Bilgi BankasıCeza Hukuku

Hukuka Aykırı Delil Nedir?

Ceza yargılamasında hukuka aykırı delil, hukukun genel ilkelerine, pozitif hukuk kurallarına ve evrensel insan hakları belgelerine aykırı yöntemlerle elde edilen her türlü ispat aracını ifade eder. Hukuka aykırı delil yargılamada uyuşmazlığın çözümünde kullanılamaz ve hükme dayanak yapılamaz.

İçindekiler

Kısa Özet

Bu bölüm, hukuka aykırı delilin kavramsal çerçevesini tanımlar ve böyle bir delilin ceza yargılamasında ispat vasıtası olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını açıklar. Anlam, kapsam ve kullanım yasağı vurgulanır.


Ceza Muhakemesinde Delil Serbestisi, Vicdani Delil Sistemi ve Sınırları

Ceza muhakemesinde amaç maddi gerçeğe ulaşmaktır; bu nedenle delil serbestisi ve vicdani delil sistemi kabul edilmiştir. Mahkeme, tarafların ileri sürmediği hususları dahi araştırabilir; ancak hukuka aykırı delil kullanılarak gerçeğe ulaşılması kabul edilemez.

Kısa Özet

Maddi gerçeği bulma yükümlülüğü, delillerin serbestçe değerlendirilmesini gerektirir. Bununla birlikte hukuka aykırı delil aracılığıyla sonuca gitmek, hukukun çizdiği sınırları ihlal eder.

hukuka aykırı delil

Mahkemenin Araştırma Yükümlülüğü

Mahkeme, şüpheli veya sanığın ikrarı dahil, taraf beyanlarıyla bağlı olmaksızın olayın aslını araştırır. Hukuka aykırı delil dışındaki tüm uygun deliller dikkate alınabilir.

Sınırın Hukukla Çizilmesi

Maddi gerçeğe ulaşma gayesi sınırsız değildir; deliller hukuka uygun şekilde elde edilip sunulmalıdır. Hukuka aykırı delil aracılığıyla yapılan araştırma meşru kabul edilmez.


Anayasal ve Kanuni Çerçeve: Anayasa m.38/6 – CMK m.217/2 ve 206

Anayasa m.38/6 “kanuna aykırı elde edilmiş bulguların delil sayılamayacağını” düzenler. CMK m.217/2, suçun ancak hukuka uygun elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceğini, CMK m.206/2-a ise hukuka aykırı delilin duruşmada ortaya konulmasının reddedileceğini belirtir.

Kısa Özet

Anayasa ve CMK, hukuka aykırı delilin yargılamada tartışılmasını yasaklar. Bu tür deliller dosyadan ayrılmalı ve saklanmakla birlikte hükme esas alınmamalıdır.

Duruşmada Tartışma Yasağı ve Ayrı Muhafaza

Hukuka aykırı delil duruşmada okunamaz, tartışılamaz; dosyadan tefrik edilip ayrı yerde muhafaza edilir.


Delil Yasakları: Elde Etme ve Değerlendirme Boyutu

Delil yasakları, hukuka aykırı delilin hem elde edilmesini hem de değerlendirilmesini kapsar. Bu ikili yapı, usul güvenceleri ile adil yargılanma hakkını korur.

Kısa Özet

Delil yasaklarının birinci boyutu hukuka aykırı delil elde etme yasağı, ikinci boyutu ise hukuka aykırı delilleri değerlendirme yasağıdır. Her iki boyut birlikte işletilir.

Hukuka Aykırı Delil Elde Etme Yasağı

Yasa ile açıkça yasaklanmış yöntemlerle veya usule aykırı biçimde elde edilen bulgular hukuka aykırı delil sayılır. Bu düzenlemelerin muhatabı yalnız hâkim değil; savcı ve kolluktur.

Soruşturma Makamlarının Yükümlülüğü

Delillerin büyük kısmı soruşturmada toplandığından, savcı ve kolluk CMK ve ilgili yönetmelik hükümlerine uymakla yükümlüdür. Hukuka aykırı delil niteliği doğuran usul ihlalleri, delilin hükme elverişliliğini ortadan kaldırır.

Arama ve Sorgu Usulü Örnekleri

  • Arama işlemleri CMK m.116 ve devamında düzenlenir; kurallara aykırı aramada elde edilen bulgular hukuka aykırı delildir.
  • Sorgu ve ifade alma CMK m.147, tanık dinleme CMK m.43 ve devamı hükümlerine tabidir; usule aykırılık delili sakatlar.

Hukuka Aykırı Delilleri Değerlendirme Yasağı

Delilin olayı temsil etmesi, akla ve maddi gerçeğe uygunluğu yanında hukuka uygunluğu da şarttır. Hukuka aykırı delil değerlendirmeye tabi tutulamaz ve hükme esas alınamaz.

Yasağın Amaçları

  • Hukuki güvenlik ve güvence: Bireylerin temel haklarının korunması.
  • Kolluğun disipline edilmesi: Keyfiliğin önlenmesi için hukuka aykırı delile itibar edilmemesi.

İspat Külfeti

Delillerin hukuka uygun elde edildiğini gösterme yükümlülüğü, delil toplama yetkisini kullanan makamlara aittir. Bu ispat sağlanamıyorsa söz konusu bulgular hukuka aykırı delil kabul edilir.


Doğrudan Yasal Yasaklar ve Usule Aykırılıklar

Bazı hâllerde kanun, belirli hukuka aykırı delil türlerini doğrudan değerlendirme dışı bırakır (örn. CMK m.148). Açık yasak bulunmasa dahi usul kurallarına aykırı elde edilen bulgular da hukuka aykırı delildir.

Kısa Özet

İşkence, kötü muamele veya yasak yöntemlerle alınan ifadeler rıza olsa dahi delil sayılamaz. Arama ve el koymada CMK ve Anayasa hükümlerine aykırılık, elde edilen bulguları hukuka aykırı delil yapar.

CMK m.148 ve Yasak Yöntemler

Yasak yöntemlerle alınan beyanlar, içeriği ne olursa olsun hukuka aykırı delil niteliğindedir ve hükme esas alınamaz.

Arama Usulüne İlişkin Aykırılıklar

Makul şüphe olmaksızın (CMK m.116), yargıç kararı ya da gecikmesinde sakınca hâli olmadan (CMK m.119), ya da gece vakti şartları gerçekleşmeden (CMK m.118) yapılan aramalarda elde edilenler hukuka aykırı delildir.


Yargıtay Uygulaması: Mutlak ve Nispi Yaklaşımlar

Yargıtay kararları, kimi dosyalarda hukuka aykırı delile mutlak yasak, kimi dosyalarda ise nispi değerlendirme yaklaşımı benimsemiştir.

Kısa Özet

Bazı kararlar arama gibi usule aykırılıkları hukuka aykırı delil sayıp mahkûmiyeti bozarken; bazı kararlar şekle aykırılığın “sonuca etkili olmaması” hâlinde bozma sebebi görmemiştir.

Hukuka Aykırı Arama ve Bozma Kararları

Hakim kararı olmadan veya gecikmesinde sakınca gösterilmeden yapılan aramalar sonucu elde edilen bulgular hukuka aykırı delil sayılmış; bu delile dayalı mahkûmiyet bozma nedeni yapılmıştır.

“Nispi Değerlendirme” Örnekleri

Tanıkların ayrı dinlenmemesi gibi şekli aykırılıklarda “sonuca etkisizlik” gerekçesiyle bozma yapılmadığı örnekler mevcuttur. Benzer şekilde CMK m.119/4’e aykırılıkta hak ihlali bulunmadığı kabul edilerek deliller geçerli sayılabilmiştir.


Özel Kişilerce Elde Edilen Hukuka Aykırı Deliller

Anayasa m.38/6 ve CMK m.217/2 sonrası, hukuka aykırı delilin kamu görevlilerince veya özel kişilerce elde edilmesi arasında fark bulunmaz; her iki durumda da delil hükme esas alınamaz.

Kısa Özet

Mülga CMUK’taki tereddütler yeni düzenlemelerle giderilmiştir. Elde edenin kimliği değil, elde etme biçiminin hukuka uygunluğu belirleyicidir.


Hukuka Aykırı Delilin Uzak Etkisi: “Zehirli Ağacın Meyvesi”

Doğrudan hukuka aykırı delile dayanılarak dolaylı biçimde ulaşılan verilerin akıbeti, “zehirli ağacın meyvesi” kuramıyla değerlendirilir. Anglo-Amerikan hukukunda kuralen, başlangıçtaki sakatlığın ürünü olan tüm bulgular dışlanır.

Kısa Özet

Türk hukukunda bu kuram konusunda doktrin ve içtihat birliği tam değildir. Yargıtay, somut olaya göre kimi zaman uzak etkiyi kabul etmekte, kimi zaman ise reddetmektedir.

Karşılaştırmalı Hukuk Notları

  • Fransa: Sorgu hâkiminin hukuka aykırılık tespitinden sonra aynı delile dayanılarak işlem yapılamaz.
  • İngiltere: Police and Criminal Evidence Act s.78 uyarınca hukuka aykırı delil dosyadan çıkarılabilir.
  • Almanya: Uzak etki sınırlı kabul edilir; çoğu durumda yalnızca ilk delil dışlanır.

Yargıtay’ın İkircikli Tutumu

  • Bazı kararlar, hukuka aykırı delile dayalı ikrarı dahi geçerli saymamıştır; “zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir” yaklaşımı benimsenmiştir.
  • Diğer bazı kararlarda, usule ilişkin şekli eksikliklerin hak ihlali doğurmadığı kabul edilerek dolaylı deliller kullanılabilmiştir.

Askeri Yargıtay ve AİHM Yaklaşımı

  • Askeri Yargıtay, özgür irade dışı beyanlardan türeyen bulguları da hukuka aykırı delil kapsamına almıştır.
  • AİHM, işkence altında alınan ifadelerin dosyada bulunmasının dahi adil yargılanma hakkını ihlal edebileceğini belirtmiştir.

Doktrindeki Görüş Ayrılıkları

Öğretide üç temel yaklaşım öne çıkar: (i) Kuramın istisnasız uygulanması, (ii) her somut olayda ihlal edilen norm ile fiilin ağırlığına göre değerlendirme, (iii) koruma alanı teorisi çerçevesinde uygulanabilirlik.

Kısa Özet

Görüşler, hukuka aykırı delilin uzak etkisinin kapsamına ve sınırlarına ilişkindir. Ortak payda, ispat yasaklarının anlamını koruyacak bir uygulama ihtiyacıdır.


Sonuç ve Değerlendirme

Maddi gerçeğe ancak hukuka uygun elde edilmiş delillerle ulaşılabilir. Anayasa m.38/6, CMK m.206 ve m.217/2 ile CMK m.289/1-i hükümleri, hukuka aykırı delilin ve ondan türeyen bulguların hükme esas alınamayacağını istisnasız olarak ortaya koyar.

Kısa Özet

“Sonuca etkisi”, “hak ihlali olup olmaması” veya “mutlak-nispi” ayrımları, hukuka aykırı delilin yasağa tabi olduğu gerçeğini değiştirmez. Aksi uygulamalar, kolluğun disiplinini zedeler, keyfiliğe kapı aralar ve bireylerin hukuki güvenliğini tehlikeye atar.


Hukuka Aykırı Deliller Yargıtay Kararları

Ceza yargılamasında hukuka aykırı delil, usule, kanuna veya evrensel hukuk ilkelerine aykırı biçimde elde edilen delillerdir. Bu delillerin, Anayasa’nın 38/6. maddesi ve CMK’nın 206/2-a, 217/2, 230/1-b ve 289. maddeleri gereği hükme esas alınması mümkün değildir. Yargıtay içtihatlarında da açıkça vurgulandığı üzere, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, yalnızca hukuka uygun biçimde elde edilmiş deliller aracılığıyla mümkündür.


Telefon Dinleme Kararının Usule ve Dürüst İşlem İlkesine Aykırılığı

Ceza muhakemesinde amaç, usul kurallarına uygun biçimde maddi gerçeğe ulaşmaktır. CMK’nın 217. maddesinin ikinci fıkrası, “yüklenen suç, hukuka uygun biçimde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir” hükmüyle bu ilkeyi açıkça ortaya koyar. Bu madde, delil serbestisi ilkesini vurgulamakla birlikte, delilin mutlaka hukuka uygun yollarla elde edilmesini şart koşar.

Maddi gerçeğin her ne pahasına olursa olsun değil, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde araştırılması gerekir. Bu bağlamda delil yasakları, “delil elde etme” ve “delil değerlendirme” yasakları olarak ikiye ayrılır.

  • Delil elde etme yasağı; arama kararı olmadan yapılan arama, işkence altında alınan ifade, ses veya görüntülerin gizlice kaydedilmesi gibi işlemleri kapsar.
  • Delil değerlendirme yasağı ise hukuka uygun elde edilse bile yargılamada kullanılması yasaklanan delillere ilişkindir.

Anayasa Mahkemesi’nin 22.06.2001 tarihli kararında da, özel kişilerce dahi hukuka aykırı şekilde elde edilen telefon kayıtlarının delil olarak kullanılamayacağı belirtilmiştir. Mahkeme, bu tür kayıtların;

  1. İnsan haklarını ihlal ettiğini,
  2. Dürüst işlem ilkesine aykırı olduğunu,
  3. Kamu güvenliğini tehlikeye attığını,
  4. Demokratik toplum düzeniyle bağdaşmadığını vurgulamıştır.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 2011 tarihli kararları da aynı doğrultudadır. Kararlarda, ortam dinlemesiyle hukuka aykırı biçimde elde edilen ses kayıtlarının ve bu kayıtların çözümlerinin delil olarak değerlendirilemeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Aynı şekilde Askerî Yargıtay da 12.01.2011 tarihli kararında, iradeye aykırı ve gizlice yapılan ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğunu ve suçun ispatında kullanılamayacağını ifade etmiştir.

Bu doğrultuda, hukuka aykırı olarak yapılan telefon dinlemeleri sonucunda elde edilen delillerin mahkûmiyet kararına esas alınamayacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2016/83 sayılı kararında da açıkça hükme bağlanmıştır.


Bilgisayar ve Dijital Verilerde Arama – Hukuka Aykırı Delil

CMK’nın 119. maddesi uyarınca yalnızca işyeri veya konutta arama yapılmasına izin veren kararlar, bilgisayar ve dijital veriler üzerinde inceleme yapılmasına imkân tanımaz. Bilgisayar kütüklerinde arama yapılabilmesi için ayrıca CMK’nın 134. maddesine dayalı bir hâkim kararı gereklidir.

Bu bağlamda, yalnızca işyeri aramasına izin verilmişken bilgisayarlarda arama yapılması sonucu elde edilen veriler hukuka aykırı delil niteliği taşır.

Nitekim Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2015/1175 sayılı kararında, bu usulle elde edilen harddisk ve CD’lerin delil olarak kullanılamayacağı, bu nedenle sanık hakkında verilen beraat kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir.


Hukuka Aykırı Delile Dayanan İkrarın Değeri

Ceza yargılamasında delil serbestisi ilkesi geçerli olmakla birlikte, bu serbesti yalnızca hukuka uygun elde edilen deliller bakımından söz konusudur. Hukuka aykırı yöntemlerle toplanan deliller hükme esas alınamaz.

1412 sayılı CMUK döneminde de delil yasakları içtihat yoluyla geliştirilmiş, 1992 tarihli 3842 sayılı Kanun değişikliğiyle CMUK m.254’e, “Soruşturma ve kovuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri deliller hükme esas alınamaz.” hükmü eklenmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 8.4.2003 tarihli kararında, hakim kararı olmaksızın dinlenip kayda alınan telefon konuşmalarının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu ve hükme esas alınamayacağı belirtilmiştir.

Yeni CMK’da (5271 s.), m.148’de yasak sorgu yöntemleri, m.217’de hukuka uygun delillerle ispat ilkesi, m.230’da ise hukuka aykırı delillerin gerekçede açıkça gösterilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Dolayısıyla, hukuka aykırı şekilde alınan ikrar, delil olarak değerlendirilemez. Ancak özgür iradeye dayanan ve diğer delillerle desteklenen ikrar, geçerli kabul edilebilir.


Hukuka Aykırı Teşhis İşlemi

Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ancak CMK’nın 139. maddesinde sayılan örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda mümkündür. Uyuşturucu madde ticareti örgüt kapsamında değilse, bu tedbir uygulanamaz.

5271 sayılı Kanun’un 140. maddesinde düzenlenen teknik araçlarla izleme kararı bulunmadan yapılan görüntüleme ve ses kaydı işlemleri hukuka aykırıdır.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2023/5696 E., 2023/5507 K. sayılı kararında, hukuka aykırı olarak alınan görüntü kayıtlarına dayanılarak sanığın kimliğinin tespit edilmesi ve teşhis işlemi yapılmasının da hukuka aykırı delil olduğu vurgulanmıştır.


Katalog Suçtan Katalog Dışı Suça Dönüşme ve İkrarın Hukuka Aykırılığı

CMK’nın 135. maddesi uyarınca iletişimin tespiti yalnızca katalog suçlar bakımından uygulanabilir. Eğer soruşturma sırasında suçun niteliği katalog dışı bir suça dönüşürse, önceden elde edilen iletişim kayıtlarının hükme esas alınması mümkün değildir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/558 sayılı kararında, katalog suçlardan birine ilişkin başlatılan dinlemede tesadüfen elde edilen delillerin, katalog dışı suçlarda kullanılmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.

Aynı şekilde, katalog dışı suç için sürdürülen dinlemeden elde edilen ikrar da hukuka uygun sayılmaz. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2021/3068 E., 2021/6915 K. sayılı kararında, hukuka aykırı şekilde elde edilen iletişim tespitleri ve fiziki takip tutanaklarının delil olarak değerlendirilemeyeceği açıkça vurgulanmıştır.


Sanık Lehine Olan Hukuka Aykırı Deliller

Yargıtay uygulamasında, sanık aleyhine hukuka aykırı delillerin kullanılması mümkün değildir. Ancak sanık lehine olan hukuka aykırı deliller istisnai olarak dikkate alınabilir.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2017/5338 sayılı kararında, hukuka aykırı dinleme kayıtlarının sanık aleyhine kullanılmasının mümkün olmadığı, fakat sanığın lehine olabilecek içerikte ise dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

Bu istisna, adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ilkelerinin gereğidir.


Sonuç

Yargıtay içtihatlarına göre, hukuka aykırı delil kavramı yalnızca kanuna değil, evrensel hukuk ilkelerine ve temel haklara aykırı şekilde elde edilen her türlü bulguyu kapsar. Ceza muhakemesinde:

  • Hukuka aykırı şekilde elde edilen hiçbir delil hükme esas alınamaz.
  • Hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delile dayanan ikrar veya teşhis de geçerli değildir.
  • Ancak sanık lehine sonuç doğurabilecek deliller sınırlı biçimde dikkate alınabilir.

Bu yaklaşım, hem Anayasa’nın 38/6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının hem de hukuk devleti ilkesinin doğal sonucudur.

Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?

Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.

Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law

Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.

Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.

Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34

Commutes and Destinations Map

Yolculuk Süresini Hesaplayın

Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün


İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu