Haksız Mal Edinme Suçu (CGK-K.2019/302)
Kavramsal ve Yasal Çerçeve
Haksız mal edinme suçu, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kapsamında düzenlenmiş olup, kişinin elde ettiği mal varlığının kaynağını kanun veya genel ahlak kuralları çerçevesinde açıklayamaması durumunda ortaya çıkan bir suç tipidir. Bu suçun yasal temeli, 3628 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinde ayrıntılı biçimde açıklanmıştır.
Haksız Mal Edinme Kavramının Tanımı
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 4. maddesi, haksız mal edinme kavramını şu şekilde tanımlamaktadır:
“Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.”
Bu düzenlemeye göre, bireyin gelir düzeyiyle orantısız biçimde artan serveti veya kaynağı açıklanamayan harcamaları, haksız mal edinme suçu kapsamında değerlendirilir.
Başka bir ifadeyle, failin sahip olduğu mal varlığının meşru bir kaynağa dayanmadığı ispatlanamadığı takdirde, söz konusu mal edinimi hukuken şüpheli hâle gelir.
Suçun Yasal Düzenlemesi ve Cezai Sonuçları
Aynı Kanun’un 13. maddesi, bu fiilin cezai yaptırımını belirlemektedir:
“Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar adli para cezası verilir.”
Bu hüküm uyarınca, failin gelirine oranla açıklanamayan mal edinimleri, rüşvet veya zimmet gibi daha ağır bir suç teşkil etmediği sürece, doğrudan haksız mal edinme suçu kapsamında cezalandırılmaktadır.
Dolayısıyla, kaynağı fail tarafından ortaya konulamayan mal varlıkları veya gelirle orantısız lüks harcamalar, bu suçun maddi unsurunu oluşturur.
Kanunun Amacı ve Kapsamı
3628 sayılı Kanun’un 1. maddesinde yer alan “Amaç” başlıklı hükümde şu ifadeler bulunmaktadır:
“Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edilmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında takip ve muhakeme usulünü düzenlemektir.”
Bu maddeye göre kanunun genel amacı, kamu görevlilerinin mal edinimlerinin şeffaf biçimde denetlenmesini sağlamak, rüşvet, zimmet ve yolsuzluk gibi suçların önüne geçmek ve bu yolla kamu yönetiminde dürüstlüğü ve hesap verilebilirliği tesis etmektir.
Bu çerçevede, haksız mal edinme suçu, yalnızca bireysel haksız kazancı değil, aynı zamanda kamu güvenine yönelik ihlali de hedef alır.
Kanunun Kapsadığı Fiiller ve Soruşturma Yetkisi
Kanunun 17. maddesi uyarınca, rüşvet, irtikâp, basit veya nitelikli zimmet, görev sırasında kaçakçılık, resmî ihalelere fesat karıştırma gibi fiiller hakkında re’sen soruşturma yapılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Ancak, failin bu fiillerle ilişkili yolsuzluk eyleminin somut biçimde ortaya çıkarılamadığı durumlarda, haksız mal edinme suçu devreye girer.
Kanun koyucu, bu hâllerde — eylemin daha ağır bir cezayı gerektirmemesi koşuluyla — haksız mal edinme ile birlikte mal kaçırma veya gizleme fiillerini de ayrıca suç olarak tanımlamıştır.
Hukukî Nitelik ve Suçun Özelliği
Haksız mal edinme suçu, rüşvet veya zimmet gibi doğrudan bir yolsuzluk fiiline dayanmasa da, gelirle bağdaşmayan mal varlığı artışını cezalandırarak kamu görevlilerinin dürüstlük yükümlülüğünü korur.
Bu yönüyle, suçun temelinde malın değil, malın elde ediliş biçiminin hukuka aykırılığı bulunmaktadır.
Dolayısıyla, suçun oluşumu için önemli olan, kişinin mal varlığının kendisi değil, bu mal varlığını meşru yoldan edinip edinmediğidir.
Haksız Mal Edinme Suçu ve Cezası
Yargısal Değerlendirme ve Ceza Muhakemesi İlkeleri
Özet:
Haksız mal edinme suçu, yalnızca maddi kazancın kaynağıyla değil, aynı zamanda ispat yükünün kimde olduğu tartışmasıyla da önem taşır. Ceza muhakemesinde delil değerlendirmesi, sanığın masumiyet karinesi ve “şüpheden sanık yararlanır” ilkesiyle birlikte ele alınmalıdır.
3628 sayılı Kanun’un 4. maddesi incelendiğinde, esasen kişinin sahip olduğu mal varlığından çok, bu mal varlığını elde etme biçiminin kanuna veya genel ahlaka aykırı olup olmadığının araştırıldığı görülmektedir.
Bu noktada, malın meşru bir yoldan edinildiğini ispat etme yükümlülüğünün sanığa yüklendiği anlaşılmaktadır. Yani kişi, malını kanuna veya ahlaka uygun şekilde kazandığını ya da yaptığı harcamaların gelir düzeyine uygun olduğunu göstermek zorundadır.
Ancak, bu tür bir ispat külfetinin sanığa bırakılması, ceza hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmaz. Ceza yargılamasında hiçbir tarafa ispat yükü verilmez; çünkü ceza muhakemesinin amacı, taraflardan birini ikna etmek değil, maddi gerçeğe ulaşmaktır.
Bu nedenle, delillerin toplanması ve değerlendirilmesi görevi mahkemeye aittir.
Aksi kabul edilirse, bu durum “Şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesine aykırılık oluşturur. Aynı zamanda, Anayasa’da güvence altına alınmış olan “susma hakkı” ile “masumiyet karinesi (lekelenmeme hakkı)” ilkelerinin ihlali sonucunu doğurur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/2. maddesi, “Bir suçla itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.” şeklinde düzenlenmiş; benzer biçimde Anayasa’nın 38/4. maddesi de aynı korumayı öngörmüştür.
Dolayısıyla, haksız mal edinme suçu kapsamında sanığın, gelir ve harcama kalemlerini açıklaması yalnızca bir bilgi verme yükümlülüğü olarak değerlendirilmelidir.
Bu açıklama, mahkemenin kendi araştırma sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; mahkeme, sanığın beyan ettiği gelirlerin gerçekliğini ve giderlerin orantısını kendisi incelemelidir.
Bu nedenle, sanığın mal varlığını kanuna uygun biçimde edindiğini ispatlamak zorunda olduğu şeklinde bir yorum, ceza muhakemesinin ruhuna aykırıdır.
Sanık yalnızca gelir kaynaklarını bildirmekle yükümlüdür; bu bilgilerin doğruluğunu araştırmak ve maddi gerçeğe ulaşmak ise mahkemenin görevidir.
Mahkeme, sanığın beyan ettiği gelirlerin ve giderlerin gerçekliğini araştırarak, bunların sosyal yaşantı, meslek ve gelir düzeyiyle uyumlu olup olmadığını değerlendirmelidir.
Sonuç olarak, haksız mal edinme suçu bakımından sanığa yüklenen ispat yükü, mahkemenin re’sen araştırma yapma görevini ortadan kaldırmaz.
Yargılama makamı, delilleri kendiliğinden toplamalı, sanığın gelir ve harcamalarına ilişkin beyanları da bu kapsamda denetlemelidir.
Böylece hem maddi gerçeğe ulaşma hem de adil yargılanma ilkeleri bir arada korunmuş olur.
Haksız Mal Edinme Suçu ve Cezası
Somut Olayın Değerlendirilmesi
Özet:
Haksız mal edinme suçu açısından yargısal inceleme, sanığın gelirleriyle mal varlığı arasındaki orantının titizlikle karşılaştırılmasını gerektirir. Bu süreçte bilirkişi incelemesi, gelir-gider analizi ve hukuka uygun delil değerlendirmesi büyük önem taşır.
Yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda, haksız mal edinme suçunun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin belirlenebilmesi için ilk derece mahkemesi tarafından kapsamlı bir inceleme yapılması gerekmektedir.
Mahkeme, sanığın mal varlığını, gelir kaynaklarını ve harcama kalemlerini tespit etmek amacıyla, bir bankacı, yeminli mali müşavir veya hesap uzmanı gibi konunun ehli kişilerden oluşan bir bilirkişi heyeti görevlendirmelidir.
Ayrıca sanığın aile bireyleriyle birlikte yaşama biçimi, mesleki durumu ve sosyal seviyesi de dikkate alınarak, gelirleriyle temel harcamalarının orantılı olup olmadığı uzman raporlarıyla değerlendirilmelidir.
Bu çerçevede bilirkişi heyetinin, sanığın ve ailesinin 2007–2012 yılları arasındaki gelirleriyle mal bildirimlerini karşılaştırması; bu dönemde edinilen taşınır, taşınmaz mallar, hak ve alacakların yasal kaynaklara dayanıp dayanmadığını tespit etmesi gerekir.
Aynı şekilde, kredi kartı harcamaları, lüks tüketim alışkanlıkları ve olağan dışı borçlanmalar da inceleme kapsamına alınmalıdır.
Bu değerlendirmelerin ardından, mal varlığında gelirle orantısız bir artış olup olmadığı kesin biçimde belirlenmelidir.
Tespit Edilmesi Gereken Hususlar
Haksız mal edinme suçunun sağlıklı biçimde değerlendirilebilmesi için, mahkemenin aşağıdaki noktaları hiçbir şüpheye yer bırakmayacak açıklıkta ortaya koyması gerekir:
- Sanığın hangi mal varlığını hangi tarihte edindiği,
- Bu edinimlerin yasal kaynağının bulunup bulunmadığı,
- Gelir düzeyiyle mal varlığı arasında uyum olup olmadığı,
- Mevcut gelir dikkate alındığında hangi mal varlıklarının haksız mal edinme kapsamında değerlendirileceği,
- Haksız edinilen mal varlığının faiz tutarının ne kadar olduğu,
- Bu malların başka bir davada daha ağır bir suçla bağlantısının bulunup bulunmadığı.
Bu maddeler, hükmün denetlenebilirliğini sağlamak ve maddi gerçeğe ulaşmak bakımından zorunludur.
Ceza Muhakemesinin Amacı ve Delil Değerlendirmesi
Ceza muhakemesinin temel amacı, kanuna uygun biçimde toplanan deliller ışığında maddi gerçeğe ulaşmak ve adaleti tesis etmektir.
Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK hükümleri, adil, etkili ve hukuka uygun bir yargılamayla maddi gerçeğe ulaşmayı esas alır.
Bu nedenle, mevcut bütün deliller toplanmalı, incelenmeli ve karşılıklı olarak tartışılmalıdır.
Yargılama makamı, haksız mal edinme suçu yönünden sanığın gelir ve gider dengesine ilişkin tüm belgeleri değerlendirerek karar vermelidir.
Somut Olayın Sonucu ve Beraat Gerekçesi
Somut olayda, kapatılan B. Cumhuriyet Başsavcılığında görev yapan sanığın mal varlığında 692.748,37 TL’lik bir artış olduğu iddia edilmiştir.
Ancak yapılan incelemelerde, sanığın bu miktardaki artışı açıklayamadığı iddiası, bilirkişi raporlarıyla desteklenememiştir.
Dosyaya sunulan ilk bilirkişi raporlarında yalnızca bankalardaki para girişleri üzerinden değerlendirme yapılmış, hesaplar arası para hareketleri göz önüne alınmamıştır.
Bu sebeple, hesap hareketlerinin tekrar eden kayıtları toplamda yanıltıcı bir tablo oluşturmuştur.
Daha sonra düzenlenen raporlarda ise, bu hatalı yöntem düzeltilmiş ve sanığın mal varlığında gerçekte yalnızca 69.531,57 TL’lik bir fark bulunduğu belirlenmiştir.
Son bilirkişi raporunda sanığın kullandığı bireysel krediler, konut kredileri ve banka borçlanmaları incelenmiş; herhangi bir haksız kazanç aktarımı olmadığı, sanığın yatırımlarını çoğunlukla banka kredileriyle yaptığı tespit edilmiştir.
Mahkeme, 29.05.2017 tarihli son bilirkişi raporunu esas alarak, sanığın gelirleriyle mal varlığı arasında fark bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır.
Yargılama sonucunda sanığın banka hesaplarına kaynağı belirsiz para girişinin olmadığı, mal bildirimleriyle uyumlu davrandığı ve suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
Sonuç
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın haksız mal edinme suçunu işlediğini gösteren kesin ve inandırıcı delil bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmiş, son rapor usulüne uygun biçimde hazırlanmıştır.
Mahkeme gerekçesi dosya kapsamıyla uyumlu olduğundan, ek bilirkişi incelemesine veya yeni araştırmaya gerek bulunmamıştır.
Bu nedenle, beraat hükmünün yerinde olduğu ve eksik incelemeye dayanmadığı kabul edilmelidir.
Avukat Gökhan Yağmur Kimdir?
Av. Gökhan Yağmur, İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren, ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve fikri mülkiyet hukuku alanlarında uzmanlaşmış bir avukattır. Uzun yıllara dayanan mesleki deneyimiyle birlikte yalnızca dava ve uyuşmazlıkların çözümünde değil, aynı zamanda önleyici hukuk danışmanlığı, sözleşme yönetimi ve şirketlere stratejik hukuki destek sunmaktadır.
Ceza yargılamaları, boşanma ve velayet davaları, ticari uyuşmazlıklar ve marka–patent süreçlerinde müvekkillerine etkin savunma ve çözüm odaklı yaklaşımıyla hizmet vermektedir. Ayrıca TÜRKPATENT, USPTO ve EUIPO nezdinde marka tescili ve fikri mülkiyet koruması konularında hem yerli hem de yabancı müvekkillere danışmanlık sağlamaktadır. – Turkey Brand Law
Kurucusu olduğu Hukuk Plus, HukukBankasi.net ve diğer dijital projeleriyle hukuk öğrencileri, stajyer avukatlar ve meslektaşlara yönelik özgün bir ekosistem geliştirmiştir. Bu sayede hukuk bilgisinin paylaşımı, güncel içtihatların takibi ve mesleki dayanışmanın güçlenmesine katkı sunmaktadır.
Av. Gökhan Yağmur, girişimci vizyonu ile yalnızca klasik avukatlık hizmeti sunmakla kalmayıp; marka yönetimi, e-ticaret hukuku, uluslararası şirket danışmanlığı ve dijital hukuk çözümleri alanlarında da fark yaratan çalışmalara imza atmaktadır.
Daha fazla bilgi için:
📌 www.gokhanyagmur.com
📌 www.gokhanyagmur.com.tr
📞 0542 157 06 34
Yolculuk Süresini Hesaplayın
Yakındaki yerler için seyahat süresini ve yol tariflerini görün