sekiz yıl içinde soruşturma veya kovuşturmaya başlanmaması hâlinde, suçun dava zamanaşımına uğrayacağı anlamına gelir. Zamanaşımı hesabında, suçun mağdur veya soruşturma makamlarınca ne zaman öğrenildiği ile bu öğrenmenin hukuki sonuçları dikkate alınır.

Uygulamada Önemli Notlar

  • Mağdurun şikâyetinin geri alınması ya da şikâyetten vazgeçmesi, şikâyete tabi olan hallerde kamu davasının düşmesine yol açabilir; ancak şikâyete tabi olmayan hâllerde böyle bir etki doğmaz.
  • Suçun vasfı (temel/şikâyete tabi/nitelikli), takibin nasıl yapılacağını, uygulanacak ceza türünü ve zamanaşımıyla ilgili sonuçları doğrudan etkiler; bu nedenle olaydaki özel niteliklerin doğru tespit edilmesi kritik önemdedir.

İnternet Üzerinden Tehdit Suçunda Uzlaştırma

Uzlaştırmanın Kapsamı

Sosyal medya (örneğin Instagram, Facebook, Twitter) veya genel olarak internet ortamında işlenen tehdit suçunun TCK m.106/1 kapsamındaki temel hali, uzlaştırma prosedürüne tabi olan suçlardandır. Bu nedenle hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında, yargılamaya devam edilmeden önce uzlaştırma sürecinin uygulanması gerekir. Uzlaşma sağlanamazsa, süreç kaldığı yerden devam eder ve dosya savcılık ya da mahkeme tarafından sonuçlandırılır.

Nitelikli Hallerde Uzlaştırma

Buna karşın, TCK m.106/2‘de belirtilen silahla, örgüt korkutuculuğundan yararlanarak veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenen nitelikli tehdit suçları uzlaştırma kapsamında değildir. Bu tür hallerde uzlaşma hükümleri uygulanmaz; yargılama doğrudan genel usule göre sürdürülür.

Uygulamada Uzlaşma Süreci

Uygulamada savcılık, tehdit suçunun niteliğini belirledikten sonra dosyayı uzlaştırma bürosuna gönderir. Uzlaştırmacı, taraflarla iletişime geçerek anlaşma sağlanıp sağlanamayacağını araştırır.

  • Uzlaşma gerçekleşirse, kamu davası açılmaz veya açılmışsa düşer.
  • Uzlaşma sağlanamazsa, soruşturma ve kovuşturma süreci normal şekilde devam eder.

Bu yönüyle, uzlaştırma kurumu hem ceza adaletinin hızlanması hem de taraflar arasında barışın sağlanması açısından önemli bir mekanizma olarak işlev görür.


İnternetten Tehdit Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

HAGB Kurumunun Tanımı ve Amacı

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının hukuken açıklanmayarak belirli bir süre denetim altında tutulmasıdır. Bu süre boyunca sanık yeni bir suç işlemez ve yükümlülüklere uygun davranırsa, açıklanmayan hüküm ortadan kaldırılır ve dava düşer. Böylece kişi sabıka kaydı almadan yargılama süreci sonlanmış olur.

Bu düzenleme, sanığa ikinci bir şans tanımayı ve cezai yaptırım yerine toplumsal uyumu teşvik etmeyi amaçlar. Özellikle ilk defa suç işleyen kişiler açısından, cezanın infazına alternatif bir çözüm olarak öne çıkar.

İnternetten Tehdit Suçu Açısından HAGB Uygulaması

İnternet veya sosyal medya aracılığıyla işlenen tehdit suçlarında, fail hakkında verilen hapis cezası TCK m.106/1 kapsamında belirlenir. Bu cezalar genellikle altı aydan iki yıla kadar hapis cezası olduğundan, kanundaki sınır gereği HAGB kararı verilmesi mümkündür.
HAGB kararı verilebilmesi için sanığın geçmişi, yargılama sürecindeki tutumu, tekrar suç işlemeyeceği yönündeki kanaat ve mağdurun zararının giderilip giderilmediği gibi hususlar değerlendirilir.

Zarar Giderme Şartı ve Manevi Zararın Değerlendirilmesi

Tehdit suçunun özelliği gereği mağdurda maddi zarar oluşmaz. Failin sözleri genellikle mağdurun manevi huzurunu ve güven duygusunu etkiler. Bu nedenle, HAGB kararı verilebilmesi için maddi zararın giderilmesi şartı aranmaz. Manevi zararın giderilmesi ise uygulamada dikkate alınmaz; çünkü tehdit suçunun temelinde doğrudan ekonomik bir kayıp bulunmaz.

HAGB Kararının Etkisi

Mahkeme, sanık hakkında HAGB kararı verdiğinde hüküm açıklanmaz ve sanık beş yıl süreyle denetim süresine tabi olur. Bu süre zarfında kişi yeni bir suç işlemezse, dava düşer ve hüküm hiçbir sonuç doğurmaz. Ancak denetim süresi içinde yeni bir suç işlenirse, daha önce açıklanmayan hüküm devreye girer ve ceza infaz edilir.

Tehdit Suçu Cezasının Ertelenmesi veya Adli Para Cezasına Çevrilmesi

Adli Para Cezasının Uygulanması

Adli para cezası, işlenen suç karşılığında sanığa verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesi veya doğrudan para cezası olarak hükmedilmesi anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu’na göre, internet veya sosyal medya üzerinden işlenen tehdit suçunda (TCK m.106/1-birinci cümle) mahkeme, fail hakkında hükmedilen altı aydan iki yıla kadar hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
Ayrıca aynı maddenin ikinci cümlesinde düzenlenen, malvarlığına zarar verme veya sair kötülük etme tehdidinde mahkeme, doğrudan adli para cezasına hükmedebilir. Bu durumda failin cezası hapis cezasına çevrilmeden, baştan itibaren para cezası olarak belirlenir.

Cezanın Ertelenmesi Kurumu

Cezanın ertelenmesi, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının belirli koşullar altında cezaevinde infaz edilmemesi anlamına gelir. Failin geçmişi, kişisel özellikleri, yargılama sürecindeki tutumu ve yeniden suç işlemeyeceği yönündeki kanaat bu değerlendirmede önemlidir.
İnternet veya sosyal medya yoluyla işlenen tehdit suçlarında, hükmedilen hapis cezası iki yıl veya daha az ise, mahkeme bu cezayı erteleyebilir. Erteleme süresi boyunca sanığın yükümlülüklere uygun davranması hâlinde ceza infaz edilmez.

Uygulamada Mahkeme Takdiri

Mahkemeler, tehdit suçunun niteliğini ve failin kişisel özelliklerini değerlendirerek hangi cezanın uygulanacağına karar verir:

  • Suçun ağır sonuçlar doğurmadığı,
  • Failin sabit bir ikametgâhının bulunduğu,
  • Sabıka kaydının temiz olduğu durumlarda, hapis cezası yerine adli para cezası veya erteleme kararı verilmesi mümkündür.

Böylece yargılama sürecinde hem caydırıcılık hem de orantılılık ilkeleri birlikte gözetilmiş olur.

İnternet Üzerinden Tehdit Suçunda Görevli Mahkeme ve Yargılama Usulü

Görevli Mahkeme

İnternet veya sosyal medya yoluyla işlenen tehdit suçları, Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülür. Tehdit suçunun temel şekli (TCK m.106/1) için görevli mahkeme daima Asliye Ceza’dır; çünkü bu suçun gerektirdiği ceza miktarı, Ağır Ceza Mahkemesi’nin görev sınırının altında kalır.
Eğer tehdit, örgüt faaliyeti kapsamında veya TCK m.106/2‘de sayılan nitelikli hallerle birlikte işlenmişse (örneğin silahla veya birden fazla kişiyle birlikte), yine Asliye Ceza Mahkemesi görevli olmakla birlikte, genel yargılama usulü uygulanır.

Yargılama Usulleri

Tehdit suçunun temel şekli açısından Asliye Ceza Mahkemesi, basit yargılama usulü uygulayabilir. Basit yargılama usulü, dosya üzerinden karar verilmesine olanak tanıyan, duruşma yapılmadan yargılamayı hızlandıran bir prosedürdür.
Ancak tehdit suçunun nitelikli halleri söz konusuysa (örneğin silahla tehdit, birden fazla kişi tarafından tehdit veya örgüt etkisiyle tehdit), bu durumda genel yargılama usulü geçerli olur. Bu hallerde mahkeme, duruşmalı şekilde yargılama yapar ve tüm delilleri doğrudan değerlendirir.

Uygulamada Mahkemenin Takdiri

Yargılama sırasında mahkeme, sanığın sosyal medya veya internet üzerindeki eylemini değerlendirirken;

  • Tehdit mesajının içeriğini,
  • Paylaşımın kamuya açık olup olmadığını,
  • Mesajın doğrudan mağdura mı yoksa üçüncü kişiler aracılığıyla mı ulaştığını,
  • Failin kastını ve tehdit fiilinin ciddiyetini,
  • Mağdurun eyleme nasıl tepki verdiğini
    göz önünde bulundurur.

Bu değerlendirme sonunda mahkeme, delil durumuna göre sanığın beraatine, adli para cezasına veya hapis cezasına karar verebilir.

İnternetten Tehdit Suçu Nasıl İspatlanır?

Delil Elde Etme Yöntemleri

İnternet veya sosyal medya üzerinden tehdit suçunun ispatı, dijital ortamlarda yapılan paylaşımlar, mesajlar veya görseller aracılığıyla mümkündür. En temel delil, failin sosyal medya hesabı üzerinden gönderdiği mesajlar, paylaştığı gönderiler veya yaptığı yorumlardır. Bu tür verilerin doğruluğu, teknik inceleme ve dijital iz tespitiyle desteklenir.
Soruşturma aşamasında failin IP adresinin belirlenmesi, failin kimliğine ulaşmada en önemli yöntemlerden biridir. IP adresi, kullanıcının internete bağlandığı cihazın dijital kimliği niteliğinde olduğundan, tespit edildiğinde failin erişim noktası veya konumu ortaya çıkarılabilir.

Sosyal Medya Şirketlerinin Bilgi Paylaşımı Sorunu

Uygulamada, Twitter, Instagram, Facebook gibi sosyal medya şirketleri genellikle kullanıcı verilerini Türkiye’deki soruşturma makamlarıyla paylaşmamaktadır. Bu durum, faile ulaşmayı güçleştirir. Ancak hesabın kime ait olduğu; kullanılan e-posta adresi, telefon numarası, profil bilgileri, yazışma dili, paylaşım saatleri gibi dolaylı delillerle ortaya konulabilir.
Ayrıca kolluk kuvvetleri, açık kaynak araştırması (OSINT) yöntemiyle şüphelinin sosyal medya üzerindeki hareketlerini analiz eder ve bu verileri diğer dijital kayıtlarla eşleştirir.

Dijital Materyallerin İncelenmesi

Failin kimliği tam olarak belirlenemediğinde, şüpheli olabilecek kişilerin bilgisayar, cep telefonu, tablet gibi dijital cihazlarına el konularak inceleme yapılır. Bu cihazlarda tehdit içerikli mesajlar, e-postalar, video kayıtları veya sosyal medya giriş bilgileri bulunabilir.
Bilirkişi incelemesi sonucu elde edilen log kayıtları, mesaj dökümleri veya görsel veriler, davada güçlü delil olarak kullanılır. Özellikle suçun işlendiği cihazda tehdit içerikli dosyaların bulunması, failin cezai sorumluluğunu doğrudan destekler.

Delillerin Değerlendirilmesi

Tehdit suçunun ispatında yalnızca dijital veriler değil, tanık beyanları, iletişim kayıtları ve olayın oluş biçimi de dikkate alınır. Savcılık veya mahkeme, delilleri birlikte değerlendirerek şu hususları inceler:

  • Paylaşımın veya mesajın fail tarafından gönderilip gönderilmediği,
  • Mesajın tehdit içeriği taşıyıp taşımadığı,
  • Mağdurun tehdidi öğrenip öğrenmediği ve etkilenme düzeyi,
  • Failin kastının varlığı ve ciddiyeti.

Bu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, mahkeme failin cezai sorumluluğuna karar verir.

Delil Yetersizliği Durumları

Bazı durumlarda sosyal medya platformları tarafından bilgi paylaşılmaması, kimliğin tam belirlenememesi veya mesaj içeriğinin net olmaması nedeniyle failin cezalandırılması mümkün olmayabilir. Bu hallerde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği, yeterli kesin delil bulunmadığında sanık lehine karar verilir.


İnternet Üzerinden Tehdit Suçu Yargıtay Kararları

Genel Değerlendirme

Yargıtay, internet veya sosyal medya üzerinden işlenen tehdit suçlarında, somut delillerin yeterliliği, failin kastı ve mağdurun bu tehdidi öğrenip öğrenmediği hususlarını titizlikle incelemektedir. Bu kararlar, tehdit suçunun dijital ortamda nasıl değerlendirileceği ve hangi delillerin yeterli kabul edileceği bakımından önemli içtihatlar oluşturur.


📌 Facebook Üzerinden Tehdit Suçunda Delil Yetersizliği

Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince, sanığın cezalandırılabilmesi için suçun kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ispatlanması gerekir.
Somut olayda, sanığın üzerine atılı suçu işlediğini kesin olarak gösteren deliller bulunmadığından, yalnızca mağdur beyanına dayanarak mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Bu nedenle Yargıtay, katılanın beyanından başka sanığın suçunu kanıtlayacak delil bulunmadığı gerekçesiyle hükmü bozmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2021/25193)


📌 Facebook Üzerinden Sair Tehdit Suçu

Sanığın Facebook üzerinden mağdura gönderdiği mesajın, TCK m.106/1, ikinci cümlesi kapsamında “sair tehdit” niteliğinde olduğu belirtilmiş; mahkemenin suçun vasfını yanlış değerlendirmesi bozma nedeni sayılmıştır.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2021/12895)

Ayrıca birden fazla sanığın birlikte hareket ederek mağduru tehdit ettiği olayda, Yargıtay, eylemin TCK m.106/2-c kapsamında değil, TCK m.106/1-2. cümle kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2021/4541)


📌 Facebook Mesajı Üzerinden Zincirleme Tehdit

Sanığın, mağdurun ve yakınlarının ortak kullandığı Facebook hesaplarına birden fazla tehdit mesajı göndermesi, Yargıtay tarafından zincirleme suç kapsamında değerlendirilmiştir.
Bu durumda temel ceza belirlendikten sonra, TCK m.43/1 ve 43/2 hükümleri uyarınca artırım yapılması gerekirken, mahkemece hatalı şekilde fazla ceza tayin edilmesi bozma nedeni kabul edilmiştir.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2021/11759)


📌 İletme Kastıyla Facebook Üzerinden Tehdit

Tehdit suçunun oluşması için tehdit içeren sözlerin doğrudan mağdura yöneltilmesi veya iletme kastı ile üçüncü kişiye söylenmesi gerekir.
Somut olayda sanığın, mağdurun kardeşiyle yaptığı Facebook konuşmasında mağdura yönelik “ben vuracağım onu” sözünü sarf etmesi, iletme kastı olup olmadığının tartışılmaması nedeniyle eksik gerekçeyle mahkûmiyet kurulmuş; karar Yargıtay tarafından bozulmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2019/18023)


📌 Twitter Üzerinden Tehdit Suçunun Araştırılması

Sanığın, tehdit içeren paylaşımı yaptığı Twitter hesabının kendisine ait olmadığını savunması üzerine, Yargıtay, hesabın IP adresinin tespit edilerek hangi kullanıcıya ait olduğunun belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.
IP adresi tespiti yapılmadan verilen mahkûmiyet kararının eksik inceleme olduğu belirtilmiştir.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2021/12536)


📌 Sosyal Medya Bilgilerinin Araştırılması

Yargıtay, soruşturma aşamasında Facebook, Twitter, Instagram gibi sosyal medya sitelerinden kullanıcı bilgileri temin edilmeden verilen “kovuşturmaya yer yoktur” kararlarını da hukuka aykırı bulmuştur.
Bu tür platformlardan bilgi alınmasının mümkün olmadığı hallerde, şüphelinin profil bilgileri, iletişim kayıtları ve paylaşımlarının açık kaynak araştırması yoluyla incelenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2018/4172)


📌 Kamu Davasının Kapsamı ve İddianame Sınırı

Yargıtay, iddianamede yalnızca “telefonla tehdit” anlatımının yer aldığı bir dosyada, mahkemece “Facebook mesajı ile tehdit” üzerinden hüküm kurulmasını CMK m.225’e aykırı bularak kararı bozmuştur.
İddianame dışına çıkılamayacağı, sanığın sadece suçlandığı eylem üzerinden yargılanabileceği belirtilmiştir.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2016/14486)


📌 İleti Yoluyla Tehditte Yetkili Savcılık

Mağdurun tehdit içerikli mesajı aldığı yer, suçun işlendiği yer sayılır. Bu nedenle ileti yoluyla tehdit suçlarında yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, mağdurun mesajı aldığı yerin savcılığıdır.
Yargıtay, bu ilkeye aykırı verilen kararları bozmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2020/2695)


📌 WhatsApp Üzerinden Tehdit Suçu

Yargıtay, sanığın mağdura WhatsApp ve SMS yoluyla gönderdiği tehdit mesajlarının dosyada yer alması halinde, kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunduğunu kabul etmiştir.
Mahkemenin, ses kaydı eksikliğini gerekçe göstererek iddianameyi iade etmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
(Yargıtay 4. Ceza Dairesi, K.2018/467)


Sonuç Değerlendirmesi

Yargıtay’ın bu kararlarından açıkça anlaşılmaktadır ki, internet üzerinden tehdit suçunun ispatında;

  • Dijital delillerin doğruluğu,
  • Failin tehdit kastı,
  • Tehdidin mağdura ulaşması,
  • Ve delillerin hukuka uygun elde edilmesi
    büyük önem taşımaktadır. Delil yetersizliği halinde “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereği mahkûmiyet değil, beraat kararı verilmelidir.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu