Gaip Sanık – Gaiplerin Yargılanması ve Güvence Belgesi: CMK’ya Göre Usul ve Hukuki Sonuçlar

Gaip Sanık Ne Demektir? (CMK m.244-246 Açıklaması)
Ceza yargılamasında gaip sanık, hakkında bir dava süreci yürütülmekte olmasına rağmen fiziksel olarak bulunamayan, yani mahkeme huzuruna çıkarılamayan kişidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken önemli bir ayrım vardır: Gaip sanık, bilerek ve isteyerek davadan kaçan kişi değildir. Yani gaiplik hali, bilinçli bir firar ya da saklanma sonucu değil; kişinin yargılamadan habersiz olması, başka bir ülkede bulunması ya da adresinin tespit edilememesi gibi nedenlerden kaynaklanır. Zira mahkemeden bilerek kaçan kişiler, kaçak sanık olarak değerlendirilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 244. maddesine göre bir kişinin “gaip sanık” sayılabilmesi için aşağıdaki durumlardan en az birinin gerçekleşmiş olması gerekir:
- Sanığın yerinin tespit edilememesi: Eğer mahkeme, sanığın adresine veya nerede olduğuna dair bilgiye ulaşamıyorsa, bu kişi gaip kabul edilir.
- Sanığın yurtdışında olması ve getirilememesi: Yabancı ülkede bulunan sanığın Türkiye’ye iadesi mümkün olmuyorsa –örneğin, Türkiye ile ilgili ülke arasında iade anlaşması yoksa– yine gaiplik hali söz konusu olur.
- Sanığın yurtdışında olup getirilmesinin mahkemece uygun bulunmaması: Mahkeme, belirli gerekçelerle sanığın getirilmesinin yargılama açısından uygun olmadığını değerlendirmişse, kişi gaip olarak kabul edilir.
Bu koşullardan biri mevcutsa, gaip sanıkla ilgili duruşma yapılamaz ve sanığın yokluğunda hüküm kurulamaz. Bunun yerine, mahkeme mevcut delilleri toplar ve bunları kayıt altına alarak güvence altına alır. Sanığın bir gün bulunması veya kendiliğinden ortaya çıkması ihtimali gözetilerek, dava bu aşamada bekletilir ve yargılama, ancak sanığın katılımı sağlandığında sürdürülebilir.
Gaip sanığın yargılanması süreci, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 244, 245 ve 246. maddelerinde ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre yargılamada sanığın savunma hakkı, delil muhafazası ve adil yargılama ilkeleri gözetilerek işlem yapılır.

Gaip Sanıkla İlgili Uygulanabilecek İşlemler Nelerdir?
1. Gaip Sanıkla İlgili Duruşma Yapılması Mümkün müdür?
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre genel ilke, sanığın mahkeme huzurunda hazır bulunması gerektiğidir (CMK m.193/1). Bu nedenle gaip sanık hakkında da doğrudan duruşma yapılamaz. Ancak bu, mahkemenin tamamen pasif kalacağı anlamına gelmez. Zira CMK m.244/2 hükmü uyarınca mahkeme, mevcut delillerin elde edilmesi ve korunması amacıyla gerekli işlemleri gerçekleştirebilir. Sanığın duruşmada fiziken bulunmaması, mahkemenin duruşma hazırlığı işlemlerini yapmasına engel teşkil etmez.
Kanun koyucu, mahkemenin sanığın yokluğunda karar vererek onu mahkûm etmesini engellemek adına bu sınırlamayı getirmiştir. Yani, mahkeme yalnızca delilleri toplar ve muhafaza eder; hüküm kurulmaz. Bu yaklaşım, adil yargılanma hakkının korunmasına yöneliktir ve yasa gerekçelerinde de açıkça vurgulanmıştır.
2. Gaip Sanık Hakkında Delil Toplama Süreci
Gaip sanığın yokluğunda dahi, delillerin toplanması mümkündür. Burada “delil toplama”dan kasıt; iddianamede belirtilen olayın ispatına yarayacak her türlü bilgi ve belgenin temin edilmesi, tanıkların dinlenmesi, keşif yapılması gibi işlemleri kapsar.
Mahkeme, gaiplik durumunu tespit ettikten sonra duruşma açmaksızın delillerin muhafazası yönünde adımlar atabilir. Örneğin, tanıkların dinlenmesi için duruşma dışı işlem yapılabilir, belgeler müzekkere yazılarak toplanabilir, keşif veya bilirkişi incelemesi gibi işlemler yürütülebilir. Bu işlemler esnasında gaip sanığın özel avukatı, eşi ya da yasal temsilcisi hazır bulunabilir. Eğer sanığın avukatı yoksa, baro aracılığıyla zorunlu müdafi atanması sağlanır.
Delil toplama işlemleri gerektiğinde naip hâkim aracılığıyla ya da istinabe edilen mahkemeler eliyle de gerçekleştirilebilir. Bu sayede davanın ilerleyişi açısından önemli olan deliller korunmuş olur.
3. Gaip Sanık İçin Yakalama veya Tutuklama Kararı Verilebilir mi?
Yakalama ve tutuklama, yargılamanın sağlıklı yürütülmesini hedefleyen geçici güvenlik tedbirleri arasında yer alır. Mahkeme, sanığın gaip olması halinde onun hakkında yakalama kararı verebilir. Bu karar sayesinde, sanığın kolluk kuvvetlerince yakalanıp mahkeme huzuruna çıkarılması amaçlanır.
Ancak dikkat edilmesi gereken bir husus vardır: Tutuklama kararı, gaip sanık hakkında verilemez. Çünkü Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 247. maddesinin beşinci fıkrası, tutuklama tedbirinin yalnızca “kaçak sanık” için uygulanabileceğini belirtmiştir. Dolayısıyla gaiplik halinde tutuklama mümkün değildir.
Yakalama emrine istinaden ele geçirilen gaip, mahkeme huzuruna getirildikten sonra tutuklanıp tutuklanmayacağı yönünde ayrıca değerlendirme yapılır. Bu noktada, gaip sanık da hakkında verilen yakalama kararına karşı itiraz etme hakkına sahiptir.
4. Gaip Sanığın Mahkemeye Çağrılması ve İhtarat
Ceza yargılamasında gaip sanığa yönelik yapılması gereken işlemlerden biri de ihtarat (uyarı) bildirimidir. CMK’nın 245. maddesine göre; adresi bilinmeyen sanığa, mahkemeye gelmesi ya da adres bilgilerini bildirmesi yönünde uygun yollarla ihtarda bulunulması gerekir.
Bu ihtar, gaip sanığın yargılamadan haberdar olmasını sağlamak amacı taşır. Kullanılacak iletişim aracı açısından kanun esneklik tanımaktadır. İhtar; gazete ilanı, telefon görüşmesi, e-posta veya diğer dijital yollarla yapılabilir. Ancak bu yolların, gerçek anlamda sanığa ulaşma ihtimalini barındırması gerekmektedir. Aksi hâlde, yapılan ihtaratın geçerliliğinden söz edilemez.
Eğer ihtar yapılmasına rağmen gaip sanık mahkemeye gelmeyi reddeder veya herhangi bir adres bildirmezse, artık kaçak sanık hükümleri devreye girebilir. Bu durumda mahkeme, CMK’nın 247 ve devamı maddeleri çerçevesinde yeni işlemler yapabilir.
Gaip Sanığa Güvence Belgesi Verilmesi Nedir? (CMK m.246 Kapsamında Değerlendirme)
Ceza yargılamasında mahkeme, sanığın zorla getirilmesi veya yakalanması gibi yollarla duruşmaya katılımını sağlamaya çalışır. Ancak, tüm çabalara rağmen sanığın bulunamaması halinde, mahkeme gaip sanığa bir güvence belgesi düzenleyebilir. Bu belge, sanığın duruşmaya katılması hâlinde tutuklanmayacağına dair güvence içermektedir ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 246. maddesine dayanır. Bu belge, mahkemeye gelmeyi teşvik eder ve bazı şartlara bağlanabilir.
1. Güvence Belgesinin Temel Amacı Nedir?
Güvence belgesinin amacı, mahkeme huzurunda sanığın bizzat savunma yaparak yargılanmasının önünü açmaktır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca, adil yargılanma hakkı gereği sanığın savunma yapma imkânı olmadan mahkûm edilmesi mümkün değildir. Bu belge, gaibin davadan haberdar olmasını ve mahkemeye katılımını sağlamak suretiyle yargılamanın tamamlanmasına katkıda bulunur.
2. Hangi Suçlar İçin Güvence Belgesi Verilebilir?
Güvence belgesi, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş her türlü suç için verilebilir. Suçun cezasının ağırlığı ya da türü belge verilmesine engel teşkil etmez. Ancak, dikkat edilmelidir ki bu belge sadece belirli bir suç için geçerlidir. Sanığın başka bir suç nedeniyle yargılandığı dava için güvence belgesi düzenlenmemişse, o dava bakımından güvence hükümsüzdür.
3. Güvence Belgesi Hangi Şartlara Bağlanabilir?
Mahkeme, güvence belgesini belirli koşullara bağlayabilir. Bu koşullar genellikle adli kontrol tedbirlerine benzer niteliktedir. Örneğin:
- Belli bir adreste ikamet etme zorunluluğu,
- Yurtdışına çıkış yasağı,
- Belirli aralıklarla kolluk birimine imza atma yükümlülüğü,
- Mali teminat (teminat mektubu veya nakit güvence) yatırılması gibi…
Bu şartlar, sanığın duruşmalara katılımını sağlamak ve kaçma riskini önlemek amacıyla düzenlenir.
4. Güvence Belgesinin Verilemeyeceği Durumlar Nelerdir?
Her durumda güvence belgesi verilemez. Özellikle kanunen tutuklama yasağının olduğu hallerde, güvence belgesi düzenlenmesi de mümkün değildir. Örnek olarak:
- Üst sınırı iki yıl olan suçlar,
- Sadece adli para cezası ile cezalandırılabilen eylemler için…
Bu gibi durumlarda zaten tutuklama yasağı bulunduğundan, ayrıca güvence belgesi verilmesi hukuken anlam ifade etmez.
5. Güvence Belgesinin Sağladığı Koruma Ne Kapsamdadır?
Güvence belgesi yalnızca tutuklama tedbirini değil, aynı zamanda yakalama ve gözaltına alma işlemlerini de geçici olarak engeller. Ancak bu, sanık hakkında başka koruma tedbirlerinin uygulanamayacağı anlamına gelmez. Mahkeme, gerekli görmesi hâlinde;
- Arama,
- El koyma,
- İletişimin izlenmesi veya dinlenmesi gibi işlemleri yapabilir.
Bu şekilde sanığın temel hakları korunurken, yargılamanın ilerleyişi de güvence altına alınır.
Güvence Belgesinin Hükümsüz Kalması Durumları
CMK m.246/2 hükmüne göre güvence belgesi her zaman geçerliliğini korumaz. Aşağıda sayılan durumlar belgenin geçersiz olmasına neden olur:
1. Mahkûmiyet Kararı Verilmesi
Sanık hakkında henüz kesinleşmemiş olsa bile mahkûmiyet kararı verilmesi, güvence belgesinin geçersiz hâle gelmesine neden olur. Bu durumda mahkeme, tutuklama ya da yakalama gibi tedbirlere yeniden başvurabilir.
2. Kaçma Hazırlığında Bulunma
Sanığın mahkemeden kaçmak amacıyla hazırlık içinde olduğunun tespit edilmesi hâlinde belge geçerliliğini yitirir. Bu hazırlık; yurt dışına kaçma teşebbüsü, izini kaybettirme, gizlenme gibi davranışlarla somutlaştırılmalıdır.
3. Belirlenen Şartlara Aykırı Hareket Edilmesi
Sanık, güvence belgesinde yer alan yükümlülüklere uymak zorundadır. Örneğin, haftada bir kez karakola imza vermesi gereken bir sanık bu zorunluluğu yerine getirmezse belge geçersiz hâle gelir ve tutuklama gündeme gelebilir.
Güvence Belgesi Kararına İtiraz Mümkün müdür?
Normalde mahkeme kararlarına itiraz imkânı sınırlıdır. Ancak, CMK m.247/7-8 uyarınca kaçak sanıklar hakkında uygulanan hükümler gaip sanıklar için de geçerlidir. Bu nedenle:
- Mahkemenin güvence belgesi vermesi kararına savcı veya katılan,
- Belge verilmemesi kararına ise sanık veya müdafii itiraz edebilir.
Bu başvuru, üst mahkemeye yapılır ve istinaf değil, itiraz kanun yoludur.
Gaip Sanık ile Kaçak Sanık Arasındaki Farklar Nelerdir?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK), hem gaip sanıkların hem de kaçak sanıkların yargılanmasına ilişkin hükümler 244 ile 248. maddeler arasında yer almakta ve benzer prosedürler içermektedir. Ancak, iki kavram arasında önemli farklar bulunur. Bu farklar hem hukuki sonuçları hem de uygulanacak usulleri bakımından belirleyicidir.
1. Bilinçli Kaçış ile Erişilemezlik Arasındaki Fark
Kaçak sanık, kendisi hakkında yürütülen ceza soruşturma veya kovuşturmasından haberdar olmasına rağmen, bu sürece katılmamak amacıyla bilinçli bir şekilde kaçan kişidir. Buna karşılık, gaip sanık, yargılamadan haberdar olmayabilir ya da başka bir zorlayıcı sebeple mahkeme huzuruna çıkamamış olabilir. Yani gaiplikte iradi bir kaçış söz konusu değildir.
2. Aşama Farkı: Soruşturma mı Kovuşturma mı?
Kaçaklık, hem soruşturma evresinde şüpheli için hem de kovuşturma aşamasında sanık için uygulanabilecek bir statüdür. Oysa gaiplik sadece kovuşturma sürecinde, yani dava açıldıktan sonraki aşamada gündeme gelir. Bu yönüyle gaiplik, yalnızca sanık sıfatını taşıyan kişi için geçerlidir.
3. Her Suç İçin Geçerli Olma Durumu
Gaiplik kararı, işlenen suçun türü veya ceza miktarına bakılmaksızın her dava için verilebilir. Diğer taraftan, kaçaklık kararı yalnızca CMK’da belirtilen belirli (katalog) suçlar için uygulanabilir. Bu suçlar arasında ağır ceza gerektiren eylemler yer almaktadır.
4. Güvence Belgesi Uygulaması
Gaip sanık, her türlü suç için güvence belgesi talep etme hakkına sahiptir. Bu belge, sanığın duruşmaya katılması hâlinde tutuklanmayacağı güvencesini içerir. Ancak kaçak sanık açısından güvence belgesi yalnızca katalog suçlar kapsamında ve belirli koşullarda gündeme gelir.
5. Malvarlığına El Koyma Farkı
Kaçak sanık hakkında savcılık veya mahkeme kararıyla, sanığın yakalanmasını sağlamak amacıyla malvarlığına el konulabilir. Oysa gaip sanık için böyle bir yetki söz konusu değildir; malvarlığına el koyma uygulanamaz.
6. Gıyabi Tutuklama Kararı Verilmesi
Gaip sanık hakkında gıyaben tutuklama kararı verilemez. Bu kişinin mahkemeye çıkarılması için yalnızca yakalama kararı düzenlenebilir. Buna karşın, kaçak sanık hakkında doğrudan gıyabi tutuklama kararı alınması mümkündür.
7. Duruşma Açılması ve Hüküm Verilmesi
Gaiplik halinde, kamu davası açılmış olsa dahi sanık mahkeme huzurunda bulunmadığı sürece duruşma başlatılamaz. Ancak kaçak sanık hakkında duruşma açılabilir; sadece mahkumiyet hükmü verilemez. Bu yönüyle kaçaklık, daha ilerlemiş bir yargı sürecine izin vermektedir.
8. Usul Hükümlerindeki Ayrım
Gaip sanıklarla ilgili süreçler CMK’nın 244 ile 246. maddeleri arasında özel usullere tabi tutulmuştur. Gaip olan kişi çoğu zaman davadan habersizdir. Bu nedenle yasa koyucu, gaip sanığa yargılamaya katılması hâlinde tutuklanmayacağına dair güvence belgesi verilmesi imkânı tanımıştır. Bu belgeyle, sanığın savunma hakkı teminat altına alınarak adil yargılanma ilkesi korunur.
📌 Bu makale, avukatlık mesleğinde edindiği deneyimle ceza yargılaması süreçlerine ışık tutan, İstanbul Barosu’na kayıtlı Av. Gökhan Yağmur tarafından kaleme alınmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan “gaip sanık” kavramı, uygulamada sıkça karşılaşılan ancak çoğu zaman yanlış anlaşılan bir meseledir. Özellikle yurtdışında bulunan, adresi tespit edilemeyen veya yargılamadan habersiz olan kişiler hakkında izlenecek usuller, hem sanık haklarının korunması hem de adil yargılama ilkesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
📞 Hukuki danışmanlık ve temsil için Av. Gökhan Yağmur’a 0542 157 06 34 numaralı telefondan ulaşabilir, detaylı bilgiye www.gokhanyagmur.com.tr adresinden erişebilirsiniz.
🛑 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı
Bu internet sitesinde yer alan tüm yazılar, makaleler ve içerikler Av. Gökhan Yağmur tarafından oluşturulmuş olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındadır. Tüm içerikler zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. İzinsiz olarak içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması, özetlenmesi veya başka sitelerde yayımlanması halinde hukuki ve cezai sorumluluk doğacaktır.
Meslektaş hukukçular, içeriklerimizi kaynak göstermek ve atıf yapmak suretiyle hukuki çalışmalarında kullanabilirler.
✍️ Hukuki Yazı Paylaşmak İsteyenler İçin
Akademik ya da mesleki çalışmaları bulunan hukukçular, uygulamaya dönük özgün makalelerini kısa özgeçmişleriyle birlikte [e-posta adresiniz] adresine göndererek yayımlanmak üzere bize iletebilirler. Konu sınırlaması bulunmamaktadır; ancak güncel hukuk uygulamalarıyla bağlantılı yazılar tercih sebebidir.