Örgüte Silah Sağlama Suçu Nedir? (TCK 315)
Örgüte silah sağlama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 315. maddesinde düzenlenmiş olup, silahlı örgütlerin eylemlerinde kullanılmak amacıyla bu örgütlere silah üretmek, satın almak, ülkeye sokmak, nakletmek veya depolamak suretiyle silah temin edilmesi fiillerini kapsar. Bu suç, örgütlerin faaliyetlerini destekleyen ve onların saldırı gücünü artıran nitelikte olduğu için, devletin güvenliğine ve anayasal düzene yönelen ciddi bir tehdit olarak kabul edilir.
Suçun Tanımı ve Kapsamı
Örgüte silah sağlama suçu; bir silahlı örgütün eylemlerinde kullanılmak üzere silah veya benzeri tehlikeli maddeleri temin eden kişilerin cezalandırılmasını öngörür. Bu temin, yalnızca silah üretme veya satın alma fiiliyle sınırlı değildir; aynı zamanda silahların ülkeye sokulması, örgütsel faaliyet için taşınması veya depolanması da suçun kapsamına dâhildir.
Uygulamada, molotof kokteyli de silah olarak değerlendirildiğinden, örgütsel faaliyet kapsamında molotof kokteyli imal eden, nakleden veya depolayan kişiler de örgüte silah sağlama suçu işlemiş sayılmaktadır. Bu yönüyle suç, klasik anlamda silah kavramını genişleten bir yapıya sahiptir.
TCK 315 ve Terör Suçu Niteliği
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 315. maddesi, “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı bölümde yer alır. Bu konumlandırma, suça atfedilen önemin ve toplumsal tehlikeliliğin bir göstergesidir. Ayrıca, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, örgüte silah sağlama suçu bir terör suçu olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu suçtan yargılanan kişiler hakkında terör suçlarına özgü usuller ve ağırlaştırılmış hükümler uygulanır.
Suçun Amacı ve Toplumsal Tehlikesi
Bu suç tipiyle korunan temel değer, devletin güvenliği, kamu düzeni ve anayasal rejimin devamlılığıdır. Silahlı örgütlerin varlıklarını sürdürebilmeleri, büyük ölçüde silah ve mühimmat teminine bağlıdır. Bu nedenle, silah teminini engellemeye yönelik cezai yaptırımlar, örgütlerin güçlenmesini önlemek ve kamu güvenliğini sağlamak açısından büyük önem taşır.
Bir başka ifadeyle, örgüte silah sağlama suçu yalnızca fiilî bir yardım eylemi değil, aynı zamanda devlete karşı potansiyel bir tehdit oluşturma niteliği taşıdığı için, yasa koyucu tarafından ağır yaptırımlarla karşılanmıştır.
Sonuç
Özetle, örgüte silah sağlama suçu, silahlı örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak üzere silah veya benzeri tehlikeli maddeleri temin etmeyi, nakletmeyi ya da depolamayı içeren fiillerin tümünü kapsar. Bu suçun işlenmesi, yalnızca örgütün eylem kapasitesini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda devletin anayasal düzenine yönelmiş bir saldırı potansiyeli oluşturur. Bu nedenle, TCK 315. madde kapsamında düzenlenen suç, hem ağır cezai yaptırımlara bağlanmış hem de 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde terör suçu olarak değerlendirilmiştir.
Örgüte Silah Sağlama Suçunun Unsurları
Örgüte silah sağlama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 315. maddesinde özel olarak düzenlenmiş bir suç tipidir. Bu suç, genel anlamda örgüte yardım etme suçunun (TCK m.314/3 atfıyla m.220/7) özel bir görünüm şeklidir. Fail, örgüte silah temin ederek örgütün faaliyetlerine destek olur ve bu fiil, örgüte yardım etme suçundan daha ağır bir yaptırımla cezalandırılır.
Bu düzenleme ile yasa koyucu, örgütlerin silahlanmasına doğrudan katkı sağlayan kişileri, örgüt üyeleriyle eşdeğer ağırlıkta bir tehlike unsuru olarak görmüştür.
Örgüte Yardım Etme ile Farkı
Örgüte yardım etme suçu genel bir kavram olup, örgütün amaçlarına hizmet eden her türlü eylemi kapsar. Ancak örgüte silah sağlama suçu, yardım fiilinin niteliği bakımından özel ve ağır bir görünüm biçimidir. Dolayısıyla, bu özel norm kapsamında cezalandırılan fail, aynı zamanda örgüte yardım etme suçundan ayrıca cezalandırılamaz. Bu durum, “özel normun genel normu tüketmesi” ilkesinin bir yansımasıdır.
Failin Konumu: Örgüt Üyesi Olmama Şartı
Bu suçun faili, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmayan, yani örgüt üyesi olmayan kişidir. Çünkü örgüt üyesi olan bir kişinin örgüte silah temin etmesi, TCK 315 kapsamında değil, örgüt üyeliği suçu kapsamında değerlendirilir. Örgüt üyesi failin eylemi, olayın niteliğine göre ayrıca tehlikeli madde bulundurma, nakletme veya 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını oluşturabilir.
Dolayısıyla, örgüt dışındaki kişilerin örgüte bilerek silah sağlamaları halinde TCK 315 uyarınca cezalandırılmaları gerekir.
Suçun Maddi Unsurları
Örgüte silah sağlama suçunun maddi unsurunu oluşturan fiiller, kanunda seçimlik hareketler olarak düzenlenmiştir. Fail bu hareketlerden herhangi birini gerçekleştirdiğinde suç tamamlanır. Bu seçimlik hareketler şunlardır:
- Örgüt için silah üretmek,
- Örgüt adına silah satın almak,
- Silahı ülkeye sokmak,
- Örgüt faaliyetleri kapsamında silah nakletmek,
- Örgüt amaçları için silah depolamak.
Bu eylemlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesi, örgüte silah sağlama suçunun oluşması için yeterlidir. Her hareketin bağımsız biçimde suç teşkil ettiği kabul edilir.
Suçun Manevi Unsuru
Örgüte silah sağlama suçunun manevi unsuru, genel kasttır. Failin, sağladığı silahların örgütün faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek hareket etmesi gerekir. Failin, silahları hangi örgüte verdiğini veya örgütün tüm eylem planlarını bilmesi şart değildir; önemli olan, örgütsel amaçla kullanılacağını bilerek temin etmesidir. Bu bilgi ve irade, suçun manevi yönünü tamamlar.
Örgüte Silah Sağlama Suçunun Niteliği
Bu suç, devletin güvenliğini, anayasal düzeni ve kamu barışını koruma amacına hizmet eder. Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, TCK 315’teki düzenleme örgüte yardımın özel bir biçimi olarak kabul edilmiştir. Silah temini, örgütün terör kapasitesini artırdığı için doğrudan devletin varlığına karşı bir tehdit niteliği taşır.
Örgüte Silah Sağlama Suçunun Cezası (TCK 315)
Örgüte silah sağlama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 315. maddesinde ağır bir hapis cezası öngörülerek düzenlenmiştir. Suçun niteliği itibarıyla devletin güvenliğini, anayasal düzeni ve kamu barışını doğrudan hedef alması nedeniyle yaptırımı da oldukça ağırdır.
TCK 315’e Göre Temel Ceza
TCK m.315 hükmüne göre:
“Silahlı örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla, bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silah temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu hükme göre failin cezalandırılabilmesi için, fiilin örgütsel amaçla işlenmesi ve silahın örgüt faaliyetlerinde kullanılmak üzere temin edilmesi gerekir. Dolayısıyla suçun oluşması için fiilin maddi unsurlarının yanında örgütsel bilincin de varlığı zorunludur.
Suçun Ağırlık Derecesi ve Korunan Hukuksal Değer
Örgüte silah sağlama suçu, devletin varlığına ve anayasal düzene yönelmiş suçların en ağırlarından biridir. Bu nedenle, yasa koyucu bu suçu sadece örgüte yardımın bir çeşidi olarak değil, bağımsız ve ağırlaştırılmış bir suç olarak tanımlamıştır.
Bu düzenleme ile hedeflenen, terör örgütlerinin silahlanmasının engellenmesi ve kamu güvenliğinin korunmasıdır. Çünkü örgütlerin silah temin edebilmesi, onların fiilen saldırı kapasitesini artırır ve doğrudan toplum barışını tehdit eder.
Suçun Tamamlanma Anı
Örgüte silah sağlama suçu, seçimlik hareketlerden birinin tamamlanması anında oluşur. Silahın fiilen örgüt tarafından kullanılmasına gerek yoktur; yalnızca örgüt amaçlarına hizmet etmek üzere temin edilmesi, nakledilmesi veya depolanması suçun tamamlanması için yeterlidir. Bu yönüyle suç, tehlike suçu niteliğindedir.
Cezanın Takdiri
Hakim, suçun işleniş biçimi, kullanılan silahların niteliği ve miktarı, olayın meydana geldiği yer ve zaman gibi ölçütleri dikkate alarak cezanın alt sınırdan mı yoksa üst sınıra yakın mı belirleneceğine karar verir. Örneğin, silahların savaş silahı niteliğinde olması veya örgütün aktif çatışma döneminde bulunması halinde, cezanın üst sınıra yakın belirlenmesi gerekir.
Ayrıca, örgüte silah sağlama suçu terör suçu niteliğinde olduğundan, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca cezada artırıma gidilmesi mümkündür.
Yargılamada Yetkili Mahkeme
Örgüte silah sağlama suçu bakımından yargılama yapma görevi ağır ceza mahkemesine aittir. Suçun niteliği, cezai ağırlığı ve toplumsal tehlikesi dikkate alınarak bu yetki, genel mahkemeler yerine yüksek dereceli ceza mahkemelerine verilmiştir.
Silah Sağlama Suçu Şikayet Süresi ve Dava Zamanaşımı
Örgüte silah sağlama suçu, kamu düzenine ve devlet güvenliğine karşı işlenen suçlar arasında yer aldığı için şikayete tabi değildir. Bu nedenle, suçun soruşturulması için herhangi bir kişinin şikayetçi olmasına gerek yoktur. Savcılık, suçu öğrendiği anda resen soruşturma başlatmakla yükümlüdür.
Şikayet Süresi ve Şikayetten Vazgeçme
Bu suç türünde şikayet süresi bulunmaz. Suçtan zarar gören bir kişi olsa bile, şikayet veya şikayetten vazgeçme, soruşturma veya kovuşturmanın akıbetini etkilemez. Başka bir ifadeyle, bir kimsenin şikayetten vazgeçmesi durumunda ceza davası düşmez; çünkü örgüte silah sağlama suçu, bireysel menfaatleri değil, kamu güvenliğini ihlal eder.
Cumhuriyet savcılığı, suçun işlendiğine dair ihbar, duyum veya herhangi bir delil elde ettiğinde, her zaman soruşturma başlatabilir. Bu nedenle suç, öğrenildiği andan itibaren kamu makamları tarafından resen takip edilir.
Dava Zamanaşımı Süresi
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir süre içinde kamu davası açılmaması veya açılmış davanın bu süre içinde sonuçlandırılamaması halinde davanın düşmesi sonucunu doğuran bir ceza hukuku kurumudur.
Örgüte silah sağlama suçu, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası gerektirdiği için, Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümlerine göre bu suçta dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
Bu süre, suçun işlendiği tarihten itibaren başlar. Ancak suçun devam eden bir fiil niteliğinde olması halinde (örneğin silahların sürekli depolanması veya örgüt adına taşınmasının sürmesi gibi durumlarda), zamanaşımı süresi fiilin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Kamu Davasının Açılması
Savcılık, suçun işlendiğine dair yeterli şüphe elde ettiğinde kamu davası açar. Bu davada, örgüte silah sağlama suçunun unsurlarının ispatı, delillerin niteliği ve örgüt bağlantısının somut şekilde ortaya konulması gerekir. Kamu davası, genellikle ağır ceza mahkemesinde görülür ve bu mahkemeler tarafından hükme bağlanır.
Silah Sağlama Suçunda Görevli Mahkeme
Örgüte silah sağlama suçu, niteliği itibarıyla ağır bir ceza yaptırımı gerektiren ve devletin güvenliğini ilgilendiren suçlardan biridir. Bu nedenle, söz konusu suçlara ilişkin yargılama görevi ağır ceza mahkemelerine aittir.
Yargılama Yetkisi
Ağır ceza mahkemeleri, Türk ceza yargı sistemi içinde en yüksek dereceli ceza mahkemeleridir. Örgüte silah sağlama suçu bakımından bu mahkemelerin görevli olmasının nedeni, hem suçun kamu güvenliği üzerindeki etkisinin hem de cezanın alt ve üst sınırının yüksek oluşudur.
Bu suçlarda yargılama, genellikle özel yetkili ağır ceza mahkemeleri tarafından yürütülür. Terör suçları kapsamına giren dosyalarda, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca terör suçlarına bakmakla görevli mahkemeler yetkilidir.
Yargılama Usulü
Örgüte silah sağlama suçuna ilişkin davalar, genel ceza yargılaması kurallarına göre yürütülse de, suçun terör suçu niteliği taşıması sebebiyle bazı özel usuller uygulanır.
Bu kapsamda:
- Soruşturma ve kovuşturma evresinde gizlilik kararı verilebilir,
- Tanık koruma tedbirleri uygulanabilir,
- Dosyada gizli tanık beyanlarına dayanılabilir,
- Gerekli hallerde tutukluluk süresi genel suçlara göre daha uzun olabilir.
Ayrıca, suçun niteliği gereği delillerin büyük kısmı istihbarat, iletişim tespiti ve teknik takip yöntemleriyle elde edilir.
Hüküm Kurma Aşaması
Ağır ceza mahkemesi, örgüte silah sağlama suçu bakımından silahın türü, miktarı, temin biçimi ve örgütle bağlantı derecesini dikkate alarak hüküm kurar. Eğer sanığın eylemi, örgüte yardım etme suçunu da kapsıyorsa, özel norm – genel norm ilişkisi gereğince sadece TCK 315 kapsamında ceza verilir.
Bu aşamada mahkeme, failin örgüt üyesi olup olmadığını da değerlendirir. Sanığın örgüt üyesi olduğunun tespiti halinde, 315. madde yerine TCK 314. madde (örgüt üyeliği) veya ilgili diğer maddeler uygulanır.
Silah Sağlama Suçu Yargıtay Kararları
Örgüte silah sağlama suçu, uygulamada birçok farklı eylem biçimiyle ortaya çıkmakta ve Yargıtay içtihatlarında kapsamlı şekilde değerlendirilmektedir. Aşağıda, bu suça ilişkin önemli kararlar özetlenmiş ve mahkemelerin suça yaklaşımı açıklanmıştır.
Patlayıcı Madde Muhafaza Etme – Örgüte Silah Sağlama Suçu
Sanığın evinde yapılan aramada, örgütsel amaçla muhafaza edilmek üzere teslim edilmiş iki adet el yapımı patlayıcı madde, akü, kablo, pense ve dürbün bulunmuştur. Yargıtay’a göre, bu tür eylemler, örgüte silah sağlama suçu kapsamında değerlendirilmelidir.
Karar: Sanığın eylemi, TCK 315’te tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturduğu halde suç vasfında yanılgıya düşülerek yanlış hüküm kurulması bozma nedenidir.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2018/284)
Molotof Kokteyli Nakletme – Silah Sağlama Suçu Sayılır
Yargıtay, örgüt adına taşınan molotof kokteylini de silah olarak değerlendirmektedir. Silahlı örgüt üyesi olduğu ispatlanamayan bir kişinin, örgüt amaçlı 64 adet molotof kokteylini taşıması, örgüte silah sağlama suçu olarak kabul edilmiştir.
Karar: Sanığın eylemi, TCK 315’teki örgüte silah sağlama suçunu oluşturur.
(Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2014/6069)
Benzer şekilde, 34 adet molotof kokteyli nakleden sanıklar hakkında da aynı yönde karar verilmiş ve bu eylemin TCK 315 kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
(Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2014/4262)
Örgüt Üyesi, Aynı Fiilden Dolayı Ayrı Cezalandırılamaz
Yargıtay’a göre, örgüt üyesi olan kişi, aynı zamanda örgüte silah sağlama suçundan sorumlu tutulamaz. Çünkü 315. madde, örgüt dışı kişilerin özel bir yardım biçimini düzenlemektedir.
Karar: Sanığın örgüt üyesi olduğunun tespiti halinde TCK 315 değil, TCK 314/2 ve ilgili diğer maddeler uygulanmalıdır.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2018/125)
Bireysel Molotof Kokteyli Bulundurma – Silah Sağlama Suçu Değildir
Yargıtay, örgütsel bağ olmaksızın bireysel olarak molotof kokteyli bulundurmayı örgüte silah sağlama suçu kapsamında değerlendirmemektedir.
Karar: Bireysel olarak bulundurulan molotof kokteylleri, örgütle irtibat bulunmadığı sürece TCK 315 kapsamında değil; TCK 174/1 ve 314/2 maddeleri kapsamında cezalandırılır.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/3702)
6136 Sayılı Kanun ile TCK 315 Arasındaki İlişki
Eylem hem 6136 sayılı Kanuna muhalefet hem de TCK 315’teki örgüte silah sağlama suçu kapsamına girebilir. Ancak, Yargıtay’a göre özel norm olan TCK 315 hükmü uygulanmalıdır.
Karar: Silahların örgüte ulaştırılması eylemi, 6136 sayılı Kanun’un öngördüğü suçu da kapsadığından özel norm niteliğindeki TCK 315 uygulanmalıdır.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2017/4854)
TCK 174 ile TCK 315 Arasındaki Fark
Patlayıcı madde bulundurma (TCK 174) ile örgüte silah sağlama suçu (TCK 315) arasındaki temel fark, failin örgütle bağlantısı ve kast unsurundadır.
Karar: Failin, örgütün amacını bilerek örgüte ait patlayıcı maddeleri saklaması, TCK 315 kapsamında suç teşkil eder.
(Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2009/39)
Örgüt İlişkisinin İspatı Zorunludur
Sanığın üzerinde veya aracında bulunan silahların örgüt adına taşındığı kesin olarak ispatlanmadıkça, örgüte silah sağlama suçu oluşmaz.
Karar: Sanığın eyleminin örgütsel bağ ile gerçekleştiğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, mahkûmiyet kararı hukuka aykırıdır.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/4851)
Cezanın Belirlenmesinde İndirim ve Artırım Usulü
Yargıtay’a göre, önce TCK 315 kapsamında temel ceza belirlenmeli, ardından etkin pişmanlık (TCK 221/4) indirimi uygulanmalı ve son olarak 3713 sayılı TMK m.5 gereğince artırım yapılmalıdır.
Karar: Uygulama sırasına riayet edilmeden yapılan değerlendirme, usul hatası oluşturur; ancak sonuç ceza değişmediyse bozma nedeni yapılmaz.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2015/1874)
Sonuç
Yargıtay uygulamalarına göre örgüte silah sağlama suçu, örgütlerin silahlı kapasitesini artırmaya yönelik her türlü fiili kapsar. Silah, mühimmat, patlayıcı veya molotof kokteyli gibi tehlikeli maddelerin örgütsel amaçla temini, taşınması veya depolanması bu suçun konusuna girer. Ancak failin örgüt üyesi olmaması ve eylemin örgütsel amaçla işlendiğinin somut delillerle ispatlanması zorunludur.
Silah Sağlama Suçunda İnfaz ve Mükerrirlere Özgü Rejim
Örgüte silah sağlama suçu, niteliği gereği ağır bir hapis cezasını gerektiren ve kamu güvenliğine yönelmiş bir suçtur. Bu nedenle cezanın infazında da özel hükümler uygulanabilir. Ancak Yargıtay içtihatlarına göre, bu suçun infazı sırasında mükerrirlere özgü infaz rejimi her durumda uygulanmaz.
Mükerrirlere Özgü İnfaz Rejiminin Uygulanması
Mükerrirlere özgü infaz rejimi, cezası kesinleşen hükümlünün daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetinin bulunması halinde, cezasının daha ağır koşullarda infaz edilmesini sağlayan bir sistemdir. Ancak Yargıtay, örgüte silah sağlama suçunu doğrudan örgüt üyeliği ile karıştırmamak gerektiğini vurgulamıştır.
Karar: TCK’nın 315. maddesi kapsamında işlenen örgüte silah sağlama suçu, örgüte yardımın özel bir şekli olup, doğrudan örgüt üyeliği suçu değildir. Bu nedenle yalnızca örgüt mensuplarına uygulanabilen TCK 58/9 hükmü burada geçerli değildir.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2018/295)
Yargıtay, bu kararında, sanıkların cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. ve 108. maddeleri uyarınca infaz edilmesi gerektiğini, ancak mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanamayacağını belirtmiştir.
İnfazda Uygulanacak Genel Esaslar
Örgüte silah sağlama suçundan hüküm giyen sanıklar hakkında infaz aşamasında uygulanacak temel ilkeler şunlardır:
- Koşullu salıverilme süresi, suçun terör suçu kapsamında olması nedeniyle genel suçlara göre daha uzun olabilir.
- İnfaz rejimi, 5275 sayılı Kanun’un genel hükümlerine tabidir.
- Mükerrirlik hükümleri, yalnızca örgüt üyeliği veya benzeri özel suçlarda uygulanabilir; örgüte silah sağlama suçu bu kapsama girmez.
Bu durum, failin örgüt üyesi olmadan sadece örgüte silah sağlama fiilini işlemiş olmasından kaynaklanır. Fail, örgüt yapısına dahil olmadan örgütün silahlanmasına katkı sağladığı için bağımsız bir suç işlemiştir; ancak bu, örgüt mensuplarına özgü infaz kurallarını gerektirmez.
Cezanın Düzeltilmesi
Yargıtay, örgüte silah sağlama suçu nedeniyle verilen cezalarda mükerrirlik hükmünün yanlışlıkla uygulanması halinde, yeniden yargılama yapılmasına gerek kalmadan CMUK m.322 uyarınca hükmün ilgili kısmının çıkarılması yoluyla düzeltme yapılabileceğini kabul etmektedir. Bu durumda cezanın kalan bölümü hukuka uygun sayılır.
Karar Özeti: TCK 58/9’un uygulanamayacağı anlaşıldığından, bu hüküm ceza kararından çıkarılarak geri kalan kısmın onanmasına karar verilmiştir.
(Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2018/295)
Bireysel Molotof Kokteyli Bulundurma ve Örgüt İlişkisi
Örgüte silah sağlama suçu, yalnızca örgütsel amaçla gerçekleştirilen eylemleri kapsar. Bu nedenle bireysel olarak yapılan, örgütle doğrudan bağlantısı bulunmayan silah veya patlayıcı madde bulundurma fiilleri bu suçu oluşturmaz. Yargıtay içtihatlarında, bireysel eylemlerle örgütsel faaliyetlerin kesin olarak birbirinden ayrılması gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
Örgütsel Amaç Aranmaksızın Molotof Bulundurmak
Bir kişinin kendi inisiyatifiyle, herhangi bir örgütsel talimat veya bağlantı olmadan molotof kokteyli imal etmesi veya bulundurması, örgüte silah sağlama suçu kapsamında değerlendirilemez. Bu gibi durumlarda failin fiili, örgüt üyeliğiyle irtibat kurulamadığı için TCK 174 (tehlikeli madde bulundurma) veya TCK 314/2 (silahlı örgüt üyeliği) kapsamında değerlendirilir.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/3702 sayılı kararında, gece saatlerinde yapılan bir aramada sanıkların poşet içerisinde beş adet molotof kokteyli ve dört adet ameliyat eldiveniyle yakalanması olayında, örgütsel bağın tespit edilememesi nedeniyle eylemin örgüte silah sağlama suçu olarak değil, tehlikeli madde bulundurma suçu olarak kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Örgütsel Amaçla Molotof Bulundurmanın Değerlendirilmesi
Buna karşılık, failin eylemi örgütle doğrudan veya dolaylı biçimde ilişkili ise, yani örgüt adına veya örgüt çağrısıyla silah veya patlayıcı madde bulundurduğu tespit edilirse, artık bu durum örgüte silah sağlama suçu olarak nitelendirilir. Failin kastı, örgütün faaliyetlerine hizmet etme bilinciyle hareket etmesidir.
Yargıtay uygulamasına göre, örgütsel bağın tespitinde şu ölçütler dikkate alınır:
- Failin örgüt üyeleriyle teması veya emir alıp almadığı,
- Olay tarihinde örgütün çağrılarının veya eylemlerinin olup olmadığı,
- Bulundurulan malzemenin niteliği ve miktarı,
- Failin geçmişi, sosyal çevresi ve eylemin işlendiği yerin güvenlik durumu.
Bu kriterler birlikte değerlendirildiğinde, eylemin bireysel mi yoksa örgütsel mi olduğu sonucuna ulaşılır.
Somut Olay Değerlendirmesi
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2016/4725 sayılı kararında, sanığın üzerinde ele geçirilen patlayıcı maddelerin örgütsel amaçla mı yoksa bireysel kullanım amacıyla mı bulundurulduğu tartışılmıştır. Mahkeme, eylemin niteliği ve patlayıcının miktarı dikkate alınarak sanığın yalnızca TCK 174/1 kapsamında cezalandırılması gerektiğine hükmetmiştir. Ancak olayda örgüt çağrısı veya bağlantısı tespit edilseydi, suçun örgüte silah sağlama kapsamında değerlendirilmesi gerekecekti.
Hukuki Sonuç
Bu içtihatlar, örgüte silah sağlama suçu ile tehlikeli madde bulundurma suçu arasındaki farkın yalnızca fiilin niteliğine değil, failin kastına ve örgütsel bağa dayandığını göstermektedir. Yani her molotof kokteyli bulundurma eylemi bu suçu oluşturmaz; ancak örgütle bağlantılı bir şekilde gerçekleştiğinde TCK 315 kapsamına girer.
TCK 315 ile 6136 Sayılı Kanun Arasındaki İlişki
Örgüte silah sağlama suçu (TCK 315) ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’da düzenlenen suçlar, kimi zaman aynı fiil kapsamında kesişebilir. Özellikle örgüt adına silah veya mühimmat taşınması, hem 6136 sayılı Kanun’un 13. maddesi hem de TCK 315 kapsamında suç teşkil edebilir. Ancak Yargıtay, bu iki düzenleme arasında “özel norm – genel norm” ilişkisi bulunduğunu kabul etmektedir.
Özel Norm – Genel Norm İlişkisi
Yargıtay’a göre, bir fiil hem 6136 sayılı Kanun’a hem de TCK 315’e temas ediyorsa, eylem örgütsel amaçla gerçekleştirilmişse TCK 315 (örgüte silah sağlama suçu) uygulanmalıdır. Çünkü bu madde, genel nitelikteki 6136 sayılı düzenlemeye göre özel norm niteliği taşır.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2017/4854 sayılı kararında şu değerlendirmeyi yapmıştır:
Sanığın aracında yapılan aramada, 11 uzun namlulu silah, bir roket başlığı, bir roket sevk fişeği ve çok sayıda mühimmat ele geçirilmiştir. Sanığın bu silahları, PKK silahlı terör örgütüne ait unsurlara ulaştırmak üzere taşıdığı tespit edilmiştir. Eylem hem 6136 sayılı Kanun m.13/2 hem de TCK m.315 kapsamına girmekteyse de, örgütsel amaç açıkça sabit olduğundan, özel norm niteliğinde olan TCK 315 uygulanmalıdır.
Bu karar, silah sağlama fiilinin örgütsel bağ içinde işlenmesi durumunda, TCK 315’in 6136 sayılı Kanun hükümlerini tükettiği anlamına gelir.
Cezanın Belirlenmesi ve Artırım
Yargıtay, TCK 315 kapsamında cezayı belirlerken, silahların niteliği, miktarı, tehlike derecesi ve olayın meydana geldiği yer gibi kriterlerin dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir.
Örneğin; ele geçirilen silahların savaş silahı niteliğinde olması, olayın örgütün aktif olduğu bölgede gerçekleşmesi veya örgütsel çatışma dönemine denk gelmesi halinde, ceza TCK 61. madde uyarınca üst sınıra yakın belirlenmelidir.
Buna ek olarak, eylemin terör suçu kapsamında olması nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1. maddesi gereğince cezada ayrıca artırım yapılır.
Hukuki Sonuç
Bu içtihatlar çerçevesinde, bir fiil hem 6136 sayılı Kanun’a hem de TCK 315’e temas ediyorsa, öncelikle fiilin örgütle ilişkisi araştırılır.
- Eğer örgütsel amaç yoksa, 6136 sayılı Kanun uygulanır.
- Örgütsel amaç varsa, özel norm niteliği nedeniyle sadece TCK 315 (örgüte silah sağlama suçu) hükmü uygulanır.
Bu ayrım, failin hem mükerrer cezalandırılmasını önler hem de suçun ağırlığına uygun bir yaptırım uygulanmasını sağlar.
TCK 174 ve TCK 315 Suçlarının Şartları Arasındaki Fark
Örgüte silah sağlama suçu (TCK 315) ile patlayıcı madde bulundurma suçu (TCK 174) uygulamada sıklıkla karıştırılmaktadır. Ancak bu iki suç arasında hem failin kastı hem de örgütle bağlantı bakımından temel farklar bulunmaktadır. Yargıtay kararlarında bu farklar açık biçimde ortaya konulmuştur.
Ortak ve Ayrışan Unsurlar
Her iki suç da tehlikeli maddelerin bulundurulması veya taşınmasıyla ilgilidir; ancak örgüte silah sağlama suçu, sadece bu fiillerin silahlı örgüt faaliyetlerinde kullanılmak üzere yapılması durumunda oluşur.
| Kriter | TCK 174 (Patlayıcı Madde Bulundurma) | TCK 315 (Örgüte Silah Sağlama) |
|---|---|---|
| Amaç Unsuru | Fail, patlayıcı maddeyi bireysel veya farklı bir amaçla bulundurabilir. | Fail, silah veya patlayıcıyı örgütün amaçları doğrultusunda temin eder. |
| Failin Niteliği | Herkes olabilir. | Örgüt üyesi olmayan, ancak örgüte yardım eden kişi olabilir. |
| Örgütsel Bağ | Aranmaz. | Mutlaka örgütsel bağ veya örgüt lehine hareket gerekir. |
| Kast Unsuru | Genel kast yeterlidir. | Örgütsel amaç kastı aranır. |
| Yaptırım | Daha hafif hapis cezası. | 10–15 yıl arası ağır hapis cezası. |
Bu farklar, aynı eylemin iki madde kapsamında ayrı ayrı değerlendirilmesini engeller. Örgüt bağlantısı tespit edilmişse TCK 315; bağlantı yoksa TCK 174 uygulanır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Görüşü
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2009/39 sayılı kararında, örgütle bağlantısı tespit edilen sanıkların evlerinde bulunan patlayıcı maddelerin TCK 315 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmedilmiştir.
Karar Özeti: Sanıkların evinin kömürlüğünde yasa dışı örgüte ait patlayıcı maddelerin bulunması, örgüt amacının bilindiğinin açık göstergesidir. Bu nedenle eylem, örgüte yardımın özel bir biçimi olan TCK 315 kapsamındadır. Yerel mahkemenin TCK 174 uygulaması yerinde değildir.
Bu karar, patlayıcı madde bulundurma fiilinin örgüt amacıyla işlendiği hallerde örgüte silah sağlama suçu olarak kabul edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
Hukuki Değerlendirme
TCK 174 ve TCK 315 arasındaki farkın temel belirleyicisi, failin örgütle ilişkisi ve amaç unsurudur. Eğer fail, patlayıcı veya silahı örgütün amaçlarına hizmet etmek üzere bilerek temin etmişse, artık genel nitelikli patlayıcı madde bulundurma suçu değil, özel nitelikli örgüte silah sağlama suçu oluşur.
Ayrıca, Yargıtay bu tür durumlarda 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinin de uygulanabileceğini belirtmiştir. Bu hüküm, cezanın artırılmasını sağlar.
Sonuç
TCK 174 ve TCK 315 arasındaki ilişki, genel ve özel norm ilişkisi şeklindedir. Failin eylemi örgütsel bağ taşımıyorsa TCK 174; örgütsel amaçla yapılmışsa TCK 315 uygulanır. Böylece hem çifte cezalandırmanın önüne geçilir hem de suçun toplumsal tehlikesiyle orantılı bir yaptırım sağlanır.
Silah Sağlama Suçunda Örgüt İlişkisi İspatlanmalıdır
Örgüte silah sağlama suçu, yalnızca örgütsel amaçla işlenebilen bir suçtur. Bu nedenle failin cezalandırılabilmesi için, eylem ile silahlı örgüt arasında açık, somut ve kesin bir bağlantı bulunması gerekir. Örgütle ilişkinin ispatlanamadığı hallerde, suçun unsurları oluşmaz ve sanığın beraatine karar verilmelidir.
Örgütsel Bağın Kanıtlanması
Yargıtay uygulamalarına göre, örgütsel bağın varlığı yalnızca soyut kanaatlerle değil, delillerle desteklenen somut bulgularla ortaya konulmalıdır. Bu bağın tespiti için aşağıdaki unsurlar birlikte değerlendirilir:
- Failin örgüt üyeleriyle doğrudan veya dolaylı teması,
- Eylemin örgüt çağrısı veya planı çerçevesinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği,
- Silah veya patlayıcının niteliği ve miktarı,
- Failin beyanları ve iletişim kayıtları,
- Eylemin işlendiği yer ve zamanın, örgütsel faaliyetlerle örtüşüp örtüşmediği.
Bu unsurlardan hiçbiri tek başına yeterli değildir; ancak birlikte değerlendirildiğinde örgütsel amacın varlığına kanaat getirilirse, örgüte silah sağlama suçu oluşur.
Yargıtay’ın Delil Değerlendirmesi
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2016/4851 sayılı kararında, sanığın elinde siyah bir poşet içinde 1800 adet torpil taşıdığı olayda, örgütle somut bağlantı kurulamadığı için sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Karar Özeti: Ele geçen malzemelerin alınıp satılmasının suç teşkil etmemesi ve sanığın örgüt adına hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle, sanığın beraatine karar verilmelidir.
Bu karar, örgüte silah sağlama suçunun oluşması için örgütsel kastın ve bağlantının somut biçimde ispatlanması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.
Suçun İspatında Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi
Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesi, bu suç bakımından da geçerlidir. Örgütle irtibatın net biçimde ortaya konulamaması, sanığın cezalandırılması için yeterli değildir.
Yargıtay kararlarında, örgüt bağlantısının yalnızca ihbar veya genel güvenlik raporlarına dayandırılmasının yetersiz olduğu; failin eylemini gerçekten örgüt adına, örgütün amaçlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiğinin kanıtlanması gerektiği vurgulanmıştır.
Hukuki Sonuç
Sonuç olarak, örgüte silah sağlama suçu, yalnızca örgütle doğrudan bağlantılı olarak ve örgütsel amaç doğrultusunda işlenmiş fiiller bakımından oluşur. Bu bağlantı kesin biçimde ortaya konulmadıkça mahkûmiyet kararı verilemez.
Sanığın örgütle hiçbir temasının bulunmaması, eylemin bireysel bir amaçla gerçekleştirilmiş olması veya delillerin şüpheli nitelik taşıması halinde, beraat verilmesi gerekir. Bu yaklaşım, hem masumiyet karinesinin hem de adil yargılanma hakkının bir gereğidir.
Silah Sağlama Suçunda İndirim ve Artırım Usulü
Örgüte silah sağlama suçu, ağır cezai yaptırımı olan bir suç tipidir. Ancak bazı özel durumlarda, failin davranışına veya işbirliği düzeyine göre cezada indirim veya artırım uygulanabilir. Bu uygulamalar, hem TCK hem de 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu (TMK) hükümleri çerçevesinde yapılır.
Cezanın Belirlenme Sırası
Yargıtay içtihatlarına göre, örgüte silah sağlama suçu için ceza belirlenirken belirli bir sıra izlenmelidir. Bu sıraya uyulmaması, sonucu değiştirmese bile usul hatası sayılır.
- Öncelikle, TCK’nın 315. maddesi uyarınca temel ceza belirlenir.
- Daha sonra, sanığın pişmanlık göstermesi veya yetkililere yardımcı olması hâlinde, TCK 221/4 uyarınca etkin pişmanlık indirimi uygulanır.
- Son aşamada, suçun terör suçu niteliği taşıması nedeniyle 3713 sayılı TMK’nın 5. maddesi gereğince ceza artırımı yapılır.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2015/1874 sayılı kararında, mahkemenin önce TMK artırımını yapıp ardından etkin pişmanlık indirimi uygulamasını usul hatası olarak değerlendirmiş, ancak sonuç ceza değişmediği için bozma nedeni saymamıştır.
İndirim Sebepleri
Cezada indirim yapılabilen başlıca haller şunlardır:
- Etkin pişmanlık (TCK 221): Fail, örgüte silah sağlama fiilinden sonra gönüllü olarak teslim olur, silahların yerini gösterir veya örgüt faaliyetleri hakkında yetkililere bilgi verirse cezada indirim yapılabilir.
- Takdiri indirim nedenleri (TCK 62): Failin sabıkasız olması, suçun işlenmesindeki kişisel saiklerin hafifliği veya mahkemede gösterdiği pişmanlık gibi nedenlerle hâkim, cezayı alt sınırdan belirleyebilir.
Ancak, örgüte silah sağlama suçunun devletin güvenliğine karşı işlenen bir suç olması nedeniyle, mahkemelerin takdiri indirime oldukça sınırlı şekilde başvurduğu görülmektedir.
Artırım Sebepleri
Cezada artırım yapılabilen durumlar ise şu şekildedir:
- Silahların niteliği: Ele geçirilen silahların ağır, uzun namlulu, roketatar veya patlayıcı madde gibi yüksek tahribat gücüne sahip olması hâlinde, ceza TCK 61. madde gereğince üst sınıra yakın belirlenir.
- Suçun işlendiği yer ve zaman: Örgütün yoğun faaliyet gösterdiği bölgelerde veya olağanüstü dönemlerde suç işlenmişse, toplum güvenliği üzerindeki tehlikenin artması nedeniyle cezada artırım yapılır.
- 3713 sayılı TMK m.5: Terör suçlarında cezalar yarı oranında artırılır. Bu hüküm, örgüte silah sağlama suçuna da doğrudan uygulanır.
Yargıtay’ın Değerlendirmesi
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/1874 sayılı kararında şu ilkelere yer verilmiştir:
- Önce TCK 315’e göre temel ceza belirlenmeli,
- Ardından etkin pişmanlık indirimi uygulanmalı,
- Son olarak TMK m.5 uyarınca artırım yapılmalıdır.
Bu sıraya uyulmaması, sonuç ceza değişmese dahi usule aykırıdır.
Bu karar, cezanın belirlenmesinde maddeler arası hiyerarşinin önemini vurgulamıştır.
Hukuki Sonuç
Sonuç olarak, örgüte silah sağlama suçu bakımından ceza miktarı, failin eylemin niteliğine, örgütsel bağlantının düzeyine ve silahların tehlike derecesine göre belirlenir. Ceza belirlenirken önce temel ceza tayin edilir, ardından indirime veya artırıma gidilir. Etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması hâlinde, failin örgütle bağının kopması sağlanarak cezanın toplumsal yarara dönüşmesi hedeflenmiştir.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün