Bilgi BankasıCeza Hukuku

Cezanın Belirlenmesi ve Alt Sınırdan Uzaklaşma (TCK 61)

İçindekiler

Cezanın Belirlenmesi Nasıl Yapılır? (TCK Madde 61 Açıklaması)

Suçun Niteliğine Uygun Ceza Nasıl Belirlenir?

Cezanın Belirlenmesi – Ceza yargılaması sonunda, sanığın eylemine karşılık verilecek ceza miktarı, hakim tarafından TCK 61. maddeye göre bireyselleştirilerek belirlenir. Kanunda tanımlanan suç tipine ilişkin cezanın alt sınırından başlayarak, suçun özelliklerine göre artış veya azalış yapılabilir. Mahkeme kararlarında bu tür artışlar genellikle “takdiren” ya da “teşdiden” ifadeleriyle gerekçelendirilir.

Soyut Ceza ile Somut Ceza Arasındaki Fark

Ceza hukukunda “soyut ceza”, yalnızca kanun metninde belirtilen ceza aralığını (örneğin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis) ifade eder. Buna karşın “somut ceza”, bu soyut aralık içinden mahkemenin, olayın tüm detaylarını göz önüne alarak belirlediği kesin ceza miktarıdır. Yani soyut cezanın, olayın özelliklerine göre şekillendirilerek uygulamaya geçirilmiş halidir.


TCK 61. Maddeye Göre Cezanın Belirlenme Kriterleri

Hakimin Dikkate Alması Gereken Ölçütler

Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesinin birinci fıkrasına göre hakim, ceza belirlerken aşağıdaki faktörleri değerlendirerek temel cezayı belirler:

  • Suçun işleniş biçimi
  • Kullanılan araçlar
  • Eylemin gerçekleştiği zaman ve yer
  • Suçun konusu olan şeyin değeri ve önemi
  • Olay sonucu meydana gelen zarar ya da doğan tehlikenin ciddiyeti
  • Failin kastı ya da taksirinin derecesi
  • Sanığın güttüğü amaç ve saik

Bu faktörler doğrultusunda, cezanın alt ve üst sınırları arasında en uygun temel ceza miktarı takdir edilir.


Ceza Belirleme Sürecinde Dikkat Edilecek Diğer Hususlar

  • (2) Olası kast veya bilinçli taksir halinde, bu durumlar temel ceza üzerinden artırma ya da indirme sebebi olabilir.
  • (3) Eğer yukarıda sayılan hususlar zaten suçun unsurunu oluşturuyorsa, tekrar cezayı artırma gerekçesi olarak kullanılamaz.
  • (4) Birden fazla nitelikli hal varsa; önce artırma, sonra indirme sırasıyla uygulanır.
  • (5) Temel ceza belirlendikten sonra; teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı gibi durumlar da dikkate alınarak sonuç ceza oluşturulur.
  • (6) Hapis cezaları gün, ay ve yıl olarak belirlenir. Bir gün 24 saat, bir ay 30 gün, yıl ise takvime göre hesaplanır. Hapis cezasında küsurat infaz edilmez.
  • (7) Süreli hapis cezası otuz yıldan fazla olamaz.
  • (8) Adli para cezaları, gün sayısı ile bir gün karşılığı bedel çarpılarak hesaplanır.
  • (9) Seçimlik adli para cezasında, gün sayısı hapis cezasının alt ve üst sınırlarıyla sınırlıdır.
  • (10) Kanunda açıkça yazmadıkça, cezada keyfi artırma, indirme veya değiştirme yapılamaz.

Sonuç: Ceza Bireyselleştirilirken Nelere Dikkat Edilir?

TCK’nın 61. maddesi, cezanın sadece suçun adıyla değil, suçun işlendiği şekille, failin amacıyla, olayın zarar seviyesiyle ve daha birçok kriterle birlikte değerlendirilmesini öngörür. Bu durum, cezanın kişiye özel hale gelmesini sağlar. Böylece adalet sistemi, hem objektifliği hem de bireyselleştirmeyi aynı anda sağlayarak daha adil sonuçlara ulaşır.


Temel Cezanın Belirlenme Süreci (TCK 61 Uyarınca Açıklamalı)

Ceza Bireyselleştirmesi Ne Anlama Gelir?

Ceza hukukunda bireyselleştirme, işlenen suçun cezasının failin kişisel özellikleri ve olayın tüm yönleri dikkate alınarak belirlenmesidir. Bu yaklaşım, adaletin kişiye özgü uygulanmasını sağlar. Sosyal durum, ekonomik yapı, psikolojik etkenler gibi sübjektif faktörler göz önünde bulundurularak ceza miktarı belirlenir. Bu hususlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesi çerçevesinde düzenlenmiştir.


1. Uygulanacak Kanun Hükmünün Tespiti

Hakim, yargılama sonunda, failin işlediği fiilin hangi yasa maddesine karşılık geldiğini belirlemelidir. Örneğin, eğer mahkeme dolandırıcılık suçunun işlendiğine kanaat getirirse, TCK m.157 uygulanacaktır. Bu belirleme yetkisi tamamen duruşmayı yürüten mahkemeye aittir.


2. Ceza Türünün Seçimi – Cezanın Belirlenmesi

TCK sistemine göre ceza yaptırımları ikiye ayrılır: hapis cezası ve adli para cezası. Suçun karşılığı sadece bir ceza türü ise (örneğin sadece hapis cezası), o ceza doğrudan uygulanır. Ancak bazı suçlarda seçenekli yaptırım öngörülmüştür. Mesela, TCK m.86/2’ye göre basit kasten yaralama suçunda hem hapis hem de para cezası alternatif olarak düzenlenmiştir. Bu durumda, hangi yaptırımın uygulanacağı hakimin takdirindedir.


3. Temel Cezanın Belirlenmesi – Cezanın Belirlenmesi

Temel ceza, suçun kanundaki alt ve üst sınırları arasında kalan ve olayın özelliklerine göre belirlenen ceza miktarıdır. Örneğin TCK m.157’de belirtilen dolandırıcılık suçunun cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. Hakim, bu aralıkta failin kast derecesi, kullanılan yöntem, zarar miktarı gibi unsurları değerlendirerek bir ceza tayin eder.

🔎 Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2018/9368 sayılı kararında, sanığın bilgisayarından çok sayıda kupon çıktısı alınması, suçun önemine dikkat çekilerek temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Hakimin dikkate alacağı temel kriterler şunlardır (TCK 61/1):

  • Suçun nasıl işlendiği
  • Kullanılan araç ve yöntemler
  • Zaman ve yer faktörü
  • Suç konusunun değeri
  • Ortaya çıkan zarar veya tehlike
  • Failin kast derecesi
  • Suçun işleniş amacı ve saik

4. Olası Kast ve Bilinçli Taksir Durumu

Suçun olası kast veya bilinçli taksirle işlenmesi durumunda, temel ceza üzerinden artırım veya indirim yapılır. Olası kast varsa:

  • Ağırlaştırılmış müebbet gerektiren suçlarda → Müebbet hapis
  • Müebbet hapis gerektiren suçlarda → 20-25 yıl arası hapis
  • Diğer suçlarda → Temel ceza %33 ila %50 oranında indirilir

Bilinçli taksir durumunda ise failin cezası üçte birden yarıya kadar artırılır (TCK m.21-22).


5. Nitelikli Hallerin Uygulanması

Nitelikli hal, suçu daha ağır hale getiren özel durumları ifade eder. Örneğin, hırsızlığın gece vakti işlenmesi cezayı artıran bir nitelikli haldir. Hakim bu haller ışığında temel ceza üzerinde artırma veya indirme yapabilir. Sıralama şu şekildedir:

  1. Önce temel ceza belirlenir
  2. Ardından nitelikli haller için artırma/indirme yapılır
Cezanın Belirlenmesi

6. TCK 61/5 Kapsamındaki Bireyselleştirme Adımları

Belirlenen temel ceza üzerinden aşağıdaki kriterler sırasıyla uygulanarak sonuç ceza belirlenir:

➤ Teşebbüs Hali

Failin suçun icra hareketlerine başlayıp kendi iradesi dışında engellenmesi hâlinde, verilecek cezada belirli oranlarda indirim yapılır (TCK m.35/2).

➤ Suça İştirak

Azmettirme veya yardım etme gibi şekillerle suça iştirak edenlerin durumu, ceza miktarını etkiler. Fail, azmettirici veya yardım edenin sorumluluğu farklıdır.

➤ Zincirleme Suç

Aynı suçun farklı zamanlarda veya kişilere karşı işlenmesi durumunda, ceza dörtte bir ila dörtte üç arasında artırılır (TCK m.43).

➤ Haksız Tahrik

Fail, ağır bir tahrik sonucu suç işlerse, ceza indirimi uygulanabilir. Müebbet gerektiren suçlarda ceza 12-18 yıla kadar indirilebilir (TCK m.29).

➤ Yaş Küçüklüğü

Failin yaşı ceza sorumluluğunu doğrudan etkiler. 12-15 yaş aralığında kusur yeteneği yoksa ceza verilmez, varsa ciddi oranlarda indirim yapılır.

➤ Akıl Hastalığı

Sanığın akıl hastalığı bulunması ceza sorumluluğunu ortadan kaldırabilir veya azaltabilir. Bu durum TCK m.32 kapsamında değerlendirilir.

➤ Şahsi İndirim Sebepleri

Failin yakın akrabaya karşı suç işlemesi gibi durumlar cezadan indirim sebebi olabilir (örn. aynı konutta birlikte yaşanması durumunda hırsızlık suçu yarı oranında indirilebilir).

➤ Takdiri İndirim Nedenleri

Failin geçmişi, sosyal ilişkileri, yargılama sürecindeki tutumu gibi durumlar dikkate alınarak, hakim cezayı 1/6 oranında indirebilir (TCK m.62).


Sonuç: Cezada Adalet ve Denge Nasıl Sağlanır?

TCK’nın 61. maddesi ve ilgili hükümler, cezaların otomatik değil, her bir olay özelinde değerlendirilerek adil şekilde tayin edilmesini sağlar. Böylece yargılama süreci sadece kanuni düzenlemelerle değil, aynı zamanda failin bireysel durumu ve eylemin özgün yapısıyla şekillenmiş olur.


Temel Cezanın Belirlenmesinde Göz Önüne Alınacak Kriterler

(Ceza Genel Kurulu – Karar 2020/25, Muhalif Görüş İçerir)

Cezanın Fiil ile Orantılı Olması Esastır – Cezanın Belirlenmesi

Ceza hukukunun temel ilkelerinden biri, işlenen fiilin ağırlığına uygun ve orantılı bir cezanın verilmesidir. Türk Ceza Kanunu’nun 3. maddesi bu ilkeyi esas alır. Aynı zamanda TCK’nın 61/1. maddesi, cezanın belirlenmesinde esas alınması gereken ölçütleri açık bir şekilde sınırlandırmıştır. Bu sebeple, temel cezanın tayininde bu maddede yer almayan kriterlerin kullanılması hukuken mümkün değildir.


Temel Ceza ve Bireyselleştirme Kriterleri Birbirinden Ayrıdır

Temel cezanın belirlenmesi ile bireyselleştirme aşamaları karıştırılmamalıdır. Temel cezanın tayini; suçun nasıl işlendiği, kullanılan araçlar, oluşan zarar gibi objektif unsurlara dayanırken, bireyselleştirme aşamasında failin geçmişi, kişisel durumu, yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınır.


1. Suçun Gerçekleşme Şekli – Cezanın Belirlenmesi

Eylemin nasıl icra edildiği, failin mağdura ve olay çevresine etkisi, üçüncü şahısların durum üzerindeki etkisi bu aşamada değerlendirilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, fiilin bu özelliğinin zaten suçun unsurunu ya da nitelikli halini oluşturup oluşturmadığıdır. Eğer öyleyse, ceza belirlenirken bu ölçüt tekrar kullanılamaz.


2. Kullanılan Araçların Özelliği

Suçun gerçekleştirilmesinde kullanılan vasıtalar da temel cezanın tayininde etkili olabilir. Ancak bu da yine suçun ağırlaştırıcı sebebi sayılıyorsa, mükerrer değerlendirmeye girmemek gerekir.


3. Zaman ve Yer Etkeni – Cezanın Belirlenmesi

Suçun işlendiği tarih ve mekan, eğer suçun nitelikli halini oluşturmuyorsa, cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilir. Bu durum, TCK 61/1-c bendi kapsamında değerlendirilir.


4. Suç Konusunun Değeri ve Önemi

Suçun yöneldiği şeyin ekonomik veya toplumsal anlamdaki kıymeti, cezanın belirlenmesinde doğrudan etkilidir. Örneğin, kamu malına karşı işlenen bir suçta konunun kamuya ait oluşu dikkate alınır.


5. Meydana Gelen Zarar ya da Tehlike – Cezanın Belirlenmesi

Suç tamamlanmışsa, doğrudan ortaya çıkan zarar veya yaratılan tehlike ceza üzerinde belirleyici olur. Ancak, suç teşebbüs aşamasında kalmışsa, bu ölçüt hem cezanın belirlenmesinde hem de indirimin gerekçesinde kullanılamaz. TCK 61/3’e göre aynı unsurdan dolayı iki kez değerlendirme yapılamaz.


6. Kusurun Yoğunluğu – Cezanın Belirlenmesi

Failin kast ya da taksir düzeyi, temel cezanın alt sınırdan ne kadar uzaklaştırılacağına etki eder. Bilinçli taksir, ağır kusur anlamına gelirken; doğrudan kast ise sonuca yönelik yüksek istek ve iradeyi ifade eder. Ancak tasarlama gibi haller, eğer nitelikli hal olarak ayrı şekilde cezalandırılıyorsa, burada ayrıca kullanılmaz.


7. Failin Amacı ve Saiki

Amaç, failin geleceğe dönük niyetini; saik ise onu harekete geçiren motivasyonu ifade eder. Örneğin, intikam, öç alma gibi sebepler saik kapsamına girer. Ancak bu unsurlar, suçun nitelikli halini oluşturuyorsa, cezanın belirlenmesinde ayrıca kullanılamaz.


Gerekçeli Karar Yazma Zorunluluğu

Anayasa’nın 141. maddesi ve CMK’nın 34. maddesi uyarınca, cezanın alt sınırdan belirlenmiş olması dahi yeterli bir gerekçeyle açıklanmalıdır. Gerekçe, dosyada mevcut delil ve olaylarla uyumlu olmalı, çelişkiye yer vermemelidir.


Nitelikli Hallerin Çoğul Varlığı Durumunda Ne Olur?

Eğer bir suçun cezayı artıran nitelikli halleri aynı anda gerçekleşmişse ve bunlar aynı madde içerisinde sayılmışsa, cezada yalnızca bir kez artırıma gidilebilir. Ancak bu durum temel cezanın tayininde göz önünde bulundurulmalı, cezayı doğrudan alt sınırdan uzaklaştırma yönünde etkili olmalıdır.


Sonuç: Temel Cezanın Belirlenmesi Neden Detaylı Gerekçelendirilmelidir?

Cezanın hakkaniyete uygun olması ve mahkeme kararlarının denetlenebilirliğinin sağlanması için, temel ceza belirlenirken kullanılan her ölçütün ayrıntılı ve çelişkisiz bir şekilde gerekçelendirilmesi gerekir. Ayrıca, TCK 61/3 uyarınca aynı gerekçenin hem cezanın tayininde hem de artırıcı neden olarak tekrar kullanılması hukuka aykırıdır.


Alt Sınırdan Uzaklaşılarak Temel Cezanın Belirlenmesi

Hakimin Gerekçelendirme Yükümlülüğü

Hakim, sanığa verilecek temel cezayı belirlerken kanuni sınırlar içinde kalarak, özellikle alt sınırdan uzaklaştığında, bu tercihini TCK’nın 61. maddesinde yer alan objektif kriterlere dayandırarak açık ve anlaşılır bir gerekçeyle kararına yansıtmak zorundadır.

Türk Ceza Kanunu, cezaların failin şahsına ve işlediği fiile göre şekillendirilmesini esas aldığından, hakime belli bir takdir alanı tanımıştır. Ancak bu takdir yetkisi sınırsız değildir; TCK m.61/1’de sayılan ölçütler esas alınmak zorundadır. Hakim, kararında bu kriterlerin hangi somut delillerle ilişkilendirildiğini göstermekle yükümlüdür. Aksi halde verilen ceza, denetlenebilir ve gerekçeli bir karar olarak kabul edilemez.

🔎 Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2013/132 sayılı kararında, alt sınırdan uzaklaşan temel cezanın dosyadaki somut bulgularla desteklenmesi gerektiği vurgulanmıştır.


Kasıtlı Suçlarda Alt Sınırdan Uzaklaşma

Kasten işlenen suçlarda temel cezanın belirlenmesinde, TCK m.61/1’de yer alan bazı özel ölçütler ön plana çıkar. Özellikle:

  • Failin kast derecesi
  • Suçun gerçekleştirilme şekli
  • Olayın yarattığı somut tehlike veya zarar

gibi etkenler, TCK m.3/1’de öngörülen “fiilin ağırlığıyla orantılı ceza verilmesi” ilkesine uygun olarak değerlendirilmeli ve temel ceza buna göre alt sınırdan uzaklaştırılarak tespit edilmelidir.


Çoklu Suç İşlenmesi Durumunda Temel Cezaya Etkisi

Eğer sanık, aynı olay içinde birden fazla suç işlemişse (örneğin bir eylem hem tehdit hem hakaret içeriyorsa), bu durum da cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilir. Birden fazla suçun birlikte işlenmesi, cezanın alt sınıra yakın değil, üst sınıra doğru tayin edilmesini gerektirecek etkenlerden biri olarak değerlendirilebilir.


Sonuç: Alt Sınırdan Uzaklaşmada Kanuni Gerekçe Esastır

Alt sınırdan uzaklaşarak ceza belirlemek hakimin takdirindedir; ancak bu takdir keyfî değil, kanuna dayalı ve somut olayla ilişkili gerekçelerle desteklenmiş olmalıdır. Özellikle Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay kararlarında vurgulandığı üzere, bu gerekçelerin hem dosya içeriğine uygun hem de TCK 61. maddesindeki sınırlı ölçütlere bağlı olması bir zorunluluktur.


Temel Cezanın Alt Sınırdan Uzaklaşılarak Belirlenmesi Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme

Sabıka Kaydının Temel Ceza Üzerindeki Etkisi

Yerel mahkeme tarafından yapılan değerlendirmede, sanığın sabıkalı geçmişi temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi olarak kabul edilmiştir. Mahkeme, sanığın daha önce de özellikle dolandırıcılık fiillerini işlemeye eğilimli olduğunu, sabıka kaydına ve bu kayıtlara esas alınan kesinleşmiş hüküm örneklerine dayanarak tespit etmiş ve bu durumu cezanın ağırlaştırılması nedeni olarak değerlendirmiştir. Karar gerekçesinde, suçun işleniş biçimi, failin kişilik yapısı ve geçmişte işlediği benzer suçlar gerekçe gösterilerek, cezanın alt sınırdan uzaklaştırılması uygun bulunmuştur.

İlgili olayda, sanığa isnat edilen dolandırıcılık eylemi, 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesi uyarınca 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla yaptırıma bağlanmıştır. Temel cezanın tespiti sırasında hakim, aynı Kanun’un 61. maddesi gereğince; suçun nasıl işlendiğini, kullanılan araçları, suçun gerçekleştiği zamanı ve mekanı, suç konusunun önemini, oluşan zarar ya da tehlikenin derecesini, failin kusur yoğunluğunu ve suçun işlenme amacını dikkate almakla yükümlüdür.

TCK’nın 3. maddesi de, verilecek cezanın işlenen fiilin ağırlığı ile uyumlu olmasını zorunlu kılar. Bu bağlamda, hâkimin temel cezayı tayin ederken dayandığı gerekçelerin hem kanuni ölçütlere hem de dosyadaki somut delillere uygun olması gerekir. Yani gerekçe, salt soyut bir değerlendirmeye değil, suçun tüm yönlerini yansıtan objektif unsurlara dayanmalıdır.

Ancak, TCK m. 61 uyarınca temel cezanın belirlenmesinde sanığın sabıka kaydı doğrudan bir ölçüt olarak sayılmamıştır. Dolayısıyla, yalnızca adli sicil kayıtlarının varlığı cezanın alt sınırdan uzaklaştırılmasına doğrudan gerekçe yapılamaz. Yine de sabıka geçmişindeki eylemlerin türü, yoğunluğu ve özellikle tekrar eden benzer suçlar, failin kast derecesinin değerlendirilmesinde (TCK 61/1-f) dolaylı olarak dikkate alınabilir.

Bu çerçevede, somut olayda mahkeme tarafından temel ceza belirlenirken, dolandırıcılık suçunun işleniş tarzı, failin geçmişte benzer suçları işlemiş olması ve sabıka kayıtlarına ilişkin belgelerin gerekçeye dayanak yapılması, TCK 61. madde anlamında yeterli ve yerinde bir gerekçelendirme olarak kabul edilmiştir. 1 ila 5 yıl arasında belirlenebilecek hapis cezasının, 5 yıl olarak takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, TCK m.3’te düzenlenen orantılılık ilkesine de aykırılık teşkil etmediği ifade edilmiştir (YCGK, 2013/132 Karar).


Avukat Gökhan Yağmur ile Ceza Hukukunda Etkili Savunma

Ceza hukukunda temel cezanın belirlenmesi ve alt sınırdan uzaklaşma konularında uzmanlaşmış bir hukukçu olarak, her müvekkilime özgün bir savunma stratejisi sunuyorum. Uygulamada sıkça karşılaşılan alt sınırdan uzaklaşma gerekçeleri, Yargıtay içtihatları ve somut olay değerlendirmeleriyle şekillendirdiğim bu içerikler, hem meslektaşlara hem de hak arayan bireylere rehber olma niteliği taşır.

Ceza yargılamasında adil, dengeli ve ölçülü ceza tayini için TCK’nın 61. maddesi çerçevesinde gerekçeli kararın nasıl oluşturulması gerektiğine dair tüm teknik ayrıntılara hâkim bir yaklaşımla hareket ediyorum. Eğer siz de profesyonel ve etkili bir ceza avukatıyla çalışmak isterseniz, benimle iletişime geçebilirsiniz:

📞 0542 157 06 34
🌐 www.gokhanyagmur.com.tr

🛑 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı
Bu internet sitesinde yer alan tüm yazılar, makaleler ve içerikler Av. Gökhan Yağmur tarafından oluşturulmuş olup, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında koruma altındadır. Tüm içerikler zaman damgası ile kayıt altına alınmıştır. İzinsiz olarak içeriklerin kopyalanması, çoğaltılması, özetlenmesi veya başka sitelerde yayımlanması halinde hukuki ve cezai sorumluluk doğacaktır.
Meslektaş hukukçular, içeriklerimizi kaynak göstermek ve atıf yapmak suretiyle hukuki çalışmalarında kullanabilirler.

✍️ Hukuki Yazı Paylaşmak İsteyenler İçin
Akademik ya da mesleki çalışmaları bulunan hukukçular, uygulamaya dönük özgün makalelerini kısa özgeçmişleriyle birlikte [e-posta adresiniz] adresine göndererek yayımlanmak üzere bize iletebilirler. Konu sınırlaması bulunmamaktadır; ancak güncel hukuk uygulamalarıyla bağlantılı yazılar tercih sebebidir.

🔒 Kullanım Koşulları

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu