Ceza İstinaf Kanun Yolu: Başvuru Şartları, Mahkeme Kararları ve Yargıtay Uygulamaları 1

Ceza İstinaf Kanun Yolu – İstinaf, ceza davalarında ilk derece mahkemesince verilen kararların, daha üst dereceli bir yargı organı tarafından hem maddi olay açısından hem de hukuki yönlerden tekrar gözden geçirilmesini sağlayan bir başvuru yoludur. Bu sistem, mahkeme kararlarının hem olgusal hem de hukuki doğruluğunun ikinci kez denetlenmesine olanak tanır.
Bu başvuru yolu, iki dereceli yargılama sisteminin temel taşlarından biri olarak kabul edilir ve genellikle “ikinci derece” ya da “esas derece” incelemesi olarak tanımlanır. İlk derece mahkemelerinin verdiği kararların, hukuk kurallarına uygun olup olmadığının yeniden değerlendirilmesi açısından oldukça işlevseldir.
Ceza yargılamasında, mahkemelerin verdiği nihai kararlar doğrudan temyize değil, önce istinaf aşamasına taşınır. İstinaf incelemesinde verilen karar eğer tarafları tatmin etmezse ve yasal koşulları sağlıyorsa, bu karar Yargıtay’a taşınarak “temyiz” incelemesine tabi tutulabilir.
Ceza davalarında istinaf yoluna başvurmanın şartları, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 272 ile 285. maddeleri arasında detaylı şekilde açıklanmıştır. Öte yandan, hukuk davalarına ilişkin istinaf prosedürleri ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer almaktadır.
İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır? – Ceza Davalarında Usul (CMK md. 273)
Ceza davalarında istinaf incelemesi, tarafların açık başvurusu olmadan istinaf mahkemesi tarafından kendiliğinden başlatılamaz. Yani genel kural olarak, ilk derece ceza mahkemesinin verdiği karara karşı istinaf incelemesi yapılabilmesi için, ilgililerin bu yola başvurması gerekir. Ancak bu kuralın istisnası olarak, sanığa verilen hapis cezası 15 yıl ve üzerinde ise, istinaf mahkemesi herhangi bir başvuruya gerek kalmadan dosyayı resen ele alarak inceleme yapabilir (CMK md. 272/1).
İstinaf başvurusunun usulü ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 273. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Başvuru, kararı vermiş olan ilk derece ceza mahkemesine yapılır. Bu başvuru, yazılı bir dilekçeyle yapılabileceği gibi, alternatif olarak sözlü beyan yöntemiyle de gerçekleştirilebilir. İlgili kişi, mahkeme kaleminde görevli katibe istinaf talebini sözlü olarak iletebilir. Katip bu beyanı tutanağa geçirir ve hazırlanan tutanak mahkeme hakimi tarafından onaylandığında başvuru tamamlanmış olur (CMK md. 273/1).
Ceza yargılamasında doğru ve zamanında yapılacak bir istinaf başvurusu, hukuki sürecin sağlıklı işlemesi açısından kritik önemdedir. Bu nedenle sürece ilişkin her adımın dikkatle ve usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekir.

Ceza Davalarında İstinaf Başvurusu: Süre, Şartlar ve Uygulama Süreci– Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf Başvuru Süresi (CMK md. 273)
İlk derece ceza mahkemesinin verdiği hüküm, gerekçesiyle birlikte ilgili tarafa tebliğ edildikten sonra 14 gün içinde istinaf başvurusunda bulunulması gerekir. Bu sürenin kaçırılması halinde istinaf yoluna başvurulamaz. Süre, kararın tebliğ edildiği tarihi takip eden gün itibarıyla işlemeye başlar.
İstinaf Başvuru Dilekçesinde Gerekçe Zorunlu mudur? – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Cumhuriyet savcısı, sanığın lehine ya da aleyhine istinaf talebinde bulunduğunda bu başvurusunu gerekçeli bir şekilde yapmakla yükümlüdür. Savcının sunduğu gerekçeli istinaf dilekçesi, ilgili taraflara tebliğ edilmeli ve bu kişilere karşı beyan hakkı tanınmalıdır.
Buna karşın; sanık, katılan, suçtan zarar gören veya katılma talebi reddedilen kişiler, istinaf başvurusunda gerekçe göstermek zorunda değildir. Avukatlar da başvuru sırasında gerekçe sunmak zorunda değildir; ancak dilekçede gerekçe yer alması, istinaf incelemesini daha sağlıklı kılar. Gerekçe sunulmasa da istinaf mahkemesi dosya hakkında değerlendirme yapmak zorundadır.
İstinafta Duruşmalı İnceleme Yapılır mı? – Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf mahkemesi, gerekli gördüğü takdirde duruşma açarak dosyayı duruşmalı şekilde inceleyebilir. Kanunda, duruşmalı inceleme yapılması için belirlenmiş bir ceza sınırı yoktur. Tarafların duruşma talep edip etmediği de tek başına belirleyici değildir. Duruşma sonunda mahkeme ya istinaf talebini reddeder ya da ilk derece kararını kaldırarak yeni bir karar verir (CMK md. 280/2).
Ancak çok önemli bir nokta şudur: İstinaf mahkemesi, duruşma yapmadan beraat kararı veremez. Bu husus, CMK’nın 280, 303/1-a, 193/2, 216 ve 217. maddelerinde açıkça düzenlenmiştir. Aksi yöndeki uygulamalar Yargıtay tarafından hukuka aykırı bulunarak bozulmaktadır (Y16.CD-K.2020/1351).
Hangi Kararlar İstinaf Edilebilir?
Genel kural olarak, ilk derece ceza mahkemesinin verdiği son kararlar, yani hüküm niteliğindeki kararlar istinafa konu olabilir. Bunlar:
- Beraat
- Mahkûmiyet
- Düşme
- Ceza verilmesine yer olmadığı
- Davanın reddi
- Güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi gibi kararlardır.
Ayrıca, hükme etkisi olan bazı ara kararlar ile başka kanun yolları öngörülmemiş ara kararlar da istinafa taşınabilir. Ancak, örneğin sadece “itiraz” yolu öngörülmüşse ve bu kullanılmamışsa, aynı karar için istinaf yoluna gidilemez.
Resen İstinaf Sınırı: 15 Yıl ve Üzeri Hapis Cezaları – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Sanığa verilen hapis cezası 15 yıl ve üzerindeyse, başvuru yapılmasa dahi istinaf incelemesi yapılır. Bu inceleme doğrudan bölge adliye mahkemesi tarafından gerçekleştirilir (CMK md. 272/1-2).
İstinaf Kararlarının Sirayeti (Yayılması) – Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf mahkemesinin verdiği karar, başvuru yapmamış diğer sanıkları da etkileyebilir. Eğer karar sanığın lehine ise ve bu durum dava arkadaşlarına da uygulanabiliyorsa, onlar da istinaf başvurusunda bulunmuş gibi bu karardan faydalanabilir (CMK md. 280/3). Bu uygulamaya “istinafın sirayeti” denir.
Örneğin, hırsızlık suçunun yanlışlıkla gasp olarak nitelendirildiği ve bu nedenle hükmün kaldırıldığı bir durumda, başvuru yapmamış diğer sanıklar da bu düzeltmeden faydalanabilir.
Hangi Kararlara Karşı İstinaf Yolu Kapalıdır? – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Ceza yargılamasında bazı kararlar kesin niteliktedir ve bunlara karşı istinaf başvurusu yapılamaz. Örneğin:
- 15.000 TL dahil adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükümleri (doğrudan hükmedilenler için). Ancak hapis cezasından çevrilen adli para cezaları için istinaf yolu açıktır.
- Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlarda verilen beraat kararları.
- Özel kanunlarda “kesin” olduğu belirtilmiş kararlar.
Öte yandan; müsadere, çocuklara veya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri ya da tüzel kişilere yönelik güvenlik tedbirlerine ilişkin kararlara karşı istinaf mümkündür.
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne Gönderilmesi – Ceza İstinaf Kanun Yolu
İlk derece ceza mahkemesi, usulüne uygun yapılan istinaf başvurusu sonrasında dosyayı doğrudan ilgili istinaf mahkemesine gönderir (CMK md. 277/2). Bu aşamada Yargıtay’daki gibi bir “tebliğname” süreci uygulanmaz. Cumhuriyet savcılığı, dosya hakkındaki görüşünü yazılı ya da duruşma sırasında sözlü şekilde sunar.
Görevli ceza dairesi, dosya kendisine ulaştıktan sonra eksik tebligat varsa bunları tamamlar (CMK md. 278) ve ardından dosya hakkında ön inceleme yapılır.
Ön İnceleme ve Esas İnceleme Süreci – Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf ceza dairesi, öncelikle dosya hakkında usule dair bir değerlendirme yapar. Bu aşamada:
- Mahkemenin yetkisi
- Sürelerin doğru kullanılıp kullanılmadığı
- Başvuru ehliyeti gibi hususlar incelenir (CMK md. 279).
Eğer başvuru, ön inceleme aşamasında usulen reddedilirse, buna karşı aynı istinaf mahkemesi içinde bulunan başka bir ceza dairesine itiraz edilebilir (CMK md. 268/3-e).
Usul yönünden bir eksiklik bulunmadığında dosya esastan incelenir. Bu aşamada mahkeme, başvuru gerekçelerini ve CMK md. 289’da sayılan hukuka aykırılık durumlarını dikkate alarak karar verir.
İstinaf Mahkemesi Ceza Davalarında Hangi Kararları Verebilir? – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Ceza yargılamasında istinaf mahkemesi, başvuru konusu dosyayı hem hukuki hem de maddi yönlerden inceleyerek farklı kararlar verebilir. Yapılan incelemenin sonunda, ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olup olmadığını değerlendiren istinaf mahkemesi şu sonuçlara ulaşabilir:
1. Esastan Red Kararı (Dosya Üzerinden İnceleme ile) – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Bölge adliye mahkemesi, dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda herhangi bir hukuka aykırılık tespit etmezse, istinaf başvurusunu esastan reddeder. Bu karar, ilk derece mahkemesinin verdiği hükmün doğru olduğunu ve değiştirilmesine gerek olmadığını ifade eder.
Bu kararın verilebilmesi için şu unsurların yerine getirilmiş olması gerekir:
- Hükümde usule veya esasa aykırılık bulunmamalıdır.
- Delillerin değerlendirilmesi yerindeyse,
- Mahkemenin kararında ispat yönünden hata yoksa.
İstinaf başvurusunun esastan reddi halinde, başvurucu şartları taşıyorsa temyiz yoluna yani Yargıtay’a başvurabilir.
2. Düzeltme Yoluyla Esastan Red (Düzelterek Onama) – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Eğer istinaf mahkemesi, yerel mahkeme kararında küçük ancak düzeltilebilir nitelikte hatalar tespit ederse, kararı düzelterek esastan reddeder. Bu durumda yeni bir yargılama yapılmasına gerek kalmaz.
Bu tür düzeltmeler şunlardır (CMK 303):
- Yanlış yazılan suç maddeleri,
- Eksik yapılan yaş indirimi,
- Maddi hatalar,
- Cezanın yanlış hesaplanması,
- Avukatlık ücreti ya da yargılama giderlerinde hata yapılması.
3. Hükmün Bozulması ve Dosyanın Yerel Mahkemeye Gönderilmesi – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Eğer istinaf mahkemesi, ilk derece kararında ciddi ve giderilmesi mümkün olmayan hukuka aykırılıklar tespit ederse, kararı bozar ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyayı ilk derece mahkemesine gönderir.
Bu tür durumlar, CMK 289’da yer alan “mutlak bozma nedenleri” kapsamında değerlendirilir. Bunlardan bazıları:
- Yetkisiz veya yasaklı hakimin yargılamaya katılması,
- Mahkeme heyetinin hukuka aykırı şekilde oluşturulması,
- Delillerin hukuka aykırı elde edilmesi,
- Savunma hakkının ihlal edilmesi,
- Zorunlu katılımcıların yokluğunda duruşma yapılması.
Yerel mahkeme bu durumda direnme kararı veremez, yalnızca istinaf mahkemesinin belirttiği çerçevede yeniden yargılama yapabilir.
4. Ceza Davasının İstinaf Mahkemesinde Yeniden Görülmesi – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Bölge adliye mahkemesi, hükmün bozulmasına gerek duymaksızın davayı kendi bünyesinde yeniden ele alabilir. Bu durumda istinaf mahkemesi duruşma hazırlığı yapar, gerekli çağrıları yaparak tarafları duruşmaya davet eder (CMK md. 281).
İstinaf mahkemesi; tanıkları dinleyebilir, bilirkişi çağırabilir, keşif yapabilir. Ayrıca, koruma tedbirleri (örneğin tutuklama, adli kontrol, el koyma) hakkında da karar verebilir.
Yeniden görülen davada iki olasılık ortaya çıkar:
- İstinaf başvurusu reddedilir,
- İlk derece hükmü kaldırılır ve yeni bir karar verilir.
Başsavcılığın Kesinleşmiş Karara İtiraz Yetkisi – Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf yolunun kapalı olduğu ve bu nedenle kesinleşmiş kararlar için, istinaf mahkemesi başsavcılığı CMK 308/A kapsamında itiraz yetkisine sahiptir. Bu yetki resen ya da talep üzerine kullanılabilir. Sanığın lehine olan durumlarda ise süre sınırlaması olmaksızın itiraz hakkı mevcuttur.
Aleyhe Bozma Yasağı – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Eğer yalnızca sanık istinaf başvurusunda bulunmuşsa ve savcılık ya da katılan tarafından aleyhe bir talep olmamışsa, istinaf mahkemesi sanık hakkında daha ağır bir ceza veremez. Bu ilke “aleyhe bozma yasağı” olarak bilinir ve sanığın lehine önemli bir koruma sağlar.
Sonuç: İstinaf Kanun Yolu Etkili ve Kapsamlıdır
İstinaf, ceza davalarında hem vakıa hem de hukuki denetim sağlayan önemli bir aşamadır. Hataların giderilmesi, eksiklerin tamamlanması ve adil yargılama ilkesinin sağlanması açısından vazgeçilmez bir denetim aracıdır.
İstinaf başvurusunun doğru ve usulüne uygun şekilde hazırlanması, sürecin sağlıklı işlemesi açısından hayati önem taşır. Bu nedenle uzman bir ceza avukatından hukuki destek alınması önerilir.
Yargıtay ve İstinaf Mahkemesi Kararlarında Uygulama İlkeleri
İstinaf Mahkemesi Duruşma Açmadan Beraat Kararı Verebilir mi? – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Ceza yargılamasında istinaf mahkemeleri, dosya üzerinden yapacakları incelemelerde, bazı sınırlı durumlar hariç olmak üzere duruşma açmadan doğrudan beraat kararı veremezler. Çünkü hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddedilmesi, esasen maddi ve hukuki değerlendirmeler yapılarak hükmün yeniden şekillendirilmesini içerdiğinden, bir nevi “ıslah” anlamına gelir.
Bu tarz kararlar, ilk derece mahkemesi kararındaki belirli hukuki eksikliklerin düzeltilmesiyle oluşturulan kısmi hükümler olarak kabul edilir. Ancak bir sanık hakkında doğrudan beraat hükmü verilecekse, bu mutlak suretle duruşma açılmak suretiyle yapılmalıdır. Çünkü beraat kararı, maddi vakıanın ve delillerin yeniden değerlendirilmesini gerektirir. Yargıtay da bu görüşü benimseyerek, delil takdirini içeren durumlarda sanığın sorgusu yapılmadan beraat verilmesini usul ve kanuna aykırı bulmaktadır.
İstinaf Mahkemesinin Mahkumiyet Kararı Yerine Beraat Vermesi – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Eğer ilk derece mahkemesi bir mahkumiyet hükmü vermişse ve istinaf mahkemesi bu kararın hukuki olarak hatalı olduğunu tespit ederse, örneğin eylemin artık suç olmaktan çıkarıldığı sonucuna varırsa, hükmü kaldırmaksızın doğrudan hukuki nitelendirme farkıyla beraat kararı verebilir. Ancak bu yine de duruşma yapılmadan gerçekleştirilemez.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları da bu yöndedir. Mahkumiyet hükmü aleyhine yapılan istinaf başvurularında delil değerlendirmesi gerektiriyorsa, dosya üzerinden inceleme yeterli görülmeyip duruşma açılması şarttır.
Temyiz Yolunun Açık Olduğu İstinaf Kararları – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Bazı istinaf kararları ilk derece mahkemesi kararı gibi görünse de, fiilen Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen yeni hükümler niteliği taşıyabilir. Bu durumlarda, söz konusu kararların temyize tabi olduğunun kabulü gerekir. Aksi halde tarafların temyiz hakları zedelenmiş olur. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu tür kararlarda temyiz yolunun açık olması gerektiğini açıkça vurgulamıştır (2021/13673 E., 2022/4236 K.).
İstinaf Aşamasında Etkin Pişmanlık Uygulaması – Ceza İstinaf Kanun Yolu
Ceza davalarında etkin pişmanlık hükümleri, çoğunlukla ilk derece mahkemesinde hüküm verilene kadar geçerlidir. Ancak bu ilkenin bazı istisnaları da vardır. Örneğin, hüküm verildikten sonra ödeme yapılması halinde etkin pişmanlık istinaf aşamasında uygulanamaz. Fakat:
- Eğer hüküm bir başka nedenle bozulmuşsa ve dava ilk derece mahkemesine geri dönmüşse, yeni yargılamada etkin pişmanlık hükümleri tekrar gündeme gelebilir.
- Aynı şekilde, istinaf mahkemesi duruşma yaparak yeniden hüküm kuruyorsa, bu aşamada da etkin pişmanlık uygulanması mümkündür.
- Temyiz sonrası Yargıtay tarafından bozularak dosya yeniden yerel mahkemeye gelirse ya da Yargıtay’ın ilk derece mahkemesi sıfatıyla karar verdiği durumlarda yapılan ödemeler de etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilebilir.
Bu noktada Yargıtay 13. Ceza Dairesi‘nin 2018/1576 sayılı kararı, uygulamanın istikrarı açısından önem arz etmektedir.
Türkiye’de Bulunan İstinaf (Bölge Adliye) Mahkemeleri – Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf sisteminin uygulanabilirliği, coğrafi olarak çeşitli bölgelerde kurulan Bölge Adliye Mahkemeleri ile sağlanmaktadır. Türkiye genelinde şu illerde faaliyet gösteren istinaf mahkemeleri bulunmaktadır:
- İstanbul
- Ankara
- İzmir
- Bursa
- Adana
- Antalya
- Diyarbakır
- Erzurum
- Gaziantep
- Kayseri
- Konya
- Sakarya
- Samsun
- Trabzon
- Van
Her bir bölge mahkemesi, çevresindeki illerden gelen istinaf dosyalarını değerlendirerek, iki dereceli yargı sisteminin işlerliğini sağlar.
Sonuç ve Değerlendirme– Ceza İstinaf Kanun Yolu
İstinaf mahkemelerinin ceza davalarında verdiği kararlar, yalnızca usul incelemesiyle sınırlı değildir. Maddi vakıalar ve hukuki nitelendirme bakımından geniş bir yetkiyle değerlendirme yapılmaktadır. Ancak bu yetkinin kullanımı, temel yargılama ilkeleriyle sınırlıdır. Özellikle delil değerlendirmesi yapılacaksa duruşma açılması, sanığın savunma hakkının korunması açısından zorunludur.
İstinaf aşamasında gerekçeli, mevzuata uygun ve stratejik bir başvuru, sürecin başarıyla yönetilmesi açısından önemlidir. Bu nedenle bir ceza avukatının desteğiyle hazırlanmış başvurular, hatalı kararların düzeltilmesinde büyük rol oynar.
Daha detaylı bilgi ve profesyonel hukuki destek için www.gokhanyagmur.com.tr adresini ziyaret edebilir ya da Avukat Gökhan Yağmur’a doğrudan 0542 157 06 34 numarasından ulaşabilirsiniz.