Suç İşlemeye Tahrik Suçu Nedir? (TCK 214)

Suç işlemeye tahrik suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 214. maddesinde “Kamu Barışına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.
Madde 214 hükmüne göre:
- Genel tahrik: Suç işlenmesi yönünde aleni şekilde başkalarını kışkırtan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Halkı birbirine karşı silahlandırma: Halkın bir kesimini diğer kesime karşı silahlanmaya ve öldürmeye yönelten kişi hakkında, on beş yıldan yirmi dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
- Tahrikin gerçekleşmesi: Tahrik edilen fiillerin gerçekten işlenmesi halinde, kışkırtıcı kişi artık yalnızca tahrikten değil, azmettiren sıfatıyla işlenen suçlardan sorumlu tutulur.
Suç İşlemeye Tahrik Suçunun Unsurları
Suç işlemeye tahrik suçu, hukuki yapısı itibariyle bir tehlike suçu niteliği taşır. Bu nedenle, fiilin tamamlanması ve failin cezalandırılması için tahrik edilen suçların fiilen işlenmiş olması gerekmez. Yani, suçun oluşması için yalnızca tahrik fiilinin alenen gerçekleştirilmesi yeterlidir.
TCK m. 214/1’de düzenlenen “suç işlemeye alenen tahrik” suçunun varlığı için, failin belirli olmayan kişileri suç işlemeye yöneltmesi şarttır. Burada önemli olan, suçun belirsiz bir topluluğa karşı işlenmesi çağrısında bulunulmasıdır.
Failin yönlendirdiği eylem mutlaka bir “suç” olmalıdır. Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunlarda düzenlenen ve hapis ya da adli para cezası öngörülen fiiller suç kapsamına girer. Ancak kanunda yer alması tek başına yeterli değildir; söz konusu hükmün yürürlüğe girmiş olması gerekir. Eğer tahrik edilen fiil sadece kabahat niteliğindeyse, bu durumda suç işlemeye tahrik hükümleri uygulanmaz. Örneğin, emirlere itaatsizlik kabahati için tahrikte bulunulması bu suçu oluşturmaz.
Bu suçun oluşabilmesi için tahrik edilen fiilin belirli bir suç olması zorunludur; fakat failin o suçun adını, yerini, zamanını ya da tüm unsurlarını açıkça belirtmesi şart değildir.
Tahrik kavramı, bir kimseyi suç işlemeye kışkırtmak, harekete geçirmek, etkilemek ya da yönlendirmek anlamına gelir. Doktrinde tahrik, “tahrik edilen suçun gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın, kişinin suç işleme niyetini etkilemek, onu hazırlamak ve bu yönde motive etmek” olarak tanımlanır. Fail, bu eylemiyle toplumda suç işleme iradesi uyandırmayı hedefler. Bu nedenle, suçu işlemese dahi, sırf toplum barışını tehdit eden bu fiil cezalandırılır.
Tahrikin suç sayılabilmesi için, sözlerin objektif olarak suç işlemeye yöneltici nitelikte olması gerekir. Failin niyeti veya muhatapların aşırı duyarlılığı değil, sözlerin toplumda nasıl bir etki yaratabileceği esas alınır. Eğer söylenen sözler nesnel olarak suç işlemeye teşvik edici değilse, suça vücut vermez.
Bu suçun düzenlendiği TCK 214. madde, genel ve tamamlayıcı bir hüküm niteliğindedir. Failin sözleri veya davranışı başka bir suçu oluşturuyorsa, artık bu madde değil ilgili suç hükümleri uygulanır. Ayrıca, 214. madde ile TCK 216. madde arasında özel-genel norm ilişkisi vardır; 214. maddedeki şartlar oluştuğunda, 216. madde uygulanmaz (Yargıtay 8. Ceza Dairesi, K.2023/5735).
Failin sözleri, belirli kişilere yönelik somut bir eylem emri içeriyorsa, bu durumda azmettirme söz konusu olur ve fail tahrikten değil, azmettirdiği suçun cezasıyla sorumlu tutulur.
Maddenin gerekçesine göre, suç işlemeye tahrik aslında bir hazırlık hareketi niteliği taşır. Ancak alenen yapıldığı için kamu barışına yönelik ciddi bir tehdit oluşturur. Bu nedenle neticenin gerçekleşmesi beklenmeden cezalandırılır.
Önemli bir husus da, suç işlemeye tahrikte mutlaka belirsiz kimselerin hedef alınmasıdır. Eğer fail belirli kişileri belli bir suça yönlendiriyorsa, bu durumda artık tahrik değil, iştirak hükümleri uygulanır.
TCK m. 214/2’de ise daha ağır bir düzenleme getirilmiştir. Halkın bir kısmının, diğer bir kısmına karşı silahlandırılarak birbirini öldürmeye yönlendirilmesi, iştirak hükümlerinden bağımsız olarak cezalandırılır. Bu suçun tamamlanması için öldürme ya da fiili saldırı gerçekleşmiş olmasa bile, tahrikin yapılması yeterlidir. Eğer belirli bir kişinin öldürülmesine yönelik yönlendirme varsa, bu durumda 214/2 değil, iştirak kuralları işletilir.
Suçun Basın ve Yayın Yoluyla İşlenmesi
Suç işlemeye tahrik fiilinin basın ve yayın araçlarıyla işlenmesi durumunda, fail hakkında hükmedilecek ceza yarı oranına kadar artırılır (TCK m. 218). Bu düzenleme, basın-yayın yoluyla yapılan tahrikin geniş kitlelere ulaşabilmesi nedeniyle kamu barışına daha büyük bir tehlike oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
Bununla birlikte, haber verme sınırları içinde kalan ya da eleştiri amacı taşıyan düşünce açıklamaları suç olarak kabul edilmez. Yani, bir olayın duyurulması veya eleştirilmesi amacıyla yapılan ifadeler, tahrik suçunu oluşturmayacaktır.
Adli Para Cezası, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Adli para cezası, işlenen suç karşılığında hapis cezasının yanında veya tek başına uygulanabilen yaptırımlardan biridir. Suç işlemeye tahrik suçu nedeniyle hükmolunan hapis cezası 1 yıl veya daha az olduğunda, bu ceza adli para cezasına çevrilebilir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ise, sanık hakkında verilen cezanın belirli bir denetim süresi içinde hukuki sonuç doğurmaması, bu süre şartlara uygun şekilde geçirildiğinde cezanın ortadan kalkması anlamına gelir. Bu kurum, davanın düşmesi sonucunu doğurur. Suç işlemeye tahrik suçu kapsamında verilen hapis cezası 2 yıl veya altında ise, sanık hakkında HAGB kararı verilebilir.
Erteleme ise, mahkemece hükmedilen hapis cezasının belirlenen şartlar dâhilinde cezaevinde infaz edilmesinden vazgeçilmesidir. Bu suçtan dolayı hükmedilen hapis cezası 2 yıl veya altında kaldığında, cezanın ertelenmesi mümkündür.

Suçun Şikayet Süresi ve Zamanaşımı
Suç işlemeye tahrik suçu, şikayete bağlı suçlardan değildir. Bu nedenle savcılık tarafından resen soruşturulur ve bu suç açısından herhangi bir şikayet süresi söz konusu olmaz. Mağdurun şikayetten vazgeçmesi de ceza davasının düşmesine yol açmaz. Suç, yalnızca dava zamanaşımı süresi içinde her zaman soruşturulabilir.
Dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir sürenin geçmesiyle, dava açılmamış veya açılmış olsa dahi yargılama kanunda öngörülen süre içinde sonuçlandırılmamışsa ceza davasının düşmesine sebep olan bir kurumdur.
Suç işlemeye tahrik suçu bakımından olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre içerisinde soruşturma ve kovuşturma yapılabilir; ancak süre dolduğunda artık soruşturma yürütülemez ve dava açılamaz.
Uzlaşma
Uzlaşma, suç isnadı altındaki kişi ile mağdurun, bir uzlaştırmacı aracılığıyla iletişim kurarak anlaşmaları anlamına gelir. Ancak suç işlemeye tahrik suçu, uzlaşma kapsamında değerlendirilen suçlardan biri değildir. Bu nedenle tarafların uzlaşması hâlinde dahi soruşturma ve kovuşturma süreci devam eder.
Görevli Mahkeme
Suç işlemeye tahrik suçuna ilişkin yargılamalar, asliye ceza mahkemeleri tarafından yürütülür.
Suç İşlemeye Tahrik Suçu Yargıtay Kararları
Gezi Eylemlerine Katılanlara Suç İşleme Çağrısı
TCK’nın 216. maddesinin uygulanabilmesi için halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge gibi farklılıklar üzerinden kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi gerekir. Ancak siyasi görüş ayrılıkları veya belli bir olaya ilişkin farklı düşünceler bu kapsamda değildir. Sanığın, Twitter hesabı üzerinden Gezi eylemlerine katılanlara yönelik yaralama ve benzeri suçlara teşvik edici paylaşımlarda bulunması, TCK m. 214 kapsamında “suç işlemeye tahrik” suçunu oluşturur. Bu nedenle suç vasfının yanlış değerlendirilerek hüküm kurulması bozma sebebidir (Yargıtay 16. CD, 2016/1077 E., 2016/3583 K.).
Suç İşlemeye Tahrike Yardım Etme
Sanıkların, Hakkari’de yapılan özerklik ilanına ilişkin basın açıklamasına katılmaları ve açıklamanın yapıldığı grupta yer almaları, TCK m. 39 kapsamında suç işlemeye tahrik suçuna yardım niteliği taşır. Silahlı örgüt üyeliği bulunmasa da suç işlemeye tahrik suçuna yardım ettikleri sabit olmasına rağmen beraat kararı verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 16. CD, 2017/535 K.).
TCK 214 ve 216 Arasındaki Fark
Sanığın Gezi eylemlerine katılanlara karşı yaralama ve benzeri suçları teşvik eden sosyal medya paylaşımları, TCK m. 214 kapsamındadır. Siyasi görüş ayrılıkları 216. maddeye değil, 214. maddeye girer. Suç vasfında yapılan yanlışlık bozma sebebidir (Yargıtay 16. CD, 2016/3583 K.).
Halkı Suç İşlemeye Tahrik Suçu
Bir siyasi miting sırasında polislere hakaret edip direnen sanığın, çevredeki vatandaşlara söylediği sözler halkı suç işlemeye tahrik kapsamında değerlendirilemez. Bu nedenle mahkûmiyet yerine beraat verilmesi gerekirdi (Yargıtay 8. CD, 2016/3554 K.).
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme – Tahrik Ayrımı
Düğünde silah atılması üzerine polisin müdahalesini engellemek amacıyla sanığın, “siz buradan kimseyi alamazsınız, devlette hükümette biziz” şeklindeki sözleri, suç işlemeye tahrik değil, görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturur (Yargıtay 8. CD, 2014/13639 K.).
Somut Eylem Çağrısı Olmayan Sözler
Bir belediye başkan adayının seçim sonrası halka yönelik “ölmesi gereken yerde ölmesini bilmeyen namerttir, Ağrı’da kan gövdeyi götürecek” sözleri, doğrudan somut bir eylem çağrısı içermediği için mala zarar verme veya direnme suçlarına azmettirme sayılmaz. Ancak TCK m. 214/1 kapsamında suç işlemeye tahrik oluşturur. Yanlış suç vasfıyla mahkûmiyet verilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 9. CD, 2010/12518 K.).
Davaya Müdahil Olma
Suç işlemeye tahrik suçundan doğrudan zarar görmeyen şikâyetçiler davaya katılamaz. Mahkemenin katılma kararı vermiş olması dahi temyiz hakkı doğurmaz. Bu nedenle şikâyetçi vekilinin temyiz talebi reddedilmiştir (Yargıtay 8. CD, 2016/8141 K.).
Şiddet İçermeyen Sosyal Medya Paylaşımı
Sanığın sosyal medyadaki “Maltepe Cezaevi bu görüntüsüyle daha çok haini barındırabilir” şeklindeki paylaşımı şiddet çağrısı içermemektedir. Kısa süre sonra paylaşımın silinmesi de dikkate alınarak eylem düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir. Bu nedenle mahkûmiyet hukuka uygun görülmemiştir (Yargıtay 8. CD, 2022/917 E., 2023/5735 K.).
“Öldürün” Şeklindeki Açık Çağrı
Sanıkların mağdura yönelik kalabalığa “öldürün” şeklindeki sözleri, topluluğu doğrudan kışkırtmaya yönelik olduğundan TCK m. 214/1 kapsamında suç işlemeye tahrik suçunu oluşturur. Ancak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında hüküm kurulması bozma sebebi sayılmıştır (Yargıtay 8. CD, 2019/7061 E., 2021/3040 K.).
Avukat Gökhan Yağmur – Küçükçekmece / İstanbul
Ben Avukat Gökhan Yağmur, uzun yıllardır İstanbul’un Küçükçekmece ve Bakırköy bölgesinde aktif olarak hukuk hizmeti vermekteyim. Çalışma alanlarım arasında başta aile hukuku (boşanma, velayet, nafaka, mal paylaşımı), ceza hukuku (hakaret, tehdit, dolandırıcılık, şantaj, cinsel suçlar, uyuşturucu suçları vb.), ticaret ve şirketler hukuku, fikri ve sınai mülkiyet hukuku (marka, patent, telif hakkı uyuşmazlıkları) ve icra-iflas hukuku yer almaktadır.
Hukuk fakültesi eğitiminin yanı sıra psikoloji alanında edindiğim akademik bilgi sayesinde, müvekkillerimin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda insani yönünü de göz önünde bulundurarak hareket etmekteyim. Her bir dosyayı sadece bir dava değil, bir insan hikâyesi olarak ele alır; çözüm odaklı, hızlı ve şeffaf bir şekilde müvekkillerime destek olurum.
Kurucusu olduğum gokhanyagmur.com.tr ve gokhanyagmur.com siteleri üzerinden, vatandaşların ve meslektaşlarımın yararlanabileceği güncel hukuki içerikler, makaleler ve Yargıtay karar analizleri paylaşmaktayım. Amacım, hukuku yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda topluma fayda sağlayacak bir bilgi kaynağı haline getirmektir.
Hukuki sorunlarınızda bana 0542 157 06 34 numaralı telefon üzerinden ulaşabilir, danışma randevusu alabilir veya web sitelerim aracılığıyla iletişim kurabilirsiniz.