Ceza Hukuku Ders Notları Genel Hükümler Bölüm 5 – Av. Gökhan Yağmur

Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler, Bölüm 5 kapsamında bu derste “YAPTIRIMLAR, GÜVENLİK TEDBİRLERİ VE CEZANIN BELİRLENMESİ ” konusunu ele alacağız. Amacım; hukuk fakültesi öğrencileri ile Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavına hazırlanan avukat adaylarına, tamamen ücretsiz ve kolay erişilebilir nitelikte, anlaşılır ders notları sunarak çalışmalarına katkıda bulunmaktır.
I. YAPTIRIMLARIN GENEL AYRIMI (TCK m.45)
Ceza hukuku, bireylerin toplum düzenini ihlal eden davranışlarına karşı devletin uyguladığı yaptırımları konu edinir. Bu yaptırımlar, yalnızca suç işleyen bireyi cezalandırmak için değil; aynı zamanda toplum düzenini korumak, suçun işlenmesini önlemek ve failin yeniden topluma kazandırılmasını sağlamak amacıyla öngörülmüştür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 45. maddesi, yaptırımları iki temel kategoriye ayırmıştır: cezalar ve güvenlik tedbirleri.
1. Yaptırım Kavramı ve Hukuki Niteliği
Yaptırım, hukuk düzeninin emrettiği veya yasakladığı kurallara aykırı davranışlara karşı uygulanan devlet tepkisidir. Ceza hukukunda yaptırım, bir suçun işlenmesi sonucunda failin karşılaşacağı ceza veya güvenlik tedbiridir.
Bu yaptırımların uygulanması, yalnızca kanunda açıkça suç olarak düzenlenmiş bir fiilin işlenmesiyle mümkündür. Bu durum, “kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesinin doğal sonucudur (TCK m.2).
TCK m.45 şu hükmü içermektedir:
“Ceza yaptırımları, cezalar ve güvenlik tedbirleridir. Cezalar, hapis cezası ve adlî para cezasıdır.”
Bu hükümle kanun koyucu, ceza hukukundaki yaptırım sisteminin iki yönlü olduğunu açıkça ifade etmiştir.
2. Ceza Yaptırımları
Ceza, suç işleyen kimseye devlet tarafından verilen, kişisel hak ve özgürlüklerine yönelik olumsuz bir müdahaledir. Ceza yaptırımları iki türdür:
- Hapis Cezaları
- Adli Para Cezaları
Her iki ceza türü de failin işlediği suçun ağırlığına, kusuruna ve topluma verdiği zarara göre hâkim tarafından belirlenir.
Ceza hukukunda cezanın amacı, yalnızca failin cezalandırılması değil; aynı zamanda bireylerin hukuk kurallarına saygı göstermesini sağlamaktır.
2.1. Hapis Cezaları (TCK m.46 ve devamı)
Hapis cezası, bireyin özgürlüğünün kısıtlanması yoluyla uygulanan yaptırımdır. Failin toplumdan belli bir süreyle ayrılması, cezanın infazı süresince eğitim ve iyileştirme programlarına tabi tutulması hedeflenir.
Hapis cezaları, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve süreli hapis cezası olmak üzere üç ana başlığa ayrılır.
Hapis cezasının uygulanmasındaki temel amaç, failin ıslah edilmesi ve yeniden topluma kazandırılmasıdır.
Hapis cezalarının ayrıntılı açıklaması “II. Hapis Cezaları” başlığında detaylı olarak ele alınacaktır.
2.2. Adlî Para Cezaları (TCK m.52)
Adli para cezası, failin ekonomik gücü dikkate alınarak belirlenen, para üzerinden hesaplanan bir yaptırımdır.
Gün para cezası sistemi, hem adaletin bireyselleştirilmesini sağlar hem de ekonomik durumu iyi olan ile olmayan arasında orantılı bir caydırıcılık yaratır.
Bu cezanın hesaplanma yöntemi, “III. Adli Para Cezası” başlığında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
3. Güvenlik Tedbirleri (TCK m.53 ve devamı)
Güvenlik tedbirleri, klasik ceza kavramından farklı olarak, failin tehlikelilik durumunu azaltmak ve toplumu korumak amacıyla uygulanan önlemlerdir.
Bu tedbirler, failin kusurundan çok, onun kişiliği ve yeniden suç işleme ihtimali dikkate alınarak belirlenir.
TCK’da düzenlenen başlıca güvenlik tedbirleri şunlardır:
- Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (örneğin, memuriyet yasağı)
- Müsadere (eşya veya kazanç müsaderesi)
- Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
- Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
- Tekerrür (mükerrirlere özgü infaz rejimi)
- Sınır dışı edilme
- Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri (izin iptali, müsadere vb.)
Bu tedbirlerin her biri, ilerleyen bölümlerde ayrıntılı olarak incelenecektir.
4. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin Farkı
Ceza ve güvenlik tedbirleri, her ne kadar aynı amaca — toplumu koruma ve suçluluğu önleme — hizmet etse de, hukuki nitelikleri bakımından birbirinden farklıdır.
| Karşılaştırma Ölçütü | Ceza | Güvenlik Tedbiri |
|---|---|---|
| Dayandığı Temel | Kusur ve cezalandırma ilkesi | Tehlikelilik ve önleme amacı |
| Uygulama Koşulu | Suçun işlenmesi gerekir | Suç veya tehlikelilik durumu yeterlidir |
| Amaç | Faili cezalandırmak | Failin yeniden suç işlemesini önlemek |
| Süre | Kanunda belirlenen sabit süreler | Süre, tehlikeliliğin ortadan kalkmasına bağlı olabilir |
| Uygulama Alanı | Her suç tipi | Belirli durumlar (örneğin akıl hastalığı, çocuklar, tüzel kişiler) |
5. Ceza Adaletinin Bireyselleştirilmesi İlkesi
TCK’nın yaptırım sisteminde önemli bir ilke, “cezanın bireyselleştirilmesi” ilkesidir.
Bu ilkeye göre hâkim, failin kişiliğini, sosyal durumunu, suçun işleniş biçimini ve mağdur üzerindeki etkisini değerlendirerek uygun yaptırımı seçer.
Bu sayede aynı suçu işleyen farklı kişilere, farklı şartlar altında farklı yaptırımlar uygulanabilir.
Örneğin, kısa süreli hapis cezası yerine adli para cezasına veya eğitim tedbirine hükmedilmesi mümkündür (TCK m.50).
6. Yaptırımların Amaçları
Ceza hukukunda yaptırımların üç temel amacı vardır:
- Genel Önleme: Toplumu suç işlemekten caydırmak, hukuk kurallarına uyma bilincini geliştirmek.
- Özel Önleme: Failin yeniden suç işlemesini engellemek, onu topluma kazandırmak.
- Adaletin Sağlanması: Suçun karşılıksız kalmaması ve mağdurun adalet duygusunun tatmini.
Bu amaçlar doğrultusunda cezalar yalnızca intikam aracı olarak değil, toplumun güvenlik dengesini yeniden kuran bir araç olarak görülmelidir.
7. Özet ve Değerlendirme
TCK m.45 ile başlayan yaptırım sistemi, ceza hukuku öğretisinin temelini oluşturur.
Kanun koyucu, suç karşısında uygulanabilecek yaptırımları iki başlık altında toplamış ve böylece hem failin bireysel durumunu gözetmiş hem de toplumun korunmasını hedeflemiştir.
Bu ikili yapı sayesinde modern ceza hukuku, yalnızca cezalandırıcı değil, aynı zamanda ıslah edici ve koruyucu bir işlev kazanmıştır.

II. HAPİS CEZALARI (TCK 46–49)
1. Hapis Cezasının Tanımı ve Hukuki Niteliği
Hapis cezası, suç işleyen bireyin özgürlüğünden mahrum bırakılması yoluyla uygulanan bir ceza türüdür. Türk Ceza Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca hapis cezası, failin belirli bir süreyle ceza infaz kurumunda tutulmasını öngörür.
Bu ceza, sadece bir yaptırım aracı değil; aynı zamanda ıslah ve yeniden topluma kazandırma amacını taşıyan bir infaz biçimidir.
Hapis cezası, bireyin en temel hakkı olan özgürlük hakkına doğrudan müdahale ettiği için, ceza hukuku içinde en ağır yaptırım türü olarak kabul edilir. Bu nedenle uygulanması sıkı yasal koşullara bağlıdır ve sadece kanunla öngörülmüş suçlar için verilebilir.
2. Hapis Cezasının Amacı
Hapis cezasının amacı yalnızca cezalandırmak değil, failin topluma yeniden kazandırılmasıdır.
TCK’nın 46. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, hapis cezasının infazı sırasında failin eğitilmesi, üretken hale getirilmesi ve yeniden suç işlememesi için gerekli psikolojik ve sosyal destek programlarının uygulanması hedeflenir.
Bu nedenle modern ceza hukuku anlayışında hapis cezası, sadece bir kısıtlama değil, aynı zamanda bir “rehabilitasyon süreci” olarak değerlendirilir.
3. Hapis Cezasının Türleri
Türk Ceza Kanunu, hapis cezalarını üç ana grupta incelemiştir:
- Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası (TCK 47)
- Müebbet Hapis Cezası (TCK 48)
- Süreli Hapis Cezası (TCK 49)
3.1. Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis Cezası (TCK 47)
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, failin hayatı boyunca ceza infaz kurumunda tutulmasını öngören en ağır yaptırımdır.
Bu ceza türü, idam cezasının kaldırılmasından sonra Türk hukuk sisteminde onun yerini alan yaptırım olarak düzenlenmiştir.
TCK m.47/1 hükmüne göre:
“Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder. Ancak bu ceza, kanun ve tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir.”
Bu cezanın infaz süresi en az 30 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak “infazın 30 yıl sürmesi” cezanın sona ereceği anlamına gelmez; yalnızca koşullu salıverilme değerlendirmesi için asgari süredir.
🔹 Ağırlaştırılmış Müebbet Cezasının Özellikleri
- Fail, kapalı ve yüksek güvenlikli cezaevinde tutulur.
- Günlük etkinlikleri sınırlıdır, diğer hükümlülerle temas kısıtlıdır.
- Ziyaretçi ve haberleşme hakları belirli kurallara tabidir.
- Failin cezası, “koşullu salıverilme” hükümlerinden yararlanma koşullarına göre 30 yıl sonunda değerlendirilebilir.
🔹 Uygulama Alanı Örnekleri
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası genellikle şu suçlar için öngörülür:
- Kasten öldürme (TCK m.81)
- Devletin birliğini bozma (TCK m.302)
- Casusluk ve vatana ihanet suçları (TCK m.328–330)
- Cumhurbaşkanına suikast (TCK m.310)
Bu suçlar, toplum düzenine veya devlet güvenliğine ağır tehdit oluşturan eylemler olduğundan, kanun koyucu en ağır yaptırım olarak ağırlaştırılmış müebbet cezasını benimsemiştir.
3.2. Müebbet Hapis Cezası (TCK 48)
Müebbet hapis cezası, failin ömür boyu ceza infaz kurumunda kalmasını gerektirir; ancak ağırlaştırılmış müebbetten farklı olarak daha hafif infaz rejimi uygulanır.
TCK m.48 hükmü şöyledir:
“Müebbet hapis cezası, hükümlünün hayatı boyunca devam eder. Ancak, infaz süresi yirmi dört yıldan az olamaz.”
Bu düzenleme gereği, fail en az 24 yılını cezaevinde geçirmedikçe koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanamaz.
🔹 Müebbet Cezasının Özellikleri
- Fail, kapalı cezaevinde infaz edilir, ancak ağırlaştırılmış müebbet cezasındaki kadar sıkı güvenlik rejimi uygulanmaz.
- Hükümlü, disiplin ve iyi hal durumuna göre açık cezaevine geçebilir.
- Koşullu salıverilme süresi, cezanın 24 yılının fiilen infaz edilmesiyle başlar.
🔹 Uygulama Örnekleri
Müebbet hapis cezası genellikle şu suçlarda uygulanır:
- Kasten öldürmeye teşebbüs (TCK m.35, 81)
- Nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs
- Devletin güvenliğine karşı suçlar
- Bazı terör suçları (örneğin TCK 314 kapsamında örgüt kurma)
3.3. Süreli Hapis Cezası (TCK 49)
Süreli hapis cezası, belirli bir zaman aralığında özgürlüğün kısıtlanmasını ifade eder.
TCK m.49/1 hükmüne göre, kanunda alt ve üst sınır gösterilmemişse alt sınır bir aydan az, üst sınır yirmi yıldan fazla olamaz.
🔹 Süreli Hapis Cezasının Türleri
- Kısa Süreli Hapis Cezası: Bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarıdır.
- Uzun Süreli Hapis Cezası: Bir yıldan fazla süreli hapis cezalarıdır.
Bu ayrım, özellikle TCK m.50’de düzenlenen “kısa süreli hapis cezalarına seçenek yaptırımlar” açısından önem taşır.
4. Kısa Süreli Hapis Cezasına Seçenek Yaptırımlar (TCK 50)
Kanun koyucu, kısa süreli hapis cezalarının infazının her zaman fayda sağlamayabileceğini kabul etmiştir.
Bu nedenle failin kişiliği, sosyal durumu, pişmanlık göstermesi gibi unsurlar dikkate alınarak bazı durumlarda hapis cezası yerine farklı yaptırımlar uygulanabilir.
4.1. Hapis Cezasının Seçenek Yaptırımlara Çevrilebileceği Haller
Kısa süreli hapis cezası, aşağıdaki yaptırımlardan birine çevrilebilir:
a) Adli para cezasına çevrilmesi
b) Mağdurun veya kamunun zararının giderilmesi
c) Bir meslek veya sanat öğrenmeye yönelik eğitim kurumuna devam
d) Belirli yer ve faaliyetlerden yasaklanma
e) Ehliyet veya ruhsat belgelerinin geri alınması
f) Gönüllü olarak kamuya yararlı bir işte çalışma
Bu yaptırımların amacı, failin topluma aktif biçimde kazandırılmasıdır. Özellikle kamuya yararlı işte çalışma tedbiri, modern infaz anlayışının bir sonucudur.
4.2. Uygulama Sınırları
- Taksirli suçlarda, uzun süreli de olsa hapis cezası adli para cezasına çevrilebilir (bilinçli taksir hariç).
- Fail, daha önce hapis cezasına mahkûm olmamışsa veya yaşı 18’den küçük, 65’ten büyükse, bir yıl ve daha az hapis cezaları seçenek tedbire çevrilir.
- Fail, hüküm kesinleştikten sonra verilen tedbiri yerine getirmezse, infaz hâkimliği kısa süreli hapis cezasının infazına karar verebilir.
5. Hapis Cezasının Ertelenmesi (TCK 51)
Hapis cezasının ertelenmesi, küçük süreli hapis cezalarının ceza infaz kurumunda çektirilmemesi, yerine belirli bir süre gözetim altında tutulmasıdır.
Amaç, failin cezaevine girmeden topluma kazandırılmasıdır.
5.1. Erteleme Şartları
- Hapis cezası iki yıl veya daha az olmalı (18 yaş altı – 65 yaş üstü için üç yıl).
- Fail, daha önce kasıtlı bir suçtan üç aydan fazla hapis cezası almamış olmalı.
- Failin yeniden suç işlemeyeceğine dair mahkemede kanaat oluşmalı.
- Mağdurun zararı giderilmiş olmalı (hakim bağlayabilir).
5.2. Denetim Süresi
- Denetim süresi 1–3 yıl arasında belirlenir.
- Fail bu sürede kasıtlı bir suç işlemezse, ceza infaz edilmiş sayılır.
- Ancak bu durum, cezanın ortadan kalktığı anlamına gelmez; sadece infaz edilmemiş olur.
6. Hapis Cezasının Bireyselleştirilmesi
Ceza hukukunda hâkim, hapis cezası verirken failin kişisel özelliklerini dikkate almalıdır.
Bu ilke, cezanın adaletli ve orantılı olmasını sağlar.
Böylece aynı suçu işleyen iki kişi, farklı sosyal durumlar nedeniyle farklı sürelerde cezalandırılabilir.
Örneğin, suçu işlerken pişmanlık gösteren bir failin cezası, diğerine göre daha az olabilir (TCK m.62 – takdiri indirim nedenleri).
7. Sonuç ve Değerlendirme
Hapis cezaları, ceza hukukunun en ağır yaptırım türüdür. Ancak modern ceza adaleti anlayışı, cezayı yalnızca bir “cezalandırma” değil, aynı zamanda ıslah ve önleme aracı olarak kabul etmektedir.
Bu nedenle TCK, hapis cezasının süresini, türünü, ertelenmesini ve seçenek yaptırımlarını ayrıntılı biçimde düzenleyerek, cezanın kişiye göre bireyselleştirilmesini hedeflemiştir.

III. ADLİ PARA CEZASI (TCK m.52)
1. Adli Para Cezasının Tanımı ve Hukuki Niteliği
Adli para cezası, ceza hukukunda hürriyeti bağlayıcı cezalara alternatif olarak öngörülmüş maddi bir yaptırım türüdür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52. maddesinde, adli para cezası şu şekilde tanımlanmıştır:
“Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.”
Bu tanımda görüldüğü üzere, “gün para cezası sistemi” benimsenmiştir.
Yani mahkeme önce failin kaç gün ceza çekeceğini belirler, sonra da failin ekonomik durumuna göre bir günün parasal karşılığını takdir eder.
2. Gün Para Cezası Sistemi
Türk Ceza Kanunu, ekonomik durumlar arasındaki adaletsizliği önlemek amacıyla gün para cezası sistemini kabul etmiştir.
Bu sistemin temelinde, herkesin mali gücüne göre cezalandırılması anlayışı vardır.
Dolayısıyla zengin bir kişiyle maddi durumu kötü bir kişi aynı suçu işlediğinde, her ikisine de “eşit caydırıcılıkta” ceza uygulanması amaçlanır.
Gün para cezasının belirlenmesi iki aşamada yapılır:
- Gün sayısının belirlenmesi:
- En az 5 gün, en fazla 730 gün (yaklaşık 2 yıl).
- Mahkeme, suçun ağırlığı, failin kast derecesi, mağdur üzerindeki etkisi gibi unsurları dikkate alarak gün sayısını belirler.
- Bir gün karşılığı miktarın belirlenmesi:
- Mahkeme, failin ekonomik ve sosyal durumuna göre bir gün karşılığını en az 20 TL, en fazla 100 TL (kanundaki değişikliklere göre güncellenebilir) olarak takdir eder.
- Böylece toplam ceza = (gün sayısı) × (bir gün karşılığı miktar) şeklinde hesaplanır.
Örnek:
Sanığa 200 gün adli para cezası verildiğini ve bir gün karşılığının 50 TL olarak belirlendiğini varsayalım.
Toplam ödenecek ceza = 200 × 50 TL = 10.000 TL’dir.
3. Adli Para Cezasının Amaçları
Adli para cezası, hapis cezasının yarattığı toplumsal ve bireysel olumsuzlukları azaltmak amacıyla geliştirilmiştir.
Amaç sadece ekonomik bir yaptırım değil; aynı zamanda failin ıslahı ve suçtan uzak tutulmasıdır.
Adli para cezası ile:
- Failin cezaevine girmesi önlenir,
- Ceza infaz kurumlarındaki yoğunluk azaltılır,
- Toplumsal maliyet düşer,
- Küçük suçlarda hapis cezasının yıkıcı etkileri ortadan kaldırılır.
4. Adli Para Cezasının Uygulama Şartları
4.1. Seçimlik veya Ek Ceza Olarak Düzenlenmesi
Adli para cezası bazı suçlarda:
- Seçimlik ceza olarak (örneğin: “hapis veya adli para cezası”) düzenlenmiştir.
- Bazı suçlarda ise hapis cezasına ek olarak uygulanabilir.
Bu ayrım, kanunda suçun tanımına göre belirlenir.
Eğer suç tipinde hem hapis hem adli para cezası “birlikte” öngörülmüşse, hâkim her iki cezayı da verebilir.
4.2. Taksirli Suçlarda Adli Para Cezasına Çevirme (TCK m.50/6)
Taksirli suçlarda, hükmolunan hapis cezası uzun süreli dahi olsa; hâkim, diğer şartlar mevcutsa cezayı adli para cezasına çevirebilir.
Ancak bilinçli taksir halinde bu hüküm uygulanmaz.
5. Adli Para Cezasının Hesaplanması ve İnfazı
5.1. Hesaplama Yöntemi
- Gün sayısı belirlenir (örneğin 300 gün).
- Bir gün karşılığı miktar belirlenir (örneğin 40 TL).
- Sonuç: 300 × 40 = 12.000 TL.
Mahkeme kararında hem gün sayısı hem de bir gün karşılığı miktar açıkça belirtilmelidir.
Yargıtay, bu iki unsurdan birinin eksik olması halinde hükmü bozma nedeni saymaktadır.
5.2. Ödeme Süresi ve Taksitlendirme
Mahkeme, hükümlüye adli para cezasını ödeyebilmesi için bir yıla kadar süre tanıyabilir veya taksitlendirme kararı verebilir.
- Taksit sayısı en az dört, en fazla on iki olabilir.
- Taksitlerin toplam süresi iki yılı geçemez.
TCK m.52/4:
“Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği belirtilir.”
Bu hüküm gereğince, taksitlerden biri ödenmezse kalan borcun tamamı tahsil edilir.
6. Adli Para Cezasının Ödenmemesi Halinde Hapis Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezası, ödenmezse kendiliğinden hapis cezasına dönüşmez. Ancak, infaz aşamasında Cumhuriyet Savcılığı tarafından yapılan tebligata rağmen ödeme yapılmazsa, ceza hapse çevrilebilir.
Hapse çevrilen süre:
- Her 100 TL’lik kısım için bir gün hapis hesabı yapılır.
- Toplam süre, hükmedilen gün sayısını geçemez.
Bu durum, “tazyik hapsi” değil, cezanın infazının tamamlanması amacıyla uygulanır.
7. Adli Para Cezasının Ertelenmesi Mümkün mü?
Adli para cezası, ertelenemez; çünkü ertelenme kurumu yalnızca hapis cezaları için öngörülmüştür (TCK m.51).
Ancak mahkeme, taksitlendirme veya mehil verme yoluyla failin ödeme yükümlülüğünü hafifletebilir.
8. Uygulamada Dikkat Edilen Noktalar ve Yargıtay Görüşleri
Yargıtay Uygulamalarından Örnekler
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2018/6379 E., 2019/5824 K.
Mahkeme, sadece “5.000 TL adli para cezası” demekle yetinmiş, gün sayısı ve bir gün karşılığı miktarı belirtmemiştir.
Yargıtay bu durumu bozma nedeni saymıştır. “Adli para cezası kararı verilirken gün sayısı ve bir gün karşılığı miktar açıkça gösterilmelidir.” - Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2020/3923 E., 2021/1649 K. “Sanığın ekonomik durumunun araştırılmadan yüksek miktarda bir gün karşılığı belirlenmesi, orantılılık ilkesine aykırıdır.”
Bu kararla birlikte, hâkimin mutlaka sanığın gelir ve sosyal durumunu araştırması gerektiği vurgulanmıştır.
9. Adli Para Cezasının Avantajları
Adli para cezası, özellikle hafif suçlarda topluma fayda sağlayan bir alternatif ceza olarak öne çıkar.
Başlıca Avantajları:
- Cezaevlerinin doluluk oranını azaltır.
- Failin sosyal çevresinden kopmadan cezalandırılmasını sağlar.
- Ekonomik cezalar, toplumsal maliyeti düşürür.
- Failin üretkenliği devam eder, kamu zararı azalır.
- Cezanın bireyselleştirilmesi ilkesine katkı sağlar.
10. Adli Para Cezasının Eleştirilen Yönleri
Her ne kadar adli para cezası modern ceza sisteminin bir gereği olsa da, uygulamada bazı eleştiriler yöneltilmektedir:
- Gelir beyanı güvenilir değilse adalet sağlanamayabilir.
- Düşük gelirli sanıklar, cezayı ödeyemediğinde fiilen hapse girmek zorunda kalabilir.
- Bazen ekonomik gücü olan kişiler için cezalar caydırıcı olmayabilir.
- Cezanın toplumsal adalet yönü, uygulamada hâkimlerin takdirine fazlaca bağlıdır.
Bu nedenlerle bazı hukukçular, adli para cezasının etkinliğini artırmak için gelir denetimi ve vergisel verilerle entegrasyon gibi önerilerde bulunmaktadır.
11. Özet ve Değerlendirme
Adli para cezası, ceza hukukunun modern yaklaşımını yansıtan, özgürlüğü bağlayıcı cezaya alternatif bir yaptırımdır.
TCK 52 ile düzenlenen gün para sistemi, hem adalet hem de orantılılık ilkesi bakımından önemli bir yeniliktir.
Uygulamada hâkimin dikkat etmesi gereken en temel noktalar şunlardır:
- Gün sayısı ve bir gün karşılığı miktar mutlaka açıkça gösterilmeli,
- Sanığın ekonomik durumu somut olarak araştırılmalı,
- Gerekirse taksitlendirme imkânı tanınmalıdır.
Böylece adli para cezası, yalnızca bir ödeme yükümlülüğü değil, aynı zamanda cezanın bireyselleştirilmesinin en somut örneği haline gelir.

IV. GÜVENLİK TEDBİRLERİ (TCK 53 ve Devamı)
1. Güvenlik Tedbirlerinin Tanımı ve Hukuki Niteliği
Ceza hukukunda yaptırımlar yalnızca “cezalar” ile sınırlı değildir.
Bazı durumlarda failin cezalandırılmasından ziyade, tehlikeliliğini ortadan kaldırmak veya toplumu korumak amacıyla uygulanan özel önlemler vardır.
Bu önlemler, güvenlik tedbirleri olarak adlandırılır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 45. maddesi, yaptırımları ikiye ayırırken güvenlik tedbirlerini de ayrıca düzenlemiştir.
Bu tedbirler, suç işleyen kişinin kusuruna değil, tehlikelilik haline dayanır.
Yani failin yeniden suç işleme ihtimali, psikolojik durumu veya kişisel özellikleri dikkate alınarak uygulanır.
Tanım:
Güvenlik tedbirleri, suç işleyen kişinin topluma yeniden kazandırılması, suç işlemeye elverişli araçların ortadan kaldırılması veya toplumun güvenliğinin sağlanması amacıyla, hâkim tarafından verilen ceza dışı yaptırımlardır.
2. Ceza ile Güvenlik Tedbirleri Arasındaki Fark
| Ölçüt | Ceza | Güvenlik Tedbiri |
|---|---|---|
| Dayanak | Failin kusuru | Failin tehlikeliliği |
| Amaç | Cezalandırma ve caydırma | Önleme ve toplumu koruma |
| Süre | Belirli (örneğin 5 yıl, 10 yıl) | Süre, tehlikeliliğin devamına göre değişebilir |
| Uygulama Şartı | Suç işlenmiş olmalı | Suç veya tehlikelilik yeterli olabilir |
| Uygulama Alanı | Her suç tipi | Belirli haller (akıl hastaları, tüzel kişiler vb.) |
Bu fark, güvenlik tedbirlerinin ceza hukuku sisteminde önleyici bir mekanizma olduğunu açıkça göstermektedir.
3. Güvenlik Tedbirlerinin Türleri (TCK 53–59)
Türk Ceza Kanunu’nda güvenlik tedbirleri yedi ana başlık altında düzenlenmiştir:
- Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma (TCK 53)
- Müsadere (eşya ve kazanç müsaderesi) (TCK 54–55)
- Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
- Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
- Tekerrür (TCK 58)
- Sınır dışı edilme (TCK 59)
- Tüzel kişilere yönelik güvenlik tedbirleri
Her biri aşağıda ayrı başlıklar altında açıklanmıştır.
4. Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma (TCK 53)
4.1. Genel Tanım
TCK’nın 53. maddesi uyarınca, kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm olan kişiler, cezanın infazı süresince bazı temel hakları kullanmaktan yoksun bırakılır.
Bu, cezanın yanında otomatik olarak uygulanan bir güvenlik tedbiridir.
4.2. Yoksun Bırakılan Haklar
Fail, infaz süresince aşağıdaki hakları kullanamaz:
- Kamu görevine girme ve kamu hizmetinde bulunma
- Seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanma
- Velayet, vesayet, kayyımlık gibi aile hukuku haklarını yürütme
- Dernek, vakıf, sendika, şirket veya siyasi partilerde yönetici veya denetçi olma
- İzne tabi meslek veya sanatları serbest olarak icra etme
4.3. İstisnalar
- Hapis cezası ertelenmiş, denetimli serbestlik uygulanmış veya koşullu salıverilmiş ise, bu hak yoksunluğu tam olarak uygulanmayabilir.
- 18 yaşını doldurmamış veya kısa süreli hapis cezası ertelenmiş kişiler hakkında madde uygulanmaz.
4.4. Ek Yasaklama (TCK 53/5)
Fail, bir hakkı kötüye kullanarak suç işlemişse (örneğin sürücü belgesiyle trafik suçu), mahkeme ayrıca ceza infazından sonra da belirli süreyle o hakkı kullanmasını yasaklayabilir.
5. Müsadere (TCK 54–55)
Müsadere, suçla bağlantılı malların devlet mülkiyetine geçirilmesi anlamına gelir.
Bir anlamda suçtan doğrudan veya dolaylı elde edilen menfaatlerin geri alınmasıdır.
5.1. Eşya Müsaderesi (TCK 54)
Suçun işlenmesinde kullanılan veya işlenmesine tahsis edilen, ya da suçtan elde edilen eşyalar müsadere edilir.
Ancak, iyi niyetli üçüncü kişilere ait eşyalar müsadere edilemez.
Müsadere edilecek eşyalar:
- Suçta kullanılan araçlar, silahlar, belgeler
- Suçun işlenmesine tahsis edilen veya elde edilen mallar
- Kamu güvenliğini veya genel ahlakı tehdit eden eşyalar
- Üretimi veya bulundurulması yasak eşyalar
Eşya yok edilmiş, tüketilmiş ya da elden çıkarılmışsa, değerine denk para miktarı müsadere edilir.
5.2. Kazanç Müsaderesi (TCK 55)
Suç işlenmesiyle elde edilen ekonomik kazançlar, bu kazançların dönüşümüyle elde edilen varlıklar veya bunların getirileri müsadere edilir.
Amaç: suçtan elde edilen kazancın faile hiçbir şekilde kalmaması.
Unutulmamalı: Müsadere, elkoyma değildir. Elkoyma bir koruma tedbiri (CMK) iken, müsadere bir güvenlik tedbiridir (TCK).
6. Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri
Çocukların cezalandırılmasında esas olan amaç, ıslah ve topluma kazandırmadır.
Bu nedenle çocuklara ceza değil, güvenlik tedbiri uygulanır.
Başlıca çocuk tedbirleri:
- Danışmanlık tedbiri: Çocuğun eğitilmesi, yönlendirilmesi.
- Eğitim tedbiri: Okula veya kursa yönlendirilme.
- Sağlık tedbiri: Tedavi ve rehabilitasyon süreci.
- Bakım tedbiri: Aile ortamı uygun değilse koruma altına alma.
- Barınma tedbiri: Barınma yeri sağlanması (çocuk yurdu vb.)
7. Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri
Akıl hastası olan fail, ceza sorumluluğuna sahip değildir (TCK m.32).
Ancak bu kişiler toplum açısından tehlikeli kabul edilir.
Bu nedenle mahkeme, failin yüksek güvenlikli sağlık kurumunda tedavi görmesine karar verebilir.
Tedbir, failin tehlikeliliği ortadan kalkana kadar devam eder.
Süre sınırlaması yoktur; belirli aralıklarla gözden geçirilir.
8. Tekerrür (TCK 58)
Tekerrür, failin daha önce işlediği suçtan dolayı ceza almasına rağmen yeniden suç işlemesidir.
Amaç, suç işleme alışkanlığı edinmiş kişilere özel bir infaz rejimi uygulamaktır.
8.1. Şartları
- Önceki suçtan verilen hüküm kesinleşmiş olmalıdır.
- Yeni suç, önceki hükmün kesinleşmesinden sonra işlenmiş olmalıdır.
- İlk cezanın infaz edilip edilmemesi önemli değildir.
- Fail 18 yaşını doldurmuş olmalıdır.
8.2. Süre Şartı – Ceza Hukuku Ders Notları
- İlk ceza 5 yıldan fazla hapis ise → Tekerrür süresi 5 yıl
- İlk ceza 5 yıl veya daha az hapis ya da para cezası ise → Tekerrür süresi 3 yıl
Bu süreler dolduktan sonra yeni suç işlenirse tekerrür uygulanmaz.
8.3. Uygulama Alanı
Tekerrür hükümleri yalnızca kasıtlı suçlar arasında uygulanır.
Kasıtlı-taksirli suçlar veya askerî suçlarla adli suçlar arasında tekerrür olmaz.
8.4. Yabancı Devlette İşlenen Suçlar
Aşağıdaki suçlar yabancı devlette işlenmiş olsa dahi, Türkiye’de yeniden işlenirse tekerrüre esas olur:
- Kasten öldürme
- Kasten yaralama
- Yağma
- Dolandırıcılık
- Uyuşturucu madde imal ve ticareti
- Parada veya kıymetli damgada sahtecilik
8.5. Sonuçları
- Fail, mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi olur.
- Cezası daha ağır koşullarda infaz edilir.
- Ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
9. Sınır Dışı Edilme (TCK 59)
Yabancı uyruklu bir kişi Türkiye’de suç işleyip hapis cezasına mahkûm olursa, cezanın infazı tamamlandıktan sonra İçişleri Bakanlığı kararıyla sınır dışı edilebilir.
Bu uygulama, ceza hukukunun değil, idare hukukunun bir sonucudur; ancak TCK’da güvenlik tedbiri olarak yer almıştır.
Sınır dışı edilme:
- Suçun niteliğine ve failin ülkesine göre değerlendirilir,
- İnsan hakları ve geri gönderme yasağı ilkeleri (AİHS m.3) dikkate alınır.
10. Tüzel Kişilere Uygulanan Güvenlik Tedbirleri
Tüzel kişiler (şirket, dernek, vakıf vb.) suç işlediğinde ceza sorumluluğu şahsidir ilkesi gereği doğrudan cezalandırılamazlar.
Ancak bazı durumlarda güvenlik tedbirleri uygulanabilir (TCK m.60).
Bu tedbirler:
- Faaliyet izninin iptali
- Müsadere (şirkete ait eşya veya kazançların alınması)
Amaç, suçun ekonomik faydasının tüzel kişiye dönmesini engellemektir.
11. Yargıtay Uygulamalarından Örnekler
- Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2020/2384 E., 2021/3199 K. “Sanığın kasıtlı bir suçtan hapis cezasına mahkûm olması nedeniyle, TCK 53 gereği hak yoksunluklarının uygulanması zorunludur.”
- Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2019/5014 E., 2020/2131 K. “Suçta kullanılan aracın üçüncü kişiye ait olduğu anlaşıldığından, iyi niyetli üçüncü kişiye ait malın müsaderesine karar verilmesi hukuka aykırıdır.”
Bu kararlar, güvenlik tedbirlerinin ceza gibi otomatik uygulanamayacağını ve ölçülülük ilkesine uygun olmasının zorunlu olduğunu göstermektedir.
12. Sonuç ve Değerlendirme
Güvenlik tedbirleri, ceza hukukunun modern koruyucu yönünü temsil eder.
Bu tedbirlerle amaç, yalnızca cezalandırmak değil; failin tehlikeliliğini azaltmak, toplumu korumak ve suçun tekrarını önlemektir.
TCK 53–59 arasındaki düzenlemeler, klasik ceza kavramının ötesine geçerek “önleyici adalet” anlayışını güçlendirmektedir.
Böylece ceza adaleti sistemi, hem bireysel hem toplumsal güvenlik dengesini koruyacak şekilde bütünleşik bir yapıya kavuşmuştur.

V. CEZANIN BELİRLENMESİ (TCK m.61)
1. Genel Açıklama
Ceza hukuku sisteminde, bir suç işlendiğinde hâkim yalnızca kanundaki cezayı “otomatik” olarak vermez.
Her somut olayın faili, mağduru, işleniş biçimi, sonuçları farklı olduğundan, cezanın adaletli biçimde belirlenmesi için bir bireyselleştirme süreci uygulanır.
Bu sürecin temel dayanağı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesidir.
TCK m.61, hâkimin hangi sırayla ve hangi kriterlere göre cezayı belirleyeceğini detaylı biçimde düzenler.
Amaç, her somut olayda adil, ölçülü ve gerekçeli bir ceza tayini sağlamaktır.
2. Cezanın Belirlenmesinde Hâkimin İzleyeceği Aşamalar
TCK m.61’e göre hâkim, cezayı belirlerken aşağıdaki sıralı adımları izlemek zorundadır:
Birinci Aşama: Uygulanacak Kanun Maddesinin Tespiti
Öncelikle hâkim, suçun hangi maddeye uyduğunu belirler.
Bu adımda suçun tipi, unsurları ve failin eylemiyle kanundaki suç tanımı karşılaştırılır.
➡️ Örnek: Eylem “kasten yaralama” ise TCK m.86 uygulanır.
İkinci Aşama: Temel Cezanın Belirlenmesi
Hâkim, suçun kanuni tanımında öngörülen alt ve üst sınır arasında bir “temel ceza” belirler.
Bu temel ceza, daha sonra artırma veya indirme yapılacak başlangıç noktasıdır.
Temel ceza belirlenirken hâkim şu unsurları dikkate almak zorundadır:
- Suçun işleniş biçimi,
- Kullanılan araçlar,
- Suçun işlendiği zaman ve yer,
- Suçun konusunun önem ve değeri,
- Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı,
- Failin kast veya taksir derecesi,
- Failin güttüğü amaç ve saik.
➡️ Örnek:
TCK m.86/1’de basit yaralamanın alt sınırı 1 yıl, üst sınırı 3 yıldır.
Fail bıçak kullanmış ve mağdurun hayati tehlikesi oluşmuşsa, hâkim 2 yıl gibi “üst sınıra yakın” temel ceza belirleyebilir.
Üçüncü Aşama: Nitelikli Haller (Artırım – İndirim)
Suçun daha ağır veya daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halleri varsa, hâkim önce artırımı sonra indirimi uygular.
➡️ Örnek: Kasten yaralama suçunun üstsoya karşı işlenmesi hâlinde ceza ½ oranında artırılır.
Ancak aynı fiil haksız tahrik altında işlenmişse, daha sonra indirim yapılır.
Dördüncü Aşama: Teşebbüs, İştirak, Zincirleme Suç
Bu aşamada hâkim, suça teşebbüs (TCK 35), suça iştirak (TCK 37–39) veya zincirleme suç (TCK 43) hükümlerini uygular.
Artırım ve indirim sırası önemlidir; önce temel ceza belirlenir, sonra bu hükümler tek tek sırayla uygulanır.
Beşinci Aşama: Haksız Tahrik, Yaş Küçüklüğü, Akıl Hastalığı, Şahsi Sebepler
Failin kişisel durumuna ilişkin indirim nedenleri bu aşamada dikkate alınır.
Örneğin fail 15 yaşında ise (TCK 31), cezasında ciddi indirim yapılır.
Aynı şekilde haksız tahrik (TCK 29) varsa, ceza ¼ ila ¾ oranında indirilebilir.
Altıncı Aşama: Takdiri İndirim Nedenleri (TCK 62)
Hâkim, failin duruşmadaki tutum ve davranışlarını, pişmanlık göstermesini veya geçmişini göz önüne alarak cezada ek indirim yapabilir.
Bu aşama, artık “cezanın kişiselleştirilmesi”nin son adımıdır.
Yedinci Aşama: Sonuç Cezanın Belirlenmesi
Yukarıdaki tüm aşamalardan sonra ortaya çıkan ceza, artık sonuç cezadır.
Bu ceza hapis veya adli para cezası olabilir ve infaza gönderilir.
3. Cezanın Belirlenmesinde Göz Önünde Bulundurulacak Ölçütler (TCK m.61/1)
Hâkim, temel cezayı belirlerken somut olayın özelliklerine göre aşağıdaki ölçütleri dikkate almak zorundadır:
| Ölçüt | Açıklama |
|---|---|
| Suçun işleniş biçimi | Planlı mı, ani mi? Failin suç işlemeye yönelik hazırlığı var mı? |
| Kullanılan araçlar | Silah, zehir, teknoloji vb. suçun işlenmesini kolaylaştıran araçlar kullanılmış mı? |
| Zaman ve yer | Suç kamu düzenini bozacak şekilde mi işlendi? (örneğin okulda, camide, kalabalıkta vb.) |
| Konu ve değer | Suçun yöneldiği mal, kişi veya değer toplum açısından ne kadar önemli? |
| Zarar veya tehlike | Fiil sadece tehlike mi doğurdu yoksa doğrudan zarar mı verdi? |
| Kast/taksir derecesi | Kasıt yoğun mu? Bilinçli taksir var mı? |
| Amaç ve saik | Failin suçu işlemedeki amacı nedir (kin, çıkar, kıskançlık vs.)? |
Hâkim, bu kriterlerin her birini karar gerekçesinde ayrı ayrı açıklamak zorundadır.
Aksi halde karar “gerekçesiz hüküm” sayılarak bozma nedeni olur.
4. Artırım ve İndirimlerin Sıralaması
TCK m.61/4 ve devamında hâkimin hangi sırayla indirim ve artırımları uygulayacağı açıkça belirtilmiştir.
Bu sıralamaya uyulmaması, ceza hesaplamasının bozulmasına neden olur.
Sıralama Şeması:
- Temel ceza belirlenir.
- Nitelikli haller uygulanır.
- Teşebbüs, iştirak, zincirleme suç artırımı yapılır.
- Haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı gibi şahsi indirimler uygulanır.
- Takdiri indirim nedenleri (TCK 62) uygulanır.
🔸 Bu sıraya “ters” gidilmesi Yargıtay tarafından bozma sebebi sayılır.
(Yargıtay CGK, 2016/7-182 E., 2017/396 K.)
5. Süre Hesabı ve Üst Sınır (TCK m.61/6–7)
- Bir gün: 24 saat
- Bir ay: 30 gün
- Bir yıl: Resmî takvime göre hesaplanır.
- Artakalan gün veya lira tutarları infaz edilmez (örneğin 1 gün 18 saat = 1 gün sayılır).
Süreli hapis cezası için sonuç ceza 30 yıldan fazla olamaz.
Yani tüm artırımlar yapılsa bile süreli hapis cezasının toplamı 30 yılı geçemez.
6. Cezanın Belirlenmesine İlişkin Yargıtay Kararları
🔹 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019/316 E., 2020/125 K.
“Temel ceza belirlenirken yalnızca suçun kanundaki alt sınırının alınması yeterli değildir; somut olayın özellikleri tek tek tartışılmalıdır.”
➡️ Açıklama: Hâkim, sadece “alt sınırdan” ceza veremez; neden alt sınırın seçildiğini somut gerekçeyle açıklamalıdır.
🔹 Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2021/3892 E., 2022/1931 K.
“Artırım ve indirim sırası TCK m.61’e uygun belirlenmediği için hükümde hesaplama hatası vardır.”
➡️ Açıklama: Sıra hatası, bozma sebebi sayılmıştır. Önce artırımlar sonra indirimler uygulanmalıdır.
🔹 Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2018/5236 E., 2018/4451 K.
“Hâkimin takdir yetkisi sınırsız değildir; gerekçesiz ceza tayini keyfilik oluşturur.”
7. Örnek Uygulama: Kasten Yaralama (TCK 86)
| Aşama | Uygulama | Açıklama |
|---|---|---|
| 1️⃣ Suç | TCK 86/1 – Basit Yaralama | 1–3 yıl hapis |
| 2️⃣ Temel Ceza | 2 yıl | Silah kullanıldığı için üst sınıra yakın |
| 3️⃣ Nitelikli Hal | Üstsoya karşı (½ artırım) → 3 yıl | |
| 4️⃣ Haksız Tahrik | (½ indirim) → 1 yıl 6 ay | |
| 5️⃣ Takdiri İndirim | (1/6 indirim) → 1 yıl 3 ay | Sonuç Ceza: 1 yıl 3 ay hapis |
Bu tablo, hâkimin ceza belirleme sürecini somutlaştırarak anlamayı kolaylaştırır.
8. Cezanın Belirlenmesinde İlkeler
a) Orantılılık İlkesi
Verilen ceza, işlenen fiille orantılı olmalıdır. Küçük bir zarara büyük bir ceza verilmesi, hakkaniyete aykırıdır.
b) Bireyselleştirme İlkesi
Her failin kişiliği, geçmişi, toplumsal konumu dikkate alınarak ceza tayin edilmelidir.
c) Kanunilik İlkesi
Hâkim, kanunda öngörülenden daha ağır veya farklı bir ceza veremez.
d) Gerekçelilik İlkesi
Her ceza kararı, açık ve somut gerekçelerle dayandırılmalıdır.
Yargıtay, gerekçesiz ceza kararlarını “keyfi uygulama” sayarak bozma kararı verir.
9. Özet ve Değerlendirme
Cezanın belirlenmesi süreci, adaletin somutlaşması anlamına gelir.
TCK m.61, hâkimin ceza tayininde objektif ölçütleri belirlemiş, “keyfilik” ihtimalini ortadan kaldırmıştır.
Bu maddeyle birlikte:
- Cezalar kişiye ve olaya göre bireyselleştirilir,
- Gerekçesiz alt/üst sınır uygulamaları engellenir,
- Cezaların adil ve orantılı olması sağlanır.
Hâkim, her durumda gerekçesini açıkça belirtmeli; neden o miktarda ceza tayin ettiğini, hangi indirimi hangi sırayla uyguladığını karar metnine yazmalıdır.

VI. TAKDİRİ İNDİRİM NEDENLERİ (TCK m.62)
1. Kavram ve Hukuki Dayanak
Takdiri indirim nedenleri, hâkimin cezayı bireyselleştirme yetkisinin bir parçasıdır.
Bu kurumun amacı, failin geçmişi, kişiliği, yargılama sürecindeki tutum ve davranışları gibi unsurları dikkate alarak cezayı hakkaniyete uygun biçimde azaltmaktır.
TCK m.62/1 hükmü şöyledir:
“Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis, müebbet hapis cezası yerine yirmi beş yıl hapis cezası; diğer cezaların ise altıda birine kadar indirilmesine karar verilir.”
Bu düzenleme, hâkime belirli bir oranda indirim yetkisi tanır. Ancak bu yetki keyfi değildir; her zaman somut gerekçelere dayanmak zorundadır.
2. Takdiri İndirimin Amacı
Ceza hukukunun temel ilkelerinden biri “cezanın bireyselleştirilmesi”dir.
Herkese aynı cezanın verilmesi değil, kişiye uygun cezanın belirlenmesi hedeflenir.
Takdiri indirim nedenleri ile:
- Failin kişisel özellikleri dikkate alınır,
- Ceza sistemine insancıl bir denge kazandırılır,
- Cezaların toplumsal adalete uygun hale gelmesi sağlanır,
- Failin pişmanlığı veya topluma uyum potansiyeli teşvik edilir.
3. Takdiri İndirim Nedenlerinin Türleri
TCK, bu nedenleri sınırlı sayıda saymamış, hâkime takdir hakkı tanımıştır. Ancak uygulamada Yargıtay kararlarıyla bazı kriterler şekillenmiştir.
3.1. Failin Geçmişi
Failin sabıkasız oluşu, sosyal çevresinde saygın bir konuma sahip olması, daha önce adli sicilinin temiz olması indirim nedeni sayılabilir.
📌 Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2018/1543 E., 2019/624 K.:
“Sanığın sabıka kaydının bulunmaması, toplum içinde olumlu kişiliğe sahip olması takdiri indirim nedenidir.”
3.2. Sosyal İlişkiler ve Yaşam Biçimi
Failin aile bağlarının güçlü olması, düzenli bir iş hayatına sahip bulunması, toplumda uyumlu bir kişi olarak tanınması da indirim nedeni olabilir.
Bu durum, failin yeniden suç işlemeyeceğine dair kanaati güçlendirir.
3.3. Yargılama Sürecindeki Davranışlar
Sanığın yargılama süresince saygılı tutum sergilemesi, pişmanlık göstermesi, adalete yardımcı olması indirim gerekçesi oluşturabilir.
Ancak burada dikkat edilmelidir:
Sadece duruşmada “pişmanım” demek yeterli değildir. Hâkim, bu pişmanlığın samimi olup olmadığını değerlendirir.
📌 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2017/456 E., 2019/321 K.:
“Takdiri indirim uygulanabilmesi için failin duruşmadaki davranışlarının şekli değil, içtenliği ve samimiyeti dikkate alınmalıdır.”
3.4. Suç Sonrası Davranışlar
Failin suçtan sonra mağdurdan özür dilemesi, zararı gidermesi, olayı itiraf etmesi veya adli makamlarla iş birliği yapması da takdiri indirim sebebi olabilir.
Özellikle mağdur zararı giderilmişse, hâkim genellikle indirim uygular.
3.5. Cezanın Failin Geleceği Üzerindeki Etkisi
Bazı durumlarda cezanın fail üzerinde yıkıcı etki yaratacağı kanaati hâkimde oluşabilir.
Örneğin, failin genç yaşta olması, eğitimine devam ediyor olması gibi durumlar cezayı hafifletme gerekçesi olabilir.
4. İndirimin Oranı
TCK m.62’ye göre:
- Ağırlaştırılmış müebbet → Müebbet hapis’e indirilir.
- Müebbet hapis → 25 yıl hapis’e indirilir.
- Süreli hapis veya adli para cezası → Altıda bir oranında indirilir.
Örnek:
Sanığa 6 yıl hapis cezası verildiyse;
Takdiri indirim uygulanırsa:
6 yıl × (1/6) = 1 yıl indirim → Sonuç ceza 5 yıl olur.
Hâkim bu orandan az veya fazla indirim yapamaz. Kanun “altıda birine kadar” diyerek üst sınırı belirlemiştir.
5. Hâkimin Takdir Yetkisi ve Gerekçelendirme Zorunluluğu
Hâkim, takdiri indirim uygularken mutlaka gerekçesini kararda açıklamak zorundadır.
Aksi halde karar “gerekçesiz hüküm” sayılarak Yargıtay tarafından bozulur.
📌 Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2018/389 E., 2019/474 K.:
“Hâkim, takdiri indirim uygulamışsa neden uyguladığını, uygulamamışsa neden uygulamadığını kararda açıkça göstermelidir.”
Gerekçesiz indirim = keyfilik
Gerekçesiz reddetme = eksik inceleme
Her iki durumda da hüküm bozulur.
6. Takdiri İndirim Uygulamasında Yargıtay’ın Kriterleri
Yargıtay kararlarına göre hâkimler:
- Her dosyada otomatik olarak TCK 62 uygulayamaz.
- Failin durumu, davranışları, sosyal yaşamı somut delillerle desteklenmelidir.
- Takdiri indirimin gerekçesi kararda açık, somut ve denetlenebilir olmalıdır.
- “Sanığın duruşmadaki iyi hali” gibi soyut ifadeler yeterli gerekçe değildir.
Örnek Bozma Gerekçesi:
“Sanığın duruşmadaki davranışları iyi olduğundan takdiri indirim uygulanmıştır.”
➡️ Bu ifade gerekçesizdir. Neden iyi davranış sayıldığı açıklanmadığından Yargıtay kararı bozar.
7. Takdiri İndirimin Uygulanmadığı Durumlar
Aşağıdaki hallerde hâkim genellikle TCK 62 indirimi uygulamaz:
- Failin yargılama sürecinde pişmanlık göstermemesi,
- Mağdura zarar vermeye devam etmesi,
- Sabıka kaydının kabarık olması,
- Suçun planlı ve bilinçli şekilde işlenmesi,
- Kamu görevlisi sıfatıyla görevi kötüye kullanma, rüşvet, ihaleye fesat gibi kamu güvenine karşı suçlar.
Bu durumlarda mahkemeler, “ceza bireyselleştirmesi” kapsamında indirim yapmama yönünde gerekçeli karar verebilir.
8. Takdiri İndirimin Artırımı veya Kaldırılması Tartışmaları
Özellikle son yıllarda, TCK 62’nin otomatik uygulanması kamuoyunda tartışma yaratmıştır.
Bazı suçlarda (kadına karşı şiddet, cinsel saldırı, çocuk istismarı vb.) hâkimlerin takdiri indirimi gerekçesiz uygulaması toplumda tepki doğurmuştur.
Bu nedenle, Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu içtihatlarında, “takdiri indirim artık keyfi değil, gerekçeli uygulanmalıdır” ilkesi güçlenmiştir.
9. Uygulama Örneği
Somut Olay:
Sanık, barda tartıştığı kişiyi yumrukla yaralamış, duruşmada suçunu kabul edip pişman olduğunu beyan etmiştir.
Temel ceza: 2 yıl hapis.
Haksız tahrik: ½ indirim → 1 yıl.
Takdiri indirim (TCK 62): 1/6 → 10 ay.
Sonuç Ceza: 10 ay hapis.
Bu ceza kısa süreli olduğu için TCK 50’ye göre adli para cezasına çevrilebilir.
10. Yargıtay Kararlarından Örnekler
- Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2021/4625 E., 2022/1397 K. “Sanığın duruşmalardaki saygılı davranışları ve sabıkasız geçmişi dikkate alınarak takdiri indirim uygulanması yerindedir.”
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2020/2413 E., 2021/3347 K. “Hâkim, soyut olarak ‘iyi hal’ diyerek indirim yapamaz; somut davranış biçimleri karar metninde açıklanmalıdır.”
- Ceza Genel Kurulu, 2017/5-313 E., 2018/527 K. “Failin pişmanlık göstermemesi, suçu inkâr etmesi ve mağdura zarar vermeye devam etmesi durumunda TCK 62 uygulanmaz.”
11. Sonuç ve Değerlendirme
TCK 62, Türk ceza sisteminde “insancıl adalet” anlayışının bir yansımasıdır.
Hâkime cezayı bireyselleştirme ve failin kişisel özelliklerini dikkate alma imkânı tanır.
Ancak bu yetki sınırsız değildir:
- Her takdir somut gerekçeye dayanmalıdır.
- Failin topluma yeniden kazandırılma potansiyeli gözetilmelidir.
- Keyfi indirim veya gerekçesiz uygulama adalet duygusunu zedeler.
Sonuç olarak, takdiri indirim adaletin vicdani boyutunu temsil eder; doğru uygulandığında cezanın hem orantılı hem de insancıl olmasını sağlar.
VII. MAHSUP (TCK m.63)
1. Kavram ve Hukuki Tanım
Ceza hukukunda mahsubun kelime anlamı, “indirme” veya “düşme”dir.
TCK m.63, failin yargılama sürecinde özgürlüğünün kısıtlandığı sürelerin, kesinleşen hapis veya adli para cezasından düşülmesini düzenler.
Yani kişi, tutukluluk, gözaltı, yakalama veya fiilen özgürlüğünün kısıtlandığı başka bir nedenle zaten belirli bir süre cezaevinde kalmışsa, bu süre nihai cezasından mahsup edilir (düşülür).
TCK m.63 hükmü:
“Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir.
Adli para cezasına hükmedilmesi durumunda, bir gün beş yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu cezadan indirim yapılır.”
Bu madde, hem eşitlik ilkesinin hem de insan haklarına saygının bir gereğidir. Çünkü kişi aynı fiil nedeniyle iki kere özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
2. Mahsup Kurumunun Amacı
Mahsupun amacı, “adil infaz” sağlamaktır.
Kişi hakkında hüküm kesinleşmeden önce, örneğin tutuklu kaldığı süre boyunca özgürlüğü kısıtlanmışsa, bu dönemin göz önünde bulundurulması gerekir.
Mahsup kurumu ile:
- Çifte cezalandırma önlenir,
- Kişinin haksız yere fazla ceza çekmesi engellenir,
- Ceza süresi adil ve dengeli hale gelir,
- İnsan hakları standartlarına (AİHS m.5) uygunluk sağlanır.
3. Mahsup Edilebilecek Süreler
TCK m.63 kapsamına giren “şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller” oldukça geniştir.
Yani yalnızca “tutukluluk” değil, kişinin fiilen özgürlüğünden mahrum kaldığı tüm hâller kapsama alınmıştır.
Aşağıdaki hâller mahsup edilir:
- Yakalama süresi (CMK m.91 – 24 saati aşmayan gözaltı süresi dahil),
- Gözaltında geçirilen süre,
- Tutukluluk süresi,
- Adli kontrol altında geçirilen süre (örneğin elektronik kelepçe ile evde gözetim),
- Yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle fiilen özgürlüğü sınırlanan süreler (istisnai),
- Yurt dışında aynı fiilden dolayı geçirilen hapis süresi,
- Zorunlu tedavi veya rehabilitasyon kurumlarında kalınan süre.
➡️ Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019/332 E., 2020/174 K.:
“Kişinin özgürlüğünü fiilen sınırlayan her türlü tedbir, mahsuba konu edilir. Bu, tutukluluk olmasa dahi fiili kısıtlamadır.”
4. Mahsup Edilemeyecek Süreler
Her özgürlük kısıtlaması mahsuba konu edilmez.
Mahsup uygulanabilmesi için bu sürenin aynı fiilden kaynaklanması gerekir.
Mahsup yapılamayacak durumlar:
- Farklı bir suçtan dolayı geçirilen tutukluluk süresi,
- Disiplin cezası nedeniyle cezaevinde geçirilen süre,
- Aynı fiil nedeniyle değil, başka bir olaydan kaynaklanan idari gözaltı,
- Hakkında verilen ve daha sonra kaldırılan tedbir süresi (örneğin haksız adli kontrol) – ancak bu konu tartışmalıdır.
📌 Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2021/5321 E., 2022/1428 K.:
“Mahsup edilecek sürenin, hükmedilen cezanın dayanağını oluşturan fiille ilgili olması zorunludur.”
5. Mahsupta Yetkili Merci
Mahsup işlemini infaz aşamasında infaz hâkimliği yapar.
Ancak hükümde açıkça “şu kadar süre mahsup edilir” denilmesi uygulamada kolaylık sağlar.
Eğer hükümde belirtilmemişse, Cumhuriyet Başsavcılığı infaz sırasında tutukluluk ve gözaltı sürelerini hesaplar, gerektiğinde infaz hâkimliğine başvurulur.
6. Adli Para Cezalarında Mahsup (TCK m.63/2)
Adli para cezalarında da mahsup mümkündür.
Kanuna göre, bir gün 500 Türk Lirası sayılmak suretiyle indirime gidilir.
Örnek:
Fail 5 gün gözaltında kalmıştır ve 20.000 TL adli para cezasına mahkûm edilmiştir.
Her gün 500 TL → 5 × 500 = 2.500 TL mahsup edilir.
Sonuç: Fail 17.500 TL öder.
Ancak burada hâkim gün değerini 100–500 TL arasında belirleyebileceğinden, hesaplama o değere göre değişebilir.
7. Uygulama Örneği: Mahsup Hesaplama
Somut Olay:
Sanık, 01.02.2023 tarihinde tutuklanmış, 01.06.2023 tarihinde tahliye edilmiştir (4 ay = 120 gün).
Yargılama sonunda 2 yıl hapis cezasına mahkûm olmuştur.
120 gün = 4 ay
Sonuç: 2 yıl cezasından 4 ay mahsup edilir → kalan ceza: 1 yıl 8 ay.
8. Yurt Dışında Geçirilen Sürelerin Mahsubu
Yurt dışında aynı fiil nedeniyle kişi hakkında özgürlüğü kısıtlayıcı bir işlem yapılmışsa, bu süre de mahsup edilir.
Ancak yurt dışındaki yargılama farklı bir suça ilişkinse, mahsup mümkün değildir.
📌 Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018/2834 E., 2019/1342 K.:
“Yurt dışında aynı fiilden dolayı geçirilen hapis süresi, Türkiye’de verilen ceza süresinden mahsup edilir.”
9. Mahsupun İnsan Hakları Boyutu
Mahsup kurumu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) madde 5/1 ve 5/5 hükümlerine dayanan bir koruma sağlar.
AİHM kararlarında da, aynı fiil nedeniyle kişi birden fazla kez özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
Bu nedenle, TCK m.63 AİHM içtihadı ile uyumlu şekilde düzenlenmiştir.
➡️ AİHM, Scoppola / İtalya (No.2) Kararı, 2009:
“Devlet, kişinin fiili nedeniyle geçirdiği tutukluluk süresini ceza süresinden mahsup etmekle yükümlüdür.”
10. Mahsupun Usulü ve Belgelenmesi
Mahsup işleminin yapılabilmesi için:
- Tutukluluk veya gözaltı tarihleri,
- Tahliye veya serbest bırakılma tarihi,
- Adli kontrol veya ev hapsi tarihleri,
resmî belgelerle sabit olmalıdır.
Bu belgeler genellikle UYAP dosyasındaki tutanaklar veya Cezaevi Müdürlüğü yazılarıdır.
11. Mahsup Kararına Karşı Kanun Yolu
Mahsup işlemi infaz aşamasında yapılır.
İnfaz hâkimliğinin mahsup kararı veya red kararı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 298. maddesi uyarınca itiraz yoluna tabidir.
İtiraz süresi 7 gündür.
12. Yargıtay Kararlarından Örnekler
- Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2022/3125 E., 2023/1038 K. “Tutukluluk süresinin hükmolunan hapis cezasından mahsup edilmemesi hukuka aykırıdır.”
- Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2020/2864 E., 2021/1972 K. “Yurt dışında geçirilen gözaltı süresinin Türkiye’deki aynı fiile ilişkin mahkûmiyetten düşülmemesi, mahsubun eksik uygulanmasıdır.”
- Ceza Genel Kurulu, 2018/5-183 E., 2019/621 K. “Adli para cezasına çevrilen hapis cezasında dahi tutukluluk süresi, gün değerine göre düşülmelidir.”
13. Özet ve Değerlendirme
TCK m.63 ile getirilen mahsup kurumu, adaletin denge mekanizmasıdır.
Kişi, aynı fiil nedeniyle iki kez cezalandırılmamalı; tutuklu veya gözaltında geçirdiği süreler mutlaka nihai cezadan düşülmelidir.
Bu sistem:
- Orantılılık ilkesini korur,
- İnsan onuruna saygıyı sağlar,
- Çifte cezalandırmayı engeller,
- Ceza infazını adil hale getirir.
Mahsup yapılmaması veya eksik yapılması, temel hak ihlali sayılır.
Bu nedenle hâkim ve savcılar, her kararda bu hususu dikkatle uygulamalıdır.
Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler Bölüm 1
Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler Bölüm 2
Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler Bölüm 3
Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler Bölüm 4
Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler Bölüm 5
Ceza Hukuku Ders Notları – Genel Hükümler Bölüm 6
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün
