Suça Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme (TCK 35–36) | Şartlar, Cezalar, Yargıtay Kararları
Suça Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme (TCK 35–36) nedir? Şartları, ceza hesaplaması, farkları, kasten öldürmeye teşebbüs uygulaması ve Yargıtay kararlarıyla kapsamlı rehber.
Suça Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçmenin Tanımı (TCK 35–36)
Bu bölüm, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme kurumlarının kanuni çerçevesini, unsurlarını ve uygulamadaki temel sonuçlarını açıklar. Bilgiler TCK 35–36 hükümleri kapsamında, anlamı değiştirilmeden akademik üslupla yeniden yapılandırılmıştır.
Suça teşebbüs, failin işlemeyi hedeflediği bir suça ilişkin kanunda öngörülen icra hareketlerine başladıktan sonra, kendi iradesi dışında gelişen nedenlerle fiilin tamamlanamaması hâlidir (TCK m. 35).
TCK m. 35 “genel hükümler” arasında yer alır ve iki tip görünüm sunar:
- Fail icra hareketlerine girişmiş, fakat elinde olmayan sebeplerle bu hareketler yarım kalmışsa teşebbüs oluşur. Örnek: Hırsızlık amacıyla eve merdiven dayayan failin ev sahibi tarafından görülmesiyle kaçması, fiilin yarıda kalmasına ve hırsızlığın suça teşebbüs aşamasında kalmasına yol açar.
- Fail icra hareketlerini bitirmiştir, ancak iradesi dışındaki engeller nedeniyle netice doğmamıştır. Örnek: Hedef gözeterek 7–8 el ateş edilmesine rağmen mağdurun ölmemesi durumunda fiil, kasten öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilir.
Gönüllü vazgeçme, failin başlamış olduğu icra hareketlerini kendi isteğiyle bırakması veya sonucun gerçekleşmesini kendi çabasıyla engellemesi hâlidir (TCK m. 36).
TCK m. 36 da “genel hükümler”dendir ve iki ihtimali kapsar:
- Fail, icraya başlamış olmakla birlikte suçu kendi iradesiyle tamamlamaktan vazgeçer. Örnek: Yağma amacıyla bıçakla mağdurun işyerine gelen kişinin tehdit veya cebir kullanmadan kendi iradesiyle geri dönmesi hâlinde gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
- Fail icra hareketlerini tamamlamış olsa da sonucun doğmasını kendi çabasıyla önler. Örnek: Çalıştığı işyerinin arka kapısını iştirak hâlinde hırsızlık için açık bırakan fail, suç ortaklarının eşyaları almasının ardından malları geri yerine koyarsa gönüllü vazgeçme hükümleri devreye girer.
Suça Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçmede Ceza Kuralları
Bu kısım, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme hallerinde ceza tayininin nasıl yapılacağını ve indirimin rejimini özetler.
Teşebbüs hâlinde mutlaka ceza verilir, ancak kanundaki oranlar uyarınca indirim uygulanır. Gönüllü vazgeçme durumunda ise kural olarak teşebbüsten ceza verilmez; fakat vazgeçme anına dek gerçekleştirilen hareketler bağımsız bir suçu oluşturuyorsa, fail sadece o suçtan cezalandırılır.
Ceza belirleme (TCK m. 35/2):
- Ağırlaştırılmış müebbet öngörülen suçlarda: 13 yıldan 20 yıla kadar,
- Müebbet öngörülen suçlarda: 9 yıldan 15 yıla kadar hapis,
- Diğer suçlarda: Verilecek cezanın 1/4’ünden 3/4’üne kadar indirim uygulanır.
Gönüllü vazgeçme örneği: Bebeğini ölüme terk eden annenin iki gün sonra bebeği hastaneye götürmesi üzerine bir organ fonksiyon kaybı saptanırsa; fail, gönüllü vazgeçme nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüsten değil, tamamlanmış kasten yaralama suçundan cezalandırılır.
Suça Teşebbüsün Şartları (TCK 35)
Aşağıda suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme bağlamında, teşebbüsün oluşumu için aranan asgari koşullar sıralanır.
- Kast: Failin belirli bir suçu tamamlamayı kastetmesi gerekir (TCK m. 35/1’de “işlemeyi kastettiği” ifadesi).
- Elverişli hareket: Failin eylemleri, suçun sonucunu meydana getirmeye uygun ve elverişli olmalıdır. Örnek: Kuru sıkı olduğunu bilmeden ateş eden kişi, araç neticeyi doğurmaya elverişli olmadığı için adam öldürmeye teşebbüs ile cezalandırılamaz. Elverişlilik, hem araç hem de konu bakımından aranır ve madde gerekçesi “uygun hareketler” şartını vurgular.
- İcraya başlama: Fail, hazırlık aşamasını geçip doğrudan icra hareketlerine girişmiş olmalıdır (TCK m. 35’te “doğrudan doğruya icraya başlayıp”). Hazırlık hareketleri kural olarak cezalandırılmaz. Örnek: Silah/maske temin edilip olay mahalline gidilmesi, kalabalık yüzünden icraya geçilememesi hâlinde ceza doğmaz; buna karşılık ateş edilip merminin mağdurun kulağını sıyırması icra hareketi sayılır ve kasten öldürmeye teşebbüs oluşur.
- İrade dışı engel: İcra hareketlerinden sonra failin elinde olmayan nedenlerle netice meydana gelmemelidir (TCK m. 35’te “elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise”). Örnek: Bıçakla tehditle para istenmesi sürecinde üçüncü kişilerin müdahalesiyle yağmaya teşebbüs oluşur.
Gönüllü Vazgeçmenin Şartları (TCK 36)
Bu bölüm, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme ilişkisinde gönüllü vazgeçmenin koşullarını Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun (CGK-K.2015/62) kabul ettiği ilkeler ışığında açıklar.
CGK yaklaşımı: Fail, suça devam etme imkânı varken icrayı terk eder ya da icra tamamlandıktan sonra neticeyi kendi çabasıyla önlerse vazgeçme gönüllüdür. Buna karşılık, failin başlangıçta hesaba kattığı risklerin dışındaki bir faktör yüzünden devam edememesi veya sonuca ulaşamaması gönüllü vazgeçme oluşturmaz; bu durumda teşebbüs söz konusudur.
Aranan koşullar:
- Kasıtlı bir suçun icrasına başlanmış olmalı,
- Suç tamamlanmadan önce vazgeçilmiş olmalı,
- Vazgeçme, icranın sürmesine/sonuç doğmasına ilişkin olmalı (fail icradan dönmeli veya kendi çabasıyla tamamlanmayı/sonucu önlemeli),
- Vazgeçme iradi olmalı (fail isteyerek icrayı bırakmalı ya da sonucu önlemeli),
- Sonucun önlenmesi, failin çabasıyla gerçekleşmelidir.
Gönüllülüğün niteliği: Gönüllülük, “gerçek pişmanlık”la özdeş değildir. Korku, acıma, vicdan azabı veya benzeri içsel saiklerle vazgeçme de gönüllü vazgeçme kapsamındadır. Önemli olan, failin kendi iradesiyle icrayı kesmesi veya sonucu engellemesidir. Failin “sonra işlemek üzere” vazgeçmesi hâlinde bile kamu düzeni zarar görmediğinden gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
Suça Teşebbüs ve Gönüllü Vazgeçme Arasındaki Fark
Bu başlık, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme arasındaki normatif ayrımı somutlaştırır (CGK-K.2015/62).
- Teşebbüs: Suçun tamamlanması ya da neticenin gerçekleşmesi, failin elinde olmayan nedenlerle gerçekleşmez.
- Gönüllü vazgeçme: Fail, iradi kararla icrayı terk eder veya kendi çabasıyla tamamlanmayı/sonucu engeller.
Ayrıca gönüllü vazgeçme, etkin pişmanlık kurumundan farklıdır: Etkin pişmanlık, suç tamamlandıktan sonra zararın giderilmesi/eski hâle iade gibi sonuçları düzenlerken; gönüllü vazgeçme suç tamamlanmadan önce söz konusudur.
Kasten Öldürmeye Teşebbüs: Suç ve Ceza
Bu bölüm, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme çerçevesinde kasten öldürmeye teşebbüsün sınırlarını ve değerlendirme ölçütlerini ortaya koyar.
Kasten insan öldürme, yaşamı kasten sona erdiren ve teşebbüse elverişli bir suçtur. Uygulamada, eylemin kasten yaralama mı yoksa kasten öldürmeye teşebbüs mü olduğuna ilişkin hatalı nitelendirmeler görülebilir. Ayırıcı nokta manevi unsurdur:
- Kasten yaralamada amaçlanan daha hafif sonuçtur ve ölüm istenmez.
- Kasten öldürmeye teşebbüste ise fail ölüm neticesini hedefler.
Değerlendirme ölçütleri (YCGK-K.2008/184):
- Fail ile mağdur arasında olaydan önce öldürmeyi gerektiren husumetin varlığı,
- Kullanılan aracın öldürmeye elverişliliği,
- Darbe sayısı ve şiddeti,
- Yaraların hayati bölgelere isabeti,
- Failin eylemi kendiliğinden mi, yoksa engel nedeniyle mi bırakması,
- Olay sonrası mağdura yönelik tutum ve olayın tüm özellikleri.
Ceza: Kasten öldürmeye teşebbüsten müebbet yerine 9–15 yıl hapis cezası öngörülür.
Kasten Öldürmeye Teşebbüste Gönüllü Vazgeçme – Yargı Kararları
Bu kısım, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme kurumlarının kasten öldürmeye teşebbüs özelinde nasıl uygulandığını örnek kararlarla gösterir.
- Sanığın suçu işledikten sonra caddede gördüğü polis aracını durdurup suçu bildirmesi ve ekiplerle olay yerine dönülmesi üzerine, 112 çağrı kaydı araştırılmadan ve TCK m. 36 kapsamında gönüllü vazgeçme tartışılmadan hüküm kurulması eksik inceleme sayılmıştır.
- Gönüllü vazgeçme şartları oluştuysa, TCK m. 3 ve 61 gözetilerek mağdurdaki yaraların niteliği ve tehlikenin boyutuna göre kasten yaralamadan üst sınıra yakın ceza belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. (Yargıtay 1. CD, 2018/201)
Cezanın belirlenmesine ilişkin örnek: Mağdurun hayati tehlike geçirdiği, batına nafiz ve ince bağırsak yaralanması dâhil 6 bıçak darbesi bulunduğu olayda; TCK m. 35 uyarınca 9–15 yıl aralığında makul bir ceza takdiri gerekirken 10 yıl belirlenmesi ve haksız tahrik indiriminin (TCK m. 29) ölçüsüz şekilde 3/4 yapılması eksik ceza tayini olarak değerlendirilmiştir (aleyhe temyiz olmadığından bozulmamıştır) (Yargıtay 1. CD, 2018/200).
Ceza miktarına ilişkin örnek: Av tüfeğiyle yakın mesafeden tek atışla mağdurun kafatası kırığı, hemotoraks, iç organ yaralanmaları, pnömosefali, beyin zedelenmesi ve çoklu kemik kırıkları oluştuğu; hayat fonksiyonlarının Ağır (5) derecede etkilendiği olayda, TCK m. 35 kapsamında üst sınıra yakın ceza takdiri gerekirken 11 yıl hükmolunması eksik ceza kabul edilmiştir (Yargıtay 1. CD, 2019/2149).
Kasten Öldürmeye Teşebbüsün Şartları ve Kastın Belirlenmesi
Bu bölüm, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme tartışmalarında kastın saptanmasına ilişkin ilkelere odaklanır.
Teşebbüs değerlendirmesi için önce failin hangi suçu işlemeyi kastettiği (subjektif unsur) belirlenmelidir. Teşebbüste aranan kast, “teşebbüs aşamasında bırakma kastı” değil, suçu tamamlamaya yönelmiş kasttır (CGK, 04.06.1990, 101–156).
TCK m. 21/1’e göre kast, unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kast, failin olay öncesi–olay sırası–olay sonrası davranışlarından çıkarılır. Yargıtay’ın yerleşik içtihadı; husumetin varlığı, kullanılan aletin niteliği, darbe sayısı–şiddeti, yaraların yeri–nitelik–niceliği, hedef seçme olanağı ve fiilin kendiliğinden mi yoksa engel nedeniyle bırakıldığı gibi ölçütleri esas alır (YCGK 2019/555).
Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunda Gönüllü Vazgeçme
Bu başlık, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme ilkelerinin uyuşturucu ticareti özelinde uygulanışını örnekler.
Sanıklar, yayladaki çadır evde ticaret amacıyla uyuşturucu maddeyi görmüş, satıcıyla pazarlık yapmış, kalite ve fiyata ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle kendi otonom iradeleriyle almaktan vazgeçmişlerdir. 924 gram net esrar elde edilebilir kalitede keneviri satın alma imkânı bulunmasına rağmen herhangi bir dış engel olmaksızın icraya son verildiği için TCK m. 36 uyarınca gönüllü vazgeçme şartları oluşur. O ana kadarki eylemleri ayrı bir suçu oluşturmadığından teşebbüsten ceza verilmez. Yerel mahkemenin direnme gerekçesi bu sanıklar yönünden isabetsizdir (CGK 2015/62).
Cinsel Saldırı Suçunda Gönüllü Vazgeçme
Bu kısım, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme ilişkisinin cinsel suçlardaki bir örneğini aktarır.
Sanığın mağdureye “sen ne güzel bir kızsın” diyerek sarılmaya yönelmesi, mağdurenin “bağırırım” şeklindeki karşı koymasının aşılabilir bir engel niteliğinde görülmesi ve sanığın dokunmaktan gönüllü olarak vazgeçmesi karşısında; oluşan eylem TCK m. 105 cinsel taciz kapsamındadır. Basit cinsel saldırı kabulüyle mahkûmiyet kurulması yanılgılı nitelendirme nedeniyle bozma nedenidir (Yargıtay 14. CD, 2019/10042).
Gönüllü Vazgeçme ve Suça Teşebbüsün Sistematik Çerçevesi
Bu bölüm, suça teşebbüs ve gönüllü vazgeçme bakımından kanun metni, gerekçe ve öğretideki esasları bütüncül biçimde özetler.
Teşebbüs tanımı (TCK m. 35/1):
“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamazsa teşebbüsten sorumludur.” Şartlar:
- Kasıt,
- Elverişli hareketlerle doğrudan icraya başlama,
- Failin elinde olmayan nedenlerle tamamlanamama/sonucun gerçekleşmemesi.
Teşebbüste fail, suçu tamamlamayı hedefler; ancak dış engel nedeniyle başaramaz ve bu nedenle tamamlanmış suça göre daha az ceza alır.
İcraya başlangıç ölçütü: 5237 sayılı Kanun, 765 sayılı Kanun’daki “eksik–tam teşebbüs” ayrımını terk ederek “doğrudan icraya başlama” kriterini benimsemiştir. Tasarıdaki “kastı şüpheye yer bırakmayacak” ölçütü, düşünceyi cezalandırma riskine yol açacağı için tercih edilmemiş; işlenmek istenen suç tipine yakın ve bağlantılı hareketler icra kabul edilmiştir. Elverişlilik, yalnız araç yönünden değil, fiilin tamamı ve konu bakımından aranır; bu nedenle gerekçede “uygun hareketler” kavramı özellikle vurgulanır.
Hazırlık–icra ayrımı: Alet temini, keşif, bilgi toplama, kaçış planı hazırlama, eşyayı saklama yeri ayarlama gibi hazırlık hareketleri cezalandırılmaz. Teşebbüs, hazırlık aşıldıktan sonra icranın başladığı fakat bitirilemediği eylemli safhayı ifade eder. Cezalandırılabilir sınırın belirlenmesi, ne zaman ceza hukukunun devreye girdiğinin saptanmasıyla ilgilidir.
Objektif teori (öğreti): 5237 sayılı TCK m. 35 ile “doğrudan icraya başlama” ölçütü benimsenmiş; kanuni tanımda unsur veya nitelikli hâl niteliğindeki hareketlerin gerçekleştirilmesiyle icranın başladığı kabul edilmiştir. Örneğin, öldürmek üzere silahı hedefe doğrultup nişan almak icra hareketidir; oysa silah/zehir satın almak çoğunlukla hazırlık sayılır (M. Koca – İ. Üzülmez, Genel Hükümler, 6. Baskı, s. 393). Buna göre suça teşebbüs için hareketlerin objektif olarak neticeyi doğurmaya elverişli olması ve fail tarafından uygun şekilde kullanılması gerekir; buna karşın, sonucun dış sebeplerle doğmaması aranır.
Gönüllü vazgeçme (TCK m. 36):
“Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını/neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten cezalandırılmaz; ancak o ana kadar tamam olan kısım bağımsız bir suç oluşturuyorsa, yalnızca o suçun cezası verilir.”
- Teşebbüs ile fark: Teşebbüste dış engel, gönüllü vazgeçmede failin iradi kararı ve aktif önleme çabası belirleyicidir.
- Etkin pişmanlıktan fark: Etkin pişmanlık tamamlanmış suç sonrası; gönüllü vazgeçme ise tamamlanmadan önce söz konusudur.
- Gerekçe: Modern suç politikası, icra sürecinin her aşamasında gönüllü vazgeçmeyi teşvik eder; icra bittikten sonra kabul için ciddi çaba aranır. Vazgeçme hâlinde teşebbüsten ceza verilmez; ancak tamamlanmış bir başka suç etkilenmez.
Öğreti ve ölçütler:
- Yeni sistemde gönüllü vazgeçme, icra sırasında veya icra bittikten sonra netice doğmadan mümkündür; gönüllülük ve engelsizlik aranır (Özgenç, s. 478).
- Teşebbüste kast sürer; gönüllü vazgeçmede fail dönerek sonucu önlemeye çabalar. Kesilen eylem haksızlık taşır; ancak suç politikası gereği teşebbüsten ceza verilmez; tamam olan kısım suçsa onun cezası uygulanır (Yaşar–Gökcan–Artuç, C.1, s. 1096).
- Elde olmayan nedenlerle tamamlanamama/sonucu gerçekleştirememe teşebbüsün kurucu unsurudur; elinde olan nedenlerle bırakılsa gönüllü vazgeçme doğar (Koca–Üzülmez, s. 412).
- Fail sonucu önleyebilecek durumda iken devam etmemişse gönüllüdür; istediği hâlde olanağı yoksa gönüllü değildir (Centel–Zafer–Çakmut, s. 478).
Yargısal kabul: Fail, ilerleme imkânı varken icrayı yarıda bırakır veya icra tamamlandıktan sonra kendi çabasıyla sonucu önlerse gönüllü vazgeçme vardır. Aksi hâlde, failin elinde olmayan engeller nedeniyle bitirilememe ya da neticenin doğmaması teşebbüstür.
Toparlama – aranan şartlar:
- Kasıtlı suçun icrasına başlanmış olmalı,
- Tamamlanmadan vazgeçilmiş olmalı,
- Vazgeçme, icranın sürmesine/sonuç doğmasına ilişkin olmalı (icradan dönüş veya kendi çabasıyla engelleme),
- Vazgeçme gönüllü olmalı,
- Önleme, failin aktif çabası sayesinde gerçekleşmelidir; aksi nedenlerle önlendiğinde TCK m. 36’dan yararlanılamaz.
İcradan sonra gönüllü vazgeçme – aktif çaba şartı:
- Fail, sonucu önlemeye dönük ciddi, aktif bir tutum sergilemelidir. Bu, bizzat müdahale olabileceği gibi, başkasının müdahalesini sağlamak (ör. 112/itfaiye çağırmak) da olabilir; yeter ki failin iradesiyle netice önlensin.
- Sonuç, bu çabalar sayesinde doğmamalıdır.
Sonuç: Her iki gönüllü vazgeçme tipinde de (icrayı terk/sonucu önleme), icra teşebbüs aşamasında kalmasına rağmen TCK m. 36 gereği teşebbüsten ceza verilmez. Ancak vazgeçme anına kadar tamamlanmış bir başka suç varsa ondan ayrıca cezalandırma yapılır (CGK 2020/292).
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün