Bilgi BankasıCeza Hukuku

İntihara Yönlendirme Suçu Nedir? (TCK m.84)

İntihara yönlendirme suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Hayata Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde düzenlenen ve insan yaşamını korumayı amaçlayan bir suç tipidir. Bu suç, failin mağduru intihar etmeye yönlendiren belirli davranışlarda bulunmasıyla oluşur. TCK m.84’e göre suçun varlığı için aşağıda belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi yeterlidir:

  • İntihara azmettirme,
  • İntihara teşvik etme,
  • Başkasının intihar kararını kuvvetlendirme,
  • Başkasının intiharına yardım etme.

Bu hareketlerden biri meydana geldiğinde, intihara yönlendirme suçu tamamlanmış sayılır. Suçun oluşması için mağdurun fiilen intihar etmesi veya ölüm sonucunun gerçekleşmesi gerekmez. Önemli olan, failin mağduru intihara yönelten bir fiilde bulunmasıdır.

İçindekiler

İntiharın Suç Olmaması

Ceza hukuku sistemimizde, intihar fiili suç olarak kabul edilmemiştir. Türk Ceza Kanunu’nun sistematiği gereği, ceza sorumluluğu yalnızca “intihara yönlendiren” kişiye yüklenmiştir. Başka bir ifadeyle, kendi yaşamına son veren kişi cezalandırılmaz; ancak başkasını bu yönde etkileyen veya teşvik eden kimse, intihara yönlendirme suçu kapsamında sorumlu tutulur.

Suçun Niteliği

Bu suç tipi, seçimlik hareketli suç kategorisine girdiğinden, yukarıda sayılan fiillerden herhangi biri tek başına suçun oluşumu için yeterlidir. Failin birden fazla eylemi gerçekleştirmesi, cezanın artırılmasına yol açabilecek nitelikte değerlendirilir. Ayrıca bu suç, kişinin yaşam hakkına yönelik tehlike suçları arasında yer almakta olup, toplumsal değer olarak hayatın korunmasını esas alır.

Ceza Hukuku Sistemindeki Yeri

5237 sayılı TCK’nın 84. maddesi, intihara yönlendirme suçunu, suça iştirak hükümleriyle bağlantılı şekilde düzenlemiştir. Ceza hukuku, failin başkasının iradesi üzerinde doğrudan etki yaratarak ölüm kararını teşvik etmesini, yaşam hakkına karşı bir saldırı olarak görür. Bu nedenle, cezalandırılan fiil intiharın kendisi değil, intihara yönlendirme eylemidir.

İntihara Yönlendirme Suçunun Unsurları

İntihara yönlendirme suçu, yapısı itibarıyla neticesi harekete bitişik ani suçlardan biridir. Bu nedenle, suçun oluşabilmesi için intihar fiilinin gerçekleşmesi gerekmez; failin seçimlik hareketlerden birini gerçekleştirmesi yeterlidir. Suç, hareketin yapılması anında tamamlanır ve bu nedenle teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Maddi Unsurlar

Bu suçun oluşabilmesi için failin gerçekleştirdiği seçimlik hareketlerden biri yeterlidir. Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinde bu hareketler dört başlık altında sayılmıştır:

1. İntihara Azmettirme

İntihara azmettirme, intihar etme düşüncesi bulunmayan bir kimsenin bu yönde karar almasına neden olmaktır. Fail, mağduru çeşitli ikna, telkin veya yönlendirme yollarıyla intihar etmeye karar vermeye sevk eder. Örneğin; evlilik dışı hamile kalan sevgilisine “kendini kurtarmak istiyorsan öl, böyle yaşanmaz” diyerek baskı kuran kişi, mağduru intihara yönlendirme suçu kapsamında azmettirmiş olur. Burada fail, mağdurda daha önce var olmayan bir intihar düşüncesi yaratmaktadır.

2. İntihara Teşvik Etme

Bu hareket, mağdurun zaten intihar fikrine sahip olduğu ancak henüz kesin bir karar vermediği durumda ortaya çıkar. Fail, mağdurun bu düşüncesini destekleyerek onu intihar kararına yönlendirir. Örneğin; “hayatın zaten zor, senin yerinde olsam yaşamak yerine intihar ederdim” şeklinde konuşan kişi, mağduru bu yönde cesaretlendirerek intihara yönlendirme suçu işlemiş olur.

3. Başkalarını Alenen İntihara Teşvik Etme

TCK m.84/3’e göre, başkalarını alenen intihara teşvik etme, suçun daha ağır bir halidir. “Aleniyet” kavramı, fiilin belirsiz sayıda kişi tarafından duyulabilir veya görülebilir şekilde işlenmesi anlamına gelir. Bu durumda sadece birey değil, toplum da bu eylemden olumsuz etkilenir. Örneğin; bir kimsenin kalabalık bir cadde üzerinde başka birini “atlarsan herkes rahatlar” diyerek intihara çağırması hâlinde alenen işlenen intihara yönlendirme suçu söz konusudur.

İntihara yönlendirme suçu

4. Başkasının İntihar Kararını Kuvvetlendirme

Bu durumda mağdur, zaten kendi iradesiyle intihar etmeye karar vermiştir; fail ise mağdurun kararını güçlendiren ifadelerde bulunur. Örneğin; köprüden atlamak üzere olan bir kişiye “artık dönme, kararını ver, atlarsan kurtulursun” demek, mağdurun iradesini pekiştirir ve bu fiil intihara yönlendirme suçu kapsamına girer.

5. İntihara Yardım Etme

Failin mağdurun intihar kararını uygulamasına fiilen yardımcı olması hâlidir. Bu yardım, araç-gereç sağlamak, intiharın gerçekleşeceği yere götürmek veya ortamı hazırlamak şeklinde olabilir. Örneğin, kendini asmak isteyen kişiye ip vermek veya onu köprüye götürmek, intihara yönlendirme suçu kapsamında “yardım etme” fiilini oluşturur.

Suçun Hukuki Niteliği ve İhmal Halleri

İntiharı önleme yükümlülüğü bulunan bir kimse, bu yükümlülüğü ihmal ederek mağdurun ölümüne neden olursa intihara yönlendirme suçu değil, taksirle ölüme neden olma suçu nedeniyle cezalandırılır. Ancak, fail mağdurun intihar edeceğini bilmesine rağmen, ölümün gerçekleşmesini isteyerek yükümlülüklerini bilerek yerine getirmezse bu durumda ihmali davranışla kasten öldürme suçu oluşur.

Ayrıca, failin cebir veya tehdit yoluyla mağduru intihara zorlaması durumunda eylem artık kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilir. Aynı şekilde, fiilin anlam ve sonuçlarını kavrayamayacak derecede akli melekeleri gelişmemiş kişileri intihara sevk eden fail de kasten öldürmeden sorumlu tutulur.

İntihara Yönlendirme Suçunun Cezası (TCK m.84)

İntihara yönlendirme suçu, failin mağduru intihar etmeye teşvik etmesi, kararını güçlendirmesi veya bu eyleme yardımcı olması halinde oluşur. Türk Ceza Kanunu, bu suçun ağırlığını mağdur üzerindeki etkisine ve neticenin gerçekleşip gerçekleşmediğine göre farklı ceza oranlarıyla düzenlemiştir.

Temel Ceza

TCK m.84/1’e göre; başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren ya da intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu, suçun temel şekline ilişkin ceza aralığıdır. Suçun tamamlanması için mağdurun ölmesi gerekmez; intihara yönlendirme fiilinin gerçekleşmiş olması yeterlidir.

Neticenin Gerçekleşmesi Hali

Eğer intihara yönlendirilen kişi, failin etkisiyle intihar etmiş ve ölüm meydana gelmişse, suçun ağırlığı artar. Bu durumda fail, dört yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.84/2). Böylece ölümün gerçekleşmesi, suçu nitelikli hale getirir. Ceza, hem neticeye hem de failin etkisinin yoğunluğuna göre belirlenir.

Alenen İntihara Teşvik

TCK m.84/3’te ayrıca “başkalarını alenen intihara teşvik etme” fiili ayrı bir nitelikli hal olarak düzenlenmiştir. Bu durumda failin eylemi yalnızca mağduru değil, toplumu da etkilemektedir. Bu nedenle ceza miktarı daha yüksektir. Başkalarını alenen intihara teşvik eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu hükümle, toplumsal düzenin korunması ve kamu güvenliğinin bozulmasının önüne geçilmek istenmiştir. Zira alenen yapılan teşvik, birden fazla kişinin psikolojik olarak etkilenmesine ve zincirleme intihar olaylarına sebep olma tehlikesi taşır.

Kasten Öldürme Niteliğindeki Haller

TCK m.84/4’e göre, fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan ya da bu yeteneği ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenler, kasten öldürme suçundan sorumlu tutulurlar. Aynı şekilde, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle mağduru intihara mecbur eden fail de intihara yönlendirme suçu değil, kasten öldürme suçu kapsamında cezalandırılır.

Bu düzenleme, irade özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıran hallerde fiilin artık “intihara yönlendirme” değil, doğrudan “öldürme” olarak kabul edildiğini göstermektedir. Böylece, mağdurun iradesinin tamamen ortadan kalktığı durumlarda cezanın ağırlaştırılması sağlanmıştır.

Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

İntihara yönlendirme suçu, niteliği gereği toplumun yaşam hakkını koruma amacı taşıyan ve ceza yaptırımı hapis cezası olarak öngörülen bir suçtur. Bu nedenle, adli para cezasına çevrilme, cezanın ertelenmesi veya HAGB uygulanması konularında belirli sınırlamalar bulunmaktadır.

Adli Para Cezası

Adli para cezası, bir suç karşılığında hapis cezasına alternatif olarak veya hapisle birlikte uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Ancak intihara yönlendirme suçu bakımından, kanunda öngörülen hapis cezasının alt ve üst sınırları nedeniyle bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. TCK’nın 84. maddesinde öngörülen asgari hapis cezası iki yıl olduğundan, hâkim bu suçu işleyen fail hakkında yalnızca hapis cezası hükmedebilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının belirli koşullar altında geçici olarak askıya alınması anlamına gelir. Bu kurumda, sanık belirlenen denetim süresi boyunca yükümlülüklerine uygun davranırsa, ceza kararı hiçbir sonuç doğurmayacak biçimde ortadan kaldırılır ve dava düşer.

İntihara yönlendirme suçu açısından HAGB kararı, ancak mahkemenin belirlediği cezanın iki yıl veya altında olması halinde mümkündür. Bu nedenle, failin eyleminin ağırlığına göre mahkemece takdir edilen ceza alt sınırdan verilmediği sürece HAGB uygulanması genellikle mümkün değildir.

Cezanın Ertelenmesi

Ceza ertelemesi, mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezasının infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesini ifade eder. Failin kişisel durumu, geçmişi ve yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşması halinde mahkeme cezayı erteleyebilir.

Bununla birlikte, intihara yönlendirme suçu için öngörülen hapis cezası iki yıldan başladığından, yalnızca cezanın iki yıl veya altında belirlendiği hallerde erteleme mümkündür. Nitelikli hallerde veya ölümle sonuçlanan durumlarda ceza sınırları yükseldiği için erteleme olasılığı ortadan kalkar.

Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bu suç türünde mahkemeler, failin mağdur üzerindeki etkisini, fiilin işleniş biçimini, kullanılan ifadelerin yönlendiriciliğini ve suçun meydana getirdiği tehlikenin ağırlığını dikkate alarak ceza belirlemektedir. Bu nedenle adli para cezası, HAGB veya erteleme kararları istisnai haller dışında uygulanmamaktadır.

Suçun Şikayet Süresi, Zamanaşımı ve Uzlaşma

İntihara yönlendirme suçu, kamu düzenini ve bireyin yaşam hakkını doğrudan ilgilendirdiği için şikayete tabi olmayan suçlar arasında yer alır. Bu nedenle, soruşturma ve kovuşturma işlemleri, mağdur veya yakınlarının şikayetine bağlı olmaksızın Cumhuriyet savcılığı tarafından resen yürütülür.

Şikayet ve Soruşturma Usulü

Bu suçlarda herhangi bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Suçun işlendiğine dair ihbar veya şüphe oluştuğunda savcılık, resen soruşturma başlatır. Mağdurun veya yakınlarının şikayetten vazgeçmesi de davanın düşmesine neden olmaz. Çünkü intihara yönlendirme suçu, bireysel menfaatin ötesinde toplumsal bir değeri —yaşam hakkını— korumayı amaçlar.

Uzlaşma Kurumu

Uzlaşma, fail ile mağdurun bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmaya varması sürecidir. Ancak intihara yönlendirme suçu, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uzlaşma kapsamındaki suçlardan değildir. Dolayısıyla bu suçta uzlaştırma prosedürü uygulanmaz; taraflar arasında uzlaşma sağlansa bile kamu davası açılmasına veya yürütülmesine engel teşkil etmez.

Dava Zamanaşımı

Ceza hukukunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir sürenin geçmesine rağmen dava açılmaması veya açılmış davanın sonuçlandırılamaması durumunda ceza davasının düşmesini sağlayan bir kurumdur.

İntihara yönlendirme suçu açısından dava zamanaşımı süresi, suçun niteliğine göre değişiklik göstermektedir:

  • Suçun basit hali (TCK m.84/1) için 8 yıl,
  • Nitelikli hallerinde (örneğin ölümün gerçekleşmesi, aleniyet veya cebir-tehdit gibi durumlar) ise 15 yıl olarak belirlenmiştir.

Bu süreler içinde savcılığa ihbar veya şikayet dilekçesi verilmesi, kamu davasının açılmasına olanak tanır. Ancak zamanaşımı süresi geçtikten sonra fiil yargılama konusu yapılamaz.

Kamu Davasının Niteliği

İntihara yönlendirme suçu, toplumun genel güvenliğini tehdit eden ve kamu yararını doğrudan ilgilendiren bir suç tipi olduğu için kamu davası olarak yürütülür. Şikayetçi bulunmasa bile savcılık, resen hareket ederek soruşturmayı tamamlar ve yeterli delil bulunduğu takdirde iddianame düzenler.

İntihara Yönlendirme Suçunda Görevli Mahkeme

İntihara yönlendirme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 84. maddesinde düzenlenmiş olup, suçun ağırlığına ve niteliğine göre farklı mahkemelerin görev alanına girebilir. Yargılama süreci, suçun basit ya da nitelikli haline göre belirlenir.

Asliye Ceza Mahkemesi

Suçun temel şekli —yani başkasını intihara azmettirme, teşvik etme, intihar kararını kuvvetlendirme veya yardım etme fiillerinin— işlendiği durumlarda yargılama görevi asliye ceza mahkemesine aittir. Bu mahkemeler, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörülen suçlarda görevli olup, genellikle olayın ölümle sonuçlanmadığı hallerde devreye girer.

Asliye ceza mahkemesi, delilleri değerlendirir, tanıkları dinler ve eylemin intihara yönlendirme kapsamında olup olmadığını belirleyerek hüküm kurar. Bu aşamada, mağdurun intihar girişiminde bulunup bulunmadığı, failin eyleminin teşvik edici nitelikte olup olmadığı gibi hususlar dikkatle incelenir.

Ağır Ceza Mahkemesi

Suçun nitelikli hali söz konusu olduğunda, yani failin eylemi sonucunda mağdurun ölümü gerçekleşmişse veya fiil kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilirse, ağır ceza mahkemesi görevli hale gelir.

TCK m.84/4’te düzenlenen;

  • Cebir veya tehdit kullanarak mağduru intihara mecbur etme,
  • Fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş kişileri intihara sevk etme,
    hallerinde, eylem artık “intihara yönlendirme suçu” değil, kasten öldürme suçu olarak kabul edilir. Bu durumda, ağır ceza mahkemesi yargılama yapar ve ceza miktarı TCK m.81 ve devamı hükümlerine göre belirlenir.

Yargılama Sürecinde Dikkate Alınan Unsurlar

Mahkemeler, yargılama sürecinde failin mağdur üzerindeki psikolojik etkisini, eylemin aleniyet düzeyini, kullanılan ifadelerin yönlendiriciliğini ve olayın gerçekleşme koşullarını ayrıntılı biçimde değerlendirir. Özellikle intihara yönlendirme suçu ile kasten öldürme arasındaki sınır, mahkemenin hukuki değerlendirmesinde belirleyici rol oynar.

Bu kapsamda, failin fiiliyle mağdurun özgür iradesi arasındaki bağın kuvveti, cezanın niteliğini doğrudan etkileyen faktörlerden biridir. Mahkemeler, mağdurun kararını etkileyen dış unsurları titizlikle araştırır ve failin eyleminin yönlendirici, zorlayıcı veya destekleyici niteliğine göre hüküm kurar.

İntihara Yönlendirme (Sebebiyet Verme) Suçu Yargıtay Kararları

Bu bölüm, intihara yönlendirme suçu bakımından Yargıtay’ın ilke ve içtihatlarını, karar özetleri üzerinden sistematik biçimde sunar. Kararlarda kamu davasına katılma, azmettirme–teşvik ayrımı, kasten öldürme ile sınır, haksız tahrik, aleniyet ve yardım etme gibi temel kavramlar ayrıntılı biçimde tartışılmıştır.


İntihara Yönlendirme Suçunda Kamu Davasına Müdahil Olma

Özet: İntihara yönlendirme suçu ve “eziyet” suçlarından çocuk mağdur söz konusu olduğunda, 6284 sayılı Kanun’un 2/1-d ve 20/2. maddeleri gereğince Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı zarar gören konumundadır. Bu sıfat gereği CMK 233 ve 234 uyarınca kovuşturma evresinde davaya katılma ve diğer haklarını kullanabilmesi için Bakanlık duruşmadan haberdar edilmelidir.

İlke: Bakanlığın usulüne uygun şekilde bilgilendirilmemesi ve katılma haklarının kullandırılmaması, hükmün bozulma nedenidir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018/1963.


İntihara Azmettirme ve Yönlendirme Kavramlarının Ayrımı

Özet: İntihara yönlendirme suçu seçimlik hareketlidir; azmettirme, teşvik, kararın kuvvetlendirilmesi ve yardım etme aynı tipikliğin farklı görünümleridir.

İlke (A): Somut olay bir bütün hâlinde “intihar kararını kuvvetlendirme” niteliğinde ise “intihara azmettirme” olarak nitelendirilmesi yasaya aykırı olmakla birlikte sonuç doğurmayacak ölçüdeyse, gerekçedeki ibarenin düzeltilerek onanmasına karar verilebilir.
İlke (B): Salt anlatılanları dinlemek dışında icra hareketi bulunmayan sanıklar yönünden, intihara yönlendirme suçu unsurları oluşmaz; beraat gerekir.

Kararlar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018/547 (beraat), aynı ilke kapsamındaki düzeltmeli onama yaklaşımı.


Kasten Öldürme Suçu ile İntihara Yönlendirme Suçu Arasındaki Fark

Özet: Mağdurun kendi serbest iradesi yerine fiili/psikolojik baskı ve zorlamayla intihar ortamına sürüklenmesi hâlinde sınır kasten öldürme lehine aşılır.

İlke: “İntihar etmezsen seni öldürürüz” biçimindeki cebri baskıyla hazırlanan ortamda ölüm gerçekleşseydi kasten öldürme, ölüm failden bağımsız nedenle gerçekleşmeseydi öldürmeye teşebbüs, netice bizzat sanık tarafından engellenmişse TCK 36 uyarınca “kasten yaralama” değerlendirmesi yapılmalıdır. İntihara yönlendirme suçu olarak nitelendirme hukuka aykırıdır.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2014/1248 (bozma).


Birlikte İntihar Etme Teklifi (Teklif Edenin Sorumluluğu)

Özet: Sanığın birlikte intihar teklif ettiği, mağdureden ilaç teminini istediği ve birlikte içtikleri olayda, intihara yönlendirme suçu oluşur.

İlke: Teklif ve araç temini yönlendirici niteliktedir; beraat kararı bozma nedenidir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2013/7481 (bozma).


İntihar Kararının Özgür İrade ile Verilmesi

Özet: Tarafların karşılıklı olarak önce kendi intihar iradelerini ortaya koydukları, sanığın diğerinin intiharına yönelik söz veya hareketinin olmadığı olayda intihara yönlendirme suçu oluşmaz.

İlke: Sanığın kararı yalnızca kendi intiharına ilişkinse ve maktulün intiharına yöneltici fiil/söz yoksa beraat gerekir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2013/3121 (bozma).


İntihara Yönlendirme (Sebebiyet Verme) Suçunda Haksız Tahrik

Özet: İntihara yönlendirme suçu sabit olduğunda dahi, haksız tahrik (TCK 29) koşulları mevcutsa alt-üst sınır arasında uygun indirim yapılmalıdır.

İlke: Sadakat yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle sanığın hiddet ve şiddetli elem altında hareket ettiği kabul edilmiş; asgari oranda tahrik indirimi uygulanmaması bozma nedenidir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2017/2798 (bozma).


İntihar Kararını Kuvvetlendirme veya İntihara Yardım Etme (Mesaj İçeriğinin Değerlendirilmesi)

Özet: Yalnızca mesaj içerikleri, nitelik ve yoğunlukça mağdurun intihar kararını kuvvetlendirdiği düzeye ulaşmıyorsa intihara yönlendirme suçu oluşmaz.

İlke: Mesajların içerik/yoğunluğu yeterli düzeye erişmediğinde mahkûmiyet yerine beraat gerekir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2015/3135 (bozma).


İntihara Teşvik Suçu (Tehdit–Teşvik Ayrımı)

Özet: Somut olayda sanığın eylemleri TCK 106 kapsamındaki tehdit suçunu oluşturmakla birlikte, tehdit ve hakaret yönünden düşme/beraat kesinleştiğinden, intihara yönlendirme suçu unsurları oluşmadığı kabul edilmelidir.

İlke: İntihara teşvik ile tehdit ayrıştırılmalı; teşvik unsurları yoksa beraat verilmelidir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2014/6311 (bozma).


Babanın Sözleri Nedeniyle Kızının İntiharına Sebebiyet İddiası

Özet: Sanığın öfke anında “intihar etsin” minvalinde dolaylı mesaj ilettiği olayda, sözlerin aile içinde ciddiye alınmaması ve mağdurun sözleri önemsememesi dikkate alınarak intihara yönlendirme suçu kastı bulunmadığı kabul edilmelidir.

İlke: Kast yokluğu hâlinde beraat gerekir.
Karar: Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2013/6272 (bozma).


İki Kişinin Birlikte İntiharı, İntihara Yönlendirme ve Kasten Öldürme Arasındaki Sınır

Özet: İntihara yönlendirme suçu, azmettirme/teşvik/kararı kuvvetlendirme ve yardım etme seçimlik hareketlerinden oluşur; iştirak hükümlerindeki “şeriklik” türleriyle örtüşür. İntihar fiiline faillik (icrai ölüm hareketi) düzeyinde katılım varsa, nitelendirme kasten öldürme yönüne döner.

İlke ve Doktrin Özeti:

  • TCK 40 “bağlılık kuralı” uyarınca suça iştirak tipik ve hukuka aykırı fiile bağlıdır; intihar suç değildir. Bu nedenle intihara yönlendirme suçu ayrı tip olarak düzenlenmiştir (TCK 84).
  • Seçimlik hareketlerin üçü manevi (azmettirme, teşvik, kararın kuvvetlendirilmesi), biri çoğunlukla maddi niteliktedir (yardım etme: silah/zehir/ip verme, intihar mahalline götürme; manevi yardım: yol gösterme, çocuklara bakacağını söyleme vb.).
  • Başkasının icrai ölüm hareketini bizzat gerçekleştiren kişi, intihara yönlendirme suçu değil, kasten öldürme ile sorumlu tutulur.
  • “İkili ölüm/çifte intihar” hallerinde;
    • Sağ kalan kişinin sorumluluğu konusunda doktrinde farklı görüşler vardır (Tezcan/Erdem/Önok; Erem; Koca; Özen; M. Emre Tulay; Yaprak Öntan).
    • Esas ölçüt, sağ kalanın öleni intihara yönlendirme suçu kapsamındaki seçimlik hareketlerle yönlendirip yönlendirmediği veya ölüm neticesini bizzat icra edip etmediğidir.
    • Yönetim altında tutma veya ilk fikri ortaya atma gibi olgular, somut olayın nitelendirilmesinde dikkate alınır.

Araçla Nehre Sürme Olayı: Birlikte İntihar Kararı ve Neticeye İcra ile Sebebiyet

Özet: Birlikte intihar kararı alınsa dahi, sanık aracın sevk ve idaresiyle ölüm neticesini icrai davranışla bizzat gerçekleştirmişse, mağdurun rızası hukuken geçerli kabul edilemez.

İlke: Bu durumda eylem kasten öldürme olarak nitelendirilir; intihara yönlendirme suçu oluşmaz.
Karar: Ceza Genel Kurulu, 2016/1323 E., 2021/314 K.


İntihara Azmettirme veya Yardım Etme Suçunun Cezasına İlişkin İlkesel Çerçeve

Özet: İntihara yönlendirme suçu, iştirak kurallarıyla cezalandırılamayan intihar fiiline müdahaleleri bağımsız suç olarak yaptırıma bağlar (TCK 84). Azmettirme/teşvik/kararı kuvvetlendirme/yardım etme hareketlerinden yalnızca birinin gerçekleşmesi suçun oluşumu için yeterlidir; icrai ölüm hareketi ise kasten öldürme kapsamına girer.

İlke Seti (Tekrar ve Vurgu):

  • TCK 40 bağlılık kuralı gereği, intihar suç olmadığı için iştirak hükümleri uygulanamaz; bu nedenle intihara yönlendirme suçu özel olarak düzenlenmiştir.
  • Manevi (azmettirme, teşvik, kararın kuvvetlendirme) ve maddi (yardım etme) yardımlar seçimlik hareketlerdir.
  • İntihar fiili bizzat mağdur tarafından gerçekleştirilmelidir; aksi hâlde kasten öldürme söz konusu olur.
  • Örnek: İpi asılı kişiye sandalyeye tekme atılması, intihara yönlendirme suçu değil, kasten öldürme oluşturur.

Kaynak Gönderimleri: Koca-Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 7. Baskı, Seçkin, 2020, s. 155-165; Ceza Genel Kurulu 2019/455 E., 2022/319 K. (ilkesel çerçeve).

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu